"avukattan ne beklenir?"

bugün denk geldiğim bir diyalog;
-avukat bey bana meclisten milletvekili bulun.
şaştım kaldım. pes artık dedim.
ayıp yahu. yakında faturalarımızı da ödeyin diye gelirlerse hiç şaşmamak lazım.
sonra düşüdüm de; acaba biz avukatlar mı çok yüz veriyoruz müvekkillere?

Hacze gidersiniz insanlar evimi işimi başıma yıktın açıkta koydun deyip saldırmaya başlarlar evimi yıktın deyip müvekkil sorumlu olmaz pek o sırada;sonra başka bir alanda mahkemeye girersiniz göreviniz müvekkilinizi savunmaktır çıkarsınız müvekkilinizi savunup diğer tarafın suçluluğunu gözönüne serdiğiniz için insanlar kin ve nefretle bakarlar kin kusarlar adeta işte insanlar size işiniz gereği her türlü vicdani insan davranışından yoksun kılarlarAvukatlık da böyle birşeydir.işinizi yaparsınız ama siz hep kötü bir insansınızdır..saygılar..

Hukuksal işlemleri nedeni ile fazlaca masrafa girdiğini düşünen bir müvekkilimce dün yapılan ve bu sabah yayınlanan son düzenlemeye göre:
Avukatın elindeki sonsuz yetkili Genel Vekaletnameye dayanarak,
harçların ve Mahkeme masraflarının çok fazla olduğunu ileri sürerek müvekkili yararına Adli makamlarla bu işin olurunu konuşması beklenir.

Bir arkadasim sinirli bir sekilde iceriye girdi.. Ne oldu dedim.. "Avukatima sinir oldum" dedi. Saskin yuzune baktik.. "Kardesim madem davayi kaybedecegiz neden bu davayi aldi anlamadim" diye soylendi.. Gulmemek icin dudaklarimi isirdim..

Oyle ya neden su avukat milleti kaybedecekleri davayi alirlar ki..

Avukat dedigin dava kaybetmez..

İki meslek vardır... insanlar o meslek sahiplerine zorda kalmadıkça baş vurmak istemez. bu meslek sahiplerine bedel ödemek istemez. avukatlık ve doktorluk işte bu sebeple zor meslektirler ve avukatların dava kaybetme riski doktorların ise hastalarını kaybetme riski vardır. bu meslek sahiplerinin yaptığı fedakarlıklar da hastayı ve davayı kaybedince gözden kaçırılır. Ayrıca bilmeleri gereken bilgiyi elde etmek için geçmişte ne kadar çalışmış olduklarını da herkes unutur.
Bir ressam bir adamın resmini çizer ve yüklüce bedel ister... adam bir saatte yaptığın şu resim için biraz çok bedel istemedin mi? diye sorar. Ressam ise ben o bir saat için kırk yılımı verdim der...

Dün bindiğim taksinin şöförüne taksimetrede yazılan ücret -21 YTL- gereğince 20,50 YTL verdim. Çünkü 50 kuruş bulamadım; bunun üzerine "50 kuruş eksik isterseniz 50 YTL vereyim onu bozun" dedim. Ne derse beğenirsiniz" Ne önemi var avukat hanım biz de bir gün size danışmaya geliriz" (Yolculuk sırasında konuşurken bir vesileyle avukat olduğumu öğrenmişti) Yani anlayacağınız üzere "50" kuruşa danışmanlık hizmeti vereceğim ve böylece ödeşeceğiz!

50 kuruşu vermesi bile bence büyük ilerleme, mahallenizdeki bakkal size bir ihtarnameyi bedava yazdırmaya çalışır ama siz ondan bir kibrit isteseniz size bedava vermez. Yani taksiciyi takdir etmek lazım

avukata vekalet verdikten sonra avukat o kişinin bir işçisidir artık. hatta nikahlısı... istediği zaman, istediği şekilde gelir, gider, danışır, arar, geceyarısı bile arar, canı sıkkınsa sitem edebilir, davası olmaz bir işse suçlar, azleder vs... bunun yanısıra hiç hatır bilmeyen müvekkil de yok mudur? elbette vardır. ancak tüm avukatlar nasıl paragöz nasıl aç (!) kişilerse tüm müvekkiller de böyle bir genelleme anında avukatlara işkence etmeyi vazife bilen kişiler olarak kayıtlara geçmektedir

Telif yasası üzerinde yapılan çalışmalara katıldığım için meslektaşlarımda en iyi avukatları benim tanıdığıma dair bir kaanat oluşmuş durumda..

Geçenlerde dostlardan bir tanesinin başı sıkışmış aradı.. "Cancağızım bana bir avukat önersene iyilerinden olsun ama bu aralar elim sıkışık ucuz olsun"..

Telefonu kapattıktan sonra düşündüm.. Acep sezon sonu indirimleri gibi avukatların da indirimli dönemleri varmıdır.. Yanımdakilere anlattım, gözümüzün önünde camlara yapıştırılmış ilanlar canladı..

"%50 indirim, dilekçe ve danışma bedava.. Eh doktorlar yapmaya başladılar avukatlar neden yapmasın.."

Gülmekten yerlere yattık..

Emniyet araştırması ile bile bulunamayan kişiyi bulması beklenir, yine beklenir ve ısrarla beklenir...

Geçenlerde bir müvekkilimiz müşteki olduğu bir dosyada sanık hiç bir akrabalıkları olmamasına rağmen "Müşteki benim teyzemin oğludur.Olay da şakalaşma sırasında oldu" deyince bize dönerek "Gerçekten teyzemin oğlu olamaz değil mi?" diye sordu.Artık avukatlardan DNA analizi de bekleniyor galiba

Bir başka müvekkilimiz kendisine bir tebligat geldiğini,evde nereye koyduğunu hatırlamadığını söyleyerek tebligatın içeriğinin ne olduğunu ve nerede olduğunu sordu bize.Kristal kürem yanımda olmadığı için cevap veremedim tabi

Avukattan yaptıkları hukuki hizmet karşılığında ücret almaması, masraf talep etmemesi,buna karşılık işi şimşek hızıyla sonuçlandırıp kazanması beklenir! Bazen de şöyle söylenir; Benden vekalet ücreti istemeyin,karşı taraftan alın!Ayrıca avukatın mutlaka üst düzeylerde tanıdıkları,ilişkileri olması gerekir; zira adalet hukuk yoluyla değil, bu ilişkiler vasıtasıyla tecelli edecektir!

Bazen gelip sorarlar, hakim tanıdığınız var mı?
Yahu Adliyede hepsini görüyor tanıyoruz. Tabii bu "tanıdık" talebi aslında danışan kişinin işi için istediği sonuca göre karar verecek bir hakim talebidir.
Yok kardeş, var da yok, çünkü herkes işini gereği gibi yapacak ve hukukçular bu niyette bunu bil.

Alıntı: Yazan Av.Ferda Aydın Avukattan yaptıkları hukuki hizmet karşılığında ücret almaması, masraf talep etmemesi,buna karşılık işi şimşek hızıyla sonuçlandırıp kazanması beklenir! Bazen de şöyle söylenir; Benden vekalet ücreti istemeyin,karşı taraftan alın!Ayrıca avukatın mutlaka üst düzeylerde tanıdıkları,ilişkileri olması gerekir; zira adalet hukuk yoluyla değil, bu ilişkiler vasıtasıyla tecelli edecektir!

Ferda Hanım durumu o kadar iyi özetlemiş ki! Kesinlikle katılıyorum. Bazen de tanıdığı veya arkadaşı olup da icraya verdiği borçluyla anlaşıp gelen alacaklılar olur ve borçludan alacağınız vekalet ücreti için bile sizinle pazarlık eder. Avukatım yardımcı ol diye gözünüzün damarına bakar. Güya amacı o kişiyi kaybetmemektir. En sinir bozucu durum da budur.

Avukatlar milyonlarca kanun maddesini hatta yönetmelikleri ezbere bilmelidir.

Sorununuz hukuki olsun veya olmasın her saatte her yerde ona danışabilirsiniz.

Avukatlar uyumaz,aile düzenleri yoktur.O nedenle haftanın her gün ve saatinde aramaktan çekinmeyin.Gece gündüz,hafta sonu, bayram seyran, gece yarısı saat 12:00 da veya balayında arayabilirsiniz.

Kadın veya erkek olsun avukatınızı nereye isterseniz çağırın hangi saatte
olursa olsun, gelirler,gelmezlerse fevkalade ayıp ederler.

Her ne kadar Türkiye Barolar Birliği tarafından "danışma ücrete tabidir" denilse de inanmayın.Doktorların muayene ücretini mutlaka ödeyiniz ama avukatın ücreti diye bir şey düşünerek strese girmeyiniz.

Yılların bilgi birikimine dayanarak da olsa sadece iki cümle kurmak için para alınmaz, hele sizi falanca dost göndermişse hiç para alınmaz.Ama doktor
"bir şeyciğin yok 2 saat uyu geçer" dediğinde vizite ücreti mutlaka verilmelidir. Çünkü size beş dakikasını ayırmıştır.

Avukat dava masraflarını cebinden yapar.Siz bunu dert etmeyin.Allah'ın avukatlara özel olarak para gönderdiğini hepiniz biliyorsunuz.Türkiye'de Allah bunu başka hiçbir meslek mensubuna yapmaz.

Dava harçlarının yüksek olması durumunda,bilirkişi ücretini fahiş bulduğunuzda doğrudan onlara kızıp söylenebilirsiniz.

Dava aşamasında,mutlaka bildiğiniz tüm avukat,emekli hakim, zabıt katibi ve hatta başından buna benzer dava geçmiş olan tüm dostlarınıza ve bakkalınıza danışıp avukatınıza iletin.Onların fikirleri avukat için önemlidir. Nasıl olsa işinizin masraflarını o yaptığı için hiç olmazsa hukuki bilgileri de siz ona aktarın.

İşin başlangıcında size davanızın kazanılmasının çok zor olduğunu,hatta haksız olduğunuzu söylemiş olsa bile, dava kaybedildiğinde bu gene sadece avukatın suçudur.

Siz adam öldürmüş olabilirsiniz ama beraat kararı alamayan avukat hatalıdır.

Boşanma davanıza bakıyorsa eğer, saat başı arayıp konu ile ilgili veya ilgisiz son gelişmeleri lütfen ona bildirin.Kayınvalidenizin,görümcenizin dedikleri, sabahı beklemeyecek kadar önemlidir avukat için.

Davanız uzayabilir.Bu durum hakim değişikliği, bilirkişinin raporunu geç vermesi, duruşma tarihinin uzun aralarla verilmesinden kaynaklansa da iktidarı ele geçirip bunları düzeltmediği için yine avukat sorumludur.

Davanıza bakan hakimi veya savcıyı tanıyan bir yakınınız varsa mutlaka onu
devreye sokun, böylece probleminizi avukatsız çözebilirsiniz. Zaten hakim ve savcılar da sizden bunu beklerler ve bu çok hoşlarına giden bir yoldur.

Davanızda göstereceğiniz tanıkların ne bildiğinin önemi yoktur. Kanuna aykırı olsa da avukat, sizin için onlara ne diyeceklerini öğretmelidir. (Hatta duruşmada tanıklarınızın şaşması halinde dahi avukat sorumludur)

Bir borcunuz dolayısıyla hakkınızda icra takibi yapılmışsa bunu tek sorumlusu alacaklınızın avukatıdır.Bu avukat evinize veya işyerinize hacze geldiğinde ona dilediğinizi yapma hakkınız vardır. Küfür edin,tehdit edin hatta öldürün.İşte bu konuda özgürlüklerin en genişine sahipsiniz.

Karşı tarafın avukatı, artık meslektaşımız değil bizim düşmanımızdır. Adliye
koridorunda onunla sohbet ediyorsak, bu aslında iki yakın arkadaş olmamızın
değil, sizi satmış olduğumuzun bir göstergesidir.

Avukatınız Amerikan filmlerinde görüldüğü gibi uzun uzun savunma yapamıyorsa, yargıcı bir yana atıp tanıklara kendisi soru sorarak onların
yalanlarını ortaya çıkaramıyorsa beceriksizliğine verin.Hatta bu avukat
duruşmaya tam olarak saat kaçta girileceğini bile bilmez, sizi duruşma kapısında bekletirse onu azledip tazminat isteyin.

Sizin işinizi yaparken avukatın tek amacı adalet, daha doğrusu sizin için
adalet olmalıdır. Ona para teklif etmenize gerek yoktur. Avukat başka işlerden kazanır parasını. Kumarmış, kadın veya beyaz zehir size ne,nereden kazanırsa
kazansın önemli olan size bedava çalışmasıdır.Hatta isterseniz öğlene doğru gidin de size yemek ısmarlasın. Afiyet olsun!

Aaa Av.Neşe hanım, icraya giden avukatın insafsızlığını unutmuşsunuz..

bütün bu yazilari bir hukuk ögrencisi olarak uzulerek ve biraz da tebessumle okudum ama her seye ragmen hukukcu olmak bana ayricalik gibi geliyor ve sizlerinde bu olaylara ragmen mesleginizi severek yaptiginiza inaniyorum yasadiklariniza bakarak ne kadar yüce bir meslek sectigimi bir kez daha anladim bu yüzden hepinize ayri ayri tesekkur ediyorum

Alıntı: Yazan Av.Ferda Aydın Dün bindiğim taksinin şöförüne taksimetrede yazılan ücret -21 YTL- gereğince 20,50 YTL verdim. Çünkü 50 kuruş bulamadım; bunun üzerine "50 kuruş eksik isterseniz 50 YTL vereyim onu bozun" dedim. Ne derse beğenirsiniz" Ne önemi var avukat hanım biz de bir gün size danışmaya geliriz" (Yolculuk sırasında konuşurken bir vesileyle avukat olduğumu öğrenmişti) Yani anlayacağınız üzere "50" kuruşa danışmanlık hizmeti vereceğim ve böylece ödeşeceğiz!

işten çıktığımda yolumun üzerindeki eski bir kitapçıya zaman zaman uğrarım. Bir keresinde yine uğradım. 2 ytlik küçük eski bir kitap alacağım. 20 ytl uzattım. Bozuk çıkaramadı. Ben "kitabın parasını istersen yarın geçerken vereyim yada kalsın, yarın alırım." dedim. "Abi sen avukat değil misin parayı bırakıp yarın üstünü sen alsan olmaz mı?" demişti.
Yine bir arkadaşım anlatmıştı. Yaşlı adam mahkemede davasını tam anlatamayınca, hakim "amca sen bu işi beceremiyorsun en iyisi bir avukat tut" demiş. Adam "Hakim bey ben geçimimi zor sağlıyorum. Bir de eşkiya mı besleyeceğim." demiş.
Güler misin ağlar mısın?

Aslında konunun esası kişinin kendisinde bitiyor. Siz kendi mesleğinizi ciddiye alıp, mesleğinize saygı duyuyorsanız, karşınızdaki insan ne yaşamış olursa olsun, belli bir dönem sonra sizden etkilenerek o da sizin mesleğinize saygı duymaya başlıyor.

Mesleğimde beni yetiştiren ustalarımdan biriyle bu konuyu tartışmış, sonucunda ben de buna benzer bir cevap almıştım...

"Sen mesleğine saygı duyarak icra edersen, çevrendekilerde senin mesleğine saygı duymayı öğrenir"...

Bir avukatın görevi adaleti sağlamak değil , müvekkilinin hukuki menfaatini korumaktır. Elbette bunun belirli kuralları vardır. Bir işte müvekkilden beklediğim tek şey ( ücret dışında ) bana karşı dürüst olmasıdır. Bir ceza davasında müvekkilime nasıl ifade vermesi gerekeceğini elbette söyleyeceğim. Fail bile olsa iddia makamı ispatlayamadı diye itiraf edecek değil ya. Susma hakkının anlamını bilmeyen bir sanığa , lehine olacaksa bunu telkin etmenin nesi kötü. Madem nasıl ifade vermesi gerektiği konusunda yardım etmeyeceğiz. O zaman neden müvekkille izole bir ortamda görüşüyoruz. Sanık bana karşı dürüst olsun , isterse müebbetlik olsun. Beraat etme ihtimali varsa zorlarım. İddia makamı adam gibi çalışsın. Hukuk davalarında da herkes kendi delilini sunar. Müvekkil haksız bile olsa ispat şartlarıyla , veya usul kurallarıyla lehe karar çıkarabileceksem onu da zorlarım. Adalete yardımcı olmak için aleyhe delil mi sunacağım. Adı üstende . Biz vekiliz. Müvekkil adına hareket ederiz. Tabii herşey kural dahilinde. Tanıkları etkilemek , bilirkişileri yönlendirmek , dosyalardan evrak yürütmek , Yargıtay'da tanıdığı olmak , cezaevine madde sokmak , nasıl suç işleyebileceği konusunda yol göstermek elbette yanlış ve suçtur ama bunları yapan da var. Üstelik birilerinin gözünde iyi avukat oluyorlar.

AVUKATI KULLANMA REHBERİ(ARTIK MÜVEKKİLLERİN BİZLERE BAKIŞ AÇISI BUDUR...)

Sorununuz hukukî olsun veya olmasın bize her yer ve saatte danışabilirsiniz.
• Her birimiz milyonlarca kanun maddesini, hatta yönetmelikleri ezbere biliriz.

• Biz uyumayız, aile düzenimiz yoktur. O nedenle bizi haftanın her gün ve saatinde aramaktan çekinmeyin. Neresi olursa atlar geliriz.

• Her ne kadar Türkiye Barolar Birliği tarafından “danışma ücrete tabidir” denilse de inanmayın. Doktorların muayene ücretini mutlaka ödeyiniz ama bizim, yılların bilgi birikimine dayanarak da olsa, sadece iki cümle kurmak için para almamız, hele ki falanca dostumuzun göndermiş olduğu sizden hiç mümkün değildir.

• Dava masraflarını cebimizden yaparız. Siz bir de bunu dert etmeyin. Allah’ın Avukatlara özel olarak para gönderdiğini hepiniz biliyorsunuz. Türkiye’de Allah bu yardımı başka hiçbir meslek mensubuna yapmaz.

• Dava harçlarının yüksek olması durumunda, bilirkişi ücretini fahiş bulduğunuzda yine bize kızıp söylenebilirsiniz. Çünkü Yasama organındakiler işi bize bıraktığından bunları biz belirliyoruz.

• Dava aşamasında biz avukatınız olsak bile, mutlaka bildiğiniz tüm avukat, emekli hâkim, zabıt katibi ve hatta başından buna benzer bir dava geçmiş olan tüm dostlarınıza ve bakkala danışıp bize iletin. Onların fikirleri bizim için çok önemli. Nasıl olsa işinizi bedava yaptığımız için hiç olmazsa hukukî bilgileri alalım sizden.

• İşin başlangıcında, size davanızın kazanılmasının çok zor olduğunu, hatta haksız olduğunuzu söylemiş olsak bile, dava kaybedildiğinde bu gene de sadece bizim suçumuzdur.

• Siz adam öldürmüş olabilirsiniz, ama beraat kararı alamayan avukat hatalıdır.

• Boşanma davanıza bakıyorsak eğer, bizi saat başı arayıp konu ile ilgili veya ilgisiz son gelişmeleri lütfen bildirin. Kayınvalidenizin görümcenize dedikleri, sabahı beklemeyecek kadar acildir bizim için.

• Davanızın uzaması konusu, hâkim değişikliği, bilirkişinin raporunu geç vermesi, duruşma tarihinin uzun aralarla verilmesinden kaynaklansa da İktidarı ele geçirip bunları düzeltmediğimiz için yine bizim sucumuzdur.

• Davanıza bakan hâkimi veya savcıyı tanıyan bir yakınınız var ise mutlaka onu devreye sokun, böylece probleminizi avukatsız çözebilirsiniz. Zaten hâkim ve savcılar da sizden bunu beklerler ve bu çok hoşlarına giden bir yoldur.

• Davanızda göstereceğiniz tanıkların ne bildiğinin bir önemi yoktur. Biz onlara ne diyeceklerini öğretiriz, işimiz bu. Eğer duruşmada tanık dilediğiniz gibi ifade vermemiş ise, biz işimizi yapamamışız demektir.

• Bir borcunuz dolayısıyla hakkınızda icra takibi yapılmışsa bunun tek sorumlusu alacaklınızın avukatıdır. Bu avukat evinize veya iş yerinize hacze geldiğinde ona dilediğinizi yapma hakkınız vardır. Küfür edin tehdit edin, dövün hatta öldürün… İşte bu konuda özgürlüklerin en genişine sahipsinizdir.

• Karşı tarafın avukatı, artık meslekdaşımız değil bizim düşmanımızdır, adliye koridorunda onunla sohbet ediyorsak, bu aslında iki yakın arkadaş (belki de sınıf arkadaşı) olmamızın değil, sizi satmış olduğumuzun bir göstergesidir.

• Türkiye'de davalara Amerikan filmlerinde görüldüğü gibi bakılabilir. Avukatınız uzun uzun savunma yapmıyorsa, tanıklara kendisi sorular sorup onların yalanlarını ortaya çıkartamıyorsa bunu onun beceriksizliğine verin. Hatta bu avukat duruşmaya tam olarak saat kaçta girileceğini bile bilmez, sizi duruşma kapısında bekletirse onu azledip tazminat isteyin.

• Yemin ederken filmlerde gördüğünüz gibi sağ elinizi kaldırmayı sakın unutmayın. Biz de bunu Hukuk Fakültesinde öğrenemedik, USA filmlerinden öğrendik zaten.

• Sizin işinizi yaparken tek amacımız adalet, daha doğrusu sizin için adalettir; Bize para teklif etmenize gerek yoktur; Biz başka işlerden kazanırız nasıl olsa… Hatta bizi size tavsiye eden ortak dostumuz, şüphesiz size bizim ücretsiz avukatlık yaptığımızı söylemiştir. Hatta isterseniz öğlene doğru gelin de size yemek ısmarlayalım.

• Bize bir şey sormak isterseniz zahmet edip, yol parası harcayıp gelmenize gerek yok; cep telefonundan bir sinyal verip kapatın, eğer numaranız bizim telefonumuzda görünürse hemen sizi ararız ve yarım saatte tüm sorularınızın yanıtını alırsınız. Böylece bedava iş yaptırdığınız aile dostu avukatın işi savsaklayıp savsaklamadığını da bedavadan öğrenmiş olursunuz.

• Avukata peşin para vermenize gerek yok diye daha önce söylemiştik. Sizinle ücret sözleşmesi yapmak isteyen avukattan hiç çekinmeyin imzalayın. Hiçbir avukat kendi alacağını tahsil edemediği gibi bu işi verebileceği bedava avukat da bulamayacağından paranız cebinizde kalır.

avukattan herşey beklenir..suçluyu beraat ettirmek, borçluyu alacaklı hale getirmek, haksızı haklı haklıyı haksız hale getirmek..Bunların hepsi beklenenler arasında...Sorun ise istisnalar olmakla birlikte , bizim beklentilere cevap verme gayreti içerisinde olmamız..Ve bu durum oldukça rahatsız edici...

Alıntı: Yazan Gülümse Aaa Av.Neşe hanım, icraya giden avukatın insafsızlığını unutmuşsunuz..

Borçlunun hasmı hacze gelen avukattır! .Oysa ne alacaklısı ne de avukatı hasmı değildir. Ama avukat hacze geldiği için ondan kötüsü de yoktur.Bu nedenle avukata edilen hakaretler ve saldırılar revadır.