Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Polİs Tarafindan Avukata Hakaret

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-02-2011, 16:48   #1
Avanıl

 
Varsayılan Polİs Tarafindan Avukata Hakaret

Aslında olay 2009 yılı yerel seçimlerin yapıldığı gece olmuştur. Gece 11.30 sıralarında bir müvekkilim beni arayarak, evinin önünde polisler ile sorun yaşadığını ve giderek de sorunun büyüyebileceğini söyleyerek beni yanına çağırdı. Ben de evim yakın olduğundan olay yerine gittim ve gittiğim anda birden fazla polis arabasının uzaklaştığını ve etrafta bir kalabalığın toplandığını gördüm. Hemen kalabalık gruba giderek olayın ne olduğunu sorduğumda, müvekkilimin polislerle tartıştığı daha sonra kelepçelendiğini ve polisler tarafından dövülmeye başlandığını öğrendim. Kalabalıktakilere şahitlik yapıp yapmayacaklarını sordum ve şahitlik yapacakların telefon numaralarını alarak karakola doğru yola çıktım. Ancak hemen az ileride bir kaç polis arabasının durduğunu görünce bende hemen yanlarına gittim ve bir polis arabası içinde müvekkilimi elleri arkadan kelepçeli, ağzı burnu kan içinde buldum. İlk olarak da polislere kimliğimi göstererek araçtaki şahsın avukatı olduğumu söyledim. Beni o an orada gördüklerinde polisler de şaşırdı. Ben polislere müvekkilimin suçunun ne olduğunu ve neden onu burada araç içinde tuttuklarını sordum. O anda her polis farklı şeyler söyledi. Kimi kimliğini göstermedi dedi. Kimi bize hakaret etti dedi. Bende kendilerine görevinizi yapın ya bu adamı hastaneye götürün ya da karakola götürün dedim. Bunun üzerine ortam giderek kızıştı ve bir polis memuru önce bana işimizi zorlaştırıyorsunuz gidin buradan dedi. Daha sonra ise iyiye kızgınlaşarak ve benim üzerime yürüyerek (müvekkilimin alkollü olmasından kasıtla) sende avukat olmuşsun kimi savunacağını bilmiyorsun, gelmiş burada sarhoşu savunuyorsun, avukat mısın nesin bir de seninle mi uğraşacağım lan, defol git burdan, avukatlık yapmayı öğren şeklinde hakaretlerde bulundu. Bu arada müvekkilimde benim bulunduğum yerden diğer polisler tarafından kaçırıldı.

Bunun üzerine ben müvekkileme yapılanlardan dolayı fiili işleyen polis memurlarından bana yapılanlardan dolayı da hakaret eden polisten şikayetçi oldum. Ancak olaylar sırasında orada olan 4 polis memuru da benden şikayetçi oldu. Ancak şikayet sebebi olarak benim onlara müvekkilimi nereye götürüyorsunuz, size güvenmüyorum, müvekkilimin akıbetinden endişe duyuyorum şeklindeki beyanlarda bulunarak görevlerini yapmalarına engel olmamı gösterdiler. Ben her ne kadar bu beyanları söylememiş olsam da, bu beyanlar görevlerini yapmalarına engel olacak beyanlar olmadığı gibi görev başındaki bir avukatın söyleyebileceği beyanlardır. Haksız yere dayak yemiş, elleri arkadan kelepçelenmiş bir müvekkilini gören başka bir avukat bunlardan daha beterlerini dahi söyleyebilir.

Savclık makamı da benim ifademe itibar etmiş ve benim hakkımda dava açmamıştır. Müvekkilimi darp edenler hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralamadan, benimle ilgili olarak da hakaretten dava açmıştır. Ancak savcılık makamı benim ile ilgili davayı basit hakaretten açmıştır. Bununla ilgili olarak ben mahkemeye yazılı olarak dilekçemi de verdim. Çünkü ben o gece tesadüfen olay yerinden geçen birisi değildim. Avukatlık görevimden dolayı hukuki koruma isteyen birisi için orada bulunuyordum. Dolayısı ile ben bu sıfatla orada bulunurken savclık makamı davayı TCK 125/1-4 maddelerine dayanarak açmıştır. Oysa davanın avukatlık kanununun 57. maddesinin göndermesi ile ( görev sırasında ve yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar) TCK 125/3-4 ten açması gerekirdi.

Mahkemede henüz bu konuda bir karar vermedi. Ben bu suçu şahsi olarak sadece tarafıma karşı işlenmiş bir suç olarak düşünmediğimden durumu İstanbul Barosu'na da bildirdim. İlk 3 celsedir barodan bir müdahale talebi olmadı. Ancak barodan tarafıma verilen en son bilgi bir dahaki celse baro olarak müdahale edeceklerini öğrendim.

Bu arada benim avukat olarak görevimi yapmamı engelleyen polis memurları şu an yargılandıkları davada savunma yapmak için barodan avukat istediler ve ifade vermediler. İşte bu da gösteriyor ki, herkesin bir gün savunmaya ve savunulmaya ihtiyacı olabilir.

Mesleğimizi yaparken karşılaştığımız zorlukların bizi yıldırmaması içinde bu olayları siz meslektaşlarıma buradan bildirmek istedim.
Old 11-02-2011, 18:04   #2
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avanıl
Aslında olay 2009 yılı yerel seçimlerin yapıldığı gece olmuştur. Gece 11.30 sıralarında bir müvekkilim beni arayarak, evinin önünde polisler ile sorun yaşadığını ve giderek de sorunun büyüyebileceğini söyleyerek beni yanına çağırdı. Ben de evim yakın olduğundan olay yerine gittim ve gittiğim anda birden fazla polis arabasının uzaklaştığını ve etrafta bir kalabalığın toplandığını gördüm. Hemen kalabalık gruba giderek olayın ne olduğunu sorduğumda, müvekkilimin polislerle tartıştığı daha sonra kelepçelendiğini ve polisler tarafından dövülmeye başlandığını öğrendim. Kalabalıktakilere şahitlik yapıp yapmayacaklarını sordum ve şahitlik yapacakların telefon numaralarını alarak karakola doğru yola çıktım. Ancak hemen az ileride bir kaç polis arabasının durduğunu görünce bende hemen yanlarına gittim ve bir polis arabası içinde müvekkilimi elleri arkadan kelepçeli, ağzı burnu kan içinde buldum. İlk olarak da polislere kimliğimi göstererek araçtaki şahsın avukatı olduğumu söyledim. Beni o an orada gördüklerinde polisler de şaşırdı. Ben polislere müvekkilimin suçunun ne olduğunu ve neden onu burada araç içinde tuttuklarını sordum. O anda her polis farklı şeyler söyledi. Kimi kimliğini göstermedi dedi. Kimi bize hakaret etti dedi. Bende kendilerine görevinizi yapın ya bu adamı hastaneye götürün ya da karakola götürün dedim. Bunun üzerine ortam giderek kızıştı ve bir polis memuru önce bana işimizi zorlaştırıyorsunuz gidin buradan dedi. Daha sonra ise iyiye kızgınlaşarak ve benim üzerime yürüyerek (müvekkilimin alkollü olmasından kasıtla) sende avukat olmuşsun kimi savunacağını bilmiyorsun, gelmiş burada sarhoşu savunuyorsun, avukat mısın nesin bir de seninle mi uğraşacağım lan, defol git burdan, avukatlık yapmayı öğren şeklinde hakaretlerde bulundu. Bu arada müvekkilimde benim bulunduğum yerden diğer polisler tarafından kaçırıldı.

Bunun üzerine ben müvekkileme yapılanlardan dolayı fiili işleyen polis memurlarından bana yapılanlardan dolayı da hakaret eden polisten şikayetçi oldum. Ancak olaylar sırasında orada olan 4 polis memuru da benden şikayetçi oldu. Ancak şikayet sebebi olarak benim onlara müvekkilimi nereye götürüyorsunuz, size güvenmüyorum, müvekkilimin akıbetinden endişe duyuyorum şeklindeki beyanlarda bulunarak görevlerini yapmalarına engel olmamı gösterdiler. Ben her ne kadar bu beyanları söylememiş olsam da, bu beyanlar görevlerini yapmalarına engel olacak beyanlar olmadığı gibi görev başındaki bir avukatın söyleyebileceği beyanlardır. Haksız yere dayak yemiş, elleri arkadan kelepçelenmiş bir müvekkilini gören başka bir avukat bunlardan daha beterlerini dahi söyleyebilir.

Savclık makamı da benim ifademe itibar etmiş ve benim hakkımda dava açmamıştır. Müvekkilimi darp edenler hakkında zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralamadan, benimle ilgili olarak da hakaretten dava açmıştır. Ancak savcılık makamı benim ile ilgili davayı basit hakaretten açmıştır. Bununla ilgili olarak ben mahkemeye yazılı olarak dilekçemi de verdim. Çünkü ben o gece tesadüfen olay yerinden geçen birisi değildim. Avukatlık görevimden dolayı hukuki koruma isteyen birisi için orada bulunuyordum. Dolayısı ile ben bu sıfatla orada bulunurken savclık makamı davayı TCK 125/1-4 maddelerine dayanarak açmıştır. Oysa davanın avukatlık kanununun 57. maddesinin göndermesi ile ( görev sırasında ve yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar) TCK 125/3-4 ten açması gerekirdi.

Mahkemede henüz bu konuda bir karar vermedi. Ben bu suçu şahsi olarak sadece tarafıma karşı işlenmiş bir suç olarak düşünmediğimden durumu İstanbul Barosu'na da bildirdim. İlk 3 celsedir barodan bir müdahale talebi olmadı. Ancak barodan tarafıma verilen en son bilgi bir dahaki celse baro olarak müdahale edeceklerini öğrendim.

Bu arada benim avukat olarak görevimi yapmamı engelleyen polis memurları şu an yargılandıkları davada savunma yapmak için barodan avukat istediler ve ifade vermediler. İşte bu da gösteriyor ki, herkesin bir gün savunmaya ve savunulmaya ihtiyacı olabilir.

Mesleğimizi yaparken karşılaştığımız zorlukların bizi yıldırmaması içinde bu olayları siz meslektaşlarıma buradan bildirmek istedim.

Sayın Meslektaşım,

İşin içinde İstanbul Polisi olunca, nedense hiç şaşırmadım. Birkaç yıldır İstanbulda (özellikle Kadıköyde), avukatları ayakbağı olarak gören, avukatlara her türlü zorluğu çıkaran, kötü muamele eden ve amirleri tarafından bu konuda korunduğu gibi cesaretlendirilen bir polis memuru, amiri, müdürü grubu var. Kendilerine rast geldiğim her platformda mutlaka gerginlik çıkıyor.

Saygılarımla
Av. Fatih Karaca
Old 11-02-2011, 18:24   #3
Avanıl

 
Varsayılan

Bu olayda Kadıköy'de olmuştur. Hem de şahsıma hakaret eden polis memuru Kadıköy Belediyesi önündeki sabit polis noktasındaki polis memurlarındandır. Olayda en ufak polisi kışkırtacak bir ifadem yoktur. Ben gerçekten hukuki yardım için gittim ve kanunların bana tanıdığı hakları kullandım. Eğer benim müvekkilimde bir suç varsa ona da ifadesinde yardımcı olacaktım. Ancak karşı taraf hukuksuzluk içinde olunca, ortada benimle bir münakaşa bile yokken üzerime yürüdü.

Tabi bundan daha beter durumlarla karşılaşmış meslektaşlarımızda vardır. Benim başıma gelen olaylar o kadar hızlı gelişti ki polislerin plan yapacak zamanları olmadı. Eğer plan yapabilselerdi ben de kendimi bir anda nezarethanede bulabilirdim.
Old 11-02-2011, 19:27   #4
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avanıl
Bu olayda Kadıköy'de olmuştur. Hem de şahsıma hakaret eden polis memuru Kadıköy Belediyesi önündeki sabit polis noktasındaki polis memurlarındandır. Olayda en ufak polisi kışkırtacak bir ifadem yoktur. Ben gerçekten hukuki yardım için gittim ve kanunların bana tanıdığı hakları kullandım. Eğer benim müvekkilimde bir suç varsa ona da ifadesinde yardımcı olacaktım. Ancak karşı taraf hukuksuzluk içinde olunca, ortada benimle bir münakaşa bile yokken üzerime yürüdü.

Tabi bundan daha beter durumlarla karşılaşmış meslektaşlarımızda vardır. Benim başıma gelen olaylar o kadar hızlı gelişti ki polislerin plan yapacak zamanları olmadı. Eğer plan yapabilselerdi ben de kendimi bir anda nezarethanede bulabilirdim.
Geçmiş olsun,hepimizin adına üzüldüm gerçekten.Üçüncü celseye gelinmiş hala baronun müdahale talebi olmamış,olacakmışAğlancak halimize gülmek kalıyor bize sadece.
Old 11-02-2011, 20:26   #5
hızır hafiye

 
Varsayılan

sayın avanıl
öncelikle polisleri plan dahi yapamadan gafil avladığınız için sizi kutlarım.yoksa olabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum!
istanbul polisi değil mi HEPSİ aynı.
Old 11-02-2011, 21:15   #6
efekankaptan

 
Varsayılan

Bu tarz bir konudan henüz şahsi musdaripliğim yok; ancak konu hakkındaki gözlemlerim son zamanlarda gerek TV programları gerek yazılan yazılar göstermektedir ki ülkemizde hukuku savunduğunu iddia eden ancak yön ve yöntemlerinin hukuksuz olduğu bariz olan kamu görevlileri mantar misali hızla artıyor. Görevini layıkıyla yapan kimseleri tabi ki tenzih ederim ancak maalesef ki kötü bir haberim var, görüyorum ki bu kimseleri sayınca parmaklarımın sayısı yeterli kalıyor. Uzun zamandır polislerle ilgili bir televizyon dizisi var. Bu dizide sorgu odasında yapılan türlü işkence suçunu teşkil eden eylemler halkın gözü önünde cereyan ediyor ve dizi senaristinin de adeta senaryosunda alkışladığını gayet net algılattırdığı gibi halkımız da ellerini açmış alkışı koyvermiş gidiyor. Bu bana çok manidar geliyor...
Sayın Yalçınkaya'nın tespitine katılmamak elde değil: herkesin savunmaya ihtiyacı var tıpkı hukukuna değil, hukuka ihtiyacı olduğu gibi...
Old 12-02-2011, 21:39   #7
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan efekankaptan
Bu tarz bir konudan henüz şahsi musdaripliğim yok; ancak konu hakkındaki gözlemlerim son zamanlarda gerek TV programları gerek yazılan yazılar göstermektedir ki ülkemizde hukuku savunduğunu iddia eden ancak yön ve yöntemlerinin hukuksuz olduğu bariz olan kamu görevlileri mantar misali hızla artıyor. Görevini layıkıyla yapan kimseleri tabi ki tenzih ederim ancak maalesef ki kötü bir haberim var, görüyorum ki bu kimseleri sayınca parmaklarımın sayısı yeterli kalıyor. Uzun zamandır polislerle ilgili bir televizyon dizisi var. Bu dizide sorgu odasında yapılan türlü işkence suçunu teşkil eden eylemler halkın gözü önünde cereyan ediyor ve dizi senaristinin de adeta senaryosunda alkışladığını gayet net algılattırdığı gibi halkımız da ellerini açmış alkışı koyvermiş gidiyor. Bu bana çok manidar geliyor...
Sayın Yalçınkaya'nın tespitine katılmamak elde değil: herkesin savunmaya ihtiyacı var tıpkı hukukuna değil, hukuka ihtiyacı olduğu gibi...

sayın efekankaptan
Televizyonda ki polislerle alakalı filmler adı üzerinde film ve gerçeklerle alakası yok. tıpkı sayın av ispir rumuzlu katılımcının
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=22671 adresinde "dizi ve filmlerde avukatlar" başlığıyla açtığı ve ilk girdisinde "
dizi filmlerin genelinde avukatların hukuk dışı yolları kullandıkları, müvekkillerince veya diğer meslek mensuplarınca hakarete maruz kaldıkları,kısaca itilip kakılmaları konusunda barolar birliğince ve barolarca neler yapılabilir?bu konuda bir tedbir alınmalı mı? " diye tartışmaya sunduğu konudan da anlaşılacağı üzere dizi filmlere pek itibar edilmemelidir.
fakat avukatlarımızın savundukları kişilerle ortakmış gibi haraket etmelerinin de yanlış olduğu kanaatindeyim. örneğin başımdan geçen ve karşı taraftan şikayetçi olmadığım bir olay da karşı tarafın avukatı benimle on dakika boyunca müvekkili hakkında özür mahiyetinde konuşup daha sonra ifade aşamasında alkollü durumda ki müvekkiline benim boyumu, kilomu, mimiklerimi, yaşımı ,boynumda ki bene kadar yazdırıp kendince beni tarif eden eşgal bilgilerini verdirip benden şikayetçi olmuşlardı. şimdi o avukat davayı kazansa ne olur kazanmasa ne olur. hakkaniyet duygusu olmadıktan sonra.
yine sayın imperium rumuzlu katılımcının http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=56442 adresin de "avukatın yalancı şahit temini" başlığıyla açtığı ve ilk girdisinde
"Bir dosyamda benden en az 15 yaş büyük bir avukat müvekkilinin suç uydurarak açılmasını sağladığı bir dosyada, müvekkilinin temin ettiği yalancı tanığı önce bir kaç kere adliyeye getiriyor, sanıkları teşhis ettirip, ezberletiyor.. Sonra ondan daha bir ahlak abidesi avk. bey de müvekkiliyle birlikte sözüm ona olayın olduğunu iddia ettikleri yere yalancı tanıklık yapacak şahsı götürüp ifadesini ezberletiyor ve duruşmada yalan beyana bulunmasını sağlıyor. İfadeyi ezberleten avukat beyle müşterek tanıdıklarımız var.. Dosyanın delil durumu bu, ben profesyonelim diyor.. Müvekkili için adam psikopat ama parası iyi diyor. Ama benim içim kaldırmıyor.. Yani bu mudur avukatlık gibi kutsal bir mesleğe biçilen değer? Biz bu kadar kötü insanlar mıyız? Savunmanlıkla, birilerine maşa olmak aynı şeyler mi? Kaç kuruşa olursa olsun bunun adı ahlakını, şerefini pazarlamak değil mi? Yoksa ben mi çok acemiyim?" diye yakındiği konudan sadece bu genç meslektaşınızın rahatsızlık duyduğunu düşünmek pek objektif bir davranış olmasa gerek.
evet herkesin savunulmaya ihtiyacı var. ama kanun dairesi içinde.
saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata hakaret davası üye18721 Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 51 18-04-2014 13:49
Avukata karşı yapılan hakaret ve saldırının cezası Av.Ersin VARGÜN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 9 21-10-2012 17:14
Avukata “heyete Hakaret Davasi” Admin Hukuk Haberleri 175 11-09-2011 15:36
aleni hakaret ile gıyapta hakaret kamera kayıtlarının delil sayılıp sayılmayacağı nhukuk Meslektaşların Soruları 3 24-07-2009 21:02
Avukati Sİlahli Saldirida Yaralayan Polİs Memuru MahkÛm Oldu Av.G.K. Hukuk Haberleri 4 14-03-2007 15:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06349611 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.