Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Örnek Menfi Tesbit Kararı

 
Old 15-03-2007, 12:56   #1
dogukansavas

 
Varsayılan Örnek Menfi Tesbit Kararı

Merhaba Arkadaşlar;

Bana bir olumlu bir olumsuz menfi tesbit davası kararı lazım. Yardımcı olabilirseniz sevinirim
Old 15-03-2007, 13:49   #2
Av.K.P

 
Varsayılan

İhtilafın konusunu ve niteliğini somutlaştırırsanız gönderilecek kararlar işinize daha fazla yarayacaktır.İyi çalışmalar.
Old 15-03-2007, 14:08   #3
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sayın dogukansavas, ikişer tane karar örneği gönderiyorum. Umarım işinizi görür.

Saygılarımla.

MENFİ TESPİT DAVALARI

T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi


E. 1992/777
K. 1992/2397
T. 26.5.1992




Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı tarafından, davalının işyerine girişinde kendisinden güvence olarak tarihsiz alındığı iddia edilen 10.000.000.- liralık senedin, gerçek bir borcu temsil etmediği ve davalının bu senede dayanarak yaptığı icra takibi ile borçlu olmadığı yolunda açılan davada, davalı şirket vekili davacının şirkete olan borcu karşılığında senedin düzenlendiğini ve bu senetle davacıdan alacaklı bulunduğunu savunmuştur. Davacı, davalının bu savunması karşısında, davalıya herhangi bir nedenle borçlu olmadığı iddiasının kanıtı olarak davalının ticari defterlerine dayanmış, ayrıca şahit ikame etmiştir.

Her ne kadar senede karşı borçlu olmadığı yolundaki iddiasının şahitle ispatı mümkün değilse de, iş hayatında genel olarak işçilerden işe girişte bu tür güvence senetleri alınıp alınmadığına yönelik mahalli uygulamanın tesbiti için şahit dinlenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu konuda dinlenen şahitler, yöresel uygulamada olduğu gibi davalının da iş yerine aldığı işçi ve personelden güvence olarak açık senet aldığını beyan etmişlerdir.

Davacının davalı elindeki senetle borçlu olmadığı iddiasında kanıt olarak dayandığı davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, davada konu senedin, defterlerde kaydı bulunmadığı gibi, davacının borçluluğuna ilişkin bir kayda da rastlanmadığı saptanmıştır.

TTK.nun 84. maddesi hükmünce davalı şirketin alacak kaydı bulunmayan ticari defterlerinin kendi aleyhine delil sayılacağından, davalı elinde bulunan senedin şahit ifadelerinde belirtilen şekilde işe girişte alınan bir güvence senedi olduğu ve davalı şirkete davacının gerçek bir borcu bulunmadığı iddiası sabit görülerek, mahkemece davanın kabul edilmesi usul ve kanuna uygun olduğundan davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmektedir.

S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz eden taraftan alınmasına, davacı vekili için takdir olunan 24.800 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan tahsiline 26.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.



19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2001/8102
Karar No: 2002/2565
Karar Tarih: 05.04.2002


Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayıdavanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Davacılar vekili, davalıların Altın Susam adı altında Susam Ticareti ile uğraştığını, müvekkilleri ile davalılar arasında bayilik ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki nedeni ile davalı tarafa teminat olarak 11.385 ABD Doları tutarında bono verildiğini bayilik ilişkisi sona ermesine rağmen bononun iade edilmediğini ve icra takibine konulması ihtimali bulunduğunu ileri sürerek bono ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davacının senede karşı iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini senedin teminat senedi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında bayilik ilişkisinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu yön gözetilip iddia çerçevesinde tarafların ticari defterleri üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile yaptırılacak inceleme sonucu, Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde ayrıntılı rapor alınması ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığı gibi, dosyada fotokopisi bulunan ve lehtar hanesinde "Altın Susam" ibaresi yazılı olan belgenin TTK.nun 688/5 maddesi hükmü çerçevesinde bono niteliğinde sayılıp sayılamayacağı üzerinde durulmamış olması da isabetli değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına (BOZULMASINA), vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 97.500.000.-TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.4.2002 gününde oybirliğiyle
karar verildi.


MÜSPET TESPİT DAVALARI

Yargıtay
10. Hukuk Dairesi

2001/4473 E.
2001/4791 K.
19.6.2001 T.



Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 12.9.1995 -12.1.1999 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacının çalışmaları Kuruma kesintili bildirilmiş ve eksik prim ödenmiştir. Davacı, eksik bildirilen ayların tamamında çalıştığını iddia etmektedir.Burada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, sigortalının imzasının olmamasına karşın işverence kesintili bildirimin ve kesintili prim ödemesinin,davacı sigortalının o işyerinde kesintili çalışmasına karine teşkil edip etmeyeceği meselesidir. Hemen söylemek gerekirse gerek daha az prim ödemek gerekse sair nedenlerle sigortalının çalışmalarını eksik bildiren işverenin bu eylemi sigortalının kesintili çalıştığına karine teşkil etmez. Zira özellikle dört aylık prim bordrolarında sigortalının İmzası yoktur. Sigortalı şayet kesintili çatışmayı gösteren bordroları imzalamışsa ve imza işlemi, hata, hile, manevi baskıya dayanmıyorsa o taktirde gerçekten çalışmasının kesintili geçtiği kabul edilir. Ancak bu halde bile sigortalının, çalışmasının kesintili geçmediğini yazılı delillerle ispat edebilme hakkı mevcuttur.

Öte yandan, 4447 sayılı Yasanın 11. maddesiyle Sosyal Sigortalar Kanununun 79maddesine eklenen aynı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında, kesintili çalışmalar bakımından çalışmaların ilgili ayın tamamında geçtiğine dair sigortalı lehine bir tür yasal karine getirilmiştir. Zira anılan fıkralara göre, işveren, sigortalıların çalışmalarının 30 günden az geçmesi halinde az çalışmayı açıklayan bilgi ve belgeleri prim belgelerine eklemek zorundadır. Eklemediği taktirde, kurumca, çalışmanın 30 gün devam ettiği kabul edilerek eksik primler Sosyal Sigortalar Kanununun 80. maddesi hükümleri çevresinde işverenden tahsil edilebilecektir. Görüldüğü gibi 79. maddede yapılan değişiklikle kısmi bildirimlerin sigortalının aleyhine değil lehine kabul edileceği açık seçik ortadadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 3.6.2001 tarih, 450 Esas, 501 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. 79. maddede yapılan değişiklik kamu düzenim ilgilendirdiğinden geçmişe yönelik olarak da uygulanır. Kuşkusuz yargılama aşamasında sigortalının kısmi (kesintili) çalıştığı ancak yazılı delillerle ispat edilebilir.

Gerek karar yerinde gerekse burada açıklanan nedenlerle, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün düzeltilmiş bu şekli ile (ONANMASINA), 19.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Yukarıdaki kararlar, http://www.yalovabarosu.org.tr adresinden alınmıştır.


Daire: HGK
Tarih:
17.11.1993
Esas No:
1992/5256

Karar No:
1993/3099

Kaynak:
YKD. OCAK 1994

İlgili Maddeler:
506 SK 3/B, 506 SK 79/8 , HUMK 288

İlgili Kavramlar:
YAŞLILIK AYLIGI BAĞLANMASI ÇALIŞMA SÜRESİNİN TESBİTİ


Hizmet tesbitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icabettiği Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı kanunun 79/8. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin. işveren tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının kurum'ca tesbit edilip edilmediği yönetimce araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Davalı kurum 1967-1979 yılları arasında yeterli sürede çalışmasına rastlanmadığı gerekçesi ile davacıya bağlanan yaşlılık aylığını iptal etmiştir. Davacı ise 1960-1967 yılları arasındaki sürede hizmet tesbiti yaptırmıştır. Belirtilen süre içerisinde işverence davacı hakkında müteaddit işe giriş bildirgeleri vermiştir. Bu hal davacının işyerinde devamlı değil aralıklı çalıştığı izlenimi vermektedir. Hal böyle olunca mahkemece yeterli bir araştırma içermeyen eksik inceleme ile 1960-1970 yılları arasında çalışma yapıldığının tesbitiyle davanın tamamının kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

http://www.adalet.org
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Maddi tazminat ve tesbit davası genç osman Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 10 31-05-2012 11:44
Eda ve tesbit davası genç osman Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 5 09-09-2008 13:43
Tesbit Zorunlu Mu? jurista Meslektaşların Soruları 2 17-05-2003 00:12
Kiralayanın Aylık Kiranın Tesbit İstemi ethem Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 19:46
Gayrimenkul Tesbit Ve Tescil Davası Halil BURAK Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 01:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05214095 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.