Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Anlaşmalı Boşanma Yargıtay Kararları

Yanıt
Old 27-01-2007, 16:46   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Anlaşmalı Boşanma Yargıtay Kararları

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/6904
K. 2006/14059
T. 16.10.2006

BOŞANMA DAVASI ( 4721 Sayılı TMK’nun 166/3. Maddesine Göre Evlilik En Az Bir Yıl Sürmüş İse Eşlerin Birlikte Başvurması ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde Evlilik Birliği Temelinden Sarsılmış Sayıldığı )

EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Evlilik En Az Bir Yıl Sürmüş İse Eşlerin Birlikte Başvurması ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde )

EVLİLİKTE BİR YIL GEÇMEDEN BOŞANMA DAVASI AÇILMASI ( Boşanma Davasının Bir Yıllık Süre Dolmadan Açıldığı Anlaşıldığından Tarafların Göstereceği Deliller Toplanarak Şartların Oluşup Oluşmadığı Araştırılarak Karar Verilmesi Gereği )

4721/m.166

ÖZET : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesine göre, evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.

Olayda, boşanma davasının bir yıllık süre dolmadan açıldığı anlaşıldığından tarafların göstereceği deliller toplanarak 4721 sayılı TMK'nın 166. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında öngörülen şartların oluşup oluşmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı Selçuk Okumuş'un 10/9/2003 tarihinde davalı Marina Okumuş aleyhine açtığı boşanma davasının, tarafların boşanma konusunda anlaştıklarına dair beyanları doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi ile "Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır" hükmü getirilmiştir.

Dosyadaki nüfus kaydından tarafların 30/10/2002 tarihinde evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.

Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun l66/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Medeni Kanunun 166/3. maddesinde öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden tarafların kabulüne dayanarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 16.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.tr
Old 27-01-2007, 16:50   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/18939
K. 2006/3200
T. 13.3.2006

BOŞANMADA YARGILAMA USULÜ ( Hakimin Bizzat Tarafları Dinleyerek İradelerinin Serbestçe Açıklandığına Kanaat Getirmesi ve Boşanmanın Mali Sonuçları İle Çocuklarının Durumu Hususunda Taraflarca Kabul Edilecek Düzenlemeyi Uygun Bulması Gereği )

EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( En Az Bir Yıl Sürmüş Evliliklerde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Sayılması İçin Eşlerin Birlikte Başvurması ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Gereği )

EN AZ BİR YIL SÜRMÜŞ EVLİLİK ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Sayılması İçin Eşlerin Birlikte Başvurması ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Gereği )

4721/m.166/3,184

ÖZET : En az bir yıl sürmüş evliliklerde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılması için eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi gerekir.

Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekir.

Davacı ve davalı dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili tarafından 5/10/2004 tarihinde Vahit Akın aleyhine açılan boşanma davasının, taraf vekillerinin beyanı doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli görüldüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Medeni Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı ve davalı dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 13.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.tr
Old 27-01-2007, 16:54   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3807
K. 2004/4741
T. 14.4.2004

• BOŞANMA ( Eşlerin Aralarında Anlaşarak Düzenledikleri Protokol/Hakimin de Müdahale Etmemesi - Protokol Dışına Çıkılmak Suretiyle Hüküm Verilemeyeceği )

ANLAŞMALI BOŞANMA ( Eşlerin Aralarında Anlaşarak Düzenledikleri Protokol/Hakimin de Müdahale Etmemesi - Protokol Dışına Çıkılmak Suretiyle Hüküm Verilemeyeceği )

HAKİMİN PROTOKOL DIŞINA ÇIKARAK HÜKÜM TESİSİ ( Hakimin Protokola Müdahale Etmemesine Rağmen/Yasaya Aykırılığı - Anlaşmalı Boşanma )

4721/m. 166/3

ÖZET : Eşlerin aralarında anlaşarak düzenledikleri protokol uyarınca boşanmaya karar verilmesini istemeleri halinde ve hakimin de bu protokole müdahale etmemesi durumunda, protokol dışına çıkılmak suretiyle hüküm tesisi kanuna aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet ve nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Davacının ( koca ) temyizi üzerinden harç alınmadığı gibi temyiz defterine kaydı da bulunmadığından incelenmesine yer olmadığına,

2-Davalının ( kadın ) temyizine gelince;

a-Eşler anlaşma protokolünü mahkemeye ibraz ederek bu protokol uyarınca boşanmaya karar verilmesini istemişlerdir. Hakim protokola müdahale etmemiştir. ( TMK.166/3 md ) Gerçekleşen bu durum karşısında velayetlerin babaya verilmesi gerekirken protokol dışına çıkılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

b-Davalı kadının yoksulluk nafakası isteği bulunmamaktadır. İstek olmaksızın kadın yararına yoksulluk nafakası verilmekle kadın yararına yoksulluk nafakası yönünden hak doğmuştur. Ancak davalı kadın temyiz dilekçesinde nafakayı temyiz ettiğine göre kendi lehine doğan bu haktan feragat etmiştir. Yoksulluk nafakası yönünden de feragat sebebiyle gerekli kararın verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyize konu kararın 2/a-b benttinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının ise 1.bentteki nedenlerle incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine, 14.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.tr
Old 18-12-2007, 13:21   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/17188
K. 2007/6041
T. 11.4.2007


ANLAŞMALI BOŞANMA ( Hakim Tarafların ve Çocukların Menfaatlerini Gözeterek Anlaşmada Gerekli Değişiklikleri Yapabileceği )

HAKİMİN SÖZLEŞMEYE MÜDAHALESİ ( Anlaşmalı Boşanmalarda Tarafların ve Çocukların Menfaatlerini Gözeterek Anlaşmada Gerekli Değişiklikleri Yapabileceği )

SÖZLEŞMEDE DEĞİŞİKLİK ( Anlaşmalı Boşanmalarda Hakimin Yaptığı Değişiklikler Taraflarca Kabul Edilirse Türk Medeni Kanunu 166/3 Uygun Bulmazlarsa 166/1. Maddesine Göre Deliller Araştırılıp Bir Hüküm Kurulması Gereği )
4721/m.166

ÖZET : Anlaşmalı boşanmalarda hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini gözeterek anlaşmada gerekli değişiklikleri yapabilir. Yapılan değişiklikler taraflarca kabul edilirse, Türk Medeni Kanunu 166/3, uygun bulmazlarsa aynı Kanun'un 166/1. maddesine göre deliller araştırılıp bir hüküm kurulmalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayalı boşanma davasında hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini gözönünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Taraflarca hazırlanan protokolde belirlenen çocukla kişisel ilişki süreleri değiştirildiği halde, bu hususta tarafların onayı alınmadığı gibi, protokolde yer verilen taşınmaz mal hakkında da bir hüküm kurulmamıştır. Anlaşma protokolünde mahkemece yapılan değişiklik hakkında tarafların görüşü sorulmalı, uygun bulmaları halinde Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi çerçevesinde; uygun bulmamaları halinde ise, taraflardan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine göre delilleri sorulup, bu çerçevede bir hüküm oluşturulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan sebeple ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.tr
Old 10-01-2008, 23:39   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1911
K. 2007/15180
T. 7.11.2007

• BOŞANMA ( Bir Yıllık Süre Şartı Gerçekleşmeden Tarafların Kabulüne Dayanarak Boşanmaya Karar Verilmesinin Usul ve Yasaya Aykırılığı )

• EŞLERİN KABULÜNE DAYANARAK BOŞANMA KARARI VERİLEMEMESİ ( Evliliğin En Az Bir Yıl Sürme Şartının Gerçekleşmediği )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMIŞ SAYILMASI ( Evlilik En Az Bir Yıl Sürmüş İse Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi )

4721/m.166

ÖZET : Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun 166/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Medeni Kanunun 166/3. maddesinde öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden tarafların kabulüne dayanarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi ile "Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır" hükmü getirilmiştir.

Dosyadaki nüfus kaydından tarafların 7/8/2003 tarihinde evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.

Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun 166/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Medeni Kanunun 166/3. maddesinde öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden tarafların kabulüne dayanarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 07.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Kazancı Bilişim Teknolojileri İçtihat Bilgi Bankasından alınmıştır. www.kazanci.com.t
Old 17-04-2009, 12:50   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/16486
K. 2008/16566
T. 3.12.2008

• BOŞANMA ( Anlaşmalı - Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmesi Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Olduğu Kabul Edileceği/Koşulların Oluşacağı )

• ANLAŞMALI BOŞANMA KOŞULLARI ( Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmesi Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmış Olduğu Kabul Edileceği )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA ( Anlaşmalı - Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmesi Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Gerektiği )

4721/m.166/3, 184

ÖZET : Türk Medeni Kanununda, evlilik en az bir yıl sürmüş ise eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı öngörülmüştür.

Mahkemece yasal bir yıllık süre şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle tarafların delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacılar Ö.E. tarafından 15.9.1997 tarihinde N.E.'a karşı anlaşmalı boşanma hükümlerine dayanılarak açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Türk Medeni Kanununda, evlilik en az bir yıl sürmüş ise eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı öngörülmüştür. ( TMK.md. 166/3 )

Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 3.12.1996 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır.

Mahkemece yasal bir yıllık süre şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle tarafların delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 03.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 26-07-2009, 18:45   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan anlaşmalı boşanma/ yoksulluk nafakası/ feragat

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/8712
Karar: 2004/9486
Karar Tarihi: 21.09.2004

ÖZET: Somut olayda; tarafların boşanmasına ilişkin Ankara … Mahkemesinin … Sayılı dava dosyasında nafaka isteminden açıkça vazgeçildiği yönünde bir dilekçe veya tutanağa aktarılmış usulüne uygun feragat bulunmamaktadır. Buna karşın boşanma hükmüne esas alınan protokolün 2. maddesinde <...her iki tarafında nafaka ve tazminat hakları boşanma kararında saklı tutulacaktır...> yönünde sözleşme bulunmaktadır.
(4721 S. K. m. 175) (1086 S. K. m. 91, 151)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Dava dilekçesinde, boşanmakla yoksulluğa düşüldüğü, anlaşmalı boşanmada nafaka hakkının saklı tutulduğu ileri sürülerek yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istenilmiş; mahkemece, tarafların boşanmasına ilişkin ilamda, yoksulluk nafakası istenmediği böylece nafaka takdirine yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

TMK. nun 175. maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir.

HUMK. nun 91 ve devamı maddelerine göre de; feragat, iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesidir. Bu vazgeçme beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Duruşmada sözlü olarak ifade edilen feragat, tarafların huzurunda okunup imzalatılır (HUMK.mad.151/son).

Somut olayda; tarafların boşanmasına ilişkin Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/630 E. 541 K. Sayılı dava dosyasında nafaka isteminden açıkça vazgeçildiği yönünde bir dilekçe veya tutanağa aktarılmış usulüne uygun feragat bulunmamaktadır. Buna karşın boşanma hükmüne esas alınan protokolün 2. maddesinde <...her iki tarafında nafaka ve tazminat hakları boşanma kararında saklı tutulacaktır...> yönünde sözleşme bulunmaktadır.

Buna göre deliller toplanıp yoksulluk nafakası miktarı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 26-07-2009, 18:47   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Anlaşmalı boşanma/ hükmün karışıklık yaratmayacak biçimde kurulması gereği

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1308
Karar: 2006/7577
Karar Tarihi: 15.05.2006

ÖZET: Davacı eşinden boşanma isteğinde bulunmuştur. Boşanma ve ferilerine ilişkin hükmün infazda karışıklık yaratmayacak nitelikte kurulması gerekmektedir. Mahkemece eşlerin anlaşmalarına konu olan taşınmazlarla ilgili tapu kayıtları mahallinden istenip, üzerindeki takyidatlar araştırılıp, şirket ve araçla ilgili kayıt getirtilip, protokolle mutabakat sağlanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 166) (1086 S. K. m. 388)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı Ofelya Vasfiye Yoltay Medeni Kanununun 166/3. maddesi hukuki sebebine dayanarak eşinden boşanma isteğinde bulunmuştur. Boşanma ve ferilerine ilişkin hükmün infazda karışıklık yaratmayacak nitelikte kurulması gerekmektedir. (HUMK. md. 388/son) Mahkemece eşlerin anlaşmalarına konu olan taşınmazlarla ilgili tapu kayıtları mahallinden istenip, üzerindeki takyidatlar araştırılıp, şirket ve araçla ilgili kayıt getirtilip, protokolle mutabakat sağlanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Dava dosyasında anlaşmalı boşanmanın (TMK. m. 166 f. III) koşullarının oluşması sebebiyle hakim tarafından <anlaşmalı boşanmaya> karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda <görüş birliği> vardır.

Çekişme nedir?;

Evlilik en az bir yıl sürmüşse bu aşamadan sonra <eşler> (=kadın ve erkek) boşanma konusunda <anlaşırlarsa> evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu durumun ortak yaşamın devamını beklenemez hale getirdiğine ilişkin bir <yapıntı> kabul edilmiştir. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 857)

TMK. m. 166 f. III hükmünde <taraflarca> kabul edilecek düzenleme söz konusu olduğundan anlaşmalı boşanmaya ilişkin düzenlemeyi kabul eden taraflar (hem erkek hem de kadın)> davacı-davalı> sıfatını kendiliğinden alır.

Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin <davacı-davalı> ve <davalı-davacı> biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, k 2. II, B, 2, b, aa.)

Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma <iki davacı ve iki davalı> olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y.2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma, s. 680-682)

Anlaşmalı boşanma ancak <tarafların> (kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir.

Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi;

- Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti,

- Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz.

O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren <temyiz davasının davacısı> eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 27-07-2009, 15:51   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Protokole müdahale

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/6126
Karar: 2005/7139
Karar Tarihi: 02.05.2005

ÖZET: Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Hüküm fıkrasının 8. bendinde anılan mülkiyet ve intifa devirleri, duruşmanın yapıldığı tarih ile kararın kesinleşeceği tarih arasında yapılmasına, satışlar ve devirler fiilen gerçekleştikten sonra boşanma ilamının kesinleşmesine denilmiştir. Böylece kararın kesinleşmesi davacının inisiyatifine bırakılmıştır. Boşanma kararı şarta bağlı olarak verilemez. Mahkemece protokole müdahale edilmesi gerekir. Mevcut hali ile anlaşmanın uygun görülmesi ve buna dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi doğru değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda kararın bozulması gerekir.

(4721 S. K. m. 166)

Dava: Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 16.12.2004 gün ve 13752 - 15197 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mahkemece tarafların beyan ve kabulleri ile protokol hükümleri gereğince boşanma kararı verilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.

Hüküm fıkrasının 8. bendinde <Anılan mülkiyet ve intifa devirleri, duruşmanın yapıldığı tarih ile kararın kesinleşeceği tarih arasında yapılmasına, satışlar ve devirler fiilen gerçekleştikten sonra boşanma ilamının kesinleşmesine> denilmiştir. Böylece kararın kesinleşmesi davacının inisiyatifine bırakılmıştır. Boşanma kararı şarta bağlı olarak verilemez. Mahkemece protokole müdahale edilmesi gerekir. Mevcut hali ile anlaşmanın uygun görülmesi ve buna dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi doğru değildir.

Bu açıklamalar doğrultusunda kararın bozulması gerekirken, ilk inceleme sırasında bu husus gözden kaçmış, hüküm yanılgı sonucu onanmıştır. Bu itibarla davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile dairemiz onama kararının kaldırılması, hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440 - 442 maddeleri gereğince davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile dairemizin onama karının kaldırılmasına, temyiz ve karar düzeltmeye konu edilen mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının ve karar düzeltme harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 03-11-2009, 14:59   #10
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2007/16491
Karar No.
2008/16567
Tarihi
03.12.2008

İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/166/184

KAVRAMLAR
BOŞANMA
ANLAŞMALI BOŞANMA
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI

ÖZET
TARAFLAR HAZIR BULUNUP, BİZZAT ANLAŞTIKLARINI AÇIKLAMAZ VEYA HAKİM TARAFINDAN ANLAŞMALARINI UYGUN BULMAZ İSE, TARAFLARDAN DELİLLERİ SORULUP TOPLANMASI SONUCUNDA EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMIŞ OLUP OLMADIĞININ TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 166/1-2. MADDESİ ÇERÇEVESİNDE TAKDİRİ GEREKİRKEN ( TMK.M.184 ) DAVACI VE DAVALI ASİL DİNLENİLMEKSİZİN TARAF VEKİLLERİNİN BEYANI İLE YETİNİLEREK EKSİK İNCELEME İLE BOŞANMA HÜKMÜ KURULMUŞ OLMASI USUL VE YASAYA AYKIRIDIR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı N vekili tarafından 21.6.2006 tarihinde D aleyhine açılan boşanma davasının, taraf vekillerinin beyanı doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı öngörülmüştür. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hükmün bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocuklarının durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.
Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafından anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken ( TMK.m.184 ) davacı ve davalı asil dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 03.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-06-2011, 12:47   #11
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/17648
K. 2010/19842
T. 29.11.2010

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA ( Anlaşmalı Boşanmaya Karar Verilirken Protokolün ( Anlaşma ) Tasdiki Hükmü Yanında Protokol Hükümlerinin de Hüküm Fıkrasına Geçirilmesi Gerektiği )

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Karar Verilirken Protokolün ( Anlaşma ) Tasdiki Hükmü Yanında Protokol Hükümlerinin de Hüküm Fıkrasına Geçirilmesi Gerektiği )

• YAPILAN KİŞİSEL İLİŞKİ DEĞİŞİKLİĞİ ( Kabul Edip Etmediklerinin Taraflardan Sorulması ve Değişikliği Kabul Ettikleri Takdirde Protokolün 4. Md.sine de Yer Verilerek Anlaşmalı Boşanmaya Karar Verilmesi Gerektiği )

4721/m.166

ÖZET : Protokolün mahkemece de uygun görüldüğü ve tasdik edildiği verilen ara kararla zapta geçirilmiştir. Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün ( anlaşma ) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerekir. Ne var ki, velayeti anneye verilen çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki protokole uygun olarak düzenlenmediği gibi; protokolün 4. maddesine de hükümde hiç yer verilmemiştir. Mahkemece kendiliğinden yapılan kişisel ilişki değişikliğini kabul edip etmediklerinin taraflardan sorulması, değişikliği kabul ettikleri takdirde; protokolün 4. maddesine de yer verilerek Türk medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi; anlaşamamaları halinde ise, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi gereğince taraflardan delilleri sorulup, gösterildiği takdirde delillerin toplanması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Taraflar, 29.06.2009 tarihli protokolü duruşmada tekrar etmişler ve bu protokol uyarınca boşanmaya karar verilmesini talep etmişlerdir. Protokolün mahkemece de uygun görüldüğü ve tasdik edildiği verilen ara kararla zapta geçirilmiştir. Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün ( anlaşma ) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerekir. Ne var ki, velayeti anneye verilen çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki protokole uygun olarak düzenlenmediği gibi; protokolün 4. maddesine de hükümde hiç yer verilmemiştir. Mahkemece kendiliğinden yapılan kişisel ilişki değişikliğini kabul edip etmediklerinin taraflardan sorulması, değişikliği kabul ettikleri takdirde; protokolün 4. maddesine de yer verilerek Türk medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi; anlaşamamaları halinde ise, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesi gereğince taraflardan delilleri sorulup, gösterildiği takdirde delillerin toplanması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı
Old 09-07-2011, 16:34   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/4082
K. 2011/5690
T. 31.3.2011

• BOŞANMA ( Evlilik Süresinin 1 Yılı Doldurmamasına Rağmen Tarafların Karşılıklı Boşanma ve Fer'ileri Konusunda Anlaşmaları - Daha Sonra Davalı Kadının Boşanmaktan Vazgeçtiği/Davanın Reddi Gereği )

• EVLİLİK SÜRESİNİN 1 YILI DOLDURMAMASI ( Tarafların Karşılıklı Boşanma ve Fer'ileri Konusunda Anlaşmaları - Davanın Reddi Gereği/Daha Sonra Davalı Kadının Boşanmaktan Vazgeçtiği )

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Evlilik Süresi 1 Yılı Doldurmayan Eşlerin Karşılıklı Boşanma ve Fer'ileri Konusunda Anlaşmaları - Daha Sonra Davalı Kadının Boşanmaktan Vazgeçtiği/Davanın Reddi Gereği )

4721/m. 166

ÖZET : Kocanın açmış olduğu boşanma davasında taraflar karşılıklı olarak boşanma ve fer'ileri konusunda anlaşma beyanlarını sunmuş, daha sonra ise davalı kadın boşanmaktan vazgeçtiğini açıklamıştır. Tarafların dava tarihinde evlilik sürelerinin 1 yılı doldurmadığı gibi, davalı kadının boşanma isteğine ilişkin beyanından vazgeçerek davanın reddini talep etmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı kocanın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca açmış olduğu boşanma davasında taraflar 29.12.2010 tarihli duruşmada karşılıklı olarak boşanma ve fer'ileri konusunda anlaşma beyanlarını sunmuş, 31.12.2009 tarihli duruşmada ise davalı kadın boşanmaktan vazgeçtiğini açıklamış, mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Toplanan delillerden 30.10.2008 tarihinde evlenen tarafların dava tarihi olan 13.10.2009 tarihine kadar evlilik sürelerinin 1 yılı doldurmadığı gibi, davalı kadının boşanma isteğine ilişkin beyanından vazgeçerek davanın reddini talep etmiş olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde öngörülen şartların da oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıdaki bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 15-05-2012, 16:01   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/18621
K. 2011/19302
T. 22.11.2011

• ANLAŞMALI BOŞANMA (Tarafların Boşanma ve Diğer Hususlarda Anlaştıklarına Dair Protokol İbraz Ettikleri/Tarafların Duruşmada Hazır Bulunup Bizzat Anlaştıklarını Açıklayacakları - Asiller Dinlenilmeden Taraf Vekillerinin Beyanları İle Boşanma Hükmü Kurulamayacağı)

• BOŞANMA (Tarafların Boşanma ve Diğer Hususlarda Anlaştıklarına Dair Protokol İbraz Ettikleri/Tarafların Duruşmada Hazır Bulunup Bizzat Anlaştıklarını Açıklayacakları - Asiller Dinlenilmeden Taraf Vekillerinin Beyanları İle Boşanma Hükmü Kurulamayacağı)

• ASİLLERİN DAVADA DİNLENECEĞİ (Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokol İbraz Edilse de Taraflar Hazır Bulunmadan Dinlenilmeden Sadece Taraf Vekillerinin Beyanları İle Boşanmaya Karar Verilemeyeceği)

• PROTOKOL SUNULMASINA RAĞMEN TARAFLARIN DURUŞMADA HAZIR BULUNACAĞI (Anlaşmalı Boşanma Davasında Asiller Dinlenilmeden Taraf Vekillerinin Beyanları İle Boşanma Hükmü Kurulamayacağı)

4721/m.166, 184

ÖZET : Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların boşanma ve diğer hususlarda anlaştıklarına ilişkin ibraz edilen protokol ve taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ve davalı asiller dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanları ile boşanma hükmü kurulması hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükümün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa, 31.3.2011 tarihli 6217 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrası gereğince; 1086 Sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.

Davacı vekilinin davalı aleyhine 23.12.2008 tarihinde açtığı anlaşmalı boşanma davasında, tarafların boşanma ve diğer hususlarda anlaştıklarına ilişkin ibraz edilen protokol ve taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükümün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde dahi boşanma kararı verebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken (T.M.K.md.184), davacı ve davalı asiller dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanları ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının H.U.M.K.nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulüyle hükümün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 18-10-2012, 17:09   #14
ddr

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/812
Karar: 2008/3427
Karar Tarihi: 23.06.2008


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - ANLAŞMALI BOŞANMADA EŞE YAPILAN MAL TEMLİKLERİNİN İPTALE TABİ TASARRUF GİBİ KABUL EDİLMESİ - TARAFLARIN ANLAŞMALI BİÇİMİNDEKİ İRADELERİNİ ESAS ALINMASI GEREĞİ - MADDİ OLAYLARIN HUKUKİ TAVSİFİNİ HAKİMİN YAPMASI ZORUNLULUĞU

ÖZET: Uygulamada tarafların anlaşmalı boşanmaları halinde eşe yapılan mal temliklerinin iptale tabi tasarruf gibi kabul edildiği bilinmektedir. Zira bu tür temliklerde mahkeme genellikle tarafların anlaşmalı biçimindeki iradelerini esas alarak hüküm kurmaktadır. Maddi olayların hukuki tavsifini hakimin yapması gerekir. Bu konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması doğru değildir.

(2004 S. K. m. 278, 280)

Dava: Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın reddine ilişkin K.... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17.10.2007 gün ve 2005/379-2007/704 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla işin duruşmaya tabi olduğu belirlendikten sonra 17.06.2008 Salı günü için taraflara gönderilen çağrı kağıdı üzerine hükmü temyiz eden davacı Denizbank A.Ş. vekili Av. G... Ö.... Ö... ile davalı R... E... Ö... vekili Av. A... A..., A... Z... Ö... vekili Av. R... A... B...'un hazır oldukları anlaşılmakla duruşmaya başlandı, temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı borçlu R... E.. Ö...'in eşi davalı A... Z... Ö...'ten 21.03.2005 tarihinde boşandığını K... Göztepe mahallesi 405 ada 73 parselde 3. kat 6 nolu daire, 399 ada 52 parselde l. kat 8 nolu daire ve S... S... K... Soğuksu 206 parsal B-l nolu bağımsız bölümü boşanma tazminatı olarak eşi A... Z...'e devrettiğini, boşanma ve devirlerin alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olduğunu belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı R... E... Ö... vekili dosyanın yetki ve iş bölümü itirazı nedeniyle Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, aciz belgesi sunulmadığını, müvekkilinin borcu karşılayacak malı olduğunu, icra takibinin kesinleşmediğini, aynı alacağa ilişkin mükerrer iki takip bulunduğunu, boşanma ve buna bağlı devirlerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı A... Z... Ö... vekili boşanma ilamı ve protokolü tanık beyanları, fotoğraf, mektup, bilirkişi incelemesi ve tapu kayıtları gibi delillerini bildirmiştir.

Mahkemece 2005/4984 esas sayılı takibin kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, 2005/5935 sayılı takibin kesinleştiği ancak bu dosyadaki 8 ve 26 Nisan 2005 tarihli zabıtların aciz vesikası hükmünde sayılamıyacağı bu nedenle dava şartının gerçekleşmediği esas yönünden de davalılar arasındaki tasarrufun 21.03.2005 tarihli anlaşmalı boşanma çerçevesinde akedilen protokole dayalı yapıldığı, İİY 278/III-I ve 280/1 maddelerinde belirtilen şartlar yerinde bulunmadığı kanısıyla davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de toplanan deliller hükme yeterli olmadığı gibi varılan sonuçta yasaya uygun düşmemektedir.

Davacı tarafın yaptığı iki icra takibinden birisinin kesinleştiği borçlunun adresinde hacze gidildiği yapılan hacizde hacze değer menkul malının bulunmadığı borçlunun adresinden de taşındığı belirlenmiştir. Bu durumda borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Ayrıca diğer kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı biçiminde ifade edilen takibin kesinleştirilmesi ve o takipte de aciz belgesi veyahut aciz belgesi yerine geçebilecek haciz zabıtlarının da davanın devamı süresince mahkemeye ibraz edilmesi mümkündür. Borçlu iki daire bir villasını boşandığı eşi Ayşe Zerrin Özalp'e boşanma davasında anlaşmalı şekilde devretmiştir. Boşanma davası 11.03.2005 tarihinde açılmış 21.03.2005 tarihinde anlaşmalı biçimde sonuçlandırılmıştır. Uygulamada tarafların anlaşmalı boşanmaları halinde eşe yapılan mal temliklerinin iptale tabi tasarruf gibi kabul edildiği bilinmektedir. Zira bu tür temliklerde mahkeme genellikle tarafların anlaşmalı biçimindeki iradelerini esas alarak hüküm kurmaktadır. Maddi olayların hukuki tavsifini hakimin yapması gerekir. Bu konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması doğru değildir. Boşanan eşler birbirinin aciz halinde bulunduğunu bilebilecek kişilerdir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 550.00 YTL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 25-01-2013, 17:10   #15
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/11337
K. 2012/19728
T. 12.7.2012

• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞMESİ ( Davalı Kadının İlk Celsede Kabul Edip Nafaka ve Tazminat Talebinde Bulunmadığını Belirttiği Fakat Akabinde Boşanmak İstemediğini Söylediği - Anlaşmalı Boşanma Koşulları Oluşmadığı )

• ANLAŞMALI BOŞANMA KOŞULLARININ OLUŞMAMASI ( Davalı Kadının Nafaka ve Tazminat İstemediğine Dair Beyanı Anlaşmalı Boşanmayı Sağlamaya Yönelik Olup Davanın Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşmesinin Bu Taleplerden Feragat Anlamına Gelmediği )

• NAFAKA VE TAZMİNAT İSTENMEDİĞİNE DAİR BEYAN ( Davalı Kadının Bu Beyanının Anlaşmalı Boşanmayı Sağlamaya Yönelik Olduğu - Davanın Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşmesinin Bu Taleplerden Feragat Anlamına Gelmediği )

4721/m.166

ÖZET : Davacı, anlaşmalı boşanma kapsamında dava açmış, davalı ilk celsede açılan davayı kabul ettiğini herhangi nafaka ve tazminat talebinin bulunmadığını belirtmiş, ancak hemen akabinde boşanmak istemediğini söylemiştir. Bu durumda anlaşmalı boşanma koşulları oluşmamış, dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanan boşanma davasına dönüşmüştür. Davalı kadının nafaka ve tazminat istemediğine dair beyanı anlaşmalı boşanmayı sağlamaya yönelik olup, davanın çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi bu taleplerden feragat anlamına gelmez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi kapsamında dava açmış, davalı ilk celsede açılan davayı kabul ettiğini herhangi bir nafaka ve tazminat talebinin bulunmadığını belirtmiş, ancak hemen akabinde boşanmak istemediğini söylemiştir. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları oluşmamış, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanan boşanma davasına dönüşmüştür. Davalı kadının nafaka ve tazminat istemediğine dair beyanı anlaşmalı boşanmayı sağlamaya yönelik olup, davanın Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi kapsamında çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi bu taleplerden feragat anlamına gelmez. O halde mahkemece, taraf delillerinin Türk Medeni Kanunu 166/1. maddesi uyarınca toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı
Old 27-06-2015, 13:02   #16
Avukat İlkay Uyar Kaba

 
Varsayılan

YARGITAY KARARI: ANLAŞMALI BOŞANMADA NAFAKA İNDİRİRİMİ

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ ESAS: 2014/6278 KARAR: 2014/14190

ÖZET : Somut olayda; taraflar arasında 27/10/2009 yılında gerçekleşen boşanma davasında, anlaşma protokolüne göre müşterek çocuk için aylık 2.500 TL nafakaya hükmedildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasındaki denge sonradan, şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar artık o akitle bağlı tutulamazlar, değişen bu koşullar karşısında Medeni Yasanın 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden ve tanık beyanlarından davacının boşanmadan sonra işyerini kapattığı hakkında muhtelif miktarda ve sayıda icra takibinin olduğu anlaşılmakta; davalı hakkında yapılan araştırmada öğretmen olan davalının ek ders ücretleri ile birlikte toplam aylık ....... TL maaş aldığı, tekrar evlendiği, evi ve arabasının olduğu müşterek çocuğun daha önce okuduğu ....... Kolejinden alınarak devlet okuluna devam ettirildiği anlaşılmaktadır.

Bu durum karşısında, tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu ihtiyaçları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında mahkemece yapılan indirim fazla olup, TMK`nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA
Old 27-06-2015, 14:40   #17
Av.Tümer

 
Varsayılan Anlaşmali Boşanmanin Çekişmeli Boşanmaya Dönüşmesi

Anlaşmalı boşanma kararının temyiz edilmesiyle birlikte anlaşmanın bozulacağı ve davanın çekişmeli olarak görüleceğine dair Yargıtay kararını sunuyorum.


YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/10998
K. 2015/3147
T. 3.3.2015

• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞMESİ ( Anlaşmanın Bozulması İle Anlaşmalı Boşanma Hükmünün Bütünüyle Geçersiz Hale Geleceği - Davanın Çekişmeli Boşanma Davası Olarak Görülmesi Gerektiği )

• ÇEKİŞMELİ BOŞANMA ( Anlaşmalı Boşanma Davası Kararı Kesinleşinceye Kadar Boşanmanın Mali Sonuçları ve Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönülebileceği - Anlaşmanın Bozulması İle Anlaşmalı Boşanma Hükmünün Bütünüyle Geçersiz Hale Geleceği/Davanın Çekişmeli Boşanma Davası Olarak Görüleceği )

• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanma Davası Kararı Kesinleşinceye Kadar Boşanmanın Mali Sonuçları ve Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönülebileceği - Anlaşmanın Bozulması İle Anlaşmalı Boşanma Hükmünün Bütünüyle Geçersiz Hale Geleceği/Davanın Çekişmeli Boşanma Davası Olarak Görülmesi Gerektiği )

• EŞLERİN ANLAŞMALI OLARAK BOŞANMAKTAN VAZGEÇMESİ ( Anlaşmalı Boşanma Davası Kararı Kesinleşinceye Kadar Boşanmanın Mali Sonuçları ve Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönülebileceği - Anlaşmanın Bozulması İle Anlaşmalı Boşanma Hükmünün Bütünüyle Geçersiz Hale Geleceği/Davanın Çekişmeli Boşanma Davası Olarak Görüleceği )

4721/m. 166

1086/m. 439/2

ÖZET : Taraflar anlaşmalı şekilde boşanmışlardır.

Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hüküm davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.02.2015 günü temyiz eden davalı L. vekili ve karşı taraf davacı H. vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Taraflar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir ( HUMK. md. 439/2 ). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" ( TMK m. 166/1-2 ) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere sure verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin H.'dan alınıp L.'ya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-11-2015, 11:12   #18
Avukat İlkay Uyar Kaba

 
Varsayılan

YARGITAY: ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA UZLAŞMANIN OLMAMASI

T.C. YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2012/25321 Karar: 2013/10648 Karar Tarihi: 15.04.2013
KONU : BOŞANMA DAVASI – DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNDE BOŞANMA HUSUSUNDA UZLAŞMA OLMADIĞI – TARAFLARA DİLEKÇELERİNDE DAYANDIKLARI ANCAK SOMUTLAŞTIRMADIKLARI DELİLLERİNİ AÇIKLAMASI – TANIK DELİLİNE DAYANILMAKLA TANIK LİSTESİ VERİLMESİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine göre mahkemece, taraflara dilekçelerinde dayandıkları, ancak somutlaştırmadıkları delillerini açıklaması, tanık deliline dayanılmakla tanık listesi verilmesi, gösterdikleri tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için kesin süre verilerek sonucuna göre hareket edilmesi gerekirken açıklanan hususlar gözetilmeden davanın neticeye bağlanması doğru bulunmamıştır.
Davacı davasını anlaşmalı boşanma talepli olarak açmış; ancak; davalı cevap dilekçesinde boşanma hususunda uzlaşma olmadığını, dava dilekçesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Bu suretle davanın çekişmeli hale geldiği (TMK. md.166/1-2), mahkemece 04.09.2012 tarihinde ön incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verildiği, ön inceleme için duruşma günü tespit edilerek, bu duruşma günü taraflara bildirildiği anlaşılmaktadır.
Old 26-07-2017, 14:38   #19
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Anlaşmalı boşanma iradesinden dönmek mümkündür :

YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/25148
Karar: 2016/2461

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/1. maddesi uyarınca temyiz süreleri ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar. Davacı-davalı ve vekili 16.11.2015 tarihli dilekçe ile hükmü temyiz etmeyeceklerini bildirmiş iseler de mahkemenin gerekçeli kararı davacı-davalı tarafa 20.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, doğmamış haktan feragat mümkün bulunmadığından davacı-davalı tarafın 16.11.2015 tarihli dilekçesine itibar edilmemiştir.

2-Dava ve karşılık dava yönünden tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davacı-davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacı-davalının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davalarının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün her iki dava yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple her iki dava yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile, karar verildi. 15.02.2016
Old 26-07-2017, 14:59   #20
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Anlaşmalı boşanma kararı kesinleşinceye kadar anlaşmalı boşanma iradesinden dönülebilir :

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2014/20325
KARAR: 2015/4097

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK.md.439/2). Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.

Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.10.03.2015(Salı)

KARŞI OY YAZISI

Mahkemece, davacının açtığı dava sonucunda davalınında davayı kabul etmesi sonucunda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz etmiştir.

Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; evliliğin en az bir yıl sürmüş olması koşuluyla, davalının “davayı kabul” beyanı, “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılması” için gerekli ise de, boşanma kararı verilmesi için, yalın “kabul” yeterli değildir. Bunun yanında, hakimin tarafları bizzat dinlemesi, irade beyanlarının serbetçe açıklandığına ilişkin kanaate ulaşmış olması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması da şarttır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, boşanma davalarında yalın “kabul”, boşanma kararı verilmesi için yeterli değildir. Bunun yanında, hakimin tarafları bizzat dinlemesi, boşanma konusundaki irade beyanlarının serbetçe açıklandığına kanaat getirmiş olması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Somut olayda hakim tarafları bizzat dinlediğine, tarafların boşanma konusunda ki irade beyanlarının serbetçe açıklandığına ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemenin uygun olmadığına ilişkin bir iddia da ileri sürülmediğine göre, davalının “davayı kabulü” hukuki sonuç doğurur.

Bu şartlara uygun kabul, tarafları da hakimi de bağlar. Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren “irade beyanından” dönülemez. Kanun ve usul hükümlerine uygun olarak tarafların boşanma ve fer'ilerinde irade birliğine dayanan bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi delillerin gösterilmesi durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda (bu son halde de, aykırılığın ilişkin olduğu konuda) bozulabilir.

Sayın çoğunluk, “davacının, hüküm kesinleşinceye kadar irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığını, kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini” kabul etmektedir. Bu görüşe yukarıda açıklanan sebeplerle katılma olanağı yoktur. Böyle bir yaklaşım, her türlü kötüye kullanmalara kapı açar ve Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesiyle getirilen düzenlemeyi etkisiz kılar. Olayda protokol şartlarına uygun hüküm tesis edilmiştir ve protokolde kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı bir şart da bulunmamaktadır. Öyleyse kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebep yoktur. Bu bakımdan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle bozma kararına iştirak edemiyorum.
Üye
Old 26-07-2017, 15:08   #21
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Anlaşmalı boşanma davasında irade beyanından rücu etme
T.C.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/18788
Karar No:2015/3245
Karar Tarihi: 02.03.2015
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI
ANLAŞMALI BOŞANMA YÖNÜNDE OLUŞAN KARAR KESİNLEŞİNCEYE KADAR EŞLERİN KABUL EDİLEN İRADE BEYANINDAN DÖNMESİNİ ENGELLEYİCİ YASAL BİR HÜKÜM BULUNMAMAKTADIR
DAVACININ ANLAŞMALI BOŞANMA HÜKMÜNÜ GERÇEKLEŞEN ANLAŞMAYA RAĞMEN TEMYİZ ETMESİ DAVADAN AÇIKÇA FERAGAT ETMEDİKÇE ANLAŞMALI BOŞANMA YÖNÜNDEKİ İRADESİNDEN RÜCU NİTELİĞİNDE OLUP BU HALDE ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ BOŞANMA OLARAK GÖRÜLMESİ GEREKİR
ÖZETİ: Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.
Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde*karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 02.03.2015
Old 11-06-2021, 14:28   #22
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/3843
K. 2020/4737
T. 14.10.2020


• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI ( Hüküm Davalı Erkek Tarafından Temyiz Edildiği - Mahkemece Taraflara İddia ve Savunmalarının Dayanağı Bütün Vakıaların Sıra Numarası Altında Açık Özetlerini İçeren Beyan İle İddia ve Savunmanın Dayanağı Olarak İleri Sürülen Her Bir Vakıanın İspatını Sağlayacak Delillerini Sunmak ve Dilekçelerin Karşılıklı Verilmesini Sağlamak Üzere Süre Verileceği )

• ÇEKİŞMELİ BOŞANMA ( Anlaşmalı Boşanma Yönünde Oluşan Karar Kesinleşinceye Kadar Eşlerin Bu Yöndeki Diğer Bir İfadeyle Gerek Boşanmanın Mali Sonuçları Gerekse Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönmesini Engelleyici Yasal Bir Hüküm Bulunmadığı - Bu Halde Anlaşmalı Boşanma Davasının "Çekişmeli Boşanma Olarak Görüleceği )

• BOŞANMA ( Taraflar TMK'nin 166/3. Md. Uyarınca Boşandığı ve Hüküm Davalı Erkek Tarafından Temyiz Edildiği - Anlaşmalı Boşanma Yönünde Oluşan Karar Kesinleşinceye Kadar Eşlerin Bu Yöndeki Diğer Bir İfadeyle Gerek Boşanmanın Mali Sonuçları Gerekse Çocukların Durumu Hususunda Kabul Edilen Düzenlemeleri Kapsayan İrade Beyanından Dönmesini Engelleyici Yasal Bir Hüküm Bulunmadığı )

4721/m.166

ÖZET : Dava; anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar ve hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma ( TMK m. 166/1-2 )" olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra, usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından 30.09.2012 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- )Mahalli mahkemenin 26/4/2012 tarihli ve 2012/201 Esas ve 2012/215 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüyle tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş ve davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Karar davacı kadına 29/1/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve erkeğe de Tebligat Kanunu m. 21'e göre tebliğ edilerek 5/3/2013'te keşinleştirilmiştir. Erkek kararı 26/9/2019'da temyiz etmiştir. Mahkemenin 30/09/2019 tarihli ve 2012/201 Esas ve 2012/215 Karar sayılı ek kararı ile temyiz talebinin süresinde olmadığından bahisle, davalının temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Tebligat Kanunu'nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.

Tebligat Kanununun 21. maddesi de Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini, muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
Davalıya gerekçeli kararın tebliğine dair mazbatadaki davalının adreste bulunmama sebebinin araştırıldığı komşu ismi okunaklı olmadığı gibi, mazbatada tebligattan haberdar edilen kişinin ismi bulunmamaktadır. Bu itibarla, gerekçeli kararın davalı erkeğe tebliği geçersiz olduğundan, mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak davalının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.

2- ) Davalının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar ve hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma ( TMK m. 166/1-2 )" olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra, usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen 30/09/2019 tarihli ve 2012/201 Esas, 2012/215 Karar sayılı ek kararın yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kazancı
Old 20-09-2023, 12:16   #23
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Anlasmali bosanma davasindan feragat edilmesi halinde eski olaylar affedilmis sayilmaz. ESKI OLAYLARA DAYANARAK YENIDEN DAVA ACILABILIR. YARGITAY 2. HD 2020/176 ESAS 2020/722 KARAR
Old 23-09-2023, 19:15   #24
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yargitayin onceki uygulamasi anlasmali bosanmadan feragatten sonra eski olaylara dayanarak bosanma davasi acilamayacagi yonundeyken sonraki ve guncel uygulamasi degismis ve yukardaki ornek kararin isaret ettigi uzere eski olaylara dayanarak yeni dava acilabilecegi seklinde gelismistir.
Old 06-03-2024, 20:58   #25
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Anlaşmalı boşanma protokolündeki velayetin değiştirilmesi davası acilamayacagina ilişkin maddenin medeni haklari kullanmaktan feragat mahiyetinde ve geçersiz olduğu,kısmı gecersizlik nedeniyle protokolün tamamen geçersiz olacağına dair Yargıtay kararı:
Yargıtay 2.HD 2013/11644 esas
2014/1866 karar

Y.2.HD 2013/11644 esas 2014/1864 karar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Terk Sebepli Boşanma Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 18 29-01-2015 18:13
Boşanma Davasında Yetki Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 14 04-11-2009 09:07
Anlaşmalı Boşanma güzin Hukuk Soruları Arşivi 4 05-03-2007 17:26
Anlaşmalı Boşanma denetim Hukuk Soruları Arşivi 2 07-02-2005 12:18
Anlaşmalı Boşanma CANOLA Hukuk Soruları Arşivi 1 25-09-2003 16:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11090112 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.