Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çek iptali, malların teslim edilmedi iddiası, ispat yükü

Yanıt
Old 11-09-2007, 01:27   #1
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan çek iptali, malların teslim edilmedi iddiası, ispat yükü

SORU : Meşrubat satın alan M, Alacaklı şirket A ya ÇEK VERMİŞTİR. Ancak ürünlerin M ye teslim edildiğine dair yazılı bir belge alınmamıştır. Şirket çeki icra takibine koymuştur. Borçlu M, menfi tespit davası açarak çeklerin karşılığında kendisine meşrubat teslimatı yapılmadığını, bu nedenle bedelsiz kalan çekin iptalini talep etmiştir. Şirket kayıt ve defterlerinde borçluya satış yapıldığı ve karşılığında çeklerin alındığı işlenmiş görünmektedir.

Şirket davaya karşı cevap dilekçesinde ÇEKİN ne için verildiğinin bir öneminin olmadığın, sebepten mücerret olduğunu, yine çekin PEŞİN ÖDEME aracı olarak tanımlandığını, bu kapsamda PEŞİN SATIŞLARDA MALIN TESLİM EDİLDİĞİNİN KARİNE olarak kabul edildiğini, malın teslim edilmediğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Bu davanın neticesiyle ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
Old 13-09-2007, 11:20   #2
avmuhammet25

 
Varsayılan

değerli arkadaşım bana göre kesin olarak alacaklı taraf kazanır.çekin iptalini isteyen taraf kaybeder
Old 14-09-2007, 00:19   #3
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

SEVK İRSALİYESİNDE teslim alan kısmında karşı tarafın imzası yok.

Borçlu malları teslim aldığını inkar ediyor.

Bu sorun olmaz diyorsunuz yani ?

Alacaklının ŞİRKET olması sonucu değiştirir mi, şirket kayıt ve defterlerinin ALEYHE DELİL niteliği var. Şirket giriş ve çıkışlarında alım satım görünüyor. Ancak şirkette mal teslimatını gösterir bir evrak yok ?
Old 14-09-2007, 12:52   #4
hukukcu34

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım çek iptali davasından neyi kastettiğinizi doğrusu anlayamadım.Bedelsizlik iddiası(mal teslimi karşılığında verilen ancak malın teslim edilmemesi halindeki çekin durumu) ile sendin(Poliçe,Bono,Çek) haksız olarak ele geçirilmiş olduğu idddiasının(Kaybedilen veya çalınan çekin veya hatır çekinin durumu)bir birine karıştırlmaması gerekir.
Bir kişinin borçlu olmadığının tesbiti ile senedin iptali farklı kavramlardır.Özellikle çek hukukunda çek keşidecisinin Çek İptali davası açması kanımca mümkün olmamalıdır.Çek keşidecisinin yapması gereken ödemeden men talimatı vermektir.Zira kambiyo hukuku temel ilkelerine göre bedelsizlik iddiası şahsi bir defi oluşturur ve ancak alt münasebete taraf olan hamile karşı ileri sürülebilir.3.şahıslara ve cirantalara karşı ileri sürülemez.Bu halde senet borçlusu(keşideci) senet hamiline ödemede bulunur ve ondan sonra alt ilişkiye dayanarak bu ilişkide taraf olana dava açabilir.Bu sonuç ağır bulunabilirsede ,kambiyo taahhüdünde bulunmanın olağan sonucudur.Senet borçlusu;hatır senedi vermeden veya bir senedi keşide etmeden veya satın aldığı mal kendisine teslim edilmeden satın aldığı malın bedelini senetle ödemeden önce iyice düşünmelidir.
Çek iptali davası çek keşidecisine değil çek hamiline tanınan bir haktır ki iptal kararını talep eden şahsın(Çek Hamilinin),çeki ibraz edememesine rağmen hak sahibi olarak kabul edilmesine hizmet eder.Bu durumda iptal kararı alan hak sahibi isterse hakkını senetsiz olarak ileri sürebilecek,isterse yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilecektir.Netice olarak iptal talebinde bulunma hakkı olan keşideci değil,çek zayi olmasaydı vayahut rızası dışında elinden çıkmamış olsa idi onu ibraz ederek tediyeyi alacak olan kişidir.Saygılarımla..
Old 15-09-2007, 01:24   #5
Av.Fahri Sürücü

 
Varsayılan

Sayın Hukukcu34,
haklısınız kavramlar yerli yerinde kullanılmamış,
çek iptalinden kasıt MENFİ TESPİT davası açılmasıdır.

Keşideci bahsettiğiniz gibi çekin iptalini talep edemez.

Ancak açılan menfi tespit davasında sonuç ne olur. Bu yönüyle yeniden konuyu değerlendirirseniz memnun olurum.

Teşekkürler, saygılarımla,
Old 15-09-2007, 02:45   #6
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Çek, bir ödeme vasıtası olduğundan kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla düzenlendiğinin kabulü gerekir.
Davacının bu karinenin aksine olarak dava konusu çekin satın alınan mal bedeline karşılık avans olarak verildiği ve malın teslim edilmediği yolundaki iddiasını usulen kanıtlaması gerekir.
Davacının iddiası doğrultusunda
taraflar arasındaki ticari ilişkinin boyutları değerlendirilip, ,defter kayıtları, hesap özeti dikkate alınmalıdır.
Old 15-09-2007, 04:26   #7
Nuriye Değer

 
Varsayılan

Ekli emsal karar olayınıza kısmen uymaktadır.
İspat yükü menfi tespit davasını açan çek keşidecisinindir. Yemin dahil her türlü delil ile ispat edilebileceğini düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E:2001/3634
K:2001/8250
T:11.12.2001

TeRaflar arasındaki menfi tesPit davasının yapılan yarğılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında ( 7445 ) adet uydu anten setinin alımı konusunda sözleşme akdedildiğini, malların bedeli olarak toplam 24.564.570.000.-TL tutarında onbir adet çekin tanzim edildiğini, buna rağmen malların hiçbirisinin teslim edilmediğini, çekilen ihtara yanıt alınamadığını, çeklerin davalı tarafından aldığı kredinin teminatı olarak bankalara verildiğini belirterek çeklerden dolayı borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
BK.nun 182/2. maddesinde, "....hilafına adet veya mukavale mevcut değil ise satıcı ile alıcı borçları aynı zamanda ifa etmekle mükelleftirler..." hükmü yer almaktadır. Çek bir tediye vasıtası olduğundan, anılan 182. madde uyarınca kural olarak malın teslimi ile birlikte keşide edildiğinin kabulü gerekir. Ancak, taraflar arasında aktedilen ve örneği dosyaya ibraz edilmiş olan 25.8.1998 tarihli sözleşmede davalı yanca, davacıya Eylül 1998 ayı içerisinde 7445 adet uydu anten setinin teslim edileceği, bunun karşılığında da dökümü yapılan çeklerin şirkete verildiği anlaşılmaktadır. Malların teslim edilmediği gerekçesiyle davacı 7.10.1998 tarihli ihtarname ile malın teslim edilmediğini ve çeklerin bedelsiz kaldığını ve iadesini talep etmiştir. Davalı şirket bu ihtara yanıt vermemiştir. Bu durumda davalıya meşruhatlı davetiye çıkarılarak dosyaya ibraz edilen belgeler yönünden beyanı tespit edilerek ve tüm belgeler değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken davacının icapsız yemin teklifi hakkını kullanmayacağını belirtilmiş olması da gerekçe yapılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yaş Haddinden Emekli Olan Savcı Avukatlığa Kabul Edilmedi hukukçu42 Hukuk Haberleri 33 24-08-2010 11:59
Usul hukukunda ispat yükü,delil,ikrar... Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Soruları 0 08-04-2007 20:43
menfi tespit davası teamül iddiası ve ispat sorunu Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 2 24-02-2007 12:24
tapu iptali ve tescil davası-tanıklar-ispat nisa Meslektaşların Soruları 3 18-12-2006 03:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03886294 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.