Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Banka Kredisi ve Sigorta

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-01-2012, 17:38   #1
Av. Müge K

 
Varsayılan Banka Kredisi ve Sigorta

Sayın Meslektaşlarım bir konuda yardımınızı rica ediyorum.
Bir müvekkilimin babası 2009 yılında Vakıfbank'tan tüketici kredisi çekiyor ve bu kredi banka tarafından sigortalanıyor. Bu krediyi çekmesinden 2 ay sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılıyor. Kalbinde enfeksiyon bulunması nedeni ile 3 ay hastanede tedavi görüyor, kalpteki enfeksiyonu tamamen temizlemek için ameliyata alınıyor fakat 4 günlük yoğun bakımdan sonra vefat ediyor. Müvekkil bankaya müracaat ediyor. Banka yetkilileri sorun etmeyin kredinin sigortası var bu zamana kadar yapılan ödemeler de size iade edilecek diyerek gerekli evrakları istiyor.aradan baya zaman geçtikten sonra banka tarafından müvekkillere evrak gönderilerek parayı ödemeleri, bu rahatsızlığın sigortaya dahil olmadığı bildiriliyor. Sigorta poliçesinde herhangi bir rahatsızlık ayrımı yapılmamış.Araştırdığım kadarı ile kanser haricinde tüm rahatsızlıklar sigortaya dahil ediliyor. Kredi Sözleşmesinde de aksi bir durum saptayamadım. Şu an bankaya bu durumla ilgili açılacak davada görevli mahkemeyi net olarak tespit edemedim. ilk başta tüketici hakem heyetine müracaat sonra adli makam veya idari makamlar sorumlu diye ikilem yaşadım. Yoksa tüketici hakem heyeti yerine direk dava hangi mahkemede açılmalı. yardımcı olursanız sevinirim
Old 31-01-2012, 15:27   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Dava, hayat sigortası poliçesinin feshine ilişkin işlemin geçersiz kılınması ile poliçeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkin bir dava olacağından husumet sigorta şirketine yöneltilmelidir. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Sigorta şirketi somut olayda ,"sigortalının poliçe başlangıç tarihinden önce kalple ilgili kronik hastalığı olmasına rağmen bunun beyan edilmediğini, bu nedenle Hayat Sigortası Genel Şartları C.2/2.2 maddesi gereği beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğunu, tazmin talebi ile öğrenilen ihlalin tebellüğ tarihi itibariyle yasal süre içinde TTK'nun 1290 ncı maddesi uyarınca cayma/fesih hakkını kullandığını" savunacaktır.
Açacağınız bu davada çözümü gereken husus, sigortalının sigorta akdinin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı, aykırı davranmış ise meydana gelen bu aykırılığın doğuracağı hukuki sonuçların tayin ve tespiti noktalarındadır.
Sigorta sözleşmeleri özellikle de hayat sigorta Sözleşmesi MK'nun 2 nci maddesinde ifade edilen iyiniyetle davranma ilkesine dayalı olarak kurulmaktadır. Nitekim TTK'nun 1290 ncı maddesi genel bir ifade ile sigorta ettireni sigortacı tarafından sözleşme yapılırken gerçek durumları bildiği takdirde sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektiren bütün hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü tutmuştur. Şayet sigorta ettiren veya sigortalı sorulan sorulara karşı susmuş veya eksik bildirimde bulunmuş veya gerçeğe aykırı ihbarda bulunmuş ise bu durumları bilmemesi nedeniyle sigorta sözleşmesi yapan sigortacıya sigorta sözleşmesinden cayma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Aynı düzenleme Hayat Sigortası Genel Şartları'nda da mevcut olup genel şartlarda eksik veya yanlış ihbarda kusurlu olup olmama hali de gözetilmiştir. Buna göre eksik veya gerçeğe aykırı bildirim hali sigorta ettirenin veya sigortalının kusurlu davranışına dayanıyorsa sigortacıya durumu öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içinde cayma hakkı tanınmıştır.
Bu yasal düzenlemeler uyarınca sorunuza konu somut olay değerlendirildiğinde müvekkillerinizin murisi olan sigortalıya sigorta başvuru formunda kalp hastalığının olup olmadığının sorulup sorulmadığı, , sigortalının yanıt verip vermediği, sigorta akdinin kurulduğu tarihte sigortalının (ölenin) bu rahatsızlığının bulunup bulunmadığı ve sigortalının kendi rahatsızlığını bilip bilmediği, sigorta aktidin kurulması sırasında kendisinde bu hastalığın önceden mevcut bulunup bulunmadığı önem kazanacaktır. Bu durumda sigortalının akdin kurulması sırasında bu hastalığı mevcut olmasına rağmen kendisi de bu durumu bilmiyor idi ise sigortalının kusurlu davranışı bulunmadığıından sigorta şirketi cayma hakkını kullanamayacak ve ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Şayet sigorta akdinin kurulması sırasında sigortalı zaten tedavi görmekte ve bu durumu bilmesine rağmen tedavi gördüğü kalp rahatsızlığını gizlemiş ve bu konuyla ilgili soruyu yanıtlamamış ya da yanıltıcı olarak yanıtlamış ise , sigorta akdinin kurulmasından iki ay sonra da gizlemiş olduğu bu hastalıktan dolayı geçirdiği rahatsızlık sonucu öldüğü anlaşılacağından sigorta şirketinin rizikonun gerçekleşmesi sonucu haberdar olduğu beyan yükümlülüğüne aykırı davranış nedeniyle poliçeden cayma hakkını kullanması ve ödeme yapmaması haklı sayılacaktır.
KOLAY GELSİN
Old 30-06-2012, 12:47   #3
tangela

 
Varsayılan

Benim müvekkilim de konut kredisi çekiyor. Kredisi devam ederken vefat ediyor. Bankayla görüşüldüğünde de daha önce sigorta yapılırken bu sene yapılmaya unutulduğu farkediliyor. Vefat edenin sigorta yaptırmayın diye bir talimatı yok. Sizce dava açsam olumlu sonuçlanır mı ?
Old 02-07-2012, 10:20   #4
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas : 2011/62 Karar : 2011/15670 Tarih : 31.10.2011
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Garanti Bankası A.Ş vekili avukat Abdullah Açıkgöz geldi davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murisleri olan Adnan Kulu'nun davalı Bankadan konut kredisi aldığını, müris için diğer davalıya yaptırılmış hayat sigortası bulunduğunu, kredi taksitlerinin bu sigortadan karşılanması gerektiğini ileri sürerek, Kredi nedeniyle davalı Bankaya borçlu olmadığının tespitine ve kredi nedeniyle Bankaya yapılan ödemelerin iadesine, yeni dönemde hayat sigortası yaptırılmaması nedeniyle uğranan zararın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacıların miras bırakanı Adnan Kulu'nun 27.3.2006 tarihli sözleşme ile davalı Bankadan 60 ayda geri ödeme koşulu ile 200.000 TL tutarında konut kredisi kullandığı, geri ödemeler devam ederken kredi borçlusu Adnan'ın 27.7.2008 tarihinde vefat ettiği, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacılar, murisin hayat sigortası bulunduğunu ve taksitlerin bu sigortadan karşılanması gerektiğini belirterek, işbu davayı açmışlardır. Davalı Sigorta Şirketi kendisine husumet düşmediğini, davalı Banka ise iki adet Sigorta poliçesi bulunduğunu, ikinci poliçenin bitiş tarihi olan 30.4.2008 tarihinden sonra hayat sigortasını yenileme yükümlülüğünün, kredi sözleşmesinin 11-2 maddesi gereğince davacıda olduğunu ve hayat sigortasının yenilenmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı Banka ile davacıların murisi arasında düzenlenen 27.3.2006 tarihli kredi sözleşmesinin 11-2 maddesinde, "müşteri, açılan kredi sebebiyle Bankanın uygun göreceği bedel ve şartlarla hayat sigortası yaptıracağını, önceden yapılmış bir hayat sigortası bulunması halinde ilgili sigorta poliçesinde Bankanın dain ve mürtehin olarak gösterilmesi yönünde gerekli değişikliğin yapılarak, poliçeyi Bankaya teslim edeceğini, Bankanın bu sigortalarla ilgili pirim tutarlarını Banka nezdindeki hesaplarından tahsile yetkili olduğunu, vefatı halinde mezkur sigorta sonucu ödenecek tazminattan o tarihte Bankaya olan borcun mahsubundan sonra kalacak meblağın mirasçılarına ödenmesini, beyan kabul ve taahhüt eder." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Böyle bir düzenleme karşısında, davalı Bankanın TTK.nun 1321. maddesi anlamında menfaat sahibi olduğu ve yine anılan yasanın 1329. maddesi hükmü gereğince de, sözleşmeden doğan hak ve menfaatleri Sigortacıdan talep etmeye hakkı olduğu, tartışmasızdır. Davalı Bankanın, kredi borçlusunun hayat sigortası yapılmasındaki asıl amacının, kredi borcunun teminat altına alınması olduğu muhakkaktır. Belli bir prim ödeme borcu getirmekle birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında, sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Böyle bir uyuşmazlıkta, açıkça sözleşme ile hangi tarafa ve taraflara hangi yükümlülüklerin getirildiği hususunda önemle durulmalıdır. Sözleşmenin 11-2 maddesindeki düzenlemede, hayat sigortası ile davalı Bankaya değil, kredi borçlusuna bir yükümlülük getirildiği açıktır. Davalı Bankanın, kendisi için zorunluluk getirmeyen ve kredi borcunun teminatlarından ilke olarak her zaman vazgeçilebileceğini kabulü gerekir. Ancak somut olayda davalı Banka, kredi borçlusunu iki defa sigortalatmış olup, (16.4.2006-16.4.2007 ve 30.4.2007-30.4.2008 arasındaki süreler için)artık bundan sonraki yıllar için kredi borçlusuna, sigortayı yenileceği hususunda bir güven vermiştir. Buna rağmen sigortanın yenilenip yenilenmediğinin kredi borçlusu tarafından takibi gerekeceğinden, tarafların müterafık kusuru üzerinde durulmalıdır. Mahkemece yanlış değerlendirme ile davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Birinci bente açıklanan nedenlerle davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-08-2015, 14:02   #5
ugurtrbrs

 
Varsayılan

Merhabalar
Benzer bir durumla karşı karşı kaldığımdan bilgi ve görüşlerinize başvurma ihtiyacı duydum. Müvekkilimizin babası çeşitli bankalardan kredi kullanıyor ve kredilerin hepsi hayat sigortası ile sigorta altına alınıyor ve şahıs 4 ay önce vefat ediyor. Vefat nedeni ise ani kalp krizi ve daha önceden bilinen herhangi bir rahatsızlığı yok. Müvekkilimiz ise krediler sigortalı, banka sigortadan alır düşüncesi ile herhangi bir başvuru ve ödeme yapmıyor. Banka ödeme için kendisine ulaştığında bize başvurdu.
Bu durumda nasıl bir yol izlememiz gerekmektedir? Öncelikle poliçe bedelinin ödenmesi konusunda sigorta şirketine bizim mi yoksa bankanın mı başvurması gerekmektedir? Zira sözleşmede lehdar sıfatını haiz olan bankadır.
Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kefalet ve banka kredisi abdullahekinci Meslektaşların Soruları 4 02-03-2009 12:50
banka kredisi ve rehin Av. TUNCAY ATEŞ Meslektaşların Soruları 7 05-06-2008 16:32
Banka Kredisi Av. Mehmet YÜCEL Meslektaşların Soruları 10 15-01-2008 00:32
Banka Kredisi gunay Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 17:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04664707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.