Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

işçinin maaşı asgari ücretten fazla olduğu halde, sigortanın asg. üc. üzerinden yatması-kıdem ve ihbar taz.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-06-2011, 17:18   #1
GECE

 
Varsayılan işçinin maaşı asgari ücretten fazla olduğu halde, sigortanın asg. üc. üzerinden yatması-kıdem ve ihbar taz.

Sevgili meslektaşlar, bir iş davası ile ilgili değerli fikirlerinizi rica ederim:
müvekkilin eline geçen en sonki net maaşı(çıplak ücret) 1050 TL olduğu halde ve çalıştığı sürece (12 yıl) de hep asgari ücretten fazla maaş aldığı halde sigortası hep asgari üc. üzerinden yatmıştır. müvekkil tüm maaşlarını elden almıştır, hiçbiri bankaya yatmamış. bordro vs de hiç imzalamış. müvekkil işten yeni ayrıldı. istifa dilekçesi vs de yok. aslında işten ayrılma şekli biraz karışık, ne kendi çıktı ne çıkarıldı denilebilir. müvekkille aynı işyerinde çalışan bir kişi daha var ama o da bize tanıklık etmez çünkü patronun akrabası. 1-davayı "işten çıkarıldı" şeklinde mi açsam, yoksa "maaşı asg. ücretten fazla olduğu halde sigortası asg. ücret üzerinden yattığı için işçi haklı nedenle akdi feshetti" diye mi açsam. 2-müvekkilin ücreti asgari ücretten fazla olduğundan ücretin tespiti ve bu ücret üzerinde kıdem ve ihbar taz. istemli dava açsam, yukarıda arz ettiğim somut koşullar karşısında kazanma olasılığımız sizce nedir? müvekkilin gerçek ücreti ve işten ayrılma sebebi/şekli ile ilgili ispat yükü kimdedir?
Old 05-06-2011, 21:48   #2
BALDIRAN

 
Varsayılan

merhaba.Kanımca, işten haksız yere çıkarıldı derseniz, feshin hakıl olduğunu işveren ispatlamak zorundadır. Ancak bunun için,işten çıkarıldığında, durumu bir ihtarla işverene bildirmek ve feshi kabul etmediğinizi yasal haklarınızı saklı tuttuğunuzu ihtar etmek daha uygun olur, ücretin gerçek ücretten az ödenmesi sebebiyle akdi fesh ettiğinizi söylerseniz önce gerçek ücretin daha fazla olduğunu ispat etmeniz gerekir.
Kural olarak, ücretin ödendiğini ispat külfeti işverene aittir. 10 işciden az işcinin çalıştığı iş yerlerinde bankaya ödeme zorunluluğu yok diye biliyorum.Ancak siz gerçek ücretin, ödenen asgari ücretten daha fazla olduğunu iddia ediyorsanız bunu sizin ispat etmeniz gerekir diye düşünüyorum.Saygılar
Old 06-06-2011, 01:54   #3
Derya DEMİR

 
Varsayılan

1- İşçi sigorta primlerinin eksik ödendiği gerekçesiyle iş aktini haklı nedenle fesh ettiğini iddia ederse, bunu ispatlayabilir mi? Sigorta primlerinin eksik ödenmesi tartışmasız haklı fesih nedenidir ve bu durum her türlü delille ispatlanabilecektir.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/8689
K. 2006/29518
T. 8.11.2006
� İŞ AKDİNİN FESHİ ( Sigorta Primleri Eksik Ödenmiş ve İşverenden İki Aylık Ücret Alacağı Bulunan İşçi - İşyerini Terk Etmesinin Haklı Fesih Anlamında Olduğu )
� İŞÇİNİN ÜCRETİNİN ÖDENMEMESİ ( İşyerini Terk Etmesinin Haklı Fesih Anlamında Olduğu - Sigorta Primleri Eksik Ödenmiş ve İşverenden İki Aylık Ücret Alacağı Bulunan İşçi )
� SİGORTA PRİMİNİN EKSİK ÖDENMESİ ( Aynı Zamanda İşverenden İki Aylık Ücret Alacağı Bulunan İşçi/İşyerini Terk Etmesinin Haklı Fesih Anlamında Olduğu - Kıdem Tazminatı )
� KIDEM TAZMİNATI ( Sigorta Primleri Eksik Ödenmiş ve İşverenden İki Aylık Ücret Alacağı Bulunan İşçi - İşyerini Terk Etmesinin Haklı Fesih Anlamında Olduğu )
4857/m. 24/II
1475/m. 14
ÖZET : Sigorta primleri eksik ödenmiş olan ve işverenden iki aylık ücret alacağı bulunan işçinin işyerini terk etmesi, hizmet akdinin işçi tarafından eylemli biçimde haklı olarak feshedildiği anlamındadır. Bu nedenle işçi lehine kıdem tazminatına hükmedilmelidir.
DAVA : Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının davalıya ait fırında "pişirici" olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğindeki belgelerden 2004 yılı Nisan ve Temmuz ayları arası sigorta primlerinin davalı tarafından eksik olarak yatırıldığı saptanmıştır.
Davacının söz konusu eksikliğin işverende görüşülmesi sırasında işverence işten çıkarıldığı davacı tarafından iddia edilmektedir. Öte yandan son iki aylık ücreti de işverence ödenmemiştir. Maddi olayların bu gelişim süreci dikkate alındığında davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı kanunun 24/II maddesi uyarınca haklı olarak davacı tarafından terk yolu ile sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece kıdem tazminatı alacağına hükmedilmesi gerekirken söz konusu alacağın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine. 08.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu konuda ispat yükü işçidedir. İspat açısından yazılı belge mevcut değilse, işçinin yaptığı iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilerek ilgili meslek odasından emsal ücretler araştırılır. Aşağıdaki Hukuk Genel Kurulu kararında, ücretle ilgili uyuşmalıkların her türlü delille ispatının mümkün olduğunu belirtiliyor.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/9-479
K. 2006/484
T. 28.6.2006
� İŞÇİ ÜCRETİ ALACAĞI ( Ücretin Mevcut Delillerle Kuşkuya Yer Olmayacak Şekilde Belirlenemediği Durumlarda Meslek Kuruluşlarından da Sorulabileceği )
� İŞÇİNİN GERÇEK ÜCRETİNİN TESPİTİ ( Meslek Kuruluşlarınca Bildirilen Ücret Miktarı Bağlayıcı Nitelikte Olmadığı - Diğer Bilgi ve Belgelerle Desteklenmesi Gereği )
� ÜCRET MİKTARINDA ÇIKAN UYUŞMAZLIK ( Meslek Kuruluşlarından Sorulabileceği - Meslek Kuruluşlarınca Bildirilen Ücret Miktarı Bağlayıcı Nitelikte Olmadığı/Diğer Bilgi ve Belgelerle Desteklenmesi Gereği )
4857/m. 32
ÖZET : İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarında çıkabilecek uyuşmazlıklarda gerçek ücretin her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı miktarın gerçek ücret olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle kuşkuya yer olmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda meslek kuruluşlarından da sorulabilir. Meslek kuruluşlarınca bildirilen ücret miktarı bağlayıcı nitelikte değildir; diğer bilgi ve belge/erle desteklenmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.09.2005 gün ve 2005/750-945 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 31.01.2006 gün ve 2005/34921,2006/1842 sayılı ilamı ile,
( ...Davacı işçinin aylık ücretinin belirlenmesi noktasında dairemizce daha önce verilen bozma kararında ilgili meslek kuruluşundan ücret araştırması yapılması gerektiği belirtilmiş, mahkemece anılan bozma ilamına uyulmuştur. Davacının aylık ücretiyle ilgili yazı özel dersanelerde çalışanların kurduğu bir demekten sorulmuş ve alınan yazıya göre sonuca gidilmiştir. Ücret araştırması, ilgili meslek kuruluşundan yapılmamış olmakla bozma kararının içeriği yerine getirilmiş değildir.
Konunun ilgili meslek kuruluşu olan Özel Dersaneler Birliği'nden ( Özdebir ) sorulması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirmeye alınarak karar verilmesi gerekir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar arasında, davacı işçiye ödenen ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücret, mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, davacının yaptığı iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek suretiyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir.
Ne var ki, meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmeleri gerekir.
Belirtilen nedenlerle, davacı tarafından bildirilen meslek örgütünden yapılan ücret araştırmasına davalının itirazı nedeniyle, bir diğer meslek örgütü olan Özel Dersaneler Birliği'nden ücret araştırması yapılarak, toplanan tüm deliller gözetilerek, davacının anılan devre ücret geliri saptanarak, belirtilen işçilik hak ve alacakları yönünden karar vermek gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Belirtilen nedenlerden direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın iadesine, 28.06.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


2- İşçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından fesh edildiği iddiasında bulunma olasılığına gelince; anladığım kadarıyla müvekkiliniz, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran bir iş yerinde çalışmıyor! Bu nedenle de iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Bu durumda, iş aktinin işveren tarafından haksız feshi iddiasına dayanmanız gerekecektir.

Yargıtay’ ın aşağıdaki kararlarında da göreceğiniz üzere, iş hukuku yargılamasında, hizmet akdinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığının ispat yükü işverene düşeceği belirtilmektedir.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/13127
K. 2008/11357
T. 5.5.2008
HAKSIZ FESİH ( İş Sözleşmesinin İşverence Haksız Olarak Feshedildiğinin İleri Sürülmesi Halinde Feshin Haklı Olarak Yapıldığının İspat Yükü Davalı İşverene Düşeceği )
HAKLI NEDENLE FESHİN İSPATI ( İş Sözleşmesinin İşverence Haksız Olarak Feshedildiğinin İleri Sürülmesi Halinde Feshin Haklı Olarak Yapıldığının İspat Yükü Davalı İşverene Düşeceği )
İSPAT YÜKÜ ( İş Sözleşmesinin İşverence Haksız Olarak Feshedildiğinin İleri Sürülmesi Halinde Feshin Haklı Olarak Yapıldığının İspat Yükü Davalı İşverene Düşeceği )
GENEL TATİL VE FAZLA MESAİ ÜCRETİ ( Ödendiğinin İspat Külfeti Davalı İşverene Düşeceği )
KESİN HÜKÜM ( Sonuçlarının İlgililere İhtaren Bildirilmesi Gerektiği - Bu İhtarın Vekile Yapılmış Olması da Sonucu Değiştirmediği )
RE'SEN İCRAEN EMROLUNAN İŞLEMİN GEREKTİRDİĞİ GİDERLER ( İki Taraftan Birinin veya Her İkisinin Tediye Etmesine Karar Verileceği )
GİDERLER ( Re'sen İcraen Emrolunan İşlemin Gerektirdiği/İki Taraftan Birinin veya Her İkisinin Tediye Etmesine Karar Verileceği - Tayin Edilen Süre İçinde Yatırılmamış İse İlerde İcap Edenlerden Alınmak Şartı İle Devlet Hazinesinden Ödenmesine Karar Verilebileceği )
4857/m.25, 41, 47
1086/m.163, 415
ÖZET : İş hukuku yargılamasında, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığının ispat yükü davalı işverene düşer. Genel tatil ve fazla mesai ücretinin ödendiğinin ispat külfeti de davalı işverene düşmektedir.
Kesin hüküm sonuçlarının ilgililere ihtaren bildirilmesi gerekir. Bu ihtarın vekile yapılmış olması da sonucu değiştirmez. Re'sen icraen emrolunan işlemin gerektirdiği gider iki taraftan birinin veya her ikisinin tediye etmesine karar verilir. Tayin edilen süre içinde bu gider yatırılmamış ise ilerde icap edenlerden alınmak şartı ile Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilebilir.
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı hizmet akdini haklı nedenle fesih ettiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı bayram tatili ücreti ve fazla mesai ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının devamsızlığı sebebiyle iş sözleşmesinin fesih edildiğini diğer alacaklarının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece deliller toplanmış ve alacakların hesaplanması için dosyanın bilirkişiye tevdii ile ilgili ara kararı verilmiş olup, davacı tarafça verilen kesin süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması üzerine de kesin süreden dolayı ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İş hukuku yargılamasında, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığının ispat yükü davalı işverene düşer. Genel tatil ve fazla mesai ücretinin ödendiğinin ispat külfeti de davalı işverene düşmektedir.
Diğer taraftan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 163. maddesi uyarınca kesin hüküm sonuçlarının ilgililere ihtaren bildirilmesi gerekir. Bu ihtarın vekile yapılmış olması da sonucu değiştirmez. Mahkemece tazminat ve alacakların hesaplanması için, resen dosyanın hesap bilirkişisine verilmesine karar verilmiştir. H.U.M.K.nun 415. maddesi uyarınca resen icraen emrolunan işlemin gerektirdiği gider iki taraftan birinin veya her ikisinin tediye etmesine karar verilir. Tayin edilen süre içinde bu gider yatırılmamış ise ilerde icap edenlerden alınmak şartı ile Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilebilir. Mahkemece bu hüküm doğrultusunda işlem yapılabileceği gibi ihbar ve kıdem tazminatı ile dava konusu bayram ve fazla mesai ücreti miktarları dosyadaki verilere göre de belirlenebilir.
Bu hususlar dikkate alınarak davacı haklı olduğu takdirde alacak kalemleri tespit edilmek suretiyle bulunacak miktarlar hüküm altına alınmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/12520
K. 2005/14889
T. 28.4.2005
İŞ AKDİNİN HAKSIZ FESHİ NEDENİYLE İŞÇİLİK ALACAKLARI TALEBİ ( İş Akdinin Haklı Sebebe Dayandığını İspat Yükünün İşverene Ait Olması )
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( İş Akdinin Haksız Feshedildiği İddiasıyla - Akdin Haklı Sebeple Feshedildiğini İspat Külfetinin İşveren Ait Olması )
İSPAT KÜLFETİ ( İş Akdinin Haksız Feshedildiği İddiasıyla İşçilik Alacakları Talebi - Akdin Haklı Sebeple Feshedildiğini ve Yıllık İzin Ücretinin Ödendiğini İspat Yükünün Davalı İşverende Olması )
YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞI TALEBİ ( İznin Kullandırıldığını veya Karşılığının Ödendiğini İspat Yükümlülüğünün Davacı İşverene Ait Olması )
4857/m.17,41,57
1475/m.14
1086/m.415
ÖZET : Davacı hizmet akdinin davalı işverence haksız olarak feshedilmesi nedeni ile ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık ücretli izin, tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağı isteminde bulunmuştur. İş hukuku yargılamasında, hizmet akdinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığını ispat yükü davalı işverene düşer. Keza, yıllık ücretli iznin kullandırıldığının ya da karşılığı ücretin ödendiğinin ispat yükü de işverene aittir. Somut olayda, davalı işverenin belirtilen ispat külfetini tam olarak yerine getirip getirmediği değerlendirilmemiştir. Bu somut hukuksal olgulara göre, davanın ispat edilemediğinden söz edilemez.
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, yevmiye ile tasarruf teşvik fonu alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı hizmet akdinin davalı işverence haksız olarak feshedilmesi nedeni ile ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık ücretli izin, tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağı isteminde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, akdin davacı tarafından feshedilmesi nedeniyle ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, diğer alacaklarının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece deliller toplanmış ve alacakların hesaplanması için dosyanın bilirkişiye tevdii ile ilgili ara kararı verilmiş olup, davacı tarafça verilen kesin süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması üzerine de ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İş hukuku yargılamasında, hizmet akdinin işverence haksız olarak feshedildiğinin ileri sürülmesi halinde, feshin haklı olarak yapıldığının ispat yükü davalı işverene düşer. Aylık ücretinin ödendiğinin ve tasarrufu teşvik kesintisinin yapılarak bankaya yatırıldığının ispat külfeti davalı işverene düşmektedir. Keza, yıllık ücretli iznin kullandırıldığının ya da karşılığı ücretinin ödendiğinin ispat yükü de işverene aittir. Somut olayda, davalı işverenin belirtilen ispat külfetini tam olarak yerine getirip getirmediği değerlendirilmemiştir. Bu somut hukuksal olgulara göre, davanın ispat edilemediğinden söz edilemez.
Diğer taraftan, mahkemece tazminat ve alacakların hesaplanması için, re'sen dosyanın hesap bilirkişisine verilmesine karar verilmiştir. H.U.M.K.nun 415. maddesi uyarınca "resen icraen emrolunan işlemin gerektirdiği gider iki taraftan birinin veya her ikisinin tediye etmesine karar verilir. Tayin edilen süre içinde bu gider yatırılmamış ise ilerde icap edenlerden alınmak şartı ile Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilebilir." Mahkemece bu hüküm doğrultusunda işlem yapılabileceği gibi ihbar ve kıdem tazminatı ile izin, ücret ve tasarrufu teşvik kesintisi ve nema miktarları dosyadaki verilere göre de belirlenebilir.
Bu hususlar dikkate alınarak davacı haklı olduğu takdirde alacak kalemleri tespit edilmek suretiyle bulunacak miktarlar hüküm altına alınmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Ancak, işverenin, "şu şu gerekçelerle iş aktini haklı nedenle fesh ettim" şeklinde değil de "işçi işten ayrıldı, ben işten çıkarmadım" şeklinde bir beyanda bulunması halinde, ispat yükünün (malesef) işçide kalacağını düşünmekteyim. Bu durumda, "işçinin 12 yıldır çalıştığı bir işyerinden sebepsiz bir şekilde ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı" iddiasında bulunulabilir. İddianızı her türlü delille kanıtlayabilme olanağınız var. Ancak delillerin ne olacağını ve kuvvetini somut duruma göre sizin tartmanız gerekecek.

Bire bir uymasa da aşağıdaki Yargıtay kararı fikir verebilir.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/21933

K. 2010/6810

T. 15.3.2010

� KIDEM İHBAR TAZMİNATI ( İşyerinde 5 Yıla Yakın Çalışan Davacının Tazminat Haklarını Ortadan Kaldıracak Şekilde İşyerini Terk Etmesinin Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğu - İstemin Kabulü Gereği )

� DEVAMSIZLIĞIN KANITLANAMAMASI ( Kıdem ve İhbar Tazminatı - İşyerinde 5 Yıla Yakın Çalışan Davacının Tazminat Haklarını Ortadan Kaldıracak Şekilde İşyerini Terk Etmesinin Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğundan İstemin Kabulü Gereği )

� İŞYERİNİ TERK ( Kıdem ve İhbar Tazminatı - İşyerinde 5 Yıla Yakın Çalışan Davacının Tazminat Haklarını Ortadan Kaldıracak Şekilde İşyerini Terk Edemeyeceğinden İstemin Kabulü Gereği )


İkinci sorunuzu ise anlayamadım.
"Müvekkilin ücreti asgari ücretten fazla olduğundan ücretin tespiti ve bu ücret üzerinden kıdem ve ihbar taz. istemli dava açsam” demişsiniz!

Bu durum zaten, sigorta primlerinin eksik yatırılması nedeniyle işçinin iş aktini haklı nedenle fesh etmesi anlamına gelmiyor mu?

Yoksa sadece ücretin tespiti için ayrı bir tespit davası açmaktan mı bahsediyorsunuz?

Hangi iddiaya dayanırsanız dayanın, işçinin son aldığı ücret üzerinden, talepte bulunabilirsiniz. (Kaldı ki kısmi dava açabilme hakkınız var; yargılama sırasında tazminat miktarları dosyaya sunulacak bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşacağından zamanaşımı süresi içinde davanızı ıslah etme şansınız da olduğundan herhangi bir hak kaybı da yaşamazsınız) Ayrı bir tespit davası açmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

( T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/16727

K. 2007/1414

T. 31.1.2007

� ÜCRET İHTİLAFI ( İhbar Tazminatı ve Diğer Alacakları Yönünden Meslek Odası Cevabi Yazısına Dayanan Ücret Tespiti Doğrultusundaki Bilirkişi Ek Raporu Karara Esas Alınmışken Kıdem Tazminatında Bu Miktarı Aşan İlk Rapora Göre Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

� ÜCRET TESPİTİ ( İhbar Tazminatı ve Diğer Alacakları Yönünden Meslek Odası Cevabi Yazısına Dayanan Ücret Tespiti Doğrultusundaki Bilirkişi Ek Raporu Karara Esas Alınmışken Kıdem Tazminatında Bu Miktarı Aşan İlk Rapora Göre Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

� KIDEM TAZMİNATI ( Meslek Odası Cevabi Yazısına Dayanan Ücret Tespiti Doğrultusundaki Bilirkişi Ek Raporu Karara Esas Alınmışken Kıdem Tazminatında Bu Miktarı Aşan İlk Rapora Göre Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

1475/m.14

4857/m.32

ÖZET : Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda ihtilaf vardır. Mahkeme tanık beyanları ve meslek odasından alınan cevaba göre ücret tespiti yapan bilirkişi raporuna itibar etmiştir. Ancak ihbar tazminatı ve diğer alacakları yönünden meslek odası cevabi yazısına dayanan ücret tespiti doğrultusundaki bilirkişi ek raporu karara esas alınmışken, kıdem tazminatında bu miktarı aşan ilk rapora göre karar verilmesi hatalıdır. )


Şunu da hatırlatmak isterim, işçinin haklı nedenle iş aktini fesh ettiği iddiasıyla açacağınız davada, işçi, iş aktini kendisi fesh ettiği için ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır.

Toparlayacak olursam.

- “İşçi haklı nedenle iş aktini fesh etmiştir” diyerek, sadece kıdem tazminatını talep edebileceksiniz.

- “İşverenin haksız olarak müvekkilinizin iş aktini fesh ettiği” iddiasıyla dava açarsanız, ihbar ve kıdem tazminatını talep edebileceksiniz. Bunun dışında, müvekkilinizin, iş güvencesi hükümlerine tabi olmadığı anlaşıldığından, ( sorunuzdan anlaşıldığı kadarıyla) iş aktinin feshinden itibaren bir ay içinde ihbar süresinin üç katı tutarında kötü niyet tazminatını talep etme hakkınızın olduğunu da belirtmek gerekir. Ancak bu tazminat türü için, iş aktinin işveren tarafından haksız ve KÖTÜNİYETLİ olarak fesh edildiğini kanıtlamanız gerekecektir.

(Eğer varsa ödenmemiş ücretlere ilişkin talep hakkınız her halde mevcuttur.)

Sonuç olarak “işverenin haksız ve kötü niyetli feshine ilişkin hükümlere dayanarak dava açmanız ve bunu kanıtlamanız tazminat mikatrı açısından işçinin lehine olacaktır. Ancak delil konusunda -sorunuzdan anlaşıldığı kadarıyla- bir çıkmazda iseniz işçinin haklı nedenle iş aktini fesh ettiği yönündeki iddianın,(12 yıllık kıdem ve emsal ücret araştırması ile) kanıtlanma ihtimalinin –anlattığınız kadarıyla- daha kolay olduğunu düşünüyorum!
Old 06-06-2011, 14:50   #4
avukatkenan

 
Varsayılan

İş akdinizi haklı nedenle feshetmiş olsanız dahi ihbar tazminatı alınamayacağını unutmayın bence..Bu yüzden işverenin feshi yoluna gitmek daha doğru olur..işten çıkarılmadığını ispatlamak yükümlülüğü işverene geçer bu yolla..kaldı ki çıkardım derse de yazılı bildirimle, savunmasını alarak ve feshin son çare olması gerektiği ilkesine de uymak suretiyle feshettiğini ispatla mükelleftir.Sigorta prim tespiti davasına gelince ise siz tanık bulamasanız da mahkeme resen bordro tanığı dinleyecektir.genelde de aynı zamanda çalışıp işi bırakan kişilerden seçiliyor bu tanıklar..Bu yüzden ifadeleri daha lehinize olacaktır.
Old 07-06-2011, 13:28   #5
av_ayşe

 
Varsayılan

Merhabalar ,

Sormak istediğim, satış elemanı/tezgartar olarak çalışan işçilerin nitelikli mi,niteliksiz işçi mi sayıldıkları?? Bu konu da elinde Yargıtay kararı olan arkadaş var ise çok sevinirim.

Herkese iyi çalışmalar...
Old 08-06-2011, 21:17   #6
Av. Aylin Kaya

 
Varsayılan

Bazı davalarda işin niteliği gereği asgari ücret alması hayatın olağan akışına uygun bulunmuyor.Mesela kamyon şöforü olan müvekkilimin sgk'sı asgari ücretten yatırılmıştı, tanıklar ve meslek birliğinden gelen beyanlar ücretin daha fazla olduğu iddialarımız dstekleyiciydi yani lehimize idi.Hakim bir uzun yol şöförünün asgari ücretle çalışmasıh hayatın olağan akışına aykırı dedi.
Old 10-08-2015, 09:19   #7
yargucu

 
Varsayılan

Aylin Hanım, uzun yol şöforünün asgari ücretle çalışamayacağına dair kararınızı benzer bir davamda kullanmak istiyorum.
Old 22-08-2015, 19:50   #8
Av.Ayşegül Alnıaçık

 
Varsayılan

merhabalar sormak istediğim bir şey var.İş akdi hiç bir sebep gösterilmeden fesh edilmiştir.Bunun üzerine Şahıs feshin haksız olduğuna dair ihtar çekmiş işveren Kıdem ihbar izin ücretlerini gerçek maaşından değil de sgk üzerinden banka hesabına yatırmıştır.Bu durumda işveren dava açıldığında ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılıktan iş akdini fesh ettim diyebilir mi böyle bir davanın sonucunda eksik ödenen Kıdem ihbar izin talep edilebilir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
asgari ücret üzerinden sigortalı olarak gösterilen işçinin hizmet tespiti davası Av.Yasemin Işık Meslektaşların Soruları 28 20-08-2014 17:39
istifa eden işçinin ikramiye, ihbar ve kıdem tazminatı talebi emrahcevik Meslektaşların Soruları 16 20-06-2013 19:15
belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin ihbar ve kıdem tazzminat hakkı a. serhat Meslektaşların Soruları 1 10-11-2010 11:37
İşe başlamayan işçinin ihbar ve kıdem tazminatı Av.Onur Tunga Hukuk Sohbetleri 2 13-05-2008 10:42
İhbar Ve Kıdem Tazminatında Brüt Ücretin Asgari Ücretten Yüksek Olduğunun İspatı Av. Mehmet Demirezen Meslektaşların Soruları 1 06-01-2006 19:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04800606 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.