Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Trafik kazası ve sigorta şirketi

Yanıt
Old 12-11-2007, 12:58   #1
Av.Selen

 
Varsayılan Trafik kazası ve sigorta şirketi

Mart 2002'de meydana gelen bir trafik kazasında müvekkile ait araç yayaya çarparak sürekli işgörmez hale gelmesine neden oluyor.Aynı yıl sadece şoför ve işleten müvekkile dava açılıyor. Müvekkiil tarafından Mart 2003de dava zmms ve kasko sigortacısına(aynı şirket) ihbar edilliyor. Ancak henüz sigortacıya açılan rücu davası yok henüz.2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan açılacak dva reddedilir mi* yoksa ihbar+ceza zamanaşımıişlermi? Meslektaşlarım açılacak rücu davasında;"zamanaşımı" konusunda, görüşlerini paylaşırlarsa cok memnun olacağım.
Old 12-11-2007, 16:05   #2
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/8694
K. 2003/9872
T. 27.10.2003
• İTİRAZIN İPTALİ ( Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu İstemine Dayalı İtirazın İptali Davası Olması )
• ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Sigorta Rücu Davalarında Zamanaşımı Halefiyet İlkesi Açısından Sigorta Ettirenin Açacağı Davanın Tabi Olduğu Zamanaşımına Göre Belirlenmesi )
• HALEFİYET İLKESİ ( Sigorta Rücu Davalarında Zamanaşımı Halefiyet İlkesi Açısından Sigorta Ettirenin Açacağı Davanın Tabi Olduğu Zamanaşımına Göre Belirlenmesi )
• ZAMANAŞIMI DEF'İ ( Somut Olayda Zamanaşımının Dolduğunu Dikkate Almayan Yerel Mahkemenin Kararının Hukuka Aykırı Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi )
2918/m.85,109
6762/m.1301
ÖZET : Tazminatın kaynağını Karayolları Trafik Kanunu'nun 85 ve devam eden maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğu oluşturmaktadır. Sigorta rücu davalarında zamanaşımı 24.09.1971 gün ve 165-102 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği gibi, halefiyet ilkesi açısından sigorta ettirenin açacağı davanın tabi olduğu zamanaşımı süresine göre belirlenmelidir.Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 ncu maddesinde 2 yıllık zamanaşımı öngörülmüş olup, bu süre sigortalıya halef olan sigorta şirketi açısından da kaza tarihinden itibaren başlar. Somut olayda tazminatı doğuran kaza 01.06.1999 tarihinde olmuş ve icra takibi 04.06.2001 tarihinde başlamıştır. Sigortalının tabi olduğu zamanaşımı süresi 01.06.2001 tarihinde dolduğundan, davalı T.... Genel Müdürlüğü'nün süresinde yapılan zamanaşımı def'inin kabulüne karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.10.2002 tarih ve 2002/271 - 2002/1059 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı T.... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi yapılan araca davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın kusurlu olarak çarpması ile meydana gelen hasarın sigortalıya ödendiğini, yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı T.... Genel Müdürlüğü vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, tazminatın fahiş olarak istendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu gerekçesiyle, faiz miktarına göre davanın kısmen kabulü ile takibin 501.696.223.-TL üzerinden devamına karar verilmiştir.

Kararı, T.R.T. Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.

Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücu istemine dayalı itirazın iptali davasıdır.

Dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayanılarak, sigortalının halefi sıfatıyla açılmıştır. Davacı sigorta şirketi ile davalılar arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklanmamaktadır. Tazminatın kaynağını Karayolları Trafik Kanunu'nun 85 ve devam eden maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumlu-luğu oluşturmaktadır. Sigorta rücu davalarında zamanaşımı 24.09.1971 gün ve 165-102 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği gibi, halefiyet ilkesi açısından sigorta ettirenin açacağı davanın tabi olduğu zamanaşımı süresine göre belirlenmelidir.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 ncu maddesinde 2 yıllık zamanaşımı öngörülmüş olup, bu süre sigortalıya halef olan sigorta şirketi açısından da kaza tarihinden itibaren başlar. Somut olayda tazminatı doğuran kaza 01.06.1999 tarihinde olmuş ve icra takibi 04.06.2001 tarihinde başlamıştır. Sigortalının tabi olduğu zamanaşımı süresi 01.06.2001 tarihinde dolduğundan, davalı T.... Genel Müdürlüğü'nün süresinde yapılan zamanaşımı def'inin kabulüne karar vermek gerekir iken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı T.... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 12-11-2007, 16:06   #3
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/33
K. 2002/3809
T. 24.4.2002
• TAZMİNAT DAVASI ( Sigortacının Halef Yoluyla Trafik Kazası Nedeniyle Oluşan Zararın Tazmini İçin Dava Açması )
• KASKO RÜCU DAVASI ( Zarar Görenin Halefi Sıfatıyla Rücu Davası Açan Sigortacının Zarar ve Tazminat Yükümlüsünü Öğrendiği Tarihten İtibaren İki Yıl İçinde Davayı Açmasının Gerekmesi )
• ZAMANAŞIMI ( Zarar Görenin Halefi Sıfatıyla Rücu Davası Açan Sigortacının Zarar ve Tazminat Yükümlüsünü Öğrendiği Tarihten İtibaren İki Yıl İçinde Davayı Açmasının Gerekmesi )
6762/m.1301
2918/m.109
ÖZET : Trafik kaza tesbit tutanağında, hasar veren aracın ZMSS. Şirketinin, davalılardan sigorta şirketi olduğu yazılı olup, poliçenin tarih ve numarası da gösterilmiştir. Davacı sigorta vekili de, bu açıklamadan yola çıkarak, bu şirketi dava dilekçesinde davalı olarak göstermiştir.

2918 sayılı yasanın zamanaşımına yönelik 109/1 nci maddesinde, bu tür uyuşmazlıkların, zarar görenin, zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yıllık ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı hükme bağlanmış olup, zarar görenin halefi sıfatıyla TTK.nun 1301 nci maddesi uyarınca rücu davası açan sigortacının da aynı hükme tabi tutulacağı, İçtihadı Birleştirme Kararında belirlenmiş bulunmaktadır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şişli Asliye 5.Hukuk Mahkemesince verilen 27.9.2001 tarih ve 2000/684-2001/1043 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan Sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalıların maliki, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı oldukları aracın, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca tam kusurla 5.6.1998 günü çarpması sonucu oluşan 595.000.000 lira hasar bedelinin müvekkilince sigortalısına 25.6.1998 günü ödendiğini ileri sürerek, bu meblağın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davalılardan Erkan hakkındaki davayı atiye bırakmıştır.

Davalı sigorta vekili, davanın müvekkili bakımından zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın davalılardan sigorta ve Faik bakımından kısmen kabulüne, diğer davalı bakımından açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davalılardan sigorta vekili temyiz etmiştir.

Dava, TTK.nun 1301 nci maddesi uyarınca açılmış kasko rücu davasıdır.

Uyuşmazlık mümeyyiz davalı sigorta yönüyle davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.

Mümeyyiz davalı şirket vekili, olay tarihine göre 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra davanın açıldığını savunmuş; mahkeme ise, davacının selefine yaptığı ödeme tarihine göre, davanın 2 yıl içinde açıldığı gerekçesiyle bu savunmaya itibar etmemiş ve davalı sigorta şirketini sorumlu tutmuştur.

Trafik kaza tesbit tutanağında, hasar veren aracın ZMSS. Şirketinin, davalılardan sigorta şirketi olduğu yazılı olup, poliçenin tarih ve numarası da gösterilmiştir. Davacı sigorta vekili de, bu açıklamadan yola çıkarak, bu şirketi dava dilekçesinde davalı olarak göstermiştir.

2918 sayılı KTK.nun zorunlu trafik sigortasını da kapsayan Ortak Hükümler ana başlıklı zamanaşımına yönelik 109/1 nci maddesinde, bu tür uyuşmazlıkların, zarar görenin, zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yıllık ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı hükme bağlanmış olup, zarar görenin halefi sıfatıyla TTK.nun 1301 nci maddesi uyarınca rücu davası açan sigortacının da aynı hükme tabi tutulacağı, 17.1.1972 gün ve 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirlenmiş bulunmaktadır.

Davacının selefi zarar gören, 5.6.1998 olan olay tarihinde davalılardan sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğunu öğrendiğine göre, zamanaşımı süresi bu tarihte işlemeye başlamıştır. Halef konumundaki davacı sigorta, selefi için işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden varsa geri kalan süreyi kullanmak durumunda olup, kendisi için zamanaşımı süresi yeniden başlayıp, işlemez. Halef, devraldığı haktan fazlasına sahip değildir. Dolayısıyla, olay tarihine göre 2 yıl dolduktan sonra, 13.6.2000 tarihinde açılan davanın, mümeyyiz sigorta yönüyle ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, davalılardan sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 12-11-2007, 16:09   #4
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/476
K. 2004/9543
T. 11.10.2004
• RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI ( Davanın Cezayı Gerektiren Bir Fiilden Doğması ve Ceza Kanununun Bu Fiil İçin Daha Uzun Bir Zamanaşımı Süresi Öngörmüş Bulunması Halinde Bu Sürenin Araç Hasarına İlişkin Davada Uygulanamayacağı )
• ZAMANAŞIMI İDDİASI ( Davanın Cezayı Gerektiren Bir Fiilden Doğması ve Ceza Kanununun Bu Fiil İçin Daha Uzun Bir Zamanaşımı Süresi Öngörmüş Bulunması Halinde Bu Sürenin Araç Hasarına İlişkin Davada Uygulanamayacağı )
• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Davanın Cezayı Gerektiren Bir Fiilden Doğması ve Ceza Kanununun Bu Fiil İçin Daha Uzun Bir Zamanaşımı Süresi Öngörmüş Bulunması Halinde Bu Sürenin Araç Hasarına İlişkin Davada Uygulanamayacağı )
• ARAÇ HASARINA İLİŞKİN ÖDENEN BEDELİN RÜCUAN TAHSİLİ ( Davanın Cezayı Gerektiren Bir Fiilden Doğması ve Ceza Kanununun Bu Fiil İçin Daha Uzun Bir Zamanaşımı Süresi Öngörmüş Bulunması Halinde Bu Sürenin Araç Hasarına İlişkin Davada Uygulanamayacağı )
6762/m.1301
2918/m.109/2
ÖZET avanın konusu, araç hasarına ilişkin ödenen bedelin rücuan tahsilidir. 2918 s. KTK.nun 109/2 .madde hükmünde, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin, maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmünde geçen "maddi tazminat talepleri" kavramı ile araç hasarına ilişkin işbu davadaki istemin ilişkilendirilmesi mümkün değildir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Arşin Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.06.2003 tarih ve 2003/9-2003/71 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı sigorta şirketi vekilinin, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak, davalılar aleyhine açtığı rücu davası sonunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, TTK.nun 1301 nci madde hükmüne dayalı kasko sigorta rücu davasıdır.

Davalılar vekili, davanın 2 yıllık zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiş, mahkemece, yazılı gerekçelerle, bu def'inin reddi ile esasa girilip, davalıların sorumluluğuna karar verilmiştir.

Somut olayda, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araç ile davacı sigorta şirketine aracını sigorta ettiren dava dışı Ali Osman B'ın kasko sigortalı aracı çarpışmış, davacı araç hasarını ödeyerek, sigortalısına halef olmuş ve bu davayı açmıştır. Kaskolu aracın sürücüsü dava dışı Bülent Ö yaralanmış olup, davalılardan sürücü Ali hakkında yaralamaya neden olmak suçundan TCK.nun 459/1 nci madde hükmüne uyan eylemi nedeniyle teklif edilen ön ödeme önerisine uyulması nedeniyle, hakkında Savcılıkça takipsizlik kararı verilmiştir.

Mahkemece, işte bu yaralama nedeniyle bu davanın 5 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle, esasa girilmiştir. Oysa, bu dava, tedavi giderleri ve/veya ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemi gibi, yaralama veya ölüm ile ilişkili bir olaydan zarar gören tarafın açtığı bir dava olmadığından, yaralama ile ilgili zamanaşımı süresinin bu dava ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu davanın konusu, araç hasarına ilişkin ödenen bedelin rücuan tahsilidir. 2918 sayılı KTK.nun 109/2 nci madde hükmünde, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin, maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmünde geçen "maddi tazminat talepleri" kavramı ile araç hasarına ilişkin işbu davadaki istemin ilişkilendirilmesi mümkün değildir.

Araç hasarına doğrudan bağlantılı maddi zararlar bakımından ceza zamanaşımı süresi, TCK.nun 565 ncı madde hükmünde yazılı tehlikeli araç kullanmak suçuna ilişkin zamanaşımı süresi olup, bu suçun zamanaşımı süresi ise daha kısadır ve dava konusu bu eylem, ceza hukuku bakımından, TCK.nun 465 nci madde hükmünde yazılı eylemlerden biri de değildir. Böyle bir davada, yaralamaya ilişkin ceza zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün değildir. ( Dairemiz'in 03.06.2002 tarih ve 1978-5617 sayılı da bu yöndedir. )

Bu açıklamalar karşısında, mahkemece, davacının selefi için olay tarihinden başlayan ve 2918 sayılı KTK.nun 109/1 nci maddesinde yazılı 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş bulunması ve zamanaşımını kesen bir işlemin varlığının iddia ve ispat edilmemiş olması dikkate alınarak, davalıların zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı def'inin reddi ile esasa ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

2- Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kapadokya yolundaki trafik kazası - sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat miktarı üye14072 Meslektaşların Soruları 8 25-02-2009 13:03
Sigorta Şirketi-Rücu gokceyilmaz92 Meslektaşların Soruları 3 02-10-2007 10:17
sigorta şirketi müştekiye karşı dava açabilir mi? akarsu Meslektaşların Soruları 3 12-09-2007 12:04
sigorta şirketi ve sigortalının tazmin borcu hukukçu42 Meslektaşların Soruları 3 29-08-2007 15:32
Zorunlu Mali Trafik Sigortasi - Trafik Kazası - Temlik sözleşmesi AV.SANEM Meslektaşların Soruları 5 21-02-2007 17:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04493594 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.