Muhabbethane-i Hukuk

Ama "dişli,tuttuğunu koparan bir avukat" lazım!

Alıntı: Avukat tutmak istermisiniz?

İsterim ama buradaki avukatlar, dişli avukatlar olduğu için çok para isterler. En iyisi CMK'dan faydalanmak.

Dişli avukattan kastınız Çok ünlü avukat sayın Mavili (Bluetooth) midir? Yoksa dişleri dökülmemiş, genç manasında mıdır? Açıklama lütfen!

Bir kelime iki anlamda da kullanılmış olabilir: Her ikisi de

Budur; Tecrübesi engin, dişleri tamamıyla doğuştan, mimleri kendinden yaylı bir cesur kişidir aranılan.

Sizce mezardan çalınan bir ceset hakkında istihkak davası açılabilir mi? Açılabilirse, bütün mirasçılar birlikte mi açmalılar? Yani zorunlu dava arkadaşlığı mı var?


İdare Hukuku açısından Belediyeye karşı hizmet kusurundan dolayı tam yargı davası açılabilir mi?

Çalan kişi ceseti yaksa, haksız fiil nedeniyle tazminat davası açılabilir mi?

Tüm sorulara olumlu yanıt vereceğim, sayın meslektaşım.

Murisi en seven, sahiplenen mirasçı davayı açsın, diğerlerini de biz montajda ekleriz efendim.

Belediye'ye karşı dava açmayı atiye bırakalım, mezarlık bekçisine rücu olmasın, yazıktır.Amma mezarlık ticareti ile uğraştığı yönünde bir delil var ise, hemmen kellesi vurula...

Ölünün canı yok mu , manevi şahsiyeti zarar görmüş bir naaş söz konusudur.Tazminat davası açıla...
Olmadı aynen iade sureti ile,küller istenile...

Cesedi çalan da yakılsın efendim.

Mezara cesedin gömülmesine izin verme işlemi bir idari işlemdir. Cesedin mezarda kalırken korunması ve kollanması da idari bir hizmettir. Belediyenin burda hizmet kusuru olduğunda şüphe yoktur. Hizmet kusurlarına karşı dava açmak ayıp olur. Doğrusu seçim zamanını beklemek ve başkana bunun hesabını sandıkta sormaktır.

Ceseti çalan kişi cesedi yakarsa, haksız fiil nedeniyle tazminat davasıyla uğraşmaya ceset sahiplerinin tahammül gücü önemlidir. Burda iki şıklı bir durum vardır. Birinci şıkta bu cesedi çalan elini kolunu sallayarak dolaştığına göre ceset sahipleri onu da ceset haline getirebilirler, ikinci şık olarak kendisine manevi tazminat davası açabilirler. Bu medeni ve hukuki davranıştır. Tabi bu olayın meydana geldiği yer açısındanda önemlidir. Değerlendirmeler değişebilir.

Fikri Sınai Haklar Ceza Hukuku için bir sorum var. Acil!

Malumu aliniz (Veli de büyüktür gerçi!), Yeni yeni mahkemeler ihdas ediliyor. Soru şudur:

Suçun işlendiği yer Kadıköy. Suçun işlendiği tarihte Kadıköy'de F.S.H. Ceza Mahkemesi kurulu değil. Bu tür davaları savcılık İstanbul Sultanahmet Mahkemelerine göndererek, davayı açıyor.

Ancak yine böyle bir suç işlendiği halde henüz iddaname düzenlenmeden Kadıköyde bu suçlara bakan mahkeme kuruluyor. Savcı iddianameyi Kadıköy FSCM. nde açmalıdır diye düşünüyoruz. Lakin bu mahkemelerin kuruluşlarına ilişkin kanunu ve uygulamasına ilişkin mevzuatı bulamıyoruz.

Bilenler, bulanlar varsa seviniriz.

Muallim Naci de sevinir.

Saygılar, hürmetler.

Av. Saygı Çokmüteşekkir

Av Saygı bey,
Bence gaüzeteye ilan verin, bulanların insaniyet namına bildirmesini acilen isteyin.

saygılarımla arz ve talep ederim

Sayın Çokmüteşekkir,

Oldu ya buldunuz diyelim, ne değişecek

Siz yapın itirazlarınızı, elbet bir hal çaresi bulunur.

Camiayı üzmeyin, hep müteşekkir kalın.

Saygılar...

Sayın Hukukseverler, Sayın Kadirşinaslar, Sayın Ahmet Turan, Sayın Cevizkabuğu,

Bizler de sorup, soruşturduk, insaniyet namına bir bilen veya gören, bulan ya da duyan hatta veya hisseden var mı diye araştırdık. gelgörki (istersen gelme, msn ni aç! o da olur..) verilen cevaplar hep şu oldu: "Kim kaybetmiş ki biz bulalım, kardeş?!"

Yani bu sual ciddi ha! ona göre bulun!

En çok müteşekkir bizim müteşekkir.

Av. Saygı Çokmüteşekkir.

Alıntı: Yazan av-ufuk Sayın Çokmüteşekkir, Oldu ya buldunuz diyelim, ne değişecek Siz yapın itirazlarınızı, elbet bir hal çaresi bulunur. Camiayı üzmeyin, hep müteşekkir kalın. Saygılar...

Camiaya sahip çıkalım. Çarşı buna da karşı!

Av. Saygı Çokmüteşekkir.

Tüm hukuk camiası arkanızdadır.

Rahat buyrunuz

Çılgın hâkim görevden alındı (Sabah Gazetesi, 28.11.2007)

ABD'de duruşma sırasında bir cep telefonunun çalmasına sinirlenip salondaki herkesi hapse atan çılgın hâkim görevden alındı...

Hâkim Robert Restaino (48), yönettiği duruşma sırasında çalıp duran cep telefonunun sahibi ortaya çıkmayınca salonda bulunan 46 kişiyi cezalandırdı.Mahkeme belgelerine göre, 2005'teki duruşma sırasındaki olaylar şöyle gelişti:

Duruşma sırasında cep telefonunun çalması üzerine hâkim Restaino, "O cep telefonu bana verilmediği takdirde bu salondaki herkes hapse gidecek. Dalga geçtiğimi sanıyorsanız, beni tanıyanlara sorun. Hepiniz gideceksiniz." Hakimin bu sözleri üzerine salon güvenlik görevlileri telefonu aradı, ancak bulamadı.

Kısa bir aradan sonra hâkim Restaino koltuğuna döndü ve yeniden kimin cep telefonunun çaldığını sordu. Yine sorusuna yanıt alamayan hâkim çok kızdı, salondaki 46 kişinin gözaltına alınmasını istedi ve her bir kişi için 1500 dolar kefalet ücreti belirledi. Ancak hâkim, gazetecilerin kendisini aramaya başladığını öğrenince herkesi serbest bıraktı.

New York yargı yürütme komisyonu tarafından bu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda hâkimin bu hareketi "açıklanamaz bir delilik" olarak değerlendirildi ve hakimin görevden alınmasına karar verildi.2002'de hakim olan Restaino ise komisyona verdiği ifadede özel hayatında stres içinde olduğunu söylemekle yetindi.

"Açıklanamaz bir delilk" harika bir cümle bu!

Bence dava sırasında cep telefonunun çalması, mahkemeye karşı saygısızlık..

Ama hakimin yaptığı da harika bir çılgınlık.. Eğer bu hakimin bu kararı onaylanmış olsaydı, bu dava emsal dava olarak gösterilerek gazetelere başlık olacak başka davalara zemin oluşmuş olurdu..

Bu şuna benzer: Çok sayıda seyircinin bulunduğu trübünden sahadaki hakeme küfür edilmesi ve küfredenin tespit edilememesi halinde "Hurra, cem-i cümle" seyircilerin gözaltına alınmasına benzer!

Küfür etmek suçtur. Doğru ama! faili tespit etmeniz lazımdır.

Gerçi Ahmet Turan bey daha iyi bilirler. Ben cezadan anlamam.

Bu şuna da benzer, otobüste, cep telefonunuz çalındı, haydi hep beraber karakola.

Şüpheli bir önceki durakta zaten inmiştir.

Bence çılgın hakim yanlış yapmış!
Cep telefonunu icat edeni, satanı, alanı, servis sağlayanı, aracı olanı velhaasılı mürekkebini atmalıydıki içeri çılgınlık nedir alem görsündü

En alem buysa kral benim diyen saygılarımla

Alıntı: Yazan Ahmet Turan Bence çılgın hakim yanlış yapmış! Cep telefonunu icat edeni, satanı, alanı, servis sağlayanı, aracı olanı velhaasılı mürekkebini atmalıydıki içeri çılgınlık nedir alem görsündü En alem buysa kral benim diyen saygılarımla

Doğru söze ne denir. En katılan saygılarımla.

Paşam, bir de şöyle durum vardır, siz bilirsiniz onu:

Bazı mesleklere bazı şeyler yakıştırılamaz. Çılgın Hakim! Tuhaf bir tanımlama. Yine Çapkın İmam, Çapkın Rahip vs... Uymuyor sanki.

Bir fazlalık var.

Algılama olayı malum paşamızın deyişiyle.

En marine edilmiş somon balığı saygılarımla.

Alıntı: New York yargı yürütme komisyonu tarafından bu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda hâkimin bu hareketi "açıklanamaz bir delilik" olarak değerlendirildi ve hakimin görevden alınmasına karar verildi

Şikayet halinde muhtemel neticeyi bile bile eylemde bulunmak, açıklanamaz delilik tabii

Ama bence bizde olsa gayet güzel "açıklardık", açıklamamız belki sessizce alkış bile alırdı , ama katiyen delilik olarak tanımlanamazdı

NY yargı yürütme komisyonunu pek anlayışsız buldum doğrusu

Katılıyorum, "açıklanamaz delilik" bu komisyonun eksikliği.

Delilik açıklanmaz, açıklansa delilik olmaz..

Takıldım da...
Haberler medyada bir şekli ile yer alır. Ölüm, kaza, "açıklanamaz" ya da açıklanabilir deliliklere konu haberler radyo veya tv de yayınlanıyor ise, habere konu olan insanın ismi, mesleği, cinsiyeti, olaya karışan başkası ile akrabalığı gibi yan bilgilere haberde yer veriliyor. Ama "yaş" unsuru, neden sadece yazılı basında yer alır? Belki iletişim okumadığım içindir ki, bu hususa hep takılmış, merak etmişimdir. Haberde adı geçenin kaç yaşında olduğu belirtilmezse haber eksik mi kalır?
Yukarıdaki "Çılgın Hâkim" haberinde hakimin yaşı belirtilmese idi habere ilgi azalır mı, artar mı idi? Ya da yaş 48 değil de, 34 ya da 63 olsa idi, davranış "açıklanabilir delilik" mi olurdu?
(Niye kabardı bu merakım şimdi ben de anlamadım, bu da açıklanamaz bir şey mi acaba?)

İlginç bir detay yakaladınız Sayın Karaca,

Naçizane görüşüm, akıl yaşta mıdır, başta mıdır sorusuna
yanıt aranmaktadır.

En istatistiksel saygılarımla.

Bu haberle, bir şey daha öğraenmiş buluyoruz.
Delilik ikiye ayrılıyormuş 1- açıklanabilir delilik 2- açıklanamaz delilik.

Açıklanabilir delilik ne demek açıklanamaz ne demek diye sorulursa işte sorun orda başlar. Açıklanamaza örneğimiz varda açıkalnaabilire bir örnek rica etsek mümkün mü acaba?

En delimsirek saygılarımla

Açıklanabilir delilik, 46 'ya göre raporlu demek gibi bir şey olsa gerek...

46 lık açıklanabilir 47 lik açıklanamaz mı?

sayın Saim sanırım sizin bildiğiniz bu 46 ve 47 artık başka maddeler oldu.

Yeni madde numaralarını vermek istemiyorum.
Biliyorsunuz ben ceza hukuku konusunda hatırı sayılır az sayıda hukukçudan biriyim.
Övünmek gibi olmasın

Alıntı: Yazan Ahmet Turan 46 lık açıklanabilir 47 lik açıklanamaz mı? sayın Saim sanırım sizin bildiğiniz bu 46 ve 47 artık başka maddeler oldu. Yeni madde numaralarını vermek istemiyorum. Biliyorsunuz ben ceza hukuku konusunda hatırı sayılır az sayıda hukukçudan biriyim. Övünmek gibi olmasın

Aynen katılıyorum, aynen.

Alıntı: Yazan Saim Paşam, bir de şöyle durum vardır, siz bilirsiniz onu: Bazı mesleklere bazı şeyler yakıştırılamaz. Çılgın Hakim! Tuhaf bir tanımlama. Yine Çapkın İmam, Çapkın Rahip vs... Uymuyor sanki. Bir fazlalık var. Algılama olayı malum paşamızın deyişiyle. En marine edilmiş somon balığı saygılarımla.

Bir de "sapık doktor" ve "kadın sürücü" şeklinde iki ünlü tamlama vardır.O kadar çok duyarız ki bunları doktor bizi muayene ederken acaba sınırı aşıyor mu diye düşünürüz.Trafikteki her bayan sürücüye az sonra kaza yapacakmış gibi bakarız.Bilinçaltımıza yapışmış/yapıştırılmış sakızlardır bunlar.

En komplosever saygılarımla.