Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Belediye Encümen Kararı - Parselasyon

Yanıt
Old 27-12-2006, 18:18   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
İnceleme Belediye Encümen Kararı - Parselasyon

merhabalar...
X belediyesi encümeni tarafından imar planına yönelik olarak 16.08.2006 tarih ve 759 sayılı encümen kararıyla parselasyon planı yapılmış parselasyon planı 19.09.2006 tarihinde bir ay asılmak suretiyle askıya çıkarılmış. askı süresi içerisinde 17.10.2006 tarihinde müvekkil idareye başvurmuş encümen tarafından yapılmış olan parselasyon işlemine itiraz edilmiş ve bunun sonucunda belediyece 19.10.2006 tarihinde müvekkilin itirazının reddine yönelik encümen kararı alınmış ve bu karar 02.11.2006 tarihinde müvekkile tebliğ edilmiş, ancak 16.08.2006 tarihli encümen kararı müvekkile tebliğ edilmemiştir.

Soru-1: Bu durumda İdari işlemin iptalini istediğimizde hangi kararın yada kararları esas alarak iptal talebinde bulunacağız.

Soru-2: Müvekkilin itirazının değerlendirilerek verilen 19.09.2006 tarihli encümen kararının iptali talebi kendiliğinden 16.08.2006 tarihli encümen kararının da iptali sonucunu doğururmu?

Soru-3: İdare mahkemesi 16.08.2006 tarihli encümen kararının iptali isteminin süre aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verebilir mi?

cevaplar için teşekkürler
Old 27-12-2006, 22:46   #2
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan Talebİnİzİn Reddİne İlİŞkİn İŞlemİn İptalİnİ İstemelİsİnİz.

C.1-İtirazın reddine yönelik encümen kararının iptalini istemek gerekir.
C.2-EVET
C.3-HAYIR. HAYIR ÇÜNKÜ O KARARA SÜRESİ İÇERİSİNDE İTİRAZ EDİLMİŞTİR.

Alıntı:
Yazan Av.Selim HARTAVİ
merhabalar...
X belediyesi encümeni tarafından imar planına yönelik olarak 16.08.2006 tarih ve 759 sayılı encümen kararıyla parselasyon planı yapılmış parselasyon planı 19.09.2006 tarihinde bir ay asılmak suretiyle askıya çıkarılmış. askı süresi içerisinde 17.10.2006 tarihinde müvekkil idareye başvurmuş encümen tarafından yapılmış olan parselasyon işlemine itiraz edilmiş ve bunun sonucunda belediyece 19.10.2006 tarihinde müvekkilin itirazının reddine yönelik encümen kararı alınmış ve bu karar 02.11.2006 tarihinde müvekkile tebliğ edilmiş, ancak 16.08.2006 tarihli encümen kararı müvekkile tebliğ edilmemiştir.

Soru-1: Bu durumda İdari işlemin iptalini istediğimizde hangi kararın yada kararları esas alarak iptal talebinde bulunacağız.
Soru-2: Müvekkilin itirazının değerlendirilerek verilen 19.09.2006 tarihli encümen kararının iptali talebi kendiliğinden 16.08.2006 tarihli encümen kararının da iptali sonucunu doğururmu?
Soru-3: İdare mahkemesi 16.08.2006 tarihli encümen kararının iptali isteminin süre aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verebilir mi?

cevaplar için teşekkürler
Old 28-12-2006, 15:43   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
İYUK.Madde 7 - 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

2. Bu süreler;

a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,

b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;

Tarihi izleyen günden başlar.

3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.

4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.

*

Ve işinize yarayabilecek bir karar. Parselizasyon işlemi tebliğ edildiğinde, hem uygulama işlemi hem de düzenleyici işlem hakkında dava açabilirsiniz.

Tabii burada , ilanen tebliğ üzerine haberdar olduğunuz (zira öğrendiniz ki idareye itiraz ettiniz) düzenleyici işlemle ilgili olarak tebligat yapılmış sayılıp sayılmayacağına ilişkin bir soru işareti de aklıma geliyor. Dava açma süresini kaçırmamak için , size önerim, itiraz üzerine verilen kararın tebliğiyle de yetinmemeniz, idareye hemen bir dilekçe daha vererek "parselizasyon uygulama işleminin" tarafınıza tebliğini istemeniz ve tebliğle birlikte (itiraza ilişkin kararın tebliğini takip eden dava açma süresi içinde kalmak , buna dikkat etmek kaydıyla)her iki işlem için de (ilan edilen ve itirazınız üzerine tebliğ edilen) encümen kararlarının iptalini dava etmeniz.

Saygılarımla...




D 06, E: 1997/004802, K: 1998/004766, Tarih: 21.10.1998
[*]PARSELİZASYON İŞLEMİ[*]DAVA AÇMA SÜRESİ[*]TEBLİGAT

Parselasyon işleminin ilanen tebligat yoluyla duyurulmasından önce davacıların adreslerine tebligat yapılmadığı gibi davacıların bu işlemden haberdar olduklarına ilişkin herhangi bir kanıtta bulunmadığı ve ayrıca uygulama işlemi niteliğindeki parselasyon işleminin tebliği üzerine mevzi imar planın iptali istemiyle dava açılabileceğinden bu hususlar göz önünde bulundurulmadan idare mahkemesince davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

(2577 s. İYUK. m. 7, 10, 15) (Teb. Tüz. m. 51) (2709 s. Anayasa. m. 125) (3194 s. İmar K. m. 18)

Temyiz İsteminde Bulunanlar: .... ...

Vekilleri: Av. ...

Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı

Vekil: Av.

İstemin Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 27.12.1996 günlü E:1996/1163, K:1996/1771 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Sübjektif bir işlem olan parselasyon işleminin bizzat muhatabına tebliği gerektiğinden, 10.1.1996 günlü parselasyon işleminden önceki bir tarihte 23.11.1995 gününde yapılan başvurunun bu tarihten sonra yapılan bir işlem için esas alınması, öte yandan 9.2.1996 günlü başvurunun da bilgi alma mahiyetinde olması nedeniyle işlemin öğrenildiği tarih olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından, parselasyon işleminin davacılar tarafından öğrenildiğini kanıtlar bilgi ve belgenin bulunduğundan sözedilemez. Bu durumda parselasyon işleminin tebliği üzerine mevzi imar planına da dava açılabileceği gözönünde bulundurulduğunda, davanın süreaşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Serap Aksoylu'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, ... parsel sayılı taşınmazda parselasyon yapılmasına ilişkin 10.1.1996 günlü belediye encümeni kararı ile 27.10.1995 günlü, 95171 sayılı belediye meclisi kararı ile onanan mevzi imar planının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, davacıların hissedarı olduğu ... parsel sayılı taşınmaza ait mevzi imar planının 29.10.1995-29.11.1995 tarihleri arasında ilan edilmesi üzerine davacılardan ...'in 23.11.1995 günlü dilekçe ile askı süresi içinde yaptığı itirazın reddine ilişkin 26.12.1995 günlü, 1995/78 sayılı belediye meclisi kararının 29.12.1995-29.1.1996 tarihleri arasında ilan edildiği, bu durumda mevzi imar planına askı süresi içinde yapılan itirazın 60 gün içinde cevap verilmemesi nedeniyle reddedilmiş sayılarak 60 günlük dava açma, süresi içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirilerek 10.9.1996 gününde açılan davada süreaşımı bulunduğu, ayrıca ... açısından da dava açma süresinin geçirildiği, diğer taraftan parselasyon işlemine ilişkin encümen kararının 11.1.1996- 12.2.1996 tarihleri arasında ilan edildiği ancak ...'in daha önce 6.10.1994 günlü dilekçe ile parselasyon işlemini öğrendiğini belirterek idareye başvuruda bulunduğu, 23.11 1995 günlü dilekçe ile önceki başvuruya atıfta bulunarak itiraz ettiği. ...'in ise 9.2.1996 günlü başvurusu ile taşınmazında düzenleme yapıldığını öğrendiğini belirterek düzenlemenin durdurulmasını ve ne gibi bir işlem yapıldığının tarafına bildirilmesini istediği, bu durumda parselasyon işleminin 9.2.1996 gününde öğrenildiğinin kabulü ile 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmemesi nedeniyle takip eden 60 gün içinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 10.9.1996 günü açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar A/erilmiş; bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiş, 7201 sayılı Tebligat Kanununa İlişkin Tebligat Tüzüğünün 51. maddesinde ise tebliğin muhatap muttali olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bunun tarihin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.

Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.2.1970 günlü E:1969/2, K:1970/l sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da Anayasanın idarenin işlemlerinden dolayı açılacak davalarda süre aşımının yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü karşısında ilan tarihini dava açma süresine başlangıç kabul etmenin imkansız olduğu, zira Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla düzenlemesi ve bu hükmün daha önceki Kanunlarda bulunup aynı konuyu düzenleyen hükümlere aykırı olması halinde konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükmünün uygulanmasının tabii olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur. Bu itibarla idarenin böyle bir işlemi bizzat davacıya ve 7201 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerekmektedir.

Yine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında: "Dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve İdare Mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 4. fıkrasında da "ilam gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı ancak bu işlemlerin uygulaması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı" hükümlerine yer verilmiştir.

İmar planlarının nitelikleri itibariyle düzenleyici işlem oldukları Danıştay'ın süregelen içtihatları ile kabul edilmiş bulunmaktadır.

Bu durumda bir düzenleyici işlem olan imar planı değişikliğine karşı yasanın yukarıda belirtilen hükmüne istinaden uygulama üzerine de dava açılması mümkündür.

Dosyanın incelenmesinden, davacıların hissedarı olduğu taşınmaza yönelik mevzi imar planının 27.10.1995 günlü, 95/71 sayılı belediye meclisi kararı ile onandığı 29.10.1995-29.11.1995 tarihleri arasında ilan edildiği, davacılardan ...'in 23.11.1995 günlü dilekçe ile idareye başvurarak anılan taşınmazda haberi ve rızası olmadan yapıldığını iddia ettiği parselasyon işlemine itirazda bulunduğu ancak parselasyon işleminin bu tarihten sonraki bir tarihte yani 10.-1.1996 günlü 96/13 sayılı belediye encümeni kararıyla yapıldığı, davalı idarece sözkonusu başvurunun mevzi imar planına askı süresi içinde yapılan bir itiraz kabul edilmesi suretiyle 26.12.1995 günlü 95/78 sayılı belediye meclisi kararı ile itirazın reddedildiği ve itirazın reddine ilişkin bu işlemin 29.12.1995-29.1.1996 tarihleri arasında ilan edildiği, ardından 10.1.1996 günlü, 96/13 sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan parselasyon işleminin 11.1.1996-12.2.1996 tarihleri arasında ilan edildiği, diğer taraftan davacılardan ...'in 9.2.1996 gününde kayda geçen dilekçesinde taşınmazı üzerinde bazı düzenlemeler yapıldığını öğrendiğini belirterek ne gibi işlemler yapıldığının tarafına bildirilmesi yönünde istemde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Olayda, dava konusu parselasyon işleminin ilanen tebliği yoluyla duyurulmasından önce davacıların adreslerine tebligat yapılmadığına ilişkin bir belge ve bilgi bulunmadığı gibi davacılardan ...'in 23.11.1995 günlü başvurusunun parselasyon işlemine ilişkin 10.1.1996 günlü belediye encümeni kararından önce olması nedeniyle dava açma süresinin başlangıcına esas alınması mümkün değildir. Diğer taraftan, anılan başvuru her ne kadar belediye meclisince askı süresi içinde mevzi imar planına yapılmış bir itiraz kabul edilerek reddedilmiş ise de bu nitelikte bulunmadığından, plandan haberdar olunduğundan da sözedilemez. Ayrıca, davacılardan ...'ın 9,.2.1996 günlü başvurusunun ise bilgi alma mahiyetinde olması karşısında parselasyon işleminin öğrenme tarihi olarak kabul edilemeyeceği açıktır.

Bu durumda, parselasyon işleminin ilanen tebligat yoluyla duyurulmasından önce davacıların adreslerine tebligat yapılamadığı gibi davacıların bu işlemden haberdar olduklarına ilişkin herhangi bir kanıtta bulunmadığı ve ayrıca uygulama işlemi niteliğindeki parselasyon işleminin tebliği üzerine mevzi imar planının iptali istemiyle dava açılabileceğinden bu hususlar gözönünde bulundurulmadan İdare Mahkemesince, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 27.12.1996 günlü, E:1996/1163, K:1996/1771 sayılı kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak=DKD. Sayı 99 s : 257
Old 28-12-2006, 23:40   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan

İmar uygulamasından askı ile haberdar olunduğu ve hatta bu işleme itiraz edildiği belli iken,kararın size tebliği için beklemeniz 'Dava açma süresini kaçırmanızdan ' başka bir işe yaramayacaktır.
Bu nedenle yasal dayanakları ile birlikte encümen kararının iptali için dava açmalı ve yürütmeyi durdurma talep etmelisiniz.(Sayın Demirel'in sunduğu karar dahi aynı hususu işaret etmektedir.)
Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
belediye encümen kararları av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 4 26-05-2008 16:00
18 Uygulaması (belediye Oyunu) tayyare Hukuk Soruları Arşivi 7 09-02-2006 03:04
Belediye Encümen Kararı AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 0 13-06-2005 14:04
Belediye Ve Nema ygulturk Hukuk Soruları Arşivi 1 14-05-2003 21:17
Belediye Uygulaması deliormanlı Meslektaşların Soruları 1 15-11-2002 22:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03699803 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.