Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çekte Borçlar Kanunu Md. 309'da belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresi

Yanıt
Old 08-03-2006, 10:33   #1
ozbeksoner

 
Varsayılan Çekte Borçlar Kanunu Md. 309'da belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresi

tüm kullanıcılara mutlu günler.
anlatacağım olay tamamen gerçektir ve ben bu olaya şahit olunca bu konuda detaylı bilgi almak istedim ama yaptığım araştırmalara rağmen yeterince aydınlanamadım o yüzden sizlerden yardım istedim.olayla ilgili tecrübeli hukukçulardan yorum,karar veya konuyla ilgili detaylı bilgiyi içeren kaynak adı önermelerini rica ediyorum.
Kısaca olayı özetleyeyim;olayda bir şirket mevcut ve bu şireketin sahibi bazı alışverişlerini kayıt dışında tutabilmek için şirketinde uzun süreden beri yöneticilik yapan müdüre kendi ticari itibarını kullanarak çek defterleri aldırıyor ve şirketin ödeme yapacağı kişilere müdürünün keşide ettiği çekleri vererek onlara olan borçlarını ödüyor.Bu ilişki uzun süre böyle sürüyor,şirket alışveriş yapıyor müdürün çek hesabından çekler veriliyor ve ödeme günü geldiğinde şirket sahibinin kendi şahsi hesabından müdürün çek hesabına virman yapılıyor ve borçlar müdürün hesabından ödeniyor.Ancak müdür 1996 yılında işten ayrılıyor ve ayrıldıktan yaklaşık 5-6 ay sonra şirket sahibine bir ihtarname göndererek şirket sahibinde bulunan çeklerin ona ödünç verildiğini ve aralarındaki ödünç ilişkisinin sona erdiğini çeklerden caydığını belirtiyor.Bunun ,üzerine şirket sahibi de çeklerini ödemesi için ona bir ihtarname gönderiyor.Bu karşılıklı ihtarnamelerden sonra aradan 9 yıl geçit,yor ve şirket sahibi elindeki çekleri ödemediği için müdüre dava açıyor.Müdür zamanında ödenmesi için ibraz edilmemiş olan çeklerin yazılı delil başlangıcı sayıldığı savına dayanmak yerine olayın bir ödünç ilişkisi olduğunu ileri sürüyor ve çeklerin bk309'da belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresi geçtiği için hükümsüz olduğunu savunuyor.
Bu noktada müdürün ileri sürdüğü savlar ne derece haklıdır sizlerden yardım istiyorum bu olay karz akdindeki zamanaşımına tabi midir?Zaman ayırpıp ilgilenen tüm hukukçulara teşekkürler.
Old 08-03-2006, 11:14   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Çek verilmiş ise, bu durumda sebepten mücerret olan çekin ne için verildiği ilk planda önemli değildir.

Çek, kayıtsız koşulsuz muayyen bir bedelin ödenmesi için yapılan havaledir.çekin ödeme vasıtası dışındaki bir nedenle keşide edildiğinin tanıkla kanıtlanması olanaksızdır.(Y.11.HD. 23.9.1976, 3852 E. 3866 K.) Karz
akdine dayalı olarak teslim ettim diyen kişinin, açılacak davada öncelikle karz akdinin varlığını yazılı bir belge ile ispatlama zorunluluğu olacaktır ki, sizin olayda bunun olmadığı anlaşılıyor.

Bu nedenle, TTK.726'ya göre 6 aylık (çekler için cari) zamanaşımına uğrayan çek'e dayalı olarak kambiyo senelerine mahsus icra takibi yapılamaz. Adi takip yapılabilir. itiraz ile takip durur. İtirazın İPTALİ davasında, zamanaşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı sayılır ve tanıkla güçlendirilebilir.(Bu davada Borçlar Hukuku hükümleri mahkemece dikkate alınır. Dikkat! İTM' de temel ilişki irdelenemez.)

Olayda karz akdi için geçerli 6 aylık zamanaşımı süresinin bir manasının olacağını da sanmıyorum. Zira hem çek zaten çeklere mahsus 6 aylık zamanaşımı süresini aşmış ve zamanaşımına uğramıştır hem de karz akdindeki zamanaşımı süresine dayanmak için bir gerek yoktur.

Çekin dayanağının karz akdi olduğu ileri sürülebilir ama yukarıda da değindiğim gibi bunun yazılı delille ispatı gerekir.

Selamlar, başarılar.
Old 08-03-2006, 14:55   #3
ozbeksoner

 
Varsayılan

sayın Mehmet Dikici zaman ayırıp yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim
Old 08-03-2006, 22:08   #4
mskocak

 
Varsayılan

mrb. olayda kesinlikle 309 maddedeki 6 aylık zamanaşımı süresi yoktur. BK’nun 309. maddesi ise ödünç alanın alacağı şey için öngörülmüş olup geri iade ile ilgili bir düzenleme değildir. Ayrıca Karz akdi BK’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı müddetine tabidir. BK’nun 128. maddesi ”Müruru zaman, alacağın muaccel olduğu zamandan başlar.” sürenin baslangıç tarihini tam kestiremiyorum.Ama zamanaşımı dolmadığı aşikar.
Old 09-03-2006, 14:48   #5
VARTO'LU

 
Varsayılan

Sayın Özbeksoner;
Öncelikle, "şirket" ile "müdür" arasındaki ilişkinin "hizmet akdi" mi, "vekalet" ilişkisi mi olduğu önemli. Bu ilişki türüne göre şirket ile müdür arasındaki temel borç ilişkisinin (sözlmeşmeye aykırı davranıştaki 5 yıllık temel zamanaşımı süresine rağmen) niteliğine göre zamanaşımı süresi değişebilecektir.
Buna rağmen taraflar arasında bir tür kıvmetli evrak ilişkisinin varlığı da anlalışmaktadır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 31.03.1977 gün ve 1977/1254 sayılı kararında vurgulandığı üzere
Alıntı:
“Ticari senetlerde keşideci ile lehdar arasında ticari senet ilişkisinden önce kural olarak bir asıl borç ilişkisi bulunur (Ödünç, satış vesaire gibi). Asıl borç ilişkisinin kurulmasından sonra veya borç ilişkisi kurulurken bir ticari senet düzenlenmiş olması Borçlar Kanununun 114. maddesinde sözü edilen yenileme (tecdit) anlamına gelmez. Kambiyo taahhüdünde bulunmakla asıl borç ilişkisinin düşmesi ancak bu hususun senette açıkça yazılmış olması ile mümkündür. Olayımızda böyle bir açıklama bulunmaktadır. O halde davacı ile davalı arasında biri asıl borç (ödünç sözleşmesi), diğeri ticari senet olmak üzere iki hukuki ilişki mevcuttur. Burada hakların telahuku söz konusu olup alacaklı birbirinden ayrı olan bu haklardan birisini kullanmakta serbesttir”
içtihadında bulunmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de 25.04.1978 gün ve 1978/2055 Esas Sayılı kararında
Alıntı:
“TTK.nun 557. maddesinde kıymetli evrakta yerleşen hakkın senetten ayrı olarak dermeyan edilemeyeceğine ilişkin hüküm, senedin geçerliliğini koruduğu ve ona dayanma olanağı bulunduğu sürece temel borç ilişkinin dava konusu yapılmayacağı anlamındadır”

içtihadında bulunduğu görülmektedir.
Temel borç ilişkisi yönünden ise Yargıtay uygulaması,
Alıntı:
Zamanaşımına uğramış, beyyine başlangıcı olabilecek duruma düşmüş senetler borçlu gözüken davalıya gösterilerek, altlarındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı, ikrar durumunda, beyyine başlangıcı sayılarak davacılardan esas borç para verme ilişkisini kanıtlayacak deliller istenmeli, delil ibraz edilmemesi durumunda yemin hakkı kullandırılmalı
(11. Hukuk Dairesi'nin 13.5.1982 gün 1982/2221 E. sayılı kararından) özetlenen bir biçimde yerleşik hale gelmiştir.
Zamanaşımı savunmasının kanuni sürede ileri sürülmesi koşulu ile temel ilişki yönünden de zamanaşımına uğramış bir alacağı talep hakkı ortadan kalmış olacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlar Kanunu 366. madde hakkında bir soru ? nephilis Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 17 28-12-2012 22:05
Tenkis davalarında zamanaşımı süresi ne kadardır? Brusk Miras Hukuku Çalışma Grubu 11 17-07-2012 16:32
Borçlar Kanunu Tasarısı'nın Dili Hakkında Armağan Konyalı Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 27 21-02-2011 00:48
Çekte zamanaşımı Fishman Meslektaşların Soruları 1 02-12-2006 16:48
Borçlar Kanunu 366. madde hakkında bir soru ? nephilis Meslektaşların Soruları 12 03-08-2006 17:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05816507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.