Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BağKur yaptığı ödeme için kazaya sebebiyet veren araç sahibine rücu edebilir mi?

Yanıt
Old 26-01-2007, 11:03   #1
AV.SERTANn

 
Varsayılan BağKur yaptığı ödeme için kazaya sebebiyet veren araç sahibine rücu edebilir mi?

Bağ Kur, bir trafik kazasında sigortalısına yaptığı tedavi giderleri için kazaya sebebiyet veren araç sahibine rücu edebilir mi?olayımızda kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü aracı haricen satın almış bir kimsedir yani araç sahibi başkasıdır.
Old 26-01-2007, 11:14   #2
detay82

 
Varsayılan

HUKUK GENEL KURULU
E. 2000/10-1227 K. 2000/1233 T. 4.10.2000
• RÜCUAN TAZMİNAT ( Bağkurun Rücu Hakkını Kullanabilmesi İçin Üçüncü Kişinin Suç Sayılır Hareketinin Gerçekleşmiş Olması ve Sigortalıya Kanunda Sayılan Yardımların Yapılmasının Gerekmesi )
• BAĞ-KURUN RÜCU HAKKI ( Üçüncü Kişinin Suç Sayılır Hareketinin Gerçekleşmiş Olması ve Sigortalıya Kanunda Sayılan Yardımların Yapılmasının Gerekmesi )
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN SUÇ SAYILIR HAREKETİNİN GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI ( Bağkurun Rücu Hakkını Kullanması Şartı )
• SİGORTALIYA KANUNDA SAYILAN YARDIMLARIN YAPILMASI ( Bağkurun Rücu Hakkını Kullanması Şartı )
2926/m.47 1479/m.63
ÖZET : Bağ-Kur’un 2926 sayılı Kanunun 47.maddesindeki rücu hakkını kullanabilmesi için üçüncü kişinin suç sayılır hareketinin gerçekleşmiş olması ve sigortalıya kanunda sayılan yardımların yapılması gerekir. Davalının suç yayılır hareketi ile ölen Bağ-Kurlunun hak sahiplerine bağlanan ilk aylık üzerinden hesaplanan peyin değeri rücuan istenebilir, ancak sonradan kanunla aylıklarda yapılan artışın peşin değeri rücu yolu ile istenemez.
DAVA : Taraflar arasındaki "rücuan tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gediz Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05/10/1999 gün ve 1998/299- 1999/295 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 28/03/2000 gün ve 2000/1546-1880 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı Kurum trafik-iş kazası geçirerek ölen sigortalı H. İbrahim Kaypak'ın hak sahiplerinin gelirinde meydana gelen 1.128.795.100 TL.lık artışın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 2926 sayılı kanunun 47. maddesidir.
Dosya muhtevasına göre iş bu artış davasından önce hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir miktarının kusura isabet eden kısmının ilk rücu dava dosyasında tahsil edilip kesinleştiği hususunda uyuşmazlık yoktur.
Hak sahiplerinin gelirlerinde sonradan katsayı artışından doğan artışlarda söz konusu madde hükmünün açık ifadesine göre Kurum tarafından tekrar talep edilebilir. Hak böyle iken talep miktarının kusur oranında kabulü gerekirken, artışlar istenemeyeceğinden bahisle reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, 2926 sayılı tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunun 47 ncü maddesi uyarınca, Bağ-Kur'un, 3 ncü kişinin suç sayılır hareketi sonucu bu kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir durumun doğması halinde 3 ncü kişiden yapılan yardımının ilk peşin değerini mi yoksa yardımlardaki artışı da isteyebilip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Şu haliyle davanın yasal dayanağı sözü edilen 2926 sayılı Yasa'nın 47'nci maddesidir. Bağ-Kur'un anılan maddeye dayanarak rücu hakkını kullanabilmesi için 3 ncü kişinin suç sayılır hareketinin gerçekleşmiş olması ve sigortalıya kanunda sayılan yardımların yapılması gerekir. Olayda davalının suç sayılır hareketi ile Bağ-Kur'lunun öldüğü ve hak sahiplerine aylık bağlandığı, davacının Bağ-Kur'luya bağlanan ilk peşin değerli aylık ile sonradan aylıklardaki artışın peşin değerini rücuan davalıdan istediği mahkemece ilk peşin değerli aylığa hükmedildiği, aylıklardaki artışa ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Bilindiği gibi Bağ-Kur yürürlükteki katsayıyı uygulamak suretiyle sigortalıya aylık bağlamakta, müteakip senelerde bütçe kanunu ile saptanan katsayıya göre daha önce bağlanan aylıkları arttırmaktadır. Bağ-Kur'un bağlanan ilk aylığın peşin değerini isteyebileceği çekişmesizdir. Uyuşmazlık Kanunla aylıklarda yapılan artışın peşin değerinin istenilebilip istenilemeyeceği konusu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Hemen belirtelim ki, artışların rücu yolu ile istenebilmesi için yasanın özü ve sözünün böyle bir yoruma uygun olması gerekir. Oysa 47 nci maddede aynen "... Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bu kanunda belirtilen gerekli yardımları yapar... 3 ncü kişilere rücu eder" hükmü yer almakta olup artışların istenebileceğine dair herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Aksinin kabul edilmesi halinde tazmin sorumlusunun devamlı olarak yıllarca dava tehdidi altında bırakılmasına üstünlük tanınır ki, böyle bir yorum hukukun evrensel kurallarına aykırı düşeceği gibi yasa koyucunun bu şekilde hukuka aykırı sonuç doğuracak biçimde "norm" koyması düşünülemez. O halde madde konular amacına uygun olarak yorumlandığında artışların istenemeyeceği sonucuna ulaşılacağında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
…………….
Öbür yandan diğer Bağ-Kur sigortalılarının Sosyal Sigorta hakları 1479 Sayılı "Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunun'da düzenlenmiş olup bağlı oldukları Sosyal Güvenlik Kuruluşu "Bağ-Kur"dur. 2926 Sayılı Yasa'ya tabi olan sigortalıların bağlı oldukları kuruluş da Bağ-Kur'dur. 1479 Sayılı Kanunun 63 ncü maddesinde, yapılan yardımların ilk peşin değerinin istenebileceği dolayısıyla artışların istenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Maddenin ilk metninde böyle bir hüküm yok iken 3165 Sayılı Yasa ile az önce işaret edilen değişiklik getirilmiştir. 63 ncü maddede dahi 506 sayılı Yasa'nın 26 ncı maddesine koşut herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Tersine yapılan yardımların ilk peşin değerinin istenebileceği öngörülmüş olmakla halefiyet ilkesinden uzaklaşılmıştır. Şayet yasa koyucu halefiyet esasını benimsemiş olsaydı, 63 ncü maddede veya diğer maddelerde Bağ-Kur'un rücu hakkının halefiyete dayandığını açıkça belirtmesi gerekirdi. Nitekim, Madeni Kanunumuzda, Türk Ticaret Kanununda halefiyete dayanan hukuki düzenlemeler özellikle gösterilmiştir. Dahası asıl temel Kanun olan 1479 Sayılı Kanunda artışların istenemeyeceği hükmü getirilmiş iken 1479 Sayılı Kanuna nazaran özel nitelikteki 2926 Sayılı Yasa'dan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde artışların istenilebileceğini kabul etmek çelişki teşkil eder ki, Yasa koyucunun böyle bir çelişkiyi amaçlamış olması düşünülemez. Kaldı ki, bu yön amaçlansaydı 47 nci maddede açıkça belirtme yapılırdı. Esasen çelişkili davranış içine girmeyi mazur gösterecek makul ve hukuki bir nedende bulunmamaktadır.
Deyim yerindeyse 2926 Sayılı Kanun 1479 Sayılı Kanunun şemsiyesi altındadır. Temel Kanun'da artışlar istenemediğine göre daha özel nitelikteki 2926 Sayılı Yasa gereğince de artışların talep edilememesi hukukun mantık ve yorum kurallarına uygun düşeceği kuşkusuzdur.
Açıklanan bu nedenle usul ve kanuna uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunun değiştiren 3165 sayılı Kanun gereğince kurumdan harç alınmasına gerek olmadığına, 04/10/2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Yargıtayın da kararında belirtildiği gibi rucu hakkı sayılan şartlarla kullanılabilir
Old 26-01-2007, 16:12   #4
özspartaküs

 
Varsayılan

Bağ-kur Kanununun 63. maddesine göre bağ-Kur sigortalısına yaptığı tedavi giderlerini isteme hakkına sahip .Ancak bunu araç sahibinden isteyebilmesi için araç sahibinin işleten konumunda olması gerekiyor
Old 26-01-2007, 16:20   #5
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Sn. Sertan
"olayımızda kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü aracı haricen satın almış bir kimsedir yani araç sahibi başkasıdır." demişsiniz.
haricen satıştan kasdınız nedir? araç için noter satışı yapılması devirin gerçekleştiği anlamını taşır. Yani noter satışı devrin kurucu unsurudur. Noterden sözleşmesi ile aracı devarlan kişi aracın resmi sahibi olur. Trafik Tescil şubedeki sicil kayıtları ise sadece Açıklayıcı kayıttır. Harici satıştan kasdınız noter satışı olmadan adi yazılı senetle ve ya senet olmaksızın sözlü anlaşma ile ise trafik sicildeki kayıt önem arzedecektir. Saygılarımla...
Old 26-01-2007, 18:22   #6
Av.Gökhan TEKBAŞ

 
Varsayılan

Bağ-kur'un açtığı rucuen tazminat davalarında bağ-kur sigortalısının ve bağ-kur sigortalısına zarar veren aracın veya araçların kusur durumları hepsi bir arada değerlendirilir. Yani eğer ki olayda bağ-kur sigortalısının da kusuru varsa o kusur oranında bağ-kur yapmış olduğu tedavi masraflarından indirm yapılıır. Olayımızda da araç haricen alınmış yani anladığım kadarıyla trafikte kendi adına tescil yapılmamış. Ancak biraz önce de belirttiğimiz gibi olayımızda bağ-kur sigortalısına zarar veren kişinin araç maliki olması gibi bir şart yok. Zira bu kişi de bağ-kur sigortalısına vermiş olduğu zarardan kusuru oranında sorumludur.(Dolayısıyla da her ne kadar araç maliki başkası biri de gözükse de malik olarak görünen kişinin fiilen işleten sıfatı olmadığı için sorumluluğu olmayacak. Ancak bu husus araç maliki olarak görünen kişinin söz konusu aracı daha önceden haricen sattığını ispat etmesine bağlıdır.)Yani olayımızda aracı kullanan kişi( haricen satın almış kişinin) sorumluluktan kurtulması mümkün değildir. Dolayısıyla da bağ-kur'un açmış olduğu rucuen tazminat davasında kusuru oranında sorumluluğu olur.
Old 26-01-2007, 23:45   #7
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan Rücuen tazminat

Araç sahibi aleyhine rücuen tazminat davası açılabilir.Bunun şartı da araç sürücüsünün ehliyet sahibi olmadan araç kullanıyor olması durumudur.Araç sürücüsünün ehliyeti varsa,araç sahibi aleyhine Kurumun rücuen tazminat talebi yerinde değildir.Uygulamada Bağ-Kur vekilleri genelde bu durumu bildikleri için dava öncesi araç sürücüsünün ehliyeti olup olmadığını araştırıp davasını açmaktadırlar.
Old 29-01-2007, 14:10   #8
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Bağkur Kanunu'nun 63.maddesindeki "araç sahibine" ifadesi bildiğim kadarı ile 2001/343 Esas,2002/41 K.sayılı27.03.2002 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir.Haricen satıştan kastım; sözlü anlaşma ile şahıslar araçlarını takas(trampa)etmişler.Bu durumda trafik sicil kaydı tabi ki esas olacaktır.Fakat belirttiğim gibi "araç sahibi" ifadesi metinden çıkartılmış.Müvekkilin aracın işleteni veya istihdam edeni de olmadığını tanıkla vs.ispat edemez miyiz.?Burada müvekkil araç sahibi diye karine olarak aracın işleteni mi sayılır.?İspat yükü açısından...
Old 04-01-2012, 20:16   #9
Av. Fatma B

 
Varsayılan

Trafik kazası neticesinde vefat halinde bağkur tarafından geriye kalanlara bağlanan maaşlar sigorta şirketinden alınacak olan destekten yoksun kalma tazminatından indiriliyor mu?Yukarıdaki topikte Bağkur tarafıdan rücu edilen alacakların tedavi giderleri olduğunu gördüm, Bağkur tarafından ödenen maaşları rücuya tabi değil diye biliyorum, aydınlatırsanız sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
alt işverene rücu ilgisiz Meslektaşların Soruları 9 20-10-2011 12:21
SSK rücu davaları nfb İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu 18 12-10-2009 15:43
Bağışlamadan rücu-Muvazaa Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 6 02-08-2009 22:27
trafik sigortasında rücu Av.Ergün Vardar Meslektaşların Soruları 5 25-12-2008 19:26
3.kişinin taahhütü ve rücu demester Hukuk Soruları Arşivi 7 05-06-2006 09:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05480194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.