Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davacının Katılmadığı Duruşmada, Davalının " Davayı Takip Edip Etmeyeceklerine" Dair Süre İstemesi HMK'ya Uygun mudur?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2013, 18:48   #31
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Öznur Aktürk
Sayın Ergin,
Son gelişmelerden haberdar ederseniz seviniriz.

Bugün duruşmaya gittik. İki gün önce dilekçe ile "ara karardan rücu" edilmesini talep etmiştik.Rücu edildi ve kaldığımız yerden devam.
Old 11-10-2013, 18:56   #32
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
Av.Suat Ergin
Alıntı:
...kaldığımız yerden devam
"Kazanan haklıdır!"
Old 11-10-2013, 18:58   #33
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
3.Soru bağlamında: verilen süre içindeki davalı beyanı ,beyan tarihi itibariyle, imzası alınmak suretiyle zapta geçirilecek ve bu tarih itibariyle dosya “işlemden” kaldırılacak, durum davacı vekiline de tebliğ edilecektir. Davacı vekili de dosyayı (istiyorsa) yenileyecektir.


Üstadım aynen benim dediğim gibi olacakmış. Davalı vekili kendisine verilen sürede, hiç beyanda bulunmamış. Süre dün sona ermişti. Ben duruşmada “sürenin son günü dün olmasına rağmen, beyanda bulunulmamıştır”, dedim. Davalı vekili “ müracaata bırakılmasını istediğimiz için beyanda bulunmadık” dedi. Hakim de tasdik etti. Yani benim yazdığım gibi olacaktı. Meğer o beyan “davayı takip edeceklerini bildirirlerse” içinmiş. Bildirmediği için hakim sonraki duruşmada karar verecekmiş. Yani benim tahminim doğru çıkacakmış.


Alıntı:
Örneği şöyle değiştiriyorum o zaman:

Davacı vekili 01.10.2013 tarihli duruşmaya katılmadı davalı vekili de beyanda bulunmak için süre istedi. Mahkeme talebi kabul etti ama duruşma 3,5 ay sonraya attı. Yeni duruşma günü, 20.01.2014 tarihi olsun.

Malumunuz dava müracaata kalınca 3 ay içinde yenilenmezse, "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmektedir. 3,5 ay sonra yapılacak duruşmada mahkeme

"01.10.2013 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili gelmemiş, davalı vekili ise kendisine verilen iki haftalık sürenin son günü olan 15.10.2013 tarihinde, -davayı kendilerinin de takip etmeyeceğini- bildirmiştir.

Bu nedenle davanın 15.10.2013 tarihinden itibaren müracaata bırakılmasına"

mı karar verecektir? O zaman 3 aylık süre geçmiş olacağından, biz davayı nasıl yenileyeceğiz?
Old 11-10-2013, 19:04   #34
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
"Kazanan haklıdır!"
Est.

Yine ilginç bir duruşma oldu. Davalı vekilinin yukarıdaki beyanından sonra hakime hanım "G.D. bu hususta karar verilmek üzere" deyince, ben "Hakime hanım, sadece bu yüzden duruşmayı erteleyecekseniz, ben -yenileme dilekçesi- ile geldim. Hemen havale edin, meslektaşım da buradayken ikimize uygun bir gün verin. Nasılsa harç yatırmayacağız"

Hakime hanım, "Acele etmeyin, zaten rücu dilekçesini de sinirli yazmışsınız"(Gülerek) deyip, ara karardan rücu etti.

Gereksiz Bilgi:Hakime hanım, asliye hukuka atanmadan önce ağır ceza üyesiymiş.
Old 14-10-2013, 10:11   #35
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Est.

Yine ilginç bir duruşma oldu. Davalı vekilinin yukarıdaki beyanından sonra hakime hanım "G.D. bu hususta karar verilmek üzere" deyince, ben "Hakime hanım, sadece bu yüzden duruşmayı erteleyecekseniz, ben -yenileme dilekçesi- ile geldim. Hemen havale edin, meslektaşım da buradayken ikimize uygun bir gün verin. Nasılsa harç yatırmayacağız"

Hakime hanım, "Acele etmeyin, zaten rücu dilekçesini de sinirli yazmışsınız"(Gülerek) deyip, ara karardan rücu etti.

Gereksiz Bilgi:Hakime hanım, asliye hukuka atanmadan önce ağır ceza üyesiymiş.
Old 21-10-2013, 07:42   #36
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bugün duruşmaya gittik. İki gün önce dilekçe ile "ara karardan rücu" edilmesini talep etmiştik.Rücu edildi ve kaldığımız yerden devam.

Bu ilginç hadise de böylelikle atlatılmış oldu desenize...
Hayırlı uğurlu olsun
Old 25-10-2013, 17:06   #37
av65

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,Ben de bugün İş Mahkemesinde yaşadığım benzer hususu sizlerle paylaşmak istedim.

2006 esas tarihli devam eden dosyamızda 23 yıllık meslek hayatımda maalesef ilk kez atladığım bir duruşma oldu.19.08.2013 tarihli bu duruşmada davalı vekilinin de mazeret vermiş olması nedeniyle tutanak aynen şu şekilde yazılmış "Dosyanın işlemden kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunun davalı vekilinin mazeretli sayılması nedeniyle gelecek celse karara bağlanmasına"
Ben bu karar üzerine yenileme dilekçemi hazırlayarak ertesi günü kaleme gittiğimde (adli tatil olması nedeniyle kalemde yalnızca bir memur vardı ) memur dosyanın işlemden kalkmadığını yenileme talebine gerek olmadığını söyledi.O anda Karşıyaka Adliyesinde de hiçbir İş hakimi bulunmadığı ve verilen yanıt bana da doğru geldiği için dilekçemi bırakmadan döndüm.Bugün 25.10.2013 tarihli oturumda ise davalı vekili duruşmayı takip etmeyeceklerini bildirdi ve hakimin arar kararı aynen şöyle oldu."1-19.08.2013 tarihli celsede davacı vekilinin hazır olmadığı ve mazerette bildirmediği ,davalı vekilinin mazereti nedeniyle talik yapıldığı,davacı vekilinin bu celsedeki beyanına göre davayı takip ettiğini bildirdiği anlaşılmakla;
a)Davanın takip edilmemesi nedeniyle 19.08.2013 tarihli celse itibariyle HMK 150/1 Maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına,
b)Tarafların hazır olduğu ve davacı vekilinin davayı takip edeceğini bildirmesi üzerine bu beyan dikkate alınarak davanın yenilenmiş sayılmasına,ancak aradan geçen süre bir aydan fazla olduğundan,davacı vekiline yenileme talebinin harcını yatırması için bir haftalık kesin süre verilmesine bu süre içinde yenileme harcı yatırılmadığında yenileme işleminin yapılmamış sayılmasına"şeklinde karar verdi.
Duruşmadan sonra hemen ara karardan rücu talepli dilekçeme bakmadan kararının değişmeyeceğini söyledi Sayın Hakim.Bir hafta içinde yüklü miktardaki harcı yatırmak zorundayım sanırım.Suat Beyin yukarıda söylediği gibi iki duruşma arası 3 aydan daha uzun bir süre olsaydı bu geriye dönük işlemden kaldırma kararının akıbetini düşünmek bile istemiyorum.Tavsiyeleriniz ve değerli yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 25-10-2013, 17:50   #38
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av65
.b)Tarafların hazır olduğu ve davacı vekilinin davayı takip edeceğini bildirmesi üzerine bu beyan dikkate alınarak davanın yenilenmiş sayılmasına,ancak aradan geçen süre bir aydan fazla olduğundan,davacı vekiline yenileme talebinin harcını yatırması için bir haftalık kesin süre verilmesine bu süre içinde yenileme harcı yatırılmadığında yenileme işleminin yapılmamış sayılmasına"şeklinde karar verdi.

Suat Beyin yukarıda söylediği gibi iki duruşma arası 3 aydan daha uzun bir süre olsaydı bu geriye dönük işlemden kaldırma kararının akıbetini düşünmek bile istemiyorum.Tavsiyeleriniz ve değerli yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Evet, çok şanslısınız. Duruşmayı 3 ay sonraya ertelemiş olsaydı, "davanın açılmamış sayılmasına" karar verecekmiş.

Bence öncelikle harcı yatırın ki, "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesin. Çünkü o durumun sonuçları daha vahim. Dava bittikten sonra ise,Adalet Bakanlığı'na harcın iadesi için dava açın.

Ha, bu arada ben kesinlikle medyum değilim.

Saygıdeğer Dostum Hulusi Metin'e ithaf ediyorum.

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bu arada -hele davalı taraf beyanını muhabere yoluyla gönderirse- 1 aylık süre geçerse, biz dava harcını tekrar yatırarak(3 ay geçmezse)yenileyebileceğiz.

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Siz olması gerekeni yazıyorsunuz ben ise olanı ve olacağı yazmaya çalışıyorum. Çünkü hukuk mantığım hala "davalıya süre veren" hakimin neler yapabileceğine çalışmaktadır.
Old 28-10-2013, 15:58   #39
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın av65,

İncelemenizi öneririm:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15012

Alıntı:
Yazan 14 HD
...Davacı köy muhtarı 27.5.2004 tarihinde duruşmaya katılmadığına ve bir sonraki celse davalı davayı o celse için de takip etmeyeceğini bildirdiğine göre, işlemden kaldırma kararı tarihi 27.5.2004 tarihidir. Bu nedenle davacı köy hakkında verilen açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerindedir...
Old 28-10-2013, 17:21   #40
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av65
Sayın meslektaşlarım,Ben de bugün İş Mahkemesinde yaşadığım benzer hususu sizlerle paylaşmak istedim.

2006 esas tarihli devam eden dosyamızda 23 yıllık meslek hayatımda maalesef ilk kez atladığım bir duruşma oldu.19.08.2013 tarihli bu duruşmada davalı vekilinin de mazeret vermiş olması nedeniyle tutanak aynen şu şekilde yazılmış "Dosyanın işlemden kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunun davalı vekilinin mazeretli sayılması nedeniyle gelecek celse karara bağlanmasına"
Ben bu karar üzerine yenileme dilekçemi hazırlayarak ertesi günü kaleme gittiğimde (adli tatil olması nedeniyle kalemde yalnızca bir memur vardı ) memur dosyanın işlemden kalkmadığını yenileme talebine gerek olmadığını söyledi.O anda Karşıyaka Adliyesinde de hiçbir İş hakimi bulunmadığı ve verilen yanıt bana da doğru geldiği için dilekçemi bırakmadan döndüm.Bugün 25.10.2013 tarihli oturumda ise davalı vekili duruşmayı takip etmeyeceklerini bildirdi ve hakimin arar kararı aynen şöyle oldu."1-19.08.2013 tarihli celsede davacı vekilinin hazır olmadığı ve mazerette bildirmediği ,davalı vekilinin mazereti nedeniyle talik yapıldığı,davacı vekilinin bu celsedeki beyanına göre davayı takip ettiğini bildirdiği anlaşılmakla;
a)Davanın takip edilmemesi nedeniyle 19.08.2013 tarihli celse itibariyle HMK 150/1 Maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına,
b)Tarafların hazır olduğu ve davacı vekilinin davayı takip edeceğini bildirmesi üzerine bu beyan dikkate alınarak davanın yenilenmiş sayılmasına,ancak aradan geçen süre bir aydan fazla olduğundan,davacı vekiline yenileme talebinin harcını yatırması için bir haftalık kesin süre verilmesine bu süre içinde yenileme harcı yatırılmadığında yenileme işleminin yapılmamış sayılmasına"şeklinde karar verdi.
Duruşmadan sonra hemen ara karardan rücu talepli dilekçeme bakmadan kararının değişmeyeceğini söyledi Sayın Hakim.Bir hafta içinde yüklü miktardaki harcı yatırmak zorundayım sanırım.Suat Beyin yukarıda söylediği gibi iki duruşma arası 3 aydan daha uzun bir süre olsaydı bu geriye dönük işlemden kaldırma kararının akıbetini düşünmek bile istemiyorum.Tavsiyeleriniz ve değerli yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Mahkeme, davalının beyanını duruşmada alabileceği gibi, -haklı bir neden varsa- süre vererek, verilen süre içinde de alabilir. Ancak verilen süre, bir hakkın sona ermesine veya sınırlandırılmasına yol açmamalıdır. Somut olayınızda verilen sürenin, verilecek beyanın -diğer tarafa da tebliğ edilebilecek şekilde, örneğin çok kısa bir duruşma günü verilerek, sürenin en geç duruşmada beyan edilebileceği şekilde 1 hafta, 10 gün gibi kısa olması şartıyla- 1 aylık harçsız yenilemeye imkan verecek şekilde verilmesi gerekirdi.

Davalının beyanı ile birlikte, takip edilmeyen bir önceki dava günü itibariyle dosya işlemden kaldırılacağından ve somut olayınızda mahkemenin verdiği süre, yasal -harçsız- yenileme hakkınızı sınırladığından, kanaatimce mahkeme kusurludur. Bu nedenle mükerrer ödediğiniz harç tutarı ve faizi için hakimin sorumluluğu temelinde Devleti dava edebilirsiniz. Harcın iadesini idareden isteseniz de size doğrudan iade yapmazlar diye düşünüyorum..

Geçmiş olsun diyelim.

Not: İki kelime ilavesi yapılarak ifade eksiliği giderilmiştir.
Old 28-10-2013, 19:34   #41
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
Av.Mehmet Saim Dikici
Alıntı:
Bu nedenle mükerrer ödediğiniz harç tutarı ve faizi için hakimin sorumluluğu temelinde Devleti dava edebilirsiniz
Olayda vekilin mesleki sorumluluğu?
Sevgiler.
Old 28-10-2013, 19:36   #42
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Olayda vekilin mesleki sorumluluğu?
Sevgiler.

Herkesin kusuru kendine.
Old 28-10-2013, 20:22   #43
av65

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Herkesin kusuru kendine.
Avukat olarak mesleki sorumluluğumuzun ve kusurumuzun zaten farkındayız.Bu nedenle yüklü miktardaki yenileme harcını da kendimiz ödeyeceğiz.Fakat bizim mesleki kusurumuzdan ziyade hakimin kararının doğruluğunun tartışılmasını istemiştim.Bizim de kusurumuz var şeklinde bir kabullenme ile hakimin hatalı kararını sineye çekmek te doğru olmayacaktır düşüncesindeyim.
Old 30-10-2013, 13:50   #44
av65

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,Hakim ara kararından dönerek davalı vekilinin 25.10.2013 tarihli oturumda beyanının alınmış olması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılma tarihini bu tarih yani 25.10.2013 olarak değiştirdi.Yenileme dilekçesi vermek suretiyle dosyanın yenileme harcı yatırılmadan kaldığı yerden devam etmesi sağlanmış oldu.Yorumda bulunan herkese çok teşekkür ederim.
Old 30-10-2013, 14:10   #45
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av65
Değerli meslektaşlarım,Hakim ara kararından dönerek davalı vekilinin 25.10.2013 tarihli oturumda beyanının alınmış olması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılma tarihini bu tarih yani 25.10.2013 olarak değiştirdi.Yenileme dilekçesi vermek suretiyle dosyanın yenileme harcı yatırılmadan kaldığı yerden devam etmesi sağlanmış oldu.Yorumda bulunan herkese çok teşekkür ederim.

Yine de güzel bir haber. Yanlışın yarısından dönülmüş.
Old 05-03-2014, 14:10   #46
avalifuat

 
Varsayılan

Uygulamada bir kaç kez karşılaştığım bir durum. Burada davalı vekilinin böyle bir durumu beklememesi, müvekkili ile böylesi bir durumda yapılması gereken konusunda irtibat kurmaması duruşma sırasında ulaşamayacağı konumda olması böyle bir durumu doğurmuştur büyük ihtimalle. Davalı taraf vekili davacının davasını kanıtlayacak belge bilgi ve bg. delillere sahip olmadığını ve dosyaya sunamadığını düşünüyorsa davanın takip edilerek vekalet ücretine hak kazanmak düşüncesi taşıması normal karşılanması gerekir. ( Sonuçta verilen bir emek var.)
Bu davanın devamında verilen kısa sürede davalı taraf davayı takip etmeyeceğini beyan etse dahi verilen süreden sonra yapılan ilk duruşmada davacı veya vekilinin hazır bulunması durumunda hakim Dosyanın müracaata bırakılmasına karar veremez, çünkü dava hala derdesttir ve son duruşmada davacı taraf hazırdır.
Arkadaşımız meslek dayanışmasından ötürü davalı vekiline teşekkür wettiğini ve sonra geri aldığını söylüyor; bence ikincisini yapmasaydınız, çünkü sizi dosyayı yenileme zahmetinden kurtarmış. Usuli tehlike yoksa her durumda dosyanın yenilenmesi ve yargılamaya devam olunması diğer durumlarda mümkün iken fazlaca düşünmeye gerek yok bence ne olur ne biter diye.
Olanları tahmin etmek gerekirse yapılan ilk duruşmaya davacı vekili de katılır; hakim her ne kadar süre verilmiş ise de davacı taraf duruşmada hazır bulunduğundan davanın kaldığı yerden devamına karar verir ve yargılama sürer. Sonraki gelişmelerin ikinci bir forum konusunda görüşülmesi dileğiyle.
Old 30-03-2015, 17:40   #47
av.külcü

 
Soru

Arkadaşlar Merhaba,
Bugün bir dosyamda benzer bir karar çıktı. Ancak kafamı karıştıran bir-iki husus var, paylaşmak ve görüşlerinizi almak istedim.

Bir ortaklığın giderilmesi davasında davalıyız.
Yeni HMK zamanında davacı taraf, davayı takip etmeyeceğini söyledi, biz de takip etmedik ve dava müracaata kaldı.
Sonra benim müvekkil vazgeçti, "biz takip edelim" dedi, davayı yeniledik ve takip ettik.
Bir kaç duruşma sonra bir meslektaşın azizliğine uğrayarak 4 dakika ile duruşmaya giremediğim için dava müracaata kaldı.
O zaman davaya bakan hakim,yenileme talebimizi kabul ederek tamamı yurt dışında olan davalılara tebligat yaptırdı.
Tam tebligatlar tamamlandığında, hakim değişti ve gelen hakim; 6100 Sayılı HMK gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verdi.

Şimdi kafamın karıştığı iki husus şunlar:

1-Davayı ilk müracaata bırakan taraf davacı taraf idi. Ben davalı taraf olarak, davayı bir kez müracaata bıraktığım için davacının müracaata bırakmış olmasının da bana sayılması ve iki müracaat sebebiyle davanın açılmamış sayılması kararı doğru mudur? Doğruysa kararı temyiz etmeyeceğim. Değilse edeceğim!

2-Müvekkilin yaklaşık 600,00 TL yi bulan 2. yenileme tebligat masrafları için Devletin Sorumluluğuna gidebilir miyim? Yoksa müvekkile (meslektaşım beni beklemedi, zaptı düzeltelim dediğimde müvekkilimin hakları haleldar olur değiştiremem dediği için dava düştü diye) açıklama yapamayacağım için masrafı ben ödemek zorunda kalacağım

Şimdiden tüm görüş ve yardımlara teşekkürler...
Old 03-04-2015, 13:05   #48
avalifuat

 
Varsayılan 1086 sayılı HUMK kanunumu ve 6100 sayılı HMK. kanunumu uygulanacak

Dava tarihiniz 01.10.2011 den önce ise 1086 sayılı yasanın 409. maddesinin uygulanması ve 2. yenileme hakkınızın bulunması nedeni ile yargılamaya devam olunması gerekir. Dava iki tarafın davaya gelmemesi veya takip etmemesi ile müracaata bırakılır ve yenileme hakkı iki tarafada tanınımıştır. Bu nedenle karşı tarafın veya sizin yenilemeniz arasında fark yoktur. 6100 sayılı HMK nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılmış ise mahkemenin kararı doğrudur .
Old 03-04-2015, 13:06   #49
avalifuat

 
Varsayılan

Davanın Takipsiz Bırakılmasında 6100 Sayılı Kanun’un Derhal Uygulanırlılığı Söz Konusu İse De Hukuki Güven İlkesi Gereğince Davacının Kazanılmış Hakkı Bulunduğundan Davanın Açılmamış Sayılamayacağına İlişkin Yargıtay Kararı
Davanın Takipsiz Bırakılmasında 6100 Sayılı Kanun’un Derhal Uygulanırlılığı Söz Konusu İse De Hukuki Güven İlkesi Gereğince Davacının Kazanılmış Hakkı Bulunduğundan Davanın Açılmamış Sayılamayacağına İlişkin Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/4570
K. 2012/4688
T. 27.3.2012
• HİZMET TESPİTİ VE İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ DAVASI ( Davanın Takipsiz Bırakılması - 6100 S.K Derhal Uygulanırlılığı Sözkonusu İse De Hukuki Güven İlkesi Gereğince Davacının Kazanılmış Hakkı Bulunduğu/Davanın Açılmamış Sayılamayacağı )

• HUKUKİ GÜVEN İLKESİ ( Kazanılmış Hak - İlk Yenilenmeden Sonra Takip Edilmeyen Davalarda 6100 S.K. Yürülüğe Girmeden Önce İlk Kez İşlemden Kaldırılanlar İçin 1086 S.K. Uygulanama Alanının Bulunduğu/Hizmet Tespiti ve İşçilik Alacağı Davası )

• DAVANIN İLK KEZ İŞLEMDEN KALDIRILMASI ( İlk Yenilenmeden Sonra Takip Edilmeyen Davalarda 6100 S.K. Yürülüğe Girmeden Önce İlk Kez İşlemden Kaldırılanlar İçin 1086 S.K. Uygulanama Alanının Bulunduğu - Hizmet Tespiti ve İşçilik Alacağı Davası )

• HMK.'NUN YÜRÜRLÜK ALANI ( Hukuki Güven İlkesinin Korunması Gereği - İlk Yenilenmeden Sonra Takip Edilmeyen Davalarda 6100 S.K. Yürülüğe Girmeden Önce İlk Kez İşlemden Kaldırılanlar İçin 1086 S.K. Uygulanama Alanının Bulunduğu/Kazanılmış Hak )

• DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILASI ( Yerel Mahkememin Dosyanın İşlemden Kaldırılmasına Karar Vermesi Gerekirken Davanın Açılmamış Sayılmasına Karar Vermesinin Hatalı Olduğu - Hizmet Tespiti ve İşçilik Alacağı Davası/Kazanılmış Hakkın Korunması Gereği )




ÖZET : Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı HMK, zaman bakımından usulen tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacaktır.Davada, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde usulen tamamlanmış bir işlem sözkonusu olduğundan 6100 sayılı Yasanın uygulanma olanağı bulunmadığından davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 23.06.2010 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı kanuna göre davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu, her ne kadar usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı söz konusu ise de; hukuka güven ilkesinin bir sonucu olarak davacının ilk yenilemeden sonra birden fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının 6100 S.K. yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK'nun yürürlük döneminde de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 21/01/2002-23/11/2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Önal Aydın tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Dava, davacının davalı işyerinde hizmet akdi ile geç en ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesi: " Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermektedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 320/4 bendi; "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" hükmü içermektedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava cının 23.6.2010 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile HUMK 409 maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 18.7.2010 tarihli yenileme dilekçesi üzerine yargılamaya devam edildikten sonra davacı tarafın 12.10.2011 tarihli mazeret faksı göndererek duruşmaya katılmadığından mahkemece mazeretin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık 6100 sayılı HMK"nın 316/g bendi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı İş mahkemelerinde 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda 1086 sayılı HUMK'nun 409 maddesi mi yoksa 6100 sayılı HMK nın mad. 320/4 bendinin mi uygulanacağı noktasındadır.
6100 sayılı HMK'nun zaman bakımından uygulanma başlıklı 448 maddesi "Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır" hükmünü içermektedir. Buna göre somut olayda 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde yasanın 409/1 bendi bakımından tamamlanmış bir işlem sözkonusu olduğundan 6100 sayılı Yasanın uygulanma olanağı bulunmadığından anılan yasanın 320/4 bendinde belirtilen işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Öte yandan dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 23.06.2010 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 409 maddesine göre davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu, her ne kadar usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı söz konusu ise de; hukuka güven ilkesinin bir sonucu olarak davacının ilk yenilemeden sonra birden fazla bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının 01.10.2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK'nun yürürlük döneminde de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1992/11-702 E, 1993/48 K sayılı kararı da bu y öndedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın 12.10.2011 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile HUMK.'nun 409. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı Yasanın 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.03.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Dairenin bozma kararına konu uyuşmazlık, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK nın 316. maddesi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı iş mahkemelerinde, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde açılıp bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda HMK nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra davanın açılmamış sayılmasına karar vermek için HUMK 409. maddede belirtildiği gibi ilk yenilemeden sonra bir defa daha yenilemede bulunulabileceği ya da HMK 320/4. maddesi uyarınca bulunulamayacağına ilişkindir. Sorun, yasaların zaman bakımından uygulanması ile ilgilidir.
Davaya konu somut olayda mahkemece, davacı ve vekilinin HUMK nun yürürlükte olduğu 23.6.2010 tarihli duruşmaya katılmamaları nedeniyle dosya nın 409. madde uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, süresinde yenilendikten sonra, 6100 sayılı HMK nın yürürlükte olduğu 12.10. 2011 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeretini bildirir fax yoluyla dilekçe gönderdiği, mahkemenin mazeret gerekçelerini yerinde görmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasıyla birlikte HMK 320/4. madde uyarınca açılmamış sayılmasına karar verdiği görülmektedir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde yasanın 409/1. bendi bakımından tamamlanmış bir işlem sözkonusu olduğundan 6100 sayılı yasanın uygulanma olanağı bulunmadığı, anılan yasanın 320/4. bendinde belirtilen işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olma koşulunun gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davacının bir defadan fazla dosyayı takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu ve hukuka güven ilkeleri gerekçeleri ile yerel mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde, usul yasalarının uygulanmaları bakımından geçerli olan derhal uygulama ilkesi üzerinde durulması ve uygulama maddelerinin irdelenmesinde yarar vardır.
Davanın açılması ile hukuk yargılaması başlar ve işlemlerin tamamlanması zaman alır. Bir işlemin başlaması ile bitmesi arasında yeni kanunlar yürürlüğe girip usul kurallarında değişiklikler yapabilir. Bir davada aynı anda iki usul kanununun birden uygulanması söz konusu olamayacağına göre, devam eden davalar bakımından hangi usul kanununun uygulanacağının belirlenmesi gerekir. Burada kanunların "zaman bakımından uygulanma" sı ilkesi ile karşılaşılmaktadır. Zaman bakımından uygulamaya esas olarak "geriye yürüme, derhal uygulama, ileriye yürüme" şeklinde üç ilke yön vermektedir. Bir kanun, yürürlüğe girmesinden önce açılmış davalara uygulanıyorsa, kanunun geriye yürümesinden söz edilir. Geriye yürüme esasen bir istisnadır. Bu istisnaya ceza hukukunda sanık lehine olan kanunun uygulanmasında rastlanır . Bir kanunun, yürürlüğe girmesinden itibaren ilgili olduğu tüm olaylara uygulanması öngörülmüş ise, kanunun derhal uygulanmasından bahsedilir. Yine bir kanun yürürlükten kalkmasına rağmen, yürürlükte bulunduğu sürede meydana gelen olaylara uygulanmaya devam ediyorsa, kanunun ileriye yürümesi söz konusudur.
Özel hukuka ilişkin işlemler ve bunların içeriğini belirlemekte taraf iradeleri ön plandadır. Özellikle sözleşme ilişkilerinde, eski kanun zamanında doğmuş ve yeni kanun zamanında süregelmekte olan hukuki işlemler bakımından eski kanun varlığını ve etkilerini sürdürür. Aynı etkinin yargılama kanunları bakımından da geçerli olduğu söylenemez. Yargılama hukukuna ilişkin işlemlerde kanun koyucunun iradesi belirleyicidir. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler, kanun koyucunun doğrudan iradesini yansıtmakta ve taraf iradelerinin belirleyiciliğine izin vermemektedir. Bu nedenle, yeni yargılama kanunu hükümleri, önceki kanun zamanında doğmuş olay ve ilişkilere ilişkin tamamlanmamış usul işlemlerinin yeni kanun zamanında süren etkilerine de uygulanır. Ancak eski kanun zamanında yapılıp tamamlanmış, kesinleşmiş ve taraflar için sonuçları gerçekleşmiş hukuksal durumlar ve işlemler yeni kanundan etkilenmezler. Geçerliliklerini korur ve yenilenmezler. Bu nedenle, usul kanunları yürürlüğe girdikleri andan itibaren kurulmuş bir hukuki işlemi bozamayacağı gibi kurulamamış ve geçersiz bir hukuki işlemi de diriltemez. Genel kural, olay ve işlemlerin o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarına bağlı olmasıdır. Bir olaya, o sırada yürürlükte olan hukuk kurallarının uygulanmasına derhal ( hemen ) uygulama ilkesi adı verilmektedir. Derhal uygulama ilkesi gereğince yeni kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulanmakta, geçmişe yürümemektedir. Hukuk yargılamasında, kanun değişikliklerinde ilke "derhal uygulama" dır. Bu ana kurala bağlı kalınarak, eski kanun zamanındaki usul işlemleri, eski kanuna göre sonuçlanmalı, sonuçlanmamış işlemlere ise yeni kanun uygulanarak sonuçlandırılmalıdır. Derhal uygulama ilkesi yeni kanunun eskisinden daha mükemmel olduğu, ülkede aynı anda iki yargılama kanununun uygulanmaması ve kanunların yürürlükte bulundukları süre içinde düzenlendikleri sahalarda uygulanması gerektiği anlayışına dayanmaktadır. Yargılamaya ilişkin kanunların derhal uygulanmasının bir nedeni de, bu kanunların kamu düzeni ile ilgili olmalarındandır. Bu nedenle, kanun değişikliklerinin taraflardan birisinin lehine olup olmaması önemli değildir.
Açıklanan "derhal uygulama" ilkesinden şu dört genel sonuç çıkmaktadır;
1- Usul işlemleri daima yürürlükteki yargılama kanununa göre yapılır.
2-Yürürlükteki yargılama kanununa uygun olarak yapılan işlemler sonradan değişiklik yapan kanunla geçerliliğini kaybetmez. Yeni yargılama kanununun yürürlüğe girmesinden sonra yapılması gereken usul işlemleri yeni kanuna tabi olur.
3 - Eski kanuna göre yapılmamış işlemler yeni kanuna tabi olur.
4- Yeni kanunun uygulanmasında kural olarak, kanunun tarafların leh veya aleyhinde olmasına bakılmaz. Yargılama işlemleri bakımından evvelce yapılmış bir işlem, lehte de olsa aleyhte de olsa geçerlidir ve yeni kanuna göre tekrarlanmaz. Dolayısıyla, usul kuralları bakımından kazanılmış haktan söz edilemez.
Yeni kanun kural olarak ilerisi için kabul edilir. Doğal olarak yeni kanun eski kanunu izler. Bu izleme sırasında, daha önceki kanun zamanında açılmış bir davada, oluşumu tamamlanmamış bir usul işlemi, yeni kanun yürürlüğe girdiği zaman bütün unsurları ile yeni kanuna tabi olacaktır. Bu nedenle, bir davadaki usul işleminin eski kanun zamanında tamamlanıp tamamlanmadığına bakılmalıdır. Kuşkusuz, dava bir tek işlemden ibaret değildir. Görülmekte olan bir davada, cevap dilekçesi veya karşılıklı dilekçe vermek, iddia ve savunmayı doğrulayıcı nitelikteki delilleri ve belgeleri ileri sürmek gibi taraf işlemleri ile ara kararları vermek, keşfe ve bilirkişi incelemesin e gitmek, yazı ve imza uygulaması ve incelemesi yaptırmak, tanıkları davet etmek ve dinlemek, davayı karara bağlamak gibi hakimin işlemleri ayrı birer usuli işlem olarak ele alınmalıdır. Bunlardan hangisi henüz tamamlanmamışsa o işlem yeni kanun hükümlerine tabi tutulmalıdır. Usul kanunlarında geçmişe uygulanma yoktur. Nitekim 6100 sayılı HMK daki 448. madde hükmü de bunu doğrulamaktadır. Anılan hüküm, bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağını belirtmektedir. Bu hüküm gereğince 6100 sayılı kanun, yürürlüğe girdiği sırada devam eden usul işlemlerinin, ne zaman başlatılmış olduklarına bakılmaksızın, henüz tamamlanmamış iseler uygulanacaktır. Kanun koyucu aksine bir uygulama getirmek isteseydi bunu ayrıca bir hükümle belirtirdi. Nitekim 6100 sayılı kanunda, görev konusunda bir uyuşmazlık çıkmasına olanak tanınmamış ve görev değişikliği normlarının daha önce açılmış davalarda derhal uygulanmaması, yani yürürlükten kalkan normun uygulanmasına devam edilmesi geçici 1/1. maddesinin, "bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz", hükmüyle kabul edilmiştir. Buna karşılık örneğin cevap verme süreleri bakımından böyle bir istisna getirmemiştir. Zira 6100 sayılı yasa ile birlikte iş mahkemelerinde uygulanan yargılama bakımından ilk duruşma gününe kadar olan cevap verme süresini kısaltarak iki haftaya indirmiştir. Aynı şekilde dosyanın işlemden kaldırılmasında da değişiklik yapılmıştır. Basit yargılama usulüne tabi davalarda ( iş mahkemelerindeki davalarda da bu usul uygulanacaktır ), "işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır" ( md. 320/4 ). Önceki kanun ( md. 409 ) ve yeni kanuna göre yazılı yargılama usulüne tabi davalarda ( md.150/6 ) "işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâl de dava açılmamış sayılır". Basit yargılama usulünün uygulandığı davalar bakımından yeni kanun işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın ancak bir kez yenilenmesine izin vermektedir. Oysa önceki kanuna göre iki kez yenilenebilmektedir. Ancak önceki kanun döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın yeni kanun döneminde bir kez daha takipsiz bırakılması durumunda ikinci takipsizlikle birlikte davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekecektir. Diğer taraftan sayın çoğunluğun açıkladığı biçimde tamamlanmış bir işlem yoktur. Dosyanın işlemden kaldırılmasında süreç tamamlanmış değildir.
Tüm bu açıklamalar göz önüne alındığında, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının kazanılmış hak, hukuki güven gibi gerekçelerle bozulması yönünde oluşan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Old 13-04-2016, 17:03   #50
sevda

 
Varsayılan Davacının Katılmadığı Duruşmada, Davalının " Davayı Takip Edip Etmeyeceklerine" Dair

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Üstadım ne güzel, sizin hiç müracaata kalan dosyanız olmamış. Çünkü dosya müracaata bırakıldığında hiçbir mahkeme tebligat çıkarmamaktadır.Ancak "davanın açılmamış sayılmasına "karar verildikten sonra, o da davalı vekili maktu vekalet ücretini icra takibine konu edeceği için çıkarılmaktadır.
Suat Bey sonuç ne oldu yazmamışsınız, bilgi verir misiniz?
Old 14-04-2016, 13:32   #51
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sevda
Suat Bey sonuç ne oldu yazmamışsınız, bilgi verir misiniz?
Neyi soruyorsunuz anlamadım ama, ara kararı soruyorsanız, 34. no.lu mesajda "rücu" ettiğini yazmıştım. Davayı soruyorsanız, lehe sonuçlandı, şimdi Yargıtay aşamasındadır.
Old 14-03-2018, 15:55   #52
nihatozkumova

 
Varsayılan

Efendim maalesef benzer bir durum benim de başıma geldi, duruşmayı kaçırdım. Ancak davalı taraf da usulüne uygun tebligat yapılamadığı için duruşmaya katılmadı. Hakime Hanım eksiklikler giderilerek davalıya bir sonraki duruşma gününün bildirilmesine ve bir sonraki celse beyanı alınarak bu celse ile ilgili HMK 150. madde uyarınca karar verilmesi şeklinde bir karar vermiş ve duruşmayı 2 ay sonraya bırakmış. Bu durumda yukarıdaki örneklerden anladığım kadarıyla;
- Bir sonraki celse davalıya tebligat yapılır ve gelirse davayı takip etmeyecek ve geçmişe dönük müracaat kararı verilecek. Aradan 2 ay geçtiği için harç yatırmam gerekecek.
-Yine tebligat yapılamazsa ve bir iki ay daha sonrasına duruşma günü bırakılırsa 3 aylık yenileme süresi geçmiş olacakç
-Son ihtimal olarak davalıya tebligat yapılır ancak bir sonraki celseye davacı vekili olarak benim katılmama rağmen davalı katılmazsa hakim nasıl bir karar verecek?
Old 28-02-2019, 18:00   #53
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Neyi soruyorsunuz anlamadım ama, ara kararı soruyorsanız, 34. no.lu mesajda "rücu" ettiğini yazmıştım. Davayı soruyorsanız, lehe sonuçlandı, şimdi Yargıtay aşamasındadır.

En sonunu merak edenler için yazayım. Yargıtay kararı onadı, parayı tahsil ettik.
Old 28-11-2023, 15:26   #54
Av.bozkara

 
Varsayılan

Ben de şunu sormak istiyorum, davacı duruşmayı kaçırır ve davalı da mazeret bildirirse, mahkeme davalının mazeretini kabul ya da red etmeden düşme kararı verirse ve davacı da 3 ay içerisinde dosyayı yenilemez ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilirse üst mahkemeye itiraz halinde bu karar bozulur mu? elinde bu duruma ilişkin yargıtay kararı olan meslektaşım var mıdır?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davayı Kabul Etmemi Mahkeme Kabul Etmedi: "feragatı davayı kabule" ibaresi Av.Suat Ergin Hukuk Sohbetleri 27 22-12-2012 00:44
delil listesi kesin süre: "-ihtarına" denmesine fakat "(ihtar yapıldı)" ibaresinin olmaması Av.Hayrullah ÇUHADAROĞLU Meslektaşların Soruları 2 27-03-2011 00:57
"avukat karşı tarafla anlaştı", "davayı sattı" diyen müvekkile karşı suç duyurusu sulzu Meslektaşların Soruları 3 22-12-2010 22:30
Anayasa Mahkemesi TMK 181/2 " davacının" ve "davalının" sözcükleri iptal Av.Habibe YILMAZ KAYAR Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 1 25-01-2010 16:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07647300 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.