Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

25 günlük evlilik, eşlerin evlenmeden önce kocanın babasının evinde konusunda anlaşmaları, daha sonra eşin kayınperinin evinde oturmak istememesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-06-2012, 11:39   #1
mehmetcansiz

 
Varsayılan 25 günlük evlilik, eşlerin evlenmeden önce kocanın babasının evinde konusunda anlaşmaları, daha sonra eşin kayınperinin evinde oturmak istememesi

Müvekkil 25 günlük evli. Müvekkil ile eşi yaklaşık 10 ay çıktıktan sonra evlenme kararı almışlar ama kızın ailesi evlenmelerine müsaade etmemiş. Daha sonra kadın baba evinden kaçarak müvekkile geliyor ve 4 gün kocanın bir arkadaşının evinde kalmışlar. Daha sonra maddi imkanları olmadığı, bağımsız ev açamadıkları için beraber kocanın babasının evinde kalmaya karar veriyorlar. Kaçtıktan yaklaşık 10 gün sonra nikah kıyıyorlar. Nikahtan önce kadın kayın pederinin evinde eşinin 2 yıl kalan okulu bitinceye ve askerliğini yapıncaya kadar kalmayı kabul ediyor. Nikahtan yaklaşık 2 hafta sonra kadın kayın pederinin evinde onlarla birlikte yaşamak istemediğini, ayrı ev istediğini kocasına söylediğinde müvekkil de daha önce konuşup anlaştıklarının şu anda ayrı bir eve çıkmalarının mümkün olmadığını söylüyor. Kadın 1-2 hafta daha kayın pederinin evinde kalmaya devam ediyor. Evliliklerinin 25. gününde kadın eşyalarını topluyor ve anne babasının gelmesiyle evi terkediyor. Ama eşini de hala seviyor ve ayrılmak istemiyor. Aile baskısıyla evi terkediyor. Benim müvekkilim koca. Müvekkil de eşinin "daha önce ev konusunda anlaşmış olmalarına rağmen, kendi evlerine çıkmak istemesini ve evi terk etmesini kabul edemiyor ve boşanmak istiyor. Kadın ise boşanmak istemiyor. Boşanma davası açtığımızda mahkeme müvekkili haklı bulur mu? Bu konuda Yargıtay kararı araştırdım ama bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim...
Old 11-06-2012, 11:58   #2
ElifŞimşek

 
Varsayılan

IV. Terk

Madde 164 - Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim (EKLENMİŞ İBARE RGT: 14.04.2011 RG NO: 27905 KANUN NO: 6217/19) (YÜR. TAR.: 01.10.2011) veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim (EKLENMİŞ İBARE RGT: 14.04.2011 RG NO: 27905 KANUN NO: 6217/19) (YÜR. TAR.: 01.10.2011) veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.



Ancak kadın burada kendisine bağımsız bir ev açılmadığı için terk etmekte haklı olduğunu savunabilir. Kadının baştan beraber yaşamayı kabul etmiş olmasının önemi olmadığı yönünde yargıtay kararları var diye biliyorum ancak şuan bulamadım.
Old 11-06-2012, 12:11   #3
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/20387
Karar: 2010/21401
Karar Tarihi: 20.12.2010
 
BOŞANMA DAVASI - ZİYNET EŞYALARININ İADESİ İSTEMİ - KAYINVALİDENİN DAVACI KADINA MÜDAHALESİ - KOCANIN KADINI AİLESİYLE BİRLİKTE YAŞAMAK DURUMUNDA BIRAKTIĞI - ORTAK HAYATIN TEMELİNDEN SARSILMIŞ OLDUĞU - DAVANIN KABULÜ GEREĞİ
ÖZET: Davalının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 166)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1- Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
2- Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyizine gelince;
Toplanan delillerden; davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Davacı Emine, dava dilekçesinde, altın ziynet eşyalarının kocasında kaldığını ve kendisine iade edilmediğini ileri sürerek iade/alacak davası açmıştır. Altın ziynet takı eşyalarının kadına özgü ve kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait olduğu ve kural olarak kadın elinde olduğu ve kadın tarafından taşınacağı karinedir. Bir karinenin aksini ispat; karine lehine olmayan tarafa düşer. Davacı kadın evinden normal koşullarda ayrılmış, düğün için baba evine gelmiştir. Normal olan, normal koşullarda evden ayrılmış kadının ziynet takı eşyalarını yanında götürmesidir. Bu durumda davacı kadının ziynet takı eşyalarının koca tarafından elinden alınıp, iade edilmediğini kanıtlaması gerekir. Bu nedenle, ziynet, takı eşyası davası için ispat yükü davacı kadın üzerindedir. Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet takı eşyalarının evde kasada saklandığı ve kasa anahtarının kocada olduğundan hiç söz etmemiştir. Buna rağmen, tanıklardan birinin beyanında geçen ve duyuma dayanan ziynetlerin evde kasada saklandığı ve koca tarafından kadına iade edilmediği şeklindeki soyut sözlerine değer verilerek; dolaylı yoldan davada ispat yükünün davalı kocada olduğu ve kocanın iade edilmediğini ispat edemediğini, bu yüzden ziynetler yönünden davanın kabulü ile hükmün ziynetler yönünden bozulması gerektiği yolundaki, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. Davada, ziynetler yönünden ispat yükü kendi üzerinde olan davacı kadın iddiasını gösterdiği delillerle usulünce kanıtlayamamıştır. Boşanma isteği yönünden bozma görüşüne katılmakla birlikte; hükmün ziynetlere yönelik bölümünün onanması gerektiğini düşünüyorum.

Old 11-06-2012, 12:24   #4
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/18695
Karar: 2008/19987
Karar Tarihi: 20.11.2008
 
NAFAKA DAVASI - BAĞIMSIZ KONUT TEMİN EDİLMEMESİ NEDENİYLE AYRI YAŞAMDA HAKLILIK İDDİASI - DERDEST OLAN BOŞANMA DAVASININ BEKLETİCİ MESELE YAPILARAK KESİNLEŞMESİNİN BEKLENMESİ - EKSİK İNCELEME - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Terk sebebine dayalı boşanma davası ile bağımsız konut temin edilmemiş olmasından dolayı ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası birleştirilmediğine ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda bulunmasına göre, derdest olan boşanma davasının bekletici mesele yapılarak kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 10.3.2007 tarihinden sonrada davacının ayrı yaşamakta haklılık iddiası ispat edilmiş olacağından sonucuna göre hüküm vermek gerekirken, eksik inceleme ile sonuca gidilmiş olması doğru görülmemiştir.
(4721 S. K. m. 197) (1086 S. K. m. 45)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Karar: Davada; bağımsız konut temin edilmemesi nedeniyle ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı eş kadın için aylık 500,00 YTL., tedbir nafakası talep ve dava edilmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulüyle aylık 200,00 YTL tedbir nafakasına hükmolunmuş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 2007/177781-16605 sayılı kararı ile <...yargılama sırasında hazırlanan bağımsız konuta dönmesi için ihtar tebliğ edilen davacının bu tarihten sonra ayrı yaşamakta haklı olup olmadığı tartışılmadan davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir...> gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyulmuş, terk nedeniyle davalının açtığı boşanma davası ihtar göndermekte iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle reddedilmekle eldeki davada davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilmiştir.
TMK. 197. maddesi gereği ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir.
Aynı mahkemede açılmış davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda bulunması halinde aralarında bağlantı var sayılır ve davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir (HUMK.md. 45) veya bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte olan ve kesin olarak karara bağlanacak bulunan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici mesele yapabilir.
Somut olayda; davacı bağımsız konut temin edilmemesi nedeniyle ayrı yaşamakta haklı olduğu iddiası ile davalı kocadan tedbir nafakası talep etmiştir. Davalı koca tarafından davacı kadın aleyhine, aynı Aile Mahkemesinde terk nedeniyle boşanma davası açılmış, yargılama sonucunda Mahkemenin 2007/801 E. - 2008/425 K. sayılı ilamıyla dön ihtarının iyiniyetli olmaması nedeniyle boşanma talebinin reddine karar verilmiş, red hükmü temyiz edilmiş, ancak kesinleşmeden temyize konu bu nafaka davası dön ihtarının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, bağımsız konut temin edilmemiş olması nedeniyle ayrı yaşamakta haklılık iddiası ile açılan tedbir nafakası ile ilgili talebin eve dön ihtarının tebliğ tarihi olan 10.3.2007 tarihine kadar kısmen kabul edilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Ancak, terk sebebine dayalı boşanma davası ile bağımsız konut temin edilmemiş olmasından dolayı ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası birleştirilmediğine ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek durumda bulunmasına göre, derdest olan boşanma davasının bekletici mesele yapılarak kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 10.3.2007 tarihinden sonrada davacının ayrı yaşamakta haklılık iddiası ispat edilmiş olacağından sonucuna göre hüküm vermek gerekirken, eksik inceleme ile sonuca gidilmiş olması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 11-06-2012, 12:26   #5
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/8408
Karar: 2007/9790
Karar Tarihi: 11.06.2007
 
BOŞANMA DAVASI - TERKE DAYALI BOŞANMA İSTEMİ - YAPILAN İHTARIN GEÇERSİZ OLDUĞU - DAVANIN REDDİ GEREĞİ
ÖZET: Olayda, davacı-davalı kadın 11.04.2005 tarihinde boşanma davası açmıştır. Bu tarihten yaklaşık 1 ay 25 gün sonra koca ihtar isteğinde bulunmuştur. Bu tarihte derdest bir dava bulunmakta olup, eş ayrı yaşamakta haklıdır. Ayrıca koca tarafından davet edilen konut birlikte seçilmemiştir. İhtar bu haliyle geçersizdir. Davalı-davacı kocanın terke dayalı boşanma davasının reddi gerekir.
(4721 S. K. m. 164)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı-davalı kadın 11.04.2005 tarihinde boşanma davası açmıştır. Bu tarihten yaklaşık 1 ay 25 gün sonra koca ihtar isteğinde bulunmuştur. Bu tarihte derdest bir dava bulunmakta olup, eş ayrı yaşamakta haklıdır. Ayrıca koca tarafından davet edilen konut birlikte seçilmemiştir. İhtar bu haliyle geçersizdir. Davalı-davacı kocanın terke dayalı boşanma davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün 2. bentte belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, davacı-davalı kadının eşya iadesine ilişkin temyizinin 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 11-06-2012, 12:30   #6
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/11197
Karar: 2007/5958
Karar Tarihi: 10.04.2007
 
BOŞANMA DAVASI - KADININ EŞİNDEN AYRI YAŞADIĞI - KADININ HAKLI SEBEPLE DAVET EDİLEN EVE DÖNMEDİĞİ - DAVANIN REDDİ GEREĞİ - BOŞANMAYA KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU
ÖZET: Somut olayda davalı (kadın) Çorum Aile Mahkemesinin 09.11.2004 gün ve 2004/278 sayılı kararı uyarınca eşinden ayrı yaşadığı ve haklı sebeple davet edilen eve dönmediği anlaşılmaktadır. Bu açıklama karşısında davanın reddi gerekir.
(4721 S. K. m. 164)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Serpil Şahinbaş ile vekili Av. Ramazan Pek ve karşı taraf Ömer Şahinbaş ile vekili Av. Ahmet Ünal geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Medeni Kanun'un 164. maddesi; eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebeple ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; boşanma davası açılabileceğini hükme bağlamıştır.
Davacı (koca) 11.11.2004 tarihinde eşinin eve dönmesi için ihtar isteğinde bulunmuş, bu yönde kaleme alınan karar 19.11.2004'te davalıya tebliği edilmiştir. Davalı (kadın) 11.03.2004'te 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına İlişkin Kanun uyarınca gerekli tedbirinin alınmasını istemiş, mahkemece 09.11.2004'te kocanın, kadına ait taşınmaza altı ay süre ile yaklaşmaması konusunda tedbir alınmıştır.
Davalı (kadın) Çorum Aile Mahkemesinin 09.11.2004 gün ve 2004/278 sayılı kararı uyarınca eşinden ayrı yaşadığı ve haklı sebeple davet edilen eve dönmediği anlaşılmaktadır. Bu açıklama karşısında davanın reddi gerekirken yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir edilen 500 YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 11-06-2012, 12:31   #7
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Fazla vaktim olmadığı için şimdilik bunları ekledim. Umarım Yargıtay kararları davanızı yönlendirmenizde biraz fikir vermiştir. İyi çalışmalar dilerim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ceza evinde haksız yere yatan müvekkilin çıktıktan sonra nereye müracat edeceği AVHTC Meslektaşların Soruları 12 25-05-2009 00:24
Evlenmeden Önce Alınan Mallarda Eşin Mirasçılığı Konukfatoş Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 16-01-2008 19:02
Evlenmeden Önce Eşin Adına Kayıtlı Olan,Fakat Borcun Beraber Ödendiği Ev Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 21-08-2007 18:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06120300 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.