Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Üzerinde vefa ve iştira hakkı bulunan gayrimenkul.

Yanıt
Old 19-10-2006, 12:42   #1
Av.Mustafa ÇİMEN

 
Varsayılan Üzerinde vefa ve iştira hakkı bulunan gayrimenkul.

Üzerinde vefa ve şufa hakkı bulunan gayrimenkul satılarbilirmi? İşbu gayrimenkul vefa ve iştira hakkından sonra, alınan ipotek dosyasından satılabilir mi? Satıldığı takdirde alacının durumu ne olur? Vefa ve iştira hakkı sahibi tapudaki bedelle ihale alıcısından gayrimenkulü tek taraflı irade beyanıyla alabilir mi?
Old 19-10-2006, 14:45   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mustafa ÇİMEN
Üzerinde vefa ve şufa hakkı bulunan gayrimenkul satılarbilirmi? İşbu gayrimenkul vefa ve iştira hakkından sonra, alınan ipotek dosyasından satılabilir mi? Satıldığı takdirde alacının durumu ne olur? Vefa ve iştira hakkı sahibi tapudaki bedelle ihale alıcısından gayrimenkulü tek taraflı irade beyanıyla alabilir mi?

Sayın Av.Mustafa Çimen,

Alıntısını yaptığım karar işinize yarayabilir.

Saygılarımla

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1987/464
K. 1987/912
T. 9.12.1987
• VEFA HAKKI ( Taşınmaz Malın Malikinin Temlik Ettiği Bu Malını Önceden Sözleşme İle Belirlenen Koşullarla Yeniden Satın Alma Hakkını Saklı Tutması )
• TAŞINMAZI YENİDEN ALMA HAKKINI SAKLI TUTMA ( Ortada Vefa Hakkının Varlığının Olması )
• TAPU SİCİLİ ( Vefa Hakkının Şerh Edilmesiyle Ayni Hak Gücünü Kazanması )
• VEFA HAKKININ SON BULMASI ( Hakkın Konusu Olan Malın Yok Olması Hak Sahibinin Feragati gibi Durumlarda Sona Ermesi )
• VEFA HAKKI ( Tapu Siciline Şerh Edilmesinin Etkisi )
• ŞERH ( Vefa Hakkının Tapu Siciline Şerh Edilmesinin Etkisi )
• AYNİ HAK GÜCÜNÜ KAZANMA ( Vefa Hakkının Tapu Siciline Şerh Edilmesi )
• ŞEKLE TABİ OLMAMA ( Vefa Hakkının Kullanılmasında )
818/m.213
743/m.660
ÖZET : Taşınmaz bir malın maliki temlik ettiği bu malını önceden sözleşme ile belirlenen koşullarla yeniden satın alma hakkını saklı tutmuş ise ortada vefa hakkının varlığından sözedilir.Vefa hakkı tapu siciline şerh edilirse ayni hak gücünü kazanır ve hakkın ilişkin bulunduğu süre içerisinde taşınmaz malı iktisap eden herkese karşı ileri sürülebilir.Vefa hakkı sahibi bu hakkı kullandığını borçlusuna açıklamasıyla birlikte mülkiyet hakkının vefa hakkı sahibine geçmesini sağlayan hukuksal durum meydana gelir.Vefa hakkı, hakkın konusu olan malın yok olması, veya hak sahibinin feragatiyle, münhasıran hak sahibinin şahsı gözönünde tutularak vefa hakkı kurulmuşsa hak sahibinin ölümü sonucu veyahut ta tapu siciline şerh edilmeme halinde malın üçüncü kişiye satılmasıyla birlikte vefa hakkı sona erer.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla, S.......... 3 üncü Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14/03/1985 gün ve 813/71 sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 18/02/1987 gün, 1986/6-188 esas, 1987/107 karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

KARAR : Taşınmaz bir malın maliki temlik ettiği bu malını önceden sözleşme ile belirlenen koşullarla yeniden satın alma hakkını saklı tutmuş ise ortada vefa hakkının varlığından sözedilir. Bu koşullar satış bedeline, vefa hakkının süresine vs. ye ilişkin olabilirler. Vefa hakkı tapu siciline şerh edilirse ayni hak gücünü kazanır ve hakkın ilişkin bulunduğu süre içerisinde taşınmaz malı iktisap den herkese karşı ileri sürülebilir. Vefa sözleşmesi özel sözleşmelerden olup Medeni Kanunda bu konuda ayrıntılı düzenleme getirmemiştir. Satış sözleşmesiyle büyük benzerlikler gösterir. Diğer taraftan şu hususun da bu konuda özellikle belirtilmesi gerekir: Vefa hakkı şuf’a hakkı gibi kurucu ( inşai ) haklardan olup vefa hakkının kurulmasından sonra yani vefa hakkı sahibi ile borçlusu arasında bu yoldaki hukuki ilişkinin meydana gelmesinden itibaren hakkın kullanılmasında borçlunun herhangi bir yetkisinden söz edilemez. Vefa hakkı sahibi bu hakkı kullandığını borçlusuna açıklamasıyla birlikte mülkiyet hakkının vefa hakkı sahibine geçmesini sağlayan hukuksal durum meydana gelir. Vefa hakkının kullanılması da şuf’a hakkında olduğu gibi herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Uygulamada noter aracılığı ile veya başka yazılı bir usulle kullanılması ispat kolaylığı açısından mütalaa olunmalıdır. Vefa hakkı, hakkın konusu olan malın yok olması, veya hak sahibinin feragatiyle, münhasıran hak sahibinin şahsı gözönünde tutularak vefa hakkı kurulmuşsa hak sahibinin ölümü sonucu veyahut ta tapu siciline şerh edilmeme halinde malın üçüncü kişiye satılmasıyla birlikte vefa hakkı sona erer. Vefa hakkına ilişkin sözleşmede süre öngörülmüşse bu sürenin dolması veya şerh tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle hak düşer ( Dr. Suat BERTAN, Aynı Haklar, Ankara, 1976, Sh. 801 ve devamı ).

Olayda her şeyden önce şu husus belirtilmelidir ki, vefa hakkı davacı Hazine tarafından süresi içerisinde kullanılmıştır. Bu yön tartışmasızdır. Akit tablosunda lüzumu halinde aynı bedelle T.C.D.D. İşletmesi’ne devredilmek ve bu husus temin etmek için Medeni Kanununun 660. maddesi uyarınca vefa hakkı tanımak ve aynı madde uyarınca tapu siciline kaydedilmek..." şeklindeki düzenleme, davacı Hazinenin vefa hakkının mutlak niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Davalı vefa hakkını kuran sözleşmeyi serbest iradesiyle yapmıştır. Ayrıca vefa hakkının ilişkin bulunduğu taşınmaz üzerinde davalının değeri çok yüksek tesisler kurmuş olması vefa hakkının kullanılmasını sınırlayıcı bir gücü haiz bulunamaz. Davalı vefa hakkının koşullarını önceden bilmekte idi; davranışının sonuçlarına katlanmak durumundadır. Kaldı ki davalı bu konuda sözleşmedeki koşulları da aşarak hareket etmiştir. Bu davranışı vefa hakkının kullanılmasını engelleme yolunda hukuki himaye isteğinde bulunamaz. Mahkemece bu hukuki müessesenin mahiyetiyle bağdaşmaz düşüncelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Bu ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle HUMK.nun 440. maddesinde yazılı sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, 2790 sayılı Yasanın 2. maddesinin 3. fıkrası hükmünce takdiren ( 3.500.- ) lira para cezasının ve ( 5.000. ) lira harcın düzeltme isteyenden alınmasına, 09/12/1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kıbrıs'ta Bulunan tanığın İfadesi Talimatla Alınabilir mi? aqua Meslektaşların Soruları 3 30-11-2006 23:56
Anlaşmalı Boşanmada Uygun Bulunan Protokolün Hukuki Niteliği Av.Habibe YILMAZ KAYAR Meslektaşların Soruları 2 18-10-2006 11:37
Çocuk üzerinde kim söz sahibi? oguzhand0 Hukuk Soruları Arşivi 0 15-08-2006 18:31
Üzerinde Vergi Kimlik No. olmayan Çek AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 4 08-12-2004 18:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03619409 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.