Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islah sonrası dava değerinin arttırılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-03-2014, 13:06   #1
gencerx07

 
Varsayılan Islah sonrası dava değerinin arttırılması

Fazla mesai davasından ilk dava açılır iken dava değeri çok düşük gösterildiği için dosya bilirkişiye gitmeden dava değerini zamanaşımı korkusu ile ıslah yolu ile arttırdık. Daha sonra bilirkişi hesabında daha yüksek bir miktar çıktı. Bu durumda HMk gereği her nekadar ıslah ile dava değeri arttırsak ise de belirsiz alacak davalarında herzaman dava değeri arttırabilinir diyerek bedeli arttırabilirmiyiz harcını yatırıp yoksa mahkeme ıslah ettin diyerek değeri arttırmamızı ikinci bir ıslah gibi mi değerlendirir?
Old 05-03-2014, 13:32   #2
av.ayverdi

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/7-754
K. 2005/36
T. 9.2.2005
ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.


DAVA : Taraflar arasındaki “”alacak”" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara İkinci Mahkemesi )nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.3.2004 gün ve 368-77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin 5.4.2004 gün ve 7302-7262 sayılı ilamı ile;

( … 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre bu alacakların bakiyesi için açtığı ek davaların esasa girilerek incelenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken reddedilmesi hatalıdır.

3- Davacı kendisine teklif edilen yeminde tereddütlü beyanlarda bulunmuş, sadece 1998-1999-2000 ve 2001 yıllarına ait izinleri kullanmadığını kesin olarak ifade etmiştir. Böyle olunca sadece bu dört yıla ait izin alacağının hesaplanması ve ödenenlerin bu miktardan mahsubu yapılarak, varsa kalan alacağına karar verilmesi gerekirken tüm süreye göre yapılan hesaba itibar edilip hükmün kurulması doğru değildir… )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığını, davalının iş akdini haksız olarak feshettiğini ileri sürmüş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal ve dini bayram, genel tatil ücretleri gibi işçilik alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.

Davacı vekili, 17.7.2001 tarihli, 1.3.2002 tarihli ıslah dilekçeleriyle müddeabihin değerini artırmış, yerel mahkemece ıslah dilekçeleri dikkate alınarak ihbar ve kıdem tazminatı istekleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm Özel Dairece, HUMK’nın 83. maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ikinci ıslaha konu taleple ilgili olarak davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu, ıslahla istenen ihbar tazminatı miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden söz edilerek birinci kez bozulmuş; mahkemece bozmaya uyulmuş; davacı vekilinin 16.1.2003 ve 28.5.2003 tarihinde açtığı ek davalar görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle 17.7.2001 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece hüküm, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.

Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır.

Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz.

Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür.

O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.


Saygılarımla, iyi çalışmalar.
Old 05-03-2014, 13:46   #3
gencerx07

 
Varsayılan

İlginize teşekkür ederim. Karar eski tarihli yeni HMK gereği belirsiz alacak davalarında ıslah edilse dahi değerin arttırmanın mümkün olabileceğini düşünüyorum. Eski yasaya göre muhakkak bu yola gidilemeyeceği bir gerçektir.
Old 05-03-2014, 14:48   #4
av.ayverdi

 
Varsayılan

sayın gencerx07,

dusuncenize ben de katiliyorum ki zaten HMK 107/2 de belirsiz alacak davasinda miktarin belli oldugu anda islaha gerek kalmaksizin arttirilabilegine dair bir hukum bulunmaktadir ve Hakan Pekcanitez de bu gorustedir/

Saygilarimla/
Old 05-03-2014, 16:37   #5
av.ilyas vural

 
Varsayılan

sayın ayverdi ye katılıyorum.hatta bir ekleme yapmak gerekirse belirsiz alacak davasında dava belirli hale geldikten sonra yapılan artırımdan sonra da dava değerinin daha fazla olduğunun anlaşılması halinde dahi ıslah dilekçesi verilebilir.Doktrinde bu görüş PEKCANITEZ tarafından ileri sürülmektedir.
Old 05-03-2014, 17:19   #6
Av.mehmet.av

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gencerx07
Fazla mesai davasından ilk dava açılır iken dava değeri çok düşük gösterildiği için dosya bilirkişiye gitmeden dava değerini zamanaşımı korkusu ile ıslah yolu ile arttırdık. Daha sonra bilirkişi hesabında daha yüksek bir miktar çıktı. Bu durumda HMk gereği her nekadar ıslah ile dava değeri arttırsak ise de belirsiz alacak davalarında herzaman dava değeri arttırabilinir diyerek bedeli arttırabilirmiyiz harcını yatırıp yoksa mahkeme ıslah ettin diyerek değeri arttırmamızı ikinci bir ıslah gibi mi değerlendirir?
Sayın Gencer;
Peki siz davanızı nasıl açtınız? Kısmi dava mı, belirsiz alacak davası mı?
Old 10-03-2014, 18:56   #7
gencerx07

 
Varsayılan

dava değerini arttırdım karşı tarafa tebliğe çıkarttım duruşmam mayıs ayında. Neticesini buradan paylaşırım.. İyi çalışmalar
Old 12-03-2014, 23:28   #8
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Davanın HUMK. döneminde kısmi dava olarak açıldığı anlaşılıyor. Bu durumda; "kısmi dava", "belirsiz alacak" davası olarak kabul edilemez.
Bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağından ek dava açıp birleştirmek gerekirdi, kanaatindeyim.
Old 29-11-2016, 11:09   #9
Av.Güçlü KERVAN

 
Varsayılan Müddeabih artırımı

Alıntı:
Yazan gencerx07
dava değerini arttırdım karşı tarafa tebliğe çıkarttım duruşmam mayıs ayında. Neticesini buradan paylaşırım.. İyi çalışmalar


SAayın gencer merhaba; Benim de aynı nitelikte bir davam var da , neticeyi paylaşırım demişsiniz.Merak ettim??
Old 10-11-2017, 10:56   #12
gencerx07

 
Varsayılan

Davam halan karara çıkmadı malesef bir iş davası 3 defa bilirkişive 3 defa ek rapor olmak üzere 6 defa bilirkişye gider mi gider.Ama eli kulağında neticeyi paylaşacağım sizinle
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Islah sonrası ek dava Av.Akyol Meslektaşların Soruları 4 15-12-2013 14:42
Dava değerinin yüksek gösterilmiş olması davuterkan Meslektaşların Soruları 1 12-11-2012 18:01
Islah sonrası davanın yenilenmesi avukat1980 Meslektaşların Soruları 5 06-03-2012 15:18
Islah sonrası davanın yenilenmesi avukat1980 Meslektaşların Soruları 2 08-12-2011 14:05
2006 yılı dava değerinin Y.D.O'nda artırılması ve sorunlar terazinin kefesi Meslektaşların Soruları 5 21-12-2006 13:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03205490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.