Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Dest'i İzdivaç

Yanıt
Old 21-05-2008, 22:35   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Dest'i İzdivaç

Desti İzdivaç'ta Kadınların Zoraki Evliliklerini İzlemek

Üzüyor

Desti İzdivaç'ta çalıştırılmadığı, okutulmadığı için ömrünün yarısında "koca" ölünce, yoksulluk sınıfına kaydını yaptırmak zorunda kalınca, tanımadığı erkeklerle evlenmek zorunda kalan kadınları izlemek insana acı veriyor.


Birkaç zamandır televizyonlarda eskiden Nurseli İdiz'in sunduğu "Saklambaç"ın formatına benzer "evlenme" programları revaçta. Bir kaç tane daha varmış ama ben Flash TV'de yayınlanan, adı "Desti İzdivaç" olana rastladım, belki bir rastlantı değildi, en rahatsız edici olanı oydu.

"Saklambaç"taki usül, kadın ve erkek arasında bir paravan var, birbirleriyle sohbet ediyorlar, "tanımaya çalışıyorlar", sonra paravan açılıyor ve evlenip evlenmeyeceklerine dair nihai kararı veriyorlar. Sunucu Esra Erol bu sırada türlü taşkınlıklar, şakalar, komiklikler yapıyor. Hatta, "ev sahibi" konumundaki aday beklerken, stüdyoya sonradan giren adayı "göbek attırtmadan" sandalyeye oturtmuyor. Bu arada bir ayrıntı, Esra Erol başka bir kanala transfer olmuş sanırım, Flash TV'deki programı kim sunuyor, bilmiyorum.

Rıza?
Bu programı izlemenin, "BBG"yi, "Benimle Evlenir misin?"i izlemek kadar eğlenceli olmadığını itiraf edeyim. Diğer programlara katılanların, şu ya da bu nedenle, dahil oldukları kabusa "rıza" gösterdiğinden sözedebiliriz. Ne kadar bütünlüklü bir rıza olduğu tartışmaya açık olsa da...

Desti İzdivaç'a katılan kadınları izlemekse sahiden insanın kalbine derin bir acı gömüyor. Programa orta yaşlarında ya da orta yaşın üzerinde kimseler katılıyorlar. Hiç evlenmemiş ya da çoğunlukla eşleri ölmüş erkeklerin katılma nedeni, yaşlılıklarında kendilerine bakacak, evde hizmetçilik yapacak bir kadınla evlenmek...

Ben izlediğim kadarıyla programda hiç evlenmemiş kadına rastlamadım (mutlaka katılmışlarsa da), çoğu bir biçimde eşlerinden boşanmışlar ya da eşleri ölmüş, ekonomik sıkıntıdalar, çocuklarına iyi bir yaşam sağlayamıyorlar, belki mahallede "dul kadın" olarak varlık göstermekten bezmişler...

Çaresiz...
Muhtemelen o yaşa kadar evde "köle" gibi çalışmışlar, bir işe girememişler, sigortalar yok, belki eşlerinden emekli maaşı kalmış, yalnızlar...

Bu durum gözönüne alındığında erkek adaylarla aralarındaki diyaloglar öyle rahatsız ediyor ki...

Hiç unutmadığım bir diyalog vardı, konuşmasındaki aksandan yabancı olduğu anlaşılan bir kadın (belli ki yıllardır burada yaşıyor) Anadolu'da çiftçilik yapan bir adamla konuşuyor paravan ardından...

Kadın orta yaşın biraz üzerinde, dünya güzeli, sevimli, cana yakın... Suratsız bir adam, kadın "yabancı" diye pek yanaşmıyor evliliğe... "Çocuklarım 'olmaz' der falan" diyor..

Öğretilenler...

Kadın adamın bu tavrının farkındaysa bile, öyle içten ve sevgi dolu davranıyor ki, farkında değil gibi duruyor, insan daha beter üzülüyor... Sonra paravan açılıyor, adam kadının "güzelliğini" görünce, aklı başından gidiyor, evlenmeyi kabul ediyor. Onu sevdiği, benimsediği için değil.. Kendine bakacak, üstelik de güzel bir kadın diye....

Ve tabii, bir erkek adayın bir kadın adayla evlenmeyi kabul etmemesi bir kadının bir erkeği reddetmesinden daha rencide edici oluyor... Kadınlar istenmediklerinden kendilerinde hata arıyorlar, hepimize, bu duygulanım öğretildiğinden...

Uzun sözün kısası, bu program ve onun temsil ettikleri hakkında öyle "yukarıdan" cümleler kurmaya utanıyorum... Tek yapmak istediğim, o kadınların o programa gitmemeleri için yalvarmak, onları buna mecbur bırakan bütün bir geleneğe sövmek, isyan etmek... (NZ/GG)

BİA Haber Merkezi - İstanbul

21 Mayıs 2008, Çarşamba


Nilüfer ZENGİN

http://www.bianet.org/bianet/kategor...izlemek-uzuyor
Old 21-05-2008, 22:45   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

TELEVİZYONA TEPEDEN BAKIŞ

Alternatif yoksulluk çareleri: Televizyonda evlilik yapalım ya da gündüz kuşağında ağlayalım



TV, bana bir çare!
Alternatif yoksulluk çareleri arıyorsanız buyurun size çare. Televizyonda evlilik programına katılarak "en elektriklisinden" evlilik yapabilir ya da sabah-öğlen kuşağında hem evliliğin bozulan elektriğini tamir ettirir hem de sebeplenirsiniz.
Bilmeyenlere anlatalım.

Özel kanallardan birinde bir evlilik programı var. Desti İzdivaç. Başvuranların çoğu kadın. Çaresizler.
Evliliği geçim stratejisi olarak görüyorlar. Sosyal güvenceden yoksun kadınlar "mantık evliliği" arıyorlar. Aslında yıllarca çalışmışlar, ancak ne düzenli gelirleri ne de başlarını sokacak bir evleri olmuş. Son bir umutla kendilerini kurtaracak prenslerini arıyorlar.


Başlangıçta her iki tarafın da yoğun olarak yalnızlıktan bahsetmesine rağmen sonrasında talepler farklılaşıyor, pazarlık kızışıyor. Kadınlar sığınacak barınak, doyacak ekmek peşindeyken, nikahta takılacak bileziklerin sayısını hesaplıyor.

Erkeklerin ise derdi başka. Onlar gösterişli dişilerin peşinde. Parası olan 60-70 yaş aralığında erkekler, -ki parası olanlar da öyle multi-milyoner değil-, kendilerinden 20-30 yaş daha genç kadınlara talip oluyor ve alıyor. Kadınla da ise genç, güzel ve hiç evlenmemiş olanların pazarlık güçleri çok yüksek. Onlar kolayca koca buluyor.

Çocuklu ve güzel olmayan kadınların şansı pek az. Peki ama bu kadınlar çocuklarıyla ortada kaldığında, babaları nereye gidiyor? Erkekler ayrılık durumunda, paraları olsun olmasın çocuklarını isterse yanına alıyor, istemezse "bakmıyorum" diyor. Kimi zaman daha genç bir kadınla hayat kurup çocuk yapıyor.

Olur da çocuklarına bakan baba ekrana çıkarsa, olağanüstü bir ilgi ve iltifata mazhar oluyor. Eğer karısı terk etmişse küçümseniyor, alaya alınıyor, ona kadınsı bir özellik yükleniyor.

Kadınlardan ise ne olursa olsun iyi ve fedakâr anne, namuslu ve tutumlu eş olmaları, dul kalınca kadınlıklarının ölmesi, o olmazsa kadınlıktan emekli olmaları bekleniyor. Yapmayanları toplum hoş karşılamıyor.

24/02/2008
PERİHAN TUNÇBİLEK

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...2&haberno=8040
Old 22-05-2008, 14:26   #3
üye8180

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım kadın konusunda biraz da iğneyi kendimize batırmamız gerektiğini düşünüyorum. Birincisi, kadınlarımızda, en azından benim gözlemlerim çerçevesinde yazacağım, kendini değersiz görme, ikinci sınıf, çaresiz, aciz görme hali yok mudur? Nice diplomalı kadın ( aralarında tanıdığım avukat, doktor dahi var) evlenince, çeşitli sebeplerle ( kocası istedi diye, toplumsal sebeplerle vs. vs. ) meslek hayatını sonlandırmakta evine kapanmaktadır. Bunu yaparken, bir başkasının hakkını da yemektedir. Milyonlarca gencin yarıştığı bir ÖSS sisteminde bir yer kazanmış, okumuş, bitirmiş ama evinde oturmayı tercih etmiş. Bir başkası onun yerine o fakülteye girebilse belki iş hayatında o olacak, ailesine bakacaktı.

İkincisi kadınlarımız erkekler gözünde öyle bir hale sokuldu ki, yani bir kadına yatacağı yeri verin, karnını doyurun yeter, erkek evli dahi olsa, belki ikinci üçüncü eş olarak gelen bulunur diye düşünür oldu erkekler. Çevremde var. Erkek garson, kazandığı belli, mesleği belli, toplumdaki yeri belli ama bir bakıyorsunuz bu erkeğin bile evde iki üç karısı var ve bu kadınlar mutlu mesut yaşıyor görünüyorlar. Yani bir lokma bir hırka tezini doğrular nitelikte bir yaşam tercihi örneği...

Üçüncüsü, şu kıskançlık meselesi, önceden erkekler kıskanırmış eşlerini, sevgililerini şimdi tam tersi kadınlar nefes aldırmıyorlar erkeğe. Aynı erkek için rekabet eden, didişen kadın mı çoktur yoksa aynı kadın için didişen, kavga eden erkek mi çoktur sizce.? Erkeği bulunmaz hint kumaşı gibi bir göklere çıkarmaca, bir yükseltmece almış başını gidiyor. Evli erkekler bile evli ama bin evli

Kadın olarak ayaklarımız yere sağlam basmadığı , kendimize güvenimiz ve azmimiz yeterli derecede olmadığı sürece, erkeklere, ilişkilere gereğinden fazla şekilde özellikle zihnen takıldığımız sürece, öncelikle kendi sağlığımızı ve mutluluğumuzu ön planda tutmadığımız, KENDİMİZİ SEVMEDİĞİMİZ, hayattan beklentilerimiz, ideallerimiz, hedeflerimiz olmadığı, kafalarımızın içini doldurmadığımız sürece ve kendimizi erkekler karşısında değersizleştirdiğimiz sürece ezilmeye müstahakızdır diye düşünüyorum.
Old 22-05-2008, 15:13   #4
Atahun

 
Varsayılan

Dünya genelinde erkek nüfusunun gittikçe azaldığı, bunun yanında kadın nüfusunda büyük artış olduğu yazılmaktadır. Böyle olduğunu varsaysak bile, kadın olsun erkek olsun, günümüzde ekonomik güce sahip olanın eş bulmada tek seçici olduğunu düşünüyorum. Erkekler için söylüyorum, bunun üzerine kariyer ve bir de düzgün bir fizik eklediğinizde hint kumaşı ne ki?
Old 23-05-2008, 08:41   #5
supernatural

 
Yeni Fikir

İnsanlarımız bu tür programları izlemeye devam ettikten sonra maalesef bunların sonu gelmeyecektir gibi geliyor bana.Geçen gazetenin birinde üniversite mezunları bile bu tarz programlara katılmak için sırada diye yazılmış.Eğer bu gerçekse artık diyecek söz yok Bir zaman BBG lerdi ,yok ben evleniyorumlar,sonra başkaları şimdi de bunlar.Birgün sırf meraktan iş dönüşü izledim ne yapılıyor diye.Göbek atıp düzeysiz bir şekilde konuşmalar ve niyetlerini belli eden sorularla karşısındakine soru soruyorlar. gelen kadınların çoğu ilk sordukları evi var mı?maaşı var mı? Erkekler ise; çocuğunuz var mı?

zaten o programa giden ne için gittiğini az çok belli etmiyor mu?bu nasıl zihniyettir 5 dk gördüğünüz insana nasıl güvenirsiniz? Hatta bu programa katılan insanlardan bazıları annelerini bile alıp gidiyor.Ne günlere kaldık

Alıntı:
Kadın olarak ayaklarımız yere sağlam basmadığı , kendimize güvenimiz ve azmimiz yeterli derecede olmadığı sürece, erkeklere, ilişkilere gereğinden fazla şekilde özellikle zihnen takıldığımız sürece, öncelikle kendi sağlığımızı ve mutluluğumuzu ön planda tutmadığımız, KENDİMİZİ SEVMEDİĞİMİZ, hayattan beklentilerimiz, ideallerimiz, hedeflerimiz olmadığı, kafalarımızın içini doldurmadığımız sürece ve kendimizi erkekler karşısında değersizleştirdiğimiz sürece ezilmeye müstahakızdır diye düşünüyorum.

Sayın Neslihan
dediklerinize aynen katılıyorum ve eğitimin şart olduğunu da eklemek istiyorum. biz gençlerimize,kadınlarımıza ,erkeklere belli bir eğitimi vermediğimiz sürece ilerlememiz asla mümkün olmayacaktır.

Alıntı:
Özel kanallardan birinde bir evlilik programı var. Desti İzdivaç. Başvuranların çoğu kadın. Çaresizler.
Evliliği geçim stratejisi olarak görüyorlar. Sosyal güvenceden yoksun kadınlar "mantık evliliği" arıyorlar. Aslında yıllarca çalışmışlar, ancak ne düzenli gelirleri ne de başlarını sokacak bir evleri olmuş. Son bir umutla kendilerini kurtaracak prenslerini arıyorlar.

Maalesef okumak yerine geleceğini erken yaşta koca bulup kurtarmayı veya saf sevgiyi bu şekilde bulacağını düşünenler oldukça bu programlar bitmez.Bu insanlar resmen sömürülüyorlar ama farkında değiller.



Sayın Habibe Kayar,
Duyarlılığınız ve açtığınız konu için teşekkür ederim.
Old 14-01-2010, 13:09   #6
nostaljielif

 
Varsayılan

bu programlar o kadar içimi sızlatıyorki,tv yi açtığımda bu kanallara denk gelirsem hemen kanal değiştiriyorum.bu programa çıkan kadınların bir kurban gibi kendilerinin seçilmelerini beklemeleri beni kahrediyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04238296 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.