Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Sağ kalan eş, miras payı haricinde, muris kocanın mirasından KATKI PAYI ALIR MI

Yanıt
Old 12-08-2006, 19:19   #1
Av.Neşet Açıkgöz

 
Önemli Sağ kalan eş, miras payı haricinde, muris kocanın mirasından KATKI PAYI ALIR MI

MErhaba,

Siteye ilk kez giriş yapmış olmam münasebetiyle, öncelikle herkesi saygı ile selamlarım. Emeği geçenlere teşekkür ederim.

Surum şöyle,

Karı koca 30yıllık ev iken, Koca 2006 da vefat ediyor. Mirasçı olarak, müvekkilimiz olan Eş'ini(kadın), iki kardeşini ve babasını bırakıyor. Miras olarakda üç adet gayrimenkul, araba ve para var.

Mirasçılar muhtemele rızai taksimde anlaşamayacaklarından, TMK 642 gereği Sulh Hukuta Mirasın paylaştırılması davası açılacak ve Müvekkilimiz olan eş, TMk 499 a göre mirasın yarısını alacak. (Veraset ilamı için başvuru yapıldı)

Ancakbiz tüm malların terekeye dahil edilmesini hakkaniyete aykırı buluyoruz. Her ne kadar eşler araında mal ayrılığı rejimi geçerli olsa ve tüm mallar ölen eş adına kayıtlı olsa da, sonuçta bu malaları birlikte kazanmışlar ve edinmişler. Dolayısıyla, sağ kalan eşin mallar üzerindeki hakkını ayrı tutmak ve geriye kalanları mirasçılara pay etmek gerekir diye düşünüyoruz. Zira aksi düşünüldüğünde, sadece ölen eşin malları değil de, sağ kalan eşin malları da mirasçılara paylaştırılmış oluyor ki bu son derece hakkaniyete aykırı.

Ama bu husuta bir yasal düzenleme ve emsal karar bulamadım.

Esasında BOŞANMALARDA, benzer bir uygulama var. (ben görmedim ama meslektaşlarımızdan duydum) Her ne kadar mal ayrılığı rejimi geçerliolsa ve mallar koca üzerine kayıtlı olsa ve bu malların edinilmesinde kadının da katkısı olduğu göz önüne alınarak, kadına da katkı payı veriliyor. Bu da Medeni Kanunun 227. Maddesinde düzenlenmiş. 227 diyor ki' Eşlerden birine ait malın edinilmesinde, korunmasında iyileştirilmesinde diğer eşin katkısı olmuşsa, katkısı oranında alacak hakkı vardır'

Bu maddeyi, mirastada uygulamaya bir engel olmamalı diye düşünüyorum. Yani olayımızda, tüm mallar terekeye dahil edilmemel, her ne kadar mal ayrılığı rejimi geçerli olsa ve tüm mallar ölen eş üzerine kayıtlı olsa da, bu malların kazanılması 30 yıllık birlikte çalıişma sonucu gerçekleştiğinden, eşin maları ayrı tutulmalı ve budan sonra kalan mallar terekeden sayılımalı ve (eş dahil) tüm mirasçılar arasında pay edilmeli. Ya da Eşe yasal miras hakkı haricinde bir de katkı payı verilmeli. Siz ne dersiniz ?

Bu hususta, elinizde yasal düzenleme, içtihat, karar, doktrin görüşü, makale vs. gönderebilirseniz sevinirim.

Sayglıar sunarım.

Av. Neşet Açıkgöz
Old 12-08-2006, 19:53   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Aile konutu üzerinde sağ kalan eşin ayni hakkı vardır.Ölüm ile mal rejimi tasfiyeye girdiğinden, katılma alacağına mahsuben intifa veya sükna hakkı veya mülkiyet hakkı(ivaz ilavesiyle) talep edilebilir.Diğer mallar bakımından aile hukukunda eş lehine şahsi hak tanınmıştır.
Old 13-08-2006, 15:11   #3
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Mustafa Dural, Türk Özel Hukuku Cilt IV, syf 485 vd.

"Mal ayrılığında katılma payı ya da paylaşma söz konusu olmadığı için, özel bir düzenleme yoktur. Her ne kadar MK 243, "İspat borçlardan sorumluluk ve paylı mülkiyetin özgülenmesi konularında paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin hükümler uygulanır" demekteyse de, atıf, maddenin lafzından açık olarak anlaşılacağı gibi, sadece borçlardan sorumluluk ve paylı mülkiyetin özgülenmeye ilişkin olduğu için, konumuzu ilgilendirmemektedir.

.....

Sağ kalan eşin mal rejimine göre paylaşılacak bir konutun ya da ev eşyasının bulunması ve sağ kalan eşin de paylaşma ya da katkı payı alabilecek olması gerekir. Örneğin edinilmiş mallara katılma rejiminde, mal rejimi sözleşmesi yapılırken, sağ kalan eşin ortak konut ve ev eşyaları üzerinde bir talep hakkının olmayacağı kararlaştırılmışsa, o artık MK 240'a göre özgülemeyi isteyemez; fakat MK 652/1'e göre miras payı olarak isteyebilir.
"

Dural Hocanın yazdıkları aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi ile ilgili. Fakat buradan bazı sonuçlar çıkarılabilir.

Mal rejimine göre bir paylaşma ya katılma payı söz konusu ise sağ kalan eş bu hükümlere göre kendisine malların özgülenmesini isteyebiliyor. Mal rejimlerinde böyle bir düzenleme yoksa "ki hoca mal ayrılığında paylaşma ve katılma payı olmadığını söylüyor" 652' göre özgülenme isteniyor fakat özgülenen mal miras payından mahsup ediliyor.

Bu durumda somut olayda hak sahipliğinin tespiti temel problem olarak gözüküyor. Buna ilişkin bir tespitte yeterli ispat vasıtaları yoksa mal rejimlerine ilişkin hükümler devreye girecek ki burada mal ayrılığı rejimi olduğu için katılma payı olmayacak. Sağ kalan eş ancak ortak konutun miras payına mahsuben kendisine özgülenmesini isteyecek; ortak konut dışındaki mallar üzerinde ise mirasın paylaşılmasına ilişkin hükümler uygulanacak gibi bir sonuç çıkıyor.
Old 13-08-2006, 17:26   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Av.Neşet Açıkgöz
Öncelikle sorunuz içerisinde bazı çelişkiler var. Eşler arasında mal ayrılığı rejiminin bulunduğunu söyledikten sonra TMK 227. maddede düzenlenen imkanlardan bahsetmişsiniz. Oysa bu madde Edinilmiş Mallara Katılım Rejimini düzenleyen fasıl içerisinde yer alıyor. Ayrıca eşin ölüm tarihi itibariyle baktığımızda eğer eşler ayrıca bir başvuruda bulunmamışlarsa TMK yürürlük yasası gereği Edinilmiş Mallara Katılım Rejimine tabi olmuşlardır. Öncelikle Mal Ayrılığı Rejiminin uygulanmasına ilişkin bir başvuru yapıp yapmadıklarını tespit ederseniz hangi rejim üzerinden hareket edeceğimizi de anlamış oluruz. Lütfen yanlış anlamayınız. Eşler arasında rejim değiştirme pek görülen bir uygulama değildir de ondan şüpheye düştüm. (Kaldı ki çocuklarının da olmadığı böyle bir durumda neden mal ayrılığı rejimini seçsinler.) Bu konu açıklığa kavuşursa ondan sonra olayın çözümüne geçmemiz daha sağlıklı olur.
Old 13-08-2006, 18:02   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Eşlerden birinin ölümü önce mal rejimi tasfiyesini gerektiren bır durumdur.Miras,tasfiye sonrasında kalan üzerinden yapılacaktır.

Burada dönemleri ayırmak ve ayrı ayrı çözümler ve hesaplamalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.

1 Ocak 2002 sonrasında edinilen mallar varsa kuşkusuz ve tartışmasız sağ kalan eş bu malın yarısının değeri kadar alacak hakkına sahiptir. Yine aynı tarıhten sonraki kişisel malların gelirleri de bu alacak kalemine eklenecektir.

1 Ocak 2002 öncesinde mal ayrılığı rejimi vardır ve sağ kalan eş, diğer eşin mülkiyetinde olan mallarda katkı payını ispat ederse bu kısım tasfiye alacağına eklenecektir.

Tasfiye alacağı sonrasında kalan mallar ve değerler mirasın konusunu oluşturacak ve sağ kalan eş ayrıca miras payı alacaktır.

Yanı sonuç olarak önce tasfiye yapılmalı kalan üzerinden miras paylarına göre dağitim yapılmalıdır.

Saygılar
Old 13-08-2006, 20:41   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Kayar'a katılarak, bir genel kurul kararı ekliyorum.

Saygılarımla...




HGK.2005/13-380 E. 2005/418 K. 29.06.2005 T.

Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; B... Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 1.7.2003 gün ve 2000/1244-2003/741 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.5.2004 gün ve 2003/15591-2004/6776 sayılı ilamı ile,

(...Davacılar, davalı ile baba bir kardeş olduklarını, anneleri (muris) İffet ile babaları Şevkinin birlikte Almanya'da çalışarak elde ettikleri müşterek kazanç ile Bursa'da 6 nolu parsel üzerine 6 katlı binayı yaptırdıklarını, taşınmazın müşterek murisi babaları Şevki üzerine tescil edildiğini, baba Şevki ile davacıların murisi İffet'in aynı anda trafik kazasında vefat ettiklerini, davalı Zeynep'in Şevki varisi olarak taşınmazın tümünden pay aldığını öne sürerek, İffet'in taşınmaza katkısı oranında şimdilik 50.000.000.000.TL.'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacılar kayıt maliki ve kendi babaları Şevkinin anneleri İffet'le beraber geçirdikleri bir trafik kazasında öldüğünü, anneleri ile babalarının Almanya'da işçi olarak çalıştığını ve kazançlarıyla elde edilen taşınmazın babaları Şevki adına tapuya tescil edildiğini, Şevki'nin aynı kazada ölmesiyle mirasının Şevki'nin birinci eşinden olma davalı Zeynep ile ikinci eşinden olma kendilerine ve dava dışı bulunan öz kardeşi Bülent'e kaldığını öne sürerek, anneleri İffet'e tebaan katkı payının davalıdan alınmasını istemektedirler.

Davalı ise, İffet'in katkısı bulunmadığını, kazancıyla ziynet eşyası aldığını bildirerek bu nedenle davanın reddini dilemiştir.

Davacıların anneleri İffet ile babaları Şevki'nin Almanya'da işçi olarak çalıştıkları ve bu sırada elde edilen kazanç ile uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazı satın aldıkları, birbirlerine mirasçı olmaksızın ikisinin aynı anda öldükleri, ne var ki tapu kaydında ölü baba Şevki adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacıların annelerinin taşınmazın alımında %10.77 oranında katkıda bulunduğu, bunun da taşınmazın saptanan değerine göre 24.559.475.000 TL. olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca anneleri İffet'in katkısından dolayı davacıların isteyebilecekleri tutar, bu miktarın miras hisselerine tekabül eden miktarı kadardır. Murisleri Şevki'nin, İffet'ten olma çocuğu Bülent de mirasçı olmakla beraber her hangi bir hak talep etmemiştir. Bu itibarla Bülent'in hissesine tekabül eden miktar düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden her bir hisse belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Taraflar vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

1- Davalının önceki hükme yönelik temyiz itirazlarının tümü Özel Dairece reddedilmiş olmakla, direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.

2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; Yerel Mahkemenin, davacıların miras bırakanları İffet'in taşınmaza katkı oranını %10.77, bunun parasal değerini de 24.559.475.000 TL. olarak tespit eden önceki kararına bu yönlerden taraflarca ileri sürülen temyiz itirazlarının Özel Dairece reddedilmiş ve böylece bu yönlerin artık kesinleşmiş olmasına; Şevket'in mirasında 1/5 pay sahibi olan davalının bu payından dolayı İffet mirasçılarına karşı sorumluluğunun toplam 4.991.895.000 TL. den ibaret bulunmasına; İffet'in her biri 1/4 miras payına sahip dört mirasçısından birinin eldeki davada taraf olmamasından dolayı, davacı durumundaki üç mirasçının, 4.991.895.000 TL.'nin ancak kendi miras paylarının toplamını oluşturan 3/4'ünü isteyebileceklerine, bunun da 3.743.921.000 TL.'den ibaret bulunmasına, Yerel Mahkemece de bu miktarın hüküm altına alınmış olmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : 1- Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının iadesine,

2- İkinci bentte gösterilen nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 29.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-08-2006, 20:54   #7
Admin

 
Varsayılan

meslektaş sorularını alanındaki konuyla bu konuyu burada birleştirdim. Yanıtların bir kısmı o konuya, bir kısmı buraya eklendiğinden bir bütünlük olmuyordu, o nedenle bir konuyu sadece tek forumda açmakta fayda var.

(Sayın Açıkgöz'ün isteği üzerine konu Mesleki Dayanışma Alanına geri taşındı.)
Old 13-08-2006, 23:53   #8
türkadalet

 
Varsayılan

Sayın Açıkgöz, sizi acizane tebrik etmeme müsaade edin. Zira, bu sorunuzla türk hukukunda denenmemiş bir şeyi denemeye ve yeni bir yol açmaya çalışıtığınızı düşünüyorum. Bu bakımından çalışma ve gayretiniz destekliyorum. THS'deki çalışma gruplarının fayda ve başarılarının görülmesi bakımından tüm arkadaşların da destek vermesi gerektiği kanaatindeyim.

Sorunuzla gelince; dikkatimi çeken ve sorunun çözümünde önemli olduğunu ve tartışmamız gerektiğini düşündüğüm bazı noktalara temas etmek istedim:

1.) Sorunuzdan, sağ kalan eşin ev kadını olduğunu (Sn.Av.Sehper'in eklediği yargıtay kararındaki gibi) malvarlığının artışına somut bir katkısı olmadığını anlıyorum. şu durumda bayan eşin katkısı, ev işlerinin idaresi ve kocanın ihtiyaçlarının karşılanmasından ibaret gibi görünüyor. Buna göre ev kadını olan eşin malvarlığının artışına katkısının olup olmayacağının tartışlılması gerekecektir. (yani, 30 sene Almanya'da çalışan bayan ile ev kadını olan bayanın mal edinimine aynı oranda katkı yapması beklenebilir mi?) Yoksa bu kanundan kaynaklanan ve katkının oranına bakılmaksızın kabul edilecek bir durum mu?

2) Diğer yandan, katkının ispatı, tabi oldukları mal rejimine göre değişecek mi?

3) 2002 öncesi ve 2002 sonrası arasında bir fark gözetilecek mi?

4) 2002 sonrasında, edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacağına göre, sağ kalan eş kendiliğinden %50'yi almaya mı hak kazanacak yoksa katıkısı ispatlayacak ve ispatladığı oranda (katkı sağladığı oranda) pay mı alacaktır?

Yukarıda da ifade ettiğim gibi öncelikle bizim bu soruları tartışmamız ve buna göre yönümüzü çizmemizin uygun olacağını düşünüyorum.
Old 02-03-2007, 22:43   #9
serkandeu

 
Varsayılan

Mal ayrılığı rejiminde özel hüküm olmadığı için genel hükümlerle çözülüyor dediğiniz olay. Yargıtay' ın birçok kararı var bu konuda. Yargıtay.gov.tr de mal ayrılığı yazarsanız emsal arama bölümüne, 15-20 tane karar çıkacaktır. Bi de Beşir Acabey' in Kanuni Mal Rejimi adlı kitabı var.

Genel hükümler üzerine mal olmayan eş için pek avantajlı değil ama Yargıtay haksızlığı önlemeye çalışıyor kararlarında. Sebepsiz zenginleşmeyle çözebilirsin. 1 yıllık zamanaşımı var. Evlilik sona erdikten sonra 1 yıl. Bi de verdiği parayı geri alabiliyor ancak. Bunun dışında vekalet sözleşmesiyle çözebilirsiniz. Yargıtay' ın bazı kararlarında müspet ve menfi zarara bir arada hükmettiği olmuştur. Bu çözüm doktrinde eleştirilse de haksızlğı önlemek için Yargıtay'ın bulduğu çözümlerden biri. Bazı kararlarda da eşler arasında adi ortaklık olduğuna karar vermiş. Ama adi ortaklıktan yararlanmanızı tavsiye etmem.

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sağ kalan eş, miras payı haricinde, muris kocanın mirasından KATKI PAYI ALIR MI Av.Neşet Açıkgöz Meslektaşların Soruları 9 27-01-2007 15:11
Katki Payi Davasi empas Meslektaşların Soruları 5 27-11-2006 02:12
Katkı payı talebinde miras kalan mal üzerine tedbir konulabilir mi Av.Ayşe Batumlu Meslektaşların Soruları 3 10-10-2006 13:17
miras payı taksimi av.zuhala Miras Hukuku Çalışma Grubu 5 08-09-2006 15:31
Evlatlığın Miras Payı Nur Hukuk Soruları Arşivi 1 20-04-2004 19:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05671000 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.