Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

adli tıp raporunun beklenmesi ve tutukluluğun devamı.

Yanıt
Old 21-08-2010, 21:48   #1
erdal düzgün

 
Varsayılan adli tıp raporunun beklenmesi ve tutukluluğun devamı.

müvekkilim 17 yaşında olup cinsel istsismar suçundan 1 yıldır tutukludur.
adli tıptan rapor aldırılması yönünde 2011 yılının 5 . ayına gün verilmiştir.
muhakemede tek eksik bu rapordur.
tutukluluk gerekçesinde soyut ibareler dışında gerekçe ortayada konulmamıştır
bu ülkede ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suç şüphesi altında ki kişilerin tutuksuz yargılandığı ülkemizde bu durumun hakkaniyete uygun olmadığı alenidir.
NELER YAPILABİLİR gerekçesiz tutukluluğun devamı kararları ve devlet kuurmu olan adli tıptan kaynaklanan tutukluluğun uzaması noktasında ...görüşlerinizi bekliyorum
Old 21-08-2010, 23:11   #2
sailor1981

 
Varsayılan

cevabım ılgınç gelebilir,gecenlerde gazetede bır tahliye haberı okmuştum dıkkatımı çekmişti gerekçesi adlı tıp kurumunun 20 ay sonraya randevu vermesi idi.sanırım bu kararı bulabilirsiniz,beraat etme ihtimali muhtemel bir kişinin bu süre zarfında tahliye edilmesi olağandır.saygılar
Old 23-08-2010, 10:04   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdal düzgün
bu ülkede ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiren suç şüphesi altında ki kişilerin tutuksuz yargılandığı ülkemizde bu durumun hakkaniyete uygun olmadığı alenidir.


Öncelikle lütfen böyle cümleler kurmayın.Çünkü biz gazeteci ya da esnaf ya da iş adamı değiliz yani yakınma mevkiinde değil çözüm mevkiindeyiz.Yargılamanın bir sujesi hatta bence en önemli sujesi olarak biz böyle dertlenirsek millet ne yapsın ?



Bildiğiniz üzere tutuklama ; suçluluğuna ilişkin kesin karar verilmeyen kişinin özgürlüğünün kaldırılmasıdır.
Tutuklama ceza olmayıp delillerin karartılması veya şüpheli ya da sanığın kaçmasına mani olmak üzere uygulanan bir önlemdir.Eğer dosyadaki tek eksik adli tıp raporuysa , müvekkilinizin mezkur kurumu etki altında bırakamayacak olduğunu gülümseyerek belirtin heyete.Kaçmaya yönelik olarak da kaçmanın ; önemli bir mali güç gerektirdiğini izah edin.Bunun yanında elbette tutuklama tedbiri kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması halinde uygulanabilir.
Olaylara ve somut delillere dayanmayan bir değerlendirme tutuklamaya mesnet teşkil edemez.
CMK 170’e göre toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması halinde davanın açılması mümkündür.
Madde suçun işlenmesi hususunda yeterli şüphe varsa dava açılabilir diyor , sanık tarafından işlendiği hususunda şüphe aranmıyor.Yani davanın açılmış olması suçun o sanık tarafından gerçekleştirildiği anlamına gelmez sadece bir suçun işlenmiş olduğunu gösterir.Kaldı ki suç işlenmesi konusundaki yeterli şüphe dava açılması için yeterli iken tutuklama için yeterli şüphe yeterli olmayıp kuvvetli şüphe gerekmektedir.Yani davanın açılmış olması tutuklama için yeterli bir durum değildir.
Sanığın suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi yoksa suçun ağırlığı önem taşımamaktadır ve yargılamanın tutuksuz yapılması gerekir.
Asıl olan kişinin hakkında verilecek hükmün kesinleşmesine kadar kişinin suçsuz olması ve yargılamanın tutuksuz yapılmasıdır.
Ancak eldeki delillere nazaran sanığın mahkum olması kuvvetle muhtemel ise tutuklama kararı verilmelidir.( Ancak sanık aylardır tutuklu ise ve hala mahkumiyet verilmemişse demekki elde kuvvetle muhtemel delil yoktur)
Geleceğe yönelik , olasılıklara bağlı tutuklama kararı verilemez.Yani ortada suç delili olmadığı halde gelecekte delil elde edilebilir ihtimaliyle tutuklama kararı verilemez.
Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemesinin görevine giren suçlarda tutukluluk süresi en çok 6 aydır ancak bu süre zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 4 ay daha uzatılabilir.
Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi en çok 2 yıldır bu süre zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 3 yıl uzatılabilir ve toplam 5 yıl tutuklu kalınabilir.
Yakalanan kişinin suç işlediğinden şüphelenilmesine yol açan nedenlerden söz etmek tutuklama kararının olmazsa olmaz koşuludur.
CMK’ya göre ; şüpheli ya da sanığın kaçması , saklanması ya da kaçacağı şüphesinin uyandıran somut olguların varlığı , delileri karartması ya da tanık mağdur ya da başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunulması durumunda tutuklamanın yapılabileceği yine şüpheli ya da sanığın işlediği suçun sadece 7 seneden fazla ceza gerektirmesi durumunda kişinin tutuklanabileceği aynı şekilde tutuklama nedenlerinin CMK’nın 100.maddesinin 3.başlığında liste halinde düzenlendiği , listeye göre TCK’da yer alan soykırım ve insanlığa karşı suçlar , kasten öldürme , işkence , cinsel saldırı , çocukların cinsel istismarı , uyuşturucu ya da uyarıcı madde imal ve ticareti , suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu , devletin güvenliğine karşı suçlar , anayasal düzene karşı ve bu düzenin işleyişine karşı suçların yanı sıra .. gibi ağır suçlarda tutuklamanın yapılabileceği bu itibarla CMK’nın 100. maddesinde tutuklamanın sınırlandırılmasına ilişkin düzenleyici hükümleri göz önüne alınarak tutuksuz yargılamanın kural haline geldiği aynı şekilde TCK ve CMK’nın çerçevesinde her iki yasanın bireyi öne çıkaran özgürlükçü anlayışı çerçevesinde tutuklamanın çok sıkı koşullara bağlanmış ve tutuklama müessesesine karşı seçenek olarak adli kontrol uygulanmasının da getirildiği bu itibarla artık bir tutuklama nedeni var sayılsa bile tutukluluk yerine kişinin adi kontrol altına alınabileceği ya da kanunda tutuklama yasağı öngörülen durumlarda dahi adli kontrole karar verilebileceği bu itibarla mahkemenizce her iki yasanın ruhundan yola çıkarak kişi özgürlüğünün kural , tutuklamanın istisna oluşu gerçeği gözetilerek tutukluluk ile ilgili karar verilmelidir. Ayrıca ; Gültaş , Parlar-Hatipoğlu'ndan yardım alabilirsiniz.
Old 23-08-2010, 11:47   #4
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Bugün moralim çok bozuk , kendimi yalnız ve kötü hissederken THS'ye girdim.Bu sayfadaki soruya elimden geldiğince cevap vermiştim.Engin ve Yavuz isimli arkadaşlar teşekkür notu eklemişler.Bir teşekküre bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi.Ayrılmışım gibi gelen dünyada yaşadığımı hissettim.Teşekkürler.
Old 23-08-2010, 22:43   #5
Av. Selen Vargün

 
Varsayılan

merhabalar,

bu yılın mart ayında 23 yaşındaki müvekkilim cinsel istismar suçundan tutuklandı. adli tıp, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için mart 2011'e gün verdi. duruşmada bu durumu sık sık belirterek, müvekkilin bu kadar uzun bir süre tutuklu kalacak olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu söyledim. daha sonra mahkeme, tarihin öne çekilmesi için müzekkere yazılmasına karar verdi ve adli tıp günü bir,iki ay öne çekildi. bu benim ilk ceza davamdı, cmk'dan gelmişti. bunun yanında müvekkilimin suçlu olmadığına da çok inandım. ortada sadece beyan var, onun dışında bir kanıt yok. adli tıp raporu zaten hiçbir şey söylemiyor. ne meni örneği alınmış ne tek bir kıl örneği.. yazdığım tahliye talepli dilekçelerin de okunup okunmadığını bilmiyorum. nereye bağlayacaktım ben bu mesajı kafam dağıldı da biraz aslına bakarsanız, bu davada kendimi çok sağır ve dilsiz hissettim. kendimce birşeyler yaptım ama davaya hiçbir şekilde tam anlamıyla nüfus edemedim. telefon döküm talebim bile reddedildi oysa olayda başka bir şüpheli daha vardı, mahkeme onun üzerinde durmadı bile. sanki her şey mahkeme heyetinin eline kalmış, kollarım bağlanmış gibi hissediyorum. erdal düzgün'ün belirttiği gibi bizim olayda da tek bir kez gerekçe yazılmıyor. neden tutukluluğa devam dediniz, bunun gerekçesini söyleyin diyorum sözlü ve yazılı ama buna da inatla cevap verilmiyor. cinsel suçlar aleyhe veya lehe kanıtlanması çok zor suçlar olduğu için zaten hantal olan ağır ceza mahkemelerimizi hiç kımıldatamaz oluyoruz sanırım. ben de yazarken çok dertlendim nedense.. davalarımızın seyrinden birbirimizi haberdar edelim diyerek kapatayım konuyu madem
Old 25-08-2010, 19:48   #6
Avukat Kaya

 
Varsayılan

Serdar Bey verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.. Ayrıca Selen Hanıma da teşekkür etmek gerekiyor sanırım.. Coğu sanık müdafinin sıkıntılarını paylaştığı için.. Aynı durum benim için de geçerli ne yazık ki..

Ceza davalarını yeni yeni almaya başladığım şu dönemde üçüncü ağır ceza davamda içinden çıkılamaz bir ruhsal çöküntü içerisine girdim.. Yağma suçunda dinletmiş olduğumuz sekiz tanığa rağmen tek müşteki beyanıyla müvekkilim altı aydır tutuklu bulunmaktadır.. Sanırım bundan sonra ceza davası almamayı düşünüyorum.. NAsıl olur da üzerine basa basa kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama kararı verilir amir hükme rağmen somut delillerden uzak, desteklenir tek bir delil olmadığı halde müşteki beyanlarına itibar edilerek tutuklama kararı verilebilir.. Bunu anlamak imkansız.. Sanki hakimlerle aynı fakülte mezunu değilmişiz gibi..
Old 26-08-2010, 09:17   #7
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sayın Avukat Kaya ; ruhsal çöküntünüzün sebebini çok iyi anlıyorum.Mezun olduğum dönemde arkadaşlarımın neredeyse tamamının ( ben dahil ) genetik yapımızda olmamasına rağmen saçları döküldü , dökülmeyenlerinki beyazladı ; şeker hastası , tansiyon hastası olanlar ; kolesterol problemi başlayanlar oldu.Çünkü bizler ; düşünen , düşünmeyi seven , fikir üretebilen insanlarız.Ancak buna karşın anlamaya çalışmak ve tartışmak istediğimiz bir konu olduğunda hocalarımızın hep ' kanun öyle diyor ' emir cümlesiyle karşılaştık ve mezun olabilmek için de düşünce sistemimize ters gelen birçok şeyi doğru kabul edip öğrenmek zorunda kaldık.Bunca mücadeleyle öğrenilen şeylerin ise ; işe yaraması gereken tek yer olan mahkeme salonlarında hiç dikkate alınmaması ruhsal çöküntüye sebep olmaz da neye sebep olur değil mi ?Mesleğe yeni başladığım dönemde girdiğim davalardan birinde 3 yıldır tebligat yapılamayan , zorla getirilme ve yakalama müzekkereleri işe yaramayan bir sanıkla ilgili müdafii olarak girdiğim ilk celsede , hakimin ; sanığın yerini biliyorsanız getirinde ifadesini alıp bitirelim şu davayı demesi üzerine bir sonraki celse sanığı hazır etmiştim.Mahkemeye sanık dışarıda dediğimde , mübaşire al hemen onu diyen hakim , sanık içeri girerken ; işte kuzu kuzu geldi diyerek şarkı söyleyip başladığı duruşmada sanığı tutuklamıştı.Sonuç olarak diyebilirim ki ; en azından benim karşılaştığım her ceza hakiminin farklı tutuklama gerekçeleri var. Burnu sürtülsün , müşteki yakınları tatmin olsun hatta dışarı bırakırsak müşteki yakınlarınca zarar verilebileceği için içeride kalsın gibi gerekçelerle tutuklanan ya da tutukluluğu devam eden birçok sanık olduğunu biliyoruz.Ama tüm bu problemlerin kaynağı usul kanununda yer almamasına rağmen tevil yollu ikrar denilen ballı soğan gibi bir şey.Soğan yediğine göre ağzının acısını gidermek için mutlaka bal da yemiştir şeklinde formüle edilebilecek garip bir yaratık bu , tevil yollu ikrar.Bu muhteşem deyişin gerekçeye yazıldığı an Yargıtay'dan onama geleceğini tüm ceza hakimleri biliyor.İşte bu yüzden size aklım yettiğince tavsiye edebileceğim okul bilgilerini değil tevil yollu ikrarı düşünmeniz.Üzülmeyin , şahsileştirmeyin diyeceğim ama saçlarım şahsileştirdi ne yapayım diyeceksiniz.
Old 26-08-2010, 09:45   #8
MURAT ACER

 
Varsayılan

Tüm meslektaşların yakındığı konu benim de başım da ,Hatta duruşma harici heyetin bir üyesine şaka yollu tahliye formülü bile sordum ; Ancak aldığım cevap A.T.K. raporu gelmeden mümkün değil oldu.Heyet peşinen raporun olumsuz geleceğini düşünüyor çünki çoğunlukla raporlar olumsuz geliyor.Yargılamada yine de bıkmadan usanmadan hukuki değerlendirmeleri çok uzun bir şekilde yapıyorum.Her duruşma yeniden mücadeleye devam... Tüm meslektaşlara selam.
Old 20-12-2010, 18:34   #9
Av. Selen Vargün

 
Varsayılan

bahsettiğim davada mağdurenin kemik yaşı 17 olarak dosyaya geldi numune hastanesinden. bunun üzerinde müvekkilim hemen tahliye edildi. davanın seyrinden haber vermek istedim.

selamlar!
Old 20-12-2010, 20:00   #10
Lpolat

 
Varsayılan

bence bu konuda anlattığınız aşamada iç hukuk yolunda etkili bir sonuç alabileceğiniz mekanizma yok gibidir Ahim'in bu konuda örnek kararları var başvurmanızı tavsiye ederim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adli Tıp Raporunun Kanıt Niteliği Av. Tayfun Çavdar Meslektaşların Soruları 2 19-04-2009 20:48
Babalık davasında adli tıp raporunun rolü Av.KIRAL Meslektaşların Soruları 2 15-03-2009 18:19
TutukluluĞun Devami Av.Nur Meslektaşların Soruları 1 09-07-2008 17:20
Adli Rapor Yerine Özel Klinik Raporunun Hukuki Geçerliliği umutlaw Meslektaşların Soruları 2 05-01-2007 02:20
tanık-tutukluluğun devamı. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 1 03-11-2006 13:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09193707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.