İki Borçlunun Olduğu İcra Dosyasında Borçlulardan Birinden Alınan Taahhüt Diğer Borçluya Karşı da İcra İşlemlerini Durdurur Mu ?

Merhaba,

Bir icra dosyamızda 2 borçlu var. Bizden önce dosyayı takip eden avukat dosyayı takipsiz bırakmış, sonrasında dosyayı biz aldık. Borçlulardan birinin aracına haciz tesis edildikten sonra dosya takipsiz bırakılmış, haciz düşmüş. Bu arada da bizden sonra başka icralardan haciz uygulanmış. Ben de dosyayı yeniledikten sonra, araca haciz şerhi koydurdum. Sonrasında diğer borçluyu adresinde yakalayıp uzun vadeli taahhüt aldım. Bu arada da diğer icra dosyası alacaklısı bizim haczimizin düştüğünü düşünerek aracı satışa çıkarmış. Burada sormak istediğim 2 soru var:

1-haczimiz düştükden sonra yeniden haciz uygulamama rağmen sıra cetveli yapılırken sıram değişir mi, burada ilk haciz uygulayandık ancak düştüğü için ilk derece alacaklı olarak alacağa mahsuben satışa katılabilir miyiz??

2-diğer borçludan aldığım tahhüt, bu borçluya karşı da icra işlemlerini durdurur mu ? 1. nolu borçludan tahhüt almama rağmen 2. nolu borçlunun aracının satışına katılabilir miyim alacağa mahsuben.


Sorularımı yanıtlayan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.

Süresi içerisinde satış istenmediğinden hacziniz düşmüş. Bu durumda cetvelde satış isteyenden sonra yer alırsınız.

Borçlular müteselsil mi yoksa ayrı ayrı hisselerle mi borçlu?

Alıntı: Yazan Rosebud 1-haczimiz düştükden sonra yeniden haciz uygulamama rağmen sıra cetveli yapılırken sıram değişir mi, burada ilk haciz uygulayandık ancak düştüğü için ilk derece alacaklı olarak alacağa mahsuben satışa katılabilir miyiz?? 2-diğer borçludan aldığım tahhüt, bu borçluya karşı da icra işlemlerini durdurur mu ? 1. nolu borçludan tahhüt almama rağmen 2. nolu borçlunun aracının satışına katılabilir miyim alacağa mahsuben.

Merhaba meslektaşım,

1- Hacziniz düştükten sonra haczi yenilediğinize göre satış avansı yatırılmamış. Bu durumda sıra cetvelinde yeni haciz tarihi esas alınır. Yani sıranız değişir.

2- Bildiğim kadarıyla borçlulardan biri tarafından yapılan taahhüt, diğer takip borçluları hakkındaki takibi durdurmaz. Yani diğer borçlu yönünden işlemlerinize devam edebilirsiniz. Buna ilişkin 2017 yılına ait bir Yargıtay kararını sizinle paylaşayım. Ancak Yargıtay hala aynı görüşte mi, yoksa bu görüşünü değiştirdi mi, şu anki uygulama ne yönde net bir bilgim yok.


"T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/9770 K. 2017/1207 T. 6.2.2017

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Şikayetçi borçlu ... vekilinin, icra takip dosyasında diğer borçlu ... ile alacaklı arasında İİK'nun 111. maddesi uyarınca sözleşme yapıldığını, dolayısıyla sözleşme sürecinde takibin durması gerektiğini, buna rağmen müvekkilinin araçları üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.

İİK'nun 111/3-4. maddesi; “Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması hâlinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder” şeklinde düzenlenmiştir. Bu sebeple anılan madde uyarınca taksitle ödeme sözleşmesi yapılması halinde, sözleşme ihlal edilmediği sürece alacaklı, bu sözleşmeyi yapan borçlu yönünden, takibe devam edemez.

Somut olayda, dava dışı borçlu ...'ın icra dairesi huzurunda vermiş olduğu ödeme taahhüdünün alacaklı tarafından kabul edilmesi ile taraflar arasında İİK'nun 111/3. maddesi uyarınca ödeme taahhüdü sözleşmesi yapıldığı, akabinde, alacaklının talebi ile, sözleşmenin tarafı olmayan şikayetçi borçlunun tüm araçları üzerine haciz konulduğu görülmüştür.

İİK'nun 111. maddesi gereğince yasal şartların bulunması sebebiyle borçlu ...'ın borcunu taksitler halinde ödeme taahhüdü, sadece adı geçen borçlu hakkındaki takibin durması sonucunu doğurur. Bir başka deyişle anılan borçlu tarafından yapılan taahhüt, diğer takip borçluları hakkındaki takibi durdurmaz.

Bu durumda, borçlu ... yönünden takibe devam edilip, adı geçen borçlunun araçlarının haczedilmesinde yasaya aykırı bir durum olmadığından, mahkemece, şikayetin reddi yerine, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."