|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
31-07-2010, 15:37 | #1 |
|
Yrg. H. Dairesi içtihat değişikliğine giderse uğranılan zarardan kim sorumludur?
Şimdiye dek iki başlık açtım, tek bir yanıt dahi alamadım. Buna rağmen iş bu üçüncü başlığımla şansımı yeniden denemeye karar verdim.
Aleyhimize olan bir karar temyizde onanıyor (Kasım 2009). Bilahare karar düzeltme yoluna gidiyoruz. Karar düzeltme talebimiz Haziran 2010'da reddediliyor. Bu arada (Şubat 2010) Yargıtay'ın ilgili Hukuk dairesi bizle alakası olmayan bir dosyada "... dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve az yukarıda belirlenen ilkeler kabul edilmiştir." yönlü bir karar veriyor. "az yukarıda belirlenen ilkeler" dediği ilkeler bizim hem temyiz dilekçemizde hem de karar düzeltme dilekçemizde tabiri caizse bar bar bağırdığımız ilkeler. Gel gör ki, bizim karar düzeltme talebimizin reddi tarihinde dahi yargıtayın ilgili hukuk dairesi ilkelerini belirlemiş, içtihat değişikliğine gitmiş ancak bu ilke ve değişikliği bizim dosyamıza yansıtmayarak önceki kararını onamış, talebimizi reddetmiştir. İçtihat değişikliğinin bizim dosyamıza uygulanmamış olması sebebiyle ciddi bir maddi kaybımız mevcut. Bu kaybımızı Adalet Bakanlığından tazmin etme şansımız olabilir mi? |
31-07-2010, 15:58 | #2 |
|
Görünür duruma göre yapılabiecek bir şey yok. Adalet Bakanlığının sorumlu olmasını gerektirecek bir yön de göremiyorum.
|
31-07-2010, 16:14 | #3 |
|
slm. değerli meslektaş.bildiğiniz üzere mahkeme kararları,sadece ilgili dava açısından bağlayıcı olup, diğer davalarda bağlayıcı değildir. hatta kararı veren mahkemeyi dahi bağlamaz. bu kural yargıtayın daireli açısından da geçerlidir. ancak yargıtay dairelerinin önemli ictihat değişikliğine gitmesi durumunda, bu durum ictihadı birleştirme kurulu(yargıtay büyük genel kurulu) tarafından incelenir ve nihai karar verilir. bu değişiklik ancak bu aşamadan sonra mahkemeler açısından bağlayıcı olur (ictihadı birleştirme kararlarının bağlayıcılığı)ve bundan sonraki uyuşmazlıklarda uygularnır. sizin olayınızda henüz böyle bir karar verilmediği için yargıtayın ilgili hukuk dairesinin davanızdan sonra ictihat değiştirmesi mümkündür ve önceki içtihadı nedeniyle bakanlığın sorumluluğu yoktur kanaatimce.sizin dava devam ederken dile getirdiğiniz ilkelerin ictihat değişikliğinin gerekçesini oluturması da kanaatimce bakanlığın sorumluluğunu gerektirmeyecektir. sizin açınızdan iç hukuk yolları tükenmiş durumda malesef. umarım yanılıyorumdur. iyi çalışmalar.
|
31-07-2010, 16:38 | #4 |
|
Ne yazık ki o davam için iç hukuk yolları tükendi evet.
Yanlış anlaşılan bir konuya değinmek isterim yine de. Yargıtay içtihat değişikliği yaptığını açıkladıktan sonra karar düzeltmemi reddediyor. Yani red tarihinde aslında benim gibi düşünüyor ama benim dosyama yeni içtihatını uygulamıyor. Tabii ki önemi yok bunun şu saatten sonra. Cevaplar için teşekkür ederim. |
31-07-2010, 16:43 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Çünkü okunmuyor. |
31-07-2010, 17:39 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben olsam "maddi hata" nedeniyle yeniden "karar düzeltme" talep ederdim. Bu işin ciddi tarafı. "Maddi hata" ne derseniz, "dosyanın okunmamış" olmasını gösterirdim. Çünkü okunsaydı, 6 ay önce değiştirmiş oldukları görüşü hatırlarlardı. Bu da işin şaka kısmı. |
02-08-2010, 12:07 | #7 |
|
Kanun yararına temyiz için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne dilekçe yazabilirsiniz. Olay ile ilgili verdiğiniz bilgilere göre karar kanun yararına bozulabilir. Ancak kanun yararına bozma kararı önceki kararı ortadan kaldırmaz. Sadece haklılığınızı ortaya çıkarmış en azından müvekkiliniz gözünde işinizi doğru yaptığınızı ispatlamış sayılabilirsiniz.
|
02-08-2010, 12:38 | #8 | |||||||||||||||||||
|
İçtihat değişikliğinin konusunu bir iki cümleyle özetlemekle tüm üyeleri de bilgilendirmenizi rica ederim. Saygılarımla |
02-08-2010, 14:00 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Karar düzeltme talebi aynı karar için bir kez yapılabiliyor. Sanıyorum, dikkatinizden kaçmış olmalı. |
02-08-2010, 14:03 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Gözümden kaçmadı, biliyordum. |
02-08-2010, 14:10 | #11 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aşağıdaki karara rağmen, bu maddelere göre hakimlerin sorumluluğuna gidilemez mi? P.S.: Yargıtay üyeleri sorumluluk hariç, hakimlere ait tüm sıfatları kullanıyorken neden sorumluluk noktasında böyle bir karar alıyorlar, anlayabilmek mümkün değil.
|
02-08-2010, 15:05 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de aynı şekilde düşünmekteyim. Henüz ortada bir içtihat değişikliği olup olmadığını bilmiyoruz. |
02-08-2010, 15:12 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/22641 Karar: 2010/3781 Karar Tarihi: 19.02.2010 ÖZET: Somut olayda, birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yaptığı bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağına kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödemedir. Bu sebeple borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gereğinden, yeniden alınacak ek rapor sonunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir. (4721 S. K. m. 175) (1086 S. K. m. 284) (2004 S. K. m. 67) Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temziyen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü. Alacakların takibine dayanarak yaptığı 09.07.2008 tarihli tedbir kararı gereğince, 04.04.2008 tarihinden itibaren takip alacaklısı kadın için aylık 2.500. TL. müşterek çocuklardan her biri için aylık 2.000. TL. tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu bir takım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir. İtirazın kaldırılması aşamasında mahkemece Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yaptırılarak, ödeme belgelerinde “nafakaya ilişkindir” kaydını taşımayanlar nazara alınmayacak yazılı şekilde sonucu görülmektedir. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun somut olayda, gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yaptığı bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağına kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödemedir. Açıklanan nedenlerle Dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve az yukarıda belirlenen ilkeler kabul edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gereğinden, yeniden alınacak ek rapor sonunda oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir. Sonuç: Taraf vekillerinin temyiz itirazların kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’in 366. ve HUMK’un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
02-08-2010, 16:48 | #14 |
|
Evet ortada bir içtihat değişikliği varmış. Ancak bu görüşe katılmam mümkün değil. Bu içtihat değişikliği banka dekontunda hiçbir açıklama olmadığında "bir borcun ödendiğini" gösterir diyen onlarca Yargıtay içtihadına da aykırıdır. Yargıtay bu içtihadıyla, ispat yükünü parayı gönderene değil, alana yüklemektedir.
|
02-08-2010, 19:07 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
(Eski içtihatlarda) Ödemelerde "nafakaya dair açıklama olmadığında" yapılan değerlendirmenin "ahlaki bir borcun ifası" olarak kabul edilmesi zemininde bir değerlendirme yapsanız Bu arada: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=6274 Saygılar... |
02-08-2010, 19:35 | #16 |
|
Değerli Melektaşım,
Benzer olayda; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi bizim taraf olduğumuz dosyada " ayıplı aracın satıcıya iadesinde, satış bedeline işleyecek faizin başlangıç tarihine yönelik" içtihadında aleyhimize olacak şekilde değişikliğe gitmişti. Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu bu içtihat değişikliği nedeniyle içtihatların birleştirilmesi talebimizi ise, içtihat değişikliği bulunmadığı gerekçesiyle! reddetmişti. Her ne kadar bu bizim tüketmemiz gereken bir iç hukuk yolu olmasada bu yoluda hukuk adına kullanmıştık. Tüm bu aşamalardan sonra birazda genişletici bir yorumla dosyayı Aihm Mahkemesi'ne sırf bu nedenle taşıdım. Burada içtihat değişikliği nedeniyle uğradığımız maddi kayıptan Ek 1 Nolu Protokol hükümleri uyarınca sorumluluk söz konusu olduğu kanaatindeyim. Zira herhangi bir kanun hükmü yasal mevzuat değişmeden bu şekilde ihtihaç değişikliğine gidilmesininde bir bedeli olmalıdır. Bekleyip göreceğiz. Av Recep Beydilli |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ıslah ettikten sonra tekrar bilirkişiye giderse ne olur? | docte | Meslektaşların Soruları | 8 | 06-07-2010 11:41 |
adi ortağın sgk'nın uğradığı zarardan sorumluluğu | av.yıldırım | Meslektaşların Soruları | 0 | 05-03-2010 13:32 |
Anayasa Değişikliğine Ilişkin | arzaplı | Hukuk Soruları | 8 | 05-08-2009 12:23 |
iş sözleşmesinde işyeri değişikliğine ilişkin konulan önşart geçerli olur mu? | chveneburi | Meslektaşların Soruları | 16 | 26-11-2007 16:37 |
TaŞiyici Zarardan Sorumlu | umutlaw | Meslektaşların Soruları | 5 | 08-10-2006 02:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |