Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Miras Taksimi_Sonradan Mirasçı Çıkması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-10-2020, 11:14   #1
Av.mehmet.av

 
Acil Miras Taksimi_Sonradan Mirasçı Çıkması

1- Ayşegül, Fatmagül ve Badegül kardeştir.
2- Kardeşlerden Badegül vefat ediyor.
3- Badegül'ün çocukları mirasçılık belgesi çıkartıyor. Mirasçılık belgesinde Badegül'ün 3 mirasçısı görünüyor.
4- Buna göre Badegül'ün mirasçıları ve Badegül'ün kardeşleri miras taksimi yapıyor.
5- Bu arada Badegül'ün başka birinden daha çocuğu olduğu var, ama mirasçılık belgesinde bu görünmediği için O kişi miras taksimine dahil edilmiyor.
6- Badegül'ün başkasından olan çocuğu Badegül'ün diğer çocuklarının çıkarttığı mirasçılık belgesini iptal ettiriyor ve kendisinin de dahil olduğu yeni bir miraçcılık belgesi çıkartıyor.
7- Badegül'ün başkasından olan çocuğu Badegül'ün diğer çocuklarına ve Badegül'ün kardeşlerine karşı miras taksiminin iptali vs için dava açıyor.

Soru:
Bu olayda Badegül'ün kardeşleri Ayşegül ve Fatmagül'ün suçu ne?
Bu davanın davalı tarafının Ayşegül ve Fatmagül değil sadece Badegül'ün diğer çocuklarının olması gerektiğini düşünüyorum.
Lütfen Ayşegül ve Fatmagül'e yardım edin...
Old 31-10-2020, 22:38   #2
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım kolay gelsin.
1-sizinde bildiğiniz gibi mirasçılık belgesi verilmesi talebi ve mahkemece de mirasçılık belgesi verilmesi işlemi terekereye ilişkin bir tedbir işlemi olup bu tür davalarda hasımsız olarak açıldığından ve mahkemece de çekişmesiz yargılamaya göre sonuçlandırıldığından hiç kimse için
Kesin hüküm teşkil etmez.yasal veya iradi mirasçı olup terekede hak sahibi olduğunu ileri süren her ilgili kendisinin bu mirasçılık belgesinde gözükmediğini ileri sürerek her zaman mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilir.Sonuç olarak her yasal veya iradi mirasçı bu mirasçılık belgesinde yanlışlık yapılabileceğini (örneğin bazı kişilerin gerçekte mirasçı olmadığı halde mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gözüktüğünü veya gerçekte yasal veya iradi mirasçı olmasına rağmen mirasçılık belgesinde yer almadığını veya terekedeki miras paylarının yanlış gösterildiğini vs..) mirasçılık belgesinin hukuki niteliğini dikkate alarak her zaman düşünmeli ve öngörmelidir.
2-miras taksimi sözleşmesi de çok taraflı bir hukuki işlem olup pay durumu ne olursa olsun bütün yasal veya iradi mirasçıların katılması ile ve yazılı olarak yapılmalıdır.sözleşmenin geçerliliği için bütün mirasçıların katılımı ve yazılılık unsuru asli unsurlar olduğundan taksime katılan her mirasçı bu sözleşmenin asli unsurlardan birinin yokluğu bir tarafa hata,hile,tehdit,cebir gabin kamu düzenine ve ahlaka aykırılık,ifa imkansızlığı vb.gibi nedenlerle sözleşmenin iptalinin istenebileceğini düşünmelidir.
Özetle miras taksimine katılan her mirasçı bu olgularla karşılaşabileceğini her zaman düşünmeli ve öngörmelidir.
4-sorunuzda kardeşlerden badegülün de öldüğünü söylemişsiniz. Sorunuzun içeriğinden terekenin gerçekte Ayşegül Fatmagül ve badegülün üst soyundan (yani muhtemelen anne,baba veya dede veya anneanne veya babaanneden) geldiğini anlıyorum.ayşegül ve Fatmagül murislerinin ölümü ile birlikte kardeşleri badegül ile hemen miras taksimi yoluna gitmemişler ve badegülün ölümüne kadar herhangi bir işlemde yapmamışlardır. Ancak kardeşleri badegülün ölümünden sonra miras taksimine kalkışmışlardır ki ben kendilerinin uzunca bir süre taksim konusunda hareketsiz kaldıklarını düşünüyorum.
5-miras taksim sözleşmesi ve dolayısıyla iptali talebi bütün mirasçıları yakından ilgilendirdiğinden Ayşegül ve Fatmagüle de dava açılması doğru bir işlemdir.
6-özetle Ayşegül ile fatmagülün suçu, mirasçılık belgesinin hukuki mahiyetini tam olarak anlayamamaları, miras taksim sözleşmesinin iptal olabileceğini düşünmemeleri ve kardeşleri badegülün sağlığında miras taksimini vakit geçirmeksizin bir an evvel yapıp miras ortaklığını tasfiye etmemeleridir.saygılarımla.
Old 01-11-2020, 12:29   #3
Av.mehmet.av

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.şükrü söğüt
Sayın meslektaşım kolay gelsin.
1-sizinde bildiğiniz gibi mirasçılık belgesi verilmesi talebi ve mahkemece de mirasçılık belgesi verilmesi işlemi terekereye ilişkin bir tedbir işlemi olup bu tür davalarda hasımsız olarak açıldığından ve mahkemece de çekişmesiz yargılamaya göre sonuçlandırıldığından hiç kimse için
Kesin hüküm teşkil etmez.yasal veya iradi mirasçı olup terekede hak sahibi olduğunu ileri süren her ilgili kendisinin bu mirasçılık belgesinde gözükmediğini ileri sürerek her zaman mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilir.Sonuç olarak her yasal veya iradi mirasçı bu mirasçılık belgesinde yanlışlık yapılabileceğini (örneğin bazı kişilerin gerçekte mirasçı olmadığı halde mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gözüktüğünü veya gerçekte yasal veya iradi mirasçı olmasına rağmen mirasçılık belgesinde yer almadığını veya terekedeki miras paylarının yanlış gösterildiğini vs..) mirasçılık belgesinin hukuki niteliğini dikkate alarak her zaman düşünmeli ve öngörmelidir.
2-miras taksimi sözleşmesi de çok taraflı bir hukuki işlem olup pay durumu ne olursa olsun bütün yasal veya iradi mirasçıların katılması ile ve yazılı olarak yapılmalıdır.sözleşmenin geçerliliği için bütün mirasçıların katılımı ve yazılılık unsuru asli unsurlar olduğundan taksime katılan her mirasçı bu sözleşmenin asli unsurlardan birinin yokluğu bir tarafa hata,hile,tehdit,cebir gabin kamu düzenine ve ahlaka aykırılık,ifa imkansızlığı vb.gibi nedenlerle sözleşmenin iptalinin istenebileceğini düşünmelidir.
Özetle miras taksimine katılan her mirasçı bu olgularla karşılaşabileceğini her zaman düşünmeli ve öngörmelidir.
4-sorunuzda kardeşlerden badegülün de öldüğünü söylemişsiniz. Sorunuzun içeriğinden terekenin gerçekte Ayşegül Fatmagül ve badegülün üst soyundan (yani muhtemelen anne,baba veya dede veya anneanne veya babaanneden) geldiğini anlıyorum.ayşegül ve Fatmagül murislerinin ölümü ile birlikte kardeşleri badegül ile hemen miras taksimi yoluna gitmemişler ve badegülün ölümüne kadar herhangi bir işlemde yapmamışlardır. Ancak kardeşleri badegülün ölümünden sonra miras taksimine kalkışmışlardır ki ben kendilerinin uzunca bir süre taksim konusunda hareketsiz kaldıklarını düşünüyorum.
5-miras taksim sözleşmesi ve dolayısıyla iptali talebi bütün mirasçıları yakından ilgilendirdiğinden Ayşegül ve Fatmagüle de dava açılması doğru bir işlemdir.
6-özetle Ayşegül ile fatmagülün suçu, mirasçılık belgesinin hukuki mahiyetini tam olarak anlayamamaları, miras taksim sözleşmesinin iptal olabileceğini düşünmemeleri ve kardeşleri badegülün sağlığında miras taksimini vakit geçirmeksizin bir an evvel yapıp miras ortaklığını tasfiye etmemeleridir.saygılarımla.
Teşekkür ederim meslektaşım,
Olayımızda ikinci bir husus daha var acaba o Ayşegül ve Fatmagül'ü kurtarabilir mi?(Belittiğiniz gibi miras bu kardeşlerin anne-babasından kalma)
Badegül, 1970li yıllarda Ayşegül ve Fatmagül ile bir KÖY SENEDİ düzenleyerek babasından kalan hissesini diğer kardeşlere satıyor.(Henüz kadastro yok iken)
Hatta Badegül 1990lı yılların başında noterden diğer kardeşleri ile satış vaadi sözleşmesi yapıyor bu hisseler için.
Ancak satın alınan bu taşınmazlar Ayşegül ve Fatmagül üzerine değil önce Badegül'e, Badegül'ün vefatı ile intikaln mirasçılarına geçiyor.(Davacı çocuk hariç)
Burada köy senedi veya satış vaadine rağmen hisseler tapuda Ayşegül ve Fatmagül'ün üzerine geçmediği için işimize yaramaz diye düşünmüştüm ama şimdi bir acaba diyorum. Sizin düşünceniz nedir? Bir de davanın kaybı halinde köy senedi ile satışta verilen parayı Badegül'ün mirasçılarından talep edebilir miyiz? Zamanaşımı ne zaman başlar tam emin olamadım.
Old 01-11-2020, 13:27   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Miras payının yazılı belge ile devri mirasçılar arasında gecerlidir
Old 04-11-2020, 11:05   #5
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, size öncelikle bazı temel bilgileri iletmek istiyorum.

1-Tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olup mülkiyet hakkının devri zilyetliğin nakli ile gerçekleşmektedir. Yani badegül, öncesi tapusuz olan taşınmazdaki iştirak halindeki mülkiyet payını Ayşegül ve fatmagüle devrederek taşınmazdaki miras payına ilişkin olarak payın zilyetliğini de devretti ise paya ilişkin mülkiyet Ayşegül ve fatmagüle geçmiş demektir.

2-Ancak 3402 sayılı kadastro kanunu özü itibariyle bir tasfiye kanunudur.Kanunun birinci derecedeki amacı tapusuz taşınmazları tapulu hale getirmek ve onları çapa
(haritaya)kavuşturmaktır.İkinci derecedeki amacı ise hak sahibini saptamaktır.Hak sahibinin saptanmasında eğer herhangi bir yanlışlık var ise her ilgili tespitlerin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde genel mahkemeye dava açabilir.10 yıllık dava açma süresi hak düşürücü süre olduğundan hakim tarafından da resen gözetilir.Yani tespit ve tescilde ne kadar yanlışlık ,ağır hata olursa olsun veya davalı taraf duruşmaya gelip aleyhine açılan davayı kabul etse dahi hakim 10 yıllık hak düşürücü süreyi resen gözetir ve süre geçmişse davayı ret eder.

2-taşınmaz satım vaadinin taşınmazın tapusuz halde iken mi yoksa kadastro geçtikten sonra mı (yani tapulu hale geldikten) düzenlendiğini sorunuzdan tam olarak anlayamadım. Eğer tapusuz halde iken düzenlenmişse tapusuz taşınmaza ilişkin miras payının devri sonucunu doğurur. Yani 1.madde de anlattığım aynı hukuksal sonucu ortaya çıkarır.(sözleşmenin başlığı taşınmaz satım vaadi olsa bile sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmaz tapusuz olduğundan köy satış senedi( menkul mala ilişkin zilyetliğin devri) mahiyetindedir).

3-Taşınmaz satım vaadi taşınmaz tapulu hale geldikten sonra düzenlenmiş ise ve badegülün payını halen kardeşleri Ayşegül ile Fatmagül kullanmakta ise ferağa icbar(temliken tescil) davasını süre kaydı olmadan her zaman açabilirsiniz.
Old 04-11-2020, 11:16   #6
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Eğer yukarıda açıkladığım hukuki olgulara göre tapu iptali ve tescili davası açabilme imkanınız yoksa ödemiş olduğunuz satış bedelini güncellenmiş değeri ile badegülün yasal mirasçılarından talep edebilirsiniz.(yargıtay 13.hukuk dairesinin kararları gereği satış tarihinden itibaren dava tarihine kadar asgari ücret altın döviz devlet memurları maaş katsayı artışları enflasyon vs. dikkate alınarak ortalama güncel bir değer bulunmaktadır.(bu arada 2006 yılında eski TL den 6 sıfır atıldığını da belirtmek isterim.)ayrıca birlikte ifa kuralı gereğince mahkemenin iadesine karar vereceği satış bedeli icra yolu ile size ödeninceye kadar taşınmazı kullanmaya da devam edebilirsiniz. Ve herhangi bir ecrimisil ödemek zorunda da kalmazsınız.(iyiniyetli zilyetlik) Saygılarımla..
Old 04-11-2020, 11:35   #7
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Ayrıca taşınmazdaki badegülün miras payına zilyet olduğunuz müddetçe süre kaydı olmadan satış bedelinin güncel hali ile Ayşegül ve Fatmagüle iadesine dair davayı her zaman açabilirsiniz.ancak Ayşegül ve Fatmagül herhangi bir nedenle (ister iradi ister irade dışı olsun) badegülün taşınmaxdaki miras payına ilişkin zilyetliği kaybetmiş iseler zilyetliğin sona erdiği tarihten itibaren dava açma süresi ise 10 yıldır.(geçersiz sözleşmelerden doğan alınanı iade borcu kural olarak 10 yıldır.bir çok meslektaşımızın ve hakimlerimizin düşündüğü gibi sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümler asla uygulanmaz.)tekrar Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
reddi miras yapan mirasçı, tekrar mirastan hak talep edebilir mi? avukat.derviş.yıldızoğlu Meslektaşların Soruları 12 04-02-2014 19:42
Mirasçı çocukların mirası reddetmesi ve annenin miras payı durumu cunapiedra Meslektaşların Soruları 1 26-10-2013 15:41
tek mirasçı-reddi miras putto Meslektaşların Soruları 3 05-12-2012 14:32
Mirasçı Olan Evlatlığın Mirasçılığı-Miras Sözleşmesi condictio_certi Meslektaşların Soruları 3 15-05-2012 17:40
Sağ kalan eş ile birlikte mirasçı olan üst soyun miras paylaşımı Mehmet Celâlettin Pe Meslektaşların Soruları 4 22-10-2010 11:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02806711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.