Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yargıtay bozma ilamı sonrası ıslah ve bedel arttırımı

Yanıt
Old 07-09-2020, 15:19   #1
Av.Kübraa

 
Varsayılan yargıtay bozma ilamı sonrası ıslah ve bedel arttırımı

Merhabalar,İşçilik alacakları(kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai, UGBT, AGİ, hafta tatili) için 2013 yılında açılan belirsiz alacak davası ve bilirkişi raporu sonrası açılan ve ilk dava ile birleştirilen ek dava için Yargıtay'dan bozma kararı geldi ve yeni esas numarası verildi. Bozma gerekçesi kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacağının belirlenebilir olduğu ve hukuki yarar yokluğundan reddine, diğer alacak kalemleri ile ilgili dava dilekçesindeki miktarlar üzerinden karar verilmesi gerektiği; ek dava içinde belirsiz alacak davasında alacağının tümü dava edildiğinden derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği. İşçinin iş sözleşmesi 2013 yılında feshedilmiş. En son yapılan HMK değişikliği sebebiyle yargıtaydan bozma kararı sonrası islah yapılabiliyor artık. Ancak zamanaşımı bizi zor durumda bırakıyor. Ayrıca kanun yeni değiştiği için uygulaması nasıl olacak fikir sahibi değiliz. Bedel arttırımına gidersek de hukuki yarar yokluğundan kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ taleplerimiz reddedilecek. Söz konusu dava staj yaptığım büroda toplu dava şeklinde açılmış. Diğer işçiler içinde aynı işlemler yapılmış yani ilk olarak 10'ar TL lik dava dilekçesi ve bilirkişi raporu sonrası kalan tutar için ek davalar açılmış. Diğer işçiler işçilik alacaklarını almışlar önceki yıllarda. Ancak iki işçi ek raporlar alındığı için süreç uzamış. İlk derece mahkemesi bozma kararına uyarsa kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacakları için davanın reddine karar verilecek diğer kalemler için 10'ar TL üzerinden karar verilecek. Bu tarz bir dava ile karşılaşan veya fikir sahibi olan meslektaşlarımdan yardım alma gereksinimi duydum. Şimdiden teşekkürler.
Old 07-09-2020, 16:59   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı

Merhaba,

Bir an için, belirsiz alacak davalarını hakkın özünü yok etmeyecek şekilde ortadan kaldırmayı ve ek dava niteliğinde açtıklarınıza devam etmeniz gerektiğini düşündüm.

Bu yönde de inceleme yapınız.
saygılar,
Old 07-09-2020, 17:22   #3
avktderya

 
Varsayılan

Merhaba
Kübra hanım mümkünse Yargıtay kararını ekleyebilir misiniz?
Saygılarımla
Old 07-09-2020, 22:11   #4
Av. HakanG

 
Varsayılan

Sanırım ilk davayı açan meslektaşın mesleki sorumluluk sigortası poliçesine başvurmakta fayda var
Old 08-09-2020, 12:48   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kübraa
Merhabalar,İşçilik alacakları(kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai, UGBT, AGİ, hafta tatili) için 2013 yılında açılan belirsiz alacak davası ve bilirkişi raporu sonrası açılan ve ilk dava ile birleştirilen ek dava için Yargıtay'dan bozma kararı geldi ve yeni esas numarası verildi. Bozma gerekçesi kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacağının belirlenebilir olduğu ve hukuki yarar yokluğundan reddine, diğer alacak kalemleri ile ilgili dava dilekçesindeki miktarlar üzerinden karar verilmesi gerektiği; ek dava içinde belirsiz alacak davasında alacağının tümü dava edildiğinden derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği. İşçinin iş sözleşmesi 2013 yılında feshedilmiş. En son yapılan HMK değişikliği sebebiyle yargıtaydan bozma kararı sonrası islah yapılabiliyor artık. Ancak zamanaşımı bizi zor durumda bırakıyor. Ayrıca kanun yeni değiştiği için uygulaması nasıl olacak fikir sahibi değiliz. Bedel arttırımına gidersek de hukuki yarar yokluğundan kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ taleplerimiz reddedilecek. Söz konusu dava staj yaptığım büroda toplu dava şeklinde açılmış. Diğer işçiler içinde aynı işlemler yapılmış yani ilk olarak 10'ar TL lik dava dilekçesi ve bilirkişi raporu sonrası kalan tutar için ek davalar açılmış. Diğer işçiler işçilik alacaklarını almışlar önceki yıllarda. Ancak iki işçi ek raporlar alındığı için süreç uzamış. İlk derece mahkemesi bozma kararına uyarsa kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacakları için davanın reddine karar verilecek diğer kalemler için 10'ar TL üzerinden karar verilecek. Bu tarz bir dava ile karşılaşan veya fikir sahibi olan meslektaşlarımdan yardım alma gereksinimi duydum. Şimdiden teşekkürler.
Sayın Meslektaşım,
2013 yılında iş akdi feshedilmişse kıdem tazminatı ihbar tazminatı ve yıllık izin için zamanaşımı 10 yıl. Fesih tarihi Kanun değişikliğinden önce.


Bu durumda 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu


MADDE 16 - 4857 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
 
“GEÇİCİ MADDE 8 - Ek 3 üncü madde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar hakkında uygulanır.
 
Ek 3 üncü maddede belirtilen yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam eder. Ancak, zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş olur.”


Maddesine göre, bu alacak kalemleriniz için zamanaşımı henüz dolmadı. YASA 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe girdi, kalan zamanınız 5 yıldan fazla olamaz. Ve kalan zamanınız için 5 yıllık süre de dolmuş değil.

Bu durumda kıdem, ihbar ve yıllık izin ücretleri zamanaşımına uğramadı.
2022 yılında uğrayacaklar.

Bu sebeple ıslah yapabilirsiniz. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla,
Old 08-09-2020, 14:29   #6
Matrix

 
Varsayılan

Sayın AV. Kübraa ; ilgili Yargıtay kararını paylaşabilir misiniz? Ya da esas, karar no.
Old 10-09-2020, 11:06   #7
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Merhaba,

Bir an için, belirsiz alacak davalarını hakkın özünü yok etmeyecek şekilde ortadan kaldırmayı ve ek dava niteliğinde açtıklarınıza devam etmeniz gerektiğini düşündüm.

Bu yönde de inceleme yapınız.
saygılar,

Geç döndüğüm için kusura bakmayın. Çok teşekkür ederim farklı bir bakışı. Bu yönden düşünmemiştim dikkate alacağım tekrardan çok teşekkürler
Old 11-09-2020, 09:10   #8
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Sayın Meslektaşım,
2013 yılında iş akdi feshedilmişse kıdem tazminatı ihbar tazminatı ve yıllık izin için zamanaşımı 10 yıl. Fesih tarihi Kanun değişikliğinden önce.


Bu durumda 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu


MADDE 16 - 4857 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
 
“GEÇİCİ MADDE 8 - Ek 3 üncü madde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar hakkında uygulanır.
 
Ek 3 üncü maddede belirtilen yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam eder. Ancak, zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş olur.”


Maddesine göre, bu alacak kalemleriniz için zamanaşımı henüz dolmadı. YASA 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe girdi, kalan zamanınız 5 yıldan fazla olamaz. Ve kalan zamanınız için 5 yıllık süre de dolmuş değil.

Bu durumda kıdem, ihbar ve yıllık izin ücretleri zamanaşımına uğramadı.
2022 yılında uğrayacaklar.

Bu sebeple ıslah yapabilirsiniz. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla,

Öncelikle geç dönüş yaptığım için kusura bakmayın. Yardımınız için çok teşekkür ederim. Kıdem ve ihbar alacakları yönünden 10 yıllık zamanaşımı uyguladığını biliyordum ancak yıllık izin alacağı yönünden bu durumu gözden kaçırmışım. Bu konuda bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Islah çözümünde beni kararsız bırakan durum; davayı kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacakları yönünden ıslahla kısmı alacak davasına dönüştürmek bu durumda AGİ alacağı hariç diğer alacaklar yönünden sorun yok ama fazla mesai, UGBT, hafta tatili yönünden zamanaşımı ile karşı karşıya kalıyoruz. Islah ile kıdem, ihbar, yıllık izin ve AGİ alacakları yönünden dava türünü değiştirmem diğer alacaklar bakımından sadece bedel arttırımına gitmemde pek mümkün görünmüyor. Yani kıdem, ihbar, yıllık izin ve alacağı yönünden davayı ıslah etmem diğer alacaklar yönünden ise 5 yıllık zamanaşımı nedeniyle sadece bedel arttırımına gitmemin mümkün mü emin değilim.
Old 11-09-2020, 09:15   #9
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avktderya
Merhaba
Kübra hanım mümkünse Yargıtay kararını ekleyebilir misiniz?
Saygılarımla

merhaba geç dönüş yaptığım için kusura bakmayın.İki Yargıtay kararı mevcut. İlginiz ve yardımınız için teşekkür ederim.
YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekillerince temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Davacının fazla çalışma ücreti isteminin kabulüne karar verilmiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dairemizde temyizen incelenen 2019/6444-1543 E.K. sayılı dosyasında tanık sıfatıyla beyanda bulunan davacının anlatımlarına göre işyerinde haftanın altı günü günde 8,5 saat çalışılmaktadır. Bir saatlik ara dinlenme süresi düşüldüğü takdirde haftalık çalışma süresi 45 saati geçmemektedir. Bu itibarla fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
4-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının ..... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni ..... Turizm Mad. Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren ......Seyahat Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 10/12/2013 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti. 05/07/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı ..... Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının .... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni .... Turizm Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren .....Seyahat ... Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 14/07/2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı .... Turizm Ltd. Şti. 07/12/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı .....Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 11-09-2020, 09:49   #10
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Sayın AV. Kübraa ; ilgili Yargıtay kararını paylaşabilir misiniz? Ya da esas, karar no.

Geç dönüş yaptığım için kusura bakmayın. İlginiz için teşekkürler.

YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekillerince temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Davacının fazla çalışma ücreti isteminin kabulüne karar verilmiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dairemizde temyizen incelenen 2019/6444-1543 E.K. sayılı dosyasında tanık sıfatıyla beyanda bulunan davacının anlatımlarına göre işyerinde haftanın altı günü günde 8,5 saat çalışılmaktadır. Bir saatlik ara dinlenme süresi düşüldüğü takdirde haftalık çalışma süresi 45 saati geçmemektedir. Bu itibarla fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
4-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının ..... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni ..... Turizm Mad. Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren ......Seyahat Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 10/12/2013 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti. 05/07/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı ..... Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının .... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni .... Turizm Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren .....Seyahat ... Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 14/07/2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı .... Turizm Ltd. Şti. 07/12/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı .....Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-09-2020, 08:51   #12
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Merhaba,

Karar 22.Hukuk Dairesine mi ait?

evet her iki karar da 22.Hukuk Dairesine ait
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kısmi dava da ıslah yapıldıktan sonra Yargıtay'ın lehe bozma kararı vermesi. Av.İbrahim Mısırlı Meslektaşların Soruları 11 02-03-2021 11:22
Bedel artırım davası-bozma -zamanaşımı-ıslah -ek dava Av.Nevin Canruh Meslektaşların Soruları 3 30-01-2018 10:59
ceza yargıtay bozma ilamı sonrasında yapılması gerekenler Av.Asuman Meslektaşların Soruları 1 03-09-2012 12:56
yargıtay bozma sonrası müracata bırakma. avukat1980 Meslektaşların Soruları 7 26-05-2009 14:19
yargıtay bozma ilamından sonra ıslah akgnc Meslektaşların Soruları 3 31-01-2007 13:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05672789 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.