hakim hakkında soruşturma,avukatın tanıklığı

Sayın meslektaşlarım, 16 yaşındaki bir kız zorla resmi nikahı olmayan kocasının yanıdan, babasının arkadaşı tarafından kaçırılıyor. 20 günün sonunda kızın babasına bulunduğu yeri msj atması ile şüpheli ve evlerinde kaldıkları şahıs yakalanıyor. kız ifade verirken kendisinin zorla kaçırıdığını cebir uygulandığını ancak ciznsel yönden tacize uğrmadığını bu konuda doktor raporuda almak istemediğini beyan ediyor. şüpheli ise kızın rızası ile kaçtığını ve cinsel ilşkiye girdiklerini ifade ediyor. kız için cinsel yönden doktor raporu alınmıyor. sorgu hakimliğinde ise cmk 100 ve devamı maddelerinin koşulları olmadığından serbest bırakılıyor. savcının itirazı üzerine bir üst mahkemede serbest bırakıyor. Sonucunda serbes kalan şüpheli , aileyi ve kızı mesajlar ile rahatsız etmeye devam ediyor. hatta kızın resmi kocası olmayan şahısada yalanlar söyleyerek kızın eşi ile ayrılamasını sağlıyor. akabinde aile savcılığa mesajlarıda göstererek suç duyurusunda bulunuyor. şüpheli bununlada yetinmeyerek sabaha karşı kızı ban vereceksin diye babasının evine geliyor ve artık tahriklere dayanamayan kzın babası şüpheliyi öldürüyor. ölmeden bir gün önce şüpheli kızın avukatını arayarak savcılığın el koyduğu arabanın verilmesini istiyor. Avukat bu konuda bir şey yapamayacağını söyleyerek telefonu kapatıyor. maktulün babası savcılıkta oğlu ile bir gün önce telefonda konuştuğunu kızın ailesinin barışmak istediğini hatta avukat tuttuklarını ve avukatında tutuklama çıkartmadığını bu nedenle kaçmasına gerek olmadığını söylediği beyan ediyor. şuanda kızın ve babasının avukatı olan avukat ağır cezada tanık olarak dinlenmek istiyor.
sizden sorum; hem sanığın avukatı olmam hemde tanık olmamın sakıncası varmı?
Ayrıca şüpheliyi serbest bırakan, sorgu hakimliğinin sorumluluğu varmı bu konuda hakim hakkında suç duyurusunda bulunabilirmiyim. (hangi usul ile )
şimdiden çok teşekkür ederim . Saygılarımla

Sayın meslektaşım, Avukatlık Kanunu'nun 36.maddesini okumanızı öneririm.

Alıntı: Yazan avukatneslihan Sayın meslektaşlarım, 16 yaşındaki bir kız zorla resmi nikahı olmayan kocasının yanıdan, babasının arkadaşı tarafından kaçırılıyor. 20 günün sonunda kızın babasına bulunduğu yeri msj atması ile şüpheli ve evlerinde kaldıkları şahıs yakalanıyor. kız ifade verirken kendisinin zorla kaçırıdığını cebir uygulandığını ancak ciznsel yönden tacize uğrmadığını bu konuda doktor raporuda almak istemediğini beyan ediyor. şüpheli ise kızın rızası ile kaçtığını ve cinsel ilşkiye girdiklerini ifade ediyor. kız için cinsel yönden doktor raporu alınmıyor. sorgu hakimliğinde ise cmk 100 ve devamı maddelerinin koşulları olmadığından serbest bırakılıyor. savcının itirazı üzerine bir üst mahkemede serbest bırakıyor. Sonucunda serbes kalan şüpheli , aileyi ve kızı mesajlar ile rahatsız etmeye devam ediyor. hatta kızın resmi kocası olmayan şahısada yalanlar söyleyerek kızın eşi ile ayrılamasını sağlıyor. akabinde aile savcılığa mesajlarıda göstererek suç duyurusunda bulunuyor. şüpheli bununlada yetinmeyerek sabaha karşı kızı ban vereceksin diye babasının evine geliyor ve artık tahriklere dayanamayan kzın babası şüpheliyi öldürüyor. ölmeden bir gün önce şüpheli kızın avukatını arayarak savcılığın el koyduğu arabanın verilmesini istiyor. Avukat bu konuda bir şey yapamayacağını söyleyerek telefonu kapatıyor. maktulün babası savcılıkta oğlu ile bir gün önce telefonda konuştuğunu kızın ailesinin barışmak istediğini hatta avukat tuttuklarını ve avukatında tutuklama çıkartmadığını bu nedenle kaçmasına gerek olmadığını söylediği beyan ediyor. şuanda kızın ve babasının avukatı olan avukat ağır cezada tanık olarak dinlenmek istiyor. sizden sorum; hem sanığın avukatı olmam hemde tanık olmamın sakıncası varmı? Ayrıca şüpheliyi serbest bırakan, sorgu hakimliğinin sorumluluğu varmı bu konuda hakim hakkında suç duyurusunda bulunabilirmiyim. (hangi usul ile ) şimdiden çok teşekkür ederim . Saygılarımla

İleti ayrıntılı ve düzgün biçimde yeniden yazıldıktan sonra yanıtlanabilir.

Bu konuda tarafımızdan alıntılanan
"Avukatlık İle Tanıklık İşlevi Çatışırsa ( CGK KARARI)- Avukatın Müvekkilini İhbarı"
başlıklı yazı incelenebilir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10818

Özel ileti ya da telefonla ulaşabilirsiniz.

Sayın meslektaşım CMK'nın 46/1-a maddesine göre tanıklık yapacağınız konu avukatlık sıfatınız nedeniyle öğrendiğiniz hususlara ilişkinse avukatlıktan çekinebilirsiniz. Sorguyu yapan hakimi şikayet hususuna gelince, hakim takdir hakkını kullanmış ve sanığı tutuklamamış, üst mercii de bunu doğru görmüş ve itirazı reddetmiştir. Hakimin bu nedenle şikayeti doğru değildir. Şikayet etseniz de bundan sonuç çıkmaz, sizin için ise hakimin dava açma hakkı doğar. Eğer hakimin bu kararı verirken dosya dışında bazı nedenlere dayanarak bu kararı verdiğini iddia edebilirsiniz, ama bunun için ciddi delillerinizin bulunması gerekir, sırf karar nedeniyle şikayet etmeniz doğru olmaz. Hakimler vicdani kanaeatlerine göre karar verirlern, CMK hükümlerine göre asıl olan tutuksuz yargoılamadır, tutuklama ise sıkı koşullara bağlanmıştır. Belirttiğiniz olayda anlattığınız kadarıyla hakim tutuklamayı gerekli görmemiş ve takdir hakkını bu yönde kullanmıştır. Saygılarımla