Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Günlük Hukuk Haberleri

Yanıt
Konu Notu: 49 oy, 4,82 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-12-2010, 22:16   #331
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
"İnsan" olmasıyla alakalı olabilir mi acaba

Aynen, tam ben yazıyordum. Salt hakim olmak kimseye "insanüstülük" ve insani zaafiyetlerden muafiyet bahşetmez.
Saygılar...
Old 24-12-2010, 23:15   #332
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Hukuk skandalı

Habertürk ekranlarında dün yayınlanan haber, Büyükçekmece Adliyesi'nde yaşanan skandalın önüne geçti

İstanbul'da yürütülen sahte silah ruhsatı çetesi soruşturmasına bakan hakimin, söz konusu çetenin lideriyle yakın ilişkide olduğu tespit edilmiş fakat buna rağmen hakim görevden alınmamıştı.Yaşanan bu skandalın önüne geçilmeseydi, çete üyelerinin tutukluluk hallerine yaptıkları itiraz soruşturmada adı geçen hakim tarafından karara bağlancaktı.

Olayın Habertürk ekranlarında gündeme gelmesinin hemen ardından Adalet Komisyonu davanın incelenmesi için Büyükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ni görevlendirdi.
İşadamları ve sanatçıların da ifade verdiği sahte silah ruhsatı çetesi soruşturması kapsamında tutuklanan 34 şüpheliyle ilgili davada bir skandala imza atılmıştı. 34 şüphelinin tutukluluk hallerine yaptıkları itirazları, adı aynı soruşturmada geçen ve söz konusu çetenin liderine yakın olduğu belirlenen mahkeme başkanı karara bağlayacaktı.
Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kemal Gül'ün yürüttüğü soruşturmada, ruhsat çetesinin lideri Okan A. ile yakın ilişkisi olduğu iddia edilen Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi Başkanın adı da soruşturmaya dahil edilmişti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Mahkeme Başkanı hakkında açılan dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.

Mahkeme başkanı hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma devam ederken, tutuklanan 34 kişinin avukatları müvekkillerinin tutukluluk hallerine itiraz başvurusu yaptı. İtirazlarla ilgili son kararı, adı soruşturmaya karışan mahkeme başkanının vermesi gündeme gelmişti. Bu skandalın Habertürk ekranlarına yansıması üzerine harekete geçen Bakırköy Adalet Komisyonu,dosyayı 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nden alarak 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Böylece, büyük bir skandalın önüne geçilmiş oldu.

Kaynak:www.haberturk.com

Bu gazetelerin, televizyonların hukukçuları ne yapar acaba, merak ediyorum...
Old 25-12-2010, 11:28   #333
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bu gazetelerin, televizyonların hukukçuları ne yapar acaba, merak ediyorum...
Ya haberde işaret ettiğiniz fahiş hatayı fark etmeden "hukuk haberleri" başlığı altında paylaşan hukukçulara ne demeli
Old 25-12-2010, 11:36   #334
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Ya haberde işaret ettiğiniz fahiş hatayı fark etmeden "hukuk haberleri" başlığı altında paylaşan hukukçulara ne demeli

Est. siz sadece haberi paylaştınız, haberi hazırlamadınız.
Old 27-12-2010, 13:39   #335
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Saim abi,

Basın yayın organlarının hukukçularına çok yüklenmemek gerek:

Bir gazete yayına hazırlandığında saat 20.00 civarında taşra baskısının taslağı hazırlanıyor. Bu saati itibariyle de hukuk servisinin ekranına gazetenin taslağı yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Saat 21.00 civarı taşra baskısını ekranda görebiliyorsunuz. Kontrol edip hataları bildirdikten sonra işten çıkış saatiniz 21.30 civarına denk geliyor.

Siz işten çıktıktan sonra İstanbul baskısının taslağı oluşmaya başlıyor. Taşra baskısına yetişmeyen birçok haber İstanbul baskısında yer alıyor. Bazen yeni bir haber ulaştığında manşetin bile devrilip gazetenin tümden değişme ihtimali de var. İşler neredeyse sabaha kadar sürüyor. Böyle olunca İstanbul baskısını kontrol etmek pek mümkün olmuyor. Bu iş için 24 saat nöbetçi avukat çalıştırmak gerek.

Haberlerin dışarı çıkmasını önlemek adına hukukçulara gazeteyi evden takip etme yetkisi de verilmiyor. Öyle ki aynı grubunu iki gazetesinin yazı işleri birbirinden haber saklıyor, bir diğerinin manşetini bilmiyor.

Bazen de hukuk biriminin düzelttiği haber ertesi gün düzeltilmemiş şekilde yayına giriyor. Televizyon ise tamamen farklı bir alan. Televizyon yayınlarının hukuk kontrolünü yapmak neredeyse imkansız. Canlı yayınlanan bir programa müdahale etmeye kalksanız delirmiş diye bakarlar. Böyle bir müdahale içerikte hukuka aykırılıktan daha büyük zarar veriyor kuruma.

Habertürk'ün bağlı olduğu Ciner Grubu, sektörde hukuk servisine en çok önem ve yetki veren grup. Hukuk denetimlerinin başlatıldığı, hukukçulara haberlere müdahale etme, haber çıkarma yetkisi veren ilk grup. Öyle ki patronun bile müdahale edemediği köşe yazarlarının(örn. Hınca Uluç) yazılarının hukuki nedenlerle yayınlanmaması kararının arkasında durmuştur. Yazarın sert çıkmayarak, kapris yapmayarak bu kararlara saygı duyması da incelik tabii.

Sözün özü fiili durum hukuki denetimi bazen imkansız hale getirebiliyor.
Old 27-12-2010, 17:31   #336
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Saim abi,

Basın yayın organlarının hukukçularına çok yüklenmemek gerek:

Bir gazete yayına hazırlandığında saat 20.00 civarında taşra baskısının taslağı hazırlanıyor. Bu saati itibariyle de hukuk servisinin ekranına gazetenin taslağı yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Saat 21.00 civarı taşra baskısını ekranda görebiliyorsunuz. Kontrol edip hataları bildirdikten sonra işten çıkış saatiniz 21.30 civarına denk geliyor.

Siz işten çıktıktan sonra İstanbul baskısının taslağı oluşmaya başlıyor. Taşra baskısına yetişmeyen birçok haber İstanbul baskısında yer alıyor. Bazen yeni bir haber ulaştığında manşetin bile devrilip gazetenin tümden değişme ihtimali de var. İşler neredeyse sabaha kadar sürüyor. Böyle olunca İstanbul baskısını kontrol etmek pek mümkün olmuyor. Bu iş için 24 saat nöbetçi avukat çalıştırmak gerek.

Haberlerin dışarı çıkmasını önlemek adına hukukçulara gazeteyi evden takip etme yetkisi de verilmiyor. Öyle ki aynı grubunu iki gazetesinin yazı işleri birbirinden haber saklıyor, bir diğerinin manşetini bilmiyor.

Bazen de hukuk biriminin düzelttiği haber ertesi gün düzeltilmemiş şekilde yayına giriyor. Televizyon ise tamamen farklı bir alan. Televizyon yayınlarının hukuk kontrolünü yapmak neredeyse imkansız. Canlı yayınlanan bir programa müdahale etmeye kalksanız delirmiş diye bakarlar. Böyle bir müdahale içerikte hukuka aykırılıktan daha büyük zarar veriyor kuruma.

Habertürk'ün bağlı olduğu Ciner Grubu, sektörde hukuk servisine en çok önem ve yetki veren grup. Hukuk denetimlerinin başlatıldığı, hukukçulara haberlere müdahale etme, haber çıkarma yetkisi veren ilk grup. Öyle ki patronun bile müdahale edemediği köşe yazarlarının(örn. Hınca Uluç) yazılarının hukuki nedenlerle yayınlanmaması kararının arkasında durmuştur. Yazarın sert çıkmayarak, kapris yapmayarak bu kararlara saygı duyması da incelik tabii.

Sözün özü fiili durum hukuki denetimi bazen imkansız hale getirebiliyor.

Engincim,

Hemen müdahale edemeyebilecekleri konusunda haklı olabilirsin ama aradan geçen 4 güne rağmen durum değişmiyorsa, gazetede görevli hukukçular çıkan gazeteyi okumuyorlar diyeceğiz artık.

Haber ilk olarak 22.12.2010 'da yayınlanmış, ikinci haber 23.12.2010'da yapılmış... Her iki haberde de durum aynı. (Hiç olmazsa internetteki metni düzeltebilirlerdi)

http://www.haberturk.com/yasam/haber...turk-tv-onledi
Old 28-12-2010, 00:41   #337
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Gazeteyi okumuyorlar demeyelim de internet sitesini taramıyorlar diyelim Saim Abi.
Old 28-12-2010, 10:46   #338
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Gazeteyi okumuyorlar demeyelim de internet sitesini taramıyorlar diyelim Saim Abi.

Yani neticede birşey yapmıyorlar...
Old 28-12-2010, 11:43   #339
Av.Barış

 
Varsayılan Hâkimden ‘Kadife gibi tenin var’ tacizi

Bakırköy Adliyesi’nde görevli bir hâkim hakkında, duruşmada tanık olarak dinlenen genç kıza “Kadife gibi tenin var” dediği iddiasıyla “cinsel taciz” suçundan iddianame hazırlandı.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre; bir hırsızlık davasının 15 Eylül’deki duruşmasında tanık olarak dinlenen A.K., 23 Eylül’de Adli Komisyon Başkanlığı’na bir dilekçeyle başvurarak, duruşma hâkimi X’in odasında tacize uğradığını iddia etti. 25 yaşındaki genç kız, kâtibin bilgisayarda sorun olması nedeniyle kimliğini bırakmasını söylediğini, ertesi gün kimliğini almak için adliyeye gittiğini anlattı.

"ÖPEBİLİR MİYİM?" A.K. kimliğini almak için girdiği odasında X’in kendisini yanağından öpüp kolunu okşadığını ve “Kadife gibi tenin var. Seni bir kere dudağından öpebilir miyim?” diyerek sarılmak için hamle yaptığını; karşı koyunca da “Dava sana bağlı” dediğini öne sürdü.

A.K. “Adalet ne öngörüyorsa onu verin” şeklindeki cevabı üzerine ise hâkimin “Bu herif çıkarsa seni rahat bırakmaz” dediğini iddia etti. Hâkim X ise, genç kızı dosyaya bakınca hatırladığını ve olayın iftira olduğunu belirtti. X ayrıca kalp hastalığı nedeniyle bu tür heyecanlara dayanamayacağını söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı soruşturma sonunda hâkim hakkında “cinsel taciz” suçundan iddianame hazırladı. Dosyayı inceleyen ağır ceza mahkemesi de, sanığın 1. sınıf hâkim olması nedeniyle kovuşturmanın Hâkimler ve Savcılar Kanunu’ nun 90/1. maddesi uyarınca Yargıtay’da ilgili Ceza Dairesi’nde açılmasına karar verdi.
Old 28-12-2010, 11:55   #340
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Bakırköy Adliyesi’nde görevli bir hâkim hakkında, duruşmada tanık olarak dinlenen genç kıza “Kadife gibi tenin var” dediği iddiasıyla “cinsel taciz” suçundan iddianame hazırlandı.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre; bir hırsızlık davasının 15 Eylül’deki duruşmasında tanık olarak dinlenen A.K., 23 Eylül’de Adli Komisyon Başkanlığı’na bir dilekçeyle başvurarak, duruşma hâkimi X’in odasında tacize uğradığını iddia etti. 25 yaşındaki genç kız, kâtibin bilgisayarda sorun olması nedeniyle kimliğini bırakmasını söylediğini, ertesi gün kimliğini almak için adliyeye gittiğini anlattı.

"ÖPEBİLİR MİYİM?" A.K. kimliğini almak için girdiği odasında X’in kendisini yanağından öpüp kolunu okşadığını ve “Kadife gibi tenin var. Seni bir kere dudağından öpebilir miyim?” diyerek sarılmak için hamle yaptığını; karşı koyunca da “Dava sana bağlı” dediğini öne sürdü.

A.K. “Adalet ne öngörüyorsa onu verin” şeklindeki cevabı üzerine ise hâkimin “Bu herif çıkarsa seni rahat bırakmaz” dediğini iddia etti. Hâkim X ise, genç kızı dosyaya bakınca hatırladığını ve olayın iftira olduğunu belirtti. X ayrıca kalp hastalığı nedeniyle bu tür heyecanlara dayanamayacağını söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı soruşturma sonunda hâkim hakkında “cinsel taciz” suçundan iddianame hazırladı. Dosyayı inceleyen ağır ceza mahkemesi de, sanığın 1. sınıf hâkim olması nedeniyle kovuşturmanın Hâkimler ve Savcılar Kanunu’ nun 90/1. maddesi uyarınca Yargıtay’da ilgili Ceza Dairesi’nde açılmasına karar verdi.

Bu olayın şu anda sadece bir "iddia" olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama iddia, hukukla, yargıçla ilgili olunca, hele bir de cinsellikle ilgili suçlardan olunca, "şuyuu vukuundan beter" oluyor ne yazıkki. Bu şayiaya dahi imkan ve açık kapı bırakmamak lazım mümkün mertebe.
Saygılarımla.
Old 31-12-2010, 14:12   #341
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

CMK tarifesine göre verilen ücretler arttırıldı. Verilen sadakadan dolayı Allah razı olsun.


31 Aralık 2010 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 27802
TEBLİĞ
Adalet Bakanlığından:
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU GEREĞİNCE GÖREVLENDİRİLEN
MÜDAFİ VE VEKİLLERE YAPILACAK ÖDEMELERE
İLİŞKİN 2011 YILI TARİFESİ
Amaç
MADDE 1 − (1) Bu Tarifenin amacı, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının talebi üzerine görevlendirilen müdafi veya vekillere ödenecek meblağları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 − (1) Bu Tarife, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince görevlendirilen müdafi veya vekillerin yapacakları hukuki yardımlar için uygulanır.
Dayanak
MADDE 3 − (1) Bu Tarife, 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13 üncü maddesi gereğince hazırlanmıştır.
Tarife
MADDE 4 − (1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince yapılan hukuki yardımlara yönelik işlemlerde;
a) Soruşturma evresinde takip edilen işler için 160 TL,
b) Sulh ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 249 TL,
c) Asliye ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 274 TL,
ç) Ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 498 TL,
d) Çocuk mahkemeleri:
1) Çocuk mahkemelerinde takip edilen davalar için 274 TL,
2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için 498 TL,
e) Askeri mahkemelerde takip edilen davalar için 274 TL,
f) İcra ceza ve fikrî ve sınaî haklar ceza mahkemesi gibi mahkemelerde takip edilen davalar için 274 TL,
g) Kanun yolları mahkemeleri:
1) Bölge adliye mahkemelerinde görülen duruşmalı davalar için 498 TL,
2) Yargıtayda görülen duruşmalı davalar için 558 TL,
ödenir.
Yürürlük
MADDE 5 − (1)Bu Tarife 1 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe girer.
Old 02-01-2011, 00:24   #343
oguzhand0

 
Varsayılan

Avukat ihmal kurbanı mı?

Mersin'de kalp krizi geçiren bir avukat tedavi olmak için gittiği hastanenin tuvaletinde fenalaştıktan sonra 10 dakika burada mahsur kaldı. Daha sonra müdahale edilen avukat yaşamını yitirdi. Avukatın babası oğlunun ölümünde ihmal olduğunu öne sürdü.

Beycan ÜÇKARDEŞ-Mustafa CENGİZ / MERSİN (AHT)

Kalp krizi geçiren 38 yaşındaki avukat İzzet Çiçek, Mersin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada Koroner Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi altına alınan genç avukat geceyi hastanede geçirdi. İddiaya göre Çiçek, tuvalet ihtiyacı olunca babası Raif Çiçek tarafından tekerlekli sandalye ile giriş koridorunda bulunan tek kişilik tuvalete götürüldü. Tuvalete giren Çiçek, ihtiyacını gidermek isterken fenalaştı ve yere yığıldı.

Genç avukatın düştüğünü fark eden babası kapıyı açmak istedi. Başaramayınca görevlilerden yardım istedi. Tuvalete gelen görevliler, avukatın klozet ile kapı arasında bulunması nedeniyle kapıyı açamadı. İki görevli, kapının üst camını kırıp buradan içeri girerek Çiçek'i kapının arkasından çekip, dışarı çıkarttı. Yaklaşık 10 dakikalık çaba ardından dışarı çıkartılan Çiçek, götürüldüğü acil müdahale odasında 1 saat süren kalp masajı ve tıbbi müdahaleye karşın kurtarılamadı.

Evlilik hazırlığı yapan Çiçek'in cenazesi toprağa verildi. Oğlunun dağcılık ve motor sporlarıyla yakından ilgilendiğini belirten Raif Çiçek, tuvaletin kapısının içeri değil de dışarı doğru açılması halinde oğlunun belki yaşama döndürülebileceğini söyledi. Oğlunu yaklaşık 10 dakikada tuvaletten çıkartabildiklerini anlatan Çiçek, "Tuvaletin küçük, hem de kapının içeri doğru açılması çok zaman kaybettirdi. Benim yüreğim yandı, dağ gibi yavrumu kaybettim. Ne olur bu hastane kapılarını bu tür olaylar düşünülerek yapılsın" dedi. Mersin Devlet Hastanesi Başhekim Dr. Yavuz Gözükara ise, "Gereken yapılıyor, bakanlığımız bu tür vakaların önlenmesi için yeni düzenlemeye gidiyor" dedi.

Bu arada olaydan sonra tuvaletin kapılarının dışarı açılır hale getirildiği belirtildi.

HABERTÜRK
Old 02-01-2011, 09:31   #344
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
31 Aralık 2010 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 27802

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından:

AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR TARİFE


MADDE 1 − 3/12/2010 tarihli ve 27774 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Şu kadar ki asıl alacak miktarı 1.500,00 TL'ye kadar olan icra takiplerinde avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir."

MADDE 2 − Bu Tarife 3/12/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


Değişiklik öncesi metin şöyleydi:

Alıntı:
İcra ve iflas müdürlükleri ile icra mahkemelerinde ücret

MADDE 11 – (1) İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün işlemlerin karşılığıdır. Konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadar ki asıl alacak miktarı 1.333,33 TL’ye kadar olan icra takiplerinde avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.
Old 02-01-2011, 12:07   #345
oguzhand0

 
Varsayılan

Avukatlık için güzel, hakkaniyet bakımından kötü bir haber.
Old 05-01-2011, 11:02   #346
iyakupoglu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
Saffet Bey; evet sonuçta bu bir haber ancak sadece gülüp geçiyorum. Çünkü gerçeklik payının olabileceği ihtimali dahi korkutuyor ve midemi bulandırıyor.

Bunu, kartlı sistemi duymuştum ancak kaldırıldığı çalınmıştı kulağıma...

O sayılan barolardaki meslektaşlarımızdan bilgi bekliyorum...

Adli Büro uygulamasına geçilmiş, ismi lazım olmayan bir adliyemizde, hukuk mahkemeleri ön bürosuna yatırılan harç ve posta masraflarına karşılık iş yoğunluğu gerekçesiyle o sırada masraf belgesine imza atmayan ya da masrafı aldığına dair paraf da vermeyen memurun aslında bu rakamların bir kısmını cebe indirdiği ortaya çıkmış. 300 derdest davanızın olması durumunda yaşayabileceklerinizi siz düşünün..
Sorunuza cevaben, bu sistemde bırakın hakimle görüşme konuşmayı, kalemlerin bulunduğu koridora bile geçemiyorsunuz. Duruşma sırasında iş yoğunluğu (????) gerekçesiyle zabıttan bir adet de size vermeyen katip bir yana ön bürodaki memurdan da (ne haddineyse) 'uyaptan alamıyor musunuz' sorusunu işitiyorsunuz. Kısacası, her zaman olduğu gibi, temel yok bina var.İki güne kalmaz yıkılır,altında kalan yine bizler oluruz.
Old 06-01-2011, 11:07   #347
Av.Barış

 
Varsayılan

MADDE 11 – (1) İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün işlemlerin karşılığıdır. Konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (Değişik cümle:RG-31/12/2010-27802)(1) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 1.500,00 TL'ye kadar olan icra takiplerinde avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.

eski sistem devam ediyor. Vekalet ücreti asıl alacağı geçemez.
Old 06-01-2011, 15:24   #348
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin uygulaması sayesinde 3 bin hırsız ve gasp suçu zanlısı tahliye edilmeden hüküm giydi

06 Ocak 2011 Perşembe
YASEMİN GÜNERİ / ÖZEL HABER


Örgüt üyelerine, cinayetten yargılananlara tahliye kararı çıktı. Fakat şu ana kadar tahliye kararı çıkmayan tek daire, Yargıtay 6. Ceza Dairesi oldu.
Habertürk'e konuşan daire başkanı Celal Altunkaynak, yasa yürürlüğe girmeden tutuklu dosyalarını incelediklerini ve 2 bin dosyayı karara bağladıklarını açıkladı. 6. Daire'nin bu uygulaması sayesinde yaklaşık 3 bin hırsız ve gasp suçu zanlısı tahliye edilmeden hüküm giymiş oldu.

31 ARALIK'TAN ÖNCE 2 BİN DOSYA
Kamuoyu tahliye edilen örgüt üyelerini, cinayet zanlılarını korku dolu gözlerle izliyor. Ortaya çıkan manzaranın sorumluluğunu Yargıtay Adalet Bakanlığı'na, Adalet Bakanlığı ise Yargıtay'a atıyor.
Fakat Habertürk Yargıtay'da gözden çıkan bir gerçeği ortaya çıkardı.
Yargıtay'da bazı daireler 1 Ocak itibarıyla başvuruları değerlendirerek koşulları 102. maddeye uyan tutukluları serbest bıraktı. Fakat Yargıtay 6. Ceza Dairesi, yasa çıkmadan üç ay önce elindeki dosyaları inceledi ve 2 bin dosyayı 31 Aralık gecesinden önce karara bağladı. 6. Ceza Dairesi'nin bu tedbiri sayesinde yaklaşık 3 bin hırsız ve gaspçının tahliye olması engellendi.

"BAŞKA DOSYAYA BAKMADIK"
Daire Başkanı Celal Altunkaynak, yasa yürürlüğe girmeden 3 ay önce dairelerine gelen yaklaşık 120 bin dosyayı tutukluluk süresi bakımından incelemeye aldıklarını açıkladı
Altunkaynak, yapılan inceleme sonrasında yaklaşık 2 bin dosyayı karara bağladıklarını ve böylece yaklaşık 3 bin sanığın tutukluluk süresi nedeniyle tahliye olmalarının önüne geçtiklerini açıkladı.
HABERTÜRK'e konuşan Altunkaynak, tutukluluk süresine ilişkin yaptıkları incelemenin yaklaşık üç ay sürdüğünü ve bu süre içerisinde başka dosyaya bakmadıklarını belirtti.

Kaynak:www.haberturk.com
Old 10-01-2011, 10:52   #349
Av.Barış

 
Varsayılan

Adalet Bakanlığı'ndan avukatlarla ilgili hamle


Kamuoyunda CMK 102. madde uyarınca yapılan tahliyelerin tartışması sürerken Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2013 yılı sonuna kadar avukatların yargısal faaliyetlere daha etkin katılımının sağlanması için düğmeye bastı. -Adalet Bakanı, ceza infaz kurumlarında 25 tutuklu, 5 hükmen tutuklu ve 16 hükümlü olmak üzere toplam 46 avukatın bulunduğunu bildirdi.

Kamuoyunda CMK 102. madde uyarınca yapılan tahliyelerin tartışması sürerken Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2013 yılı sonuna kadar avukatların yargısal faaliyetlere daha etkin katılımının sağlanması için düğmeye bastı.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kurulan çalışma grubunun avukatlık mesleğinin sorunlarına yönelik hazırlayacağı taslak ile ilgili şöyle dedi:

"Bakanlığımızın 2010-2014 Yılı Stratejik Planı çerçevesinde; 2013 yılı sonuna kadar avukatlık mesleğinin sorunlarının çözümüne ve avukatların yargısal faaliyetlere daha etkin katılımının sağlanmasına yönelik olarak Türkiye Barolar Birliği ve barolarla işbirliği yapılarak, avukatlık mesleğinin icrasında karşılaşılan sorunların tespiti ile bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin getirilmesi; önerilerin mevzuat değişikliğini gerektirmesi durumunda bunların taslaklarının hazırlanması amacıyla 11 Şubat 2010 tarihli olurla bir çalışma grubu kurulmuştur."

-46 AVUKAT CEZAEVİNDE-

Adalet Bakanı, 13 Ekim 2010 tarihi itibarıyla, UYAP'tan alınan raporlara göre, ceza infaz kurumlarında 25 tutuklu, 5 hükmen tutuklu ve 16 hükümlü olmak üzere toplam 46 avukatın bulunduğunu bildirdi. (ANKA)
Old 11-01-2011, 01:02   #350
Av.Barış

 
Varsayılan

Boşanma davalarında 'velayeti verme' savaşı
Eskiden anne babalar velayeti almak için duruşmalarda adeta savaşırken, şimdi durum değişti. Ekonomik durum ve özgürlük isteği daha ağır basıyor


Boşanma davalarında "özgürlük" dönemi... Boşanan anne babalar, "özgürlüklerini engellediği" gerekçesiyle çocuklarının velayetini karşı tarafa vermeye başladı. Avukat ve sosyologlar, "Önceden boşanan anne babalar çocukların velayetini almak için savaşırdı. Şimdi karşı tarafa vermek için çabalıyorlar" diyor. Boşanma davaları tüm dünyada olduğu kadar Türkiye'de de her yıl artıyor. İzmir'de 13 ayrı Aile Mahkemesi'nde 2010'da açılan 15 bin 908 davadan 7 bini boşanma davası oldu. Özellikle son 8 yılda kurulan 13 ayrı Aile Mahkemeleri'nde görülen davaların başını, boşanma davaları çekti. Boşanmaları, velayet ve nafaka davaları izlerken, çiftlerin boşanma sebeplerinin başında şiddetli geçimsizlik, ruhen ve fikren anlaşamama, dayak ve aldatma geldi.

VELAYET İSTENMİYOR
Dava sayılarında artış boşanma oranlarını ortaya koyarken davaların içeriğinde de değişimler yaşanmaya başladı. İzmir Barosu'nda 17 yıldır avukatlık yapan Uğur Karadağ, boşanma davalarında büyük patlama yaşandığını, bunun en önemli gerekçesini ekonomik krizle birlikte artan şiddetli geçimsizliğin oluşturduğunu söyledi. Avukat Karadağ, davaların içeriğinin de değiştiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: "Son dönemlerde boşanmalarda çocuk velayeti anlayışı da değişti. Önceleri çocuğun velayetini almak için dava açan anne ve baba şimdi ise çocuğun velayetini üzerinden atmak için dava açmaya başladı. Anne babalar, önceden çocukların velayetini almak için duruşmalarda adeta savaşıyordu. Şimdi şahit olduğumuz pek çok örnekte boşanan çiftler çocuklarını karşı tarafa vermeye çalışıyor" dedi.

ADLİYEDEKİ DURUM
Avukat Karadağ, bu durumun nedeni olarak da yine geçim sıkıntısını gösterdi. Karadağ, çocukların özgürlüklere engel olarak görüldüğünü savunarak, "Eski eşler, çocukları ekonomik ve sosyal özgürlüklerinde bir engel olarak görmeye başladı. Bu nedenle çocukların velayeti konusunda birbirlerine sorumluluk yüklemeye, kendileri sorumluluk almamaya çalışıyorlar. Duruşmalarda taleplerini bu yönde kullanıyorlar. Bu konuda sayısal veriler vermek mümkün değil elbette. Ama davalarının içeriğiyle ilgili ilginç bir ayrıntı olarak adliye koridorları ve duruşma salonlarında sık sık karşılaştığımız bir durum" diye konuştu.

Sosyolog ve hukukçu görüşü

BİREYLER, BİREYSEL ÖZGÜRLÜK İSTİYOR
Sosyolog Prof. Nilüfer Narlı: "İlk olarak; çocukların yetiştirilmesi eskiye göre daha maliyetli. Bakım korkusundan kabul etmeyebilirler. İkincisi son zamanlarda insanlarda bireysel özgürlük ve hazza çabuk ulaşma kültürü hızla yaygınlaşıyor. Üçüncüsü birçok insan artık kendilerine bağımlı birey istemiyor. Çocuklar, anne babaların özgürlüğünü kısıtlayacağı için istenmeyebilir. Son olarak önceleri çocukların bakımında ailelerin ortak bir girişimi vardı. Tüm aile seferber olurdu. Artık çocukların üzerinden eskiden olduğu gibi aile koruması yok. Tek başlarına sorumluluğa girmek istemeyebilirler."

ÇOCUKLAR KOZ OLARAK KULLANILIYOR
Avukat Cengiz Hortoğlu: "Boşanma davalarının çoğunda çiftler çocuklarını koz olarak kullanıyor. Eskiden çocuğu alıp karşı tarafa göstermemek için uğraşırlardı. 'Beni istemiyorsan çocuğunu da göremezsin' derlerdi. Son zamanlarda çocuklarını birbirine vermek için çaba sarf eder oldular. 'Al çocuğuna bak, onunla ilgilen de göreyim seni' diyerek hareket ediyorlar. Ayrıca çalışmayan kadın, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamayacağını düşünüp babaya vermek istiyor. Çalışan baba ise işine engel olacağını, işte olduğu zaman çocuğuyla ilgilenemeyeceğini düşünerek annede kalmasını talep ediyor."

Düşündürücü bir haber. Sorumluluk sahibi olmayan insanlar çocuk sahibi olunca demek ki böyle şeyler olabiliyor. Çocuğu kim düşünür!
Old 11-01-2011, 11:35   #351
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

AVUKATLARA ÇAĞRI

Sınav sayısını arttırma durumundayız. Bu yıl içinde 4 ya da 5 sınav düşünüyoruz. Avukatlara sesleniyorum bunlar yapacağımız sınavlara şimdiden hazırlansınlar. (Adalet Bakanı)

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16732688.asp?gid=373

Sanırım Hakimlik sınavını kastediyor olmalı.
Old 11-01-2011, 12:51   #352
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Elektronik Pranga

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Kalaman, HABERTÜRK’e, adli kontrol çalışmalarını anlattı

11 Ocak 2011 Salı, 06:49:46
Adli suçlulara yeni piyango ‘adli kontrol’le geliyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, HABERTÜRK’e, adli kontrol çalışmalarını anlattı. Kapasitesinin 114 bin 348 olmasına karşın cezaevlerindeki 120 bin civarında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu bildiren Kalaman, “Bu sistemle şu anda kontrolsüz olarak tahliye edilen kişilerin kontrol altına alınmasını, toplumun ve mağdurların korunmasını amaçlamaktayız” diye konuştu.

‘İYİ HAL’ ŞARTI
Kalaman, adli kontrol hükümleri için ceza üst sınırının 10 yıla yükseltilmesi önerisinde bulunduklarını belirterek, “Hazırladığımız taslak Adalet Bakanlığı’nda” dedi.

Taslak kabul edilirse, üst sınırı 10 yıl hapis cezası olan, “insan ticareti, taksirle öldürme, organ ticareti, eziyet, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, dinleme, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, çocuğu fuhuşa teşvik” gibi suçlardan mahkûm olanlar, hâkim kararıyla elektronik pranga takılarak cezaevinden tahliye edilecek. Bu kişiler evlerinde tutulacak ya da bir işte çalışmalarına izin verilecek. Tahliye için cezaevinde geçirilen sürede “iyi hal” şartı aranacak.

Taslakla cezaevlerinde yüzde 20 azalmanın yaşanması hedefleniyor. Taslak benimsenirse bu suçlardan mahkûm 24 bin kişi cezalarını evde çekebilecek. Bu yöntem, başta Ergenekon sanıkları olmak üzere örgütlü
suçlardan yargılananlar için geçerli olmayacak.

Sibel HÜRTAŞ / SAPANCA

Nasıl uygulanacak
GSM sistemi denilen bu sistemde, hükümlü evde tutularak, cihazın kapsama alanı belirlenecek ve kelepçe takılacak. Hükümlü evden uzaklaşırsa, cihaz alarm verecek ve polis hükümlüyü yakalamak için harekete geçecek. Elektronik pranga takılanların izlenmesi için bir binaya elektronik izleme sistemi kurulacak.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak:www.haberturk.com
Old 11-01-2011, 13:13   #353
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Elektronik Pranga

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Kalaman, HABERTÜRK’e, adli kontrol çalışmalarını anlattı

11 Ocak 2011 Salı, 06:49:46
Adli suçlulara yeni piyango ‘adli kontrol’le geliyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, HABERTÜRK’e, adli kontrol çalışmalarını anlattı. Kapasitesinin 114 bin 348 olmasına karşın cezaevlerindeki 120 bin civarında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu bildiren Kalaman, “Bu sistemle şu anda kontrolsüz olarak tahliye edilen kişilerin kontrol altına alınmasını, toplumun ve mağdurların korunmasını amaçlamaktayız” diye konuştu.

‘İYİ HAL’ ŞARTI
Kalaman, adli kontrol hükümleri için ceza üst sınırının 10 yıla yükseltilmesi önerisinde bulunduklarını belirterek, “Hazırladığımız taslak Adalet Bakanlığı’nda” dedi.

Taslak kabul edilirse, üst sınırı 10 yıl hapis cezası olan, “insan ticareti, taksirle öldürme, organ ticareti, eziyet, cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, dinleme, hırsızlık, yağma, uyuşturucu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, çocuğu fuhuşa teşvik” gibi suçlardan mahkûm olanlar, hâkim kararıyla elektronik pranga takılarak cezaevinden tahliye edilecek. Bu kişiler evlerinde tutulacak ya da bir işte çalışmalarına izin verilecek. Tahliye için cezaevinde geçirilen sürede “iyi hal” şartı aranacak.

Taslakla cezaevlerinde yüzde 20 azalmanın yaşanması hedefleniyor. Taslak benimsenirse bu suçlardan mahkûm 24 bin kişi cezalarını evde çekebilecek. Bu yöntem, başta Ergenekon sanıkları olmak üzere örgütlü
suçlardan yargılananlar için geçerli olmayacak.

Sibel HÜRTAŞ / SAPANCA

Nasıl uygulanacak
GSM sistemi denilen bu sistemde, hükümlü evde tutularak, cihazın kapsama alanı belirlenecek ve kelepçe takılacak. Hükümlü evden uzaklaşırsa, cihaz alarm verecek ve polis hükümlüyü yakalamak için harekete geçecek. Elektronik pranga takılanların izlenmesi için bir binaya elektronik izleme sistemi kurulacak.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak:www.haberturk.com

Güzel haber, sevindim açıkçası, umarım bir an evvel hayata geçer. Daha önce CMK.m.102 tartışmaları çerçevesinde bu öneriyi dile getiren biri olarak özellikle...

Alıntı:
Şu "elektronik kelepçe" bizim tutukçuları ikna edebilir mi acaba? Ciddi ciddi ceza ve ceza usul yasasını koruma tedbirleri ve asıl cezalar yönünden temel hak ve özgürlükler ve ferdileştirme kaideleri bağlamında "zenginleştirmemiz" gerekiyor artık... Ya tutuklama ya tahliye ikileminde kalındığında Türk uygulamasının tercihi ortada. Elektronik kelepçe ile başlamak lazım bence. Saygılarımla.
Old 12-01-2011, 10:49   #354
Av.Barış

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesi’ne SÜPER YETKİLER

Meclis’e gönderilen tasarıya göre, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay dahil tüm yargı kararlarını iptal edebilecek, idari kararların yok sayılmasına hükmedebilecek

12 Eylül referandumuyla yapısı değiştirilen, 2 bölümden ve 17 üyeden oluşması düzenlenen Anayasa Mahkemesi’nin çalışma usullerine ilişkin hazırlanan kanun tasarısından, tartışma yaratacak düzenlemeler çıktı. Tasarı yasalaşırsa, bireysel başvuruları karara bağlama yetkisi tanınan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay dahil tüm yargı kararlarını iptal edebilecek, idari kararların yok sayılmasına hükmedebilecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, mahkemenin personel politikası konusunda geniş yetkilerle donatıldığı tasarıda, mahkeme üyeleri hakkındaki soruşturmalarda telefon dinleme yetkisinin kullanılabileceği de belirtildi. Tasarıya göre, mahkeme üyelerinin göreve başlarken ettikleri yemine “etki ve kaygı altında karar vermeyeceği” ifadesi ekleniyor. TBMM’ye sevk edilen tasarıdaki önemli bazı düzenlemeler şöyle:
- Anayasa değişikliği uyarınca, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanı görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanacak.
- 12 yıllık görev süresini tamamlayan ancak emeklilik şartlarını taşımayan başkan ve üyelere gelir getirici faaliyette bulunmamak kaydıyla emekliye ayrılmadaki yaş ve hizmet süresine ilişkin asgari koşullara ulaşıncaya kadar son aylıklarının net tutarının üçte ikisi tazminat olarak mahkeme bütçesinden ödenecek.

Kurula dinleme yetkisi
- Üyelerin görevleri sırasında işledikleri suçlarda, yakalama ve tutuklama gibi koruma tedbirleri uygulanamayacak. Bu yetkiyi sadece Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kullanabilecek.
- Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından, üyenin soruşturulması için oluşturulan soruşturma kurulu, CMK’daki telefon dinleme yetkisini kullanabilecek. Aynı yetki disiplin soruşturmalarında bile kullanılabilecek.
- Mahkeme iki bölüme ayrılacak. Bölümlerden biri bireysel başvuruları karara bağlayacak.
- Herkes, anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, AİHS, Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek.

Yargı yolları tükenmiş olmalı
- İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ya da yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekecek.
- Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacak.
- Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamayacak. Bireysel başvuruyu ancak hakkı ihlal edilen yapabilecek.
- Yabancılar da Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili başvuru yapayacak.
- Mahkeme, ihlale konu mahkeme kararının veya idari işlemin iptaline karar verebilecek. Kararın iptali kendiliğinden ihlali kaldırmazsa yargılamanın yeniden yapılmasına hükmedilebilecek. Buna göre, Yargıtay ve Danıştay kararları dahil tüm mahkeme kararlarını iptal yetkisi Anayasa Mahkemesi’nde olacak.
- Mahkeme tazminat ödenmesi kararı verebilecek.

Başkan istediği ismi görevlendirecek
- Kararlar bağlayıcı olacak.
- Anayasa Mahkemesi’ne gitmeden AİHM’ye gidilemeyecek. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru için de diğer hukuk yollarının tamamen bitmesi gerekecek.
- Anayasa Mahkemesi, gerekirse tutuklunun tahliyesine ve beraatine karar verebilecek. Bu karar üzerine yeni bir yargılama da yapılamayacak.
- Mahkemenin bütün idari kadrolarında çalışanların görevleri, yasa yürürlüğe girince sona erecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı, bu kadrolardan istediklerine aynı isimleri görevlendirebilecek. Kalan kadrolara da dışarıdan atama yapılabilecek.
Old 12-01-2011, 18:36   #355
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

'Jet Hakim', 778 davanın 601'ini karara bağladı

Giriş tarihi : 11.01.2011, Salı 19:39 Güncelleme : 12.01.2011, Çarşamba 10:56
Davaların büyük bölümünü tek celsede bitiren Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hacı İbrahim Gözükara, kırdığı rekorlara yenisini ekledi


DEVRİM DERİN (BALIKESİR)

Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hacı İbrahim Gözükara, 2010 yılında girdiği 778 davadan 601'ini karara bağladı. Davaların büyük bölümünün tek celsede bitirdiği için 'Jet Hakim' olarak anılan Gözükara, 2008-2009 yıllarında Adalet Bakanlığı verilerine göre en çok karar veren ağır ceza mahkemesi başkanı olarak kayıtlara geçti. Gözükara'nın 18 yıllık meslek yaşamı boyunca girdiği 10 bini aşkın davanın yarısından çoğunu ilk celsede karara bağladığı öğrenildi.

EVDE MAHKEME
Kısa sürede karara bağladığı davalarla hem sanığın hem de mağdurun yıllarca mahkeme kapılarında kalmasını önleyen Gözükara, verdiği kararların tümünün Yargıtay tarafından onanmasıyla da tanınıyor. Adaletin en hızlı şekilde yerini bulması için çalıştıklarını belirten Hakim Gözükara "Adalet sisteminde yapılan yenilikler sayesinde artık duruşmalar daha hızlı sonuçlandırılabiliyor. Yeni yargı sistemi ile mahkemelerin yıllarca sürmesinin de önüne geçildi. Adalet hız kazandı" dedi. "Jet Hakim", adam öldürme, cinsel suçlar, zimmet, sahte belge, resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık davalarını yüzde 78'lik oranla karara bağlarken, sadece 177 dava dosyası 2011 yılına devredildi.
Gözükara, 2010 yılında baktığı bir davada Edremit'te oturan bir müştekinin yatalak olduğunu öğrendi. Müştekinin evine duruşmadan 1 gün önce mahkeme heyeti gönderdi ve evde kurulan mahkemede ifadesini aldı.
Hakim Gözükara, ertesi gün görülen duruşmada davayı karara bağladı.

HAZIRLANIP GİRİYOR
Hakim Hacı İbrahim Gözükara, gireceği davalara haftalarca önceden hazırlanıyor. Eksik belgeleri bürokrasiye takılmadan kısa sürede tamamlıyor. Belge isteyeceği zaman jandarma alay komutanlığı ya da emniyet müdürlüğüne yazı göndermek yerine, doğrudan ilgili karakolu ya da birimi arayıp, belgeyi faks yoluyla hemen alıyor. Duruşmada dinlenmesini istediği tanığa cep telefonundan kendisi ulaşıp mahkemeye çağırıyor, gelmediği takdirde polis nezaretinde getirtiyor.
Hakim Gözükara, yalancı tanıklığı önlemek için de yine teknolojik imkanlardan yararlanıp, tanığın sözünü ettiği saatte sözünü ettiği yerde olup olmadığını araştırıyor. "Jet Hakim", Balıkesir'de görülen davada adli tıp raporu gelmeyen sanığı, duruşma sırasında adli tıp doktorlarına muayene ettirip rapor da çıkartıyor. Hakim Gözükara, duruşmalar sırasında yaptığı esprilerle de tanınıyor.

Duruşmaya gelmeyen sanıkları cep telefonuyla izleten ve yerlerini tespit ettirten Gözükara, cep telefonu kullanmayanları ise bankalar ve resmi kurumlar aracılığı ile yakalatıyor. Sanığın banka hasaplarına bloke koyduran ya da çocuğunun okulu aracılığıyla adreslerini tespit ettiren Gözükara, sanıkları yine kolluk kuvvetleri nezaretinde duruşmaya getirtiyor.

Alkollü mübaşirini bile sürdürdürmüştü
Adalet dağıtmanın ciddi bir iş olduğunu her fırsatta dile getiren Hakim Hacı İbrahim Gözükara, bu konuda oldukça titiz davranıyor. Gözükara, kendi mübaşirini duruşmalara içkili girdiği için Mardin'e sürdürdü. Mübaşirinin duruşmaya içkili girdiğini anlayan Gözükara, "Görevine içkili mi geliyorsun?" diye sordu. Mübaşirinden, "Çorba içtim. Sirke kokuyor" cevabını aldı. İlkinde mübaşiri uyaran Gözükara, ertesi gün de alkollü olduğunu görünce trafik polisini çağırttırarak alkol testi yaptırdı. Alkol testinde mübaşiri 78 promil alkollü çıkan Gözükara, görevli hakkında tutanak tutarak disiplin cezası almasını sağladı. Gözükara'nın mübarişi 1 yıldır ise Mardin'de görev yapıyor.

Yeni Asır
Old 12-01-2011, 19:06   #356
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özgür KARABULUT
'Jet Hakim', 778 davanın 601'ini karara bağladı

Giriş tarihi : 11.01.2011, Salı 19:39 Güncelleme : 12.01.2011, Çarşamba 10:56
Davaların büyük bölümünü tek celsede bitiren Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hacı İbrahim Gözükara, kırdığı rekorlara yenisini ekledi


DEVRİM DERİN (BALIKESİR)

Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hacı İbrahim Gözükara, 2010 yılında girdiği 778 davadan 601'ini karara bağladı. Davaların büyük bölümünün tek celsede bitirdiği için 'Jet Hakim' olarak anılan Gözükara, 2008-2009 yıllarında Adalet Bakanlığı verilerine göre en çok karar veren ağır ceza mahkemesi başkanı olarak kayıtlara geçti. Gözükara'nın 18 yıllık meslek yaşamı boyunca girdiği 10 bini aşkın davanın yarısından çoğunu ilk celsede karara bağladığı öğrenildi.

EVDE MAHKEME
Kısa sürede karara bağladığı davalarla hem sanığın hem de mağdurun yıllarca mahkeme kapılarında kalmasını önleyen Gözükara, verdiği kararların tümünün Yargıtay tarafından onanmasıyla da tanınıyor. Adaletin en hızlı şekilde yerini bulması için çalıştıklarını belirten Hakim Gözükara "Adalet sisteminde yapılan yenilikler sayesinde artık duruşmalar daha hızlı sonuçlandırılabiliyor. Yeni yargı sistemi ile mahkemelerin yıllarca sürmesinin de önüne geçildi. Adalet hız kazandı" dedi. "Jet Hakim", adam öldürme, cinsel suçlar, zimmet, sahte belge, resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık davalarını yüzde 78'lik oranla karara bağlarken, sadece 177 dava dosyası 2011 yılına devredildi.
Gözükara, 2010 yılında baktığı bir davada Edremit'te oturan bir müştekinin yatalak olduğunu öğrendi. Müştekinin evine duruşmadan 1 gün önce mahkeme heyeti gönderdi ve evde kurulan mahkemede ifadesini aldı.
Hakim Gözükara, ertesi gün görülen duruşmada davayı karara bağladı.

HAZIRLANIP GİRİYOR
Hakim Hacı İbrahim Gözükara, gireceği davalara haftalarca önceden hazırlanıyor. Eksik belgeleri bürokrasiye takılmadan kısa sürede tamamlıyor. Belge isteyeceği zaman jandarma alay komutanlığı ya da emniyet müdürlüğüne yazı göndermek yerine, doğrudan ilgili karakolu ya da birimi arayıp, belgeyi faks yoluyla hemen alıyor. Duruşmada dinlenmesini istediği tanığa cep telefonundan kendisi ulaşıp mahkemeye çağırıyor, gelmediği takdirde polis nezaretinde getirtiyor.
Hakim Gözükara, yalancı tanıklığı önlemek için de yine teknolojik imkanlardan yararlanıp, tanığın sözünü ettiği saatte sözünü ettiği yerde olup olmadığını araştırıyor. "Jet Hakim", Balıkesir'de görülen davada adli tıp raporu gelmeyen sanığı, duruşma sırasında adli tıp doktorlarına muayene ettirip rapor da çıkartıyor. Hakim Gözükara, duruşmalar sırasında yaptığı esprilerle de tanınıyor.

Duruşmaya gelmeyen sanıkları cep telefonuyla izleten ve yerlerini tespit ettirten Gözükara, cep telefonu kullanmayanları ise bankalar ve resmi kurumlar aracılığı ile yakalatıyor. Sanığın banka hasaplarına bloke koyduran ya da çocuğunun okulu aracılığıyla adreslerini tespit ettiren Gözükara, sanıkları yine kolluk kuvvetleri nezaretinde duruşmaya getirtiyor.

Alkollü mübaşirini bile sürdürdürmüştü
Adalet dağıtmanın ciddi bir iş olduğunu her fırsatta dile getiren Hakim Hacı İbrahim Gözükara, bu konuda oldukça titiz davranıyor. Gözükara, kendi mübaşirini duruşmalara içkili girdiği için Mardin'e sürdürdü. Mübaşirinin duruşmaya içkili girdiğini anlayan Gözükara, "Görevine içkili mi geliyorsun?" diye sordu. Mübaşirinden, "Çorba içtim. Sirke kokuyor" cevabını aldı. İlkinde mübaşiri uyaran Gözükara, ertesi gün de alkollü olduğunu görünce trafik polisini çağırttırarak alkol testi yaptırdı. Alkol testinde mübaşiri 78 promil alkollü çıkan Gözükara, görevli hakkında tutanak tutarak disiplin cezası almasını sağladı. Gözükara'nın mübarişi 1 yıldır ise Mardin'de görev yapıyor.

Yeni Asır

Okumaya başladığım an onama yüzdesini merak etmiştim ki yazının deamında kararlarının "tümünün" onandığını görünce eli öpülecek hukukçu dedim.

Hukukçu böyle olmalıdır.
Old 12-01-2011, 19:19   #357
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Okumaya başladığım an onama yüzdesini merak etmiştim ki yazının deamında kararlarının "tümünün" onandığını görünce eli öpülecek hukukçu dedim.

Hukukçu böyle olmalıdır.

Durunn hemen el öpmeyin !!! Haber doğru değil çünkü

Jet hakimimizin önceki görev yeri Diyarbakır'dı ve "Jet" lakabını hak eden bir hakimdir.

Ancak Yargıtay'da tüm dosyalarının onandığı hususu doğru değildir. Bildiğim kadarı ile bazı dosyaları eksik incelemeden dolayı bozuldu.

O yüzden haberde biraz şişirme var
Old 12-01-2011, 19:23   #358
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bülent AKÇADAĞ
Durunn hemen el öpmeyin !!! Haber doğru değil çünkü

Jet hakimimizin önceki görev yeri Diyarbakır'dı ve "Jet" lakabını hak eden bir hakimdir.

Ancak Yargıtay'da tüm dosyalarının onandığı hususu doğru değildir. Bildiğim kadarı ile bazı dosyaları eksik incelemeden dolayı bozuldu.

O yüzden haberde biraz şişirme var

Zaten tümünün onanmasını beklemek de haksızlık olur. %90'ı onanıyorsa ben yine de elini öperim.
Old 12-01-2011, 20:52   #359
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

duyuru@istanbulbarosu.org.tr


BARO AİDAT TUTARI DÜŞÜRÜLDÜ!


105 TL olan ilk taksitin ocak ayı sonuna kadar ödenmesi gerekiyor.

6-7 Kasım 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen İstanbul Barosu Genel Kurulunda yıllık 210 TL olarak belirlenen 2011 dönemi Baro Aidatı’nın 105 TL olan ilk taksitinin Ocak ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

Baro Aidatı, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki taksit olarak ödeniyor. Baro Aidatı , Genel Kurul tarafından 2011 dönemi için yıllık 210 TL olarak belirlenmişti. Geçmiş dönemde bu miktar 400 TL idi.

Temmuz 2011 ayında artacak katsayı gereğince yıllık aidat miktarı yeniden belirlenecektir. 1 Ağustos 2011 tarihinden itibaren yeni aidatın ödenmesi gerekmektedir.



Ayrıntılar için : http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=5430
Old 12-01-2011, 21:14   #360
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bülent AKÇADAĞ
Durunn hemen el öpmeyin !!! Haber doğru değil çünkü

Jet hakimimizin önceki görev yeri Diyarbakır'dı ve "Jet" lakabını hak eden bir hakimdir.

Ancak Yargıtay'da tüm dosyalarının onandığı hususu doğru değildir. Bildiğim kadarı ile bazı dosyaları eksik incelemeden dolayı bozuldu.

O yüzden haberde biraz şişirme var

Hakikaten soyadı gibi, gözü kara imiş.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11210108 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.