trafik kazasında işverenin sorumluluğu

Müvekkilin bir işçisi, yine müvekkile ait bir araçla trafik kazası yapıyor, ve trafik kazasına karışan diğer aracın sürücüsü bu kazada vefat ediyor. Vefat edenin mirasçıları müvekkili de taraf göstererek maddi-manevi tazminat davası açıyor ve belli bir miktar tazminatın müvekkil idare ve müvekkil idarenin işçisi olan araç sürücüsünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar veriliyor. Müvekkil tarafından hükmedilen tazminatın tamamı davacılara ödeniyor. Burada müvekkil idarenin sorumluluğu B.K.55 ten mi yoksa K.T.K.dan kaynaklanan kusursuz sorumluluk mudur? Dolayısıyla ödediğimiz tazminata ilişkin açacağımız rücu davasında zamanaşımı süresi B.K.ya göre mi K.T.K.ya göre mi belirlenecek?

Verilecek yanıtlar için şimdiden teşekkürler.

Kanaatimce,BK.55 e değinebilmek için,işçinin kazayı bahsedilen müvekkil idarenin işini görürken yapması gerekir.Yani kazanın müvekkil idarenin işinin yapılması sırasında meydana gelmesi gerekir.
Bu arada BK. 55 ile Bk 100 ün ayrımına bakalım:
BK.55, kendisiyle borç (sözleşme) ilişkisi bulunmayan bir şahsa, müstahdemin -yard. işçinin-hizmetin ifası sırasında haksız fiilinden dolayı, istihdam edenin sorumluluğunu düzenler.
BK.100, kendisiyle borç ilişkisi bulunan bir şahsa, müstahdemin hizmetin ifası sırasında borca veya sözleşmeye aykırı bir davranışından dolayı, istihdam edenin sorumluluğunu düzenler.
O zaman burada BK.55 vardır diyebiliriz.Fakat KTK mı yoksa Bk 55 mi derseniz,ilk başta dediğim gibi bi ayrıma gidilmelidir.İlk başta dediğim ayrımdaki,kazanın idarenin işini yaparken meydana gelmesi söz konusu ise BK 55 e gidilebilir.Önce bahsini yaptığım ayrıma gidilip,daha sonra hangisi daha avantajlı ise,o yol seçilmelidir.Saygıyla.

Değerli meslektaşım,
1)Kannatimce KTK 85 , BK 55 Karşısında daha özel bir kanun maddesi olması nedeniyle somut olaya KTK 85 uygulanmalıdır. bu durumda araç sahibi olan idare işleten sıfatıyla kusursuz olarak sorumlu olacaktır. KTK 86 maddesinde ise işletenin sorumluluktan kurtulması düzenlenmiş buna göre işleten önce zararın mücbir bir sebep veya zarar görenin yada 3. bir şahsın ağır kusurundan kaynaklandığını ve illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek, sonra da olayda ne kendisinin ne de eylemlerinden olduğu kimselerin kusuru bulunmadığını ispatlayacaktır Ancak 86. madde bununla yetinmemiş, zararın meydana gelmesine araçtaki bir bozukluğun etken olmaması koşulunu da birlikte aramıştır. Rucu davasında da KTK ya ilişkin zaman aşımı süresinin uygulanacağını düşünüyorum(KTK 109/4).

Değerli meslektaşlarım bu olayda kanımca ceza zamanaşımı uygulanır.

olayda ceza zamanaşımının uygulanacağı düşünülse bile, bu ancak maddi tazminat için geçerli olacağından, bizim davamızda çok fazla işe yaramayacak. Çünkü ödenen bedelin yüklüce bir kısmı manevi tazminattan kaynaklanmakta. Ödediğimiz manevi tazminat için açacağımız rücu davasında sorumluluğumuzun B.K. 55. maddeden mi yoksa K.T.K.nın 85.maddesinden mi kaynaklandığı hususu bu nedenle bizim için önem taşıyor. Zira B.K.m.55ten ötürü sorumluluğumuz söz konusu olacaksa 1 yıllık zamanaşımı süremiz olacak, K.T.K.dan kaynaklanan sorumluluğumuzun kabulü halinde ise, rücu için zamanaşımı süresi 2 yıl olacak.

"Karayolları Trafik Kanunundaki Tehlike Sorumlulukları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı İbrahim Kovanci'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

KTK genel hükümler uygulamsından bahsedilen 87. madde manevi tazminata ilişkin hükümler yer almamsına rağmen bu durum KTK 90. maddede şöyle düzenlenmiştir; “maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar kanunun genel hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Umarım bu size yardımcı olur.

4 H.D. 07.03.1996 1033/1461 ve yine aynı dairenin 26.05.2003 2380/6926 sayılı kararlarına göre trafik kazasında uğranılan manevi zararlar içinde uzamış ceza davası zamanaşımı süresi geçerlidir.

Sayın Meslektaşım,

Motorlu taşıtın işletilmesinden zarar gören 3. kişiler tazminat davalarını 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açmalıdır. Özel hüküm niteliğinde olduğundan, bu kanun uygulanmalıdır. Olay ceza hukukuna göre daha uzun bir zamanaşımı süresini gerektiriyorsa bu defa da ceza zamanaşımı daha uzunsa o uygulanacaktır.

Ancak zamanaşımını değiştiren bu hüküm zarar gören 3. kişinin açacağı dava ile alakalıdır. Burada siz sürücüye rücu edeceğinizden, ceza zamanaşımı sizin davanızı ilgilendirmeyecektir. Bu defa da 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinin devamındaki "Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar." hükmüne dayanarak dava açabilirsiniz.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA