Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdare Mahkemesinde Tazminat Davasında İdareye Başvuru/Doktorun Hizmet Kusuru

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-12-2015, 19:20   #1
zlm

 
Varsayılan İdare Mahkemesinde Tazminat Davasında İdareye Başvuru/Doktorun Hizmet Kusuru

Merhabalar
devlet Hastanesindeki Doktorun yanlis tedavisi sonucu manevi tazminata iliskin idare mahkemesinde saglik bakanligini taraf gostererek tazminat davasi açacağım.
Dava açmadan önce manevi tazminatin odenmesi icin sağlık bakanlığı kamu hastaneleri kurumu başkanlığına mi yoksa
sağlık bakanlığı sağlık hizmetleri genel müdürlüğüne mi dava açmadan önce başvuru yapılmalıdır.
Nereye başvuru yapılmalıdır.
Dava da taraf olarak sağlık bakanlığı mi kamu hastaneleri kurumu baskanligi mi davali gisterilmelidir.
Teşekkür ederim
Old 08-12-2015, 21:51   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

TKHK'nun tüzel kişiliği olmadığından başvuruyu Sağlık Bakanlığı'na izafeten Valilik İl Sağlık Müdürlüğüne yapabilirsiniz.


“Sağlık Bakanlığına bağlı birimlerden olan "Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu"nun tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti ve temsilci sıfatı yoktur. Mahkemece temsilde hata sebebiyle davacıya, davasını Sağlık Bakanlığına yöneltmesi için süre verilip yargılama yapılması gerekirken, tüzel kişiliği olmayan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu aleyhine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Yar. 22 HD 2015/3364 E. 2015/8401 K ve 26.02.2015 T.li)
Old 09-12-2015, 08:01   #3
zlm

 
Varsayılan

Sayın Bülent Bey öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim .
21ekim de kamu hastaneleri kurumuna başvuru yaptım . Bu başvurumuda meslektas bir arkadasim sağlık işleri genel müdürlüğüne dava öncesi başvuru yapmış davayi da saglik bakanligina yoneltmis idare Mahkemesi hasım düzeltme kararı ile kamu hastaneleri kurumunu Davali gosterilmis ve kamu hastaneleri kurumu cevap vermis . davasi sonuc sonuclanmamis .

Buna istinaden dava öncesi ön başvurumuda kamu hastaneleri kurumuna yaptım ancak sizin gönderdiğiniz karar ve forum da okuduklarım bu zamana kadar cevap verilmemesi dava dilekçe hazırlığı yapar iken kamu hastaneleri kurumunun tuzel kisiligi olmadigindan Davalı olarak sağlık Bakanlığını taraf gösterdiğim de ön başvuru yu kamu hastaneleri kurumuna yaptığımda dolayı idari mercii tecavüzü ile karşılaşır miyim acaba ?
Kamu Hastaneleri kurumuna 21 ekim de başvurdum cevap gelmedi zimmet red 221 aralık olduğunu varsayalım 60 günluk dava açma süre bu tarihten itibaren bbaşlar ve bugün hemen sağlık bakanligina on başvuru yeniden yapsam ve davada da taraf oolarak sağlık bakanligina dava açsam sıkıntı olmaz diye düşünüyorum bunun bir sakıncası olabilir mi acaba ?
On başvurunun kamu hastaları kurumuna yapılmış olması dava açarken sağlık Bakanlığını taraf olarak göstermekte engel mi sonuçta sağlık bakanlığı bünyesinde ki bir kurum
teşekkür ederim .
Old 09-12-2015, 10:19   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bülent Bey'in sözünü ettiği kararda, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun husumet ehliyetinin bulunmadığından söz edilmesine karşın (bkn: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=83554 Av.Nevra Öksüz'ün yazısı);
Sağlık Bakanlığı,Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun gördüğü hizmet ile ilgili dava ve husumet ehliyetinin bulunduğu görüşündedir.

T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
Hukuk Müşavirliği


29.05.2013
Sayı : 11045126/640/05/

Konu : Muhakemat hizmetlerine ilişkin tebligatların taşra teşkilatına doğrudan yapılması ve bağlı kuruluşların dava ehliyeti

ADALET BAKANLIĞINA (Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne)

659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haiz olduğu, ikinci fıkrasında idareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisinin; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara ait olduğu düzenlenmiştir.

Bu çerçevede, Bakanlığımızın ve bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatındaki hukuk hizmetleri, 659 sayılı KHK hükümlerine göre Bakanlığımız ve bağlı kuruluş hukuk birim amirleri, hukuk müşavirleri ve avukatlarınca yürütülmektedir.

663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin;
1) 26 ıncı maddesinin birinci fıkrasında “Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak, temel sağlık hizmetlerini yürütmekle görevli, Bakanlığa bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu kurulmuştur” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında kurumun görev ve yetkileri belirtilmiştir.

2) 27 inci maddesinin birinci fıkrasında “Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu kurulmuştur” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında kurumun görev ve yetkileri belirtilmiştir.

3) 28 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Türk boğazları, hudut ve sahilleri ile ilgili uluslararası sözleşme ve mevzuat hükümlerinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmekle görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü kurulmuştur.” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında kurumun görev ve yetkileri belirtilmiştir.

4) 29 uncu maddesinin birinci fıkrasında, “Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini vermek üzere hastanelerin, ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ve benzeri sağlık kuruluşlarının açılması, işletilmesi, faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve denetlenmesi, bu hastanelerde her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesini sağlamakla görevli, Bakanlığa bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kurulmuştur.” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında kurumun görev ve yetkileri belirtilmiştir.

Aynı KHK’nın 35 inci maddesinde bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatlarına ilişkin hususlar düzenlenmiş ve maddenin üçüncü fıkrasında “Bağlı kuruluşların taşra teşkilatı ilgili mevzuatına göre kurulan hizmet birimlerinden meydana gelir. Bağlı kuruluşlardan Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun taşradaki yönetim görevi halk sağlığı müdürlüklerince, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun taşradaki yönetim görevi kamu hastane birliklerince Kurumlarına bağlı olarak yerine getirilir.” hükmüne yer verilmiştir.

663 sayılı KHK’nin 36 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki “Hizmet birimlerinin görev tanımları, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne dayanılarak 07/03/2012 tarihli ve 28226 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sağlık Bakanlığı Bağlı Kuruluşları Hizmet Birimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile bağlı kuruluşların Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu ve Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünden teşkil olduğu, bu kuruluşlardan Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumunun merkez teşkilatından, diğer bağlı kuruluşların ise merkez ve taşra teşkilatından meydana geldiği, Kurumların merkez teşkilatının Başkanlık, hizmet birimi olarak teşkil olunan Başkan Yardımcılıkları, Hukuk Müşavirliği, Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Strateji Geliştirme Daire Başkanlığından oluştuğu belirtilmiştir. ,

Anılan KHK’nın, Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında da, “Bu Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden yapılandırılan Bakanlık, kaldırılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ve Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün üçüncü kişilerle yapmış olduğu veya taraf olduğu her türlü taahhüt, sözleşme, hak, alacak ve borçları ile dava ve icra tâkipleri, teşkilatlarını bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun hale getirdikten sonra Bakanlık ve ilgisine göre bağlı kuruluşlara devredilmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.

663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde, Bakanlık bağlı kuruluşları olup 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun (1) sayılı cetvelinde yer alan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile (2) sayılı cetvelinde yer alan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, görev ve yetki sahası itibariyle dava ve taraf ehliyetini haiz bulunmaktadır. Keza, ayrı hukuk birimi mevcut olan bağlı kuruluşların teşkilatlanması da tamamlanmış bulunmaktadır.

Dolayısıyla, teşkilatlanması tamamlanan bağlı kuruluşların görev ve yetki sahasıyla ilgili işlemlere ilişkin dava ve icra takiplerinin, bağlı kuruluşların husumetine hasren görülmesine hukuken bir mania kalmamış olup, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının kurumsal web sitelerinde merkez ve taşra teşkilatı organizasyonu ile görev ve yetkileri konusunda bilgilere yer verilmiştir.

Bu çerçevede;

1- 663 ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde, Bakanlık bağlı kuruluşları dava ve taraf ehliyetini haiz olup, bağlı kuruluşların merkezde hukuk müşavirlikleri ve taşrada hukuk birimlerinin teşkilatlanması tamamlanmıştır. Buna göre, bağlı kuruluş merkez ve taşra teşkilatlarınca tesis edilen işlemler ile alakalı dava ve icra takiplerine yönelik tebligatların, gerektiğinde- husumet de tevcih edilerek bağlı kuruluş hukuk birimlerine yapılması, süreye tabi işlemlerdeki gecikmeleri giderecek, yargı mercilerinin daha sonra husumet tevcihi için tekrar karar alması ve tebligata çıkarması gibi işlemleri önleyecek, yargılama sürecinin hızlı işlemesine, adaletin erken tecellisine ve usûl ekonomisine katkı sağlayacaktır.

2- Diğer taraftan, Bakanlık ve bağlı kuruluşların taşra teşkilatlarındaki muhakemat hizmetleri mahallindeki avukatlar tarafından görüldüğü cihetle, taşra teşkilatıyla ilgili dava ve icra takipleri, taşra teşkilatındaki avukatlara tevzi edilmektedir. İlk tebligat dışındaki diğer tebligatların, taşra teşkilatındaki avukatların layihalarda gösterdiği adreslerine yapılması, süreye tabi işlemlerde karşılaşılan sıkıntı ve gecikmeler ile lüzumsuz yazışma ve tebligat masraflarını ortadan kaldıracak, tebligat sürelerini kısaltacak ve dolayısıyla yargılama sürecinin hızlı işlemesine ve yine adaletin erken tecellisine ve usûl ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Bilgilerini ve gereğini takdirlerine arz ederim.

Av. Erol GÖKDÖL Bakan a. 1. Hukuk Müşaviri
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanuna göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Old 09-12-2015, 11:17   #5
zlm

 
Varsayılan

[quote=Yücel Kocabaş]Bülent Bey'in sözünü ettiği kararda, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun husumet ehliyetinin bulunmadığından söz edilmesine karşın (bkn: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=83554 Av.Nevra Öksüz'ün yazısı);
Sağlık Bakanlığı,Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun gördüğü hizmet ile ilgili dava ve husumet ehliyetinin bulunduğu görüşündedir.

Sayın Yücel Bey ;
Çok teşekkür ederim.
Anladığım kadarı ile dava açmadan önce doktorun yanlış tedavisi ile talep ettiğim manevi tazminat için Kamu hastaneleri kurumuna yaptığım başvurum da bir sıkıntı yok ve açacağım dava da kuruma husumet yöneltebilirim .
Çok teşekkür ederim.
Old 21-12-2015, 15:33   #7
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Evet ,aynı görüşteyim.

Yücel Bey;
Doktor Devlet Hastanesinden ayrılarak başka bir ilde özel bir hastanede çalışmaya başladığını öğrendik.
Bu durumda yine olay anında Devlet hastanesinde çalıştığından Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'na karşı dava ve husumet yöneltmemiz de de bir sakınca var mıdır ?
Teşekkürler
Saygılarımla.
Old 21-12-2015, 18:01   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Davanın idareye karşı idarenin ağır hizmet kusuruna dayanarak açılması gerektiğinden; doktor ayrılmış olsa bile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna başvuruda bulunup talebin reddi ya da zımnen reddi halinde tam yargı davası açmanız gerekmektedir.
Old 21-12-2015, 18:12   #9
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Olay sırasında kamu hastanesinde görevli olan doktorun sonradan bu hastaneden ayrılıp özel sektöre geçmesi hastane yönetiminin (Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu) nun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Old 30-01-2016, 16:36   #10
halit pamuk

 
Varsayılan

22. daire Esas No:2015/28404 Karar No: 2015/32119



DAVA: Davacı, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, yargı yolu itirazı, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak, davalı idarenin ihale makamı olduğunu, asıl işveren olmadığını, işçilik alacaklarından çalıştığı firmaların sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, Dairemizin 26.02.2015 tarihli ilamıyla, özetle, "...Somut olayda, Sağlık Bakanlığının birimi olan "Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu"nun tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti ve temsilci sıfatı yoktur. Mahkemece temsilde hata sebebiyle davacıya, davasını Sağlık Bakanlığına yöneltmesi için süre verilip yargılama yapılması gerekirken, tüzel kişiliği olmayan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu aleyhine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." grekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, davalı kurumun kuruluşuna dair kanuni mevzuata göre, davalı kurumun dava ve taraf ehliyeti olduğu, Dairemiz ve Yargıtayın diğer Dairelerinden geçen emsal dosyalarda, davalı kurumun taraf ehliyeti bulunmadığına dair bozma yapılmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'na 6352 sayılı Kanunu'nun 40. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca Dairemizin, direnme kararını öncelikle inceleme yetki ve görevi olduğu anlaşılmakla yapılan inceleme sonucunda, her ne kadar mahkeme kararı yazılı gerekçeyle Dairemizin 26.02.2015 tarihli kararıyla bozulmuş ise de, 02.11.2011 tarihli ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 29. maddesinin birinci fıkrasında,"Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini vermek üzere hastanelerin, ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ve benzeri sağlık kuruluşlarının açılması, işletilmesi, faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve denetlenmesi, bu hastanelerde her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesini sağlamakla görevli, bakanlığa bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kurulmuştur." Hükmü; aynı maddenin, kurumun görev ve yetkilerini belirleyen ikinci fıkrasının (g) bendinde "Kurum hizmetlerinin gerektirdiği her türlü satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, idari ve mali hizmetleri yürütmek." hükmü mevcuttur. 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin, geçici 1. maddesinde, Bakanlık ve bağlı kuruluşlar teşkilat ve kadrolarını bu maddenin yayımı tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun hale getirir. Kadrolar bu Kanun Hükmünde Kararnameye uygun hale getirilinceye kadar, bakanlık ve bağlı kuruluşlara verilen görevler daha önce bu görevleri yapmakta olan birimler ve personel tarafından; harcama ve ödemeler de ilgili bütçesinden yapılmaya devam edilir," hükmü, geçici 3. maddesinin birinci fıkrasında da, "Bu Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden yapılandırılan bakanlık, kaldırılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ve Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün üçüncü kişilerle yapmış olduğu veya taraf olduğu her türlü taahhüt, sözleşme, hak, alacak ve borçları ile dava ve icra takipleri, teşkilatlarını bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun hale getirdikten sonra bakanlık ve ilgisine göre bağlı kuruluşlara devredilmiş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun kuruluşuna ilişkin 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 02.11.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Anılan mevzuat hükümlerine göre, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Resmi Gazete’de yayım tarihinden itibare Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun dava ve taraf ehliyetinin var olduğu kabul edilmelidir. Dava, ilgili Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlük tarihinden sonra açılmıştır. Bu durumda, Dairemiz emsal kararlarında, davalı kurumun dava ve taraf ehliyeti bulunduğunun kabul edilmiş olması ve anılan ilgili kanuni mevzuat dikkate alındığında, bozma gerekçesinin yerinde olmadığı, direnme kararının bozma gerekçesine göre uygun olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 26.02.2015 tarihli bozma ilamının ortadan kaldırarak; dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi
Old 22-09-2020, 19:09   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Güncelleme

Yukarıdaki yazılarımızda, doktor hatası nedeniyle idari yargıda açılacak davalarda husumetin " Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu" na yöneltilmesi gerektiği yazılmış ise de,25 .08. 2017’d tarihinde yayınlanan 694 Sayılı KHK ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kapatılarak Sağlık Bakanlığına bağlı genel müdürlük haline getirildiğinden, açılacak davalarda husumet önceki dönemde olduğu gibi Sağlık Bakanlığına yöneltilecektir.
Old 23-09-2020, 12:27   #12
concardia

 
Varsayılan

Ufak bir ekleme yapmak istedim husumete yönelik. Yücel Bey'in söylediği üzere 25/08/2017 tarihli RG'de yayımlanan 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Müdürlük olmuştur. Bu tarihten sonra açılan davalarda husumet artık TKHK'na yöneltilmiyor. Fakat 663 sayılı KHK'nın Sağlık Bakanlığı'nın teşkilatına yönelik maddeleri de 09/07/2018 tarihinde mülga olmuştur. Bu yüzden İl Özel İdaresi'ne verilen taşra teşkilat başı olma yetkisi ile devlet hastanelerine yönelik başvurularda (il içi atama, disiplin cezaları, görevlendirmeler gibi hastane/taşra işlemlerine yönelik) o il Valiliği'ne husumet yöneltilmektedir.

Ancak sorumuzda olduğu gibi tam yargı gibi hizmet kusurunun olduğu ve kusuru olan şahsın 657'ye tabi olması nedeniyle hizmet kusuru konularında (ve tabi doğrudan Bakanlık işlemlerinde) Sağlık Bakanlığı'na husumet yöneltilmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılacak tazminat davası Av.Kanbalı Meslektaşların Soruları 4 07-01-2014 21:21
İdare Mahkemesinde Avukat Olmayan İdare Görevlilerine Vekalet Ücreti Verilecek Av.Kaan Hukuk Haberleri 1 16-04-2013 17:45
idareye başvuru Av.Birsel Meslektaşların Soruları 1 06-07-2012 15:46
hmk 3. maddeye göre idare aleyhine tazminat davası açma süresi ve idareye başvuru zorunluluğu av.aka Meslektaşların Soruları 1 14-12-2011 22:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03444910 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.