Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Mesajın yazarı Sayın Savcı'yı HUKUKEN haklı buluyor musunuz?
Haklı 18 81,82%
Haksız 4 18,18%
Oy Verenler: 22. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 52)

Cumhuriyet Savcıları Ve "bağımsızlık"

Yanıt
Old 26-01-2003, 01:01   #1
Admin

 
Soru Cumhuriyet Savcıları Ve "bağımsızlık"

[summary]Cumhuriyet Savcısı Sayın Sacit Kayasu'nun email grubumuza gönderdiği veda yazısını okudunuz mu?

Site üyelerimiz Sayın Savcının yaşadığı olaylarla ilgili kendisini haklı bulup bulmadıklarını da bu konudaki anketimizde oy kullanarak ifade edebilirler.[/summary]Katılabilirsiniz ya da katılmayabilirsiniz ancak "bağımsız" olması gereken, bağımsız olduğuna inandığımız Cumhuriyet Savcılarımızın içinde bulundukları durum kendi ifadeleriyle böyle:

Alıntı:

Yazan Sacit Kayasu 23.Ocak.2003
27 mart 2000 tarihinde,Kenan Evren hakkında,darbe yaparak
anayasa düzenini bozduğu ve TCK 147.maddeyi ihlal ettiği için
iddianame tanzim ettiğimde,bir takım kişi ve kuruluşların bu girişimi
engellemeye çalışacağını ve başıma bir şeylerin geleceğini
biliyordum.Zira,sadece suç duyurusunda bulunduğum ve bunu,başıma
herhangi bir şey gelmesin diye,savcı kimliğimle değil,vatandaş
sıfatıyla yaptığım halde,soruşturma geçirmekten kurtulamamıştım.
Ancak,savcı olarak iddianame tanzim ettiğimde,bu iddianamenin
işleme konulmayacağını ve iddianamemin şikayet dilekçesi kabul
edileceğini aklıma bile getirmemiştim.Tek korktuğum,iddianame işleme
konulmadan beni ikna etmeye çalışacakları ve iddianameyi geri almaya
zorlayacakları idi.Bunu sağlamak için de,hazırlık dahil hiç bir yere
kaydını yapmadan evrakı bekletip,benim bunu geri almamı
isteyeceklerdi.Buna meydan vermemek için de,iddianameyi basın
mensuplarına göstermiş ve böylece sözde tedbirimi almıştım.
Olay basına yansıdığı halde hem iddianamem işleme konulmayıp
şikayet dilekçesi gibi değerlendirildi,hem de iddianame tanzim
etmişim gibi hakkımda görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı.Bu
davadan da mahkum oldum.Üstelik bununla da kalmadı ve ayni
iddianamede silahlı kuvvetlere hakaret ettiğim ileri sürülerek bu
suçtan da cezalandırıldım.Halbuki TCK 79.maddaye göre,bir kişi ayni
fiille birden fazla suç işlerse,en ağır cezayı gerektiren fiilden
cezalandırılır.Bu da,o kişinin gerçekten suçlu olması halinde söz
konusu olabilir.Ben görevimi yaptığım için suçlu olamam,çünkü
savcının görevi,suçlu olduğunu bildiği kişiler hakkında iddianame
tanzim ederek onların yargılanmasını sağlamaktır.Ben de bunu
yaptım.Buna rağmen bana iki ayrı ceza verildi.İddianame tanzim
ettiğinden dolayı mahkum olan başka bir savcı var mı bilmiyorum,ama
ben mahkum oldum.Üstelik,tanzim ettiğim iddianame işleme
konulmadığına göre,ortada iddianame de olmaması gerektiği halde
mahkum oldum.
İşin bir de disiplin yönü vardı.Önce,21.4.2000 tarihinde,yani
bundan üç sene önce ve iddianameyi tanzim ettikten yaklaşık bir ay
sonra açığa alındım.Bu karar iki ayda bir uzatıldı ve o tarihten beri
açıktayım.Açığa alınmam ceza davaları sebebiyle olduğu ve hakkımda
devam eden hiç bir ceza davası kalmadığı halde,bu süre yeniden
uzatıldı.Diğer taraftan,ceza davalarının bitmesi sebebiyle,disiplin
soruşturmasının da bitmesi gerekiyordu,bu sebeple de yer değiştirme
cezası vererek disiplin dosyasını kapatmak istediler.Disiplin cezası
verilmesinin sebebi,tanzim ettiğim iddianame...ceza almamın sebebi de
tanzim ettiğim iddianame...Tanzim ettiğim iddianame nerde?Şikayet
dilekçesi niteliğinde kabul edildiğinden böyle bir iddianame
yok.Böyle bir iddianame yoksa benim aldığım disiplin cezası ile
mahkumiyetlerim ne oluyor?Onlar da mı yok sayılıyor?Hayır,onlar
sicilime işlendi bile...Yani birisini mahkum ediyorsun ve gerekçe
olarak da,falanı öldürdüğün için,diyorsun ama öldürüldüğü iddia
edilen adamın cesedi ortada yok.Olsun diyoruz,adam da ortada
olmadığına göre,öldürmediğini sen isbat et,onun gibi bir şey işte...
Peki bu olanlarda asıl suçlu kim biliyor musunuz?SİZ
SUÇLUSUNUZ.Çünkü,Türkiye'nin gerçekten demokratik bir hukuk devleti
olması için,ben,başıma gelebilecekleri tahmin ederek ortaya
çıktım.Benim başıma gelecekler önemli değildi,yeter ki hukuk herkese
uygulanabilsin ve bunun için kurban gerekiyorsa bu da ben olayım.Ama
kimse silahının,makamının veya sıfatının arkasına saklanarak hukuku
çiğneyemesin.Çiğnerse de cezasını göreceğini bilsin.Bunun için
iddianameyi basın mensuplarına gösterdim.Bütün Türkiye'nin bu davadan
haberi oldu.Peki oldu da ne oldu?Kocaman bir hiç...Sonra da kalkıp
yine demokrasi nutukları atıldı,hukuk devleti istendiğinden
bahsedildi falan filan...Ama kimse bu davanın üstüne gitmedi,bu savcı
ne oldu diye sormadı.İddianame nasıl olur da işleme konulmaz
demedi.Bu memlekette anlı şanlı profesörler var,aslan sosyal
demokratlar,insan haklarından dem vuranlar var.Var da var,say
sayabildiğin kadar,ama adam olan adam yokmuş ki,işin hukuki boyutu ne
televizyonlarda ne gazetelerde ne siyasi partilerde veya başka yerde
gündeme getirilmedi.
Bütün bunlara rağmen ben,aptal gibi üç yıldan beri internet
köşelerinde mektup üstüne mektup yazarak çözüm yolları
üretmeye,insanlarımızı birleşmeye ve bir şeyler yapmaya davet
ediyorum.Akıl üretip fikir tüketiyorum yine de nafile...Kimsenin
rahatından vazgeçmeye niyeti yok.Koltuklar sıcak,rahat tatlı,para
cazip...Kimse bir şeyini kaybetmek istemiyor.Tabii ki herkes
haklı,herkes benim gibi enayi değil ki...Üç yıldır maaşımın üçte biri
kesiliyor,terfii edemiyorum ve ilelebet de edemiyeceğim...Ceza üstüne
ceza alıyorum ve şimdi de sürgüne gönderiliyorum.
Bu sürgün (veya yer değiştirme) cezası benim alacağım son
ceza olacaktır.Çünkü bundan sonra bu millet için hiç bir şey
yapmam...Üç yıldır yaşadığım hücre hapsinden sonra zaten başka bir
ceza vermeselerdi de parmağımı bile kıpırdatmaya niyetim yoktu,şimdi
hiç kıpırdatmam.Bütün eziyeti ve sıkıntıyı ben çekeceğim,sen de
karşıma geçip,enayiye bak diye güleceksin.Maalesef bu millet beni
enayi yerine koydu.Çünkü yapılanların kendisi için olduğunu bildiği
halde,bana ve davama sahip çıkmadı.İçinizde hukukçu olanlardan hadi
bir tanesi mertçe çıksın ve desin ki,arkadaş sen yanlış veya yalan
söylüyorsun.Bahsettiğin olaylarda sen haksızsın...Ama DİYEMEZ,ÇÜNKÜ
BEN HAKLIYIM.Buna rağmen bana en ufak bir destek gelmedi.Çoluk çocuk
hepimiz perişan olduk,bir gün bile kapımızı çalıp da halin nedir
diyen kimse çıkmadı.Meslekdaşlarım beni gördüklerinde başlarını
çevirdiler,vs.vs..
Ben de bu kadar enayilik yeter diyorum ve hepinize veda
ediyorum.Çünkü yer değiştirme cezasıyla da olsa göreve iade
edileceğim için,yazdığım ve yazacağım her yazı soruşturma konusu
olacaktır.Benim ise bu her şeye müstehak millet için tekrar sıkıntıya
girmeye niyetim yok.Çünkü buna değmezmiş.
Bir daha yazışmamak üzere,hoşçakalın. 23.1.2003


Mesajın orijinali yazarı tarafından Hukuk email grubumuza gönderilmiştir.

Yorumların olayın "hukuki" yönüyle sınırlı kalmasını rica ederim..
Old 26-01-2003, 20:18   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

sayın admin,

Bu olay gerçek mi? Sayın savcının bu mesajının orijini hakkında yeterli bilgi sahibi miyiz? Bana olay oldukça tuhaf geldi. Türkiye bu kadar mı ' Muz Cumhuriyeti' oldu? Bu kadar mı duyarsız milletiz?

Old 26-01-2003, 22:17   #3
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Mehmet S. Tikici
Bu olay gerçek mi? Sayın savcının bu mesajının orijini hakkında yeterli bilgi sahibi miyiz? Bana olay oldukça tuhaf geldi. Türkiye bu kadar mı ' Muz Cumhuriyeti' oldu? Bu kadar mı duyarsız milletiz?

Olay hakkında ben de bilgi sahibi değilim. Ancak Sayın Savcının senelerdir mücadelesini internet üzerinde sürdürdüğünü biliyorum. Konuyla ilgili web siteleri açtı (hala da aktif sanırım), email'ler gönderdi, hukuk email grubunda ve diğer hukukla ilgili yazışma gruplarında aktif olarak duyurular yaptı ve bu da kendi ifadesiyle son mesajıydı..
Old 26-01-2003, 23:43   #4
htansu

 
Önemli

Okulda bir hocamız,zannedersem Prof.Dr.Bahri Öztürk şöyle demişti"Ülkemizde Savcılık makamını kaldırın,en son Savcıların haberi olur." Bunu Savcılık makamının bilerek etkisizleştirildiği imasıyla söylemişti.Bence,Sayın Savcı'nın başına gelenlerde bu sistem anlayışının ürünü.Yazını bende,başka bir hukuk sitesinden gelen e-maille okudum.Hukukçu kimliğiyle insanın inanası gelmiyor.Fakat,şu olay bile internette hukuk sitelerinin bizler açısından ne kadar faydalı olduğunu ortaya koyuyor.
Old 27-01-2003, 01:37   #5
keremim

 
Soru HAKLISINIZ . ANCAK NEDEN TESLİM.?

Sayın savcım sizin yazınızı yeni okudum. Olayla ilgili bilgim de vardı .Ancak Gelişmelerin anlattığınız şekilde olduğunu bilmiyordum.
Yaptıklarınıza aynen katılıyorum. Yine fırsatınız olursa da aynısını yapmanızı beklerim.
Ancak üzüldüğüm konu hemen teslim bayrağını çekmiş olmanızdır. Ülkemizde bireysel mücadelelerin varlığını ve bunların bedellerinin de olduğunu biliyordunuz diye düşünüyorum.
Ülkemizde hukukun ve demokrasinin hamasi söylmemler bağlamında kaldığını herkez gibi sizinde bildiğinize eminim . Özelliklede yaşadıklarınızdan sonra. Fakat teslim bayrağını çekmeniz çok üzücü. Yaptığınız C.Savcısının CMUK 153. maddesinin amir hükmüne ve bakanlık tarafından tebliğ edilen genelgelerine de çok uygun. Ohalde siz görevinizi yaptınız ve yapmaya da devam etmelisiniz. Alkış veya destek beklemek ülkemiz realitesine uygun değil.
Bir an için sizin psikolok olduğunuzu düşünelim ve hastanızı iyileştirmek için gerekeni yaparken hastanın deli olduğunu ileri sürerek tedavisini yapmayacağınızı söyleyebilirmisiniz. yaptığınız görev de bu nunla örtüşeçek şekilde düşünülmelidir. Sizde C.Savcısı olarak binlerce konformist C.savcısı arasında yasal gereğini görev bilinci ile yaparak kamu adına iddianamenizi düzenlediniz. Bunu düzenlerken diğer C.Savcılarının da yapması gerekenin bu olduğunu (Nazım Hikmetin dediği gibi "ben yanmassam" dan başlayarak) ülkenin yaşayan hukukunun ne olduğunu, demokrasisinin nerelerde olduğunu ve vatandaşlarımızın da duyarlılığının nereye kadar olduğunu bilerek tanzim ettiğinizi sanıyorum .Şimdi kalkmış süt döküldükten sonra yukarıda açıkladığım eksiklikleri ileri sürerek bundan sonra teslim olduğunuzu ve birdahada yapmayacağınızı söylüyorsunuz. Bu yukarıdaki örnekle örtüşmüyormu. Yani evrensel erdemlerin yok olduğu ve hastalandığı ülkemizde bunları ileri sürerek teslim olmanız üzücü. birilerininde bedel ödeyerek erdemler konusunda kazanımların yolunu açması gerekmiyormu.
ben ahkam kesmiyorum. Bende C.Savcısıyım. Ülkemizde çalışana ne yapıldığını 18 yıldır yaptığım görev nedeniylede çok iyi kanıksamış durumdayım. Görev yaptığım iki yer hariç diğerlerinin tamamından sürüldüm. Yargıç iken sorun yoktu ancak C.Savcısı olarak görev yapmaya başladıktan sonra soruşturmalar ve sürgünler başladı.
Ben Mardin de görev yapıyorum. CMUK nun 153. maddesinin amir hükmüne uygun olarak duyumlar hakkında kamu davasının açılıp açılmaması konusunda araştırma yaptıktan sonra resen operasyonlar yaptım. Hemde emniyet ve Askerler içindeki bağzı kişilerin olumsuz tutumlarına rağmen yaptım. İl Bayındırlık müdürü ile alt kadrosu, Tarım il müdürü ile alt katrosu, 1000 öğrencinin yatılı okuduğu okuldaki birden fazla yolsuzluk ile ilgili olarak müdürü ve alt kadrosu,Esi Valisi, Eski Emniyet Müdürü VS gibi operasyonları resen yaptım somut belgeler ile yargının önüne koydum. Bunların büyük çoğunluğu tutuklandı. yetişemediğim durumlarda İlin valisine olayları ihbar ederek ( Devlet arazisinin ucuza peşkeş çekilmesi, ihalelerdeki yolsuzluklar gibi.) önce idari sonrada adli gereğinin yapılması için gece gündüz uğraştım.
tarafıma suikast girişimi olduğunda önceden bilgi alarak engelledim .Ancak araştırmalarımız sonucunda bu işinde altında şu anda açıklayamayacağım kamu görevlilerinin olduğunuda tespit ettim. Soförlüğümü yapan ve kendisine para teklif edilerek aracı istedikleri yerde durdurmasını istedikleri şahısın bu konuyu başkasına anlatması sonucu suikast gerçekleşmeden öğrenmiş oldum. Şoförlüğümü yapan infaz koruma memurudur. bu konuya ilişkin tespitimden kısa bir süre sonra kayboldu.
Banamı ne oldu 16 aydır açıktayım.Ancak korkmak, sindirilmek, ehlileştirilmek kısaca konformist olmaktan hala uzağım. Tam aksine görevime dönmem halinde eskisinden daha çok ve daha hızlı çalışacağım. Bunun aksini düşünen görevliler varsa görevden atarlar. Ben bu şekilde çalışırken ülkemizin ve vatandaşlarımızın haklarını korumakla görevli olmam ve bunun karşılığında da maaşımı ödüyor olmalarının dışında başka bir gerçek yoktur.kimsenin desteğini beklemiyordum ve görmedimde.Özellikle sinek gibi yaşayan meslektaşlarımızın çoğunluğunun tutum ve davranışlarının ayırdında olan birisi olarak tutum ve davranışlarına şaşırmıyorum. Tam aksine onların adına üzülüyorum.Yazılacak çok şey var ancak okumak isteyenlerinde yazının uzunluğundan etkilenerek okumayacaklarına emin olduğum için burada kesiyorum. size başarılar dileyerek kolay gelsin diyorum.sizden başka da bu meslekte duyarlı kişilerin olduğunu bilmenizi isterim. Saygılarımla. Mardin C.Savcısı
(Bir kısım kişilerin ülkenin muz cumhuriyetimi şeklindeki yaklaşımlarınıkomik bulduğumu ve ülke realitesi ile televole kültürünü karıştırdıklarını görünce şaşırmadığımı da belirtmek isterim.)
Old 27-01-2003, 08:54   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Savcı- Bir takım kişiler- Ve Hukuk !!

Sayın Keremim..

Bu site dahilinde hukuk dışında yazmamaya çalışıyordum ancak;
yazınızın mesleki duyarlılıktan uzak bir cümle ile bitmesini hazmedemedim..

Alıntı:
(Bir kısım kişilerin ülkenin muz cumhuriyetimi şeklindeki yaklaşımlarınıkomik bulduğumu ve ülke realitesi ile televole kültürünü karıştırdıklarını görünce şaşırmadığımı da belirtmek isterim.)


Yukarıdaki alıntıda yer alan ifadenizin muhatabı ben isem; şunu bilmelisiniz ki hata içindesiniz.

Bir takım kişi dediğiniz adını sanını açıkça yazan benim. Siz meslektaşlarınıza 'Bir takım kişiler' şeklinde isim takabiliyorsanız üzülürüm ki anlattıklarınız ve düşüncelerinizdeki samimiyette irdelenecektir.

Tele vole kültürü ile beni aynı kefeye koymaya cesaret etmenizi ibretle izliyorum ve meslek adına ne hallere düştüğümüzü yazınızla bir kez daha görüyorum.

Old 27-01-2003, 23:07   #7
keremim

 
Neşeli kişisel almayın

Sayın tikici;
Ben cümlemi size hitaben değil sizin gibileri için yazdığımdan isim vermedim.Sizde yalnız değilsiniz.Nedenmi?
vatandaşlarımızın arasında Avukatlık yapmakta olan sizin gibilerinin elit bir tabakayı temsil etmesininde toplumsal sorumluluklarıda yüklediğine ve bu yükümlülüğünüzü yerine getirmediğinizi gördüğüm için yazdım.Bu sorumluluğunuzun sizlerinde ülke realitesini en iyibilenlerden olmanız ve bunlarıda açıkca yazmak ve anlatmak zorunda olmanıza rağmen ülkenin muz cumhuriyetimi olduğunu , halkımızında bukadar duyarsızmı olduğunu sormanız absürt değilmi?.Özelliklede sayın C.Savcısının yaşadığı gerçekleri yazmış olmasının altına dalga geçer gibi yazmanız doğrumu. Belki birşeyler karalamak için yazmış olabilirsiniz. Bunada hakkınız yok.hukuk ve demokrasi açısından ülkenin acınacak durumunu bilmeniz gerekmezmi? O halde cahil halkımızın söylemlerini kullanmanıza nedemeli ? Sayın C.Savcısının yazdıklarını hukuk adamı olmanın verdiği sorumluluk bilinci ile açıkca ve cesaretle değerlendirmeniz gerekmezmi?
bir eylemden iki ceza verilmesi , hakkındaki davaların sonuçlanmasına rağmen görevine iade edilmemesi, devletin bütünlüğünü zedeleyen askeri yargının bulunması, toplumsal baskı kurumlarından olan baronun bu konudaki korkaklığı nedeniyle duyarsızlığı, bilmemekten değil korkudan dolayı bu konudaki duyarsızlığın nedeni gibi nedenleri açmanız ve irdelemeniz gerekirken yazdığınızı esefle okudum.Bu nedenlede o şekilde yazarak cümlemi bitirdim. bu gibi olaylarda kaybedenler kişiler değil toplumun tüm bireyleri olacaktır unutmayın.
Yazımı uslüp bağlamında değerlendirikende yine sokakdaki vatandaş ağzı ile ve yaklaşımı ile yazmanızda beni doğruluyor. yani aksi halde yazdıklarımı değerlendirmeyecekmiydiniz.Ben söylediğimi bildiğim gibi bildiklerimide her yerde herkeze karşı söylerim. Antikonformistim . Bizim gibilerine de alışacaksınız.bu nedenle yazdıklarınızı ibretle izlemenizi bekliyorum. bunun gerçekleşmesi halinde meslek adına ne hale düştüğümüzü daha iyi anlayacağınızı umuyorum. meslek olarak iyi halde olsaydık bu günler kabus haline dönüşmezdi. Belki siz bunada katılmıyorsunuzdur.Saygılarımla. kendinize iyi bakın. C.Savcısı
Old 28-01-2003, 08:46   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Keremim,

Son yazınızda eleştirinizin sebebini anladım. Ancak, yanıldığınızı düşünüyorum. Çünkü benim ifadem: '' Bu gerçek mi? Türkiye bu kadar mı Muz Cumhuriyeti oldu? '' şeklindeydi. Bundan kastım açıktır. Olayı son derece hukuk dışı bulduğumu, Bu tür olayların ancak Kabile düzeninde olabileceğini ve şaşkınlığımı belirtmek istedim.

Elbette ki, Sayın Savcıya sonuna kadar destek veriyorum, hatta olay sonrası yaptıklarını eksik ve yetersiz buluyorum. Bana bunlar yapılsaydı ve ben o ülkenin savcısı olsaydım.. daha farklı şeyler yapardım.. Neler yapacağımı yazmak istemem aksi takdirde sayın savcımızı etkilemiş, istemediği halde bir şeyleri yaptırmış durumuna düşebilirim.. Çünkü internet ortamında insanlar birbirini tanımayamamanın aldrımazlığı ile kırıcı olabiliyor.

Yaptığı işlem, görevi icabıdır. Cumhuriyet ' in savcısı Cumhuriyet'e gölge düşürecek her türlü eylemi soruşturmak, takip etmekle yükümlüdür.

Fakat sizin yaklaşımınızı yadırgadım. Cümleyi iyi analiz etmeden, tele-vole adı ile bilinen zibidiliklerle beni eş tutmanız beni üzdü.

Neyse ki niyetler anlaşıldı. Açıklamanız için teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Old 29-01-2003, 00:02   #9
keremim

 
Yeni Fikir Birkaç örnek lütfen

Sayýn Tikici;
Son yazýnýzda yazdýklarýmýn tarafýnýzdan anlasýldýgýný gördüm.
Ancak sizden bir ricam olacak kabul ederseniz sevinirim.
Lütfen sayýn C.Savcýsýnýnyerinde olsaydýnýz bir hukuk adamý olarakta neler yapabilirdiniz? Birkaç örnek verirseniz sevinirim.

Saygýlarýmla. C.Savcýsý
Old 10-03-2003, 18:07   #10
Av.Ayhan ERDOĞAN

 
Kitap SIKINTISI GİDER ŞEREFİ KALIR

Sayın Sacit Karasu,
Yazdıklarınızı kimsenin takip etmediğini düşünmeyin. İstanbulda bir çok insan yeri geldiğinde sizin bu girişiminizi dile getiriyor. Ancak, her dile getirilme sizin huzurunuzda yada bilginizde olmayabilir. Zaten şartta değil. Öte yandan yaptıklarınız ile çıkardığınız sonuç birbirine uymuyor. Öncelikle konuyu demokratlarla sınırlamanız ya da tanımlamanazı gerekmiyor. Bu işin öncelikle 'hukukçulara' düştüğünü ifade etmek gerekir. Yaptığınız iş tarihsel bir iştir. Tarihe not düşmektir. Bu işi ne ilk yapansınız nede son. Bir çok tanıdğım yurtsever dürüst namuslu aydın insanın tarihe bu tür notlar düşmesinin amacı ilerki yıllara ilişkin bir çabaya kaynaklık etmekten ibarettir. Sokrat'ı herkes bilir ancak yargılayanları değil. Her eylem her davarınş sonucunu aynı anda göstermeyebilir. Özellikle toplumsal olaylara ilişkin davranışlarda bu sonuç bazen yüzyıllar sonrada alınabilir. Bazen aynı andada sonucunu görebilirsiniz. Ancak, hiç kimse öncelikle insan olarak ve hukukçu olarak yapması gerekenleri bir karşılık görmek için yapmaz. Ben sizinde bu amaçla yapmadığınızı biliyor ve öyle olduğunu düşünüyorum. Tepkinizin sebebini toplumsal umursamazlığa yönelik olduğunu hani Nazım Hikmet'in ünlü 'koyun gibisin be kardeşim' şiirinde gösterdiği tepkiye benzetmeye çalışıyorum. Ancak, tercihler bizimdir. Ben haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı insana zulmedenlere karşı bir anlayışı tercih ediyorsam bu tercihin baskı ve zorun egemen olduğu dönemlerde tarafıma nasıl döneceğini bilmeme karşın bu tercihin doğrudan kendime ilişkin bir tercih olması sebebiyle şikayet etme hakkımdan peşinen vazgeçmiş sayılırım. Esasen herkesin iyi olduğu toplumlarda iyi olmakta kolaydır. Zor olan demokratik hukuk devletinde hukuku savunmak değildir. Tabii ki o toplumsal durumdada bunu yapmak iyidir. Ancak, zor olan toplumu bu duruma taşıyacak mücadelede kendi kişisel varlığını tehdit edebilecek ortamlara karşın bu erdemi taşımak ve inandıklarını savunmaktır. Bende başımdan geçenleri bir kitap haline getirmeye çalışıyorum. Ülkemizde yaşayan her dürüst insanın her hukukçunun (her avukatın,savcının ya da hakimin değil) her aydının, insan haklarını savunmaya çalışan yada haklarını savunan her vatandaşın film olabilecek bir öyküsü olduğuna inanıyorum. Ülkemizin bu konuda üretken olduğunu düşünüyorum. Son olarak Kenan Evran hakkında dava açmak fikrinin ilk sizin aklınıza geldiğinede inanmıyorum. Ama dava açma cesaretini ilk sizin gösterdiğinizi düşünüyorum. Bunun nedenlerini düşünmediğinizi görmekteyim. Sizi farklı kılan bu işe cesaret etmektir. Bu hususta çok düşünen olmasına karşın sizin ilk olmanızın bir bedeli olacağını düşünmek durumundasınız. Ancak bu davranışı medyatik olma anlamında bir gerekçeyle tepkilendirmenizi öncelikle kendinize haksızlık sayarım. Diğer taraftan insanlar zaman zaman kırılgan olurlar. Acılar çektiklerinde bu tür tepkileri dile getirebilirler. Ancak, bir süre sondra yine kişiliklerine uygun olan o bağımsızlık karakterli öne çıkar. Sizinde bu süreci yaşadığınızı düşünüyorum. Geçmiş olsun dileklerimi değil, cesaretinizi kutlama dileğimi iletmeyi tercih ediyorum. Saygılarımla.Av.Ayhan Erdoğan
Old 11-03-2003, 01:21   #11
keremim

 
Varsayılan size katılıyorum

Sayın Erdoğan,
Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Ülke realitelerinin ayırdında olarak bunu dile getirmeniz,sessiz kalmamanız ,duyarlılığınız ve konuya yaklaşımınızdan dolayı sizi kutluyorum. Başınızdan geçenleri kitap haline getirme ereğinizi gerçekleştirmenizi diler barşarılar dilerim. Saygılarımla
"Mardin de CMUK nun 153. maddesi gereğince yaptığı operasyonlardan dolayı kendisine basit ve küçük zekalıların yaptıkları komplo sonucu ,tanımlamaktan utandığım hukuk adamlarının da alet olmaları nedeniyle açığa alınan ve 16 aydır açıkta bulunan, hakkında açılan kamu davasının sonucunda da beraat etmesine rağmen göreve iade edilmeyen buna rağmen çoğu kez tek başına olduğunu düşünmek zorunda bırakılan sinmeyen ,korkmayan,bıkmayan ,dönmeyen yaptığından pişman olmayan bundan sonrada aynı yolda devam etme amacını yaşatan Cumhuriyet Savcısı " Halit Gölge
Old 24-03-2003, 21:06   #12
Nusret

 
Varsayılan Sacit Kayasu'ya Cevap

Sacit Kayasu arkadaşımızın yazdığı mesajı okuyarak verdiği hukuk mücadelesini (bence bu aynı zamanda politik bir mücadeledir de) ayrıntılı olarak öğrenmiş oldum. Bu olaydan, zamanında bir gazetede okuyarak haberdar olmuştum.

Sacit arkadaşımızı verdiği bu mücadeleden dolayı kutluyorum, ama yazdığı mesajdan dolayı da kınıyorum. Bizler, yani bu memleketin, bu halkın bilinçli evlatları, yaptığımız hiçbir şeyi, birileri bizi taltif etsin diye değil, sadece ve sadece onurlu yaşamanın bir gereği olduğu için yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Şimdi itiraz edilecektir, "ben taltif edilme değil, destek bekledim" diye. Ama yaptıklarından dolayı destek görmediği için pişmanlık duymak ile taltif edilmediği için kızgınlık duymak arasındaki sınır o kadar da kalın değildir.

Sacit Bey bilmez mi ki, demokratik hak ve özgürlükler için bu memlekette verdiği mücadele nedeniyle, kendisi gibi sadece işini (o da geçeci olarak) ve aile huzurunu değil, her şeyini, hatta yaşamını bile kaybetmiş kadınlı erkekli yüzlerce, binlerce yiğit vardır. Ve Sacit Bey, bu mücadelede bu tür serzenişlerin mücadelenin ahlakına aykırı olduğunu bilmez mi? Aklıma, 31 Mart 1981 tarihinde, 6 yıllık askeri öğrencilikten (3 yılı KAL'nde, 3 yılı da KHO'nda) sonra Teğmenliğe nasbına 1 yıl kala Kara Harp Okulu'ndan uzaklaştırıldıktan sonra, hayatının en büyük amacı beni, yani büyük oğlunu subay görmek olan babamın lafları geldi. O da böyle "Hani nerede arkadaşların, gelsin de sana yardım etsinler, seni kurtarsınlar!" demişti bana.

Babamın vefat ettiği sene, 1987'de İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ni bitirmiştim. Neyse ki, rahmetli babama henüz sağken fakülteyi bitirdiğimi söyleyip gönlünü alabilmiştim. Aynı lafları, 5 yıllık avukat iken, 1993'te hakkımda DGM'lerde (hani şu düşünce suçları nedeniyle) açılan basın davalarından dolayı verilen gıyabi tevkif kararları nedeniyle mesleğimi fiilen yapamaz hale geldiğimde annemden de duymuş idim. Ve bu süreç yaklaşık 8 yıl sürdü, oğlumu 11 aylık iken bırakıp 2,5 yaşında iken alabilmiştim yanıma. Ama annem ve babam, sonuç itibariyle bilinçli olmayan iki işçi idi. Fakat bu mesajı yazmama sebep olan aynı türden serzenişlerin ve pişmanlık bildirilerinin sahibi ise memleketimizin aydın ve bilinçli bir insanı!?

Yukarıda yazdıklarıma kendi cephemden daha bir çok şey ekleyebilirim, ama gerek yok. Çünkü çok daha ağır bedeller ödeyen, bedel öderken de asla "yalnız bırakıldım, bu nedenle pişmanım" diye şikayet etmeyen insanlarımızın anıları bizi rahatsız eder. Ve bizler kendi cephemizden yaptıklarımızdan bahsetmeyi zul sayarız.

Sacit Bey'in yaptıkları iyidir, ama yetersizdir. Ve bu tür mesajlarla yaptıklarına gölge düşürmüştür. Kendisinden attığı onurlu bir adımın üzerine düşürdüğü bu gölgeyi bir an önce kaldırmasını dilerim.
Old 31-03-2003, 11:20   #13
cakaro

 
Varsayılan iyi iyi.....

Sayın savcının yazdıklarını okuyunca ,bu ülkede suçsuz yere hapis yatan ,yanlış,eksik hazırlanan iddianamelerden dolayı yıllarca süren hukuki davaların içinde kendini bulan,bazende suçsuz yere mahkum olup suçsuzluğu yıllar sonra ortaya çıkan ve sadece bir hiç elde eden insanlar aklıma geldi.ayrıca kanuni prosedürü bilemeyip,eksik yaptığı ve belkide yapamadığı itirazlarından maddi manevi tazminatlar ödeyen insanlar da aklıma geldi.aklıma çok şey geliyor açıkçası,ALLAH getiriyor bunları aklıma....ilahi mahkemenin başkanı ve tek üyesi.ne diyeyim,bu dünya böyle bir dünya,tüm gerçek adalet savaşçılarına,rüşvet yemeyen,iltimas geçmeyen,insani yönünü kaybetmemiş,adam gibi adam,şerefli,haysiyetli,onurlu,ATATÜRK'ÜN SAVCILARINA,HAKİMLERİNE SELAM OLSUN VEDE HELAL OLSUN.
bu ülkenin ilelebet payidar kalmasında en önemli görevler size düşüyor ve biz bu ülkenin onurlu insanları,böyle hakimimizin,savcımızın,yanındayız.(dürüst olanların yani).
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? sibelniko Hukuk Sohbetleri 21 30-09-2013 08:43
Neden "Türkiye Cumhuriyet" Merkez Bankası? Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 14 28-11-2009 21:42
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." metin karadag Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 26 28-07-2007 20:47
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? Aslı Hukuk Soruları Arşivi 6 27-12-2006 01:32
"Yaşasın Cumhuriyet" Av. Adil Giray ÇELİK Site Lokali 0 28-10-2002 14:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05408192 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.