Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

TTK Tasarısı Hakkında

Yanıt
Old 29-06-2006, 16:37   #1
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan TTK Tasarısı Hakkında

Tasarı metni aşağıdaki linktedir.

http://www.kgm.adalet.gov.tr/turktic...nutasarisi.htm

Ayrıca buraya Ünal Tekinalp tarafından yazılmış sunuş metnini ekliyorum.

Alıntı:

Tasarısı Prof. Dr. Ernst E. Hirsch tarafından kaleme alınmış bulunan, 1 Ocak 1957 tarihinde yürürlüğe giren ve elli yıla yakın bir süreden beri uygulanmakta olan 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu Türk hukukuna ve Türk ticaret hayatına büyük hizmetlerde bulunmuş bir kanundur. Bu kanunun kurumları ve hükümleri bağlamında özgün öğretiler oluşmuş ve ufuk açan yargı kararları verilmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Türk hukukunda örnek alınan, çağdaşları arasında saygın bir yeri olan, çözümleri nesnel adalete dayanan, menfaatler dengesinin başarıyla gerçekleştirildiği temel bir kanundur.
6762 sayılı Kanunun uygulandığı 20. yüzyılın ikinci yarısı, bir ticaret kanunu için önemli ve bir anlamda sıradışı diye nitelendirilebilecek olayların cereyan ettiği bir zaman dilimidir. Bu süre içinde, Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak hayata başlayan Avrupa bütünleşmesi projesi, Avrupa Topluluğu aşamasından geçtikten sonra Avrupa Birliğine ulaşmış ve bu Birlik henüz tasarı halinde bulunan, federalizm ilkesinin kendisini kuvvetle hissettirdiği “Avrupa İçin Bir Anayasa Oluşturan Antlaşma Tasarısı"nın üye devletlerde referanduma sunulması veya ulusal hukuklarına göre kabul edilmesi aşamasına varmıştır.
Avrupa Birliği, ekonomik, ticarî ve siyasî bir güç olmak yanında, aynı zamanda maddî hukuk kuralları koyan uluslarüstü bir topluluktur. Bu Birliğin koymuş bulunduğu maddî hukuk kuralları arasında 6762 sayılı Kanunun beş kitabını da ilgilendiren konular oldukça büyük bir yer tutmaktadır. Sözkonusu Avrupa hukuku, özellikle ticaret şirketleri, sermaye piyasası ve ticarî işletme alanlarında yoğun, deniz ile kara taşımacılığında ve sigortada kendisini hissettirebilecek düzeydedir. Bu oluşumun, 6762 sayılı Kanunu doğrudan etkilememesi imkânsızdır. Kaldı ki, Türkiye 1960'lardan beri AET'nin ortak üyesidir. Ülkemiz 11 Aralık 1999'da Helsinki Zirvesinde tam üye adayı olmak konumunu kazanınca acquis communautaire'nin Türk hukukuna aktarılması gerekli hâle gelmiştir. 17 Aralık'ta Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim 2005 tarihinde başlaması Konsey tarafından karara bağlanınca bu gereklilik, zorunluluk halini almıştır. 6762 sayılı Kanunun yerini alacak yeni bir Türk Ticaret Kanunu hazırlanması da bu zorunluluğun kapsamı içindedir. Bunun dışında teknolojideki başdöndürücü değişiklikler, AB yanında, Avrupa Ekonomik Alanı ve NAFTA gibi birliklerin çalışmaya başlamaları ve nihayet Dünya Ticaret Örgütünün faaliyete geçmesi de Türk Ticaret Kanununu doğrudan ilgilendiren gelişmeler arasında yerlerini almıştır. Çünkü, bu birlikler de uluslararası veya uluslarüstü nitelikte maddî hukuk kuralları koymuşlardır.
Yeni bir Türk Ticaret Kanunu yapılmasının bunun dışında tüketicinin korunması, halk paysahipliğinin ve demokrasisinin gelişmesi, elektronik ortamda hukukî işlem kurmanın yaygınlık kazanması, çevre ve deniz kirliliklerinin taşıyıcının sorumluluğunu etkilemesi ve bir tüketici olarak sigortalının özel olarak korunması gibi çok özel sebepleri vardır. Elli yıllık uygulamasında 6762 sayılı Kanun pek az değiştirilmiş, hiçbir değişiklik reform niteliği taşımamıştır. Oysa katılmayı hedeflediğimiz AB'de her üye ülkenin kanunu en az elli defa değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin birçoğu reform düzeyindedir. Bu sebepler genel gerekçede ayrıntılı bir şekilde açıklanmış, Avrupa'da Avrupa Birliği üyeleri başta olmak üzere çeşitli ülkelerde, 6762 sayılı Kanunun kapsamına giren konularda yapılan ve reform niteliği taşıyan değişiklikler açıklanmış ve reform konuları gösterilmiştir.
Kısaca, başlıcalarına değinilen sebeplerle yeni bir Türk Ticaret Kanunu hazırlanabilmesi için, T.C. Adalet Bakanlığı, üniversite öğretim üyeleri, Yargıtay üyeleri, Sermaye Piyasası Kurulu, Türkiye Noterler Birliği, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Odalar Birliği mensuplarından oluşan bir komisyonu ("Komisyon") 08/12/1999 tarihli Bakan oluruyla oluşturmuştur. İlk toplantısını 10/02/2000 tarihinde yapan Komisyon İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal Tekinalp'i başkanlığa, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanı Coşkun Koçak'ı da başkan yardımcılığına seçmiştir. Komisyon çalışmaya başladıktan sonra Bakan olurlarıyla genişlemiştir. Komisyon şu üyelerden oluşmaktadır:
Prof. Dr. Ünal Tekinalp (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı), (Başkan); Coşkun Koçak (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanı), (Başkan Yardımcısı); Yurdaer Özdilek (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi); Recep Yalçın (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Üyesi); Prof. Dr. Yaşar Karayalçın (Banka ve Ticaret Hukuku Enstitüsü Müdürü); Prof. Dr. Turgut Kalpsüz (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi emekli Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Yalçın Çakalır (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı); Prof. Dr. Hüseyin Ülgen (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Sabih Arkan (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Güzin Üçışık (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Huriye Kubilay (Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Ali Bozer (Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. İnci Deniz Kaner (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Necip Ortan (Türkiye Barolar Birliği temsilcisi ve Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Hamdi Yasaman (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Prof. Dr. Sami Karahan (Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Bülent Üstünel (Türkiye Muhasebe Standartları Kurumu Başkanı); Dr. A. R. Zafer Sayar (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkan Yardımcısı); Prof. Dr. Nalân Akdoğan (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Üyesi); Prof. Dr. Ercüment Erdem (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Ali Gençler (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürü); Süleyman Bayar (Denizcilik Müsteşarlığı Genel Müdür Yardımcısı); N. Hülya Kemahlı (Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı); Dr. Fatma Dilek Kabukçuoğlu Özer (Hazine Müsteşarlığı Daire Başkanı); Dr. Çağlar Manavgat (Sermaye Piyasası Kurulu Hukuk İşleri Daire Başkan Vekili); Doç. Dr. Abuzer Kendigelen (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Doç. Dr. Veliye Yanlı (İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi); Doç. Dr. Mehmet Helvacı (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Doç. Dr. Arslan Kaya (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Doç. Dr. Aynur Yongalık (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Yard. Doç. Dr. Mertol Can (Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Dr. Mürsel Başgül (Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Yard. Doç. Dr. Kemal Şenocak (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Yard. Doç. Dr. Hakan Karan (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Yard. Doç. Dr. Kerim Atamer (Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi); Kenan Özdemir (Adalet Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı); Yüksel Hız (Adalet Bakanlığı Daire Başkanı); Hüseyin Ekinci (Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi); Muharrem Barut (Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi); İsmail Demir (Denizcilik Müsteşarlığı Hukuk Müşaviri); Zübeyde Manisalı (Ulaştırma Bakanlığı Hukuk Müşaviri); Av. Enes F. Çömez (BDDK Uzman Yardımcısı); Umut Gürgey (BDDK Uzman Yardımcısı); Refik Demirci (Türkiye Noterler Birliği Ankara 44. Noteri); Avukat Levent Karaçam (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Müşavir Avukat).
Yukarıda isimleri zikredilenlerin dışında başlangıçta Komisyon üyesi olanlardan, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Prof. Dr. Samim Ünan ve Doç. Dr. Asuman Turanboy’un istifa etmeleri; Ali Em’in Yargıtay Üyesi seçilmesi, Uygur Aktalay’ın emekli olması; Zümra Yılmaz’ın birim değişikliği yapması; Gülçin Durak’ın Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ali Karagülmez’in Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne ve Sami Sezai Ural’ın Türkiye Adalet Akademisi Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atanmaları sebebiyle Komisyon üyelikleri sona ermiştir.
Komisyon ilk toplantısında Türk Ticaret Kanununun altı kitaptan meydana gelmesini kararlaştırmış ve her kitap için bir alt komisyon kurmuştur. Bu komisyon ve başkanları aşağıda gösterilmiştir.
Ticarî İşletme Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Necip Ortan); Ticaret Şirketleri Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Ünal Tekinalp)[i][1]; Kıymetli Evrak Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Hamdi Yasaman); Taşıma İşleri Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Hüseyin Ülgen); Deniz Ticareti Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Turgut Kalpsüz); Sigorta Hukuku Alt Komisyonu (Başkan: Prof. Dr. Hüseyin Ülgen).
Tasarının her kitabına ilişkin (kısmî) tasarı alt komisyonda hazırlanmış, tartışılmış ve daha sonra Komisyona sunulmuştur. Komisyon alt komisyonlardan gelen kısmî tasarıları madde madde ele alarak tartışmış ve kabul etmiştir. Komisyonda yapılan tartışmaların ‑"ticarî işletme kitabına ilişkin ilk oturumlar hariç‑ tümü banda alınmış ve bantlar Türkiye Noterler Birliği tarafından çözdürülmüştür. 30 cilt civarında bulunan bu tartışmalar Adalet Bakanlığı tarafından kitap halinde yayınlanacaktır. Tartışmalar, tamamiyle konuşmaların özgün halini yansıtmakta olup, bunların daha sonra içerik ve hatta ifade itibariyle değiştirilmeleri yoluna gidilmemiş, sadece olabildiği oranda imlâ yanlışları düzeltilmiştir. Komisyon 45 kişiden oluşmasına rağmen ortalama 25 kişi ile çalışmış, deniz ticareti ve sigorta kitaplarında ise, konuların özel uzmanlık gerektirmesi dolayısıyla bu sayı daha da düşmüştür.
Komisyon 516 oturum yapmıştır. Buna alt komisyon oturumları dâhil değildir. Bu konuda, 188 oturumla deniz ticareti alt komisyonu özel bir yeri haizdir. Anılan komisyonda yer alan arkadaşlar Komisyon toplantılarındakilerin yanında büyük bir özveri ile çalışmışlardır.
Gerek Komisyonda gerek alt komisyonlarda yabancı metinlerin ve literatürün özgün metinleri tartışılmıştır. Çoğu kez aynı metnin Almancası, Fransızcası ve İngilizcesi değerlendirme ve tartışmanın konusu olmuştur.
Türk işletmelerinin, uluslararası rekabet piyasalarında güçlü aktörler olarak çalışabilmelerini sağlayacak kurum ve sistemlere yer veren, acquis communautaire'nin Türk hukukuna ticaret kanununu ilgilendiren yönleriyle tam olarak yansıtılmasını amaçlayan Türkiye'nin güncel orta ve uzun vadeli gereksinimlerine cevap oluşturabilecek mekanizmaları ve hükümleri içeren, modern ticaret hukukuyla örtüşen, mevcut bilimsel birikimin korunması ve yargı kararlarıyla bugüne kadar sağlanmış olan hukukî gelişimin sürdürülmesini hedefleyen Tasarının Türk hukukuna hayırlı olmasını dilerken, büyük bir özveri ile çalışan bütün Komisyon üyelerine şükranlarımı sunuyorum. Komisyon üyelerinin tartışmalarda ortaya koydukları bilimsel düzeyi, görevlerini yerine getirirken taşıdıkları örnek sorumluluk anlayışını her zaman minnetle hatırlayacağım. Ayrıca, yeni Türk Ticaret Kanunu hazırlık çalışmalarını başlatan ve Komisyonumuzu her zaman cesaretlendirmiş olan Adalet eski Bakanı ve aziz dostum Prof. Dr. Hikmet Sâmi Türk’e ve Komisyonumuza her zaman ilgi gösterip destek vermiş olan Sayın Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Kanunlar Genel Müdürü Niyazi Güney'e ve Komisyonumuzun da üyesi olan onun yakın çalışma arkadaşları, Genel Müdür Yardımcısı Kenan Özdemir’e, Daire Başkanı Yüksel Hız'a, tetkik hâkimleri Hüseyin Ekinci'ye ve Muharrem Barut'a; Tasarı'nın mimarları olan alt komisyon başkanları Sayın Prof. Dr. Necip Ortan'a, Prof. Dr. Hamdi Yasaman'a, Prof. Dr. Hüseyin Ülgen'e ve Prof. Dr. Turgut Kalpsüz'e ve alt komisyonların yorulmadan çalışan üyelerine ve özellikle büyük yük taşıyan Doç. Dr. Arslan Kaya'ya, Dr. F.Dilek Kabukçuoğlu Özer'e, Yard. Doç. Dr. Kerim Atamer'e, Yard. Doç. Dr. Mertol Can'a, Yard. Doç. Dr. Hakan Karan’a; kendilerinden daimi destek gördüğüm, ticaret hukukunun mümtaz simaları Prof. Dr. Yaşar Karayalçın ile Prof. Dr. Ali Bozer'e; Yargıtay uygulamaları açısından büyük katkılarda zaman zaman ikazlarda bulunan 11. Hukuk Dairesi üyesi Yurdaer Özdilek'e ve 19. Hukuk Dairesi Başkanı Coşkun Koçak'a; bantların çözülmesinde bize yardımcı olan Türkiye Noterler Birliğine ve ayrıca Sayın Refik Demirci'ye; gerek Tasarı metnini, gerek genel gerekçe ve madde gerekçelerini en az sekiz kez yeniden yazan yakın çalışma arkadaşım Serpilhan Türkân Burgucu'ya teşekkürlerimi sunarım.

Old 05-07-2006, 12:49   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

TTK tasarısını tartışmak, Mevcut TTK ile karşılaştırmak, eleştiri ve görüşlerimizi belirtmek için nasıl bir yöntem izleyeceğimizi öncelikle belirlememiz gerekir.

Madde madde üzerinden geçmek yerine mevcut TTK hükümlerini değiştiren ve farklılık arz eden hükümler ile ilk defa TTK 'ya girecek olan hükümleri incelemekte yarar görüyorum.

BU konudaki görüşlerinizi lütfen bu alana yazarsanız, ona göre ortak bir yöntem bulup, bir an önce Çalışma Grubunu hayata geçirelim.

Saygılarımla.
Old 09-07-2006, 21:54   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Yeni TTK Tasarısı, Genel Gerekçesi ve Madde Gerekçeleri ile oldukça ayrıntılı ve iyi hazırlanmış bir metin olarak internette kolaylıkla bulunabilir ve incelenebilir. Tasarı, TTK'nın hangi hükümlerini hangi gerekçe ile ve neden değiştirdiğini açıklıkla ortaya koymaktadır. Bu hükümler incelenerek ve yerleşik uygulama sorunları dikkate alınarak değişikliklerin yerinde olup olmadığı yönünde sağlıklı fikirler üretilebilir.
Yeter ki, oldukça uzun Gerekçeli Tasarı Metni'ni okumaya zamanımız olsun ve üzerinde yoğunlaşmaya sabrımız elversin.
Kolaylıklar...
Old 20-09-2006, 21:14   #4
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan Ultra Vİres Kurami

Ben ticaret hukukunu bu yıl almış bir öğrenci olarak çalışma grubundaki ilk tartışma konusunu açmak istiyorum.Ticaret kanunumuza göre ;ticaret ortaklıklarının ehliyeti işletme konuları ile sınırlıdır.İşletme konularının dışındaki konularda faaliyette bulunamazlar.Buna ultra vires kuramı denir.Fakat tasarı ile ultra vires kuramı çok yumuşatılmış ve kaldırılmaya çalışılmıştır.Tasarı da 'işletme konusu ile sınırlı kalmak' ibaresi çıkarılmış ve ticaret ortaklıklarının ehliyetleri genişletilmiştir.Bu durumda peynir üreten bir ticaret şirketi çimento alışverişi yapabilirmi?Tasarının işletme konuları ile sınırlı kalmak ibaresini çıkarmış olması ultra vires kuramını tamamen mi yok etmiştir?Yoksa bunun bir sınırı var mıdır?Varsa, bu tasarıda belirtilmediğine göre bu sınır nasıl belirlenicek?
Old 24-09-2006, 20:43   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan PINAR YILMAZ
Ben ticaret hukukunu bu yıl almış bir öğrenci olarak çalışma grubundaki ilk tartışma konusunu açmak istiyorum.Ticaret kanunumuza göre ;ticaret ortaklıklarının ehliyeti işletme konuları ile sınırlıdır.İşletme konularının dışındaki konularda faaliyette bulunamazlar.Buna ultra vires kuramı denir.Fakat tasarı ile ultra vires kuramı çok yumuşatılmış ve kaldırılmaya çalışılmıştır.Tasarı da 'işletme konusu ile sınırlı kalmak' ibaresi çıkarılmış ve ticaret ortaklıklarının ehliyetleri genişletilmiştir.Bu durumda peynir üreten bir ticaret şirketi çimento alışverişi yapabilirmi?Tasarının işletme konuları ile sınırlı kalmak ibaresini çıkarmış olması ultra vires kuramını tamamen mi yok etmiştir?Yoksa bunun bir sınırı var mıdır?Varsa, bu tasarıda belirtilmediğine göre bu sınır nasıl belirlenicek?

Teşekkürler. Sizden de aynı şeyi rica ediyorum. Tasarıda bulunan yeni hükmü alıntılayıp, eski hükümle karşılaştırabileceğimiz bir şekilde bu alana ekleyelim. Sonra yine tasarı kanun gerekçesini özetle ekleyelim.

Saygılarımla..
Old 26-09-2006, 23:58   #6
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Ultra vires kuramı mevcut TTk'nın 137. maddesinde düzenlenmiştir.

B) HÜKM
 SAHISLARIN EHLYET

MADE 137 - Ticaret
sirketleri hükmi sahsiyeti haiz olup sirket mukavelesinde yazılı isletme
mevzuunun çevresi içinde kalmak
sartiyle bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler.
Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.
Tasarıda ise bu konu 125. maddede yer almaktadır.Fakat tasarının ilgili maddesini elde edemediğim için ekleyemedim.Eğer elde edebilen varsa maddeyi buraya eklemesini rica ediyorum.Böylece tartışmayı başlatabiliriz.Saygılar...

Old 27-09-2006, 21:27   #7
Av.Ayşe

 
Varsayılan

Ticaret Hukuku Dersinden bildiğim kadarıyla ultra vires;şirketin "hak ehliyeti"dir.Arslanlı'nın doktora teziyle 1956 yılında ttk'ya alınmış ve 1957'de yürürlüğe girmiş bir kavram olup günümüzde gerekliliği çok tartışılmıştır batı ülkelerinde uygulanmamaktadır.Şirket ultra vires kuralı nedeniyle anasözleşmesine yazılan konunun dışına çıkamamaktadır.Bu da günümüz ticaret hayatı açısından elverişli değildir.Ultra vires bildiğim kadarıyla tasarıya alınmamıştır.Yanlışsam düzeltiniz lütfen.Saygılarımla.
Old 27-09-2006, 22:31   #8
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Hayır yanılmıyorsunuz.Ultra vires kuramı tasarıya alınmadı.Mevcut TTk nın 137.maddesini tasarıda 125. madde karşıladığı için o maddeyi ekleyip ultra vires kuramı ile ilgili yapılan değişikliği tartışmayı amaçlıyordum.Ancak 125.maddeyi elde edemedim ne yazıkki.Ekleyen olursa memnun olurum.Saygılar...
Old 27-09-2006, 22:43   #9
Av.Ayşe

 
Varsayılan

Alıntı:
MADDE 125. – (1) Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir.
(2) Tüzel kişiler, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanunî istisnalar saklıdır.

Alıntı:

Mk- Madde 48 - Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.


Sayın Yılmaz ilgili maddeleri ekledim.Görüldüğü gibi tasarıda ultra vires kuralı tamamen ortadan kaldırılmış.Zaten günümüzde geçerliliğini çoktan yitirmiş bir kuraldır.Saygılarımla.
Old 27-09-2006, 23:04   #10
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Alıntı:MADDE 125. – (1) Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir.
(2) Tüzel kişiler, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanunî istisnalar saklıdır.

Alıntı:
Mk- Madde 48 - Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.


Alıntı:
Ultra vires kuramı mevcut TTk'nın 137. maddesinde düzenlenmiştir.

B) HÜKM
 SAHISLARIN EHLYET

MADE 137 - Ticaret
sirketleri hükmi sahsiyeti haiz olup sirket mukavelesinde yazılı isletme
mevzuunun çevresi içinde kalmak
sartiyle bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler.
Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur.
Tasarıda ise bu konu 125. maddede yer almaktadır.Fakat tasarının ilgili maddesini elde edemediğim için ekleyemedim.Eğer elde edebilen varsa maddeyi buraya eklemesini rica ediyorum.Böylece tartışmayı başlatabiliriz.Saygılar...

Mevcut kanunun ultra viresi düzenleyen maddesi ve tasarıda bu maddeye karşılık gelen madde yukarıdaki şekildedir.Görüldüğü gibi tasarı ile ticaret ortaklıklarının ehliyeti genişletilmiş,ultra vires kuramı tarihe karışmıştır.Maddedeki işletme konuları ile sınırlı kalmak ibaresi çıkarılmış yerine her türlü konu ibaresi getirilmiştir.Şimdi bu durumda benim tartışılmasını istediğim konu şu:Tasarı ile ultra vires kuramı kaldırıldığına göre örneğin peynir üreten bir şirket aynı zamanda çimento işiylede uğraşabilecek ve bu konuda her türlü tasarruf hakkına sahip olabilecek midir?Tasarı bu konuda herhangi bir ölçüt belirtmediğine göre bu konuda herhangi bir sınırlama olmayacak mıdır?Eğer herhangi bir ölçüt varsa bu tasarıda belirtilmediğine göre hangi kriterlere göre belirlenecektir?Herhangi bir sınır yoksa eğer bu durumda bir şirket sadece bir konu için (örneğin peynir üretimi) kurulmasına rağmen istediği her konuda faaliyet gösterecektir.Bu durumda biraz karışıklık çıkacak gibi görünüyor.Saygılar...

Old 01-12-2006, 23:58   #11
semaakd

 
Varsayılan

bende ticari işle ilgili tasarı ve mevcut ttk karşılaştırması yapmalıyım hangi hükümleri ele almalıyım ve kitaba bağlı kalmak doğru olur mu?
Old 02-12-2006, 00:55   #12
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Ultra vires, Latince bir kavramdır. Kelime anlamı itibariyle, “ultra” ötesine, ötesinde, dışına, dışında; “vires” ise, güç, kuvvet demektir.
Buna göre, ultra vires, gücün, yetkinin ötesinde veya dışında anlamını ifade etmektedir. İşletme konusu işlemlere de "intra vires" denilmekte ve bunlar şirketi bağlamaktadır.
68/151 sayılı ve 9 Mart 1968 tarihli, "kamuyu aydınlatma yönergesi" diye anılan birinci şirketler hukuku yönergesi, Avrupa Topluluğu hukukunda ultra vires kuralını kaldırmış ve üye ülkelerin de bu kuralı kanunlarından çıkarmalarını öngörmüştür. Yönergenin amacı, şirket adına yapılan işlemlerin şirketi bağlayacağına yönelik iyi niyetli üçüncü kişilerin işlem güvenliğini korumaktı.
Ultra vires teorisi, anavatanı olan İngiltere'de bile katı bir şekilde uygulanmamıştır. Nitekim Avrupa Birliğinde eğilime paralel olarak, önce European Communities Act 1972 sonra Companies Act 1985 (section 85) ve 1989 (section 108-112) ile gerekli değişiklikler yapılarak ultra vires teorisi tamamen kaldırılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 24.09.1990 tarih ve 5383/5771 sayılı bir kararında, şirket esas sözleşmesinde açıkça yazılı olmamakla birlikte kredi karşılığı ipotek tesisi işlemini geçerli kabul etmiş, ultra vires saymamıştır.
11. HD., 23.03.1982, 851/122 : “Bir ticari işletmenin kendi ana sözleşmesinde belirtilen işletme mevzuuna doğrudan doğruya girmemekle beraber, o işletmenin ticari faaliyetlerini kolaylaştıran ticari iş ve ticari sözleşmelerin de, o işletmenin mevzuu içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. Ticari amaç güden işletmelerin kredi temini konusunda bankalara karşı müştereken sorumluluk yüklenmek suretiyle birbirlerine destek olmaları ve ticari faaliyetlerini bu suretle sürdürebilmeleri halini, ticari hayatın normal ve mutad işlemleri arasında kabul etmek gerektiğinden, bu davada söz konusu olan kefalet aktinin de davacı şirket yönünden kendi işletme çerçevesi içinde kalan bir muameleden ibaret olduğunun göz önünde tutulması zorunlu bulunmaktadır. ..Açıklanan bu hususlarda Dairemizin kökleşmiş içtihadı bulunmaktadır”.
Buna karşılık Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (29.11.1969, 13906/847), bir şirketin siyasi partiye bağışta bulunma işlemini işletme konusu dışında kabul ederek geçersiz saymıştır.
Ticaret şirketlerinin hak ehliyetinin, sözleşmesindeki konularla sınırlandırılması anlamına gelen ultra vires (ehliyet dışılık) teorisi, Avrupa Birliği’nde ve özellikle Amerikan hukukunda terk edildiği gibi Tasarı’da da ter almamaktadır.
TTK Tasarısı Genel Gerekçe: “6762 sayılı Kanun, ticaret şirketlerinin, şirket sözleşmesinde yazılı işletme konusunun çerçevesi içinde kalmak şartı ile, hak iktisap edebilecekleri ve borç yüklenebilecekleri ilkesel hükmünü içeriyordu. Bu hüküm uyarınca, işletme konusu dışında ticaret şirketleri hak ehliyetini haiz değildi; işletme konusu dışında yapılan işlemler ultra vires olduğu için yok sayılıyordu. Türk hukukuna 1957 tarihli 6762 sayılı Kanun ile giren, ticaret şirketleri hukukuna hakim olan bu temel kural, Türk ticaret ve medeni hukuk öğretilerinde eleştiriliyordu. Hatta bazıları ultra vires'i geçmiş yıllarda kalan merkezî planlama anlayışı ile bağlantılı görüyordu. AET 1968 tarihli ve 68/54 sayılı, şirketlere ilişkin birinci yönergesinde, AET'ye üye ülkelerin ultra vires kuralını kanunlarından çıkarmalarını öngörüyordu. Yönerge, bu hükmü ile üçüncü kişileri korumayı amaçlıyordu. Temsile yetkili kişilerin, şirket adına yaptıkları işlemlerin şirketi bağlayacağına üçüncü kişilerin güvenmelerinin sağlanması, işlem ve pazar güvenliği için şarttı. Bir taraftan hep gündemde bulunan eleştiriler, diğer taraftan AET'nin yönergesi dikkate alınarak ultra vires hükmüne Tasarı’da yer verilmemiştir. İlkenin kaldırılması sebebiyle, şirketin işletme konusu dışında yapacağı işlemlerin sonuçları, kanunda üçüncü kişinin iyiniyeti çerçevesinde düzenlenmiştir”.
Old 29-01-2007, 01:27   #13
PINAR YILMAZ

 
Varsayılan

TTK Tasarısı madde 125in gerekçesi:
Madde 125 - Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 137 nci maddesinde öngörülmüş bulunan ve tüm ticaret şirketleri için geçerli olan ultra vires ilkesini, AET'nin 68/151 sayılı şirketlere ilişkin Birinci Yönergesinin ilgili hükmünü dikkate alarak kaldırmıştır (Genel Gerekçenin 100 numaralı paragrafına bakılmalıdır.). Ticaret şirketleri Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde haklardan yararlanabilecek, borçlar üstlenebileceklerdir. 371 inci maddenin ikinci fıkrasında olduğu gibi Tasarının bazı hükümlerinde, işletme konusu dışında yapılan işlemlerin hukukî sonuçları özel olarak düzenlenmiştir.
Genel gerekçenin 100 nolu paragrafı:
III. Deniz Hukuku Derneği'nin Çalışmaları
100 Deniz Hukuku Derneği 1999 yılı başlarında 6762 sayılı Kanunun deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin değiştirilmesi konusunda bir model oluşturmak üzere bir taslak[1] hazırlatmıştır. Deniz Hukuku Derneğinin çalışması, Tasarının Beşinci Kitabının hazırlanmasına ilişkin çalışmalarda ve tartışmalarda dikkate alınmıştır

[1] Rayegân Kender / Ergon Çetingil, Türk Ticaret Kanununun Deniz Ticaretine Ayrılan Dördüncü Kitabındaki Hükümlerin Değiştirilmesine Dair Tasarı Taslağı, Deniz Hukuku Dergisi, Özel Sayı (Nisan-2002).
Old 29-01-2007, 01:37   #14
PINAR YILMAZ

 
Kitap

Gerekçeden anladığım kadarıyla tasarı zaten kullanılmamaya başlamış olan ultra vires kuramını kaldırarak şirketlerin ehliyetinin kapsamını genişletmeyi amaçlamıştır.Ancak bu ilkeden tamamende vazgeçemediği için gerektiği yerlerde özel olarak ilgili maddelerde ayrıca düzenlendiğini belirtmiştir.Örneğin;

2. Kapsam ve sınırlar
Madde 371 - (1) Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukukî işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücu hakkı saklıdır.
(2) Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilân edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.
(3) Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilân edilen sınırlamalar geçerlidir.
(4) Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir.
(5) Temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin rücû hakkı saklıdır.
371. madde ikinci fıkrasıyla özel olarak ultra vires kuramını düzenlemiştir.Fıkrada işletme konusu dışında kalan işlerinde şirketi bağlayacağı ifade edilmiştir.

Bana görede ultra vires kuramının genel bir hüküm olmaktan çıkarılıp gerektiği hallerde özel olarak düzenlenmesi gayet iyi olmuş.Ultra viresin kaldırılması pek aklıma yatmamıştı.Ama gerekçeden bu bilgileri edinince mantıklı bir çalışma olduğunu anladım.Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanık Koruma Yasa Tasarısı Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 10 22-07-2008 11:15
HMUK kanun tasarısı Paneli Av. Bülent Sabri Akpunar Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 14-08-2006 18:20
CMUK Tasarısı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 6 05-12-2004 17:03
Tck Tasarısı ali Meslektaşların Soruları 1 18-03-2004 16:48
Tck yasa Tasarısı ! Sibel Meslektaşların Soruları 5 16-05-2003 23:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04929495 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.