Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

gümrük müsteşarlığınca gönderilen ödeme emrinin iptali

Yanıt
Old 24-01-2007, 09:21   #1
emrahcevik

 
Varsayılan gümrük müsteşarlığınca gönderilen ödeme emrinin iptali

merhabalar problemim şu,

hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş bir şirkete karşı bu karardan sonra gümrük müsteşarlığı tarafından daha önce ithal edilen mallarla ilgili gerekli gümrük vergilerinin, kdv'lerin ödenmediğinden bahisle bunlara tekabül eden cezaların da dahil olduğu bir ödeme emri gönderilmiştir.

ödeme emrinin iptali için açacağımız davada görevli mahkeme hangisidir?
Old 24-01-2007, 13:07   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek bir karar

T.C.
DANIŞTAY
7. DAİRE
E. 2004/1493
K. 2005/589
T. 6.4.2005
• ÖDEME EMRİ ( Gümrük Müdürlükleri Tarafından Düzenlenip Tebliğ Edilen - 7 Günlük Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Yapılan Başvurunun Reddi/İşlemin İptali İstemiyle Açılan Davanın İncelenmeksizin Reddi Gerekeceği )
• KESİN VE YÜRÜTÜLMESİ GEREKEN İŞLEMİN OLMAMASI ( İncelenmeksizin Reddi Gerekeceği - Gümrük Müdürlükleri Tarafından Düzenlenip Tebliğ Edilen Ödeme Emri Nedeniyle 7 Günlük Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Yapılan Başvurunun Reddi/İşlemin İptali İstemiyle Açılan Dava )
• GÜMRÜK MÜDÜRLÜKLERİ TARAFINDAN DÜZENLENİP TEBLİĞ EDİLEN ÖDEME EMRİ ( 7 Günlük Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Yapılan Başvurunun Reddi - İşlemin İptali İstemiyle Açılan Davanın İncelenmeksizin Reddi Gerekeceği )
• SÜRE GEÇTİKTEN SONRA YAPILAN BAŞVURU ( Gümrük Müdürlükleri Tarafından Düzenlenip Tebliğ Edilen Ödeme Emri Nedeniyle 7 Günlük Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Yapılan Başvurunun Reddi - İşlemin İptali İstemiyle Açılan Davanın İncelenmeksizin Reddi Gerekeceği )
• DAVA AÇMA SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA YAPILAN BAŞVURUNUN REDDİ ( İşlemin İptali İstemiyle Açılan Davanın da İncelenmeksizin Reddi Gerekeceği - İdari Davaya Konu Olacak Kesin ve Yürütülmesi Gereken Bir İşlemin Olmadığı )
2577/m.11,14,15
ÖZET : İlgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvuru işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda da yükümlüler, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvurabilir.

6183 sayılı Kanun uyarınca Gümrük Müdürlükleri tarafından düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, ödeme emirlerinin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenilebilir.

Olayda; istisna kapsamında beyan edilerek ithal edilen eşyanın bu kapsamda olmadığından bahisle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava konusu edilmemiştir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyen yedi günlük dava açma süresi geçtikten sonra ve üst makam olan Gümrük Başmüdürlüğüne değil, ödeme emrini düzenleyen ve işlemi tesis eden gümrük müdürlüğüne yapılan başvuru da 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında değildir.

2577 sayılı Kanunun 15. maddesine göre, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlemin olmaması halinde davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Olayda, 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılması gereken işlemleri gösteren davalı Gümrük Müdürlüğü işlemi, davacının hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yaratmadığından, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde olmayıp davanın reddi gerekir.

DAVA : Kararın Düzeltilmesini İsteyen: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü

Karşı Taraf: ... Denizcilik ve Ticaret Anonim Şirketi

İstemin Özeti: Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine ilişkin olarak tesis edilen 16.4.2001 gün ve 6082 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacı adına düzenlenen 9.1.2001 gün ve 325 sayılı ödeme emrini iptal eden İstanbul Dokuzuncu Vergi Mahkemesinin 13.9.2001 gün ve E: 2001/833; K: 2001/1293 sayılı kararına yönelik temyiz istemini reddeden Danıştay Yedinci Dairesinin 11.12.2003 gün ve E: 2002/23; K: 2003/5034 sayılı kararının; usule ve kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, 16.4.2001 tarih ve 6082 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, sözü edilen işlemin, ödeme emrinin kaldırılması istemiyle 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin işlem olduğunun kabulü suretiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

Ödeme emrinin tebliğ tarihine ve başvurunun üst makamı bulunan davalı Gümrük Müdürlüğüne yapılmış olmasına nazaran, olayda, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinin uygulanması koşulları bulunmamaktadır. Dava konusu işlem ise, ödeme emrinden sonra yapılması gereken işlemlerin bildirimine ilişkin olması nedeniyle kesin ve yürütülebilir işlem mahiyeti taşımamaktadır.

Bu itibarla, işlemin iptali istemiyle açılan ve incelenmeksizin reddi gereken davada ödeme emrinin iptaline ilişkin olarak verilen kararda isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, Dairemiz kararının kaldırılmasından sonra mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Emel Cengiz'in Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, kararın düzeltilmesi istemli dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin ( c ) fıkrasına uygun görüldüğünden, Dairemizce verilen 11.12.2003 gün ve E: 2002/23; K: 2003/5034 sayılı kararın ortadan kaldırılmasından sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dosyanın incelenmesinden; dava konusu edilen işlem, davalı Gümrük Müdürlüğüne, istisna belgesine göre işlem yapılması istemiyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen, ""Eşyanın fiili ithal tarihinden sekiz yıl sonra ibraz edilen istisna belgesinin 6183 sayılı Yasa hükümleri uyarınca takibine geçilen alacağın işlemden kaldırılmasına bir etkisinin olmayacağı, ödeme emri ile takibine geçilen alacağın yasal süresi içerisinde ödenmesi, aksi takdirde haczen takibata geçileceğinin bilinmesi tebliğ olunur."" şeklindeki 16.4.2001 tarih ve 6082 sayılı işlem olmasına karşın; Mahkemece, yapılan başvurunun, 29.1.2001 tarihinde tebliğ edilen, 9.1.2001 gün ve 325 sayılı ödeme emrinin kaldırılması amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi uyarınca yapılan başvuru ve tesis edilen işlemin de, bu başvurunun reddi olarak nitelendirilmesi suretiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

İdari Yargılama Usulü Kanununun ""Üst Makamlara Başvurma"" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen maddenin 4. fıkrasında yer alan, ""Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz."" hükmü, 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.

4001 sayılı Kanunun anılan 6. maddesinin gerekçesinde, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.

Buna göre; 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinin 4. fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı diğer idari işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvuru yolunun açılması bu başvuru ile dava açma süresinin durdurulması ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır.

Sözü edilen hukuki durum karşısında; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca Gümrük Müdürlükleri tarafından düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun sözü edilen 11. maddesi uyarınca, ödeme emirlerinin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenilmesi; belirtilen koşullara uygun olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlere karşı ise, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen esaslara uyulmak şartıyla, idari yargı mercilerine başvurulması gerekmektedir.

Olayda; istisna kapsamında beyan edilerek ithal edilen eşyanın bu kapsamda olmadığından bahisle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava konusu edilmediği açıktır. Öte yandan; ödeme emrinin kaldırılmasına ilişkin olduğu kabul edilen söz konusu başvurunun, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyen yedi günlük dava açma süresi geçtikten sonra ve üst makam olan Gümrük Başmüdürlüğüne değil, ödeme emrini düzenleyen ve işlemi tesis eden gümrük müdürlüğüne yapılmış olması nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında yapılan başvuru olduğunun kabulüne olanak yoktur. Bu itibarla, yapılan başvuru üzerine tesis edilen işlemin ödeme emri ile ilişkilendirilmesi açıklanan hukuki duruma aykırıdır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 5.4.1990 gün ve 3622 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 3. fıkrasının ( d ) bendinde, dava konusu edilen işlemin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, ilk incelemede dikkate alınması gereken yönler arasında sayılmış; aynı maddenin 6. fıkrasında da, 3. fıkranın bentlerinde yazılı yönlerden kanuna aykırılıkların ilk incelemeden sonra saptanması halinde de, davanın her safhasında, 15. madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. Sözü edilen 15. maddenin ilk fıkrasının ( b ) bendinde ise, ortada, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlemin olmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

İdare Hukukunda, idari işlem; bir idari makam tarafından, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tek yanlı iradeyle yapılan kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olarak tanımlanmaktadır. Yine anılan Hukukun ilkelerine göre, idari işlemin kesinliği, idari prosedürün son aşamasının da bitirilmiş olmasını, yani hukuki sonuç yaratabilmesi için bir başka idari makamın onayına gereksiniminin bulunmamasını; yürütülmesinin zorunlu olması da, Hukuk Düzeninde değişiklik meydana getirecek biçimde uygulanmasının gerekli olmasını ifade etmektedir.

Bu bakımdan; esasen 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılması gereken işlemleri gösteren davalı Gümrük Müdürlüğü işlemi, davacı Şirketin hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yaratmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının ( d ) bendinde belirtilen idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde değildir. Dolayısıyla, dava konusu edilemeyeceğinden, incelenmeksizin reddi gereken davada, maddi olayın yanlış nitelendirilmesi sonucu verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 26-01-2007, 19:02   #4
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE 2005 2568 2005 562 26/10/2005

KARAR METNİ
GÜMRÜK VERGİSİ (İTHALDE ALINAN VERGİLERİ KAPSAR) UYUŞMAZLIĞI BULUNMAYAN (VERGİSİ OLSA BİLE UYUŞMAZLIK KONUSU YAPILMAYAN) İTHALATLARA AİT KAYNAK KULLANIMINI DESTEKLEME FONU PAYINA İLİŞKİN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜNÜN, İDARE MAHKEMELERİNİN GÖREVİNE GİRDİĞİ HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına
Ankara TIR Gümrük Müdürlüğü - ANKARA
Karşı Taraf : ? Damızlık Tavukçuluk Sanayi ve Ticaret
Anonim Şirketi
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli 31.10.2003 gün ve 14440 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın bedelinin ödeme şeklinin mal mukabili olması nedeniyle, mal bedeli üzerinden %3 oranında kaynak kullanımı destekleme fonu payı tahsil edilmesine ilişkin işlemi iptal eden Ankara Birinci Vergi Mahkemesinin 15.12.2004 gün ve E:2004/1132; K:2004/1055 sayılı kararının; dilekçede yazılı nedenlerle bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Abidin İLDEŞ'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; dava konusu kaynak kullanımı destekleme fonunun vergi ile bağlantısının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, uyuşmazlığının görüm ve çözümü idare mahkemesinin görevine girdiğinden, davaya vergi mahkemesince bakılmış olmasında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, mahkeme kararının görev yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketçe gerçekleştirilen ithalatın ödeme şekli nedeniyle, mal bedeli üzerinden %3 oranında kaynak kullanımını destekleme fonu payı tahsil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; Ankara Üçüncü İdare Mahkemesi ile Ankara Birinci Vergi Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesine ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 27.10.2004 gün ve E:2004/3140; K:2004/3488 sayılı kararı ile uyuşmazlığın vergi mahkemesince çözümlenmesi gerektiğine karar verilerek, dosyanın Ankara Birinci Vergi Mahkemesine gönderilmesi üzerine, vergi mahkemesince davanın esasının incelendiği görülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 43'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendine göre, davaya bakacak idari yargı yerini belirleyen ve aynı maddenin 3'üncü bendine göre de kesin olan bölge idare mahkemesi kararı, davanın bulunduğu o safhadaki kesinliği ifade eder. Bu kesinliğin amacı, davanın başlangıcında, mahkemelerin görevsizlik ve yetkisizlik kararları nedeniyle davanın esastan incelenmesinde olabilecek gecikmeyi önlemektir. Yoksa bu kesinlik, temyiz merciinin idari yargı içindeki görev ve yetki sorununu temyiz incelemesi safhasında ele almasını engelleyen nitelikte bir hüküm olarak yorumlanamaz. Çünkü, aynı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, "görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması" hali, ilk sırada incelenecek temyiz sebebi olarak sayılmaktadır.
Bu itibarla, olayda, Ankara Üçüncü İdare Mahkemesi ile Ankara Birinci Vergi Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı üzerine, uyuşmazlığın vergi mahkemesince çözümlenmesi gerektiği yolundaki Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararının varlığı, temyiz incelemesi yapılan işbu dosyada, vergi mahkemesi kararının, görev dışında bir işe bakılıp bakılmadığı yönünden de incelenmesine engel bir durum olarak görülmemiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3410 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle değişik 6'ncı maddesinde, "Vergi mahkemeleri;
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler." hükmü yer almış; 5'inci maddesinde de, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışında, maddede belirtilen davaların idare mahkemelerince karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan; ithalatta alınan toplu konut fonu payının tahakkukundan doğan uyuşmazlıkların, idare ve vergi mahkemelerinden hangisinin görevine girdiği konusunda Danıştay Yedinci ve Onuncu Daireleri arasında doğan içtihat aykırılığı; 6.10.2003 gün ve 25251 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22.5.2003 gün ve E:2003/1; K:2003/1 sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı ile; matrah ve oranları farklı olmakla birlikte eşyanın tabi olacağı gümrük pozisyonunun değişmesinin vergi ve fonu etkileyecek olması sebebiyle, toplu konut fonu ile ilgili davanın, gümrük vergisi ile ilgili uyuşmazlığın sonucunda ortaya çıkan hukuki duruma bağlılığı ve aralarında bir yönden sebep-sonuç ilişkisi bulunması karşısında; bu iki uyuşmazlığın, gerek usul ekonomisi ve gerekse davaların farklı mahkemelerde görülmesinin uygulamada çıkaracağı sakıncalar nedeniyle 2576 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi uyarınca vergi mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle Danıştay Onuncu Dairesinin kararı doğrultusunda birleştirilerek giderilmiş bulunmaktadır.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 40'ıncı maddesinin 4'üncü fıkrasında da, Danıştay daireleri ile kurullarının, idari mahkemelerin ve idarenin, sözü edilen kararlara uymak zorunda oldukları hükmü yer almıştır. Her ne kadar, olayda, bozulması istenilen vergi mahkemesi kararıyla sonuçlandırılan davaya konu uyuşmazlık, toplu konut fonu payı tahakkukundan değil, kaynak kullanımını destekleme fonu payı tahakkukundan kaynaklanmış ise de; yukarıda açıklanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararında konulan ilke, bu fon payı için de geçerlidir.
İncelendiğinde görüleceği üzere; İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında, fon paylarının vergi ya da vergi benzeri mali yüküm olduğu ve bu nedenle vergi mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği değil, salt usul ekonomisi ve birbirlerine bağlılık ve etkileşim içerisinde oldukları açıklanan gümrük vergisi ve fon payı uyuşmazlıklarının farklı mahkemelerde görülmelerinin uygulamada yaratacağı sakıncalar nedeniyle vergi mahkemelerince çözümlenmesinin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Kararda, söz konusu gerekliliğin ölçütü olarak da, matrah ve oranları farklı olan gümrük vergisi ve fon payının gümrük pozisyonundaki değişiklikten ve fon payı uyuşmazlığının çözümünün gümrük vergi uyuşmazlığıyla ilgili davanın sonucunda ortaya çıkacak hukuki durumdan etkilenecek olması gösterilmiştir.
Buna göre; vergi ve benzeri mali yüküm olmaması sebebiyle, 2576 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi uyarınca doğrudan vergi mahkemesinin görevine girmeyen fon payı uyuşmazlıklarının vergi mahkemesince çözümlenebilmesi; öncelikle, bir gümrük vergisi tahakkukunun bulunmasına; ikinci olarak, bu vergi tahakkukunun süresinde ve usulüne uygun biçimde idari davaya konu edilmiş olmasına; son olarak da, fon payı uyuşmazlığının gümrük vergisi ile ilgili davanın sonucunda ortaya çıkacak hukuki durumdan etkilenecek olmasına bağlıdır. Bu koşullardan herhangi birinin bulunmaması durumunda ise, fon payı uyuşmazlığından doğan davanın, Anayasanın 37'nci maddesinde güvence altına alınan "kanuni hakim ilkesi" uyarınca, genel görevli idare mahkemesince çözümlenmesi gereklidir.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından gerçekleştirilen mal mukabili ithalatın kaynak kullanımını destekleme fonuna tabi bulunduğundan bahisle, ithalat bedelinin %3'ü oranında fon payı tahakkuk ettirildiği; ithalat bedeli (eşya kıymeti) hususunda herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığı ve gümrük vergisi ile ilgili bir ek tahakkuk yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında; uyuşmazlığın çözümü, gerçekleştirilen ithalatın, kaynak kullanımını destekleme fonuna tabi olmasını gerektiren bir ithalat olup olmadığının tespitine bağlı bulunduğundan, fon payına ilişkin işbu davaya, vergi mahkemesince bakılmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 112)
BŞ/ÖEK
Old 27-01-2007, 21:09   #5
irfan AYDIN

 
Varsayılan Gümrük ve KDV alacağı için düzenenlen ödeme emri

2577 Sayılı YASANIN " VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDA YETKİ: " kenar başlıklı 37.madesi aynen aşağıya alınmıştır.
"
Madde 37 - Bu Kanununa göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:

a) Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,

b) (Ek bent: 10/06/1994 - 4001/17 md.) Gümrük Kanununa göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç

ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,

c) Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen,

d) Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan,

Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir." Bu maddenin 1.fıkrasının (c) bendi hükmüne göre dışalımdan kaynaklanan ve vadesinde ödenmemiş olan Katma Değer vergisinin (KDV ) ve Gümrük Vergisinin (GV)tahilini temin amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı dava açılacaksa, davanın Ödeme emrini düzenleyen Gümrük Müdürlüğünün bağlı bulunduğu yerdeki(örneğin,Edirne'de ki,İstanbul'da ki,) VERGİ MAHKEMESİNDE açılması gerekir. Yani davaya bakmaya yetkili vergi mahkemesi işaret edilen yer vergi mahkemesidir. Bu görüşümüzü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun Ödeme Emrine İtiraz kenar başlıklı 58.maddesindeki hüküm de doğrulamaktadır.
Değerli hukukçu dostların işaret ettiği Danıştay kararları olayına özgü olup Sn Emrahcevik'in sorduğu sorunun cevabını teşkil etmediğini düşünüyorum. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Asile Yapılan Tebligat-icra Emrinin İptali secretmask Meslektaşların Soruları 13 30-06-2010 13:30
Ödeme Emrinin Alındığı gün gayrımenkulün devri - mal kaçırma - muvazaa Av.mdogan Meslektaşların Soruları 1 09-01-2007 12:55
Ödeme veya İcra emrinin iptalinde masraf ve vekalet ücreti ozyoldas Meslektaşların Soruları 1 19-12-2006 13:31
Gümrük şirketine ortaklık tosunkartal Meslektaşların Soruları 2 05-12-2006 15:19
GÜMRÜK - Yurtdışından gelen dalış malzemesi SiNeK ® Hukuk Soruları Arşivi 1 03-12-2006 23:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06133008 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.