Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Marka Haczinde satış isteme süresi

Yanıt
Old 14-03-2008, 12:12   #1
avukatmustafakaya

 
Varsayılan Marka Haczinde satış isteme süresi

Marka hacizlerinde satış isteme süresi nedir ve hangi tarihten itibaren bu süre başlar.Bu konu ile ilgili bir bilgi bulamadım.Markaların ne menkul nede gayrımenkul hükmünde olmadığı söyleniyor.Konu ile ilgili olarak meslektaşlarımın yardımını rica ediyorum
Old 14-03-2008, 18:47   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/8623
K. 2000/2232
T. 9.3.2000
• MARKA TESCİLİ TALEBİ ( Devir Alınan ve Üzerinde Haciz Bulunan )
• HACİZLİ MARKANIN DEVRİ ( Alanın Tescil Talebi )
• MARKALARIN HACZİ ( Devir Alanın Tescil Talebi )
• MARKANIN NİTELİĞİ VE HACZİNDE UYGULANACAK YASA
• HACİZDE UYGULANACAK YASA ( Hacizli Markanın Devri - Devir Alanın Tescil Talebi )
2004/m.86
743/m.686,796
KHK-556/m.7,8,15,19
ÖZET : Marka ve ayrıt edici ad ve işaretler bir eşya niteliğini haiz olmadığından, zilyedliğe de konu olamazlar. Bunun sonucu olarak da üzerinde zilyedlik oluşturulabilen menkullerden sayılması da mümkün değildir. Dolayısıyla menkul mallarla sınırlı İİK'nun 86. maddesi, markalar bakımından uygulama alanı bulamaz. 556 s. KHK'nın markaların haczine ilişkin hükümleri uygulanır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın ( Ankara Dördüncü Asliye Ticaret Mahkemesi )nce görülerek verilen 16.12.1998 tarih ve 1998/46 - 1998/1063 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, dava dışı M. A.Ş.nin sahibi bulunduğu 10 adet marka haklarını müvekkiline devrettiği halde, müvekkili tarafından yapılan tescil başvurusunun davalı TPE tarafından haksız olarak reddedildiğini ileri sürerek, markaların davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TPE vekili cevabında, markalar üzerinde farklı icra takipleri ve haciz şerhleri bulunduğunu, menkul hükmünde olan markalar ile ilgili İİK.nun 86. maddesi gereğince red talebinin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, MK.nun 686 ve 796. maddeleri ile 556 sayılı KHK.nin 15. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde marka hakkının menkul niteliğinde olup, İİK.nun 86/1. maddesi hükmü gereğince, alacaklının ve icra memurunun müsadesi alınmaksızın mahcuz mallarda tasarruf edilemeyeceği, bu itibarla hacizli markaların tescil başvurusunun reddinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davadaki uyuşmazlığın odak noktası üzerine haciz işlemi uygulanmış markanın, devir sebebi ile devir alan kimse adına tescili için haciz alacaklıların bu devre muvafakatlarının aranıp aranmayacağı hususunu oluşturmaktadır.

Dosya kapsamından, dava dışı M. A.Ş. tarafından dava konusu markaların noter tasdikli sözleşme ile davacıya devir edildiği, bu devir sözleşmesine dayanılarak davacı tarafından bu markaların adlarına tescili için davalı TPE'ye başvurulduğu, davalı tarafından marka sicilleri üzerinde çeşitli icra daireleri aracılığı ile haciz şerhi koydurulduğu bu durumda İİK.nun 86. maddesi hükmü uyarınca alacaklının muvafakatı ve icra müdürlerinin müsadesi olmadan marka devrinin yapılamayacağı gerekçesiyle davacı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda uyuşmazlığın çözümü İİK.nun 86. maddesinin markalar hakkında da uygulanıp, uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle, belirtmek gerekir ki, marka ve ayırt edici ad ve işaretler maddi bir varlığa sahip bulunmamaktadır. Bu nedenle yani bir eşya niteliğini haiz olmadığından zilyetliğe de konu olamazlar. ( Bkz. Prof. Dr. Ü. Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, İst. 1999 sh. 68., Prof. Dr. S. Arkan, Marka Hukuku, Ank.1997 sh. 1 vd. ) Bunun sonucu olarak da üzerinde zilyetlik oluşturabilinen menkullerden sayılması da mümkün değildir. O halde, ilk bakışta belirlenebileceği gibi menkul mallarla sınırlı İİK.nun 86. maddesi markalar bakımından uygulama alanı bulamaz. Nitekim, kanun koyucu da bu amaçla 556 sayılı KHK.nin 19. maddesinde markaların haczini özel olarak düzenlemiş ve İİK.nun haciz yolu ile takipteki 86. maddesine yollama yapmadan, markaların işletmeden bağımsız olarak haczedilebileceği ve hacizin sicile kayıt ve keyfiyetin yayınlanacağını öngörmüştür. Yasa koyucunun bu düzenleme ile yetinmesi çok doğaldır. Zira, menkul mallarla ilgili İİK.nun 86/1. maddesinin getirdiği tasarruf yetkisini sınırlama, o menkul malın zilyet değiştirmesi halinde alacaklının bundan zarar görmesini önlemeye yöneliktir. Sicile kayıtlı ve devir işlemleri de ancak sicil üzerinden oluşabilecek marka hakkı bakımından bu sınırlandırmaya gerek yoktur. Haczin sicile şerhi ile o markayı devir alacak kişilerin bu yükümlülükle marka hakkını üzerlerine aldıklarının kabulü gerekir. Bu durumda da haciz alacakların devir işleminden, devir alan kimse bakımından da onu bağlayacak diğer bir deyişle haciz prosedürü işlemeye devam edecektir.

556 sayılı KHK.nin tescil red sebeblerini sayan 7 ve 8. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmadığına göre, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda değinilen hususları dikkate almayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz görülmüş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 9.3.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-03-2008, 19:00   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LAWYER2
Marka hacizlerinde satış isteme süresi nedir ve hangi tarihten itibaren bu süre başlar.Bu konu ile ilgili bir bilgi bulamadım.Markaların ne menkul nede gayrımenkul hükmünde olmadığı söyleniyor.Konu ile ilgili olarak meslektaşlarımın yardımını rica ediyorum

Sayın LAWYER2,

Kullandığım içtihat programında konuyla ilgili olarak; yukarıya aktardığım karardan başka bir karar bulamadım.

Ünal Tekinalp'in Fikri Mülkiyet Hukuku isimli kitabında Hoca yukarıdaki karara işaret ederek," markanın haczine maddede açıklık bulunmamasına rağmen-kıyasen- tahdidi olmayan İİK m.94 ve paraya çevrilmeye de 121 uygulanır." demektedir. Dolayısıyla 1 yıllık süreye tabidir.

Saygılarımla
Old 16-06-2011, 19:04   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan LAWYER2
Marka hacizlerinde satış isteme süresi nedir ve hangi tarihten itibaren bu süre başlar.Bu konu ile ilgili bir bilgi bulamadım.Markaların ne menkul nede gayrımenkul hükmünde olmadığı söyleniyor.Konu ile ilgili olarak meslektaşlarımın yardımını rica ediyorum


Alıntı:

Marka haczi nasıl yapılır
Marka haczinin gayrimenkul haczine benzediğini söylemek mümkündür. İcra takibinde borçluya ait markanın haczini talep ediyorsunuz, icra müdürlüğü haciz yazısını TürkPatent Enstitüsü - TPE'ye yazıyor. Tapu kayıtlarındakine benzer bir haciz şerhi kayıtlara işleniyor. Bundan sonra takibiniz Ankara'dan başka bir yerde ise Ankara nöbetçi İcra Müdürlüğüne talimat yoluyla markanın kıymet takdirini yaptırıp satış istiyorsunuz. Kıymet takdirlerinde, marka değeri genelde kimsenin satın almak istemeyeceği kadar yüksek bir rakamla karşınıza çıkabilir, bu konuda dikkatli olmanızı tavsiye ederiz.
Markanın haczedildiği sicile kaydedilir. Bu tarihten sonra borçlu markayı kullanmayı devam edebilir fakat örneğin satış durumunda markayı satın alan kişi bu borçla beraber satın almış olur.
Yönetmelik maddesi uyarınca başvuru aşamasındaki markalara da haciz konulabilir. Borçlunuzun bir marka tescil başvurusu olup olmadığını da www.tpe.gov.tr adresinden araştırma yaparak öğrenebilirsiniz.
Markaların satış prosedürü ise hacizli malların satış prosedürü gibi işlemektedir. Başka haciz varsa 100 üncü madde bilgileri, kıymet takdiri, gazete ilanı vs. gibi.
Marka hacizlerinde satış isteme süresi nedir ve hangi tarihten itibaren bu süre başlar
Markanın haczine maddede açıklık bulunmamasına rağmen-kıyasen- tahdidi olmayan İİK m.94 ve paraya çevrilmeye de 121 uygulanır." demektedir. Dolayısıyla 1 yıllık süreye tabidir.

icrada.net sitesinden alıntıdır.
Old 11-07-2020, 08:42   #5
Nemo

 
Varsayılan

YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas Yıl/No: 2016/4589

Karar Yıl/No: 2016/10046

Karar tarihi: 05.04.2016

İHALENİN FESHİ İSTEMİ - ŞİKAYETE KONU İHALE BEDELİNİN TAŞINIR MALIN MUHAMMEN DEĞERİNİN ÇOK ÜZERİNDE OLDUĞU - ORTADA GEÇERLİ BİR HACİZ YOKKEN SATIŞIN YAPILMASININ BAŞLI BAŞINA İHALENİN FESHİ SEBEBİ OLDUĞU - BORÇLUNUN HUKUKİ YARARININ OLDUĞU

ÖZET: Somut olayda şikayete konu ihale bedeli, taşınır malın muhammen değerinin çok üzerinde ise de, taşınır malın tahmini değerinden fazla bir bedelle satılmış olması mutlaka ve tek başına zarar unsurunun gerçekleşmediği anlamına gelmez. Nitekim, geçerli bir satıştan söz edebilmek için satış talep tarihinde geçerli bir haczin varlığı ön koşul ve yasanın amir hükmünün gereği olup; ortada geçerli bir haciz yokken satışın yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Belirtilen durumda, taşınır malın satışa çıkarılmasında, tahmini bedelin üstünde dahi satılsa, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir.

(2004 S. K. m. 106, 110)

Dava ve Karar: Mahalli mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçi borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda; mahcuz "M... H... D..." isimli markası ile ilgili yasada belirlenen 6 aylık sürede satış istenmemesi nedeniyle haczin düşmesine rağmen yapılan satışın usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek ihalenin feshini istemiş, mahkemece kıymet takdir raporuna itiraz davasının devamı süresince satış isteme süresinin işlemeyeceği gerekçesiyle 30.09.2014 tarihli hacizden itibaren 13.04.2015 tarihli satış isteme tarihine kadar sürenin dolmamış olduğundan bahisle istemin reddine karar verilmiştir.

Takibin türüne göre; 30.9.2014 olan haciz tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK'nın 106. maddesinde; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" düzenlenmesine yer verilmiştir.

Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığı hususu icra müdürü tarafından re'sen gözetmeli; satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddedilmelidir. Bu nedenle satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen ihale yapılmış ise yapılan bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı, s. 520).

Somut olayda, satışa konu taşınır niteliğindeki markanın 30.09.2014 tarihinde haczedildiği, alacaklı tarafından 13.04.2015 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve 15.04.2015'te de satış masrafları için gerekli avansın yatırıldığı, 01.07.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihale ile de satıldığı görülmektedir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nın 106. maddesine göre taşınırlarda satış isteme süresi altı ay olup, kıymet takdirine itiraz satış isteme süresini durdurmayacağından, haciz tarihi ile alacaklı tarafından satış avansının yatırıldığı tarih olan 15.04.2015 tarihi arasında yasal altı aylık süre geçmiştir. Bu itibarla İİK'nın 110. maddesi gereği haciz kalkmış olduğundan yapılan iş bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.

Öte yandan, her ne kadar somut olayda şikayete konu ihale bedeli, taşınır malın muhammen değerinin çok üzerinde ise de, taşınır malın tahmini değerinden fazla bir bedelle satılmış olması mutlaka ve tek başına zarar unsurunun gerçekleşmediği anlamına gelmez. Nitekim, geçerli bir satıştan söz edebilmek için satış talep tarihinde geçerli bir haczin varlığı ön koşul ve yasanın amir hükmünün gereği olup; ortada geçerli bir haciz yokken satışın yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Belirtilen durumda, taşınır malın satışa çıkarılmasında, tahmini bedelin üstünde dahi satılsa, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK.nın 106. maddesi gözetilerek 01.07.2015 tarihinde ihalesi yapılan marka ile ilgili ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
satış isteme süresi ve haciz yenileme Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 11 28-03-2016 22:38
Haciz İsteme Süresi - İİK 78/2 uye9493 Meslektaşların Soruları 32 13-01-2015 21:26
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip - Satış isteme süresinin kesilmesi bertrand Meslektaşların Soruları 5 01-05-2007 21:00
taşınır haczinde haczin düşmesi için 1 yıllık zamanaşımı süresi ne zaman başlar? nil-nil Meslektaşların Soruları 11 25-04-2007 09:46
Satış Isteme Süresi - ihtiyati haciz ozguomur Meslektaşların Soruları 3 09-03-2007 09:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04189491 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.