Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

emsal içtihat

Yanıt
Old 26-10-2011, 13:52   #1
ANKA HUKUK

 
Varsayılan emsal içtihat

Sayın meslektaşlarım.

Avukatlık ücret sözleşmesi ile ilgili Yargıtay HGK'nun 15.03.1995 T. 13/849-183 ve 13. H.D.'nin 21.05.1996 T. 3964-4646 sayılı kararlarına acil ihtiyacım var. İlgilenen meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.
Old 26-10-2011, 13:54   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ANKA HUKUK
Sayın meslektaşlarım.

Avukatlık ücret sözleşmesi ile ilgili Yargıtay HGK'nun 15.03.1995 T. 13/849-183 ve 13. H.D.'nin 21.05.1996 T. 3964-4646 sayılı kararlarına acil ihtiyacım var. İlgilenen meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1994/13-849
Karar: 1995/183
Karar Tarihi: 15.03.1995


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - TARAFLARIN DÜZENLEDİĞİ SÖZLEŞMEDE AVUKATLIK ÜCRETİ TAHSİL ŞARTINA BAĞLANDIĞINDAN SÖZLEŞME HÜKMÜNÜN GEÇERSİZ OLDUĞU - AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİNE GÖRE VEKALET ÜCRETİNİN TAKDİRİ GEREĞİ

ÖZET: Taraflar arasındaki düzenlenmiş olan, 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti tahsil şartına bağlandığı için geçersizdir. Bu nedenle avukatlık ücretinin o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdiri gerekir.


(1136 S. K. m. 163, 164)

Dava: Taraflar arasındaki <itirazın iptali> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 14.9.1993 gün ve 1993/139-627 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 7.2.1994 gün ve 1993/9929-1994/1071 sayılı kararı; (... Taraflar arasındaki düzenlenmiş olan, 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti tahsil şartına bağlandığı için geçersizdir. Bu nedenle avukatlık ücretinin o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdiri gerekir. Mahkemece, 26.8.1991 günlü sözleşme geçerli kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 163. maddesinin ikinci fıkrasında avukatlık ücretinin, avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılabileceği hükme bağlandıktan sonra, aynı Kanunun 164. maddesinin birinci fıkrasında, ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gerektiği belirtilmiştir. Bu hükümlere göre, avukatlık ücreti, maktu bir miktarı göstermek üzere serbestçe kararlaştırılabilecektir. Bu durumda, dava olunan veya hüküm altına alınan şeyin değeri ile avukatlık ücreti arasında herhangi bir bağlantı kurulmamaktadır. Bu koşullar altında avukatlık ücreti belli bir miktarı kapsamak üzere serbestçe kararlaştırılabilir. Bu yönden Avukatlık Kanunu’nda özel bir sınırlandırma getirilmemiştir. Böyle bir sözleşmenin ancak genel hükümlere göre geçersizliği ileri sürülebilir veya iptali istenebilir.

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin ikinci fıkrasında yukarıda serbesti kuralına, bazı koşullar altında bir istisna getirilmiştir. Buna göre, hasılı davaya iştirak niteliğinde olmamak, davada gösterilen başarıya göre değişmek ve yüzde yirmi beşi aşmamak üzere dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak, kararlaştırılabilecektir. Burada, avukatlık ücreti ile, dava olunan veya hüküm altına alınacak şeyin değeri arasında bağlantı kurulduğundan, Yasa koyucu, maktu avukatlık ücretinde olduğu gibi serbesti ilkesini benimsememiş, tarafların iradesine üç yönden sınırlandırma getirmiştir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu sınırlandırmalara uyulmadığı takdirde, avukatlık ücret sözleşmesi geçersiz olacak ve bunun yerine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uygulanacaktır.

Dava konusu olayda, taraflar arasında düzenlenen 26.8.1991 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde işin konusu gösterildikten sonra <alınacak toplam ücret tahsilatın % 17’sini geçemeyecektir> denilmiştir. Bu durumda Özel Daire bozma kararında işaret edildiği üzere iddiaya dayanak yapılan taraflar arasında düzenlenmiş 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti açıkça tahsil şartına bağlandığı cihetle geçersizdir. Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 15.03.1995 tarihinde BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 26-10-2011, 13:57   #3
caalar

 
Varsayılan

Bu ilk karar sevgili meslektaşım.

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas Numarası: 1994/13-849
Karar Numarası: 1995/183
Karar Tarihi: 15.03.1995

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
ÜCRET SÖZLEŞMESİ
AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ
GEÇERSİZ SÖZLEŞME

1136 s. AvK/163, 164

ÖZETİ: İtirazın iptaline ilişkin davada, taraflar arasındaki düzenlenmiş olan, 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti tahsil şartına bağlandığı için geçersizdir. Bu nedenle avukatlık ücretinin o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdiri gerekir. Mahkemece, 26.8.1991 günlü sözleşme geçerli kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi`nce davanın kabulüne dair verilen 14.9.1993 gün ve 1993/139-627 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi`nin 7.2.1994 gün ve 1993/9929-1994/1071 sayılı kararı; (... Taraflar arasındaki düzenlenmiş olan, 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti tahsil şartına bağlandığı için geçersizdir. Bu nedenle avukatlık ücretinin o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca takdiri gerekir. Mahkemece, 26.8.1991 günlü sözleşme geçerli kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresınde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu`nun 163. maddesinin ikinci fıkrasında avukatlık ücretinin, avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılabileceği hükme bağlandıktan sonra, aynı Kanunun 164. maddesinin birinci fıkrasında, ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gerektiği belirtilmiştir. Bu hükümlere göre, avukatlık ücreti, maktu bir miktarı göstermek üzere serbestçe kararlaştırılabilecektir. Bu durumda, dava olunan veya hüküm altına alınan şeyin değeri ile avukatlık ücreti arasında herhangi bir bağlantı kurulmamaktadır. Bu koşullar altında avukatlık ücreti belli bir miktarı kapsamak üzere serbestçe kararlaştırılabilir. Bu yönden Avukatlık Kanunun`da özel bir sınırlandırma getirilmemiştir. Böyle bir sözleşmenin ancak genel hükümlere göre geçersizliği ileri sürülebilir veya iptali istenebilir.
Avukatlık Kanunu`nun 164. maddesinin ikinci fıkrasında yukarıda serbesti kuralına, bazı koşullar altında bir istisna getirilmiştir. Buna göre, hasılı davaya iştirak niteliğinde olmamak, davada gösterilen başarıya göre değişmek ve yüzde yirmibeşi aşmamak üzere dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak, kararlaştırılabilecektir. Burada, avukatlık ücreti ile, dava olunan veya hüküm altına alınacak şeyin değeri arasında bağlantı kurulduğundan, Yasa koyucu, maktu avukatlık ücretinde olduğu gibi serbesti ilkesini benimsememiş, tarafların iradesine üç yönden sınrrlandırma getirmiştir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu sınırlandırmalara uyulmadığı takdirde, avukatlık ücret sözleşmesi geçersiz olacak ve bunun yerine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uygulanacaktır.
Dava konusu olayda, taraflar arasında düzenlenen 26.8.1991 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde işin konusu gösterildikten sonra "alınacak toplam ücret tahsilatın % 17`sini geçemeyecektir" denilmiştir. Bu durumda Özel Daire bozma kararında işaret edildiği üzere iddiaya dayanak yapılan taraflar arasında düzenlenmiş 26.8.1991 tarihli sözleşmede avukatlık ücreti açıkça tahsil şartına bağlandığı cihetle geçersizdir. Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 15.3.1995 tarihinde BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Old 26-10-2011, 14:04   #4
caalar

 
Varsayılan

Yalnız istediğiniz ikinci kararı Kazancı dahil bende var olan programlarda bulamadım
Old 26-10-2011, 14:10   #5
üye7160

 
Varsayılan

13.HD. AYNI TARİHLİ BENZER BİR KARARINI BULDUM UMARIM İŞİNİZE YARAR.

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 1996/4202
Karar: 1996/4948
Karar Tarihi: 21.05.1996


ALACAK DAVASI - DAVACININ AVUKATA TARİFEYE GÖRE FAZLADAN PEŞİNEN ÜCRET ÖDEDİĞİ - ÖDENEN MİKTARDAN AVUKATLIK ÜCRETİNİN MAHSUP EDİLEREK KALAN MİKTAR YÖNÜNDEN DAVANIN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Birleştirilen davada davacı bulunanın davacı avukata 38.860.000 TL. yı peşin olarak ödediği tarafların kabulündedir. Birleştirilen davanın davalısı avukatın avukatlık asgari ücret tarifelerine göre alacağı 18.672.306 TL. hesap edildiğine göre davalının peşin olarak ödediği paradan 20.187.694 TL alacaklı kaldığı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda mahkemece birleştirilen davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekir.


(1136 S. K. m. 164)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, taraflar arasındaki 31.3.1989 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi gereği davalının tazminat davasını sonuçlandırıp icra takibi yaptığını, davalının borçlu ile anlaşması sonucu takibin durdurulduğunu, ücret sözleşmesi gereğince icrada toplam tazminat tutarı olan 416.445.712 TL. yı bulan miktar üzerinden 115.000.000 TL. ücret alacağının 38.860.000 TL. sının ödenildiğini, kalanın ise davalıca ödenmediğini öne sürerek 76.140.000 TL. ücretin davalıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece, 67.566.667 TL. nın davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce <sözleşmenin geçersiz olunduğu bu durumda avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı avukatın hak edeceği ücret hesaplanmalı, aldığı miktarda gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonucu göre karar verilmelidir> nedenleriyle bozulması, dava dosyası Zonguldak 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 1995\303 esas sayısına kayıt edilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.

Davacı, O. Gencer, davalı avukat O. Mekik hakkında Zonguldak 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 1994\99 esasında kayıtlı dava dosyasında; davalı avukatı haklı olarak azil ettiğini davalıya vermiş olduğu paralarla davalının sebepsiz zenginleştiğini öne sürerek 40.000.000 TL. nın tahsiline karar verilmesini istemiş, bu dava dosyası Zonguldak 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995\303 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, yargılama birleşen dosya üzerinden yürütülmüştür.

Mahkemece, davacı E. Mekik, tarafından asılan 1995\303 esas sayılı davanın ve bu dosya ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm davalı ve birleştirilen davanın davalısı O. Gencer tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 1995/303 esas sayılı dosya için davalı tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ile reddi gerekir.

2- Birleştirilen davada davacı bulunan O. Gençer'in davacı avukata 38.860.000 TL. yı peşin olarak ödediği tarafların kabulündedir. Birleştirilen davanın davalısı avukatın avukatlık asgari ücret tarifelerine göre alacağı 18.672.306 TL. hesap edildiğine göre davalının peşin olarak ödediği paradan 20.187.694 TL alacaklı kaldığı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda mahkemece birleştirilen davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

1. bentte açıklanan nedenlerle davalının esas davadaki temyiz itirazlarının reddine, birleştirilen davadaki hükmün davacı O. Gençer yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.1996 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Emsal Ücret Av. ikahveci Meslektaşların Soruları 2 08-09-2011 12:58
Emsal Karar savunma Meslektaşların Soruları 1 16-02-2011 13:23
Emsal Karar... savunma Meslektaşların Soruları 5 29-11-2010 15:45
Emsal Karar Sayilir Mi? avukatlutfi Meslektaşların Soruları 0 02-02-2010 22:18
Emsal Karar avukatmurat Meslektaşların Soruları 2 17-10-2008 09:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04992294 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.