Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözleşmedeki Ücret Şartı AAÜT'nin Altında Ise Geçersiz Midir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-11-2006, 02:41   #1
üye11708

 
Varsayılan Sözleşmedeki Ücret Şartı AAÜT'nin Altında Ise Geçersiz Midir?

Arkadaşlar, bir avukat arkadaşımın vekalet ücretine ilişkin davasını takip ediyorum. Olay şöyle: arkadaşım gerçek kişi tacir olan ve onlarca davası/takibi olan müvekkili ile genel bir hukuk müşavirliği ve avukatlık sözleşmesi yapıyor. Konusu para ile ölçülebilen işlerde tahsil edilen alacağın %3'ünün avukata ait olacağı kararlaştırılıyor. Sonra vekalet ücretlerinin tahsili için dava açılması icap ediyor.

Arkadaşımın takip ettiği dosyaların değeri 30 milyar ile 150 milyar arasında değişiyor. Bu dosyalara ilişkin vekalet ücretleri sözleşmedeki %3 şartına göre hesaplandığı takdirde, AAÜT'nin çok altında kalıyor.

Netleştirmek istediğim konu, avukatlık kanununda ve AAÜT'nde yer alan "tarifenin altında ücret kararlaştırılamaz" hükmü karşısında, belirttiğim sözleşmedeki %3'lük ücret şartı geçersiz hale mi gelmiş olur. Yargıtay'ın bu konuda çelişkili kararları var. Bir kısım kararlarda, avukatlık kanunundaki asgari ücret sınırı kamu düzenine ilişkin olduğundan, AAÜT'nin altında kalan ücret şartları geçersizdir denilmekte iken diğer bir kısım kararlarda da avukatlık mevzuatını bilmesi ve buna göre sözleşme yapması gereken avukat, şayet tarifenin altında bir ücret içeren sözleşmeye imza atmışsa bunun sonuçlarına katlanmalıdır deniyor.

Yardımınızı istediğim konu, Yargıtay'ın böyle bir durumdaki güncel uygulaması nedir? Davaya konu olan vekalet ücretlerinin AAÜT'ne göre mi yoksa sözleşmedeki ücret şartına göre mi hesaplanması gerekecektir?

Saygı ve sevgilerimle.
Old 10-11-2006, 19:50   #2
üye11708

 
Varsayılan

Ee, kimsenin bilgisi yok mu bu konuda?
Old 10-11-2006, 23:49   #3
ebrus

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Buna göre sözleşmenin ücrete ilişkin kısmı geçersiz sayılır. Fakata avukatlık yasasındaki değişiklikten sonra sözleşmedeki herhangi bir maddenin geçersiz olması sözleşmenin tamamını geçersiz hale getirmez. Bu durumda Av. Yasasının 164. maddesi uygulama alanı bulur. Yani değeri para ile ölçülebilen işlerde değerin %10'u ile %20'si arasında bir vekalet ücreti takdir edilir. Fakat yargıtayın istikrar kazanmaya başlayan benim pek tasvip etmediğim bir kaç kararına göre sözleşmeye akdedildiği tarihteki avukatlık yasasının uygulanması öngörülüyor. Yani buna göre eğer sözleşmeniz avukatlık yasasında yapılan değişiklikten önce akdedilmişse eski yasaya göre sözleşmenin tamamı geçersiz sayılacak ve Asgari Ücret Tarifesindeki miktara hak kazanacak arkadaşınız. Yok eğer sözleşme tarihinin 4667 sayılı avukatlık yasasının yürürlük tarihinden sonra ise dediğim gibi 164. maddedeki %10-%20 kıstası uygulanacak.
Old 10-11-2006, 23:51   #4
ebrus

 
Varsayılan

Bu arada artık belirtmeden geçemeyeceğim Avukatlar kendileriyle ilgili yasadan ve gelişen yargıtay kararlarından ne kadar habersizler.BU ÇOK ÜZÜCÜ.....
Old 11-11-2006, 00:15   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Erhan

Ee, kimsenin bilgisi yok mu bu konuda?

Alıntı:
Yazan ebrus
Bu arada artık belirtmeden geçemeyeceğim Avukatlar kendileriyle ilgili yasadan ve gelişen yargıtay kararlarından ne kadar habersizler.BU ÇOK ÜZÜCÜ.....
Allah allah, bu nasıl bir sabırsızlık ve nasıl bir peşin hüküm? Bu tavırlar karşısında bilsem de "bilmiyorum"...
Old 11-11-2006, 01:06   #6
üye11708

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ebrus
Sayın meslektaşım Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Buna göre sözleşmenin ücrete ilişkin kısmı geçersiz sayılır. Fakata avukatlık yasasındaki değişiklikten sonra sözleşmedeki herhangi bir maddenin geçersiz olması sözleşmenin tamamını geçersiz hale getirmez. Bu durumda Av. Yasasının 164. maddesi uygulama alanı bulur. Yani değeri para ile ölçülebilen işlerde değerin %10'u ile %20'si arasında bir vekalet ücreti takdir edilir. Fakat yargıtayın istikrar kazanmaya başlayan benim pek tasvip etmediğim bir kaç kararına göre sözleşmeye akdedildiği tarihteki avukatlık yasasının uygulanması öngörülüyor. Yani buna göre eğer sözleşmeniz avukatlık yasasında yapılan değişiklikten önce akdedilmişse eski yasaya göre sözleşmenin tamamı geçersiz sayılacak ve Asgari Ücret Tarifesindeki miktara hak kazanacak arkadaşınız. Yok eğer sözleşme tarihinin 4667 sayılı avukatlık yasasının yürürlük tarihinden sonra ise dediğim gibi 164. maddedeki %10-%20 kıstası uygulanacak.

Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Bahsettiğiniz kanun maddelerini elbette ki ben de inceledim. Yalnız, bahsettiğim üzere, Yargıtay'ın bu konudaki kararları çelişkili. Öğrenmek istediğim şey güncel içtihadın ne olduğu. Bu arada, evet kendimizle ilgili içtihatlara biraz uzağız. Nitekim siz de güncel içtihadın hangi yönde olduğu konusunda tatmin edici bir bilgi verememişsiniz. Çünkü hergün bir vekalet ücreti davası açmıyoruz. Kırk yılda bir başımızdan böyle bir olay geçtiği zaman da araştırıp öğreniyoruz.

Sn. Can DOĞANEL, sizin de takdir edeceğiniz üzere avukat, aynı zamanda süreler ile yarışan bir insandır. Bazı işlerin beklemeye tahammülü yoktur. Neyse, hayatın ne getireceği belli olmaz. Belki biz de ileride, bazı şeylere "bilsem de bilmiyorum" deriz.
Old 11-11-2006, 01:14   #7
ebrus

 
Varsayılan

Sayın Can Doğanel yaptığım yorumun bu foruma münhasır olduğunu zannetti sanırım. Ancak bu söylediğim pek de haksız sayılamayacağım bir söylem. Çünkü meslektaşlarımızla vekalet ücretine ve avukatlık yasasına ilişkin yapmış olduğumuz bir çok tartışmanın neticesinde edindiğim bir kanı. Ve de pek yanılmıyorum. Yorumum kesinlikle bu foruma çok az kişinin mesaj yazması yada yazmaması ile alakalı değil. Ayrıca özeleştiri yapmayı ve buna tamamül etmeyi bilmemiz gerekli.
Sayın Erhan Bulut, elimdeki yargıtay kararları büromda ve ben şu anda evdeyim Ama yarın mutlaka buradan size ileteceğim..
Old 11-11-2006, 01:17   #8
ebrus

 
Varsayılan

Ama güncel içtihat Hukuk Gnel Kurul kararı haline getirilmiş olan Avukatlık Ücret Sözleşmesine sözleşme tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Yasasının uygulanması yönünde. Yarın söz konusu Hukuk Genel Kurulu kararını mutlaka size ileteceğim.
Old 11-11-2006, 01:36   #9
üye11708

 
Varsayılan

Sanırım aşağıdaki ile paralel olan HGK kararından bahsediyorsunuz. Yalnız bizim olayda, ücret sözleşmesi Nisan 2004'te yapılmış ve kanundaki 2001 tarihli değişiklikle hasılı davaya iştirak yasağı para alacakları yönünden kaldırılmıştır. Yani artık müddeabihin belli bir yüzdesinin avukata ait olacağı kararlaştırılabilir. Sorun, taraflarca kararlaştırılan yüzde AAÜT'nin altında kalsa bile geçerli mi olacaktır? Bugün bu konuda araştırma yaparken bir içtihada rastladım. Özetle, kanunları ve tarifeyi en iyi bilmesi gereken kişi olan avukat, AAÜT'nin altında kalacak şekilde sözleşme imzalamışsa, bunun kanuna aykırılığını iddia etmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenle, avukatın sözleşme ile kabul ettiği ücret ile AAÜT gereği ödenmesi gereken ücret arasındaki farktan peşinen feragat etmiş olduğu kabul edilerek buna göre hüküm kurulması gerekir.

Bir tarafta, AAÜT'nin altında ücret kararlaştırılamaz şeklinde amir hüküm, diğer tarafta Yargıtay'ın aksi görüşteki ama eski tarihli kararları. 2001 yılındaki değişiklikten sonra imzalanan ücret sözleşmeleri yönünden Yargıtay'ın görüşünü yansıtan bir karara rastlayamadım.

************************************************** ******
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflarca avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı avukat, davalının vekili olarak borçlular Ayşe ve Kemal'e karşı 200.000 doların ferileriyle tahsili için, Zeytinburnu 2. İcra Müdürlüğünün 2001/320 sayılı dosyası ile İcra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini, borçlulardan 5.000 dolar tahsil ettiğini, davalının alacağını haricen tahsil ettiğini ve dosyayı takip etme talimatı üzerine satış safhasında takibi bıraktığını, aralarında düzenlenen ücret sözleşmesine göreve karşı taraftan tahsili gereken ücretlerinin ödenmediğini bildirerek 32.215.000.000 liranın faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı, 20.11.2002 tarihli duruşmada davacıya 5.000 Dolar ödediğini, tahsil ettiği miktara göre ödediği ücretin mahsubu ile kalan ücrete razı olduğunu bildirmiş, daha sonra davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 10.497 dolar ücrete hak kazandığı, ödenen 5.000 doların mahsubu ile kalan 5.497 dolar karşılığı 7.695.000.000 liranın yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerek-tirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı avukat ile davalı arasında dosyada örneği olan tarihsiz avukatlık ücret sözleşmesinin yapıldığı, davacının davalı tarafından verilen 4.1.2001 tarihli vekaletname ile dava dışı borçlular aleyhine alacaklı vekili olarak 209.940 doların tahsili için Zeytinburnu 2. İcra Müdürlüğünün 2001/32 esas sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığı, takiple ilgili olarak borçlular aleyhinde yine Zeytinburnu icra, Ceza mahkemesinin 2001/93 ve 95 esas sayılı ve Bakırköy 2. İcra Tetkik Merciinin 2001/441 esas sayılı dosyalarının takip edilerek ve neticelendirilmesi ve satış kararı aşamasında davalı alacaklının alacağını haricen tahsil etmesi nedeniyle takibin sonuçlandırılamadığı, tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi, taraflar arasında da çekişmesizdir. Davacı yaptığı hizmet nedeniyle avukatlık ücret sözleşmesine dayanarak sözleşmede kararlaştırılan ve karşı taraftan tahsil edilecek ücretlerden oluşan ücret alacağının tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Taraflar arasında Ocak 2001 tarihinde düzenlenen, tarihsiz ücret sözleşmesinin 4 ve 6. maddesinde, yapılacak tahsilatların % 10'u oranında ücret ödenmesi, anlaşma halinde karşı tarafın ödeyeceği ücretin iş sahibinin ödeyeceği ücret olarak kabul edilemeyeceği ve karşı tarafa yüklenecek ücreti vekaletin avukata ait olacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında yapılan bu ücret sözleşmesinin geçerliliğinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan avukatlık kanunu hükümlerine göre incelenip belirlenmesi gerekir. Söz konusu ücret sözleşmesinde, icra takibinin sonuçsuz kalması ve dolayısı ile müvekkilin alacağın hiç tahsil edilmemesi halinde davacı avukata bir ücret ödenmesi kararlaştırılma-miştır. Bu haliyle sözleşmede kararlaştırılan ücret başarıya göre değişme koşulunu içermediği gibi, tahsil edilecek meblağın % 10'u olarak ücret ödenmesi, hasılı davaya iştirak niteliğindedir. Bu nedenle sözleşme tarihinde yürürlükte olan avukatlık kanununun 163. ve 164. maddesi gereği geçersizdir. Bu itibarla davacı ancak icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Avukatlık asgari Ücret Tarifesine göre ücret isteyebilir. Ayrıca tahsilat davalı tarafından engellendiğinden, icra takibi sonucu karşı tarafa yüklenecek ücret ile yine davalı taraf adına takip ettiği icra ceza ve Tetkik Merciindeki dosyalardan dolayı davalıdan ücret isteyebilir. Mahkemece davacının yukarıda açıklanan doğrultuda talep edeceği toplam alacağı uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenip, daha önce verilen kararı davalının temyiz etmemesi nedeniyle davacı lehine oluşan muktesap hakkı nazara alınarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2- Davanın bir kısmı red edildiğine göre red edilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
S o n u ç : 1. bent gereği tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine 2. bent gereği davacı, 3. bent gereği davalı yararına kararın (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 4.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 04.07.2005, 2005/5297 – 2005/11464)
Old 11-11-2006, 02:15   #10
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Av. Erhan BULUT
Samimiyetle aramama rağmen uyan bir karar bulamadım. Ancak bahsettiğiniz olumsuz karar (Avukatın bilmesi gerekir böyle bir sözleşme yaptıysa bağlıdır.) Yasanın emredici hükmüne aykırı ve zorlama bir karar bence de.. Mevcut koşullarda, artan Avukat sayısı ve zorlu piyasa koşullarında malesef sözleşmenin hükümran tarafı Avukat olmaktan çıkıp, müvekkiller olmaya başlamıştır. Nasıl bir pazarlık sonucu %3' e razı olunduğu ise bu kapsamda değerlendirilmelidir. Söylemeye dilim varmıyor ama gabin bile düşünülebilir. Öte yandan vergilendirme bakımından her koşulda ancak asgari tarifeyi (hatta vergi daireleri tavsiye tarifeleri dikkate alır) dikkate alıp, böyle bir ücret alınamadığı halde alınmış gibi vergi ödeyecek olan Avukatın bunun çok altında ve vergiyi dahi karşılamayacak bir ücretle ücretlendirilmesinin izahı olamaz.
Benim sitemim, 10 Kasım 2006 tarihinde saat 02:41'de açılan konuya (çoğunluk uyurken) daha 24 saat bile dolmadan, herkesin ilgisiz ve bilgisiz ilan edilmesineydi, konu acilse aciliyeti belirtilebilirdi. Sayın ebrus kanısının genel olduğunu açıklamış zaten. Bir mesleki dayanışma platformunda kin gütmenin alemi yok.. Aşırı tepki vermiş isem sizler de kusuruma bakmayın.. Bu arada bilseydim (kararı bulabilseydim) kesinlikle aktarırdım. Umarım biri bulur bana da dert oldu..
Old 11-11-2006, 17:08   #11
üye11708

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Sn. Av. Erhan BULUT
Samimiyetle aramama rağmen uyan bir karar bulamadım. Ancak bahsettiğiniz olumsuz karar (Avukatın bilmesi gerekir böyle bir sözleşme yaptıysa bağlıdır.) Yasanın emredici hükmüne aykırı ve zorlama bir karar bence de.. Mevcut koşullarda, artan Avukat sayısı ve zorlu piyasa koşullarında malesef sözleşmenin hükümran tarafı Avukat olmaktan çıkıp, müvekkiller olmaya başlamıştır. Nasıl bir pazarlık sonucu %3' e razı olunduğu ise bu kapsamda değerlendirilmelidir. Söylemeye dilim varmıyor ama gabin bile düşünülebilir. Öte yandan vergilendirme bakımından her koşulda ancak asgari tarifeyi (hatta vergi daireleri tavsiye tarifeleri dikkate alır) dikkate alıp, böyle bir ücret alınamadığı halde alınmış gibi vergi ödeyecek olan Avukatın bunun çok altında ve vergiyi dahi karşılamayacak bir ücretle ücretlendirilmesinin izahı olamaz.
Benim sitemim, 10 Kasım 2006 tarihinde saat 02:41'de açılan konuya (çoğunluk uyurken) daha 24 saat bile dolmadan, herkesin ilgisiz ve bilgisiz ilan edilmesineydi, konu acilse aciliyeti belirtilebilirdi. Sayın ebrus kanısının genel olduğunu açıklamış zaten. Bir mesleki dayanışma platformunda kin gütmenin alemi yok.. Aşırı tepki vermiş isem sizler de kusuruma bakmayın.. Bu arada bilseydim (kararı bulabilseydim) kesinlikle aktarırdım. Umarım biri bulur bana da dert oldu..

Sn. Doğanel, pazarlık şu şekilde: müvekkil petrol tüccarı, rafinerilerden petrol ürünleri alıp akaryakıt bayilerine satıyor. Alış-satış farkından kar ediyor. Arkadaşıma, benim zaman zaman tüpraş shell bp gibi şirketlerle 2 - 3 trilyonluk davalarım oluyor diyor. 2-3 trilyon üzerinden %3 oranı tarifenin üzerinde kalıyor. Bu düşünceyle sözleşme imzalanıyor. Ancak daha sonra trilyonluk davalar yerine 20-30 milyarlık bayi çekleri geliyor. Zaman zaman 5-6 tane çekin aynı anda icraya konulduğu oluyor. Yani bir anlamda müvekkil avukatı kandırmış oluyor.

Bu konuyu açmak için attığım mesaj, aynı zamanda bu foruma attığım ilk mesajdı. Acaba forum ahalisi beni tanımadığı için mi cevap yazmıyor diye düşünmüştüm (malesef diğer sitelerdeki bazı forumlar bu şekilde). Bir de açtığım konu 2. sayfaya düşmüştü. Yükselsin diye ikinci mesajı attım. Çünkü bu konuyla ilgili bir dilekçe hazırlayarak en geç pazartesi mahkemesine vermem lazım (kesin süre). Yoksa kimseyi bilgisiz ilan etmek gibi bir kastım yoktu. Zaten, seviyesi yüksek bir forum olduğunu ve aradığım bilgiyi burada bulabileceğimi düşündüğüm için buraya üye oldum ve soru sordum.
Old 11-11-2006, 22:00   #12
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Olaya değişik bir açıdan bakarsak, sözleşme bir işe mahsus değil, genel olarak bir takım işlerin takibini ve bunlar karşılığında alınacak ücreti kapsıyor. AAÜT'nin 1. kısım 3. bölümünde,
Alıntı:
Avukatlık Kanununun 35 inci Maddesi Gereğince Bulundurulması Zorunlu Sözleşmeli

Avukatlara Aylık Ödenecek Ücret

1
Yapı kooperatiflerinde
330.000.000 TL (330,00 YTL)
2
Anonim şirketlerde
550.000.000 TL (550,00 YTL)

Takip edilen dava, takip ve işlerde tarifeye göre hesaplanacak vekalet ücreti yıllık avukatlık ücretinin üzerinde olduğu takdirde aradaki miktar avukata ödenir.
Şimdi bu kapsamda bakarsak, eğer vekaletname şirket adına ise ki akaryakıt işlerinde A.Ş. olmak gerekiyor gibi bir şeyler hatırlıyorum. Söz konusu %3 muhakkak 550,00YTL'nin üzerinde kalacaktır. Yıllık toplamın yıllık ücretin üzerinde kalması halinde ödenmesi gerekeceği, her iş için ayrı ayrı sözleşme düzenlemenin güçlüğünden ötürü böyle bir yola gidildiği, bunun aksinin hakkaniyet ve iyiniyetle bağdaşmayacağından bahsedilerek bu hükme dikkat çekilebilir. Müvekkil şahıs ise bile böylesi bir sözleşmede kıyasen bu kuralın uygulanması gerektiği hususu vurgulanırsa, belki de şartın geçersizliğini ileri sürmeye gerek bile kalmaz. Tartışılabilir bir öneri olduğunu düşündüm.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
geçersiz taşınmaz satışı sözleşmelerinde icra inkar tazminatı Av. Gediz Eranıl Meslektaşların Soruları 4 27-11-2020 19:51
TİS'de işe iade için özel hakem şartı, mahkemeden işe iade talep etmeye engel midir? Av.Ayşe Batumlu Meslektaşların Soruları 6 09-01-2010 00:28
Hukuk Ayaklar Altında Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 2 07-11-2006 00:04
bağışlamada şekil şartı? Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 2 19-09-2006 17:08
Avrupa Sosyal Şartı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 29-08-2006 19:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05547094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.