Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukatlık Ücret Sözleşmesi- Avukatın Sorumlulukları

Yanıt
Old 24-05-2007, 22:06   #1
ad-hoc

 
Mahçup Avukatlık Ücret Sözleşmesi- Avukatın Sorumlulukları

Bir konuda görüşlerinize başvurmak istiyorum;
Avukatlık Ücret Sözleşmesi'nde, "kararlaştırılmış olan ücretin, yüksek yargı mercileri huzurundaki davalardan ari tanzim edilmesi ve avukatın yüksek yargı merci süreci için ilave ücret talep edebileceğini" düzenleyen bir hüküm, Avukat'ın ücret talebinin reddedilmesi halinde temyiz başvurusu yapmaması neticesinde Avukatlık Kanunu'na aykırı davranışı olarak değerlendirilebilinir mi? ( Sorumluluk ve müvekkil menfaatine işlem yapma yükümlülüğü bakımından)
Konuyu yüksek yargı mercileri için sözleşmede net bir meblağın belirlenmemesi bakımından ele aldığımızda daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Örneğin;
Madde 5: Yerel Mahkeme Süreci X lira ( Yargıtay süreci hariç)

Fakat Yargıtay süreci geldi ve siz temyiz edip etmemek için kısıtlı zamana sahipsiniz; müvekkile döndünüz ve dediniz ki temyiz süreci için XX lira o da kabul etmedi ve siz de temyiz edip etmemek arasında gidip gidip geldiniz.....
Old 24-05-2007, 22:21   #2
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Avukat üzerine aldığı işi temyiz aşaması dahil sonuna kadar takip etmek zorundadır.Anladığım kadarıyla sözleşmede temyize başvurmayacağınız yolunda değil de ayrıca temyizden ücret talep etmeyeceğiniz yolunda bir düzenleme var.AAÜT'nde görülen davanın devamı niteliğinde olan temyiz işlemi için ayrıca bir ücret olduğunu hatırlamıyorum. Müvekkile APS bir ihtar çekerek varsa bakiye vekalet ücretini ve temyiz masraflarını isteyin. Göndermezse temyiz yoluna başvurulmayacağı ve hukuki sorumluluk da kabul edilmeyeceği hususunu ekleyin. Masraf gönderilmemesi halinde sorumluluk olmaz ama gönderilirse vekaletten çekilmedeki 15 günlük süre burada işler ve temyizi yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Saygılar.
Old 25-05-2007, 07:58   #3
ad-hoc

 
Varsayılan

Sn. Osmaniye,
Temyiz sürecini de gözönüne alarak yapmış olduğumuz bir ücret sözleşmesi çoğu kez fahiş bulunabilmekte ve müvekkillerin o bildik "Ben tahsil edersem de size ücret verecek miyim? Dava açmadınız ki, temyiz etmedim ki" vs. gibi söylemlerine sebep olmakta. O bakımdan; temyiz sürecinin dahil edilmediğini belirtir bir ücret sözleşmesinde, temyiz süreci için örneğin İstanbul Barosunun tarifesinin uygulanacağını belirtsek ve daha sonra sizin dediğiniz gibi en azından süre tutum dilekçesi verdikten sonra APS ile ihtar çeksek.... Ne dersiniz, Nasıl değerlendirirsiniz?
Old 25-05-2007, 09:15   #4
mehmetseyrek

 
Varsayılan

Avukatlık Ücreti
Avukatlık ücreti temyiz aşamasını da kapsar.Yani herhangi bir işi üstlendiğinizde o işi temyiz aşamasında da yapmak ve kesinleştirmek zorundasınız.Bunun avukatlık ücretini tahsil edip edememekle hiç bir ilgisi, ilişkisi yoktur.Siz işinizi , görevinizi sonuna kadar yerine getirmekle görevlisiniz.Ücretimi alamadım diye işi savsaklamak ya da hiç yapmamak disiplin hukuku açısından suç oluşturur.
Ücret ilişkisi ise bu konudan ayrı olarak değerlendirilmelidir.Bilindiği gibi avukatlık ücreti peşindir.Ancak değişik nedenlerle ücret sözleşmesinde ücretin nasıl ödeneceği konusu düzenlenebilir.Bu düzenlemeye uyulmadığı takdirde avukat gereken işlemi yapar.(Unutulmaması gereken önemli bir konu:vekalet ücretinin ödenmnemesi nedeniyle müvekkil hakkında icra takibi yapıldığında bu konuyu Baro'ya bildirme zorunluluğu olduğudur.)
Temyize başvurmayı herhangi bir biçimde vekalet ücretinin ödenip ödenmemesi ile ilişkilendirmek doğru değildir diye düşünüyorum.
Av. Mehmet Seyrek
Old 25-05-2007, 11:41   #5
ad-hoc

 
Varsayılan

Sayın Seyrek,
Sizin değerlendirmenize göre; X lira ücret kararlaştırılmış bir davanın temyize gitmemesi halinde müvekkilin X'in tamamını ödememe talebi de kabule şayan gibi duruyor. Benim vurgulamak istediğim, avukat olarak sorumluluklarımız değerlendirildiğinde bu durumun ücrete de yansıması gerekliliğidir. Temyiz aşamasına gelmemiş bir dava için aldığımız ücret belli olmalıdır, temyiz aşaması için ayrı bir ücret takdir olunmalıdır, temyiz süreci malumunuz ilave bilgi, mesai ve çalışma gerektirir. Tek ücret kararlaştırıldığında temyiz talebinde bulunulmaması halinde aldığımız ücretin bir kısmının iadesi ne kadar yersiz ise, temyiz yargılaması için de yıllarca süren davalar için yıllar önce aldığımız vekalet ücreti ile temyiz sürecini geçirmek ve mesai harcamak o kadar adil değildir.
Hatta öyleki bu konuyu, resmi ücret tarifesinde avukatın beher çalışma saatini düzenleyen hükmün ruhu da doğrulamaktadır. Avukat harcadığı mesai saati başına ücret talep etme hakkına sahipken, temyiz sürecinin dava süreci kapsamında ele alınması kanımca doğru değildir. Farzdelim olağan kanu yolları dışında olağanüstü kanun yollarına başvurma şartları gelişti acaba bu durumda da avukatın ücret hakkı olmadığını savunup gerekçe olarak ta yerel mahkeme sürecinde zaten ücret aldığını mı ileri süreceğiz?
Old 25-05-2007, 12:35   #6
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Sayın Ad-Hoc;

Tarifede yer alan temyiz ücret takip etmediğiniz ancak sadece temyiz aşamasında devreye girdiğiniz işler içindir. İşin alınması daha önce de belirttiğim gibi davanın tüm aşamalarını kapsar. Temyiz için ayrıca bir ücret kararlaştırmanız ücret verilmediğinde bunu talep etme hakkı verir. Ücret verilmediğinde temyize gitmeme keyfiliği değil.

Müvekkiliniz unutmasın ki dava açılıp da sizin mesleki katkınız devreye girmeseydi alacak tahsil edilmeyecekti.

Bunun yerine sözleşmeye "İşin temyiz ve sonraki aşamaları hariç" şeklinde bir sınırlama getirilirse geçerli olacaktır. Ancak bu durumda da müvekkilinizi gerekçeli karardan anında haberdar etme zorunluluğunuz sözkonusu olacaktır.

Sözleşmeyi yaparken işin ayrıntıları titizlikle dile getirilirse sonradan yoruma gerek kalmaz.

Saygılar.
Old 25-05-2007, 13:28   #7
ad-hoc

 
Varsayılan

Aslında aynı sonuçta uzlaşma sağlanmış, ben de "i"şin temyiz ve sonraki aşamaları hariç" şeklinde bir sınırlamanın hukuken geçerliliğini soruyordum ki bu da temyiz için ayrıca ücret talep hakkı ile rabıtalıydı.
Old 25-05-2007, 14:31   #8
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımız, genel bir tartışma yapan bir karar. Katkısı olur diye umuyoruz. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 1992/3412
Karar: 1992/3899
Karar Tarihi: 27.04.1992

ÖZET: Vekil, müvekkile karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekle yükümlüdür.
Vekilin ücret alacağı, aksine sözleşme veya teamül olmadıkça vekalet konusu işin gereği gibi görülmesinin tamamlanmasıyla muaccellik kazanır.

(818 S. K. m. 96, 386, 390)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı avukatlar, davalının miras bırakanı Nazlı ile ölünceye kadar bakma akdine dayanılarak tesis edilen tapunun iptal ve tescili davasının açılıp sonuçlandırılması amacıyla Avukatlık ücret sözleşmesi düzenlediklerini, Nazlı'nın ölümü nedeni ile vekalet akdinin son bulduğunu, sözleşmede kararlaştırılan avukatlık ücretinden davalının mirasçı sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek 5.000.000.000 TL.nın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

BK. m. 390/f.II'ye göre vekil, müvekkile karşı vekaleti, sadakat ve özen ile ifa etmekle yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak ve ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Vekilin iş görme ile hedef tutulan sonucun başarılı olması için hayat deneylerine ve işlerin normal akışına göre gerekli görüşünü ve davranışlarda bulunması ve başarılı sonucu engelleyecek davranışlarından kaçınması özen borcunun konusunu teşkil eder (Bkz. Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2, Sh. 231).

Kural olarak meslek sahibi olan kimseler ve bu arada avukatlar genellikle bilinen ve kabul edilen kural ve usulleri bilmedikleri taktirde sorumlu olacaklardır. Avukatın görevi, olayları mantıki şekilde değerlendirerek, bütün öngörülmesi gerekli şeyleri dikkate almalıdır (Bkz. Süheyi Donay, Vekilin Talimata Uyma ve Dürüstlükle Hareket Etme Borcu, Batıder, C:V, 1970, Sh. 738). Bir avukat, ünvanının gerektirdiği güven de gözönünde tutulduğunda bilmesi gereken hukuki bilgilere haiz olmalıdır.

Davacı avukatların müvekkile Nazlı'nın talimatı doğrultusunda tapu iptali ve tescil davasını açtıkları yargılamanın ilk oturumda Nazlı'nın öldüğünü açıklayarak mirasçılarından vekaletname almaları yönünden önel istedikleri davalı vekilinin davayı takip etmek istemeyip düşürülmesini istediği bir sonraki oturumda da davacı vekiller aynen "müvekkilem ölmüştür, davanın reddine karar verilsin" şeklinde talepte bulundukları, bunun üzerine mahkemenin davanın reddine karar verdiği, kararın anılan avukatlardan (A.D.İ.)'ye tebliğ edilip temyiz edilmediği Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tapu iptali ve tesçil dava dosyası içeriğinden anlaşılmıştır.

Davacılar, müvekkillerinin ölümünden sonra davayı yürütebilmek amacı ile mirasçılardan vekaletname almaya başvurduklarını iddia etmemişlerdir, dahası gayret göstermelerine rağmen mirasçıların vekaletname vermekten kaçındıkları belirlense dahi davalının davayı takip etmeme arzularına karşı davanın müracaata bırakılmasını sağlamak yerine az yukarıda açıklandığı üzere davanın reddine neden olan talepte bulunmaları red kararını temyiz etmemeleri; özen yükümlüğüne aykırı ağır bir davranıştır. Zira vekil, Borçlar Hukuku kurallarına göre sözleşme ile üzerine aldığı borçların yerine getirilmesi konusunda iş sahibinin (olayda müvekkilenin ölümü ile halefiyet yoluyla mirasçılarının) talimatına ve talimat alınmayacak durumda "normal olarak bu talimat ne yolda olacak idi ise, ona göre davranma" zorunluluğundadır. BK. m. 386/f.III'de, "mukavele veya teamül varsa vekil, ücrete müstehak olur" denilmektedir. Ne varki vekilin sözleşmeye ve teamüle göre hak kazanacağı ücret alacağının doğması için kural olarak geçerli bir vekalet sözleşmesinin bulunması ve vekaletin gereği gibi ifa edilmiş bulunması gereklidir. Diğer bir anlatımla vekilin ücret alacağı, aksine sözleşme veya teamül olmadıkça vekalet konusu işin gereği gibi görülmesinin tamamlanmasıyla muaccellik kazanır. Vekaletin gereği gibi ifasından vekaletin BK. m. 96/f.I anlamında gereği gibi iflasını anlamak gerekir. Yine, vekaletin gereği gibi ifası kavramına yukarıda değinildiği üzere işgörmenin sadakatla ve özenle yapılması girer.

Tüm açıklamaların ışığında ortaya çıkan sonuç şudur: Ağır kusur ve özensizlik nedeni ile davacılar vekalet görevini gereği gibi ifa etmiyerek davanın reddine neden oldukları için ücret sözleşmesine dayanarak davalı mirasçıdan bir ücret talebinde haklı görülemezler.

Mahkemenin hukuki nitelendirmede, delillerin takdirinde hataya düşerek avukatlık ücret sözleşmesinde kararlaştırılan alacaktan davalıya sorumlu tutması sonra da ücrete hükmetmesi usule ve yasaya aykırıdır. O halde davanın reddedilmesi için yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.4.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık Ücret Sözleşmesi orhan üçyıldız Meslektaşların Soruları 11 01-08-2016 13:06
TMK 713/1 e göre açılacak tapu tescil davasında ücret sözleşmesi Av.SELÇUK AYAZ Meslektaşların Soruları 4 01-11-2009 23:01
Avukatlık sınavı ücret iadesi Av.Ceylan Pala Karadağ Hukuk Haberleri 1 05-03-2007 15:01
Avukatlık ücret sözleşmesi,vesayet makamının onayı Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 3 14-12-2006 12:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03789401 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.