Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anket Sonucu: Avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması bence
Doğrudur 1201 69,95%
Yanlıştır. 516 30,05%
Oy Verenler: 1717. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 266)

avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması

Yanıt
Old 19-08-2009, 11:44   #61
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Turgay Kollama
Şöyle diyelim , sonrasında pişmanlık duyacak da olsam şüpheli için soruşturma aşamasında görev alırım ancak iddianamenin kabulünden sonra kovuşturmada yer almayı reddederim...

Aradaki fark nedir?
Old 19-08-2009, 13:06   #62
Av.B.Demirci

 
Varsayılan

bir avukata saldıran kişinin başka bir avukat tarafından savunulup savunulmamasına gelinceye kadar sanırım tartışılacak daha çok şey var.

Daha önce arkadaşlarımızın da dediği gibi, biz karşımıza çıkan katili, hırsızı , tecavüz eden sapıkları savunurken iş nasıl olur da sadece avukata saldırdığı için savunma hakkı tartışılan bir insana geliyor anlamak çok zor.Bu şekilde biz adaleti yerine getirmekle yükümlü olan bir grup insan kendimizi diğer insanlardan daha yukarıda , hakkı her zaman daha üstün , hakkın yerine getirilmesinde öncelikli insanlar yerine koymuş olmuyor muyuz?
Ki hakimi, avukatı, savcısı ,yeri geldiği zaman hepimiz hukukçuyuz deyip kendi aramızdaki ayrımcılıklara karşı çıkarken, avukatken neden hakim gibi karşımızdaki herkesi eşit düşünüp ona göre karar veremiyoruz.
Bir meslektaşımıza yapılan saldırı tabiki hepimizi üzerken , hakimin sanığa sırf bir avukata saldırdı diye ceza vermesi nasıl mantıksızsa , bir avukatın da savunma hakkı olan bir insanı bu sebeple reddetmesi o kadar mantıksızdır bana göre.
Tabi ki gönüllü- gönülsüz ayrımını bu noktada düşünebiliriz.Her avukat her işi tabi ki kabullenmek zorunda değil ,özel müdafilik bu noktada kişisel tercihtir, ancak zorunlu müdafilik durumunda bu şekilde düşünülmesi ve davranılması kanaatindeyim.
Old 20-08-2009, 15:30   #63
nihilietzsche

 
Varsayılan

Bırakın adalet yerini bulsun.
isterse kıyamet kopsun!
W.Watson

Bu özdeyişe uygun hareket ederdim.. Bunu açıklamak için bir konuyu açıklığa kavuşturmak gerekir diye düşünüyorum. Ülkemizde sade vatandaşlarımızla birlikte hukukçularımız da amerikan filmleriyle büyüdüğü için "savunma" kelimesinden, kişinin ceza almamasını sağlamak ön yargısına ulaşıyor.. oysa savunma kişinin ceza almamasını sağlamak değildir. Savunma; kişinin hakettiğinden daha fazla ceza almamasını sağlamaktır. Dolayısıyla avukata saldıran kişinin de savunmaya (hakettiğinden daha fazla cezaya maruz kalmamak için) ihtiyacı vardır..

saygılarımla..
Old 20-08-2009, 15:52   #64
av.metinmso

 
Varsayılan

nihilietzsche meslektaşım, benim açımdan olaya son noktayı koymuş..

Adalet herkes içindir.. İlgili kişinin suçsuz olduğunu iddia etmemek kaydı ile, kesinlikle savunulmalıdır.
Old 20-08-2009, 16:51   #65
Turgay Kollama

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Aradaki fark nedir?


Aradaki fark ilk aşamada benim o şahsın suçu işlemediğine dair şüphe duyacak olmam.
Old 20-08-2009, 19:53   #66
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Turgay Kollama
Aradaki fark ilk aşamada benim o şahsın suçu işlemediğine dair şüphe duyacak olmam.
Ben hala aradaki farkı anlayamadım. Şüpheli ile konuşmayacak mısınız, size doğru ya da yanlış atılı suça ilişkin bir şey söylemeyecek mi? Bu açıdan soruşturma aşamasının bir farkı yok.
Avukata saldırdığı iddia edilen kişi, her aşamada bir avukatın hukuksal yardımından yararlanabilir, yararlanmalıdır. Yargılama sonucu verilecek kararın adil olması, yargılamaya ilişkin diğer "olmazsa olmaz" koşullar yanında, buna da bağlıdır.
Elbette bir avukat böyle bir durumda işi reddedebilir, serbest avukatlığın güzel yanlarından biri de budur ama işi kabul eden avukatı da kimse kınamamalı, "senle selamı keserim", "nankör", "menfaatçi" dememelidir. Bu tür söylemler, meslektaş dayanışmasının ötesinde, avukatlığı bir kast gibi gören, avukatlık mesleğinin saygınlığını azaltan ve dolayısıyla avukatlara yapılan saldırıları arttıran, hatalı beyanlardır. Dahası, meslektaşımızı koruyacağız derken, avukata saldırdığı iddia edilenin hukuksal yardımdan yoksun bırakılması, o kişinin adli yargılanmadığı görünümünü ortaya çıkaracağından, hukuka güveni de azaltacak bir etki yapacaktır. Oysa istenen, kişilerin adil bir biçimde yargılanması ve bağımsız mahkemece suçsuz bulunursa aklanması, suçu sabit görülürse hakettiği biçimde cezalandırılmasıdır. Avukatların, yargılama sürecinin bu şekilde işleyişinde çok önemli bir unsur olduğu, yokluğunun yargılamanın adilliğini yokettiği unutulmamalıdır.
Old 20-08-2009, 23:07   #67
Gemici

 
Varsayılan Savunulacak Suçsuz Aranıyor!

Avukata saldıran kişiyi savunmam!

Seri katilleri savunmam!

Teröristleri savunmam!

Cinsel saldırganları savunmam!

Suçlu olduğunu bildiğim kimseyi savunmam!

Yukarıdaki ‚SAVUNMAM’lar konusunda bir mesaj yazacaktım. Vazgeçtim yazmaktan, bundan üç seneye yakın bir süre önce yazdığım bir mesajımı okuduktan sonra. Yeni bir mesaj yazmış olsaydım, aynı kelimeleri kullanmıyacaktım belki de, ama içerik olarak aşağı yukarı aynı şeyleri yazacaktım herhalde.


Alıntı:
Yazan Gemici
Hukuk Tarihi'ne geçecek bir olay. Tarihin o sayfasının altına bir not düşürülecek: "Savunma hakkının kutsallığının çiğnendiği olay" diye. Kusura bakmasınlar ama savunmasını yaptıkları kişileri kamuoyu önünde deşifre eden, sırf müvekille vekil arasında kalması gereken şeyleri basının önüne çarşaf gibi seren avukatların avukatlık mesleğini kötülüyor gerekçesiyle disiplin cezasına çarptırılması gerekir bana göre.

Sitede defalarca üzerine basıla basıla tekrarlandı. Bir daha tekrarlıyayım: İster katil, ister hırsız, ister cinsi sapık, ister ruh hastası, ister aids hastası kim olursa olsun o kişiyi savunmak demek, o kişinin suçunu kabullenmek, kendisini sanığın suç ortağı olarak görmek demek değildir; Asıl savunulan ne suçtur ne de suçludur. Kamu hizmeti olarak savunma, yargılama esnasında sanığın kanuni savunma hakkını kullanabilmesini ve suçu işlediği kanıtlanan sanığın hak ettiği cezaya çarptırılmasını sağlamaktır. Yasaların mahkeme önüne çıkarılan sanıklara tanıdığı belirli haklar vardır. Bu hakların ve yargılama prosedürünün her sanığa, hiçbir ayrıcalık tanınmadan, aynı şekilde uygulanması gerekir. Bu prosedür neticesinde suçu işlediği kesin olarak saptananın sanığa kanunların öngördüğü müeyyide uygulanır.

Savunma görevini geri veren sayın avukatların mantığından hareket edersek hırsızlığı, dolandırıcılığı, kadınlara veya erkeklere sataşmayı vicdanına yediremeyen tüm diğer avukatların da savunmayı bırakma hakları vardır diyebiliriz.

Savunma görevini geri veren avukatların yaptıklara en büyük kötülük avukatlara ve hukuk camiasınadır. Kendileri vicdanlarına yediremedikleri için savunmadan çekildiler, ama söz konusu sanıkların savunmasını başka bir avukat veya avukatlar üstlenecek veya üstlenme zorunluğunda bırakılacak. Kamuoyunun buna tepkisi nasıl olacak dersiniz? "Bakın iki tane iyi avukat savunmayı bıraktı, diğerleri üstleniyor" şeklinde olur diye düşünüyorum. Katilleri savunmayı vicdanlarına yediremiyen iki iyi avukat ve ister katil, ister hırsiz, ister ırz düşmanı kim olduğuna bakmadan herkesi savunan diğer avukatlar.

Savunma’nın suçluyu ve suçu savunma olmadığını , sadece ve sadece sanığın savunma hakkıni korumak ve gerçeğin ortaya çıkarılması olduğunu herkesten önce avukatların kavraması gerekir. Bunu kavrayıp savunamayan avukatlar daha çook ‘Katilleri mi savunuyorsun’ suçlamasıyla karşılaşır.

Saygılarımla
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7961

Saygılarımla
Old 21-08-2009, 09:30   #68
Admin

 
Varsayılan

Konuyla ilgili görüşlerimizi yazarken, karşıt görüşten olan meslektaşlarımızı incitecek ifadeler kullanılmasından kaçınılmasını rica ederim.
Old 21-08-2009, 11:10   #69
üye15547

 
Varsayılan

''.. Bu yönde düşünen tüm meslektaşlarım genel olarak iki farklı kurumu ortaya koydu: birincisi bunun mesleki dayanışma gereği yapılmaması; ikincisi de iş beğenilmediği için... ''

sn.feridun,

mesleki dayanışma gereği bir kimseyi savunma hakkından yoksun bırakmak, ''mesleki dayanışma'' ifadesinin de içini boşaltıyor. savunmanın adil yargılanma hakkının bir parçası olduğu düşünüldüğünde, mesleki dayanışma(!) denen şeyin temel bir insan hakkını ihlal ettiği görülüyor. bana lütfen mesleki dayanışmanın ne olduğunu anlatın. çünkü ben anlamıyorum. bu anlamdaki bir dayanışmanın(!) hangi hukuk ilkesine uygun olduğunu ve anayasanın 36. maddesini nasıl ihlal etmediğini açıklarsanız sevinirim.

bir avukatın işi beğenmediği için vekalet almamasını doğal karşılıyorum. burda bir sorun yok.
Old 21-08-2009, 11:22   #70
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uğur topsakal
''.. Bu yönde düşünen tüm meslektaşlarım genel olarak iki farklı kurumu ortaya koydu: birincisi bunun mesleki dayanışma gereği yapılmaması; ikincisi de iş beğenilmediği için... ''

sn.feridun,

mesleki dayanışma gereği bir kimseyi savunma hakkından yoksun bırakmak, ''mesleki dayanışma'' ifadesinin de içini boşaltıyor. savunmanın adil yargılanma hakkının bir parçası olduğu düşünüldüğünde, mesleki dayanışma(!) denen şeyin temel bir insan hakkını ihlal ettiği görülüyor. bana lütfen mesleki dayanışmanın ne olduğunu anlatın. çünkü ben anlamıyorum. bu anlamdaki bir dayanışmanın(!) hangi hukuk ilkesine uygun olduğunu ve anayasanın 36. maddesini nasıl ihlal etmediğini açıklarsanız sevinirim.

bir avukatın işi beğenmediği için vekalet almamasını doğal karşılıyorum. burda bir sorun yok.

Sayın topsakal,
1) Anayasa m. 36 hak arama hürriyetini düzenlerken yükümlülüğü devlete yüklemiştir. Kimsenin hak arama hürriyeti engellenemez hükmü ile... "Meslektaşıma saldırdığı" gerekçesiyle sanığı savunmadığımda anayasayı ihlal etmiş olmam yada bu durum genel meslektaş davranışı olduğunda anayasayı ihlal niteliğinde değildir. Ayrıca bildiğiniz üzere bir şeyin nasıl olmadığı değil de nasıl olduğu daha rahat ortaya konabilir. Bu yüzden "avukata saldıran sanığı savunmam", eğer anayasayı veya diğer normları ihlal ettiğini düşünüyorsanız bunu somut olarak ortaya koyunuz ki; her fiilin anayasayı ihlal ettiğini iddia edenlerden olmayalım.

2) Savunma hakkı kutsaldır. Buna kimse itiraz etmiyor. Ancak savunma hakkının kullanımı da mutlaka avukat nezaretinde gerçekleştirilmiyor değil mi? Yani sıradan bir vatandaş da pekala kendi savunmasını kendisi yapabiliyor! Hiçbir avukat tarafından savunulmayan sanığın savunması alınamıyor mu?
Old 21-08-2009, 11:37   #71
üye15547

 
Varsayılan

1-meslektaşınıza saldıran bir kişiyi savunmamanız sorun değil. bunu zaten söylemiştim. sorun; ''meslektaşa saldıran, hiçkimse tarafından savunulmamalı'' görüşü. yani duyurucu1'in de vurguladığı '' herkesin savunulma hakkı vardır yeter ki avukata saldırmamış olsun'' görüşü.

2-''savunma hakkı kutsaldır ancak....'' şeklinde devam eden fikirlerin forumda az çok nereye evrildiğini gözlemleyebildim. ben avukatın bile yeri geldiğinde savunmana ihtiyaç duyacağını düşünenlerdenim. dolayısıyla, savunma bu alanda uzmanlaşmış kimseler tarafından yapılırsa, savunma olur diye düşünüyorum.
Old 21-08-2009, 11:43   #72
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uğur topsakal
1-meslektaşınıza saldıran bir kişiyi savunmamanız sorun değil. bunu zaten söylemiştim. sorun; ''meslektaşa saldıran, hiçkimse tarafından savunulmamalı'' görüşü. yani duyurucu1'in de vurguladığı '' herkesin savunulma hakkı vardır yeter ki avukata saldırmamış olsun'' görüşü.

2-''savunma hakkı kutsaldır ancak....'' şeklinde devam eden fikirlerin forumda az çok nereye evrildiğini gözlemleyebildim. ben avukatın bile yeri geldiğinde savunmana ihtiyaç duyacağını düşünenlerdenim. dolayısıyla, savunma bu alanda uzmanlaşmış kimseler tarafından yapılırsa, savunma olur diye düşünüyorum.

Bunlar sizin düşünceleriniz; ben katılmıyorum. Ama katılan bir çok meslektaşım var. Saygı duyuyorum.
Old 21-08-2009, 11:48   #73
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avferidun
2) Savunma hakkı kutsaldır. Buna kimse itiraz etmiyor. Ancak savunma hakkının kullanımı da mutlaka avukat nezaretinde gerçekleştirilmiyor değil mi? Yani sıradan bir vatandaş da pekala kendi savunmasını kendisi yapabiliyor! Hiçbir avukat tarafından savunulmayan sanığın savunması alınamıyor mu?

Alıntıdır:

"Avukatla temsilin zorunlu olmadığı ülkemizde, salt bu nedenle özellikle yargıda çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Avukatla temsil zorunluluğunun olmayışı, her şeyden önce “herkes yapabilir” yanlış duygusunu yaratmakta, bir avukat yardımı olmaksızın yapılmaya çalışılan her işte ilerleyen aşamalarda avukatsız iş görmeye çalışmanın handikapları anlaşılsa da çok geç olmakta, pek çok avukat bu noktada kendisine yapılan başvurular nedeniyle zor durumda kalmaktadır. Oysa avukatlar, her türlü hukuki uyuşmazlığı çözmek üzere eğitim almakta ve emeklerini, zamanlarını bu işe vakfetmektedirler. Bu çerçevede hukuki uyuşmazlıkların çözümünde bir avukat yardımı almak bu yardımdan yararlanan kadar genel olarak tüm yargı sisteminin yararınadır. Sayın Meral Sungurtekin de Yargı Reformu 2000 Sempozyumu’nda aynı noktayı vurgulamıştır.
“Hukuki Yardıma gereksinme duyanların bir avukata danışması ve menfaatlerinin onun tarafından korunması birey menfaatinde olduğu kadar, kaliteli ve hızlı yargılamayı temin konusundaki kamu menfaatinde de bulunmaktadır.” (Yrd. Doç. Dr. Meral Sungurtekin- Yargı Reformu 2000 Sempozyumu İzmir, İzmir Barosu Yayınları)
Bu vurgu ise; avukatların, sadece yargının değil bir bütün olarak hukukun ve, hak ve özgürlüklerin olmazsa olmaz unsurları olduğunu göstermektedir.
Avrupa Konseyi Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararı’nın Taslak Gerekçesi’nin 22.maddesinde de “Esas olarak, herkesin sahip olduğu insan hakları ve temel özgürlüklerin, medeni ve siyasal haklar gibi ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yeterli bir şekilde korunabilmesi, tüm bireylerin özgür bir hukuk mesleğinin sağladığı hukuk hizmetlerine, etkin bir biçimde ulaşılmasına bağlıdır” denilmek suretiyle aynı konuya işaret edilmiştir.
Yani her türlü hak ve özgürlüğün korunabilmesi, geliştirilip yerleştirilmesi, herkesin, hukukçular tarafından verilen hukuk hizmetlerine etkin bir şekilde ulaşabilmesi ile mümkündür. Bu saptama hukukçulara ve özellikle avukatlara çok önemli sorumluluklar yüklediği gibi, mesleklerinin vazgeçilmezliğine yapılan vurgudan hareketle yine çok önemli mesleki hak ve yetkiler de getirmektedir.
Herkesin hukuki sorunlarını çözmede bir avukata başvurması gerektiği ve bunun mutlak bir gereksinim olduğu, gerek hakları düzenleyen normların içeriğinden gerekse hukuk uygulamalarından kolaylıkla varılabilecek bir sonuçtur."
Old 21-08-2009, 11:55   #74
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Alıntıdır:

"Avukatla temsilin zorunlu olmadığı ülkemizde, salt bu nedenle özellikle yargıda çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Avukatla temsil zorunluluğunun olmayışı, her şeyden önce “herkes yapabilir” yanlış duygusunu yaratmakta, bir avukat yardımı olmaksızın yapılmaya çalışılan her işte ilerleyen aşamalarda avukatsız iş görmeye çalışmanın handikapları anlaşılsa da çok geç olmakta, pek çok avukat bu noktada kendisine yapılan başvurular nedeniyle zor durumda kalmaktadır. Oysa avukatlar, her türlü hukuki uyuşmazlığı çözmek üzere eğitim almakta ve emeklerini, zamanlarını bu işe vakfetmektedirler. Bu çerçevede hukuki uyuşmazlıkların çözümünde bir avukat yardımı almak bu yardımdan yararlanan kadar genel olarak tüm yargı sisteminin yararınadır. Sayın Meral Sungurtekin de Yargı Reformu 2000 Sempozyumu’nda aynı noktayı vurgulamıştır.
“Hukuki Yardıma gereksinme duyanların bir avukata danışması ve menfaatlerinin onun tarafından korunması birey menfaatinde olduğu kadar, kaliteli ve hızlı yargılamayı temin konusundaki kamu menfaatinde de bulunmaktadır.” (Yrd. Doç. Dr. Meral Sungurtekin- Yargı Reformu 2000 Sempozyumu İzmir, İzmir Barosu Yayınları)
Bu vurgu ise; avukatların, sadece yargının değil bir bütün olarak hukukun ve, hak ve özgürlüklerin olmazsa olmaz unsurları olduğunu göstermektedir.
Avrupa Konseyi Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararı’nın Taslak Gerekçesi’nin 22.maddesinde de “Esas olarak, herkesin sahip olduğu insan hakları ve temel özgürlüklerin, medeni ve siyasal haklar gibi ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yeterli bir şekilde korunabilmesi, tüm bireylerin özgür bir hukuk mesleğinin sağladığı hukuk hizmetlerine, etkin bir biçimde ulaşılmasına bağlıdır” denilmek suretiyle aynı konuya işaret edilmiştir.
Yani her türlü hak ve özgürlüğün korunabilmesi, geliştirilip yerleştirilmesi, herkesin, hukukçular tarafından verilen hukuk hizmetlerine etkin bir şekilde ulaşabilmesi ile mümkündür. Bu saptama hukukçulara ve özellikle avukatlara çok önemli sorumluluklar yüklediği gibi, mesleklerinin vazgeçilmezliğine yapılan vurgudan hareketle yine çok önemli mesleki hak ve yetkiler de getirmektedir.
Herkesin hukuki sorunlarını çözmede bir avukata başvurması gerektiği ve bunun mutlak bir gereksinim olduğu, gerek hakları düzenleyen normların içeriğinden gerekse hukuk uygulamalarından kolaylıkla varılabilecek bir sonuçtur."

Yeni CMK ile zorunlu müdafîlik zaten alıntıladığınız konunun yol katedilmiş hali iken kanun değişikliği ile kısıtlamaya gidildi. Siz de biliyorsunuz ki; CMK'da zorunlu müdafilik 2005 yılında çok daha geniş iken daha sonra bazı suçlar kapsam dışı bırakıldı. Benim anlatmaya çalıştığım husus bu değil! Ne demek istediğim 2 numaralı bendin son cümlesinde yer alıyor aslında. Sanığın müdafî yoksa baro sanığa bir müdafî atar! Sanığın savunması da her durumda yapılır.
Old 21-08-2009, 11:58   #75
üye18721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Avukata saldıran kişiyi savunmam!

Seri katilleri savunmam!

Teröristleri savunmam!

Cinsel saldırganları savunmam!

Suçlu olduğunu bildiğim kimseyi savunmam!

Yukarıdaki ‚SAVUNMAM’lar konusunda bir mesaj yazacaktım. Vazgeçtim yazmaktan, bundan üç seneye yakın bir süre önce yazdığım bir mesajımı okuduktan sonra. Yeni bir mesaj yazmış olsaydım, aynı kelimeleri kullanmıyacaktım belki de, ama içerik olarak aşağı yukarı aynı şeyleri yazacaktım herhalde.

ÜZEYİR GARİH CİNAYETİ...

Bazı görgü tanıkları cinayetin faili olarak çevresinde Deli Fuat olarak tanınan 14 yaşındaki Fuat N.'yi gösterdi. Garih'ten sadaka aldığını belirten 8 yaşındaki Yeşim adında bir kız çocuğu, polise F.N.'yi Garih'in yanında gördüğünü ve bir süre konuştuklarını anlatmıştı. Üstelik F.N.'nin aynı gün bıçak bilettiği tespit edilmişti. Bunun üzerine Fuat N. polis tarafından gözaltına aldı. Faili yakaladığından emin olan polis bazı gazetecilere F.N.'nin sorguda cinayeti nasıl ve neden işlediğini anlattığına dair sonradan yanlış olduğu anlaşılan bazı ifadeler sızdırdı. Medyaya bilgi veren polisler Fuat N.'nin ifadesinde sık sık mezarlığa gelen Garih'ten para aldığını ve bu şekilde birbirlerini tanıdığını söylediğini belirterek, "O gün de para istedim vermeyince de önce sırtından sonra da diğer yerlerinden bıçakladım. Cüzdanındaki paraları da alıp kaçtım" dediğini ve uçucu madde bağımlısı olduğunu söyledi...


14 yaşındaki Fuat N.de cinayet zanlısı idi...
Old 21-08-2009, 12:09   #76
üye15547

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avferidun
Yeni CMK ile zorunlu müdafîlik zaten alıntıladığınız konunun yol katedilmiş hali iken kanun değişikliği ile kısıtlamaya gidildi. Siz de biliyorsunuz ki; CMK'da zorunlu müdafilik 2005 yılında çok daha geniş iken daha sonra bazı suçlar kapsam dışı bırakıldı. Benim anlatmaya çalıştığım husus bu değil! Ne demek istediğim 2 numaralı bendin son cümlesinde yer alıyor aslında. Sanığın müdafî yoksa baro sanığa bir müdafî atar! Sanığın savunması da her durumda yapılır.

''avukata saldıran savunulmamalı'' görüşü yaygınlaşırsa baro atayacak müdafiyi nerden bulacak? sanırım bu durumda, baronun, benim gibi düşünen ve haliyle mesleki dayanışmadan(!) nasibini almamış(!) bir avukat bulması gerekecek
Old 21-08-2009, 12:20   #77
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan uğur topsakal
''avukata saldıran savunulmamalı'' görüşü yaygınlaşırsa baro atayacak müdafiyi nerden bulacak? sanırım bu durumda, baronun, benim gibi düşünen ve haliyle meslek dayanışmasından(!) nasibini almamış(!) bir avukat bulması gerekecek

Sayın Topsakal,
Eğer böyle bir düşünce yayılacak olsaydı bugüne değin yayılırdı! Zira aşağıda bazı rakamlar vermiştim. Belirli bir zaman aralığında avukatlara yapılan saldırıların sayısına bakarsak, bugün mikro olarak THS'de 82 kişi "avukata saldıran sanığı savunmam" diyorsa, yarın biz bu görüşü savunmuyoruz diye sayı düşmeyecek; yada biz de bu görüşü savunsaydık sayı yarın artmayacak! Bu bir bakış açısıdır. Ben beğenmediğim için bu vekalet almam, bir başkası meslektaşına saygısından almaz, öteki mesleğine saygısından... Ama her zaman farklı görüşler olacaktır!

"Avukata saldıran sanık savunulmamalıdır"ı tartışmıyoruz; biz "size göre doğru mudur yanlışmıdır?"ı tartışıyoruz.
Old 21-08-2009, 13:29   #78
avukatneşe

 
Varsayılan

Sayın Mehmet Saim Dikici,ben zorunlu müdafilik sistemini de yanlış bulan bir avukatım,avukatın iş kabul etme özgürlüğünü ortadan kaldıran ve gayet cüzi ücretlerle avukatın emeğini sömüren bir sistem.Sonuçta işi beğenmemek noktasından yaklaştığınızda da bir meslekdaşınıza saldıran kişinin avukatlığını üstlenmeye mecbur olmadığınızı yadsıyamazsınız.Sayın Sadık'ın bahsettiği kararı henüz incelemedim ama hak ve özgürlüklerin çatışmasında benim tercihim kesinlikle meslekdaşlarımdan yana olacaktır.
Old 21-08-2009, 15:20   #79
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın Karabulut, aşağıdaki sözleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Alıntı:
Yazan duyurucu1
...
Eğer bir avukata yapılan saldırganın yanında müdafiilik yapıyorsan sana da selam vermem.
...
Bana göre avukata saldırana, savunma hizmeti verilmemelidir.Çünkü bir avukata yapılan saldırının acısı diğer tüm avukatlar tarafından da hissedilmektedir.Avukatlar bir bütün olmak zorundadır.Savunma herkes için yapılmalı ,kutsal savunma hakkı hakkı herkes için olmalı(istisnasıavukata saldırı suçları hariç.
...
Bu ağaç kendi bireysel ve üç kuruşluk kişisel menfaati için ormana saldıranın yanında yer almakla ormana nankörlük etmektedir.Ağaca saldırana gölge eden menfaatçi ağaç ile avukata saldırana savunma hizmeti veren avukat aynı konumdadır.
...

...sen de avukata saldırana savunma hizmeti veriyorsan seni de selam vermediklerim listesine kaydederim.İnşallah avukatın karşısında değilsindir.
...
Old 21-08-2009, 16:18   #80
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Karabulut, aşağıdaki sözleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Aladağ;

Konuya ilişkin daha önce yazdığım mesajlarla, Sayın Duyurucu1'in mesajının tamamı aynı doğrultuda olsa da (yani fikren örtüşse de) özellikle alıntı yaptığınız kısımlarına katılmadığımı mesajlarımdan anlamış olmalısınız.

Sanırım sorunuz; "Benzer bir üslupla yazılmış olan Duyurucu1'in mesajına tepki göstermeyip de neden Uğur Topsakal'ın mesajına tepki gösterdiniz" amacını taşıyor.

Açıklayayım; Sayın Duyurucu1'in mesajı beni incitmedi. İncinen olduysa da benim Sayın Topsakal'ın mesajına verdiğim biçimde tepki verebilirdi, verenler de oldu. Sayın Topsakal'ın mesajı ise içerik olarak katılmadığım, üslup olarak da incindiğim bir üslupla kaleme alınmış bir mesaj idi. Ve tepkimi bu yönde (üslup yönünde) verdim. Dikkat etmiş olmalısınız, Sayın Topsakal'ın savunduğu görüşe ilişkin olarak bir şey yazmadım, çünkü bu hususa ilişkin düşüncelerimi daha önce yazmıştım.

Benzer bir tepki mesajı da sizden Duyurucu1'e gitmişti:

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Elbette bir avukat böyle bir durumda işi reddedebilir, serbest avukatlığın güzel yanlarından biri de budur ama işi kabul eden avukatı da kimse kınamamalı, "senle selamı keserim", "nankör", "menfaatçi" dememelidir. Bu tür söylemler, meslektaş dayanışmasının ötesinde, avukatlığı bir kast gibi gören, avukatlık mesleğinin saygınlığını azaltan ve dolayısıyla avukatlara yapılan saldırıları arttıran, hatalı beyanlardır. Dahası, meslektaşımızı koruyacağız derken, avukata saldırdığı iddia edilenin hukuksal yardımdan yoksun bırakılması, o kişinin adli yargılanmadığı görünümünü ortaya çıkaracağından, hukuka güveni de azaltacak bir etki yapacaktır.


Saygılar...
Old 21-08-2009, 20:58   #81
Admin

 
Varsayılan

Konuya eklenen ve THS standartlarına göre "yeterince nazik" bulmadığımız ve "kırıcı" olarak gördüğümüz mesajlar forum kurallarımızın 8.maddesi gereğince forumdan kaldırılmıştır. Keza bu mesajlara eklenen yanıtlar da mesajın kendisi silindiğinden tek başlarına anlamsız kaldığı için silinmiştir. Konuyla ilgili bundan sonra eklenecek yanıtların, karşı görüşten olan meslektaşlarımızı incitmeyecek daha uygun bir üslupla yazılmasını, konunun kişileştirilmemesini ve mümkünse her yeni yanıttan sonra tekrar ve tekrar yorum eklemek yerine, her üyemizin kendi görüşlerini bir kez ve detaylı olarak foruma aktarmasını ve münferit yanıtlara yapılacak yorumların da mümkünse özel mesaj veya teşekkür sistemi kullanılarak iletilmesini rica ederim.
Old 21-08-2009, 23:25   #82
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukatneşe
Sayın Mehmet Saim Dikici,ben zorunlu müdafilik sistemini de yanlış bulan bir avukatım,avukatın iş kabul etme özgürlüğünü ortadan kaldıran ve gayet cüzi ücretlerle avukatın emeğini sömüren bir sistem.Sonuçta işi beğenmemek noktasından yaklaştığınızda da bir meslekdaşınıza saldıran kişinin avukatlığını üstlenmeye mecbur olmadığınızı yadsıyamazsınız.

Sayın Neşe Hanım,

Bnim bildiğim kadarıyla mevcut haliyle zorunlu müdafilik görevi, talep eden avukatlara verilmektedir. Yani zorunluluk, yargılamada avukat bulunması noktasındadır. Şu aşamada müdafilik görevi talep eden avukatlar oldukça fazla olduğu için, Baro tarafından re'sen, yani talep etmeyen avukatlara görev verilmemektedir.

Mecburiyet henüz söz konusu değil. Belki hiç bir avukat bu ücreti beğenmez ve müdafilik arzusunu beyan etmezse işte o noktada müvekkil seçme özgürlüğünün sınırlandırıldığı söylenebilir.
Old 22-08-2009, 07:14   #83
AV. AYSEL GÜRBÜZ

 
Varsayılan

Haciz işlemi sırasında tehdit ve saldırıya uğramış daha sonrada şikayette bulunarak ilgili kişinin cezaevine girmesini sağlamış bir avukat olarak ,Avukata saldırıda bulunan şahsın dahi avukatlığının elbette ki yapılmasından yanayım.Yine yaşadığım bir örnekle yanıt vermek isterim; Bir meslektaşımıza karşı yapılan kap-kaç saldırısında zanlının müdafii olarak görevliydim. Meslektaşımız emnniyette zanlıyı teşhis etmiş ve tutuklu sanık olarak yargılanılmasına başlanmıştı. Ancak çocuk hep suçsuz olduğunu ifade etmekteydi. Cezaevinde görüşmeye gittiğimde,öğrenci olduğunu ve aslında iyi de bir öğrenci olduğunu anladım. Okul yoklama fişlerinden yararlanarak çocuğun o gün, olay saatlerinde yazılısının olduğunu ve çocuğun yazılı sınava katıldığını tespit ederek ,sanığın beraatini sağlamıştım.
Meslektaşım olayın etkisiyle ,teşhiste yanılmıştı.Bu savunmadan dolayı kendisiyle husumet içinde olmadık,halen aynı baro içerisinde görev yapmaya devam etmekteyiz.
" Bir gün herkesin adalete ihtiyacı olabilir"
Saygılarımla.
Old 22-08-2009, 21:30   #84
fidel kadastro

 
Varsayılan

Savunma hakkı herkes içindir. Bu ilkede hemfikirsek - ki bence olmalıyız- anket sorusunun cevabı bellidir diye düşünüyorum.

saygılar.
Old 23-08-2009, 01:02   #85
lawyer_721

 
Varsayılan

ben böyle bir şahsın davasını ve işini almam. ama bu şahsın savunma hakkından yoksun bırakılmasını da yanlış buluyorum.
cinayet veya cinsel istismar suçlarıyla ilgili 5 yıldır hiçbir iş almadım. sadece CMK kapsamında aldım. ve çok olmadı daha bir hafta önce; "16 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarıyla iki şüphelinin sorgusuna katıldım. kız çocuğu hamileydi ve doktor raporu da vardı" önce rengim değişti sonra dosyayı inceledim. savunmayı hazırladım. savcının tutuklama talebine karşın hakim serbest bıraktı. demek hakim de benim gibi emin olamadı. evet o şüpheliler bu aşamada suçlu değil sadece şüpheli. avukata saldıran şahıs da hüküm kuruluncaya kadar sadece şüphelidir. bana göre savunulmalıdır; ama ben savunmam. bu benim çelişkimdir; ama bir avukat olarak bu çelişkim hoşuma gidiyor aksi taktirde her şüpheliyi suçlu görme eğilimi bizde ağır basar. bu da avukatlardan çok savcılarda görülen bir eğilimdir. peki sonradan suçlu olduğu sabit olan ve hüküm giyen kişinin savunması ne olacak? hükümden sonra savunma bitiyor; ama bir kişiyi savunduğum için de pişmanlık duymam. çünkü bizim savunduğumuz "suç ve suçlu" değildir. biz adalete yardımcı olmaya çalışıyoruz sadece.
Old 23-08-2009, 19:51   #86
fidel kadastro

 
Varsayılan Kendi Anketim

Bugun bu konuyu her meslekten hukukçunun iştirak ettiği bir sohbet sırasında dile getirdim

Genel olarak sonuç, buradakiyle aynı.

Anketime katılan hakim/savcılar, avukata saldıran kişinin de savunulması gerektiğini dile getirdiler.

Ankete katılan avukatlar arasında ise görüş birliği yoktu. Avukatlar arasındaki baskın görüş, ''müdafi hizmetinden herkes yararlanmalıdır. Ancak ben olsam yapmazdım.'' şeklindeydi.
Old 24-08-2009, 11:46   #87
avukatneşe

 
İyi Sayın Cengiz Aladağ

Meslekdaşımızın avukata saldıran kişinin avukatlığını üstlenen meslekdaşlarımıza karşı da meslekdaş dayanışması içersinde saygılı olmamız ile ilgili görüşüne katılıyorum.Kızınız maaşallah çok tatlı Sayın Aladağ,güzel bir birey yetiştirmekte olduğunuzu düşünüyor ve sizi tebrik ediyorum.
Sayın Pergamon'un ise meslek kurallarına aykırı hareket eden meslekdaşlarımıza karşı hep birlikte tavır sergilememiz gerektiğine ilişkin görüşüne ise katılamıyorum.Zira avukatın cezai ve disiplin sorumluluğu için yetkili merciler belli olduğuna göre,meslek kurallarına aykırı hareket eden veya suç işleyen bir avukata karşı diğer meslekdaşlarının herhangi bir yaptırım uygulaması düşünülemez ve asıl bu çok duygusal bir tepki olur.
Sonucun içimizden gelmese de ve belki de kendimizle çelişme pahasına savunmanın kutsallığını esas alarak bu sanığı savunmak olduğu anlaşılıyor,herkese mesleğinde böyle saldırılara maruz kalmaksızın huzurlu çalışmalar diliyorum.Saygılar.
Old 24-08-2009, 16:26   #88
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşlarım;

Bir zamanlar bir doktor tanımıştım (gerçi o beni tanımazdı ama). Bulunduğu ilçede efsane gibiydi, yıllardır da görev yaptığı hastanenin başhekimiydi.

İşte bu doktor amca, daha küçük bir çocukken babası öldürülmüş ve binbir zorlukla büyümüş, tıbbiyeyi bitirmiş, üzerine uzmanlık eğitimini tamamlamış ve operatör doktor olarak memleketine tayin olmuş. Bir gün acil bir ameliyata girmesi gerekmiş, masada yatan hasta da bir yerlerden tanıdık gelmiş. Örtünün altındaki yüzü biraz daha dikkatli incelediğinde, saçları kırlaşmış da olsa adamı hemen tanımış. Evet, babasının katili karşısında çaresiz yatıyormuş. Hayatı onun çabalarına bağlıymış. Bir an için tereddüt etse de, durumun aciliyetini göz önüne alarak ameliyata girmiş ve adamın hayatının kurtulmasına vesile olmuş. Hastanede yattığı sürece de adama hiçbir şey hissettirmemiş. En son olarak hasta (babasının katili) taburcu olurken kendisini tanıtıp tanıtmadığını şimdi hatırlamıyorum.

Bir meslektaşımıza saldırdığı iddia edilen birisinin müdafii olmak ya da olmamak seçimi, bir hekime kıyasen bizim için daha kolaydır. İşi kabul etmeme hakkımız her zaman vardır.

Anket sorusunun cevabı bana göre "DOĞRUDUR" olmalıdır ancak; ben bunu yapabilir miyim bilmiyorum. Yapabilen meslektaşıma da saygı duyarım.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 24-08-2009, 22:48   #89
esra başyiğit

 
Varsayılan doğrudur

Alıntı:
Yazan avukat esra
Sevgili dostlar : Saldırıya uğradığını iddia eden bir meslektaşımızın iddialarını incelemek için yapılan karakol sorgusu ve savcılık aşamalarında : sanığın savunmanı olarak yer almak suçmudur ?
Bu avukatlık mesleği ile bağdaşmayan bir durummudur ?
Sanığın sorgusunda bulunmak için için barodan izin almak gerekir mi ? veya baroya haber vermek gerekir mi ?
Yardımlarınız için teşekkür ederim

(Site Yönetiminin Notu: Konu içindeki anket sonradan site yönetimi tarafından eklenmiştir.)
nitekim her insan anayasadada belirtildiği üzere adil yargılanma hakkına sahiptir bu nedenle doğrudur
Old 25-08-2009, 22:17   #90
ARİF MUTLU

 
Varsayılan

Avukata saldırıda bulunan bir insanın (!) savunmanının bence şunu düşünmesi gerekir. İşimi yaptığım için bana saldıran bir insanın (!) savunulabilecek bir yanı varmıdır acaba ? Kendisine yapılması durumunda saldırganın savunulabileceğine inanan meslektaşımız, saldırganın müdafiliğini yapabilir. Ancak, herkezin zaten emeğimizde ve ekmeğimizde gözünün olduğu şu dönemde birde mesleki dayanışmasızlık en son yapılması gereken bir durumdur. Unutmamak gerekir ki her an aynı duruma düşme ihtimalimiz vardır. Yargının saç ayağının korumasız tek unsuru olan mesleğimizin yıpratılmaması adına kutsal savunma hakkından önce kutsal savunman haklarının gözetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatın başka bir avukatla ücret sözleşmesi yapması... sailor1981 Meslektaşların Soruları 3 09-09-2014 20:13
Avukatın savunma dilekçesinde başka bir avukata yalancı demesi sailor1981 Meslektaşların Soruları 45 16-03-2012 10:50
ilamın icrasında başka avukata vekalet verilmesi Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 10 28-08-2009 23:46
Avukatın avukata verdiği sözlü yetki Avukat Canip Kazan Meslektaşların Soruları 2 19-06-2007 16:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07644892 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.