|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-08-2008, 11:03 | #1 |
|
Nikahsız yaşama nafaka
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucu eşlerin boşanmalrına erkeğin kadına nafaka ödenmesine hükmedilmiştir.Kadın boşanmadan sonra yaklaşık 9 ay nikahsız bir başkasıyla birlikte olmuştur.Bu ilişki ispat edilirse erkeğin nafa yükümlülüğü kalkarmı?
Teşekkür ederim. |
03-08-2008, 04:58 | #2 |
|
bu şekilde bir husus eşin yaşamını kısıtlamak anlamına gelir ki bu da sakıncalıdır..özgur yaşamı zedeler.kanaatindeyim.meslektaşlarım ne der bilmek isterim
|
03-08-2008, 16:37 | #3 |
|
Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesine göre,
"Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır." Görüldüğü gibi, fiilen evliymiş gibi yaşaması durumunda nafaka yükümlüsünün bu yükümlülüğünün ortadan kalkması için mahkeme kararı gerekmektedir. |
04-08-2008, 14:09 | #4 |
|
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ Tarih : 11.12.2003 Esas No : 2003/14484 Karar No : 2003/14212 4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 175 / 176 ÖZET : SOMUT OLAYDA, DAVACI KADININ DAVALIDAN BOŞANDIKTAN SONRA BABA EVİNDEN AYRILARAK AYNI KÖYDEN MURAT BURUNCUK İSİMLİ ŞAHIS İLE EVLENME OLMAKSIZIN FİİLEN EVLİYMİŞ GİBİ BİRLİKTE YAŞADIĞI VE BU BİRLİKTELİKTEN BİR ÇOCUK DÜNYAYA GETİRDİĞİ SUBUTA ERMİŞ OLUP, KANUNDA FİİLEN EVLİYMİŞ GİBİ BİRLİKTE YAŞAMANIN SÜRESİ KONUSUNDA BİR TAHDİT BULUNMADIĞINA GÖRE NAFAKANIN KALDIRILMASI TALEBİNİN KABULÜ GEREKİR. DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ( k.davacı )tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davada, aylık 15.000.000 lira yoksulluk nafakasının artırılarak 40.000.000 liraya yükseltilmesi, birleştirilen 2002/19-2003/23 sayılı karşı davada ise davacının köyden bir şahısla imam nikahı ile evlenerek o şahıstan çocuk sahibi olması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş, mahkemece nafakanın artırılması davasının kısmen kabulü kaldırılmasına dair birleştirilen davanın ise davacının Murat Buruncuk isimli şahısla 3 gün birlikte olması ve bu kişiden çocuğunun olması TMK.nun 176/3 maddesinde belirtilen hallerden hiç birine uymadığı gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı ( karşı davacı )tarafından temyiz edilmiştir. Medeni Kanunun 175. maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" hükmü getirilmiştir. TMK.nun 176. maddesinde ise irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka veya maddi tazminatın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davacı kadının davalıdan boşandıktan sonra baba evinden ayrılarak aynı köyden Murat Buruncuk isimli şahıs ile evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı ve bu birliktelikten bir çocuk dünyaya getirdiği subuta ermiş olup, kanunda fiilen evliymiş gibi birlikte yaşamanın süresi konusunda bir tahdit bulunmadığına göre nafakanın kaldırılması talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Uzun yaşama sorunu | ISIL YILMAZ | Site Lokali | 15 | 31-08-2009 22:09 |
Ayrı yaşama ve boşanma | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 20-05-2008 18:34 |
Nikahsız Eşe Miras Düşer mi? | Arif Aydın | Meslektaşların Soruları | 5 | 03-04-2008 16:09 |
Yaşama Hakkı ve Kürtaj ... | jurist27 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 6 | 08-05-2007 19:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |