tapu iptal tescil, haksız inşaat

inanç sözleşmesine dayanarak tapu iptali , mümkün olmazsa yapının değeri talep edilmiştir.Olayda davacı , kredi almak amacıyla almanyada yaşayan imam nikahlı eşinin üzerine tapuyu devir etmiştir.İddasına göre , hali hazırda arsa üstündeki yapıyı davacı kendi yapmıştır.
Fakat davacı inanaç sözleşmesini ispat edecek yazılı delil sunmamış, binayı yaptığına dairde dinlenen tanıklar binayı yapan ustalar olup sadece paralarını davacıdan aldıklarını söylemişlerdir.Kredinin de davacı tarafından ödendiği ispat edilememiştir.Tanık dışında elektrik su aboneliği delili vardır.
Böyle bir durumda davacının davasını ispat edebilmesi mümkünmüdür.

Alıntı: Yazan kaankal inanç sözleşmesine dayanarak tapu iptali , mümkün olmazsa yapının değeri talep edilmiştir.Olayda davacı , kredi almak amacıyla almanyada yaşayan imam nikahlı eşinin üzerine tapuyu devir etmiştir.İddasına göre , hali hazırda arsa üstündeki yapıyı davacı kendi yapmıştır. Fakat davacı inanaç sözleşmesini ispat edecek yazılı delil sunmamış, binayı yaptığına dairde dinlenen tanıklar binayı yapan ustalar olup sadece paralarını davacıdan aldıklarını söylemişlerdir.Kredinin de davacı tarafından ödendiği ispat edilememiştir.Tanık dışında elektrik su aboneliği delili vardır. Böyle bir durumda davacının davasını ispat edebilmesi mümkünmüdür.

öncelikle yolsuz tescil sözkonusu olduğu durumlarda tescilin düzeltilmesi davası açılabilir ancak bunun için davacının talebini destekleyecek belge ve deliller sunması gerekmektedir.inanç sözleşmesi asıl malike malik kılınan kişiye mülkiyeti iade borcu yükleyen bir sözleşmedir ancak uygulamada da sıkça rastlanmamasının bir nedeni daha çok yakınlar-akrabalar arası yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmamasından dolayı ispat güçlüğüdür.bahsettiğiniz olayda da bu güçlük sözkonusudur.eğer davacı malik olduğunu kesin delillerle ispatlayamazsa adına tescil yağılmış kişi MK gereği malik olarak adledilecektir.davacı ya geçmiş olsun..umarım yanlış ifade etmemişimdir..

teşekkürler

Merhaba,

Bu konuda Yüksek Mahkeme'nin farklı içtihatları (ve ibk.ları) bulunmaktadır.05.02.1947 S. ve 20/6 Sayılı ibk.na göre tapuda işlem yapılmasını gerektiren inanç akitleri ile tescile icbar davası açılabilir fakat bu iddianın yazılı delille ispatlanması gerekmektedir.Bir diğer ibk.na göre ise bu tür inanç akitleri adi yazılı şekilde yapılsa bile tescile icbar için yeterli değildir.Bazı kararlarında Yargıtay tapuda işlem öngören inanç akitlerinin her türlü delille kanıtlanabileceğini, örneğin olaydaki kredi geri ödemelerini gösteren belgelerin davacı lehine yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilebileceğini belirtmektedir.(14 HD, 1998/5327 E.7546 K.19.10.1998 T;14 HD 2003/4737 E. 6273 K. 23.09.2003 T...)Yakın tarihli bir kararında ise (1 HD,2004/933 E. 3860 K. 06.04.2004 T.) ise yazılı delilin sadece ispat değil bir geçerlilik şartı olduğuna da hükmetmiştir.

Olayda ise ne bir yazılı delil ne de inanç aktine delalet edecek bir yazılı delil başlangıcı (kredi ödeme belgeleri vb.) yoktur.Muhdesat konusunda ise zamanaşımı dikkate alınamak suretiyle kanıtlandığı taktirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir talep dinlenebilir kanısındayım.