Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Bilirkişilik

Yanıt
Old 11-10-2006, 20:24   #1
Fevzi Yavuz

 
Soru Bilirkişilik

Bilirkişiler Yargının bir unsurumudur?
Mahkemelerin kendi görev alanları içindeki hukuki değerlendirmeleri bile bilirkişilere havale etmeleri yargının özelleşmesimidir.?
Old 11-10-2006, 21:32   #2
Adilyaşam

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım bilirkişi yargının yardımcı öğesidir. Yargıç kendi bilmesi gereken konularda bilirkişi atamamalıdır ve görüşüne başvurmamalıdır. Ne yazık ki bu konuda yanlış uygulamalar devam etmektedir. Bunun bir çok nedeni bulunmaktadır. Nedenlerinden biri; Yargıtayın yanlış uygulamaları ve meslektaşların uzmanlaşamaması nedeniyle ne yazık ki yetersiz kalmalarındadır. Aslında bilirkişilik için ayrı düzenleme ve ciddi normatif düzenlemeler gerekmektedir. 5271 sayılı CMK'daki düzenlemeler bana göre yetersizdir. Saygılarımla
Old 11-10-2006, 21:54   #3
cagrik

 
Varsayılan

Medeni Usul Hukukumuzda bilindiği gibi takdiri delillerden olan bilirkişilik müessesinde bilirkişilerin düzenlemiş olduğu raporlar, hakim açısından hukuki bağlayıcılık arzetmemektedir. Hakimin bilgisi dışındaki teknik konularda bilirkişilere başvurulmaktadır. Ancak, birçok davada bilirkişi raporlarında belirtilen hususlara harfiyen uyularak karar verildiği görülmektedir. Bu da, bilirkişilerin raporlarını davanın kazanılmasında etkili olan kesin deliller düzeyine çıkartmaktadır. Bazı davalar için kanuni düzenleme getirilerek bilirkişi raporlarının bağlayıcılığı sağlanmalı, dosyaların gönderildiği bilirkişilerin seçiminde çok dikkatli olunmalı, her ne kadar TCK 276. maddesinde gerçeğe aykırı bilirkişillik suçu düzenleme altına alınmışsa da bence bilirkişilik müessesesini denetleyen bir kurum acilen düzenlenmelidir. Böylece, hakkaniyete aykırı kararların önüne geçilmiş olacağı düşüncesindeyim.
Old 12-10-2006, 11:41   #4
Staj.Av.Selçuk

 
Varsayılan

teknojının sürekli değişmesi ve dava konularının çeşidinin artmasına neden oluyor.teknoji geliştikçe hukukun müdahale alanıda genişliyor.dolayısıyla hakimlerden bütün bu konulara vakıf olmasını beklemek insafsızlık olur.bazı teknik meseleler uzmanlık isteyebilir.bu konularda bilirkişiye gidilek zorundadır.hakimlerin bilirkişi raporunu harfiyen uygulaası sorununa gelince hakm bazı durumlarda buna harfiyen uymalıdır çunku bu teknik bi bilgidir.mesela adlı tıp nesep davasında çocugun dna sı ile babanın dna sının benzerliği%99 olur fakat hakım ben çocugu gördüm babalık iddiasında bulunana hiç benzemiyor der raporu dikkate almazsa burada gerçeğe aykırı bi karar vermis olur.hakim her konuda olmasada bazı konularda bilirkişi raporlarını harfiyen uygulamalı özellikle teknik bilgi gerektiren husularda
.................................................. ...........
ayrıca şiir özdemir asaf değil mi büyük üstattır kendisi bende şiirlerine hayranımdır üstadın
Old 12-10-2006, 14:10   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sevgili Dostum Fevzi,

Bu konuda söylenecek o kadar şey var ki...Daha bu sabahki duruşmamda aynı sorunla karşılaştım.Hakim azil ile ilgili bir davada dosyayı avukat bilirkişiye göndermişti.Bugün hakime "Dosyayı bilirkişiye gönderecekseniz hiç olmazsa Borçlar Hukuku Kürsüsü'nden bir profesöre gönderin" dedim. Aldığım cevap;"Avukat bey, onlar uygulamadan uzak" oldu. Ben de "Ben bir avukat bilirkişinin azil konusunda sizden(Burayı vurguyla söyledim. ) ve benden daha bilgili olduğuna inanmak istemiyorum." dedim. Ara karar "Verilen itiraz dilekçesi incelendikten sonra karar verilmesine" şeklinde yazıldı.

Bu konuda çok şey yazıldı dedim ya...Sayın Av.Hulusi Metin'in aşağıya alıntısını yaptığım yazısı bunlardan birisi ve ben çok beğendim. Link adresini aradım bulamadım. Ancak, daha önce bilgisayarıma kaydetmiştim. Bugünkü dava ile birlikte 2 davamda da kullandım. Kendisi nadiren THS'ye uğramakta olduğu için, teşekkür etme ve yayınlama izni alma fırsatım olmadı. Yine yayınlarken umarım tamamını ve hatasız yayınlamış olurum.

Saygılarımla

Sevgili Fevzi, güzel iltifatların ve sesini duymak için 3 defa aradım. Ama sana ulaşamadım.Sıramı savdım...

Sayın Av.Hulusi Metin'in THS deki yazısı:

Alıntı:
Bilirkişilik Yasası

Bilirkişiler “Hâkimden etkili, hasımdan tehlikelidir”ler. Bilirkişinin oy ve görüşü yargıcı bağlamaz (HUMK.m.286) ise de, gerçek öyle değildir!

Hukuk düzenimizde “Bilirkişi saltanatı”nın varlığı yadsınamaz. Çalışması sürdürülen “Bilirkişilik Kanunu”nun
(1)bu saltanata son vermesi dileğimiz ve umudumuzdur.

Yargı’da sorun var. Yargılama sürecinde sorun var. Sorunun çözümüne yardımcı olması gereken bilirkişilik kurumunun “kendisinin” sorun olduğunu söylemek, “malûmu ilân” olsa da söyleyelim: Bilirkişi konusunda sorun var (2).(Bu konudaki ilk yazımız Cumhuriyet'te 14.Nisan.1991 tarihinde yayımlanmıştır). Zaten yasaya yapılmış olan ekleme de bunun bir kanıtı sayılmadır. (HUMK.m.286, Ek fıkra)(3).

Yargıtay hemen her konuda bilirkişi kurulunda hukukçu bilirkişi bulunmasını istemekte ya da buna göz yummaktadır. Oysa yasa koyucu, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektirmedikçe, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına olur vermemiştir (HUMK.m.275). Çoğu yargıcın bilirkişiye sorulacak soruları dahi belirlemeden (HUMK.m.279), “iddia ve savunma doğrultusunda incelenmek üzere, dosyanın bilirkişiye verilmesine…” buyruğu da yasaya aykırılığın bir başka örneğidir.

Yargıcın, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanması yasa gereğidir (4721 s.K.m.1/son). Ancak, yargıcın bilimsel görüşlerden yararlanması için, bilirkişi kuruluna bir hukukçunun (hele bir avukatın) katılmasının yasaya açıkça aykırı olduğu kanısındayız. Hukukçu bilirkişiye başvurulması yolu, “kabul edilebilirlik” sınırını çoktan aşmıştır. Bu uygulama yasaya aykırıdır. Dahası yargıca güvensizliğin; onun hukuk bilgisinin yetersizliğinin itirafıdır. Eğer ille de bir hukukçuya başvurulacak ise, bu kişinin üniversitelerden seçilerek, bilirkişinin yetkinlik ve yeterliği yönlerinden nesnel bir ölçütün oluşturulması gerekir. Bir avukattan hukuksal görüş alarak karar verilmesi, Anayasaya (m.141) ve yasaya (HUMK.m.275) aykırıdır. Ya yasa hükmü değiştirilmeli, ya da hükmüne uyulmalıdır.

Türk Ulusu adına yargı hakkını kullanan yargıcın bilmesi gerekli hukuksal konuda bilirkişiye, hukukçu bilirkişiye, hele avukata başvurması (meslek için onurlandırıcı olsa da) yasayı çiğnemektir. Öte yandan davaların en az giderle ve en kısa sürede sonuçlandırılması yargının görevidir. Mahkemeler ve Yargıtay, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141. maddesinde yargıya yüklenen bu görevde özensizlik göstermekte, pahalı adaletin gerçekleşmesine, “Bilirkişi saltanatına” neden olmaktadırlar. Bilirkişi konusuna sessiz kalmanın Yasa Koyucuyu da rahatsız ettiği kuşkusuzudur. “Bilirkişi Kanunu” çalışmaları bu bakımdan umut verici somut bir adım sayılabilir.

Yargılama sürecinde yargıcın hangi konularda ve neden bilirkişiye başvurduğu ve Yargıtay’ın bilirkişiye ve raporlarına nasıl baktığı, bilirkişi ve raporlarının yarattığı sorunlar, kararlarda açıkça görülmektedir. İşin ironik tarafı da, sorunun çözümünün aslında bu kararların içinde olmasıdır. “Böyle gelmiş, böyle gider” demekten vazgeçildiği gün, “bilirkişi sorununun” sona ereceğine inananlardanım.

Üzerinde çalışılan “Bilirkişi Kanunu”nun yasalaşmasıyla tüm tartışmalara son verecek yeni bir dönemin başlayacağını umut ediyorum. Bu yazımız “hukuki yorum ve nitelendirmede yardımcı olmak üzere hukukçu bilirkişi”ye başvurulmasının yolunu açan yorumculara (4) armağan (ithaf) ve arz olunur.
----
(1)Bilirkişilik Kanunu Tasarısı
“Uyuşmazlıkların çözümünde önemli rolü olan bilirkişilik kurumunun, kötü bir şekilde veya amacı dışında kullanılmasının adaletin tesisini engellemesi yanı sıra, kamuoyunda yargıya ve dolayısıyla Devlete olan güvenin zedelenmesine yol açması nedeniyle, bilirkişilik kurumunun arzulanan şekilde işlemesini sağlayacak gerekli yasal düzenlemeleri ve değişiklikleri yapmak üzere bir kanun tasarısı hazırlamak amacıyla, yüksek mahkeme üyeleri, bilim adamları ve uzmanlardan oluşturulan Komisyon, çalışmalarına devam etmektedir.” (www.kgm.adalet.gov.tr).

(2)Adalet Bakanı Cemil Çiçek, vatandaşın yolsuzlukla mücadele duyarsız kaldığından yakınarak, "Her meslek grubu 'kol kırılır yen içinde kalır' dediği, derbi maçını seyreder gibi kenarda seyrettiği, bilirkişi kepazeliği ortadan kalkmadığı sürece yolsuzlukla mücadele edilmez" dedi. Radikal, 07.01.2004

(3)HUMK.m.286-Ehlivukufun rey ve mütalâaları hâkimi takyit etmez.
(Ek fıkra: 5020 - 12.12.2003 / m.1) Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddî olgu ve fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir.

(4)Yargıtay 15. HD.,E. 2004/4609,K. 2005/1507,T. 16.3.2005.
Old 12-10-2006, 19:38   #6
av. aslı uçaravcı

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım...
bugün iş mahkemesinde duruşma salonunda beklerken duyduğum bir cümle sanırım sizleri de şaşırtacak...
Sayın Yargıtay hakimin değerlendirebileceği hukuksal konularda bilirkişi incelemesi yapılmamasını biz bozma nedeni olarak kabul ediyor...
yüksek mahkemeye göre bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan rapor hakime yol gösteriyor ve kararda belirleyici oluyor..
Old 13-10-2006, 00:30   #7
Fevzi Yavuz

 
Varsayılan Teşekkürler

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sevgili Dostum Fevzi,

Bu konuda söylenecek o kadar şey var ki...Daha bu sabahki duruşmamda aynı sorunla karşılaştım.Hakim azil ile ilgili bir davada dosyayı avukat bilirkişiye göndermişti.Bugün hakime "Dosyayı bilirkişiye gönderecekseniz hiç olmazsa Borçlar Hukuku Kürsüsü'nden bir profesöre gönderin" dedim. Aldığım cevap;"Avukat bey, onlar uygulamadan uzak" oldu. Ben de "Ben bir avukat bilirkişinin azil konusunda sizden(Burayı vurguyla söyledim. ) ve benden daha bilgili olduğuna inanmak istemiyorum." dedim. Ara karar "Verilen itiraz dilekçesi incelendikten sonra karar verilmesine" şeklinde yazıldı.

Bu konuda çok şey yazıldı dedim ya...Sayın Av.Hulusi Metin'in aşağıya alıntısını yaptığım yazısı bunlardan birisi ve ben çok beğendim. Link adresini aradım bulamadım. Ancak, daha önce bilgisayarıma kaydetmiştim. Bugünkü dava ile birlikte 2 davamda da kullandım. Kendisi nadiren THS'ye uğramakta olduğu için, teşekkür etme ve yayınlama izni alma fırsatım olmadı. Yine yayınlarken umarım tamamını ve hatasız yayınlamış olurum.

Saygılarımla

Sevgili Fevzi, güzel iltifatların ve sesini duymak için 3 defa aradım. Ama sana ulaşamadım.Sıramı savdım...

Sayın Av.Hulusi Metin'in THS deki yazısı:

Suat çok teşekkür ediyorum.sitede gezinirken ve yazılarını okurken eşimde yanımdaydı sana çok selamı var bu taraflara gelirsen haberimiz olsun. Aramışsın beni mahcup ettin,teşekkür ederim
Ayrıca bu site ve sayın meslektaşlarımızın katkıları gerçekten çok büyük bir açığı kapatıyor hepsine çok teşekkür ediyorum bunlar sizlerin gayret ve çabalarıyla oluyor çok şey öğreniyorum dahası "ya hep mi benim başıma gelecek bunlar "dediğim şeylerde yalnız olmadığımı anlıyorum.Çok samimi ve düzeyli bir forum.Sevgi ve saygılarımla.
Old 03-10-2013, 12:48   #8
Smmm Can A.

 
Varsayılan

Merhaba, konu üzerinden epey uzun bir süre geçmiş ama bahsedilen sorunlar için pek de değişen bir şey yok gibi gorunuyor.

Bilirkişilik yapıyorum ve bende Adil Hukuk Sistemi (!) içerisinde güncellenmesi taraftarıyım. Yargı kararlarına etkisinden öte, bilirkişilik müessesesi kendi çarkını döndüren farklı bir yapı haline gelmiş.

Kopyala/Yapıştır raporlar, üstünkörü değerlendirmelerle, hakimlere yol gösterecek teknik bilgiler yüzeysel kalmaktadır. Ayrıca 6 bin den fazla kayıtlı bilirkişi varken, pek çoğunun dosya alamaması , azınlık bir grubun yılda 500-600 adetlere varan dosyalar alması , bilirkişi de 1 seneye yakın bekleyen dosyalar, bu müessesenin güvenirliliğini ve işleveselliğini zedeleyen durumlar.

Umarım yargı için hizmet veren tüm taraflar için bilirkişilik kurumu etkin bir hale getirilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargının Kanayan Yarası Bilirkişilik irfan AYDIN Hukuk Sohbetleri 24 12-07-2006 17:00
Soykütüğü ile bağı koparılmış bir kurum : bilirkişilik hilmiseker Hukuk Sohbetleri 2 09-07-2006 22:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04113793 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.