Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vekaletin kötüye kullanılması - miras payı

Yanıt
Old 12-02-2012, 18:19   #1
denizizm

 
Varsayılan Vekaletin kötüye kullanılması - miras payı

Şahıslardan A nın iki oğlu(B ve C) bulunmaktadır. A oğlu B ye vekaletname vermiştir.B bu vekaletnameye dayanarak A nın malik olduğu taşınmazı 18 yaşındaki kendi oğluna satmıştır. 2010 yılında ise taşınmaz yine el değiştirmiştir. Buradaki sorum şu C nın oğlu D-A nın torunu -( C hayatta değil) şu aşamada babasına annesinden kalacak olan bu taşınmaz ile ilgili B den tazminat talep edebilir mi? İsteyebilirse burada dikkat edilmesi gereken unsurlar ve nelerdir?(zamanaşımı,deliller vs)
Old 12-02-2012, 18:34   #2
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
Şahıslardan A nın iki oğlu(B ve C) bulunmaktadır. A oğlu B ye vekaletname vermiştir.B bu vekaletnameye dayanarak A nın malik olduğu taşınmazı 18 yaşındaki kendi oğluna satmıştır. 2010 yılında ise taşınmaz yine el değiştirmiştir. Buradaki sorum şu C nın oğlu D-A nın torunu -( C hayatta değil) şu aşamada babasına annesinden kalacak olan bu taşınmaz ile ilgili B den tazminat talep edebilir mi? İsteyebilirse burada dikkat edilmesi gereken unsurlar ve nelerdir?(zamanaşımı,deliller vs)

Sn. Denizizm;

Anlattığınız olay ileride açılması mümkün olan "muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil olmazsa tenkis" davasına klasik bir örnektir.

Elbetteki A kişisi sağlığında malvarlığı üzerinde her türlü tasarrufta serbestçe bulunabilir. Oğlu B'ye vekalet de çıkarabilir. B bu vekalet ile taşınmazı istediği kişiye satabilir. A henüz sağ iken VEKALETİN KÖTÜYE KULLANILDIĞINA İLİŞKİN HER TÜRLÜ DAVA VE TALEP HAKKI SADECE KENDİSİNE AİTTİR. A DIŞINDA HİÇBİR KİŞİ VEKALETİN KÖTÜYE KULLANILMASINA DAYALI VEYA DİĞER NEDENLERE DAYALI DAVA AÇAMAZLAR. BU BAKIMDAN ÖLEN C'NİN OĞLU D'NİN AÇACAĞI HER TÜRLÜ DAVA REDDOLUR.

Ancak A VEFAAT ETTİKTEN SONRA D KİŞİSİ B'YE VE ONUN OĞLUNA VE TAŞINMAZI ELİNDE BULUNDURAN 3. KİŞİYE MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE BU TALEBE TERDİT YAPARAK B VE ONUN OĞLUNA KARŞI TENKİS DAVASI AÇABİLİR. BU DAVANIN ÖN ŞARTI MİRASIN İNTİKAL ETMİŞ OLMASIDIR. MİRAS A'NIN ÖLÜMÜ ANINDA D 'YE İNTİKAL ETMİŞ OLACAĞINDAN SADECE A'NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA D DAVA HAKKINI KULLANABİLİR.

MAALESEF D KİŞİSİ HENÜZ A SAĞ İKEN HİÇBİR TALEPTE BULUNAMAZ.
Old 13-02-2012, 14:23   #3
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Örnek olması bakımından

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/10655
K. 2010/1248
T. 9.2.2010
• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakanının Taşınmazı Devrettiği Kişi veya Onun Mirasçısı ya da Kötü Niyetli Olarak Taşınmazı Devralan Kişiler Aleyhine Açılabileceği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Muris Muvazaası Nedenine Dayalı - Miras Bırakanının Taşınmazı Devrettiği Kişi veya Onun Mirasçısı ya da Kötü Niyetli Olarak Taşınmazı Devralan Kişiler Aleyhine Açılabileceği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Davalarda Herhangi Bir Hak Düşürücü Süre veya Zamanaşımının Söz Konusu Olmadığı )
• ZAMANAŞIMI ( Tapu İptali ve Tescil - Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Davalarda Herhangi Bir Hak Düşürücü Süre veya Zamanaşımının Söz Konusu Olmadığı )
• HUSUMET ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakanının Taşınmazı Devrettiği Kişi veya Onun Mirasçısı ya da Kötü Niyetli Olarak Taşınmazı Devralan Kişiler Aleyhine Açılabileceği/Muris Hayatta İken Bu Tür Bir Dava Açılamayacağı )
4721/m.1023, 1024
818/m.18
1086/m.38
ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar, miras bırakanının taşınmazı devrettiği kişi veya onun mirasçısı ya da kötü niyetli olarak taşınmazı devralan kişiler aleyhine açılabilir. Bu davalarda herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Ancak, muris hayatta iken bu tür bir dava açılamaz.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, miras bırakan Mehmet'in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 803 parsel sayılı taşınmazını oğlu Ömer'e temlik ettiğini, Ömer'in de muvazaalı şekilde davalı Yüksel'e devrettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davalı Yüksel yönünden iyiniyetli olduğu gerekçesiyle, diğer davalılar bakımından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, Borçlar Yasası'nın 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir.

Davalı Yüksel, on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, iyiniyetli olduğunu, diğer davalılar da dedeleri Mehmet'in, sattığı taşınmazla ilgili olarak açtığı davanın retle sonuçlandığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davacıların 3. kişi konumundaki davalı Yüksel'e karşı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davası açamayacakları, davalı Yüksel'in iyiniyetli olduğu, diğer davalılara da husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Miras bırakan Mehmet'in 10.01.2008 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olarak davacı kızları ile 12.05.1993 tarihinde ölen oğlu Ömer'in çocukları davalılar Filiz ve Emel'in kaldıkları, davaya konu 803 parsel sayılı 637 m2 miktarlı, kargir ev ve avlusu nitelikli taşınmaz muris Mehmet'e aitken intifamı uhdesinde bırakıp çıplak mülkiyetini 650 bin lira bedelle 13.02.1987 tarihinde oğlu Ömer'e satış suretiyle temlik ettiği, Ömer'in de 26.07.1990 tarihinde davalı Yüksel'e yine satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.

Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar, miras bırakanın muvazaalı sözleşme ile taşınmazı devrettiği kişi, onun mirasçısı ya da muvazaalı yahut kötü niyetli olarak taşınmazı devralan ikinci ve sonraki el durumunda bulunan kişiler aleyhine açılabilir.

Öte yandan, muris muvazaasına dayalı iptal, tescil davalarında herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 01.04.1974 gün 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi muris muvazaasına dayalı davalar, miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır. Bu tür davalarda, dava hakkı murisin ölümü ile doğmaktadır. Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur.

Ayrıca, tapu sicilindeki kayda iyiniyetle istinat ederek mülkiyet ya da diğer bir ayni hakkı iktisap eden kimsenin bu iktisabı yasal koruma altındadır ve aslolan kayden edinenin iyiniyetli olmasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde hüküm altına alınan bu kural, sadece sözleşmenin yanlarını değil, aynı zamanda tapulu taşınmazların intikalinde güveni, toplum yararını ve huzurunu sağlamak amacı ile konulmuştur. Ancak, durumu bilen ya da bilebilecek konumda olan kişilerin bu haktan yararlanamayacakları da tartışmasızdır. ( TMK 1024. md. )

Somut olaya gelince;

Dinlenen tanıklar, murisin taşınmazını bedel almadan oğlu Ömer'e devrettiğini, Ömer'in de "mirasçılar bu yeri elimden alır, size devredeyim, tapu masraflarını da ben yapayım" şeklinde kendilerine getirdiği teklifi kabul etmemeleri üzerine davalı Yüksel'e yine bedelsiz temlik ettiğini, Yüksel'in taşınmazı hiç kullanmadığını bildirmişlerdir. Davalı Yüksel, 03.11.2008 günlü cevap dilekçesinde, muris ve oğlu Mehmet ile sihri hısım olduklarını beyan etmiştir. Bu durumda, davalı Yüksel muvazaalı işlemi bilebilecek konumdadır. Bunun yanında, satın aldığı taşınmaz ev olup satış tarihinde intifa hakkı miras bırakan Mehmet'e aittir. Bir kimsenin ev nitelikli taşınmazı intifa hakkı ile yükümlü olarak alması, onu kullanmayacağı anlamına gelir ki, bu da hayatın olağan akışına ters düşer. Kaldı ki, davalı Yüksel taşınmazı intifa hakkı sahibi murisin ölümünden sonra da hiç kullanmamış, taşınmazı kullanan davacılardan birisi hakkında da bir yasal işlem başlatmamıştır. Bu durumda, davalı Yüksel'in iyiniyetli olduğundan ve Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesindeki koruyuculuktan yararlanacağını söylemek olanaksızdır.

Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, muris Mehmet'in kız çocuklarından mal kaçırmak amacı ile taşınmazı oğlu Ömer'e bedelsiz, muvazaalı biçimde devrettiği, kayıt maliki Yüksel'in de iyiniyetli olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Her ne kadar, davalılar Emel ve Filiz, muris tarafından açılan davanın reddedildiğini savunmuşlar ise de, miras bırakanın dava konusu taşınmazı oğlu Ömer'e temlik ettikten sonra, kayıt maliki olmadığı dönemde oğlu Ömer aleyhine elatmanın önlenmesi davası açtığı, daha sonra feragat ettiği ve davanın feragat nedeniyle reddedildiği, 1987/356-1988/5 sayılı o davanın eldeki davayı etkiler bir yönü olmadığı, kaldı ki, muvazaalı işlemi gerçekleştirenin kamufle amacıyla böylesine bir davayı açabileceği de izahtan varestedir.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMY'nin 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 13-02-2012, 14:43   #4
Av.Asil Orhunöz

 
Varsayılan

Kesinlikle katılıyorum.Ancak bir de sağlar arası muvazaa vardır ki ispatı çok zordur..
Old 13-02-2012, 20:58   #5
denizizm

 
Varsayılan

sayın Av.Bülent Özkan verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.3.kişinin iyiniyetli kişi olduğunu düşünüyoruz.bu durumda tapu iptal ve tescil davası açamıyoruz?vekalete ilişkin verdiğiniz bilgilerden ötürü bu dava da vekaletin kötüye kullanılmasına dair bir talep te bulunamayacağımızı anlıyorum.şu halde tek yol B ve oğluna tenkis davası açmak mı? konu bana biraz yabancı henüz detaylı araştırma içerisine giremedim.tekrar teşekkürler
Old 13-02-2012, 21:44   #6
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
sayın Av.Bülent Özkan verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.3.kişinin iyiniyetli kişi olduğunu düşünüyoruz.bu durumda tapu iptal ve tescil davası açamıyoruz?vekalete ilişkin verdiğiniz bilgilerden ötürü bu dava da vekaletin kötüye kullanılmasına dair bir talep te bulunamayacağımızı anlıyorum.şu halde tek yol B ve oğluna tenkis davası açmak mı? konu bana biraz yabancı henüz detaylı araştırma içerisine giremedim.tekrar teşekkürler

Sevgili Denizizm;


A'nın vefaatından sonra tenkis davası açabilirsiniz.
Old 14-02-2012, 12:01   #7
denizizm

 
Varsayılan

soru da A nın ölü oldğunu yazmamışım. teşekkürler
Old 14-02-2012, 15:15   #8
Av.Murat Serezli

 
Varsayılan

Torun saklı pay sahibi mirasçı değildir. Tenkis talebinde bulunamaz..Tenksi açısından dikkat edin...
Old 14-02-2012, 18:13   #9
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Murat Serezli
Torun saklı pay sahibi mirasçı değildir. Tenkis talebinde bulunamaz..Tenksi açısından dikkat edin...

Üstad;

Saklı pay bakımından, murisin oğlu veya torunu şeklinde bir ayrım yoktur. Murisin alt soyunun tamamı saklı paylı mirasçıdır. (MK 506/1)

Torun da altsoydur. Oğul ölünce onun tüm miras hakları kendi alt soyuna (toruna) intikal eder. Torun (D)'nin babası (C) vefaat etmiştir. Böylelikle şu anda torun (D) saklı paylı mirasçıdır. Tenkis davası açabilir.

Buradaki esas mesele yapılan tasarrufun saklı payı ihlal edip etmediği ve tenkis davasının süresinde açılıp açılmadığıdır.

Selamlarımla...
Old 15-02-2012, 21:15   #10
denizizm

 
Varsayılan

Sayın Av.Bülen Özkan verdiğiniz beilgilerden saklı payın ihlal edildiğini ve süresinde olduğunu sabitlersek eğer dava sürecinde davalıların savunmaları hangi yönde şekillenir? yani saklı payın ihlali teknik ve hesaplamaya dayalı olduğuna göre örnek verdiğim duurmda davalılar ne ileri sürebilirler?vekaletnamenin olması savunmayı nasıl etkiler?
Old 16-02-2012, 11:14   #11
denizizm

 
Varsayılan

1-)2010 yılında taşınmaz el değiştirdiğine göre (alan kişinin iyiniyetli olduğunu düşünüyoruz.)burda saklı pay bedel olarak mı tespit edilecek?ve davalı B ve B nin oğlu mu olmalı?
2-)tasrruf oranını aşan her kazandırma da saklı payları zedeleme kastı vardır denilemez şeklinde bir göürş okudum.yorumlarınız nelerdir?sonuçta muris B kendi dileği ile oğlıu B YE vekaletname vermiş ve oğlu da bu vekaletnameye istinaden kendi oğluna satış yapmış ise (sonrasın da 3.kişiye satış)murisin isteği doğrultusunda işlem vardır denebilir mi?
Old 18-01-2019, 21:54   #12
Av.G.O

 
Varsayılan

Sayın Denizizm konuya yanıt bulabildiniz mi? Hayli uzun zaman geçmiş üzerinden ama belki bir yol deneyip karar almışsınızdır. Benzer bir durumla karşı karşıyayım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekaletin kötüye kullanılması ex lege Meslektaşların Soruları 4 11-04-2015 12:50
Miras ve vekaletin kötüye kullanılması MBU Meslektaşların Soruları 4 08-12-2011 14:04
vekaletin kötüye kullanılması-ipotek Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 1 12-09-2007 01:36
vekaletin kötüye kullanılması Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 3 01-12-2006 13:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06071591 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.