Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kötüniyetli mirasçıya karşı miras sebebiyle istihkak davası açılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-01-2009, 10:49   #1
seraa

 
Varsayılan Kötüniyetli mirasçıya karşı miras sebebiyle istihkak davası açılabilir mi?

Herkese Merhaba.
Müvekkilim babası 1985 yılında vefat etmiş.Aralarında 1989 yılında evlenmesi sebebiyle abisine genel vekaletname vererek ailesinin yanından ayrılmıştır.Ancak abisi bu tarihten sonra miras ortaklığına ait olan bir çok şeyi satmış ve dükkan ve evleri de kiraya vererek kullanmıştır.Şu an gene mirasçılara ait olan çok değerli bir araziyi satmak üzeredir.Müvekkilimin abisi vekaletname içeriğine aykırı davranmış ve kardeşine mirastan pay vermemiştir.Müvekkilim yıllardır uzak olduğu için ve abisine duyduğu güvenden dolayı bir işlem yapmamıştır.Ben şimdi mirastan ve satılmış olan yerlerin miras payına giren satış bedellerinden müvekkilimin payını miras sebebiyle istihkak davası açıp isteyebilir miyim?
Müvekkilimin abisine verdiği vekaletin bu davaya etkisi olur mu?
Bu davayı yasal mirasçının yasal mirasçıya karşı açamıyacağını söyleyenler var.Bu durumda başka ne yapabilirim?
Bilgisi olanlar yardımcı olursa sevinirim.
Şimdiden teşekkürler...
Old 02-01-2009, 20:34   #2
FYLOZOF

 
Varsayılan

değerli meslekaşım, miras sebebiyle istihkak davalarında , diğer davaların aksine, kötü niyet var ise, zamanaşımı süresi 20 yıldır.
Şu an o vekaletnameye dayalı larak satacağı yer var ise, bari acilen dava açıp , gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasını talep edin.
Old 03-01-2009, 05:28   #3
echokosmos

 
Varsayılan

merhaba,değerli meslektaşım: kötü niyet karinesine karşı,ispat yükü iddia edene düşer tezine dayanarak..elde sağlam yazılı belge,şahitler varsa,zarara ugrattığından dolayı müvekkiliniz adına maddi tazminat talebinde bulunabilirsiniz..ayrıca hala arazi üzerine tedbir koyarak burdanda hakkınıza düşen hisse payınızı talep edebilirsiniz...bu arada müvekkılınız verdıgı vekaletı acılen ıptal ettirip ,karşı tarafa tebliğ ettirmesi ve ilğili tapu birimlerine bilgi vermesi gerekir..kolay gelsin..(hukukcu)ECHOKOSMOS
Old 03-01-2009, 13:40   #4
seraa

 
Varsayılan

Teşekkür ederim cevaplar için...
Zaten ilk iş olarak müvekkilimin verdiği vekaleti iptal ettirdim.Sorun tam olarak şu kötüniyetli olarak müvekkilime haber verilmeden yapılan satışlar ve son 5 yıldır işlemiş kira gelirlerinden müvekkilimin payına düşen miktarı nasıl alabilirim?
Nasıl bir yol izlemem gerekir?
Şu an zaten müvekkilimin diğer kardeşlerinin açmış olduğu bir izale-i şüyü davası var oraya da müdahil olmayı düşünüyorum.
Old 10-04-2009, 16:55   #5
aysee

 
Varsayılan

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 1990/2609

K. 1990/9339

T. 19.11.1990

• ECRİMİSİL TALEBİNDE İNTİFADAN MEN KOŞULU ARANMAMASI ( Meyve Bahçesinin Kullanımından Doğan )

• PAYDAŞLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ECRİMİSİL TALEBİ ( İntifadan Men Koşulu ve İstisnaları )

• İNTİFADAN MEN KOŞULU ARANMAMASI ( Meyve Bahçesi Üzerinde Paydaş Olanlar Arasındaki Ecrimisil Talebi )

• MİRASTAN KALAN MALLAR ÜZERİNDEKİ KULLANIMDAN DOĞAN PAYDAŞLAR ARASINDAKİ ECRİMİSİL DAVASI ( İntifadan Men Koşulu ve İstisnaları )

• MEYVE BAHÇESİ ÜZERİNDEKİ PAYDAŞLIK ( Paydaşlar Arasında Ecrimisil İstenebilmesi İçin İntifadan Men Koşulu Aranmaması )

743/m.908

ÖZET : Her ne kadar kural olarak, paydaşların birbirinden ecrimisil isteyebilmesi intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olmasına bağlı ise de, bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Örneğin; ecrimisile konu edilen taşınmazın ( meyve bahçesi gibi ) Doğal ürün veren ( dükkan gibi kira getiren ), hukuksal semereli bir yer olması, ecrimisil isteyen paydaşın diğer paydaş veya paydaşlar aleyhine daha önce ( ortak taşınmazın yalnızca onlar tarafından kullanılmasına rıza göstermediğine dair ) Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil gibi davalar açmış bulunması, taşınmazı kullanan davalı paydaş veya paydaşların, davacı paydaşın paydaşlığını inkar ( başka bir anlatımla taşınmazın tamamında hak iddia ) Etmesi hallerinde intifadan men koşulu aranmaz, ya da açılan önceki davanın dava dilekçesinin tebliği tarihinden sonrası için intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Bu gibi durumlar dışında ise, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu, yemin dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
DAVA : Dava dilekçesinde fazlaya ait hak saklı tutularak 165.000 lira ecrimisilin masraflarla birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, taraflara ortak muristen kalan 240 ve 247 parsel sayılı incir bahçelerinin, davalılarca işgal ve istifade edilip davacının yararlandırılmadığı iddiasıyla 1984-1988 yıllarına ilişkin olarak ecrimisil istenmiştir.
Mahkemece, sözkonusu taşınmazların taraflara ortak muristen kaldığı ve dolayısıyle paydaş oldukları kabul edilerek intifadan men koşulunun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar kural olarak, paydaşların birbirinden ecrimisil isteyebilmesi intifadan men koşulunun gerçekleşmiş olmasına bağlı ise de, bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Örneğin; ecrimisile konu edilen taşınmazın ( meyve bahçesi gibi ) doğal ürün veren, ( dükkan gibi kira getiren ) hukuksal semereli bir yer olması, ecrimisil isteyen paydaşın diğer paydaş veya paydaşlar aleyhine daha önce ( ortak taşınmazın yalnızca onlar tarafından kullanılmasına rıza göstermediğine dair ) elatmanın önlenmesi ve ecrimisil gibi davalar açmış bulunması, taşınmazı kullanan davalı paydaş veya paydaşların, davacı paydaşın paydaşlığını inkar ( başka bir anlatımla taşınmazın tamamında hak iddia ) etmesi hallerinde intifadan men koşulu aranmaz, yada açılan önceki davanın dava dilekçesinin tebliği tarihinden sonrası için itifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Bu gibi durumlar dışında ise, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu, yemin dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Ecrimisile konu edilen taşınmazların, gerek kayden ve gerekse fiilen incir bahçesi oldukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nitelikleri itibariyle doğal ürün veren yerlerden sayılacaklarından intifadan men koşulu aranmamak gerekir. Kaldı ki, davacı tarafından aynı davalılar aleyhine 20.10.1986 tarihinde açılan ve Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 14.4.1987 gün ve 1627/617 sayı ile karara bağlanan izaleyi şuyu davasının dava dilekçesinde; davacının, kendisini davalıların bu taşınmazlara sokmadıklarına dair iddiası mevcut olmakla, o dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği tarihten sonrası için davacı lehine intifadan men koşulu gerçekleşmiş sayılır. Öte yandan, bu davanın keşfinde bir kısım davalıların, anılan taşınmazlarda davacının payı veya ilgisi bulunmadığını öne sürmüş olmaları dahi onlar yönünden, intifadan men koşulunu kendiliğinden gerçekleştirir.
O halde; belirtilen ilkeler gözetilerek, özellikle sözkonusu taşınmazlardaki incir ağaçlarının ( yalnızca davalı paydaşlarca dikilip yetiştirilmesi durumu müstesna olmak üzere ) ortak muris tarafından yada taraflarca müştereken dikilip yetiştirildiği belirlenirse, intifadan men koşulu aranmayacağından, diğer yönler ( yani taraflar arasında düzenlenen ve anılan izaleyi şuyu davasının reddine ilişkin karara esas alınan 3.9.1970 tarihli sözleşmede yazılı bölüşme şekli ve bu sözleşmeye göre davacıya ayrılan taşınmaz bölümünün davalılarca işgal edilip edilmediğinin kesin olarak saptanması ve işgal bulunduğu takdirde bu bölüm için intifadan men aranmaksızın işgal süresi ve ecrimisil miktarı gibi hususlar ) üzerinde durulması ve sonuçlarına göre bir karar verilmesi gerekirken, bu cihetin düşünülmeksizin yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ) ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-01-2019, 17:28   #6
Av. Canan (:

 
Kitap

Bu konuya yıllar sonra net bir yanıt bulabildik mi? Müvekkkilin annesi vekalet görevini kötüye kullanarak, miras kalan taşınmazı üçüncü kişiye satıp sonrasında kendi adına tescil ettirmiş. Birkaç araştırmayla miras sebebine dayalı istihkak davasının yasal mirasçılara karşı açılamayacağını öğrendim. Sizce dava türü - sebebi ne olabilir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
89/1'e Yapılan Itiraza Karşı Itiraz Davası Açılabilir mi? FTKY Meslektaşların Soruları 13 06-09-2011 10:45
tck m.245 ile ilgili olarak bankaya karşı tazminat davası açılabilir mi? ayse1728 Meslektaşların Soruları 3 09-01-2008 16:14
mirası reddeden mirasçıya karşı murisin vergi borcu nedeniyle açılacak iptal davası zmrc Meslektaşların Soruları 1 28-10-2007 19:02
miras nedeniyle istihkak davası av.sıla Meslektaşların Soruları 1 24-04-2007 22:41
hataen verasette adı geçmeyen mirasçı ,miras hakkını diğer mirasçıya devredecek mineartun Miras Hukuku Çalışma Grubu 3 10-04-2007 14:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04502511 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.