Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kıdem Tazminatı ve Ücret Alacaklarında Zamanaşımı Çelişkisi

Yanıt
Old 26-07-2009, 01:55   #1
Av. Özkan ERTEKİN

 
Mesaj Kıdem Tazminatı ve Ücret Alacaklarında Zamanaşımı Çelişkisi

Kıdem tazminatı alacağı, bir işçi mesela 20 yıl bile çalışmış olsa, yani işçinin 20 yıl gibi kıdemi dahi olsa, iş sözleşmesinin kıdem tazmninatına hak kazanacak şekilde sona ermesi durumunda son brüt ücret üzerinden(tavanla sınırlı olmak üzere) davacı işçinin 20 yıllık kıdemi karşılığı kıdem tazminatı hesaplanmaktadır. Oysa fazla çalışma ücreti gibi ücret alacağında ise 5 yıllık zamanaşımı hatta bu zamanaşımı için de de gizlki olarak 2. bir zamanaşımının uygulanması açıkça bir çelişki oluşturmaktadır. Bu zamanaşımı içinde 2. bir zamanaşımı ise geriye doğru 5 yıllık zamanaşımına tabi olmasıdır. Bu durum açık bir çelişki ve açıkça işçinin normal çalışmasının haricinde mesaisinin sonunda yıllarca alınteri dökerek çalıştığı emeğinin adeta şekli bir şekilde elinden alınmasından başka bir şey değildir. Zira işçi zaten acizdir. İşçi maaş bordrosuna itirazi kayıt koymadığı takdirde o ayın fazla çalış alacağını yazılı delil ileri süremez ise tanık ifadeleri ile ispatlayamamakta ve alamamaktadır. Alamadığı gibi alabildiği ayların fazla çalışma ücretinde de bu sefer dava ve ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımı tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. İşçi dağ gibi çalışmasının karşılığında bu çelişkili zamanaşımı uygulaması karşılığında dağın fare doğurduğu gerçeğini ancak davasının neticesinde, fazla çalışma ücrtetlerinin buhar olduğunu gördüğünde anlamaktadır.
Birkaç çelişkiyi şöyle sıralayabiliriz:
1- Kıdem tazminatı alacağı son brüt ücret üzerinden hesaplanırken fazla çalılşma ücreti işçinin çalıştığı dönemdeki ücreti üzerinden hesaplanmaktadır. Temerrüt olmadığı için de diyelim ki işçi 3 yıl sonra dava ettiğinde 3 yıl önceki fazla çalışması enflasyon karşısında eridiği gibi üstelik faiz hakkı da olmamaktadır. Zira aldığı maaş ücretinden başka geliri olmayan bir işçinin işverene işyerinde çalışırken ihtarname çekerek temerrüde düşürmesi derecesinde güçlü durabilmesi hiç inandırıcı gelmemektedir. İşçi kapı önüne konma korkusu içerisinde hiçbir işvereni iş sözleşmesi devam ederken temerrüde düşürmek istese de düşüremez.
2 - İşçi diyelim ki 20 yıl çalıştığı bir işyerinden iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra fazla çalışma ücretlerini talep ettiğinde dava ve ıslah tarihinden itibaren geri doğru sadece 5 yıllık fazla çalışma alacağını talep edebilmektedir. İşsiz kalma korkusu ile 20 yıl boyunca talep edemediği fazla çalışma ücreti sözleşme sonunda işçinin işsiz kalma korkusu sona erdikten sonra işverenden istendiğinde ise işverenin zamanaşımı itirazında bulunması neticesinde işçi 20 yıl süren fazla çalışması karşılığı sadece 5 yılllık fazla çalışmasını alabilmektedir. İşçinin 15 yıllık fazla çalışması ise buhar olmaktadır. Hatta işçi diyelim ki kısmi dava açtığında bilirkişi tarafından hesaplanan ek miktarı talep etitğinde bu sefer de ıslaha karşı zamanaşımı itirazı ile karşılaşmaktadır. Yani 5 yıllık zamanaşımı geriye doğru işçinin fazla çalışma ücretini biraz daha eritmektedir.
3 - İbraname maksatlı işçiye imzalatılan kıdem tazminatının ödendiğine ilişkin belgede miktar olması durumunda bu belge makbuz niteliğinde sayılıp davada işçinin kıdem tazminatı daha fazla çıktığı takdirde bu belge makbuz niteliğinde sayılarak ek miktarlar alınabilmektedir. Üstelik davacı işçinin kıdem tazminatına esas olan ücreti işçinin yaptığı iş, kıdemi, tanık ifadeleri ve meslek odası vs. görüşleri ile tespit edilebilmektedir. Yani kıdem tazminatına esas brüt ücret yazılı delil aranmaksızın tespit edilmekte ve işçinin fark kıdem tazmianatını alması gerçek olabilmektedir. Oysa bu durum fazla çalıma alacağında her nedense uygulanmamaktadır. Diyelim ki bir işçi günde 3 saat fazla çalışma yaptı, bunu da tanık beyanı ile ispatladı. Ancak maaş bordrosunda 1 saat fazla çalışma gösterildi ise, itirazi kayıt koymadı ise işçi bu bordroya, yazılı delile karşı yazılı delil gerekçesi ile o ayın fark fazla çalışmasını alamamaktadır. Nitekim işverenler de bunu çok iyi uygular hale gelmiştir. İşveren, işçi günde 4-5 saat fazla çalışsa bile maaş bordrosuna sembolik fazla çalışma ücreti yazarak hatta 0 rakamı yazarak işçiyi fazla çalışma ücretinden mahrum etmektedir. Zira işçi iş sözleşmesinin sonunda dava ettiğinde bile bu sefer işten çıkartılma korkusu ile zaten maaş bordrosuna itirazi kayıt koyamadğından bu sefer fazla çalışma alacaklarını hiç alamaz duruma düşmektedir.
Bu çelişkili durum yasaya eklenecek birkaç kısa madde ile giderilebilecek niteliktedir. Bu yönde bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.
Hukukun amacı tatmindir. Hukuk mantıkdır, hukuk matematiktir. Çelişkinin olduğu yerde matematik olmaz, bu durumda hukukun durumunun ne olacağının ise izahına hiç gerek kalmaz.
Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhbar , Kıdem, Genel Tatil Alacakları, Fazla Mesai Alacaklarında Faiz Sorunu Yönetmen Meslektaşların Soruları 6 26-07-2009 02:07
İşyeri Devri,İşçilerin Ücret ve Kıdem Tazminatı Alacakları moonliner Meslektaşların Soruları 2 20-02-2009 14:12
Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Yıllık Ücretli İzin Alacakları, Genel Tatil.... Yönetmen Meslektaşların Soruları 6 12-09-2008 19:50
vergi alacaklarında zamanaşımı ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 4 23-05-2008 18:58
İşçi Alacaklarında Zamanaşımı salimengin Meslektaşların Soruları 7 30-05-2007 11:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02167797 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.