Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

lojman kirası kamu alacağı mıdır?

Yanıt
Old 22-03-2008, 21:37   #1
ekinheval

 
Varsayılan lojman kirası kamu alacağı mıdır?

Lojman kirası devlet bakımından kamu alacağı sayılır mı?
Old 23-03-2008, 17:59   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ekinheval
Lojman kirası devlet bakımından kamu alacağı sayılır mı?


Soru kısa, cevap da kısa: evet.

Saygılarımla
Old 23-03-2008, 21:40   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Kamu alacağıdır.2946 sayılı Kamu Konutları Kanununu incelemeniz faydalı olabilir.
Old 24-03-2008, 10:08   #4
ekinheval

 
Varsayılan

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde kamu alacaklarının neler olduğu sayılırken açıkça idarelerin "akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan" doğan alacakları kamu alacakları dışında tutulmuş. Lojman kirasının akitten kaynaklı alacak kapsamına girmesi halinde kamu alacağı sayılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kamu alacakları, vergi, resim harç, para cezaları gibi devletin egemenliğine dayanan ve kamu hizmetlerinin karşılığını teşkil eden alacaklar olarak tanımlanıyor. Ancak lojman tahsis edilmesi ve bedelinin ödenmesi kamu hizmeti karşılığı olarak düşünülecek olursa da kamu alacağına giriyor. Tereddütüm bundan kaynaklı .
Bu halde sorumu aşağıdaki şekilde değiştiriyorum.
Lojman kirası akitten kaynaklı bir alacak mıdır kamu hizmeti karşılığı ödenen bir bedel midir?
Old 24-03-2008, 10:45   #5
Gaspıralı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ekinheval
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde kamu alacaklarının neler olduğu sayılırken açıkça idarelerin "akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan" doğan alacakları kamu alacakları dışında tutulmuş. Lojman kirasının akitten kaynaklı alacak kapsamına girmesi halinde kamu alacağı sayılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kamu alacakları, vergi, resim harç, para cezaları gibi devletin egemenliğine dayanan ve kamu hizmetlerinin karşılığını teşkil eden alacaklar olarak tanımlanıyor. Ancak lojman tahsis edilmesi ve bedelinin ödenmesi kamu hizmeti karşılığı olarak düşünülecek olursa da kamu alacağına giriyor. Tereddütüm bundan kaynaklı .
Bu halde sorumu aşağıdaki şekilde değiştiriyorum.
Lojman kirası akitten kaynaklı bir alacak mıdır kamu hizmeti karşılığı ödenen bir bedel midir?

Bence burada bir kamu hizmeti yoktur. Lojman, sadece devletin kendi personeline sağladığı bir kolaylıktır. Bu nedenle lojman kirasından kaynaklanan borcu, akitten doğmuş olarak kabul etmek bence daha doğru.

Kamu Konutları Yönetmeliğinin 17. maddesinde de şu hüküm yer almaktadır: "Bu tutanak (konuta giriş tutanağı), konuta girişte kira sözleşmesi ve çıkışta ise, geri alma ve bütün borçlarından ve dava haklarından kurtulma yerine geçer."

Vergi, resim, harç gibi devlettin egemenlik yetkisinden kaynaklanmadığı sürece, bu tür alacakların 6183'e göre tahsil edilebilmesi için özel hüküm gerekir. Hem Kamu Konutları Kanununda hem de Yönetmelikte bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu alacağın 6183 kapsamına girmediğini düşünüyorum.

Ama zaten lojman kiraları maaşlardan otomatik olarak kesiliyor. Bu şekilde bir alacak zaten nasıl doğabilir ki???

Saygılar...
Old 24-03-2008, 11:08   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Eğer kira alacağı olarak düzenlenen bir ecrimisl söz konusu ise, 6183 sayılı yasa uyarınca, ödeme emri gönderilebilir. Ve bu bir kamu alcağıdır, diyebiliriz.

Kira alacağı genel itibariyle maaştan kesildiği için söz konusu olmaz. Eğer maaştan kesilmemişse, sorumlularadan adli mahkemlerde tazmin edilir.



T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2003/2045
K. 2005/5748
T. 5.10.2005
• TAŞINMAZA TECAVÜZ ( Kamu Konutunu Süresi İçinde Tahliye Etmeyen İlgililerden Ecrimisil İstenebileceği )
• KAMU KONUTUNU TAHLİYE ( Süresi İçinde Tahliye Etmeyen İlgililerden Ecrimisil İstenebileceği )
• ECRİMİSİL ( Kamu Konutunu Süresi İçinde Tahliye Etmeyen İlgililerden İstenebileceği )
2886/m. 9, 13, 74, 75
1050/m. 23,33
6183/m.37
KHK-178/m.13/d
ÖZET : Kamu konutunu süresi içinde tahliye etmeyen ilgililerden ecrimisil istenebileceği hk.

İstemin Özeti : Devlet memuru iken emekli olan davacının, hazine adına kayıtlı kamu konutunu, emekli olduğu tarihten itibaren iki ay içinde tahliye etmemesi üzerine fuzuli şagil olduğundan bahisle 1998 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait kira bedeli karşılığı olan 45.880.000 TL ecrimisil alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Malatya İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin iptali yolunda verilen 30.4.1999 tarih ve E:1998/1132, K:1999/350 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.

D.Tetkik Hakimi : Erkan Yılmaz

Düşüncesi : Fuzuli şagil olan davacı adına, 2886 sayılı yasa ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ecrimisil ihbarnamesi düzenlemeden, bir başka anlatımla henüz kesinleşmeyen alacağın tahsili amacıyla düzenlenen ödene emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmediğinden, mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Celalettin Yüksel

Düşüncesi : Davacıdan lojman kirası tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.' 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa dayalı olarak çıkartılan Kamu Konutları Yönetmeliğinin konuttan çıkmaya ilişkin 33. maddesinin ( b ) fıkrasında, "Emeklilik, istifa başka bir yere nak|il ve her ne şekilde olursa olsun memuriyet ve işçi sıfatı kalkanların, ilişkilerinin kesildiği tarihten itibaren iki ay içinde konutları boşaltmak zorunda oldukları", hükmü, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 74. maddesinde de "Devletin Özel Mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden bu kanunun 9. maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, 13. maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tesbit edilecek, ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı AATUH. Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı" belirtilmiş, ecrimisil ise, ilgili Yönetmelikte "bir malın sahip erinin rızası dışında ve onun bu malı kullanmakla bir zarara uğrayıp uğramayacağı söz konusu edilmeksizin, bu maldan işgal veya herne şekilde olursa olsun yararlanılması sebebiyle fuzuli şagil tarafından ödenen veya idarece talep edilen tazminat olarak" tanımlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Devlet memuru olan davacının emekli olduktan sonra anılan yönetmelikte tanınan iki aylık süre sonunda konutu boşaltmadığı gibi, idarece yapılan uyarılar sonunda, boş olan başka bir konuta yerleşmek suretiyle oturmaya devam ettiği, böylece fuzuli şagil durumuna düştüğü, 1998 Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kirası için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Emekli olmak suretiyle memuriyetle ilişkisi kesilen davacının, belirtilen iki aylık süreden sonra, konutta oturmaya devam etmesi ve hiçbir izin tahsis vb. işlem bulunmadan başka bir konuta yerleşmesi, halinin fuzuli işgal olduğu açıktır. Devletin özel mülkiyetinde bulunan kamu konutunu işgal ederek oturan, fuzuli şagil durumundaki kimseden 2886 sayılı Yasanın 75. maddesinde belirlenen usule uyulmak suretiyle ecrimisil istenmesi, rıza ile ödemeyenlerden ise, 6183 sayılı Yasa uyarınca ödeme emri ile istenilmesi, yasa gereği, zorunludur.

Olayda ise, davacıdan anılan 75. maddede belirtilen usule uyulmadan ve bir komisyon tarafından takdir ve tesbit edilecek ecrimisilin rızaen ödenmesi yolunda davacıya bildirim yakılmadan, ödeme emri düzenlenmiş olması sebebiyle, yasada belirlenen usule uyulmadan ve dayanağı olmadan düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İdare mahkemesince belirtilen gerekçe ile dava konusu ödeme emrinin iptali gerekirken; haksız fiil ve haksız kazançtan doğan alacakların 6183 sayılı kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş olmasında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, emekli olan davacının, hazine adına kayıtlı kamu konutunu, emekli olduğu tarihten itibaren iki ay içinde tahliye etmemesi nedeniyle fuzuli şagil olduğundan bahisle 1998 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait kira bedeli karşılığı olan 45.880.000.-TL ecrimisil alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

Malatya İdare Mahkemesince; emekli olduktan sonra yasal süresi içinde kamu konutunu tahliye etmeyen davacıdan, 1998 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait kira hecelinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine konu alacağın haksız fiil veya haksız iktisaptan doğan bir alacak olması nedeniyle 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre takip ve tahsilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

Davalı idarece, anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa dayanılarak çıkarılan aynı adlı Yönetmeliğin 6/b maddesinde, genel bütçeye bağlı dairelerin konutları, 178 sayılı KHK'nin 13/d ve 1050 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca ilgili daireye tahsis edildiği tarihten itibaren kamu konutu özelliğine sahip olacağı, 33. maddesinde ise, özel tahsisli, görev tahsisli veya hizmet tahsisli konutlarda oturanların, tahsise esas görevin son bulduğu tarihten itibaren iki ay içinde konuları boşaltmak zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan ve yukarıda aktarılan yönetmeliğin 6/b maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı'na ( Milli Emlak Genel Müdürlüğüne ) tahsis edilmek suretiyle kamu konutu niteliğini kazanan konutta Devlet memuru olarak oturmakta iken emekli olan davacının, emekli olduğu tarihten itibaren iki ay içerisinde kamu konutunu tahliye etmemesi nedeniyle fuzuli şagil olduğundan bahisle 1998 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait kira bedeli karşılığı olan 45.880.000 TL ecrimisilin tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

2886 sayılı Yasanın 75/1. maddesinde, hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek veya tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden ecrimisil isteneceği, 2. fıkrasında, ecrimisilin fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre tahsil olunacağı kurala bağlanmıştır. Hazine adına kayıtlı kamu konutunu, emekli olduktan itibaren iki ay içinde tahliye etmeyen davacının fuzuli şagil olduğu açıktır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 37. maddesinde; "Amme Alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir.

Hususi Kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir.

Bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vadesi günüdür." hükmü, yine aynı Yasanın 55. maddesinde, "Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir ödeme emri ile tebliğ olunur." hükmü yer almaktadır.

6183 sayılı Yasanın 37. maddesine göre tesis edilen işlem; kamu alacağının vadesini belirleyen ve belirtilen süre içinde ödenmediği takdirde aynı Kanun hükümleri Çerçevesinde alacağın takip ve tahsil edileceğini bildiren bir işlemdir.

Başka bir ifadeyle kamu alacağı, 6183 sayılı Yasanın 37. maddesine göre ödeme için verilen 1 aylık sürenin dolmasından itibaren kesinleşmektedir.

6183 sayılı Yasanın yukarıda aktarılan 37. maddesine uygun olarak ve 2886 sayılı Yasanın 74. maddesine dayanılarak çıkarılan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 80. maddesinde; ecrimisil alacağının, ecrimisil ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiği, ancak tebliğ edilen işlemde bir hata bulunduğu düşünülerek rızaen ödenmek istenilmediği takdirde aynı süre içinde idareye müracaat edilerek düzeltme talebinde bulunulabileceği ve düzeltme taleplerinin milli emlak servislerine geldiği tarihten itibaren en geç 1 ay içinde inceleneceği ve neticesinin de düzeltme ihbarnamesi ile muhataplarına tebliğ edileceği, "ecrimisilin kesinleşmesi, vade tarihi ve tahsili" başlıklı 81. maddesinde ise, düzeltme isteminde bulunulmuş olması halinde, ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin muhatabına tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde ecrimisil alacağının ödeneceği, bu sürenin son gününün ödenmesi gereken ecrimisilin vade tarihi olduğu kurala bağlanmıştır.

Bu durumda, fuzuli şagil olan davacı adına, yukarıda aktarılan yönetmelik hükümlerine göre alacağın vadesini belirleyen ecrimisil ihbarnamesi düzenlenmeden, bir başka anlatımla henüz kesinleşmeyen ecrimisil alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

İdare Mahkemesince, kira bedeli karşılığı istenen ecrimisil alacağının kamu alacağı olduğu hususu gözetilmeden, haksız fiil veya haksız iktisaptan kaynaklandığı ileri sürülen alacağın 6183 sayılı Yasaya göre takip ve tahsil edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin reddine, Malatya İdare Mahkemesinin 30.4.1999 tarih ve E: 1998/1132, K: 1999/350 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına, 5.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-03-2008, 11:46   #7
ekinheval

 
Varsayılan

Sorumun kaynağı olay şöyle gelişti.
Müvekkil lojmanı tahliye ettikten sonra, müfettişlerce tahliye sonrası yapılan incelemede lojmanın konuta giriş tutanağında yazılananın aksine 80 m2 değil 120m2 olduğu ölçümlenerek 6-7 yıl geriye yönelik olarak eksik ödenen lojman kirası bakanlıkça sulh mahkemesinde açılan dava ile talep edilmiştir.
Old 25-03-2008, 17:28   #8
Gaspıralı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ekinheval
Sorumun kaynağı olay şöyle gelişti.
Müvekkil lojmanı tahliye ettikten sonra, müfettişlerce tahliye sonrası yapılan incelemede lojmanın konuta giriş tutanağında yazılananın aksine 80 m2 değil 120m2 olduğu ölçümlenerek 6-7 yıl geriye yönelik olarak eksik ödenen lojman kirası bakanlıkça sulh mahkemesinde açılan dava ile talep edilmiştir.


Bu durumda bence adli yargıda dava açılması gayet doğrudur. Talep edilen bedel, ecrimisil niteliğinde değildir. Eksik hesap edilen kira bedelinin tahsiline yöneliktir. Bu nedenle adli yargıda açılması da normaldir.

Ama burada kafama takılan bir soru var: Konutların m2 bedelleri konut teslim tutanağına göre belirlenmez ki... Bu konutlarının her birinin kaç m2 olduğu zaten kayıtlıdır. Burada bir gariplik var ama...
Old 25-03-2008, 18:41   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ekinheval
Sorumun kaynağı olay şöyle gelişti.
Müvekkil lojmanı tahliye ettikten sonra, müfettişlerce tahliye sonrası yapılan incelemede lojmanın konuta giriş tutanağında yazılananın aksine 80 m2 değil 120m2 olduğu ölçümlenerek 6-7 yıl geriye yönelik olarak eksik ödenen lojman kirası bakanlıkça sulh mahkemesinde açılan dava ile talep edilmiştir.

Alıntı:
KAMU KONUTLARI YÖNETMELİĞİ
Bakanlar Kurulu Karar Numarası ve Tarihi: 84/8345 - 16.7.1984


KONUTLARIN TESLİMİ VE KONUTLARA GİRİŞ

MADDE 17 - Konut tahsis edilen personele, konutun teslim tarihinden itibaren hesaplanacak kira bedeli, müteakip ayın aylık veya ücretinden bu ayın kirası ile birlikte bordro üzerinde gösterilmek suretiyle tahsil edilir.

Konutlar, konut yönetimine yetkili birimce, bir örneği ek (6) da gösterilen "Kamu Konutları Giriş Tutanağı" düzenlenerek teslim edilir. Bu tutanakların aslı konut tahsis dosyasında saklanır ve bir örneği de kiracıya verilir. Tutanağa, konutta bulunan demirbaş eşya ve mefruşatın ek (7) deki örneğine göre, hazırlanan bir listesi eklenir.

Bu tutanak, konuta girişte kira sözleşmesi ve çıkışta ise, geri alma ve bütün borçlarından ve dâva haklarından kurtulma yerine geçer.

Konut tahsis edilmeden ve tahsis kararı bildirilmeden, konutun anahtarı teslim edilmez ve konuta girilemez.

Konut tahsis edilenler, konutu teslim aldıkları tarihten itibaren kira öder.

Kendisine konut tahsis edilen personel, tahsis kararının tebliğ tarihinden itibaren, meşru mazeret dışında, en geç 15 gün içinde Yönetmeliğe ekli kamu konutları tutanağını imzalayıp konuta girmediği takdirde, konut tahsis kararı iptal edilir. Bu takdirde, konutun boş kaldığı süre için tahakkuk eden kira bedeli kendisinden tahsil edilir.

AYLIK KİRA BEDELİNİN TESBİT VE TAHSİLİ

MADDE 23 - Konutların aylık kira bedeli, o yıl için belirlenen aylık kira birim bedelinin, konutun brüt inşaat alanı ile çarpılması suretiyle, ilgili kurum ve kuruluşça tesbit edilir. Brüt inşaat alanının yüzyirmi metrekareden fazlası dikkate alınmaz.

Kira bedeli konutun teslim tarihinden itibaren hesaplanır.

Konutların aylık kira bedelleri personelin aylık veya ücretinden peşin olarak ve bordro üzerinden kesilmek suretiyle tahsil edilerek genel bütçeye dahil kurum ve kuruluşlarda Hazine'ye ve diğerlerinde ise kendi bütçelerine irat kaydedilir.

Tahakkuka yetkili birim tarafından, kendilerine konut tahsis edilen personelin adı ve soyadı, görevi, aylığı veya ücret ile aylık toplam kira miktarını gösteren cetvelin onaylı bir örneği personelin maaşının ödendiği saymanlığa verilir.

Aylık kira bedelini kesmeyen tahakkuk memuru ve saymanlar, kesmedikleri kira karşılıklarından sorumludurlar.

Kiracıların aylık veya ücretinden aylık kira bedelini kesen sayman, tahsil ettiği kira miktarını gösterir müfredatlı ve onaylı bir listeyi, müteakip ayın 10 uncu gününe kadar ilgili birimlere vermek zorundadır. Bu birimler, listeye göre kira tahsilâtlarını kira defterlerinde kiracının hesabına işlerler.



Yönetmeliğin ilgili maddeleri yukarıdadır. Buna göre, konutun aylık kirası ilgili birimlerce tespit edilmektedir. Yani idare tarafından tespit edilmektedir. Her ne kadar Yönetmelikte; aylık kira birim bedelinin, konutun brüt inşaat alanı ile çarpılması suretiyle, tespit edileceği hükmü var ise de kiracıya atfedilecek bir kusur yoktur.

Öte yandan,"Aylık kira bedelini kesmeyen tahakkuk memuru ve saymanlar, kesmedikleri kira karşılıklarından sorumludurlar." hükmüne göre sorumlunun kiracı olmadığı şeklinde yorumlanabilir.

Daha önemlisi,"Bu tutanak, konuta girişte kira sözleşmesi ve çıkışta ise, geri alma ve bütün borçlarından ve dâva haklarından kurtulma yerine geçer." hükmüyle kiracı ibra edilmektedir. Aradan 7 yıl geçtikten sonra, 'biz hata yapmışız, eksik kira bedelini hem de 6183 S.Y. ya göre ödeyin' demek hakkaniyete aykırıdır.

Saygılarımla
Old 25-03-2008, 20:22   #10
ekinheval

 
Varsayılan

Sulh Hukuk Mahkemesinde "davalıdan eksik kira tahsilinde davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı idarenin eksik tahsilat yapıldığı tarihten itibaren 2577 sayılı kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük dava açma süresi içinde talepte bulunmadığı bu nedenle bilahare yapılan saptamadan bahisle davalıdan ek lojman bedeli tahsil isteminin yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmişti. Ancak Yargıtay 3 HD mahkeme kararını "bu kuralın şart işlemler için uygulanacağı eksik alınan lojman kirasının bu kapsamda bulunmadığı gerekçesi ile bozdu." Yargılama sürüyor.
İlgilenen herkese teşekkür ediyorum.
Old 23-03-2011, 17:49   #11
gavel

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,
Aradan zaman geçmiş ama yeni konu açmaktansa burada yazmayı daha uygun buldum.Yardımcı olursanız çok sevinirim, zira işin içinden çıkamadım
Müvekkilin lojman kullandığı dönemde maaşından herhangi bir kesinti olmamış.
Lojman için, kullanılan dönemlerde ödeme yapılmamış.( Anladığım kadarı ile bu lojman için kira bedelinin başlarda alınmadığına dair bir uygulama varmış fakat daha sonra yargı kararı ile bu lojmanın kiraya tabi olduğu ortaya çıkmış.)
Lojmanı tahliye ettikten 2 yıl sonra kendisine kullandığı dönemlere ilişkin borcu olduğuna dair tebligat yapılmış ve ondan yaklaşık 1 yıl sonra da sulh hukuk mahkemesinde dava açılmış.

1) Bunda bir hukuki terslik var (mı), işin içinden çıkamadım.
2) Yeni çıkan af geçmiş dönemlere ilşkin lojman kira borcunu kapsıyor mu?

Cevaplarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sıra Cetvelinde Kamu Alacağı av.myıldız Meslektaşların Soruları 10 06-02-2009 20:51
6183 m.24 Tasarrufun İptali Davasında Kamu Alacağının Kesinleşme Şartı Var Mıdır? Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 10-05-2008 22:02
taşınmazın aynından doğan kamu alacağı ve ipoteğin sıra cetvelindeki durumu av.ersen Meslektaşların Soruları 1 07-11-2007 18:18
Vekalet ücreti- Yeniden yapılandırılan kamu alacağı Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 3 23-08-2006 18:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06713390 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.