Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çeşitli Yargıtay Kararları'na Erişim

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-12-2010, 09:10   #1
dogukansavas

 
Varsayılan Çeşitli Yargıtay Kararları'na Erişim

Merhaba Değerli Meslektaşlarım;

Aşağıda verdiğim Yargıtay kararlarına ulaşabilenlerinizin buraya göndermeleri halinde oldukça memnun kalacağım. Şimdiden teşekkürler:

Y11.HD 13.7.2006 E. 2005/7973 K. 2006/8376
Y12.HD 23.3.2007 E. 2007/2732 K. 2007/5575
Y12.HD 6.4.2001 E. 2001/4570 K. 2001/5885
Old 18-12-2010, 09:31   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dogukansavas
Merhaba Değerli Meslektaşlarım;

Aşağıda verdiğim Yargıtay kararlarına ulaşabilenlerinizin buraya göndermeleri halinde oldukça memnun kalacağım. Şimdiden teşekkürler:

Y11.HD 13.7.2006 E. 2005/7973 K. 2006/8376
Y12.HD 23.3.2007 E. 2007/2732 K. 2007/5575
Y12.HD 6.4.2001 E. 2001/4570 K. 2001/5885

Biri sitemizde var: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...37&postcount=3
Old 18-12-2010, 10:07   #3
remedy

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan remedy
İlkini buldum hemen yollayacağım ama yapamadım( Faks numarası verseniz?

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/4570
Karar: 2001/5885
Karar Tarihi: 06.04.2001

ÖZET: Poliçe ile ilgili muamelelerden biri, son günü cumartesiye, pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması gerektiği takdirde bu müddet, onu takibeden ilk iş gününün sonuna kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir. Müddetlerin başında, ortasında ve sonundaki tatil günleri sebebiyle ayrıca bir uzatma istenemez. Ancak kanunun, müddetlerin hesabında iş günü esasının uygulanacağını belirttiği hallerde, tatil günlerinin müddet hesabına dahil edileceği yolundaki hüküm uygulanmaz.

(6762 S. K. m. 620, 626, 635, 642, 647, 664/2, 690)

Dava: Merci kararının bozulmasını mutazammın, 19.1.2001 tarih, 19898/594 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 19.3.2001 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Takip konusu bonolarda TTK.nun 626 ve 642. maddelerine göre keşidecinin yasal süresi içinde protesto edildiği, alacaklı vekilince karar düzeltme dilekçesi ekinde ödememe protestoları ibraz olunan ve incelenen protestolarla tespit edilmiştir. Şöyle ki; TTK. 690. maddesi göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK.nun 664/2. maddesi gereğince poliçe ile ilgili muamelelerden biri son günü cumartesiye, pazara veya diğer bir resmi tatil gününe rastlayan bir müddet içinde yapılması lazım geldiği takdirde bu müddet onu takip eden ilk iş gününün sonuna kadar uzar. Aradaki tatil günleri müddet hesabına dahildir. Müddetin başındaki, ortasındaki veya sonundaki tatil günleri nedeni ile ayrıca bir uzatma talep olunamaz. Ancak kanunun müddetlerin hesabında iş günü esasının uygulanacağı belirttiği hallerde (örneğin, TTK.nun 620, 626, 635, 647) tatil günlerinin müddet hesabına dahil edileceği yolundaki hüküm uygulanmaz (Prof. Dr. F. Ö., Kıymetli Evrak Hukuku). Somut olayda 15.1.1999 vadeli bonoda protesto çekmek için vadeyi takip eden 2 iş günü cumartesi-pazara rastlamıştır. Pazartesi idari tatil olması nedeniyle işgünü sayılır. Salı, Çarşamba, Perşembe yine resmi tatil olduğundan Cuma günü protestonun çekilmesi için 2. iş günü olarak belirleneceğinden 22.1.1999 tarihinde keşide edilen protesto da süresindedir. Hal böyle olunca alacaklının lehtar A. hakkında takip yapmasında yasal bir engel olmadığından merci kararının onanması gerekirken bozulduğu görülmekle alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.1.2001 tarihli 2000/19898-2001/594 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 3.240.000.-lira onama harcı peşin alındığından mahsubuna, bakiye kalmadığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6.4.2001 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 18-12-2010, 10:09   #4
remedy

 
Varsayılan

[quote=remedy]
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/7973
Karar: 2006/8376
Karar Tarihi: 13.07.2006

ÖZET: Davalı sigortanın kazanç kaybı olarak belirlenen meblağdan sorumlu tutulması, poliçede yazılı özel şartlar gereği mümkün olamayacağından, bu hususta davalı sigortanın tazminata mahkum edilmesi doğru olmamıştır.

(6762 S. K. m. 747, 806, 1301)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 14.07.2004 tarih ve 2002/219-2004/370 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan sigorta vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkiline ait emtianın Bursa'dan İstanbul'a taşınmasının davalı Bursa Birlik Nakliyat A.Ş. tarafından üstlenildiğini, davalı sigortanın nakliyat sigortacısı olduğunu, davalı Erol Akar'ın araç sürücüsü, diğer davalıların bu emtiayı satın alan kişiler olduklarını, taşıma sonunda dört kamyondan birinin kaybolduğunu ve davalıların zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, kaybolan ipliğin aynen yada bedeli ile satıcıya yapılan geç ödeme nedeniyle oluşan 2.452.482.346.TL. vade farkı ve 1.000.USD. kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı nakliyat şirketi vekili, ipliğin 900 kg. dışında kalanının bulunup teslim edildiğini ve kusurlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı sigorta vekili, husumet itirazında bulunmuş, kendilerine başvurulmadığını, limitle sorumlu olduklarını ve kazanç kaybından sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer iki davalı vekili, müvekkillerinin emtiayı bilerek satın almadıklarını savunmuştur.

Davalı Erol Akar hakkındaki dava tefrik edilmiştir.

Mahkemece; iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıların zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle, teslim edilmeyen ve zarar gören iplik bedeli 3.013.622.000.TL.nin olay tarihinden ve uğranılan kazanç kaybı 1..403.396.140.TL.nın ise dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı sigorta şirketinin limitle sınırlı sorumlu olarak davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalılardan Güven Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, nakliyat sigortası sözleşmesine dayalı sigorta tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece, yazılı şekilde davalı sigorta bakımından da davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; gerek bu davalının cevap dilekçesinde ve gerekse itiraz edilmeyen poliçe fotokopisinde, geç teslim ya da hiç teslim etmeme durumunda uğranılan kazanç kaybının teminat dışı olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda ise davacının hiç teslim etmeme nedeniyle uğranılan zarar olarak, malın imal ve tesliminden sonra bedelinin bir ay gecikme ile alınacağı varsayılarak, bu dönem için malın bedelinin faizi hesaplanmıştır. Bu durumda, davalı sigortanın kazanç kaybı olarak belirlenen bu meblağdan sorumlu tutulması, poliçede yazılı özel şartlar gereği mümkün olamayacağından, bu hususta da davalı sigortanın tazminata mahkum edilmesi doğru olmamıştır.

2- Bozma sebep ve şekline göre, temyiz eden vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılardan Güven Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davalılardan sigorta yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 18-12-2010, 10:59   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Y12.HD 23.3.2007 E. 2007/2732 K. 2007/5575


Yargıtay 12.Hukuk Dairesi

Esas no: 2007/2732 Karar no: 2007/5575 Karar Tarihi: 23.03.2007

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Takibe konu edilen bonoda keşideci M____ E____ Ö____, lehtar ise takip alacaklısı K____ Ambalaj San. A.Ş.'dir. Takip borçlularından E____ Bisküvi Gıda San. ve Tic. Limitet Şirketi'nin bononun arka yüzünde kaşesinin bulunduğu bu kaşenin üzerinde de bir imza atıldığı gözlenmektedir.

TTK. nun 690/3. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken 613/1. maddesi hükmüne göre aval şerhi poliçe veya alonj üzerine yazılır. İş bu bononun arkasına atılan kaşe ve üzerindeki imzanın avali tazammun eden herhangi bir meşruhatı ihtiva etmediğine göre ve imzada, senedin ön yüzüne atılmadığından TTK. nun 613/2. maddesi uyarınca aval verme niteliğinde kabul edilemez.

Ayrıca, konu ile ilgili TTK. nun 648. maddesi aynen <araya girme sureti ile kabul keyfiyeti poliçe üzerine yazılır ve araya giren tararından imza edilir. Kabul şerhinde kimin lehine araya girildiği gösterilir; gösterilmemiş ise kabul, keşideci lehine vukubulur sayılır> hükmünü içermektedir. Araya girme sureti ile kabul keyfiyeti poliçe üzerine yazıldıktan sonra bu şerhin araya giren tarafından imzalanması lazımdır. (TTK. nun 648/1. maddesi) Poliçenin arka yüzündeki bir imzanın ise ciro zincirinin düzenini bozmamak şartı ile nihayet bir beyaz ciro olarak kabul edilebileceği bu sebeple araya girmek suretiyle kabul edenin, bu niyetini gösteren bir kaydı da poliçeye dercetmesi gerekir. (Prof. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku Sf:829)

Somut olayda bononun arka yüzündeki kaşe ve üzerindeki imzanın yanında yukarıda açıklandığı anlamda araya girilme sureti ile kabul şerhi bulunmamaktadır. O halde şikayetin İİK. nun 170/a maddesi uyarınca kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,
Old 18-12-2010, 11:47   #6
dogukansavas

 
Varsayılan

Kararları hemen, hızlı bir şekilde sunan meslektaşlarım minnettarım, çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
5560 Sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ve TCK m.191/1 Av.Duygu Işık Behrem Meslektaşların Soruları 5 01-12-2008 23:21
Çeşitli Haberler Admin Hukuk Haberleri 0 08-08-2000 16:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05500388 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.