Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

eşler arasında taşınmaz satışı ile ilgili bir soru

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-03-2012, 15:38   #1
SELBELLEV96

 
Varsayılan eşler arasında taşınmaz satışı ile ilgili bir soru

Sayın meslektaşlarım sorum şöyle;

taraflar evlilikleri sırasında eşlerden biri üzerine kayıtlı taşınmazı diğer eşe,tapuda ve rayiç değer üzerinden bir bedelle satış yapıyor.Satış tarihi 2004.Daha sonra eşler boşanıyor.Taşınmazı eşine satan koca,eşi aleyhine satış işleminden 5 yıl geçtikten sonra alacak davası açıyor.Evin eşine bedelsiz devredildiğini,eşinin ev hanımı olup evi almaya yetecek parasının olmadığını belirtiyor.Ancak davayı katkı payı olarak açmıyor,davacının kişisel malıdır diyor???Haksız ve sebpsiz zenginleşmeden de sözediyor.Çorba yani.Bu konuya ilişkin düşüncelerinizi ve varsa konu ilgili yargıtay kararlarını paylaşırsanız sevinirim.Şimdiden teşekkürler.İyi çalışmalar.
Old 02-03-2012, 23:42   #3
Av.Leyla Korkmaz

 
Varsayılan

Sebebsiz zenginleşmeden bahsedilebilir burada.eğer banka hesaplarından ve muhasebe kayıtlarından tam doğru yapılmışsa burada muvazaa konusu soz konusudur.iyi calismala
Old 03-03-2012, 12:17   #4
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Konu eşler arasındaki bağış akdi ile ilgilidir. Bu sebeple, aşağıdaki Hukuk Genel Kurulu Kararı kapsamında konuyu Borçlar Kanunu'nun 244. maddesinde yer alan bağıştan rücu şartlarına göre değerlendirmenizi tavsiye ederim.

Olaydaki boşanma sebebini bilmemekle beraber, ancak kendisine temlik yapılan eşin ağır kusurlu olması halinde bağıştan rücu edilebileceği kanaatindeyim.


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/2-50
K. 1992/128
T. 26.2.1992
• BAĞIŞLAMADAN RÜCU ( Boşanılan Eşe Bağışlanan Taşınmaz )
• KANUNEN MÜKELLEF OLUNAN VAZİFELERE ÖNEMLİ SURETTE RİAYETSİZLİK ( Bağıştan Dönebilmek İçin )
• BAĞIŞLAMADAN DÖNME ( Bağışlananın Kanunen Mükellef Olduğu Vazifelere Önemli Surette Riayetsizlik Göstermesi )
• BOŞANILAN EŞE BAĞIŞLANAN TAŞINMAZ ( Bağışlamadan Rücu Edebilmenin Şartı )
818/m.244
ÖZET : Bağışlanan davalının , bağışlayan davacı veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı önemli surette riayetsizlikte bulunduğu kanıtlanamamıştır. Bk.244/2. Maddesinin belirtilen koşulların gerçekleşmemesine göre davanın reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.10.1990 gün ve 1989/82-1990/498 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 5.3.1991 gün ve 538-4004 sayılı ilamı:

( .. Karı koca evlenme mukavelesi ile kanunda muayyen diğer usullerden birini kabul etmedikleri takdirde aralarında mal ayrılığı cereyan eder ( M.K. 170 ). Karı kocadan her birinin bütün mallarının mülkiyet ve idare ve intifa haklarını muhafaza etmesine mal ayrılığı denir. ( M.K. 186 ). Karı kocadan herbirinin mallarının geliri ve kendi kazançları kendisine aittir ( M.K. 186 ). Koca karısının münasip bir derecede aile masraflarına iştirakini isteyebilir ( M.K. 190 ). Davacı bu kapsam dışında eşine verdiği mallarını ondan geri isteyebilir. Davacı eşi ile aralarındaki akti ilişkiye dayanarak davalı adına alınan ve onun adına kayıtlı taşınmaz malı veya payını isteyemez ( 7.10.1953 günlü 7/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ). Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava bağıştan rücu sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu husus dava dilekçesinin içeriğinden açıklıkla anlaşılmaktadır. Zira davacı, dava konusu taşınmazı önceki malikinden bedelini bizzat ödemek suretiyle satın aldığını, ancak o tarihte devam eden evlilik birliği nedeniyle karısı bulunan davalı adına sicil oluşturduğunu, bu işlemin bağış olduğunu ileri sürmüştür.

Olayda, davalı adına sicilin oluşmasının bir vekalet ilişkisinden doğduğu iddiası mevcut değildir. 7.10.1953 tarih 8/7 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı, sicilde karısı namına müseccel bulunan bir gayrimenkulü hakikatte kendi namına satın alınması icap ettiği ve bedelini de kendisinin verdiği iddiası ile kaydın tashihinin, koca tarafından karısı hasım gösterilerek istenen iki dava da aynı, Yargıtay Dairesince verilen ispata ilişkin çelişik hükümler nedeniyle alınmıştır.

26.5.1954 gün 8/18 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da açıkça, anılan 1953 tarihli İnançları Birleştirme Kararının, vekil sıfatıyla hareket etmeden üçüncü bir şahıs ile yaptığı müstakil bir bey akdine müsteniden gayri menkulü namına tescil ettirmiş bulunan kimseye karşı kendi namına satın alınmasının icap ettiğini, iddia ederek gayrimenkulün adına tescilini talep eden bir şahsın davası ihdihdaf olunarak, ittihaz olunduğu belirtilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında yaklaşıldığında somut olayda 1953 tarih ve 8/7 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı duraksanmayacak biçimde anlaşılmaktadır.

Davalı kadının, davacı sıfatıyla kocası aleyhine açtığı boşanma davası, kocanın ağır kusurlu olduğunun belirlenmesi sonucu olumlu olarak sonuçlanmış, tarafların boşanmalarına dair kurulan hüküm kesinleşmiştir. Tüm dosya içeriğine göre bağışlanan davalının, bağışlayan davacı veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir surette riayetsizlikte bulunduğu kanıtlanabilmiş değildir. Bu durumda mahkemece B.K.nun 244/2. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), 26.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 03-03-2012, 13:39   #5
SELBELLEV96

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,yukarıda eksik bilgi vermişim.
Karşı taraf davayı aile mhk.nde açtı ve MK.210-227.maddelere dayanıyor.Mahkeme de davayı "boşanmadan sonraki katkı payı"olarak değerlendirmeye almış durumda.
O yüzden yukarıdaki kararın uygulanamayacağı düşüncesindeyim.Gerçek bir satış olduğunu savunuyorum davada.Müvekkilem bedelini eşine ödeyerek satın aldı iddiasındayım ve bunu kanıtlayan banka kayıtları da var elimde.Ancak bu kez mal 2002 den sonra edinildiği için paylaşıma girebilir mi???Açıkcası kafam karışmış durumda
Old 03-03-2012, 17:37   #6
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Eğer olayda gerçek bir satış söz konusu ise, bu durumda bu hissenin alımında müvekkilinizin kullandığı paranın ne şekilde kazanıldığı önemlidir. Gayrimenkulün bedeli olarak ödenen para eşin kişisel malı ise, yani evlilik süresince emek karşılığı çalışılarak elde edilmiş bir kazanç değilse, ozaman diğer eşin edinilmiş mallara katılma alacağı doğmayacağı kanaatindeyim. Konuyla ilgili, TMK 220. maddede yer alan Kişisel Mal tanımı ve yine TMK 228. maddedeki Kişisel Mal ile edinilmiş malların ayrılmasına ilişkin maddeler kapsamında değerlendirme yapmanızı tavsiye ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşler arasında ki mal paylaşımı olcsvl Meslektaşların Soruları 4 14-10-2008 13:57
eşler arasında ecrimisil talebi günseligonca Meslektaşların Soruları 7 02-09-2008 13:29
Borçlar Eşler Arasında Paylaşılabilir Mi? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 31-03-2008 21:37
Taşınmaz satımıyla ilgili bir soru Kadir Furkan ÇOBAN Hukuk Soruları Arşivi 20 22-08-2006 20:27
Eşler Arasında Mal Rejimi avuka8890 Meslektaşların Soruları 2 28-07-2005 11:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05258203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.