Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

eczane SGK protokol cezai şart

Yanıt
Old 22-06-2012, 07:52   #31
feridun bahşi

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 1997/3139
K. 1997/6124
T. 23.12.1997
• TÜRK ECZACILARI DEONTOLOJİ TÜZÜĞÜ ( Tıp Mensubu Olmayanlarla Gizli Veya Açık Anlaşma Yapılarak Eczane Açmanın Yasaklanması )
• ECZANE AÇMAK ( Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğünde Tıp Mensubu Olmayanlarla Gizli Veya Açık Anlaşma Yapılarak Eczane Açmanın Yasaklanması )
• RUHSATIN İPTALİ ( Muvazaa Yoluyla Açılan Eczane )
• MUVAZAA YOLUYLA AÇILAN ECZANE ( Ruhsatın İptal Edilmesi )
6197/m.2,5
ÖZET : Türk eczacıları deontoloji tüzüğünde tıp mensubu olmayanlarla gizli veya açık anlaşma yaparak eczane açmak yasaklandığından, muvazaa yoluyla açılan eczanenin ruhsatının iptal edilmesi hukuka uygundur.

İstemin Özeti: Davacının ... İli ... İlçesinde bulunan eczanesi için verilen 17.5.1996 tarih ve 323/93 sayılı ruhsatnamenin iptaline ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Malatya İdare Mahkemesi 26.3.1997 tarih ve E: 1996/868, K: 1997/241 sayılı kararıyla dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idare, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Y.B.`nin Düşüncesi: Davacı söz konusu eczaneyi muvazaa yaparak açmış olduğundan ruhsatın iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabul edilerek temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı T.Ö.`nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava, davacının ... İli ... İlçesinde bulunan eczanesi için verilen 17.5.1996 tarih ve 323/93 sayılı ruhsatnamenin iptaline ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Malatya İdare Mahkemesi; davacının çalıştırdığı eczanenin kapatılmasına gerekçe olarak gösterilen hususların hukuken kabul edilebilir objektif bilgi ve belgelerle kanıtlanamadığı, davacının muvazaa yaptığı ve ilçe dışında oturduğuna ilişkin bilgi ve belge ibraz edilemediği, işleme esas teşkil eden duyumların subjektif ve hukuki dayanağı olmayan iddialar olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idare, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 2/A maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde eczacılık yapabilmek için Türkiye eczacı mektep veya fakültelerinden diplomalı olmak, 6/A maddesinde ruhsatname almak için ibraz edilen evrakın hilafı hakikat olduğu ve bidayeten eczacılığa mani bir halin bulunduğu resmen tahakkuk ederse eczacıların sanatlarını icradan menedilerek kendilerine verilmiş olan ruhsatnamelerin Sağlık ve Sosyal Yardım Vekaletince daimi olarak geri alınacağı, yine aynı yasanın 35. maddesinde ise "hastalık ve sair mazeretlerle eczanesinden ayrılan bir eczacının bu ayrılış müddeti yirmidört saati tecavüz ettiği takdirde mahallin en büyük sağlık amirine bir yazı ile haber verilir" hükümleri yeralmaktadır.

Öte yandan Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğünün 11. maddesinde; Eczacının 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanuna uygun olmayarak veya muvazaa yoluyla tıp mensubu olan veya olmayan kişilerle açık veya gizli anlaşma yaparak eczane veya ecza dolabı açamayacağı öngörülmüştür.

Dava ve temyiz dosyasının incelenmesinden; davalı idare müfettişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 9.8.1996 tarihli raporda ... adlı kişinin davacının açmış olduğu "..." isimli eczanenin asıl sahibinin kendisi olduğunu beyan ettiği, davacının ikametgah olarak gösterdiği adresle açmış olduğu eczanenin adresinin aynı olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda muvazaa yoluyla açılan eczanenin ruhsatının iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata aykırılık görülmemektedir.

Dolayısıyla dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne, Malatya İdare Mahkemesinin 26.3.1997 tarih ve E: 1996/868, K: 1997/241 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan idare mahkemesine gönderilmesine 23.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-07-2012, 10:38   #32
sektör_a

 
Varsayılan

Sayın Feridun Bahşi,
İdarenin Özel hukuk tüzel kişiliğinden kaynaklanan hizmet alım sözleşmesi niteliğindeki SUT larla ilgili olarak görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. yayınlamış olduğunuz eski tarihli tarihli karara güvenerek davayı idare mahkemesinde açmamalısınız yüksek mahkemeler o kadar çok birbirinin zıttı kararlar veriyorki artık ne yapacağımızı şaşırdık. mümkün olduğu kadar yeni karar arayarak yol belirleminizi öneririm.
kaldı ki yayınlamış olduğunuz danıştay kararı tamamen farklı bir konuyla ilgili protokoldeki cezai şart farklı bir durumdur...
. ancak protokolün madde içerikleri ile ilgili iptal talebiniz bulunuyorsa idare mahkesinin görev alanına girecektir.
yetkili mahkeme eczanenin bulunduğu yer mahkemesi veya ankaradır.
seçim size ait.
kolaylıklar diliyorum
Old 03-10-2012, 19:24   #33
doğru hukuk & danışmanlık

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,
Bu konu ile ilgili bana da yeni bir dosya geldi.Mesleğe yeni başladığım için ve ilk defa karşılaştığım için konuya yabancıyım. Müvekilime hem para cazası verilmiş, hem de 2 yıl sözleşmesi feshedilmiş durumda. Olayın özeti: Kurum müfettişleri müvekkil eczanenin bazı reçetelerinin arkasında imza bulunmadığı gerekçesi ile hastaları arıyor ve tehdit ediyor; sigortanız kaldırız die. Bunun üzerine reçete sahipleri de biz bu ilaçları almadık diyip, işin içinden sıyrılıyor. Söz konusu müfettiş doktarlara da aynı baskıyı uyguluyor, onlarda hatırlamıyoruz diyorlar. Müvekkilim 2009 protoküne göre SGK ile sözleşme yapmış. 2012 protokolüne göre hastalar biz ilaçları aldık derlerse ceza verilemez diye bir hüküm var. Bu durumda dava açarsak ve hastalar biz bu ilaçları aldık derse, müvekkil eczaneyi 2012 protokülnden faydalandırabilir miyiz.
Ayrıca elinde bu konuyla ilgili örnek dava dilekçesi, karar, yargıtay kararı olan meslektaşlarım varsa, paylaşırlarsa çok memnun olurum.
saygılar.
Old 04-10-2012, 09:31   #34
Engin YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan doğru hukuk & danışmanlık
Değerli meslektaşlarım,
Bu konu ile ilgili bana da yeni bir dosya geldi.Mesleğe yeni başladığım için ve ilk defa karşılaştığım için konuya yabancıyım. Müvekilime hem para cazası verilmiş, hem de 2 yıl sözleşmesi feshedilmiş durumda. Olayın özeti: Kurum müfettişleri müvekkil eczanenin bazı reçetelerinin arkasında imza bulunmadığı gerekçesi ile hastaları arıyor ve tehdit ediyor; sigortanız kaldırız die. Bunun üzerine reçete sahipleri de biz bu ilaçları almadık diyip, işin içinden sıyrılıyor. Söz konusu müfettiş doktarlara da aynı baskıyı uyguluyor, onlarda hatırlamıyoruz diyorlar. Müvekkilim 2009 protoküne göre SGK ile sözleşme yapmış. 2012 protokolüne göre hastalar biz ilaçları aldık derlerse ceza verilemez diye bir hüküm var. Bu durumda dava açarsak ve hastalar biz bu ilaçları aldık derse, müvekkil eczaneyi 2012 protokülnden faydalandırabilir miyiz.
Ayrıca elinde bu konuyla ilgili örnek dava dilekçesi, karar, yargıtay kararı olan meslektaşlarım varsa, paylaşırlarsa çok memnun olurum.
saygılar.


Öncelikle müvekkilinizin ceza aldığı madde tahmin ettiğim madde ise fesih için aynı eylemin aynı yıl içinde 2 kere gerçekleştirilmesi gerekiyor. Eğer hastalar ilaçlarını almıklarını beyan ederler ve siz de başvuru yaparsanız SGK 2012 protokolü hükümlerini uygulamak zorunda kalır. Mahkeme tanıklıklarının yeteceğini düşünüyorum.
Old 28-04-2014, 10:38   #35
av.tuba arslan köstekçi

 
Varsayılan

değerli üyeler benim de bu tarz bir dosyam var.eczacı olan müvekkile 2012 eczane protokolüne uymadığından bahisle 6.743,85 TL cezai şart bedeli ve uyarı cezası verilmiştir.Şimdi bun karşı ne yapmam gerekir. Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler...
Old 28-04-2014, 13:35   #36
Engin YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.tuba arslan köstekçi
değerli üyeler benim de bu tarz bir dosyam var.eczacı olan müvekkile 2012 eczane protokolüne uymadığından bahisle 6.743,85 TL cezai şart bedeli ve uyarı cezası verilmiştir.Şimdi bun karşı ne yapmam gerekir. Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler...

Aslında genel olarak ne yapılacağı yazılı başlıkta. Sizin için özetleyeyim. Öncelikle ihtiyati tedbir isteyin. Rakam her ne kadar küçük olsa da ihmal etmeyin. Ardından da muarazanın giderilmesi ve cezai şartın iptali için dava açın.
Bu davada muhakkik raporunun içeriği çok önemli, muhakkik raporunu mutlaka inceleyin. Eğer müvekkiliniz getirmemişse SGK'dan alıp getirmesini isteyin.
Old 08-01-2015, 15:46   #37
Av. İbrahim Şen

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlar bana da bugün böyle bir dava geldi. eczacı olan yakınımdan, 2012 yılına ait bir kısım reçetelerdeki imzaların hastaya ait olmadığı yahut hastalardan, ilaç katılım payı alınmadığı gerekçesiyle 4.384 TL alacağın ve 7.87 TL cezai şartın tahsiline karar verilmiştir.

bu konuya çok yabancı olduğum için sizlerin yorumuna ihtiyacım var. yukarıda bir çok meslektaşım benzer davalar açtıklarını yazmışlar. acaba bu davalardan sonuç alan oldu mu? yargıtayın emsal bir kararı var mı? burdan paylaşırsanız çok sevinirim.

ayrıca
1-sözleşmede yetkili yerin Ankara olarak belirlenmesi nedeniyle davanın eczanenin bulunduğu yerde açılması mümkün değil midir?
2-davanın açılması herhangi bir süreye tabi midir?
3-dava açmadan önce kuruma itirazda bulunulması gerekir mi?
4-bu paraların, tahakkuk eden alacaklardan mahsup edileceği düşünüldüğünde davayı tedbir talepli açabiliyor muyuz?

görüşlerini bildirecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim
Old 14-01-2015, 14:01   #38
Engin YILMAZ

 
Varsayılan

İbrahim Bey,
1) Davayı eczanenin bulunduğu yere en yakın SGK İl Müdürlüğünde açabilirsiniz.
2) Protokolde ya da SUT'ta dava zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye ilişkin bir hüküm yok.
3) Kuruma itirazda bulunmanız gerekmez, zira cezai şart tahakkuk ettirilmeden önce eczacıdan savunması isteniyor. Kaldı ki bu savunma istenmese dahi doğrudan dava açabilirsiniz.
4) Bu konuda zaten hemen hemen herkes davayı ihtiyati tedbir talepli açıyor.
Old 14-01-2015, 14:09   #39
Av. İbrahim Şen

 
Varsayılan

Üstad teşekkür ederim yanıtlarınız için. sormak istediğim bir diğer husus da bu davada ispat yükünün kimde olduğudur. eczane savunmasında protokole aykırı hareket etmediğini, her reçetenin katkı payının tahsil edildiğini, imzaların da reçeteleri alanlara ait olduğunu söylüyor. kurum ise hastaları aradığını onların beyanına göre ceza düzenlediğini söylüyor. bu durumda iddiasını ispat etmekle mükellef olan taraf hangisidir? ayrıca hangi delillerden faydalanmak gerekmektedir?
Old 08-12-2018, 20:03   #40
Av. Gamze KARAKIYAK

 
Varsayılan Yine SGK, Yine cezai şart..

Merhabalar, Tüm meslektaşlara iyi çalışmalar diliyorum..
Konu daha önce tartışılmış bir konu fakat okuduğum kararıyla yetkili mahkeme konusunda emsal karar hususu bir netlik bulamamış. Olayı kısaca özetlemek isterim. Müvekkilim eczacıdır ve 2016 yılında eczanesinin bitişiğinde bir patlama yaşanması ile eczanesi hizmet veremeyecek duruma gelmiştir. Bir yıl süreyle kapalı kapan eczanesini aynı ildeki başka bir adrese nakil etmek için başvuruda bulunmuştur. Müvekkilin bu başvurusunun üzerine muvazaa araştırılması yapılmış ve müvekkilin muvazaalı çalıştığına karar verilmiştir. Bu karar müvekkilden önce SGK'ya bildirilmiştir. SGK'nın müvekkile yollamış olduğu tebligatta "sonuç olarak yazımızın elinize ulaştığı tarih itibariyle 5 yıl süreli fesih işleminiz başlayacak olup 01/02/2012 tarihinden itibaren tarafınıza ödenmiş olan toplam 3.835.105,88_TL'nin protokolün 4.3.6 maddesi gereğince yasal faizi ile tahsili sağlanacaktır." denilmiştir. Müvekkilime de yaklaşık 4 milyon lirayı ödemesi için 5 günlük süre verilmiştir. Kendisine herhangi bir uyarı yapılmamış ve savunması da istenmemiştir. Öncelikle protokolde Ankara mahkemelerinin yetkili olması, eczanenin bulunduğu yer mahkemesinde davaya açmaya engel midir? Değilse emsal karar var mıdır? Diğer husus da, talep edilen miktar çok yüksek olduğundan ihtiyati tedbir talebinde bulunmam halinde teminat miktarını müvekkilin ödeyemeyecek olmasıdır. Bu konuda bilgisi olan meslektaşların yardımcı olacaklarını umuyorum. Şimdiden teşekkür ederim yol gösteren herkese..
Old 10-12-2018, 08:16   #41
Engin YILMAZ

 
Varsayılan

Tip sözleşmedeki yetkinin sizin için bağlayıcılığı olmayacaktır. Kaldı ki tip sözleşmede SGK ile TEB arasındaki uyuşmazlıklara ilişkin bir yetki sözleşmesi var. Siz eczanenin bulunduğu yani size ödeme yapan SGK biriminin bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde açabilirsiniz uygulanan cezai şartın iptali davasını.
Old 21-08-2019, 12:20   #42
AvYasinciftci

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. İbrahim Şen
Üstad teşekkür ederim yanıtlarınız için. sormak istediğim bir diğer husus da bu davada ispat yükünün kimde olduğudur. eczane savunmasında protokole aykırı hareket etmediğini, her reçetenin katkı payının tahsil edildiğini, imzaların da reçeteleri alanlara ait olduğunu söylüyor. kurum ise hastaları aradığını onların beyanına göre ceza düzenlediğini söylüyor. bu durumda iddiasını ispat etmekle mükellef olan taraf hangisidir? ayrıca hangi delillerden faydalanmak gerekmektedir?
Avukat bey iyi çalışmalar, dosyanızın seyri ne şekilde oldu acaba? Reçete asılları arkasında bulunan isim imza ve soy isim haricinde elimizde delil bulunmamakta. Protokole uygun bir şekilde isim imza telefon numarası reçetenin arkasına yazılmış buna rağmen hastaların soyut biz ilaç almadık beyanın hükme esas alınmaması gerektiği iddiasindayiz
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Cezai Şart.. recepbarlas Meslektaşların Soruları 12 25-09-2019 23:55
cezai şart serbestavukat Meslektaşların Soruları 4 24-04-2008 15:10
cezai şart gencerx07 Meslektaşların Soruları 5 17-02-2007 00:56
cezai şart av.pınar Meslektaşların Soruları 5 25-06-2006 19:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06036711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.