Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Terekenin iflas usullerine göre tasfiyesinde icra takipleri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-04-2011, 07:56   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Terekenin iflas usullerine göre tasfiyesinde icra takipleri

Terekenin iflas usullerine göre tasfiyesine karar verilmiş ise (MK 612, 636) tereke aleyhine icra takibi yapılabilir mi? Yapılmışsa şikayet üzerine takipler iptal edilebilir mi? Buradaki şikayet süreye bağlı mıdır?
Old 08-04-2011, 13:46   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Aladağ,

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Terekenin iflas usullerine göre tasfiyesine karar verilmiş ise (MK 612, 636) tereke aleyhine icra takibi yapılabilir mi? Yapılmışsa şikayet üzerine takipler iptal edilebilir mi? Buradaki şikayet süreye bağlı mıdır?

4721 S.K. m.625: "Resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz.

Bu süre içinde zamanaşımı işlemez.

Acele haller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz."

(743 S.K. m.565: "Defter tutma muamelesinin devamı müddetince terekenin borçları hakkında icraca takibat yapılamaz ve bu hususta müruru zaman işlemez.
Müstacel mevad müstesna olmak üzere, ikame edilmiş bulunan dâvalar talik olunur. Yeniden dâva ikame olunamaz." )

"Mirasçıların "defter tutma isteminde" bulunmuş olması halinde (MK. mad. 619), defter tutma işleminin sona erip, her bir mirasçıya tutulan defter gereğince, "mirası kabul veya red etmesi" için verilecek bir aylık sürede takip ertelenir. "Resmi tasfiye"nin (MK. mad. 632 vd.) devamı süresince de, mirasçılar aleyhine takip yapılamaz*... (Av.Talih UYAR)" **

*
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 09.12.1983 T, Esas: 1983/8555, Karar: 1983/10230: " Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Terekenin tedbir yoluyla idaresi ve defterinin tutulmasının istenmesi takip yapılmasına engel olmamasına, ancak, resmi tasfiyenin devamı süresince mirasçılar hakkında takip yapılamayacağına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun mercii kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA 9.12.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Müşteki-borçlu hakkında, 28.06.1983 tarihli takip talepnamesi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılmış, icra emri usulüne uygun olarak tebliğ olunmamıştır.

Müşteki, şikayetinde, müteveffanın tutulmasını istediklerini, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/66 tereke dosyası ile defter tutma işleminin devam ettiğini, bu süre içinde MK.nun 565. maddesi hükmü gereği mirasçılar aleyhine icra takibi yapılmayacağını öne sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mercii 565. madde hükmünün ancak takip sırasında borçlunun ölmesi halinde uygulanabileceğini, İİK.nun 53. maddesi ikinci fıkrasının bu olayda uygulanamayacağını kabul ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

Mercii kararı borçlu tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

MK.nun 565. maddesinde (defter tutma işlemi devam ettiği süre içinde terekenin borçlular hakkında icra kovuşturulması yapılamaz ve bu konuda zamanaşımı işlemez) hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre terekenin defterinin tutulması işleminin devam ettiği süre içinde terekenin borçları hakkında icra takibi yapılamaz. Bu genel bir kuraldır. Takip devam ederken borçlunun terekesinin defterinin tutulması devam ettiği süre içinde takip yapılamaz şeklinde anlamak mümkün değildir.

Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için; 1 - Defter tutma isteğinin 559. maddede gösterilen süre içinde yapılmış olması, 2 - Defter tutma işleminin Kanunun aradığı gayeye ve Kanun koyucunun amacına uygun olarak başlamış ve devam etmekte bulunmuş olması gerekir.

Amaç, terekeden alacaklı olanların iddialarını aynı yerde toplamak ve bir hak ve alacağın muhtelif yerlerden birden fazla istenmesini veya dava edilmesini önlemek, mirasçılara da terekeyi kabul veya red için açık ve kesin hesap yapma imkanı sağlamaktadır. Bunun için de kanunun gösterdiği belli süre içinde defter tutma isteğinde bulunmuş olmak ve defter tutma işleminin durumun olağan devamına uygun ve alacaklıların da zararına yol açmayacak surette başlamış ve devam etmekte bulunmuş olması gerekir.

Olayımızda takipten önce terekenin defterinin tutulmasının zamanında istendiği, defter tutma işleminin devam etmekte olduğu tarafların kabulünde olup kötü niyet iddiası da mevcut değildir. Merciice de aksi benimsenmemiş ancak bu maddenin takipten sonra borçlunun ölümü halinde terekesinin defterinin tutulmasının istenmesi halinde uygulanabileceği görüşü benimsenmiştir. Bu görüş kanımızca 565. madde hükmüne uygun değildir.

Çoğunluğun (terekenin tedbir yoluyla idaresi ve defterinin tutulmasının istenmesi takip yapılmasına engel olamamasına) şeklinde beliren görüşüne katılmıyorum.

Yukarıda belirtilen gerekçe ile mercii kararının bozulması gerektiği kanaatinde ve çoğunluk görüşüne karşıyım."

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 04.11.1997 T., Esas:1997/11921, Karar: 1997/12147: " Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu A____ İ____ A____ ve T____ G____ vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 16.10.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, borçlular tarafından mirasın reddi ile ilgili olarak Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesine dava açıldığı ve Yazı İşleri Müdürlüğünden alınan 16.12.1996 tarihli yazının dosyaya sunularak iddianın belgelendirildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 180. maddesi gereğince, reddolunan mirasların tasfiyesi sekizinci bap hükümlerine göre ait olduğu mahkemece yapılır. Terekenin resmen tasfiyesine dair Medeni Kanun hükümleri mahfuzdur. Ayrıca MK.nun 565. maddesi hükmüne göre ise defter tutma muamelesinin devamı müddetince terekenin borçları hakkında icraca takip yapılamaz. Bu durumda Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan ve mirasın reddi konulu davanın ön mesele olarak kabulü ile sonucunun beklenilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, İİK.nun 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 67/3. maddesi hükmüne göre mirasçıların kötüniyetinin ne suretle sabit olduğu belirlenmeden tazminatla sorumlu tutulmaları doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Borçlu A____ İ____ A____ ve T____ G____ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 4.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi."

İİK m.16: "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.

Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir."

düzenlemesi gereği, başlatılan takibin, kanunun "resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz" emrine muhalif bir husus olmakla ve (mirasbırakanın borçları için mirasçılara/terekeye karşı icra takibi yapılabileceğinden) mirasçılara/terekeye (miras şirketine) tanınan hakkın yerine getirilmemesinden dolayı süresiz şikayete tabi olacağını; ayrıca naçizane; iflasın ertelenmesi davalarında verilen tedbir kararıyla beraber borçlu aleyhine başlatılan icra takipleri iptal edilebildiğine göre (m.179/b) 4721 S.Kanun m.625 düzenlemesi karşısında somut sorunuzda "takibin iptaline" karar verilmesinde tereddüt edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

** Kanunda "mirasbırakanın borçları için" şeklindeki ibare sebebiyle "tereke"nin de bu yasağa dahil olduğu kanaatindeyim.

Saygılar...
Old 10-04-2011, 22:47   #3
tiryakim

 
Varsayılan

Terekenin resmi tasfiyesi durumunda icra takibini kime yönledireceğiz.
Old 10-04-2011, 23:30   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Terekenin resmi tasfiyesi durumunda icra takibini kime yönledireceğiz.

Terekeyi, tasfiye memuru temsil eder.
Old 12-04-2011, 20:00   #5
tiryakim

 
Olumlu Örnek Karar

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/963
K. 2000/2278
T. 30.3.2000
DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalı Vergi Dairesine garameten pay ayrıldığını, bu işlemin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı alacağından dolayı önce haciz uygulayan davacının önceliği bulunduğunu ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir.

Davalı vekili cevabında, 6183 sayılı yasanın 21/1. maddesine uygun düzenlenen sıra cetvelinde usulsüzlük bulunmadığını, iflas terekenin resmi tasfiyesi veya mirasın reddi hali bulunmadığı sürece İİK.nun 206. maddesinin uygulanamayacağını belirterek devanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının haczinin vergi dairesinin haczinden önce olduğu, alacağın işçi kıdem ve ihbar tazminatından kaynaklanması nedeniyle İİK.nun 206. maddesi uyarınca önceliği bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Borçluya ait mahcuzun satış bedelinin bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline karşı şikayet yoluyla tetkik merciinde, dava yoluyla mahkemede itiraz edilebilir. İtiraz alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla mahkemede (İİK m.(42/1), itiraz sıraya yönelikse şikayet yoluyla tetkik merciinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. İİK.nun 142/son maddesinde sadece sıraya yönelik itirazların tetkik merciinde görülebileceği hükme bağlanmışsa da, icra müdürünün sıra cetveli düzenlerken takip hukuku hükümlerine aykırı hareket etmesi hali de madde kapsamında olup şikayet yoluyla tetkik merciinde görülmesi gerekir. Somut olayda davacı alacaklı davalı Vergi Dairesi garameten paylaşıma girmeyeceğini, satış bedelinin tamamının kendisine ödeneceğini ileri sürdüğüne göre bu itiraz sıraya yöneliktir. Mahkemece açıklanan nedenlerle görev yönü düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 30.3.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Birtane karar ekliyorum.Umarım arkadaşların işine yarar.

Teşekkürler...
Old 13-04-2011, 06:21   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/963
K. 2000/2278
T. 30.3.2000
DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalı Vergi Dairesine garameten pay ayrıldığını, bu işlemin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı alacağından dolayı önce haciz uygulayan davacının önceliği bulunduğunu ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir.

Davalı vekili cevabında, 6183 sayılı yasanın 21/1. maddesine uygun düzenlenen sıra cetvelinde usulsüzlük bulunmadığını, iflas terekenin resmi tasfiyesi veya mirasın reddi hali bulunmadığı sürece İİK.nun 206. maddesinin uygulanamayacağını belirterek devanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının haczinin vergi dairesinin haczinden önce olduğu, alacağın işçi kıdem ve ihbar tazminatından kaynaklanması nedeniyle İİK.nun 206. maddesi uyarınca önceliği bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Borçluya ait mahcuzun satış bedelinin bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline karşı şikayet yoluyla tetkik merciinde, dava yoluyla mahkemede itiraz edilebilir. İtiraz alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla mahkemede (İİK m.(42/1), itiraz sıraya yönelikse şikayet yoluyla tetkik merciinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. İİK.nun 142/son maddesinde sadece sıraya yönelik itirazların tetkik merciinde görülebileceği hükme bağlanmışsa da, icra müdürünün sıra cetveli düzenlerken takip hukuku hükümlerine aykırı hareket etmesi hali de madde kapsamında olup şikayet yoluyla tetkik merciinde görülmesi gerekir. Somut olayda davacı alacaklı davalı Vergi Dairesi garameten paylaşıma girmeyeceğini, satış bedelinin tamamının kendisine ödeneceğini ileri sürdüğüne göre bu itiraz sıraya yöneliktir. Mahkemece açıklanan nedenlerle görev yönü düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 30.3.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Birtane karar ekliyorum.Umarım arkadaşların işine yarar.

Teşekkürler...

Sayın meslektaşım, teşekkür ederim ancak bu içtihat ile soru arasında bir bağlantı bulunmamaktadır.
Old 13-04-2011, 20:09   #7
tiryakim

 
Varsayılan

Medeni Kanun 612 uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinden istenecek olan terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi istemi hasımsız olarak mı yoksa hasımlı olarak açılması gerekiyor ? Bu konuda Yargıtay Kararı eklerseniz sevinirim.
Old 26-04-2011, 22:45   #8
tiryakim

 
Varsayılan

terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini alacaklıların istemesi durumunda süre varmıdır ?
Old 04-05-2011, 23:36   #9
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan Terekenin iflas yoluyla tasfiyesi

1)En yakın mirasçılar tarafından reddolunan miras tasfiyesinin, iflas hükümlerine göre yapılmasını düzenleyen hükümlerin bir kısmı, İcra ve İflas Kanunu'nda yer almaktadır. İİK m.180 hükmü, tasfiyenin yapılma biçimi itibarıyla biraz daha açıklayıcıdır.

Tasfiye, terekenin resmi tasfiyesine ait Medeni Yasadaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, ait olduğu mahkemesince, ancak İİK'nun iflasın tasfiyesi başlıklı sekizinci babı hükümlerine göre yapılır.

Mirası red sebebiyle iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilen terekeye karşı takip yapılabilir mi sorusunu doğrudan cevablayan bir düzenlemenin olmadığını düşünüyorum.

Kıyasen uygulanması düşünülebilecek İİK m.193/3 hükmü, gönderme yapılan sekizinci babın dışında kalmaktadır.

Belki, İİK m.53/2 hükmü bize dolaylı olarak bir cevap verebilecektir. Düzenlemeye göre, bir icra takibi esnasında borçlunun ölümü halinde tereke henüz taksim edilmemiş, resmi tasfiyeye tabi tutulmamış, mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa terekeye karşı takibe devam edilebilecektir.

Düzenlemenin tersinden şu sonuç çıkmaktadır: Bir icra takibi esnasında borçlunun ölümü halinde; tereke resmi tasfiyeye tutulmuşsa terekeye karşı takibe devam edilemeyecektir.

Bu durumda, resmi tasfiyeye tutulma hali, hakkında icrai takibat yapılmaksızın vefat eden borçlu terekesinin en yakın tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde icraen takip edilip edilemeyeceğini de cevaplamaktadır diye düşünüyorum.

Soruda takip yolunun cinsi belirtilmiyor ancak konuyu biraz daha güzelleştirebilecek hal bence rehnin paraya çevrilmesine ilişkin takiplerin yapılıp yapılmayacağına yöneliktir. Sorulmadığına göre bu konuya hiç girmeyelim.

2)TMK m.625 hükmü, Terekenin Resmi Defterinin Tutulmasına ilişkindir.

3)En yakın tüm mirasçıların mirası reddetmesi sebebine dayalı olarak alacaklıların terekenin iflas yolu ile tasfiyesini istemesinde herhangi bir sürenin olmadığını düşünüyorum.

Buna mukabil, mirasbırakan alacaklılarının TMK m.633 hükmüne göre resmi tasfiyeyi talep etmelerinde 3 aylık bir süre vardır.

Saygılarımla.
Old 25-05-2011, 08:51   #10
311

 
Varsayılan dilekçe örneği

benzer bir dava açmam söz konusu ve ben bu tarz bir davayla ilk kez ilgileniyorum.

yukarıda aktarılan bilgiler çok yardımcı oldu. fakat elimde buna benzer bir dava olmadığından, dilekçemdeki eksik/yanlış bir ifadeyle müvekkilleri herhangi bir hak kaybına uğratmak istemem. o nedenle, acaba bu hususta bir dilekçe örneği paylaşılması mümkün olabilir mi?
teşekkürler.
Old 25-05-2011, 09:06   #12
311

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Bu davalarda davalı gösterecekmiyiz ?

davalı gösterilmeden hasımsız olarak açıldığını biliyorum.
Old 25-05-2011, 09:09   #13
tiryakim

 
Varsayılan

Kıymetli meslektaşım bir banka avukatlığı yapmaktayım. olayımda ipotek veren kişi öldü.Mirasçılarıda mirası redetti. Daha henüz birşey yapmadım ama terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini isteyeceğim . Birde husumet konusunda şu kararı buldum. Bana kalırsa davalı göstermeliyiz gibime gelior

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13769
K. 2006/4668
T. 4.5.2006
• ÇALIŞMANIN TESPİTİ ( Tespiti İstenilen Süreye İlişkin Sigorta Primlerinin Tahsili İstemini de İçerdiği - Bu Tür Davalarda İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
• HİZMET AKDİ İLE GEÇEN ÇALIŞMALARIN TESPİTİ ( Bu Tür Davalarda İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
• İŞVERENİN ÖLMESİ ( Hizmet Tespiti/Yasal Mirasçılarının Taraf Bulunacağı - En Yakın Yasal Mirasçıların Tamamının Reddettiği Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği )
• MİRASÇILARIN TARAF SIFATI ( Hizmet Tespiti Davalarında İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu - Mirasçıların Tamamının Reddettiği Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği )
• MİRASIN REDDEDİLMESİ ( Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği - Hizmet Akdi İle Geçen Çalışmaların Tespiti )
• VERASET İLAMI ( Geçersizliğinin Her Zaman İleri Sürülmesinin Mümkün Olduğu - Hizmet Tespiti )
• HUSUMET ( Hizmet Tespiti Davalarında İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
506/m.80
4721/m.598, 612
ÖZET : Hizmet tespiti davaları sonuçta, tespiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda işverenin ( işveren öldüğünde ise yasal mirasçılarının )taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur.
En yakın yasal mirasçıların tamamının reddettiği mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Mirasçılık belgesinin ( veraset ilamının )geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.03.1989-15.5.2001 tarihleri arasında hizmet akdi ile geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili ile dahili davalılardan Nilşen Ertan, Yasemin Baklacı ve Nilgün Karaca tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı, işveren Hakkı Ertan mirasçısı Muhterem Ertan ve Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açtığı davada, ölen işverene ait işyerinde 01.03.1989-15.05.2001 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hizmet tespiti davaları sonuçta, tespiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda işverenin ( işveren öldüğünde ise yasal mirasçılarının )taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay'ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/211241, K.2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.
Somut olayda, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.05.2001 tarih ve E:200l/572, K:200l/557 sayılı veraset ilamına göre, ölen işverenin tek mirasçısı kızı davalılardan Muhterem Ertan olduğu, yargılama sırasında söz konusu davalının ibraz ettiği Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 20.09.2001 tarih ve E:2000/692, K:200l/939 sayılı kararından ise, işveren muris Hakkı Ertan'ın mirasım tek mirasçısı olan davalılardan Muhterem Ertan'ın kayıtsız ve şartsız olarak reddettiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 549/2. maddesi gereğince reddin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, temyize konu davanın görüldüğü iş mahkemesince verilen yetki üzerine, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/278 Esas sayılı dosyasında hasımsız veraset davası açarak ölen işverene ait mirasçılık belgesinin verilmesini istemiş, anılan mahkemece, ölen işverenin kardeşlerinin ve kardeş çocuklarının isimlerinin yer aldığı 10.09.2003 tarihli veraset ilamı verilmiştir. Anılan veraset ilamında ismi geçen kişiler davaya dahil edilmişler, söz konusu dahili davalılardan bir kısmı temyiz dilekçelerinde kendilerinin yasal mirasçı olmadıklarını, muris Hakkı Ertan'ın mirasını reddettiklerini belirtmişlerdir.
T.M.K.'nun 612.maddesinde en yakın yasal mirasçıların tamamının reddettiği mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan aynı Yasanın 598.maddesinde mirasçılık belgesinin ( veraset ilamının )geçersizliğinin her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu durumda yapılacak iş öncelikle dahili davalılara 10.9.2003 tarihli veraset ilamının iptali yönünde dava açmaları için önel vermek, veraset ilamının iptal edilerek ortadan kaldırılması sağlandıktan sonra mirasın en yakın mirasçılarının tamamının ( tek mirasçı varsa onun birkaç mirasçı varsa hepsinin )reddi halinde tasfiyenin Sulh Hukuk Mahkemesince yapılması gerektiğinden Hakkı Ertan'ın tek mirasçısı olup onun tarafından mirasın reddedildiğini Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmek, Sulh Hukuk Mahkemesine tasfiyeye başlandığından davayı tasfiye memuruna ( Sulh Mahkemesince oluşturulacak tereke iflas idaresine )yöneltmek suretiyle davada taraf koşulunun gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde işverenlere iadesine, 04.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 30-05-2011, 13:41   #14
jusinbello

 
Varsayılan

Sayın 311 ben bu şekilde bir dilekçe ile tasfiye talep etmiştim.umarım yardımcı olabilir...
SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
…..
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVA KONUSU :Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye talebidir.
AÇIKLAMALAR :…. 2. İcra Müdürlüğü …… sayılı dosya kapsamında hakkında takip yapılan borçlu …… takip devam ederken vefat etmiş olup geriye mirasçıları eşi ….. ve oğlu …… kalmıştır.
Borçlu murisin eşi ve oğlu yasal süresi içinde mirası reddetmiş olup ….. 1. Sulh Hukuk mahkemesinin red kararlarını takip dosyasına sunmuşlardır. Medeni Kanunun 612. Maddesine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir.
Alacaklı ……. Tarafından yapılan takipte borçlunun mirasçılarının kendilerine karşı devam eden takibe mirası red kararı alarak itiraz etmeleri sebebiyle takip durmuş bulunmaktadır.Mirasın en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedilmesi sebebiyle terekenin iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesini talep etme gereği hasıl olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıklanan nedenlerle ……. terekesinin iflas hükümlerine tasfiyesine karar verilmesini talep ederim.

DAVACI VEKİLİ
Old 30-05-2011, 19:11   #15
311

 
Varsayılan

çok teşekkür ederim cevap için,
sizin cevabınızı henüz görüyorum.benim önümdeki dosyada murise yapılmış bir icra takibi bulunmamaktaydı.o nedenle kayyım atanması ve mirasın iflas yoluyla tasfiyesini talep ettim.
bugün açtım davayı, işlem basamaklarını incelemek için de iflas dairesindeki memurlardan bir örnek dosya rica ettim. ona göre, dilekçemde eksik gedik var mı diye kontrol ettim.
Old 30-05-2011, 19:11   #16
tiryakim

 
Varsayılan

Didem Hanım Siz anladığım kadarı ile hasımsız açtınız davanızı ... Peki davanızın sonucu belli oldu mu ?
Old 30-05-2011, 19:12   #17
tiryakim

 
Varsayılan

Sayın 311 dilekçe örneğinizi yayınlarmısınız en azından bizede yol gösterici olur diye düşünüyorum...
Old 30-05-2011, 19:26   #18
311

 
Varsayılan

elbette,
kısa ve öz bir dilekçe oldu esasında..
.

İZMİR AHKAMI ŞAHSİYE SULH HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

DAVACILAR:
VEKİLİ:

KONU:
Mirasın iflas yoluyla tasfiyesi talebidir.

AÇIKLAMALAR:
Muris........... 'in ...tarihinde gerçekleşen vefatı üzerine tüm mirasçıları İzmir ....SH mahkemesi'nde görülmüş olan 2011/... E. sayılı davasıyla mirası reddetmişlerdir. ilgili karar ... tarihinde verilmiş ve kesinleşmiştir.
Buna göre, Müvekkillerin alacaklarının tahsili için TMK 427/1 gereğince kayyım atanması ve TMK 612 gereğince terekenin tasfiyesini Sayın Mahkemenizden talep etme zorunluluğumuz doğmuştur.

NETİCE VE TALEP:
427/1 e göre kayyım atanması,
612'ye göre terekenin tasfiyesi...


bu durumda mahkeme ilgili red davasının dosyasıyla birlikte dosyayı iflas dairesine gönderiyor. bundan sonra da iflas dairesi alacak bulunabilecek tapu-belediye-banka gibi gibi yerlere müzekkereler yazarak terekenin tespitini yapıyor.
şu an için ben de -ileriki işlemleri görmek için- bahsettiğim iflas dairesi dosyasını takip ediyorum.

dilerim faydası dokunur. Saygılarımla..
Old 30-05-2011, 19:31   #19
tiryakim

 
Varsayılan

Peki hasımsız açılcak anladığım kadarı ile terekenin iflas yolu ile tasfiyesi davası ... Didem Hanımda Sizde hasımsız açmışsınız davayı
Old 30-05-2011, 19:38   #21
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 311
kesinlikle hasımsız açılacak.

Peki Neye Göre Hasımsız açılacak ... Ben o kadar araştırdım hasımsız açılacağına dair herhangi biryerde bir ibare bulamadım.bir adet karar buldum o kararda anladığım kadarı hasımlı açılacağından bahsediyor.Kararı bu başlık altında eklemiştim
Old 30-05-2011, 20:39   #22
jusinbello

 
Varsayılan

sayın tiryakim davayı açalı çok olmadı ama malesef uzun süreceğini öğrendim,yani henüz sonuçlanmış değil.yine benzer bi durumla karşı karşıyayız fakat bu sefer daha kısa sürede sonuca ulaşabileceğimiz bir yol arıyoruz.alacaklı olarak terekeye temsilci atayabilirmiyiz diye düşündüm fakat sizin daha önce siteye eklemiş olduğunuz bir kararı inceledim,bu da sanırım mümkün gözükmüyor
Old 30-05-2011, 20:45   #23
tiryakim

 
Varsayılan

3.kişi olan alacaklı terekeye temsilci atatamıyor malesef
Old 30-05-2011, 21:44   #24
jusinbello

 
Varsayılan

sayın tiryakim siz de daha kısa sürede sonuç elde edebileceğimiz bir yol bulamadınız galiba,uzun süredir araştırıyorum fakat sadece tasfiye yolu çıkıyor karşıma ancak alacağı zamanı düşündüğümüzde boşuna çaba gibi görünüyor...
Old 06-09-2011, 21:14   #25
tiryakim

 
Varsayılan

Sayın Didem Hanım ;
Sayın 311 ;

Davalarınızın nasıl gidiyor ? Davalarınızın gidişatı hakkında bilgi verebilirmisiniz ?

Teşekkürler...
Old 07-09-2011, 11:21   #26
jusinbello

 
Varsayılan

sayın tiryakim davamızın ilk duruşması haziran ayındaydı ve icra dosyalarının celp edilmesi için duruşma eylül ayına bırakıldı..yani şimdilik bi gelişme yok diyebilirim yine de gidişatı bildiririm size..
Old 14-09-2011, 16:54   #27
tiryakim

 
Varsayılan

Didem hanım siz terekenin iflas yolu ile tasfiye davanızı hasımsız mı açtınız ve terekenin iflas yolu ile tasfiyesi dava dilekçenizde terekenin iflas yolu ile tasfiyesini isterken aynı zamanda terekeye kayyım atanmasını dilekçenizde istediniz mi ?
Old 22-09-2011, 14:17   #28
jusinbello

 
Varsayılan

evet sayın tiryakim ben davamı hasımsız açtım,hala icra dosyasının celp edilmesi bekleniyor.Terekeye kayyım atanmasını talep etmedim,bildiğim kadarıyla onu alacaklı olarak biz talep edemiyoruz zaten..
Old 01-11-2011, 21:31   #29
tiryakim

 
Varsayılan

Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde hakim murisin terekesini tespit etmek için nerelere müzekkere yazmalıdır ?
Bugün ilk duruşmama girdim hakim tapu ve bankalara müzekkere yazdı.
Tapu ve bankalar dışında nerelere müzekkere yazdırmalıyım
Teşekkürler...
Old 02-11-2011, 15:05   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde hakim murisin terekesini tespit etmek için nerelere müzekkere yazmalıdır ?
Bugün ilk duruşmama girdim hakim tapu ve bankalara müzekkere yazdı.
Tapu ve bankalar dışında nerelere müzekkere yazdırmalıyım
Teşekkürler...

Araç olup olmadığının araştırılması için Trafik Tescil Müdürlüğüne ve hisse senedi/tahvil olup olmadığının araştırılması için Merkezi Kayıt Kuruluşu'na yazdırırsanız, kare ası tamamlamış olursunuz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra iflas kanunu 135.madde Erkan Uygun Meslektaşların Soruları 10 28-11-2016 16:30
Medeni Kanun 612 uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinden istenecek olan tasfiye istemi hasımsız olarakmı yoksa hasımlı olarak açılması gerekiyor yer-sub Meslektaşların Soruları 6 21-06-2012 13:42
terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi Av.Murat Serezli Meslektaşların Soruları 0 14-06-2010 10:33
icra iflas kanunu madde 269- 272 av.32 Meslektaşların Soruları 7 08-06-2010 15:22
Icra Ve Iflas Suçları-iddianame Av.Resul Hukuk Sohbetleri 2 12-02-2008 00:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07959890 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.