Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

MK 449 ile ilgili ilginç bir kur pratik sorusu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-09-2009, 09:18   #1
alper olgun

 
Kitap MK 449 ile ilgili ilginç bir kur pratik sorusu

A ile B'nin evlilikten olma bir kızları vardır. A ile B boşanır, velayeti anneye A'ya verilir. B bir müddet sonra C ile evlenir ve bu evlliliğinden de bir oğlu olur.
B ölümünedn 5 sene önce ilk evliliğinden odlma kızının adına bankada hesap açtırmıytır. bu hesap vadeli mevduat hasabı olmakla birlikte bunu sadece C bilmektedir. B'nin ölümünden sonda C, A ile konuşur ve bu hesaba para yatırdığını söyleyip, hesabın ortak hesap olduğunu sandığını ve paranının yarısını kendi oğlu adına transfer etmesini ister. buna inanan A bankada virman talimatı verip paranın yarısını diğer çocuğun hesabına virman talimatıyla geçirir. Ancak daha sonra öğrenir ki; aslında C hiç para yatırmamıştır. B bu hesabı sadece küçük kız için açmıştır.

bu durumda MK 449 açık ve net. yapılamaz bir işlem söz konusu, ancak yapılmış... bankanın bu işlemi yapmasındaki sorumluluğu, hataya düşmesi neticesinde işlemi yapan B'nin durumu, hile yoluyla paranın yarısını kendi oğluna alan C'nin durumu, ve küçük kız ile küçük erkek çoçuğunun durumu...

ilginç bir kur pratik...
Old 17-09-2009, 10:19   #2
Özoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alpar olgun
A ile B'nin evlilikten olma bir kızları vardır. A ile B boşanır, velayeti anneye A'ya verilir. B bir müddet sonra C ile evlenir ve bu evlliliğinden de bir oğlu olur.
B ölümünedn 5 sene önce ilk evliliğinden odlma kızının adına bankada hesap açtırmıytır. bu hesap vadeli mevduat hasabı olmakla birlikte bunu sadece C bilmektedir. B'nin ölümünden sonda C, A ile konuşur ve bu hesaba para yatırdığını söyleyip, hesabın ortak hesap olduğunu sandığını ve paranının yarısını kendi oğlu adına transfer etmesini ister. buna inanan A bankada virman talimatı verip paranın yarısını diğer çocuğun hesabına virman talimatıyla geçirir. Ancak daha sonra öğrenir ki; aslında C hiç para yatırmamıştır. B bu hesabı sadece küçük kız için açmıştır.

bu durumda MK 449 açık ve net. yapılamaz bir işlem söz konusu, ancak yapılmış... bankanın bu işlemi yapmasındaki sorumluluğu, hataya düşmesi neticesinde işlemi yapan B'nin durumu, hile yoluyla paranın yarısını kendi oğluna alan C'nin durumu, ve küçük kız ile küçük erkek çoçuğunun durumu...

ilginç bir kur pratik...


Sayın Olgun,bence A tarafından yapılan işlemi ima ettiğiniz üzere bağışlama olarak nitelemeye imkan yok.Zira metinden anlaşıldığı kadarıyla hem bağışlama şartları tekemmül etmemiş hem de olası bir tahvil imkanı yer bulmamıştır.
Kanaatim meselenin sebebsiz zenginleşme hükümlerine göre çözülmesi yönündedir.Çünkü hem C'nin A'dan talebi ( zahiren ) kız evlat lehine s.siz kazandırmada bulunulduğundan bahisle iadedir;hem de A'nın yaptığı banka işlemi bir s.siz kazandırmadır.
Hulasa kanaatimce MK 449'un uygulama alanı yoktur.Mk 352 ve 363'e göz atmanızı öneririm.
Saygılarla...
Old 19-09-2009, 23:05   #3
Av. Özgür Uysal

 
Varsayılan

Sayın Olgun, öncelikle velayet ve vasiyet hükümleri birbirinden farklıdır. M.K.'nun 404. maddesi ''velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.'' demektedir. Olayda öncelikle kız çocuğunun, anne olan (A)'nın velayetinde olduğunu anlıyoruz. Velayet söz konusu olduğunda veliler, (Sayın Özoğlu'nun işaret ettiği maddelerde belirtildiği üzere) velayet altında bulunan küçüğün mallarını; çocuğun eğitimine, yetişmesine ve bakımına zorluk getirmeyecek şekilde istedikleri gibi kullanırlar ve bu hususta hesap vermezler; ancak yaptıkları işleme göre aldıkları karşılığı dürüstlük kuralına göre küçüğe iade etmeklede yükümlüdürler.(M.K. 352. m. v.d.)Olayda bir bağışlama söz konusu değildir. Bağışlama olsa bile, bağışlanan miktar çocuğun eğitimi,yetişmesi ve bakımını güçleştirmiyorsa caiz olacaktır.Çünkü çocuğa yapılan kazandırmalarda aksi söylenmediyse anne ve babaların çocuğun kazandığı mallar üzerinde yönetim hakkı vardır.

Burada veli A velayeti altında bulunan çocuğunun hakkı olmadığını düşündüğü bir parayı (C)'ye iade ettiğini sanmaktadır. Şu durumda bir bağışlamadan söz edilemez. Ortalıkta bir sözleşmede yoktur. Dolayısıyla söz edilebilecek şey Sayın meslektaşımız Özoğlu'nun dediği gibi sebepsiz zenginleşme hükümleri olacaktır.

Yalnız burada dikkati başka bir yöne çekmek isterim. Baba (B)'nin yapmış olduğu bağışlama eğer ikinci evliliğinden olan oğlunun ve ikinci eşi (C)'nin saklı paylarına tecavüz amacı taşıyorsa, bu açılan banka hesabında bulunan para tenkis davasıyla (C) ve ikinci evlilikten doğma oğul tarafından istenebilecektir. Küçük kız, küçük erkek ve (C)'nin durumunda buna dikkat etmek gerekir.

Bankanın bir sorumluluğu doğmaz. Çünkü banka aldığı talimatı yerine getirmektedir. Bankanın (C)'nin iddiasını bilmesine, bilse bile bunun doğru olup olmadığını araştırma gibi bir yükümlülüğü yoktur.Banka hesap yöneticisinin talimatı doğrultusunda bir işlem yapmaktadır.

C ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre 157. maddedeki dolandırıcılık suçundan sonra gelen 158. maddenin f bendindeki nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş olmaktadır. Kendisi 3 ile 7 yıl arasında hapis yatacak, ayrıca elde ettiği bedelin 2 katından az olmamak kaydıyla adli para cezası ödeyecektir.

Son olarak (A)'nın sorumluluğu C'nin kendisini aldattığını öğrendiği andan itibaren gecikmeden sebepsiz zenginleşme davası açması kadardır.Çünkü o iyiniyetle, makul bir harekette bulunmuştur.

Saygılarımla.
Old 24-09-2009, 08:13   #4
eyinusruk

 
Varsayılan

Çok faydalı bir pratik olmuş, elinize sağlık.

Sebepsiz zenginleşme davası açtığını düşünelim A'nın, ispat nasıl yapılacak? Yani hesabın baba tarafından yalnızca kız çocuğu için açılmış olduğunun ispatı nasıl olacak?

Örnekle şöyle bir varsayımda :

Ölmeden 5 sene önce açılmış hesap. 2. evliliğin 3. senesinde ölmüş olsa, erkek çocuk da en fazla 2 yaşında olacak. 5 sene öncesinden açılmış bir hesabın, 2 yaşındaki biri için açılmış olma ihtmali hiç yok. İspat bu halde daha kolay.

Böyle değilse ne şekilde ispatlanabilir ?
Old 24-09-2009, 16:00   #5
Av. Özgür Uysal

 
Varsayılan

Sayın Eyinusruk, ben ''5 sene öncesinden açılmış bir hesabın, 2 yaşındaki biri için açılmış olma ihtmali hiç yok.'' cümlenizde belirttiğiniz şekilde düşünmüyorum. Bir baba ileride doğması muhtemel çocuğu için ayrı bir hesap açıp, bu hesabı o çocuğa özgüleyebilir. Bunu ölüme bağlı bir tasarruf şeklinde yapabileceği gibi, yaşarken kendi iradesi ile kuracağı bir muhafaza ile sağlayabilir. Yani ikinci evlilikten doğacak çocuk için bu hesabı açma ihtimali var diyebilirim. Bunun ispata ciddi etki edeceğini sanmıyorum.

Olayda şunu atlamamak gerekir. Banka hesabının ilk evlilikten doğma kız çocucuğun adına olduğu belirtilmektedir. O halde banka hesabındaki para ve işleyen faizler ilk evlilikten olan kız çocuğunundur. Olaydaki uyuşmazlık A'nın velayeti altında olan çocuğu adına bir işlemde bulunmasıdır. C esasında hiç hakkı olmadığı bir parayı A yı kandırarak temin etmektedir.

Olayda ispat şöyle yapılacaktır. A önce sebepsiz zenginleşme iddiası ile birlikte bankadan C ye ödemiş olduğu miktarı belirten bir belgeyi dilekçesiyle birlikte sunacaktır. Ardından C'nin iddiası olan ''ben o hesabı ortak zannediyordum ve o yüzden bu kadar para yatırdım'' ın esası neymiş sorulacaktır. C'nin, A'dan aldığı miktarı bankaya yatırdığını dekont vs. suretiyle ispatlaması gerekecektir. Para yatırma işlemlerinde dekontrlarda yatıranın adı genelde yazılmamaktadır. İşlemi yapan parayı yatırıp dekontu alıp çıkmaktadır. Burada paranın Babanın ölümünden önce yatırılıp yatırılmadığına bakılacaktır. Para eğer babanın ölümününden sonra yatırılmışsa C haklı çıkacaktır. Zira genel hayat şartlarında kimse başkasının hesabına para yatırmaz. Aksini ispat A ya düşecektir.(mesela ''o para Babanın arkadaşı Ali tarafından kızım için yatırıldı'' gibi iddialar.)

Eğer para baba hayattayken yatırılmışsa burada durum biraz karmaşıktır. Bilnmektedirki banka hesaplarına elden para yatırıldığında yatıranın kim olduğu özellikle sorulmaz. Bu doğrultuda yazılı bir delil bulmak çok güçtür. Sadece paranın yatırıldığına dair bir dekont verilir.Eğer para C tarafından bir hesaptan bir hesaba havale edildiyse C bunu kolayca ispatlayarak sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlar. Ancak olayda C kötü olan taraftır. Parayı elden yatırdığını savunacaktır.Bu noktada kim elinde güçlü delille gelirse davayı o kazanacaktır. Bu tür uyuşmazlıklarda en çok kullanılan savlar benim gözlemlediğim kadarıyla(ki daha çok yeniyim üstadlara saygısızlık etmek istemem) ; C'nin o kadar parayı veremeyecek güçte olması, C'nin o kadar parayı nereden kazandığının sorulması, C'nin daha önce kazandığı paraları ortak hesaba yatırıp yatırmadığının sorulması gibi sorgulamalardır.
Old 04-11-2009, 15:31   #6
mai siyah

 
Varsayılan

Burada sebepsiz zenginleşme ile birlikte bankanın sorumluluğu da düşünülmelidir.Yani açılacak dava hem bankaya hem de sebepsiz zenginleşen kişiye karşı açılmalıdır.saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Medeni Hukuk Pratik Çalışma Sorusu-Acil!!! hukuk20 Hukuk Soruları Arşivi 2 23-02-2007 14:55
Ceza Usul Hukuku İle ilgili bir pratik çalışma Seyda Ceza Hukuku Çalışma Grubu 1 19-02-2007 09:14
Bir Ceza Hukuku Pratik Çalışma Sorusu oguzhand0 Hukuk Soruları Arşivi 3 05-01-2007 01:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02718401 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.