Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Savcı Kral Mı??

Konuyu Kilitleyin
Konu Notu: 3 oy, 3,67 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-09-2007, 22:01   #31
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan S.Orhan
selamlar herkese.
burda yazılanları üzüntüyle okuyorum.neden kötü örnekler anlatılarak hakim-savcı kötüdür genellemesine gidiliyor anlayabilmiş değilim.hiç mi iyi örnek yok? neden iyi örnekler anlatılmıyor?yoksa ben başka bir ülkede mi yaşıyorum?
bence istisnalar genelleştiriliyor gibime geliyor.yukarda belirtilen olaylar yaşanmıştır,tiplemeler de gerçektir mutlaka.ama bunlar geneli mi yansıtıyor?hepimiz bu toplumun aynası olduğumuza göre ,toplumu temsil edecek her görüntü de olacaktır içimizde elbet.şimdi ben hakim-savcıların korkularına neden olan ve avukatlarla yaşanmış olaylardan örnekler versem tüm avukatlar kötü mü olacak? özel sohbetlerimde anlatırım ama, kamu önünde anlatıp genelleştirmem,çünkü böyle bir genelleme yapmak düşüncelerime ters düşer.neden birkaç kişinin yaptığı yanlış davranış nedeniyle bir meslek grubunu karalayayım... kantarın topuzuna vururken, iğne-çuvaldız meselesini de unutmayalım
saygılarımla.
sayın orhan,
dediklerinize genel olarak katılıyorum. burada bazı arkadaşlar gündelik olarak karşılaştıkları olaylar nedeniyle dolu olduklarından eleştiride kendilerini dizginlememişler. biz avukatların diğer avukat meslektaşlarımız hakkında görüşü bellidir. avukatın inanılmaz dolandırıcısı, yalancısı, üç kağıtçısı vardır. ama bu tüm avukatlar böyle demek değildir. avukatlar arasında genel olarak bir tabir de vardır mesela: " en iyi avukat çok para kazanan avukattır." avukatlık bugün itibariyle özellikle istanbul piyasasında genel olarak ticarileşmiştir de ayrıca; ki bu meslek kurallarına da aykırıdır. en büyük deyip yere göğe sığdırılamayan avukatlar ve hukuk büroları mesleği sonuna kadar ticarileştirmiş, yurt çapında bir nevi hukuk şirketleri kurmuş, stajyer avukatları sömürmüş, şube açmak yasakken bunları açmış ve basılı evraklarında utanmadan buna ilişkin iletişim bilgisi dahil her türlü bilgiyi göstermişlerdir. tüm bunları tüm avukatlar her fırsatta dile getirmektedir. yani kısaca biz avukatlar olarak, kendi meslektaşlarımızı meslek içi eleştiri konusunda kayırmıyoruz. ama nedense bizim güzel ülkemizde bazı meslek mensupları eleştiriyi kaldıramadıkları gibi kendi meslek içi öz eleştirilerini de yapamıyor. açıkçası ben hakimlerin ve savcıların da bu gruba dahil olduğunu düşünüyorum maalesef. şimdi burada anlatılan örneklerin bir çoğu hakkında "istisnadır" demişsiniz istisna olan bence, bir avukat odasına girdiğinde kendisine verilen selamı alan, ona gereken saygıyı gösteren, sorularına ya da sorunlarına statü eşitliği ilkesinde cevap veren, azarlamayan, kendi kalem personeline, avukatlara, avukatlık kanunundaki hükümler çerçevesinde davranılması gereğini benimsetmiş vs... bir savcıdır. ben böyle bir savcıya bugüne kadar hiç rastlamadım açıkçası. demek ben istisnaların göbeğine düşmüşüm. hiç normalini görmedim de bugüne kadar hakimler açısından ise bu kadar karamsar değilim Allah' tanancak hiçbir zaman bir avukatın hakime gösterdiği saygı kadar avukata da hakim tarafından saygı gösterildiğine denk gelmedim açıkçası. umarım daha güzel olucaktır. ama meslek içi eleştiriye katlanmak hepimiz için bir yükümlülüktür. bundan kaçılmasını ya da rahatsız olunmasını anlamıyorum.
Old 05-09-2007, 22:51   #32
ersa44

 
Varsayılan

savcı kral mı evet kral böyle olması mı lazım hayır malesef az gelişmiş ülkelerdw ve gelişmekte olan ülkelerde savcı kraldır yapabileceğimiz bir şey varmı? HAYIR neden çünlü kral olduğu için.
Old 07-09-2007, 20:23   #33
DERYASI

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
sayın orhan,
dediklerinize genel olarak katılıyorum. burada bazı arkadaşlar gündelik olarak karşılaştıkları olaylar nedeniyle dolu olduklarından eleştiride kendilerini dizginlememişler. biz avukatların diğer avukat meslektaşlarımız hakkında görüşü bellidir. avukatın inanılmaz dolandırıcısı, yalancısı, üç kağıtçısı vardır. ama bu tüm avukatlar böyle demek değildir. avukatlar arasında genel olarak bir tabir de vardır mesela: " en iyi avukat çok para kazanan avukattır." avukatlık bugün itibariyle özellikle istanbul piyasasında genel olarak ticarileşmiştir de ayrıca; ki bu meslek kurallarına da aykırıdır. en büyük deyip yere göğe sığdırılamayan avukatlar ve hukuk büroları mesleği sonuna kadar ticarileştirmiş, yurt çapında bir nevi hukuk şirketleri kurmuş, stajyer avukatları sömürmüş, şube açmak yasakken bunları açmış ve basılı evraklarında utanmadan buna ilişkin iletişim bilgisi dahil her türlü bilgiyi göstermişlerdir. tüm bunları tüm avukatlar her fırsatta dile getirmektedir. yani kısaca biz avukatlar olarak, kendi meslektaşlarımızı meslek içi eleştiri konusunda kayırmıyoruz. ama nedense bizim güzel ülkemizde bazı meslek mensupları eleştiriyi kaldıramadıkları gibi kendi meslek içi öz eleştirilerini de yapamıyor. açıkçası ben hakimlerin ve savcıların da bu gruba dahil olduğunu düşünüyorum maalesef. şimdi burada anlatılan örneklerin bir çoğu hakkında "istisnadır" demişsiniz istisna olan bence, bir avukat odasına girdiğinde kendisine verilen selamı alan, ona gereken saygıyı gösteren, sorularına ya da sorunlarına statü eşitliği ilkesinde cevap veren, azarlamayan, kendi kalem personeline, avukatlara, avukatlık kanunundaki hükümler çerçevesinde davranılması gereğini benimsetmiş vs... bir savcıdır. ben böyle bir savcıya bugüne kadar hiç rastlamadım açıkçası. demek ben istisnaların göbeğine düşmüşüm. hiç normalini görmedim de bugüne kadar hakimler açısından ise bu kadar karamsar değilim Allah' tanancak hiçbir zaman bir avukatın hakime gösterdiği saygı kadar avukata da hakim tarafından saygı gösterildiğine denk gelmedim açıkçası. umarım daha güzel olucaktır. ama meslek içi eleştiriye katlanmak hepimiz için bir yükümlülüktür. bundan kaçılmasını ya da rahatsız olunmasını anlamıyorum.
Yazdıklarınıza katılıyorum saygılar...
Old 08-09-2007, 12:21   #34
Mesut_kaya

 
Varsayılan

hepimizin bildiği gibi yargının üç ayağı vardır: iddia makamı, savunma makamı ve karar makamı. bu üç ayaktan birinin aksaması adalet mekanizmasını çökertir... "hakim asosyal" olmalıdır sözüne katılmamakla birlikte hakimin avuktalar ve savcılara mesafeli durması görüşündeyim. Ancak Türkiyedeki adliyelerde fiziki yapıdan kaynaklanan nedenler başta olmak üzere hakim ve savcılarımız yani iddia ve karar makamı çok sıkı dostluklar kurabilmekte bu da "savunma" yı yok saymaktadır. Ben Adalet meslek yüksekoukulunda okurken staj yaptığım da bir avukat ile bir hakim/savcı arasındaki farkı çok açık şekilde gördüm. hakimlerimiz ve savcılarımız meslektaşı sayılabilecek kişiler olan avukatlara davranışları pek iyi değildi. Ve gazetelerde de görmüşsünüzdür, sizin anllattığınız olaylara benzer bir haber okumuştum: izmirde hakim ve savcılar adliye yemekhanesinde avukatlarla aynı yerde oturmamak için araya duvar ördürmüşler! Ben şuan istanbul hukuk öğrencisiyim. Benim de idealim hakim veya savcı olmak. Bu saygın mesleklerin saygınlıklarını hep korumaları dileğiyle...
Old 09-09-2007, 02:54   #35
ali ümit aksu

 
Varsayılan

1-Bazı hakimlerin,'biz çalışıyoruz,parayı avukatlar kazanıyor'dedikleri nakledilmiştir.Bu,onun makamına yakışmayan bir düşüncedir.Görevine layık olmadığının bir işaretidir.Kıskanıyorsa avukat olsun.
2-Avukatların gösterdiğisaygı terbiyenin gerektirdiği ve sadece makama olan bir saygıdır.Eğer hakim veya savcı makamını doldurabilen bir kişiliğe sahipse,bu saygıdan pay alır.
3-Kamu görevlilerine tanınmış yetkiler o görevin yapılabilmesi için verilmiş adeta bir alettir.Yazabilmek için kalemin,yazı makinesinin veya klavyenin gerekli olması gibi.Bunu şahsi,kişisel üstünlüğü sananlar demek ki cahildir.Umursamaya gerek yok.Sadece davranışlarımızla bunu belli etmek yeter.Hakim ve savcı da bir memurdur.İşini yapmakla görevlidir.Nüfus memuru,tapu memuru gibi. Bilgisi ölçüsünde başarılı olur ve saygı görür.Daha fazla bir şey isterse elde edemez.Elde edemeyince zamanla aklı başına gelir eğer anlama kabiliyeti varsa.Kabiliyeti yoksa ağır aksak yükselir.Bana karşı uygunsuz işlem yaparsa şikayet etmekte tereddüt etmem.37 yılda bir defa şikayet ettim.Bana karşı daha saygılı davranmaya başladıydı,en azından yeni bir şikayet sonucu sorumlu tutulmaktan korktuğundan.
4-Avukat4 ün belirttiği gibi bazı yanlış davranışlara bazı meslktaşlarımız sebep olmaktadır.Yalakalık yapanlar,'karşınızda boynumuz kıldan ince' gibi abuk sabuk konuşanlar var.Belki iltimas görmek için,belki kendisinin kaliteli olduğunu göstermek için yapıyorlar.Herkese olduğu kadar saygılı davranalım.
5-Sayın S.Orhan'ın görüşüne katılıyorum:İstisnaları genelleştirmeyelim.Atalarımız 'insanların akıllarının ve terbiyelerinin ölçüsü davranışlarıyla belli olur'demişler.Bana zarar verenden hakkımı ararım.Ben üzülmem o üzülür.Ama ben de haklı olmaya özen gösteririm,kendimi denetlerim.Uzun oldu.Özür dilerim.Yazılanları okuyunca kendimi tutamadım.Her zaman için en iyi dileklerimle.
Old 09-09-2007, 10:57   #36
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Brusk
Değerli arkadaşlar bende ilçenin birinde Asliye Ceza MAhkemesinde sanık vekili sıfatıyla duruşmaya gireceğim salona girdim birde baktımki savcı hakimin sol tarafına oturmuş. Allah Allah dedim yaa bende ona uysun diye hakimin sağına geçtim(yani Müdahil Masasına) bunu gören mübaşir beni uyarmakta geç kalmadı. Avukat bey yeriniz yanlış. Bende hemen mübaşire yaklaştım kulağına sen önce savcının yerini düzelt dedim ama zorunlu olarak bulunmam gereken masaya geçtim...


Sabah sabah güldürdünüz beni.
Old 09-09-2007, 13:01   #37
müs. svc.

 
Varsayılan

Bence burda yazılanların hepsi boş. Buraya şikayet yazan arkadaşların tümü de avukatlık ya da serbest meslek icra eden arkadaşlar.. Madem ki birşeylerden memnun değlsiniz, o düzenin yalnış olduğunu düşünüyorsunuz, o zaman o düzeni değiştirmek için çabalayın, çalışın. Sizler de pek ala savcılar olabilirdiniz, belki de o savcıları atayanlar olabilirdiniz. Bence bu konu hakkında şikayet edecek olanlar sizler olmamalısınız.
Old 09-09-2007, 17:32   #38
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
sayın orhan,
açıkçası ben hakimlerin ve savcıların da bu gruba dahil olduğunu düşünüyorum maalesef. şimdi burada anlatılan örneklerin bir çoğu hakkında "istisnadır" demişsiniz istisna olan bence, bir avukat odasına girdiğinde kendisine verilen selamı alan, ona gereken saygıyı gösteren, sorularına ya da sorunlarına statü eşitliği ilkesinde cevap veren, azarlamayan, kendi kalem personeline, avukatlara, avukatlık kanunundaki hükümler çerçevesinde davranılması gereğini benimsetmiş vs... bir savcıdır. ben böyle bir savcıya bugüne kadar hiç rastlamadım açıkçası. .

Alıntı:
Yazan DERYASI
Yazdıklarınıza katılıyorum

Sayın Zafer Tunca, rastladınız da farkında değilsiniz. Sayın DERYASI siz de rastladınız. Karşılıklı mesaj yazdığınız kişi tam özlediğiniz türden bir savcı...Bir gün çayını içmeye giderseniz göreceksiniz ki; şüpheliler karşısında tir tir titremeden, oturarak ifade vermektedirler. Eğer taze çay var ise, müdafiler çay içmektedirler. kalem personeline insanca davranılmaktadır. Kendisiyle iletişime geçmeden, habersiz gidip görelim derseniz benimle iletişime geçin ve bir gün habersiz ziyaretine gidin; dediklerimin doğru olduğunu göreceksiniz.

Aynı olumlu sözleri yine sitemiz üyesi Sayın zeynel için de söyleyebilirim. Avukat olarak dileğimiz bu anlayıştaki savcı ve hakimlerin sayısının çoğalması tabii ki.

Saygılarımla
Old 09-09-2007, 17:35   #39
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan müs. svc.
Bence burda yazılanların hepsi boş. Buraya şikayet yazan arkadaşların tümü de avukatlık ya da serbest meslek icra eden arkadaşlar.. Madem ki birşeylerden memnun değlsiniz, o düzenin yalnış olduğunu düşünüyorsunuz, o zaman o düzeni değiştirmek için çabalayın, çalışın. Sizler de pek ala savcılar olabilirdiniz, belki de o savcıları atayanlar olabilirdiniz. Bence bu konu hakkında şikayet edecek olanlar sizler olmamalısınız.

bu kadar komik olmayın
Old 09-09-2007, 17:39   #40
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Zafer Tunca, rastladınız da farkında değilsiniz. Sayın DERYASI siz de rastladınız. Karşılıklı mesaj yazdığınız kişi tam özlediğiniz türden bir savcı...Bir gün çayını içmeye giderseniz göreceksiniz ki; şüpheliler karşısında tir tir titremeden, oturarak ifade vermektedirler. Eğer taze çay var ise, müdafiler çay içmektedirler. kalem personeline insanca davranılmaktadır. Kendisiyle iletişime geçmeden, habersiz gidip görelim derseniz benimle iletişime geçin ve bir gün habersiz ziyaretine gidin; dediklerimin doğru olduğunu göreceksiniz.

Aynı olumlu sözleri yine sitemiz üyesi Sayın zeynel için de söyleyebilirim. Avukat olarak dileğimiz bu anlayıştaki savcı ve hakimlerin sayısının çoğalması tabii ki.

Saygılarımla

eğer dedikleriniz doğruysa, hakikaten kendisini habersiz gidip görmek isterim. ilk defa istisna bir savcıyla karşılaşmak güzel bir deneyim olur sanırım. ama dediğim gibi, istisnalar kaideyi bozmaz
Old 12-09-2007, 23:08   #41
agah

 
Varsayılan

anlatılan olayları okudum. hayatımda bir kez mahkeme salonuna girdim onda da kötü bir olayla karşılaştım. demek ki istisnai olaylar değilmiş anlatılanlar. henüz öğrenciyken mersin adliyesine gitmiştim.amacım bir duruşmaya girip ortamı görmekti.bir ağır ceza duruşmasına girdim.savunma makamında yaşlı bir avukat vardı ve bir ara hata yaptı.mahkeme heyeti bunun üzerine avukatı uyarmaya başladılar.avukat bir süre hatayı kabul etmedi. daha sonra ise hata yaptığını anlayınca -efendim özür dilerim.ben size saygı duyuyorum- falan dedi. olay tamamen hakimler ile avukat arasında cereyan ediyorken savcı birden avukata ... bey diye hitap ederek -önce saygısızlık ediyorsunuz sonra da saygı duyuyorum diyorsunuz- diyerek çıkıştı.avukat sus pus oldu. bu olay da benim içimde çok kötü bir anı olarak kaldı. ben de kasımda adli yargı sınavına girecem.olursa savcı olmak istiyorum.ama savcının yaptığı büyük bir ayıptı.umarım ben de öylelerinden olmam.
Old 13-09-2007, 14:33   #42
Arif Aydın

 
Varsayılan

tüm arkadaşların görüşlerini okudum.
S. orhan bey'in görüşlerine katılıyorum. bu olayları tüm savcı veya hakimlere genellemeyi doğru bulmuyorum. biz hukukçular tüm meslektaşlarımıza karşı kibar ve saygılı olmalıyız. siz ne kadar saygı gösterirseniz o kadar saygı görürsünüz. önce insanlar kendilerine çeki düzen vermeliler.
Old 13-09-2007, 15:11   #43
jurist27

 
Varsayılan

Nezaket ve etik kurallarından çok uzak olan bu davranışı KINIYORUM.
Umarım bu hareketleri yapan insanlar Adalet ve Hak dan bahsedilen mahkeme salonlarında bu hareketlerini bir daha tekrarlamazlar.

SAYGILARIMLA...
Old 14-09-2007, 09:28   #44
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ZAFER TUNCA
eğer dedikleriniz doğruysa, hakikaten kendisini habersiz gidip görmek isterim. ilk defa istisna bir savcıyla karşılaşmak güzel bir deneyim olur sanırım. ama dediğim gibi, istisnalar kaideyi bozmaz



Sayın Tunca,



İstisnalar kaideyi bozmaz doğru da kuralı nasıl ve neye göre belirlediniz açık değil. Bu konuda kaç savcı üzerinde araştırma yapıldı ki buna göre bir kural koyuyorsunuz?



Ben, 20 yıldır adliye tozu yutan biri olarak ,sizin belirttiğiniz türde saygısız, ayaklarını kürsüye dayayan bir savcı hiç görmedim. Benim savcılık makamına ve işleyişine yönelik kapsamlı eleştirilerim var ve onlar bu sitede de yayınlandı.



Bütün bunlara rağmen, sizin söylediklerinizin de yabana atılacak cinsten olmadığını da düşünüyorum. Bu olay, bir savcı-avukat meslek olayından ziyade bir sosyal, kültürel ve hatta psikolojik bir olay gibi geliyor bana.



Ayaklarını kürsüye dayayan savcı muhakkak mahkeme başkanı ile sorunu olan hatta dünyayla sorunu olan biri olmalıdır. Bunu kabul edilemez buluyorum. Onun bu şekilde oturmasına göz yumanların da bu eyleme ortak olduklarını düşünüyorum.



İstisna dediklerinize gelince bence artık o kural haline dönüşüyor ve kötü örnekler istisna haline geliyor. Bu bir süreçtir. Akşamdan sabaha olmasa da çok zaman da kalmamıştır.



Herkesin hizmet için var olduğunu anladığı günlerin gelmesi dileğiyle saygılar sunarım.
Old 14-09-2007, 10:26   #45
*sinequanon*

 
Varsayılan

Duruşmam bitmiş olsa bile salonda kalıp onların bilgilerini ve zekalarını nasıl kullandıklarını gördükçe saygımın bin kat arttığı hakim-hakime ve savcılar gördüm.Odalarına girdiğimde ayağa kalkarak,nezaketle ve güleryüzle "Buyurun,hoşgeldiniz" diyenleri,ikramda bulunanları ve hangi avukata ne şekilde davranması gerektiğini bilenleri de.

Ama duruşmada avukatın her hatasını fırsat bilip alaycı bir gülümseme ve hatta iğneleyici sözlerle ortamı gerenleri,cep telefonunda oyun oynayanları ve hatta telefonu çaldığında açıp konuşanları,dosyayı ters tuttuğunun bile farkında olmadan dosya içerisinde gazete okuyanları,odasına girdiğinizde "İyi günler" dediğinizde cevap vermeyenleri,"Ali Bey,Ayşe Hanım" diye seslenilmesini saygısızlık addedip,tersleyenleri daha çok gördüm.

Her meslekte her türden insan var tabi ki.Sadece tek istediğim her avukata düşman gözüyle bakılmaması.Avukat size saygısızlık yapıyor veya yanlış bir talepte bulunuyorsa terslemek hakkına elbette ki sahipsiniz.Ama her avukata da bu gözle bakmayın.

İşini dürüst,doğru bir şekilde,severek yapan;önyargılarından arınmış tüm hakim ve savcılara sonsuz saygılarımla.İyi ki varsınız.
Old 15-09-2007, 08:39   #46
Kartalkanat

 
Varsayılan Takdirlerinize

Alıntı:
Yazan Ahmet Turan

Ayaklarını kürsüye dayayan savcı muhakkak mahkeme başkanı ile sorunu olan hatta dünyayla sorunu olan biri olmalıdır. Bunu kabul edilemez buluyorum. Onun bu şekilde oturmasına göz yumanların da bu eyleme ortak olduklarını düşünüyorum.

Herkesin hizmet için var olduğunu anladığı günlerin gelmesi dileğiyle saygılar sunarım.

11.09.2007 günü Adana adliyesinde bir duruşmada Müşteki sıfatıyla bulunuyordum. Davanın müşteki -sanık toplam 12 tarafı vardı. Davaya katılan 3 avukat olduğu gibi izleyende yaklaşık 7-8 avukat bulunuyordu ?? Savcı bey duruşmanın başından sonuna kadar Hürriyet gazetesini okudu. Hakim bir diyeceğiniz var mı ? diye sorduğunda " YOK " cevabını verdi.

Gerçektende duruşmada fiziki olarak var! Fakat ruh olarak yoktu! Hakim bey ise konusuna tam olarak hakimdi

Saygılar
Old 18-09-2007, 14:03   #47
muğlak

 
Varsayılan

bu yıl gördüğümüz ceza usul dersinde hocamızın sarfettiği bir cümle şöyle idi. '' sayın bahri öztürk'e göre, savcı soruşturma aşamasının imparatorudur''
ama elbette ki bu söylem, bu konuyu açan 'bay-ejder' in anlattığı durumu karşılamamaktadır. burada bahsedilen farklıdır.
Old 19-09-2007, 11:22   #48
Av.Nur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Turan
...
Herkesin hizmet için var olduğunu anladığı günlerin gelmesi dileğiyle saygılar sunarım.

Aynı fakülteden çıkıyoruz, amacımız hukuk okumak, bilmek ve hukukçu olmak. Bu nedenle sonrasında seçtiğimiz alanlarımızda nereden nasıl başlayıp geldiğimizi ve hukuk mesleğinin hizmet yönünü unutmadan çalışıldığında bu olmayacaktır. Hayalkırıklığı yaratan çok az örnek herkese yüklenmemeli, tabii bu kadarının da olmadığı günler dileğiyle diyorum.
Old 23-09-2007, 09:41   #49
Ali Basyurt

 
Varsayılan

Değerli hukukçular
Bir savcının oturuş biçimi herkesi üzmüş. bu konuda çeşitli kannatlar ilerisürülümüş. Hepsinin haklılık payıpayoı var.Yargılama çok ciddi bir iştir.Bünyesinde tutarsızlığı asla barındıramaz.Kuşkusuz bazı haddini , yaptığı işin ciddiyettini kavramayan,bilmeyen görevliler olabilir. Bu tür davranışlar sizde hayal kırıklığına neden olmasın.Hiç bir zaman savcı kral değildir ve olamaz da. Ancak bazen normale kavuşamayan bir savcı da bulunabilir. Bunun için bütün savcıları suçlamak biraz insafsızlık olur. Hakim ve savcılar görevleri gereği özellikle kibar, nezih ve taraflara karşı son derece nazik olmak zorundadırlar. Terbiye sınırlarını aşmadan konuşmak onların gücüne daha fazla güç katar.Herkese aynı mesafede olmaları duyulan güveni artırır. Çünkü devletin yetkisini kullanmaktadırlar. Bu yetkiyi kişiselleştirmeye yönelemezler.Kendi kaprislerine alet edemezler. Duruşmada başka işlerle uğraşma, sigara veya çay içme, dikkat çeker biçimde sohbet etme halleri bağışlanabilir bir davranış değildir. Savcılar esas hakkındaki mütalaasını ayakta vermek zorundadır.Bu hal onu küçük düşürmez aksine duyulan saygıyı artırır. Kuşkusuz bu ciddiyeti mahkeme başkanı sağlamak zorundadır. Böyle bir olay ile karşılaştığınızda lütfen kurula yazın.
Old 24-09-2007, 12:29   #50
Av.EErdem

 
Varsayılan

Bu sabah girdiğim Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma esnasında Savcı çay ve sigara, hakim ise sadece çay içiyordu. Aslında düşündüm de avukat olarak orada yapmam gereken bir sigara çıkarıp benim de yakmamdı. Madem iddia makamının böyle bir lüksü var, savunma makamı da bu lükse sahip olmalı. Ancak bu olay ramazan ayında olduğu için malesef yapamadım.
Old 24-09-2007, 12:57   #51
Av.Nur

 
Varsayılan

Sigarayı bırakırsanız üzümlü çörekler benden.
Bir sabah duruşmasında denemek isterdim: "Buyrun efendim, bu sabah pişirdim."
Old 24-09-2007, 22:23   #52
Av.Y.Selim ÜSTÜN

 
Varsayılan

evet sanırım
Evet sanırım diyorum çünkü kanunlarımızda temelleride var.Size bir örnek. Bir mahkemedesiniz ve hakimin tarafsızlığına gölge düştüğünü düşünüyorsunuz, yapabileceğiniz şey belli. Hakimi reddedersiniz. (Gerçi ben ceza mahkemesinde sonuç verdiğini görmedim ama cidden hakimlerde eğer yasal bir dayanağı varsa red mekanizmasını uygulamanız saygı uyandırabiliyor) Gelelim Sayın Savcılık makamına, savcılık makamı tarafından yürütülen bir soruşturma söz konusu ve sayın savcı taraflı davranıyor. NE YAPACAKSINIZ. VARMI RED PROSEDÜRÜ. HAYIR.....
Örnek, elimde bir dosya var. Sayın savcılık tarafından yüklü miktarda çeke el koyma kararı verilmiş.Müvekkilimiz çekleri banka kanalıyla savcılığa gönderdi. El koyma kararlarını kaldırmak için her yol denendi, tek satırlık gerekçelerle reddedildi. Sayın savcı yaklaşık 6 aydır dava açmadı ki açılacak davada ayni teminat karşılığı çekleri teslim almak istiyoruz. Şu ana kadar işleyen çek faizi muhtemelen sayın savcının devletten şu ana kadar ömrü boyunca aldığı maaştan daha fazla. Sayın savcıyı reddedemiyoruz. Yok öyle bir prosedür. Bu hafta içerisinde sayın savcıyı adalet komisyonu aracılığıyla hakimler savcılar yüksek kuruluna şikayet etmeyi düşünüyorum.

Netice savcılar kral mı? Dokunulmaz mı? en azından hakimlerden ve avukatlardan daha dokunulmaz...
Old 07-10-2007, 21:33   #53
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Her meslekte olabilir

Alıntı:
Yazan S.Orhan
selamlar herkese.
burda yazılanları üzüntüyle okuyorum.neden kötü örnekler anlatılarak hakim-savcı kötüdür genellemesine gidiliyor anlayabilmiş değilim.hiç mi iyi örnek yok? neden iyi örnekler anlatılmıyor?yoksa ben başka bir ülkede mi yaşıyorum?
bence istisnalar genelleştiriliyor gibime geliyor.yukarda belirtilen olaylar yaşanmıştır,tiplemeler de gerçektir mutlaka.ama bunlar geneli mi yansıtıyor?hepimiz bu toplumun aynası olduğumuza göre ,toplumu temsil edecek her görüntü de olacaktır içimizde elbet.şimdi ben hakim-savcıların korkularına neden olan ve avukatlarla yaşanmış olaylardan örnekler versem tüm avukatlar kötü mü olacak? özel sohbetlerimde anlatırım ama, kamu önünde anlatıp genelleştirmem,çünkü böyle bir genelleme yapmak düşüncelerime ters düşer.neden birkaç kişinin yaptığı yanlış davranış nedeniyle bir meslek grubunu karalayayım... kantarın topuzuna vururken, iğne-çuvaldız meselesini de unutmayalım
saygılarımla.

Sayın S.Orhan' a katılıyorum. Kötü bir örnek tüm meslek mensuplarını o şekilde algılamayı gerektirmez.

Ben de avukatlarla tavla turnuvaları düzenleyen, yenilince yemek ısmarlayan, hatta "yemeği yemekhanemizde ısmarlasak olur mu malum maaşa talimiz" esprileri patlatan, çoluk çocuk tüm aile katılımlı eğlence organizasyonları yapan, duruşmada çay molası verdiğinde salonda bekleyen tüm avukatlara da çay ısmarlayan, taşrada duruşmasını unuttuğunu tahmin ettiği avukatı telefonla aratıp kendisi adliyeye teşrif edince duruşmasını yapan, avukatlarla birlikte spor karşılaşmaları düzenleyen hakim ve savcılar gördüm.

Bu aslında insan yapısı ile alakalı bir konu diye düşünüyorum.

Ben de yargıçlık yaptığım ve adaylık eğitimi sırasında Ankara' da eğitim aldığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki, eğitimimiz boyunca bize asla "genel olarak avukatlara karşı düşmanca tutum sergileme" yolunda bir telkinde bulunan olmadı. Sadece vatandaş ve avukatlarla ilgili olarak bazı dikkat edilmesi gereken konulardan bahsedildi ki sonuçta bu her meslekte olduğu üzere avukatlık mesleğinde de kötü örneklerin bulunabileceği gerçeğine uygun bir durumdur.

Önemli olan karşılıklı olarak önyargıların kırılması diye düşünüyorum. Değilse bundan daha büyük sorunlar yargıçlarla savcıların, yargıç-savcı topluluğu ile adalet müfettişlerinin, onlarla diğer bakanlık teşkilatının, tüm bakanlık teşkilatı ile de yüksek mahkemelerin vs. arasında çıkabiliyor. Dikkat ederseniz genel olarak yüksek mahkeme üyeleri ile avukatlar arasında bu tarz büyüklük kompleksi sorunları yoktur. Zira onlar yaşlanmış ve hayata dair oturmuş bir bakış açısı elde etmişlerdir. Bu tür sorunlar genellikle gençler arasında oluyor. Aynı şekilde harp okulundan yeni çıkan teğmen de kendisini genelkurmay başkanı gibi görüyor fakat genelkurmay başkanı olunca da baya bir mütevazi oluyor vs.

Bir kurmay subay tanıdığımın biraz farklı açıdan da olsa konuya ilişkin olarak söylediklerini hiç unutmam; "harp okulundan çıktığımda kendimi kanun sanıyordum meslekte kıdem kazandıkça öğrendim ki kanun farklıymış". Genç bir savcı da kendisini tüm yargı mensuplarının üzerinde görebiliyor maalesef. Yaşlandıkça anlar elbet neyin ne olduğunu. Hele de "emekli savcı" olunca...

Fakat elbette güzel olan, her meslekte nosyon faktörünün okul ya da eğitim döneminde verilmiş olması. İdeal düzen için gereken de bu tabii ki. Umarım zamanla bu sıkıntıları aşar hukuk sistemimiz.

Çok yazdım biliyorum ama yeri gelmişken bizim savcıların yeri konusunda duyduğum komik bir olayı anlatayım. Malumunuz AB bizim hukuk sistemimizi sıkı denetlemeye çalışıyor. Gelişmesi için ödenek de yolluyor. "Size kürsüleri düzeltmeniz için maliyet bedelini yollayalım ve savcıları kürsüden indirin" demişler. Adalet Bakanlığımız cevap vermiş: "Savcılarımızın yeri Cumhuriyet geleneğidir. Onları indirmemiz sıkıntı doğurur. Onun yerine avukatları kürsü seviyesine çıkaralım".

Gazetede okuduğuma göre doğrudur bu haber herhalde. Avukatların da yukarıda olduğu bir duruşma salonu düşünebiliyor musunuz? Artık vatandaş aşağıdan bakar durur ama "en azından avukatım da orada" diye teselli bulur belki.

Saygılarımla...
Old 07-10-2007, 21:45   #54
papoose

 
Varsayılan

gerçekten teşekkürler paylaştıklarınız için keşke ilişkiler böyle olsa hep, emin olun sorun olmayacaktır zaten hakimde savcıda kendi ilişkilerini kötüye kullanacak adamı anlayacaktır... kötü olan sadece avukatlar içinde değil hakim savcıla içinde çıkıyo değilmi ne de olsa hepimiz insanız
ama bu tip ilişkiler olduğunu bilmekde güzel
Old 07-10-2007, 21:57   #55
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Ben yaptım hem de hakimin ısrarı ile :)

Alıntı:
Yazan Av.EErdem
Bu sabah girdiğim Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma esnasında Savcı çay ve sigara, hakim ise sadece çay içiyordu. Aslında düşündüm de avukat olarak orada yapmam gereken bir sigara çıkarıp benim de yakmamdı. Madem iddia makamının böyle bir lüksü var, savunma makamı da bu lükse sahip olmalı. Ancak bu olay ramazan ayında olduğu için malesef yapamadım.

Erdem Bey,

Nasıl ki her hakim savcı olayı o şekle dönüştürmüyorsa, bir kez dönüştürmüş olan hakim ve savcıların da hepsi öyle değil diye düşünüyorum.

Bir önceki mesajımda bu konuda ayrıntılı yazdığım için tekrar etmeyeceğim fakat Ramazan' dan önce girdiğim bir duruşmada başımdan geçeni de özellikle size anlatmadan geçemeyeceğim.

Tam benim dosya alınacakken asliye hukuk hakimi ara verdi. Kendisine ve salonda bekleyen tüm avukatlara çay söyledi. Benim çayım geldiğinde salon dışından bir avukat arkadaş bir konuyu konuşmak için çağırdı. Ben salon dışında görüşmemi yaptıktan sonra tekrar salona geldiğimde çayımın çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Fakat hakim bey ve diğer avukat arkadaşlar çaylarını içmişlerdi. Hakim bey duruşmaya başlamış ve beni görmeden dosyamı almıştı bile. Mübaşir yerime geçmemi söyleyince mecburen çayımı bıraktım. Bu arada "tüh bir çay içemedim" dedim mübaşire. Hakim bey bunu duydu ve "avukat hanımın çayını da ver yanına" dedi. "Aman hakim bey hiç olur mu duruşma başladı" diye itiraz ettim ama "ben tutanağı düzenletene kadar siz çayınızı için rahatsız olmanıza gerek yok" dedi ve vallahi o çayı içtim yani.

Stajda da çok neşeli bir asliye ceza savcısına denk gelmiştim. Duruşma sırasında kapı açıktı ve kürsünün tam karşısına denk geliyordu. Hakim çay-sigara molası verdi. Savcı Bey çaycı gelince bir anons yapıverdi:"Duruşma salonunda ve kapının dışında iki metrekarelik alanda bulunan tüm avukatlara da benim hesabımdan çay ver" dedi. Herkes çok gülmüştü.

Ben de çok aksi davranan hakimlerle karşılaşıyorum fakat pek ciddiye almıyorum. Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, biz avukatlar o duruşmalardan çıkınca gidip güzel bir mekanda bir kahve içip hava alabilir, meslektaşlarımızla işbölümümüz varsa belki o günü tümden iptal ettirme şansına bile sahip olabiliriz fakat o hakim ve savcı mesainin bitmesine kadar adliyede çalışmak zorunda. "Hakimin mesaisi olmaz" şeklindeki ibareyi de adalet müfettişleri "hakim gerekirse 36 saat aralıksız çalışmalıdır" şeklinde algılayabildikleri için bu durumun pratikte hakime bir faydası dokunmuyor maalesef.

Saygılarımla...
Old 07-10-2007, 22:33   #56
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,
C.Savcılarının kürsüde oturmalarını ülkemizde büyük sorun yapılmasını çok doğru bulmuyorum. Benim bu konudaki önerim farklı olmakla birlikte Ab üyesi olan Yunanistan mahkemelerini ziyaret ettiğimizde gördüm, Savcı ile hakimler aynı kürsüde ve aynı hizada oturuyorlardı. İlginç olan ise savcı sağ tarafta katip ise kürsüde sol tarafta oturuyor. Gene bizde hiç değilse katipler kürsüde oturmuyor
Gene ilginç bişiy daha, aynı duruşmada izledik müştekiler savcının buluhduğu tarafta ve 30 santim aşağıda bir kürsüye eklentili yerde otururken sanık ta tam karşısında kürsünün 30 santim altında oturuyordu.
Peki avukatlar nerde mi oturuyor?
Evet yanlarında oturmuyordu. Onlardan 30 santim aşağıda oturuyordu.
İlginç ama durum budur.
saygılarımla.
Old 07-10-2007, 22:35   #57
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Çay ve sigara mevzuu hakkında da yazmak istiyorum. Bu inanılmaz derece çirkin, yargılamanın mehabetine aykırı ve disiplin suçunu oluşturan bir davranıştır.
Old 07-10-2007, 22:57   #58
papoose

 
Varsayılan

aslında problem mahkeme salonunda oturma yerleri değil arkadaşlar savcı ve hakimlerin beyninde avukatların bulunduğuyerlerin aynı hizaya getirilmesi yoksa herhangi bir avukat hakimden aşağıda oturuyorum diye dert etmiyor emin olun buna zaten herhangi bir mahkemede duruşma salonunda geçirdiğimiz süre en fazla 3 dakika aşağıda oturmuşum yukarda oturmuşum aynı seviyede oturmuşum o kadar önemli değil yeterki hakim ve savcı beyninde oturduğun yer ön yargılı bir yer değil aynı hizada olsun yeterli bence ... meslektaşlarında istediği sanırım budur. tabi kendini bilen oturduğu yeri sindiren hakim ve savcılar bu belirtmenin dışındadır... onlara saygımız gerçek anlamda sonsuz olup bu tip hakim ve savcı olduğunu bilmekte güzeldir.
Old 08-10-2007, 00:46   #59
resanehar

 
Varsayılan

makamlarının üstünlüğünden dolayı ki ben ona da katılmıyorum,, benlik duygusu oluşuyor.savcımız küçük tepeleri ben yarattım havasında.ben kaç defa şahit oldum.mağdurun ifadesini bile alırken garibanlığından faydalanıp bir tecavüz davasında bile,yok yok iğne batmıştır dercesine ya da sorgu esnasında kendisini yargıç yerine koyup kararı oracıkta veren savcılar gördüm.istisna diyorsunuz ne demek istisna? miktar olarak butunun yarisindan az olan kisim benim bildiğim yani bu kefeye 100 savcıdan en az 15 tanesini koyabiliriz. buna istisna diyorsanız sizde bir istisnasınız benim nezdimde.bahsettiğim bu tecavüz davasında,, mağdura sahip çıkması gerekirken,iftara yetişme kaygısı ile zanlıları bile tam dinlemeden ve nezarete bile göndermeden salan savcılar var,suça tesvik eden savcı,savcı arkadaşıın bile tepkisini alan savcı,
bana savcı demeyin .!!!
kimse istisna demesin.adalette istisna olmaz.!!
korkak avukatta olmaz. bunu görüp sadece burada yazı yazan ,avukatlara da iki kelimem var. zulme rıza gösteren zalimdir.die bir söz vardır,sizce yanlış mı
Old 08-10-2007, 13:53   #60
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Yunanistan' a bakıp teselli bulmak

Sayın Ahmet Turan bence verdiğiniz örnek kayda değmez. Hukuk konusunda Yunanistan' ı örnek almanın son derece yanlış olduğuna inanıyorum zira çoğu geleneği bizden mirastır. Bizim memleketin artçısı da diyebiliriz. Yunanistan' da bir hafta geçirme fırsatını ben de bulmuştum. Selanik' te sabah uyandığımda bir süre kendimi İzmir' de sanmıştım.

Örnek almak istiyorsak duruşma salon düzeni bakımından ABD' yi tek geçerim.

ABD' de bulunduğum süreler içerisinde sık sık gidip kasabaların adliye binalarına ve içerinin düzenine bakmayı isteyecek kadar çok etkilenmiştim.

Florida' dan Rhode Island' a tüm adliye binalarının şehrin ya da kasabanın en gösterişli kamu binaları olduğunu gözlemledim. Elbette içeride de aklın sınırlarını zorlayacak bir ağırlık ve düzen vardı.

Amerikan adaletini çok yönden eleştirmek mümkündür fakat hiç değilse fiziki koşulları bakımından adalete hak ettiği yeri verdiklerine inanıyorum. Amerikan mahkemelerinin fizik koşullarını gördükten sonra Yunanistan, Türkiye yok Belçika Romanya vs sistemler hani nasıl derler, vız gelir.........

Filmlerden hepimizin de artık neredeyse aşina olduğu gibi Amerika' da avukat ve savcı hiyerarşisi de yok zaten. Kötü mü bu sistem? Bence mükemmel. Savcıların avukatlardan üstün görülmediği bir adalet sistemi. İnanın halk arasında da bu inanış geçerli. Orada savcıların avukatlardan üstün olduğu bir sistemden bahsettiğinizde "komünist sistem mi?" diye düşünüyorlar. Richard Gere' in oynadığı, şimdi adını anımsayamadığım bir film vardı. Çin' deki bir yargılama ile ilgili. Orada bırakın avukatı, mahkeme başkanı bile başsavcıdan emir alıyordu. Savcının güçlü tutulduğu sistemler devletçiliği aşırıya kaçan sistemlerdir. Adaletten ziyade devlet menfaatlerinin üstün tutulduğu sistemler yani. O yüzden, Türkiye geleneklerini halen daha taşımakta olan Yunanistan olsa olsa kötü bir örnek olabilir. Kötü örneklerde takılmak ise bizi bir yere götürmez. Şahsen Yunanistan' da görüntü öyle diye ben hiç teselli bulmadım. Aksine ABD' deki gibi savcı ile avukatın aynı hizada ve hatta savcının hakime göre sol tarafta durduğu bir sisteme kavuşabilme yolunda içim daha fazla sızladı.

Çay ve sigara meselesi hakkında ise Sayın Turan' ın görüşlerine aynen iştirak ediyorum. O zaman duruşmada ciddiyet kalmıyor gerçekten. Tecrübe ettiğim için söylüyorum ki, duruşma sırasında avukat olarak çay içmek hiç pratik birşey değil. Son derece çirkin göründüğüne de inanıyorum. Ayrıca o çayı içememiştim de zaten. Süs olarak durmuştu masada.
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savcı Sarıkaya Hk. Rusen_Alp07 Hukuk Sohbetleri 1 12-06-2006 19:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08312011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.