Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eşler birlikte yaşarken Nafaka

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-07-2012, 08:44   #1
gzmkws

 
Varsayılan Eşler birlikte yaşarken Nafaka

Boşanmak istemeyen müvekkilim, aynı evde yaşadıkları kocasının maddi durumu iyi olmasına rağmen evin ihtiyaçlarını karşılamadığından bahisle nafaka davası açmak istiyor. Hala aynı evde yaşıyor olmaları nafaka davası açmaya engel olur mu? Ya da birlikte yaşamaları talebin reddi sebebi midir?
Old 19-07-2012, 09:26   #2
vekilim77

 
Varsayılan

Birlikte yaşamaları nafaka davası açmaya engel değildir.Yardım nafakası adı altında dava açabilirsiniz.

A. Nafaka yükümlüleri

Madde 364 - Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

''Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.''hükmüne dayanarak bu cevabı verdim.
Old 19-07-2012, 12:27   #3
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/13988

K. 2002/14391

T. 3.12.2002

• NAFAKA ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak ve Gerekirse Taşınmazlarını Nakite Dönüştürerek İhtiyaçları Karşılamak Zorunda Olduğu )

• KADININ ÇALIŞMAMASI ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak ve Gerekirse Taşınmazlarını Nakite Dönüştürerek İhtiyaçları Karşılamak Zorunda Olduğu )

• EV İŞLERİNİ YÜRÜTEN KADIN ( Davalı Eşi Olan Davacıya Gücü Nispetinde Yeterli Maddi Katkıda Bulunmak Zorunda Olduğu )

4721/m.4,186/son,195,196

ÖZET : Tarafların yaklaşık 40 küsür yıldır evli oldukları ve aynı evi paylaştıkları, davacı Kadının ev işlerini üstlendiği, çeşitli hastalıkları bulunduğu, geliri bulunmadığı; buna karşılık kocanın Bağ-Kur emeklisi, evi, arsaları ve önceki çalışmalarından kazanımları olduğu anlaşılmaktdır.
Mahkeme gerekçesinde de doğru olarak vurgulandığı gibi davalı eşi olan davacıya gücü nispetinde yeterli maddi katkıda bulunmak ve gerekirse taşınmazlarını nakite dönüştürerek ihtiyaçları karşılamak zorundadır.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Davalı yönünden,
Temyize konu miktar 40.000.000 lirayı geçmemektedir.
HUMK'un 4146 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesi uyarınca bu gibi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
2- Davacı taraf yönünden ise;
Davada, tarafların aynı evde oturdukları, sürekli tartıştıkları, davalının evin ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşıladığı, eşinin tedavi giderlerini, yeme, içme ve giyinme gibi ihtiyaçlarını temin etmediği, davacının yakınlarının yardımına muhtaç bırakıldığı dolayısı ile evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği ileri sürülerek aylık 500.000.000 lira tedbir nafakası istenmiştir.
Mahkemece; davalının eşi olan davacıya yeterince mali destekte bulunmadığı gerekçesi ile aylık 40.000.000 lira tedbir nafakasına ( katkı payına ) hükmedilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 186/son maddesine göre; "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar."
Aynı şekilde 195. madde uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi... halinde Hakim'in gerektiği taktirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemelerle birlikte özel olarak, Eşler Birlikte Yaşarken başlığı altında 196. madde hükmü getirilmiş olup buna göre: "Eşlerden birinin istemi üzerine hakim ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler" ifadesine yer verilmiştir.
Hakimin parasal katkıda bulunma kararı verirken göz önünde tutması gereken ölçüler 196.maddenin ikinci fıkrasında belirlenmiştir. Bu fıkra hükmüne göre hakim katkı miktarını belirlerken eşin ev işlerini görmesini vs. göz önünde bulunduracaktır.
Her şeyden önce koca, aile olmanın sorumluluğunu üstlenip, eşinin sağlık, barınma vb. gibi ihtiyaçlarına maddi gücü oranında katkıda bulunmak zorundadır.
Somut olayda tarafların yaklaşık 40 küsur yıldır evli oldukları ve aynı evi paylaştıkları, davacının ev kadını olup ev işlerini üstlendiği, çeşitli hastalıkları bulunduğu, geliri olmadığı için kocanın maddi katkısına ihtiyacı olduğu buna karşın davalı eşin Bağ-Kur emeklisi olup, Evi, arsaları ve önceki çalışmalarından kazanımları bulunduğu anlaşılmaktadır.
MK'nun 4. maddesine göre; "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir." Uygulama dosya içeriğine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumuna uygun olmayıp, davacının sağlık giderlerini bile asgari ölçüde karşılayacak düzeyde bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde de doğru olarak vurgulandığı gibi davalı eşi olan davacıya gücü nispetinde yeterli maddi katkıda bulunmak ve gerekirse taşınmazlarını nakite dönüştürerek ihtiyaçları karşılamak zorundadır.
SONUÇ : Yukarıdaki gerekçeler, dosyadaki belge ve bilgiler ışığında bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasındaki "40.000.000.TL" rakamının karar metninden çıkartılarak yerine "100.000.000.TL" rakımı yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.12.2002 günü oybirliğiyle karar verildi.



-------------------------------------------------------------------
Old 19-07-2012, 12:42   #4
Av. Aynur Çelik

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

E:2007/14193
K:2007/14996
T:18.10.2007

Evlilik Birliğinin Korunması
Nafaka

Özet:
Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarım ödemediği anlaşıldığından Medeni Kanun'un 198. maddesindeki önlemler alınabilir. Ancak, davalı eş Bağ-Kur'dan yaşlılık aylığı aldığına göre düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Nafakaya hükmedilmek suretiyle evlilik birliğinin korunması daha doğru olacaktır.

4721 s. yasa m. 195,196,197,198,199

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde davalı ile 45 yıldır evli olduklarını, davalı eşin evine bakmadığını, elektrik ve su giderlerini ödemediğini, köy bakkalını kendisi ile alışveriş yapmaması konusunda uyardığını, kumar oynadığını ileri sürerek aylık 300 YTL nafakanın tahsilini istemiş, yargılamanın ikinci oturumunda ıslah ile davalının borçlularının ödemelerini kendisine yapması için önlem alınmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne; davalının Bağ-Kur yaşlılık aylığından 200 YTL'nin davacı kadına ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar uzun yıllardan beri aynı bahçe içerisinde ayrı evlerde yaşamaktadır. Davacı (ev hanımı) kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu davacı eşin ileri sürdüğü gibi davalı kocanın evin giderlerine katılmadığı, köy bakkalını uyararak eş ve çocuklarının alışveriş yapmasına engel olduğu ve kumar oynadığı tanıklarca ifade edilmektedir.
MK'nın 198. maddesi uyarınca "Eşlerden biri, birliğin giderlerine yükümlülüğünü yerine getirmezse, hakim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir".
Anılan hüküm Medeni Kanun'un, aile birliğinin korunmasına ilişkin "Birliğin Korunması "başlığı altında düzenlenen önlemlerden biridir. Aile birliği korunmasına ilişkin bu önlemler (m. 195-199);"eşler birlikte yaşarken ailenin geçimi için diğer eşin yapacağı parasal katkının belirlenmesi"'(m. 196) "ayrı yaşama halinde nafaka (m. 197) eşlerden birinin borçlularına ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmasının emredilmesi" (m. 198) ve "eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması" {m. 199) dır.
1479 sayılı Kanun'un 67. maddesine göre bağlanacak aylıklar nafaka borçları nedeniyle haczedilebilir, devir ve temlik edilebilirler.
Bu hükme göre, davalının Bağ-Kur'dan aldığı yaşlılık aylığını doğrudan diğer eşin almasına karar verilmesinde Bağ-Kur Yasası yönünden bir engel bulunmamaktadır.
Bağ-Kur, MK'nın 198. maddesindeki "borç/u/ar "terimi içinde yer almalıdır. Hakim anılan hüküm uyarınca koşulları gerçekleştiği takdirde; eşlerin birlikte yahut ayrı yaşaması halinde bu önlemi alabilir.
Önceki MK'nın 198. maddesinde yer alan "emreder" kelimesi İsviçre Medeni Kanunu'nun bu maddeyi karşılayan 171. maddesindeki esaslara uygun olarak emredebilir diye düzenlenerek hakimin takdir hakkının bulunduğu şeklinde değiştirilmiştir. Bu bakımdan sebeplerin gerçekleşmesi halinde kanundaki önlemlerden birinin tercihi, hakimin takdir hakkı çerçevesinde mütalaa edilmelidir.
O nedenle, Medeni Kanun'un 198. maddesinde düzenlenen ve birliği korumayı amaçlayan bu önlemle, davalı kocanın alacakları üzerindeki tasarruf selahiyeti kaldırılmakta olduğundan önemli nedenler halinde bu önleme başvurulmalıdır.
Davalı kocanın sorumluluk sahibi olmadığı, kumar oynadığı, evine harcama yapmayan bir kişi olduğu, eş ve çocuklarının alışveriş yapmaması için talimat verdiği, telefon faturalarının ödenmemesi nedeniyle telefonun kesildiği ifade edilmektedir. Bu bakımdan MK'nın 198. maddesinin öngördüğü koşulların gerçekleştiği kabul edilebilir. Ancak, davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle korunması (m. 198) mümkündür. Bu gibi durumlarda, diğer eş için ağır neticeler doğuran; onun tasarruf selahiyetini sınırlayan yahut "kısıtlı "durumuna sokan bir önleme başvurulmamalıdır.
Mahkemece talebin içeriği de gözetilerek nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD OCAK 2008

Not: Meşe İçtihat Bankası
Old 19-07-2012, 13:51   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Demek oluyor ki eşlerin birlikte yaşaması nafaka talebine engel değildir. Eşler birlikte yaşarken de nafaka talep edilebilir. Davalı kocanın eve bakmadığı,para vermediği,evin geçimini sağlamadığı iddia ve ispat edilirse davacı eş için uygun miktarda bir nafaka takdir edilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davasında Nafaka Talebi Olmayan Kişi Boşanmadan Sonra Nafaka Davası Açabilir Mi? hazav Meslektaşların Soruları 7 13-05-2013 21:51
Boşanmak ve çocuklarım için Nafaka istiyorum? Nafaka neye göre belirleniyor? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-06-2010 19:22
boşanırken nafaka istememiştim şimdi ailesinden nafaka isteyebilir miyim Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 12-09-2009 19:19
Şimdiye kadar ödenmeyen nafaka için açılacak nafaka davası Hülya AKYILDIZ Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 28-01-2008 18:55
Nafaka Alırken İşe Girmek ve Bunu Bildirmemek Suc Mudur? Ödenen Nafaka Geri Alınır Mı Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 06-01-2008 19:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03994012 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.