Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu iptal-tescil ve sebepsiz zenginleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-04-2013, 11:47   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan Tapu iptal-tescil ve sebepsiz zenginleşme

Müvekkil M ile X aynı köyün sakinleridir. Bölgedeki deprem sonrası ikisine de devlet tarafından ev verilmiş ancak X yaşlı ve hastadır, oğlu X 'in evini tek kardeşi Z'den kaçırmak için her nasıl yaptı ise X'in evini R'ye satış göstermek sureti ile annesinin üzerinden devretmiştir.

Müvekkil köyün bir ucundaki evini kızına yakın olması sebebi ile köyün diğer ucundaki X'in yaşadığı ev ile değişmek istemiştir. X'in kızı da Müvekkilin evinin yakınında oturmaktadır dolayısı ile taraflar kabul etmiştir.

Taraflar bir araya geldiğinde Sadece kızına yakın olmak ve bu X Y Z R arasındaki ilişkiyi bilmeyen Müvekkil M; R üzerine kayıtlı taşınmazı tapuda satış ile alıp aynı gün kendi üzerine olan evi de Y'ye devretmiştir. Gerçekte hiç para akışı olmamış aynı nitelik, eder ve tipteki (sadece yerleri farklı) evler değiştirilmiştir.

*Ancak gelinen noktada Z muris muvazası iddiası ile dava açmış ve Müvekkilimizin takip etmediği temyiz dahi etmediği dava kesinleşerek İptal edilmiş vefat eden X'in mirasçıları Z ve R adına %50 hisse ile tescil edilmiştir.

Müvekkil şu noktada elindeki evinden olmuştur. Y'ye karşı dava açmayı düşünüyoruz. Ancak bundan önce fikir görüş ve önerilerinize ihtiyaç duydum.

İlginiz ve yardımlarınız için şimdiden Teşekkürler.
Old 10-04-2013, 19:04   #2
gamze tuna

 
Varsayılan

aslında burda trampa sözleşmesi var ancak burada iki sıkıntı var. 1.si Y ye yapılan devir tapuda satış gösterilmiş,2.si ise bu trampa sözleşmesinin tarafı aslında R iken M evi Y ye devretmiştir.Yani trampa sözleşmesinin taraflarında sıkıntı var.Üstelik Y ye de tapuda satış göstermek suretiyle devir yapılmıştır.Taşınmaz devir işlemleri ancak resmi şekilde yapılabilir.Müvekkilinizde trampanın tarafı olmayan kişiye yani Y ye tapuda satış göstermek suretiyle devir yapmıştır.Bu durumda Y yapılan devirin aslında satış değil trampa olduğunu nasıl ispatlayacaksınız.Tapudaki devir R ye yapılsaydı belki işiniz daha kolaydı ancak bu durumda biraz zor gibi.benim aklıma bir şey gelmedi yani.sebepsiz zenginleşme için de tek yok yemin delili gibi gözüküyor.kolay gelsin..
Old 10-04-2013, 22:15   #3
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

İşte ben de Y'ye karşı hileye dayalı tapu iptal ve tescil ile tazminat davası açmayı planlıyorum.

Neticede Müvekkil tapuya gittiğinde R ile karşılaşınca Y bunun bir sorun olmayacağını zaten taşınmaz R üzerine olduğu için karşılıklı devir yapamayacaklarını bu yüzden satış göstermeleri gerektiğini ifade ederek evin neden R üzerinde olduğuna (muris muvazasına) hiç değinmemiş, Müvekkilde Y'nin aldatıcı beyanlarına inanarak evini devretmiştir.

Alıntı:
T.C
Y A R G I T A Y
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı:
Esas 2004 Karar
4125 4717
YARGITAY İLAMI

Mahkemesi :T 3. As.H.H.
Tarihi :11.9.2003
Alıntı:
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere;hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olaya gelince;çekişme konusu 102 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 16.4.1999 tarihli akitle davalılardan Sabri'ye satış yoluyla temlik edildiği,daha sonra çeşitli el değiştirmelerle son olarak davaya katılan Erdoğan ve Ahmet Naci adlarına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Davacı bu temlikin kendisinin yanıltılması ve kandırılması ile gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Ne var ki, mahkemece bu iddianın yeterince araştırıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca,yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle öncelikle davacının hileye ıttıla tarihinin belirlenmesi,bu tarihe göre davanın süresinde olduğunun saptanması halinde iddianın her türlü kanıtla ispat edilebileceği dikkate alınarak davacının ibraz edeceği delillerin(tanık dahil) toplanması; iddia sabit görüldüğü takdirde son kayıt maliklerinin Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,21.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Yukarıda değindiğim muris muvazaası sebebi ile iptal ve tescil davasındaki beyanlar Müvekkil lehine delil olacaktır. Keza olaya bakınca işten en karlı çıkanın Y olduğu açıktır. Öncelikle Z'den mal kaçırmak için Muvazaalı olarak annesinin taşınmazını R'ye devrettirmiş ardından da kendisi maşa olarak Müvekkilimizi kullanmıştır. Müvekkilimiz ile yapılan devir R'nin devraldığı tarihten 8 ay sonradır. Müvekkilimizin muris muvazasından haberi olması beklenilemez. İyi niyetlidir. Zaten muris muvazasında davalı olarak yer almasına rağmen kötü niyeti şaibede kalmış bu hali ile usulden davayı kaybetmiştir. Halen daha iyi niyetli olduğu ve Y'ye karşı açılacak davada HİLE ile kandırıldığı bunun en önemli unsurunun da muris muvazasının gizlendiği, taşınmazın R'de olmasından dolayı çözüm için satış gösterilmesi gerektiği söylenmiş ve müvekkil bu şekilde aldatılmıştır şeklinde iddiada bulunacağım ancak bu kez de karşıma HİLENİN ÖĞRENİLDİĞİ TARİH ve hak düşürücü süre kavramları engel olarak çıkıyor.

Buna yönelik savunma ve beyanlarımı da Muris muvazası sebebi ile tapusu iptal edilene kadar bilmiyor oluşuna götüreceğim neticede dava küçük yerde olduğu için muris muvazasına bakan hakim bakacaktır. Ve Y'nin bu işten en karlı çıkan olduğunu o da biliyor. Aleni bir dengesizlik ve haksızlık var. Hakim hak düşürücü süreyi Re'sen gözeteceğinden hile'nin öğrenildiği tarihi serbestçe takdir edebilir ve dediğim gibi muris muvazasına dayalı tapu iptal ve tescil davasındaki kararı öğrenme tarihi olarak kabul eder mi? hal böyle olur ise 1 yıllık süre sizce ne zaman başlar.

Gerçekten de Müvekkil hile ile kandırıldığını (gerek satış aşamasında birşey olmayacağı prosedürün bu olduğu belirtilerek satış gösterilmek sureti ile devrettirilmiş dava aşamasında birşey olmayacağını Z'nin boşa çabaladığı telkin edilmesi sebebi ile de davaya katılımı engellenmiştir) muris muvazasına dayalı tapu iptal tescil davasında Y'nin de davalı gösterilmesi ve temyiz etmesi neticesinde yargıtay kararı ile bize gelmesi esnasında öğrenmiştir.
Old 10-04-2013, 22:44   #4
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Yeni Borçlar Kanunu (TBK)6098
IV. İrade bozukluğunun giderilmesi

MADDE 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.

Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.

*** Açmayı düşündüğümüz davanın netice kısmını
Tapununun iptali ve tescili bu mümkün değil ise Davalının aldatmasından kaynaklı olarak Müvekkilin uğramış olduğu zararın hakkın doğumundan itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminini şeklinde mi açmalıyım?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu Kaydının düzeltilmesi mi yoksa tapu iptal ve tescil davası mı açılmalı? Av. SEZGİ SARISALTIK Meslektaşların Soruları 8 27-11-2020 20:05
Tapu dışı iktisap tapu iptal ve tescil davası gnchukukcu Meslektaşların Soruları 3 11-12-2012 18:29
tapu iptal tescil Av.Ali ÇİTİL Meslektaşların Soruları 1 21-05-2012 16:58
tapu iptali-sebepsiz zenginleşme mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 1 06-07-2007 11:26
tapu iptal-tescil Defi-Def Meslektaşların Soruları 5 16-05-2007 12:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04773998 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.